22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 27 Hariran 1967 SAHİFE BEŞ Yerli üretim, ihtiyacin yansmı karşıhyor Petrol sahasının % 82'si henüz aranmıyor Mılyonlarca yıl önce yaşamış kabuklu denız havvar'arının bı raktığı ve adına petrol denen mıras, son yıllarda Turkıvede de hemen herkesın ilgılendığı bir konu halını alıverdı. Konunun halkoyu'na mal olması bir kaç yıh bulmazken Tur kıye'de petrol çalısmalarının baslangıcı, petrol ıle ılgıh kanunun çıkarıldığı 27 Mayıs 1933 gunüne ulaşıyordu. Ama ne var ki baslayan aramalar ancak 1940 yılında meyvesını verraış ve 20 Nısan gunu Raman dağınaa tıcarî önemi haız ılk pelrol bulun muştu. Bunu dığer sahalar takip ettı, Türkiyenm bir pptrol bolgesi olduğu yoluadaki inanç kesınleşti. PETROL İHTİYACI Türkiyenm yılhk petrol ihtiyacı 5,5 milyon tondur. Bu ıMıyaç, Turkıyenın gehsmesme pa ralel olarak 1975 yılında 10 m:lyon tona yukselecektır. Halbukı bugunku ıhtıyacın ancak >uz de 47'sı yerli kavnaklardan kar•ılmekte, açık; ithâl malı hampetrol ıie kapatılıruıktadır. Petrol aranması bakımından Turkiye dokuz bölgeye ayrılmış tır. Bunlardan Konya AksarayıErganı • Trabzon ve Tosya'yı birleştıren çizgüerın arasmda kalan Üçüncü Bdlge ile Trabzon . Ergani hattının doğusundan Hakkariyı de ıçine alan Dorduncu Bdlge'de orama işlemıne ızın verilmemektedır. Aramaya açık bolgelerde halen arama yapılan saha tutarı 41.065 kılometredır. Bu da aramaya açık 218 bın kılometrekarehk sahanın vuzde 82'sıne henuz el sürülmemiş olduğunu ortaya ko\maktadır. 1975'de ulaşılması gereken 10 müyon tonluk uretım ıçın yetkılıler 1 mılyar 'a5 miljon lira lık bir yatırım yapılması gerektığını hesaplamı<ırd.r. Bu Tur kıye içın buyuk bir yatınmciır Hele her sondajın, mılyonlar sarfmdan sonra hıç bir sonuca ulasamadlğı da KDzor.unde tutulursa mesele daha da açık bır şekılde ortaya çıkmaktadır. PETROL KANCNU Turkıyenın dunyadakı petrol mustahsılı ulkeler arasına gırışı 1954 yılında çıkan Petrol Kanunundan sonra olmustur. Kanunun oazip ma^ielerı ılk an DELEGELEE TOPLANTIDA FİJ TOPLANTISI BAŞLADI "Hükumet, basına destek olmayı şiar edinmiştir,, Uluslararası Gazetecıler Federasyonun (FI.J.) İcra Komitesi, dun saat 9 dan itıbaren Yakm ve Ortadoğu Çalışma Enstıtusunde çdlışmalarına başlamıştır Toplantının açış konuşmasım yapan Turızm ve Tanıtma Bakanı Nıhat Kurşat, «basın hürriyetine inannııs bir hükumetin üvesı olarak vapacadnız bn çalısmalarda basarılar dilerim» riemıs ve konuşmasına şoyle devam etmıştır: «Hükumetimiz, bür cemiyet düzeninin ve demokratik sistemin en büvük teminatı olan ba sına. her bakımdan destek ol • maM siar edinmiştir. Güzel tstanhulda vapacajınır toplantıda gorüseceginiz, mesleîinizle ileıli çok önemli konnlar vardır. Türk basını. şüphesiz ki bir takım çetin problemlerle karsı karsıya kalmıştır. Hükumetimiz basın mensuplannın ve fikir iş çilerinin sosyal güvenlik itatiyaçlarına egilmiş \e bo alanda en uvgun tedbirlere basvurulmustnr. Bu arada, issizlik sigor tası meselesi de mevzaata alınmıştır. Diğer taraftan. nygulan makta olan tazminat hükümleri. ışveren ile fikir işçileri arasında zamaıı zaman süçlükler doşurmaktadır. Ba ruçlükleri bertaraf edecek ve tarafların mağdnriyetini onlevecek tedbir lere tevessül edilmiş bulunulmaktadır.» Daha sonra Turkiye Gazeteci ler Sendıkası Genel Başkanı Doğan Can da, toplantının memleketımızde vapılmasından duyduğu memnunıyetı beiırterek komiteye oaşarılar dılemıştir. Toplantının gundemıne alınan maddeler arasında, memleketımızı yakından ••lgılendıren, «ba&ında trostleşme» ve «gazetecının çalışma saatleri» de bu lunmakiadı». Avukat AStaş vefat etti 1 i Teessurle haber aldığımıza gore I İs/anbul'un tanınmış avukatların | dan Manahım A Altas cuma gunu Pan^'te \efat etmıştır Altaş, Baronun en eskı avukatla ı rındandı, ozelhkle tıcaret hukukuyla ügılı dâvalarda buyuk şohret yapmıştı Kadıköy'de intihar cden diş hekimi Kadıkoyde Baharıye Caddesi Hayat Apartmanı 93 3 sayıda dış doktorlugu yapan Suphı Zuhta Hekımoglu. dun oğleden sonra dairesındekı kalorıfer borusuna asıll bulunmuştur. 78 yaşındakı doktorun mtıhar ett;ğmı bıldıren pohs, olaym nedenlerını araştırmağa feaşlamıştır. Yukarıdakı M I H I H I ıieğeri tam 7,'J,XJ .. tarafından Esmelide acılan bu ku>u arazideki kırıklar juzıınden kuru çıkmış ve lcrk edilmiştir. Diğer fotoğraf ise kîş avlarında Esmeli kuyusuııun donan su borularımn mazotla jakılması görülüyor. ' da 25'den fazla yabancı şırketi Turkıyeye çekmış fakat bugun bın hem arama hem Uretım çalışmalarına devam eden Shell, dığerı de arama çalısmalarını durdurup uretırae devam eden Mobıl olmak üzere ıkı yabancı şırket kalmıştır. Petrol kanunu özetle şu hukumlerf tasımaktadır: «Petrol Kanununa göre petrol aramak için arama ruhsatnamesi almak gerokmektedır. Bu ruhsatlann sayısının bır bölge içinde 8'i c«ı l n cmesi lâzımdır. Azami, 50.000 hektar araziyi kaplayan bır arama ruh satının 6 yıl müddetle vcrilmesı tamamiylc Petrol Daıresinin takdirine bırakılmıştır. Ruhsat sahibi bir yıl içinde petrol aramaya baslamak ve büsnüniyetle devam etmek mecburıyetındedır. Ruhsat sahibi bir bölgeye müteallik en eski rub<atnamesı nin taribinden en çeç 5 jıl içinde ruhsatnameleriniıı herhangi e birinde sondaj faalivetiue S S" fnek mecburijetindcdir. l'etrol bulunduğu takdırde, sondajı j a pan sırket 2 yıl içinde a\nı bölgelerdeki diçer bir ruhsatname sahasında sondaja baslamak mecburijetindedir. 5 yıl içinde de bütün ruhsat sahalarında petrol arama sondajına baslanmış olmalıdır. Sondaja baslamıs olan bir sirket (.alışmasını hiısnüniyetle devam ^(tirmeli aynı zamanda bır ku\unun tamam!an masivle bır ikincisnıin açılmssı arasmda 6 ay dan fazla zaman çeçmemelidir. Petrol Kaııununun ynkarıda zikredüen biiküm lennden de anla.şılacaiı gibı, kanun, arama sondajları hakımından ea\et sarib mükellefi\etler ihtiva etmektedir, zira arama sondajları ruhsat sahalarında ticarî miktarda petrol bu lunup bulunmadıŞını tâvin eden \asıta ve dolayısıyla arastırmanın en mühira \e en palıalı safhasıdır. Ticari miktarda petrol bnlunduğu takdirde, sirketler petrol sahasını gelistirmek, bulunan petrolü çıkartmak \e istihsâ! ct tıği petrol için pazar bulmak mecburivetindedir.» TERLt VE ÎABANC1 PETROL Petrol ıthah yer ne, ıhtivacın yerh petrolle karsılanmasınm Turkiye ıçın her nakımdan ta=ı dığı hayatî onem su kuçuk nji salle ortaya çıkm3ktadır tthâl edılen petrol ıçın rautlaka do vız odenecektır Devlet bu do vız kaybına karşıl k, getırılen Petrol degennın yuzde 36'sı kadar bır gehr sağlavacaktır. Bu da gumruk vergısHır tthah ya Pan şırkete kalan pay ıse fıat tutarının yuzde 64'u dür. Yerh petrolde ise durum bunun tam tersıdir. Bır kere dovız kaybı yoktur. Deviet uretılen yerli ham petrol değerının yuzde 64'unü almakta. uretıcı şırkete ıse yuzde 36'sı kalmakta dır. Bu yuzde 36'nın Turkçe dı sına transferı ıse bır çok ka\ıt lara bağlanmıstır PETROL tSTtHSALl Turkıyede 1966 >ılında 2 04112] ton ham petrol üretilmıştır. Bu rakamm üretıcı şirketlere dağı lımı şoyledır: TPAO: 765,599 ton, Shell: 713,180 ton, Mobıl: 521,369 ton, Eısan: 41,173 ton. Ersan şırketi tarafından üretılen hampetrol, Gazıantep Çımento Fabrikasında yakıt olarak kullanılmaktadır. GüNLÜK ÜRETtM 1967 yılına aıt rakamlar henüz kesınleşmemekle beraber ılk uç ayın ortalamasına gore; TPAO: gunde 14,962. Mobıl: gunde 9718. Shell: gunde 20000, Eısan: gunde 830 varil üretim \apmaktadır. (Ortalama yedı \aril hampetrol bır tondur.) PETROL İTHALİ 1 Yıne 1966 vıh ıç:nd e J l 2,484 ton ham petrol ıthâl edılmıştır. Bu da şırketlere şu şekılde dağılmaktadır: Shell: 123.535 ton, Mobıl: 1,004,377 ton, TPAOrPO: 1.426,151 ton. B P.: 558,421 ton. 1967 yıh başından itıbaren Shell. petrol ıthalmı dutdurmuş lur, hâlen kendi astıhsah olan yuzde yuz yerli ham petrclden elde edılen urunlen satmaktadır. RAFİNERİLER Petrol uretımı ve ıhtalınin yanı sıra rafınerıler de buyuk onem tasımaktadır. Çurıku, yer lı ham petrolun ıslenmesı ımkanı bır yana, dısaııdan ıthâl edılen ham petrolun Turkıyedekı rafınerılerde ıslenmesı ile elde edılen urunler, ıthâl malı ürunlerden yuzde 40 ucuza mâl olmaktadır. Pığer bır dejımle rafınerıler yuzde 40 dovız tasarrufu sağlamaktaılır. Ancak, Batman, Ataş ve lpıas rafınerı lerının toplam kapasıtelen, Tur kıyenın yakın gelecektekı ıhtıjacını karsılamaktin u^ak bır se\ı>ededır. Dışarıdan mamül madde ıthalını onlemek lun Ataş ve îpraş rafınerılerınin tev sıı ile dorduncu bır rafınerinin kurulması kararları t3tbık safhasına konmuştur. SATIŞ TEŞKİLÂT1 Petrol urunlerının tuketicıye satıiı bellı başh sekız şırket ta rafından yapılmaktadır. Bunların Turkıyenın muhtelıf bolgelerıne dağılmış olan tjtıs ıstas yonları 31 Ocak 1°66 gunu yapı lan tesbıte gore foyledır: TPAO: 160 (Sonradan durdurulmuştur), Petrol Ofısı: 906. Shell: 643, BP.: 455. Mobil: 720, Turk Petrol: 352 (Mobil'in ürettığı malı satmdktdüır). Akpet: 31 (Petrol Ofıs malı satmaktadır), Belpet: 9 (Petrol Ofıs malı satmaktadır) SATIŞ MİKTARLAK1 1 «6 vılında 958,017 lon benzin satılmıştır. Bu mıktarın şırketlere dujen eatış dır »».:x..: ^IIIIIIÎIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllUJIIIIIIIIinillllllllllllllllllllllllllllllllllUIIMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIII^ Her geeen gün üzülerek goruyoruz ki, Dünyanm cenneti lstanbul'da sahillerden ı c denizden yararlanma imkânları gittikçe daralmaktadır. Hafta tatıli gunlerinde umumî plâjlarda denize girmek bir meseledir. Hattâ Çekmece tarafıııda denize girebilecek >er aramaja çalışan bir \atandaş neredeyse Tekirdağı'na kadar uzanmak m'ecburiyetinde kalmaktadır. Bu halin vatandaşa vcrdiği uzuntu bir vana, sa>ılarının her gun artmasını dilediğimiz turistlerin kendılerine vadettiğinıiz guneş, ha\a ve deniz yerine sadece, kızgın güneş altında şehrin kesif trafiği içindeki ha\ajı teneffus etmekten başka bir şey bulamadıklannı görmek, kendi uzuntumüzıi de unutturmakta ve bizleri utandırmaktadır. Ustelik bu hale bir çare bulmaya değil, muhtemel çareleri de ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz. Nitekim, öğrenmekteyiz ki, Turkijenin en bujıık tcrsanesini kurmak üzere Ulastırma Bakanlığımız bir Japon firmasının temsilcileri ile prensip anlaşmasma \armış olup, bu gunlerde anlaşmanın esaslarının müzakeresine geçilmek uzeredir. Muhakkak ki, buyuk bir yatırımdır. hayırlı bir teşebbustur. Biran once gerçekleşmesini canı gönulden dileriz. Ama imkânlarımızı son kertesine kadar değerlendirmek mecburivetinde olduğumuz bir zamanda, bir adım ileri giderken, bir adım geri gitmcyi her halde arzulamayız. Butun bunlann başlançıcta sbzunü ettiğimiz, turist, deniz mevzularıvla ne alaâkası olduğu sorulabilir, Açıklayalun: Iktisadî gereklere ve Kalkınma Plânımız hedeflerine gbre bü>uk jatırımlarm kuruluş >erleri oyle scçilmelidir ki. o bolgelerde iktisadî canlılık \e >cni iş imkânları yaratılsm. Başka yollarla değerlendirilmesi mumkün olamayan bolgelerde bir hayatiyet \e gelişme sağlansın. Karadeniz sahilindeki Ereğlinin Ereğli Demir \e Çelik tesisleri sajesinde eriştiği durum buna bir misaldir. Herhalde tersaııe içiıı de buna benzer bir kuruluş yeri duşuniilchilir. Değil nıi? Ha\ır. Biz tersaneU böyle bir yere değil, dünyanın en güzel koşelerinden bir olabilecek İstanbul'un içinde ve Pendik'in yanı başıııa Pa\li adasınııı karşısında kurmak istiyoruz. Pavli adasınııı karşı sahili, turistik tesisleri ve kampingleri ile ^crli ve jabancı turistlerin, Istanbullu'ların deniz hasretini gidcrcn cennet koşelerimizden biridir. Biran için duşunun, tersane cibi bir ağır sanayün buraları n,e hale sokacağuıı ve Pendikten iki tarafa sahil boyunca >ayılacak >ağ tabakları icinde denize uzaktan hasretle ve ha\retle bakan turistlerin halini. Diğer taraftan tstanbul'un merkezinde sayılabilccek bir sahada sınaî müesseselerin yarısına yakın kısmının üstüste sıkışmış olması karşısında ileilıler, sanavicilere fabrikalarını İstanbul dı«=ına cıkarmalarını ta\siye edip dursunlar ve turistik bölgedir diye müsaade etmedikleri yerleri Devlet yatırımlarına açsınlar. Sahillerimiz ve Turizm Vuran Vuranadırl bizim \ Hekimhaıt'da [ Tabancasız, bıçaksız kişi yok, ; basıbos gezen çoktur burada. Öğ ; retmenin camını kırarlar. Önune : çıkarlar. Ağız dolusunca kufur ; savururlar. Kulaklara dokulür ; erimış kursun gıbi. Suçlu vaka ; lanır, dakika geçmez serbest bı : rakılır. Ve de sonra goğüs gerer, E ceketini omuzlarına atar, geçer ; onumüzde çalım satar. Suçlu sız • mışsiniz gibi kısılırsınız. Kuçu : lursunuz, ezilirsiniz. : Tabanca sesınden havada kus ; lar rahatsız olur. Hekımhan'm : dağları, Köroğlu'nun dağlarını : geçer. «Dağlar seda verır, ınım ; inim inilder » Kendini bılen, ak • lı basında her kışi, verır ehnı : çenesıne, duşunur. cKanun ne : den yapısmaz suçlunun ensesı • ne? Neden gırtlağım sıkmaz? ; Yoksa bunlar, kanunlanmızdan : daha mı güçlüdurler?.» : tsmi mahfuz : «Tıkırtı... Bir kapının açılıp kapanması sesi..» Kaymakam ile Mal Muduıu arasında yapılan konuşmanın bandı boyle başlıyor. «Çık bak kimse var mı? (bır kapı açılıp kapanması sesı) Kimse kalmadı mı? Yok. Kimse kalmasın da... Korkayorum.. Korkuyorum... Vallabi korkuyorum . Sayın .. Sayın tamam, sa yın diyorum. Bu kadar para\ı bir arada görmedim, peki . (sessız bır bosluk) Çok tcsekkür ederim Havırlı çünlerde inşallah .. Inşallah.. tnsan biraz korkar .. Korkuyorum, akla hayale gelmejen bir seyler olur, suç üstü olur paranın uumarasını alırlar, yabut da verirken kimse görür, paranın iıstünde parmak izi olur (bu arada gülüsmeler) çok ivi, çok kor kuyornm da Aydın bey. Hamdolsun. Çok korkuyorum da.. Şimdi bu az para değil beş bin lira para veriyorsun, sana huznr içinde çay mı ısmarlayayım, başka bir şey mi?... Eh iste ne yaparsın, suya sabuna dokun dunnadan, böyle iyi suya sabuna dokunmadan, peki, Vtıral beve de bö>le mıiracaat ettiniz mi? Vural beyle böyle bir sev konuşmadık.. Hııı, teklif ettiniz mi? Yok. Kendisiyle pek fazla çalısmadık da, çiderdik meselâ bazı keşiflere beraber öğle yemeğini yemez, evet, aman dedikodu olmasın Kaymakam kuzu yedi, bazen peynir ekmek götıırürdük, evet orası burası çibi şeylere müsait defil, pek övle arazi yok altı yedi av karla kapalı .. Nerede kaldınız? Karlı ovada mı bir buçuk sene? KarIıovada ıdım bır buçuk sene. Orada mı evlendiniz? Yok . Okuldan geldıkten sonra mcmurıyete ıntısap ettım, uç sene me murıjet yaptıktan sonra . Çok sıkıntılar, dertler çektım. Sey çalıstırıyor musun? Yok efendım, kaç tane kaç tane? Kız uç buçuk yaşında, oğlan bir yaçında.., Babamızdan bır şey kslmadı, hıç olmazsa bir ev sahibi olalını H. A . bey .. Yedi yuz lıra maaşla .. sen hıç harcamadığın gun yirmi otuz lıra masraf edıyorsun yahu bır sey değil. H. beyle yardımcısına az vermıssin 350 şer lıra pek az onların hakkı bıze geçtı, beşer yuze ıkmal edehm hıç olmazsa beşer yuz liraya tamımlayalım 350 şer lıra hakıkaten Oîm.a?. Peki olur.., ^u seye y»Wtşiklı imzamı atayım sövle parker kalemle... iîerı ıçın de ıyı oldu. Bakarsın ki çıftlık, üzerınde durur mufettis getır tır, şıkâyet, yok yok, valı bevle de ıtımatları yanı .. kaymakamlarımıza ıtımadımız var, bılhassa yenı geldınız . yeni gelen kaymakam... mutecavız mütecavız olan olan çıftlık. çiftlik ıdaresinln men'ine menine gayrı menkulun ga\ rımenkulun muştekılerıne.. mahallen.. Mahallen teslımıne.. teslımıneee temam.. 6 3.1967 En yak"üklı imzamı atıyorum .. beş bın lıra aldım Çok teşekkur ederim efendım... Ben de tesekkür ederim . Bunu kaleme ver olur. Onlara da artık munasıp sekılde dağıtalım, olur her ışte «eyımı . boş ver şu arazı ışımı neyse... ben de ılk zamanlarda memurdan ahrken korkardım .. bır amırhkten fazla abılık aosterdın bana, sonu ıyı gehr 'nşallah . gorustuğumuzden memnun oldum.. Peki tesekkür ederim Bır çavımı bıle içmedm. Baska zaman inşallah bir daha sefer (bır kapı açılıp kapanması ve teyp sesine benzer bır gıcırtı..) ÇİFT KELlMELER NEDEN? Banda aıt tutanakta, konusmalar arasındakı tekrarlar içın şojle denılmektedir: «Konuşmanın son kısmında çift kelimelerle gösterilen (mutecavız olan çiftlik idares.inın men'ıne ve gayri menkulun muş Teyp bandında neler var? ROPÖRTAJ : FÎKRET OTYAM I Topraksu köylülere kaymakam toprak vermişü tekilerıne mahallen teslımıne) cümlesi biri tarafından dikte ettirilip diferi tarafından bem ağzı ile tekrarlayıp yazdığı, zira tekrarlayan sesin çok ağır bir şekilde tekrarlanmasından jazdığı kanaatine varılmıştır.» YA RAKAMLAR? YA RAKAMLAR?... Vıranşehır'e bağlı, kuçüklu buyuklu 317 koy var. Bu topraklarda yaşayan insanların tek gelir kaynağı tarım. Vıranşehır' ın sınırları içindeki arazı 9 mıl 3 on donum cıvarında olduğu be lırtılıyor. Bunun 2.700.000 dönumu Ceylânpınar Devlet Üretme Çıftliğının, gerıye kalan 6 mıl yon dönümün ise şahıs ve Hazine arazısi. Şahısların elindeki tapulu arazı 1.5 mılyun donum. 4 5 milyon donum de yağmalanmak ıstenen Hazine malı! Yanı beytulmal... Ne kazanıyor Hazine bu bereketlı mılyonlarca donum arazıden? Ne kazandıgını değil de, ne kazanmadığını belırtmek yennde olur. Aklım durdu anlatılanlardan.. Dıyelım, kıraya verılecek arazi 10.000 dönum.. Bu, kıra mukavelesınde 2.000 donum gdsterıliyor! Kıralar da akıllara durgunluk verecek kadar az.. Tabıî 10 bın dönumlük Hazine malı 2 bın dönüm gösterilince adama sıgara ıkram etmezler, ruşvet verirler!. Ne bilevim 80 hın liralık kocaman, yepvenı bır otomobılı 20 bın liraya satarlar bu isı kıvjranlara.. YİYÎN EFENDtLER YİYİN... Hazine toprakları belırlı ağaların elinde.. Bu bereketli topraklar üzerinde binlerce toprak sız kdylü var. Anlattılar: Bu bölgede 50.000. 70.000 dönüm topragı bulunan kişiye büyük, 2030.000 dönüm topragı olana orta, 10.000 dönüm topragı olan kisiye küçük, 5.000 dönüm toprafı bulunan kimse>e de «fakir aga» gözüyle bakılıyor!. tmtiyazsız sınıfsız'ı bir yana bırakalım, yağmalanmış topraklar üzerinde/ bulunan topraksız köylü ise • . 90!. BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE Bındiğım jeep, bereketlı topraklar üzerinde seke seke gıdı yor Ekınler denız gıbı dalgalan mada.. Ne ucu var, ne bucağı.. Seke seke gıdıyoruz. Indım jeep ten.. Başakları desteleyıp kopar dım. Saydım bır başağı, 44 tane vardı üzerinde. Bır dığerınde 39! Bu bereketli topraklar Cevlânpınar Devlet Üretme Çıftlıgı nın topraklarına sınırdı ve bır araba volu arıyordu bereketı.. Yol gostencıme sordum: «Kimin bu topraklar, nçsnz bucaksız? Masallah.. Basaklar da pek yüklü..» Adam ılkın cevap vermedi Israr ettım.. «Albavın» dedi. Şaşırdım. «Ne albayı yahu?» «Sttvari albayının begim..» «Emekli mi albay?» «Degildir begim, ordudadır!» Gece Ceylânpınar'a geldı£ım zaman dostlarımı buldum, sordum albayı. Bır tanesı «Aman ağabe>» dedı, «Cğraşma albjvla, başın yanar.. Burada bize anlattıklarına gore çok kıymet li bir albaymış, guvenlik işleriyle mi ne uğraşıyormus da bır türlü emekli yapmıyorlarmış.. Gözünü seveyım bakarsın basına bir iş mis gelir, yazık olur sana.. Biz agzımızı kapattık. ba karsın adam gelir, bir ihbar, Suriye ile şöyle ediyor, böyle ediyor, al basına belâyı. Ne me lâzım ağabey, Allah büyüktür.» «ALLAH BÜYÜKTÜR...» Ağlıyordu koyluler.. Kavmakamın ardından aslıvorlaroı. Ceylânpınar landarma ba^çavuşunun zulmunden, albayın akrabalarının zulmunden ağlıyorlardı .. Jeep'e bınıp a\ rılırken ellerıme sarılıyordu ak saçlı koyluler, bebeler ellenmı opuyor, yanaklarına suruvorlnr dı elımi. Çekıyordum. bır dığerı japışıyordu.. «Begim yaz halımızı.. Allahasen yaz..» Toplanmışlardı jeep'in yöresine« Ak don ve mıntanln''vla hepsi heykele benzıyordu erkeklerın.. Bır yandan ağlıvtrlar, bır yandan yalvarıyorlardı ışlerını takıp etmem ıçın.. •Allah büyüktür» dedim. O anda, bütün eller ve baslar vaya k#)ctı, «Allah fcüj iıktür. diler. Masmav iydi gök.. Nasırlı eller masmavi gökte daha bir büyüktü.. Ak mintanh insanların gdzlerin den yaşlar iniyordu.. Tâ arkalarda yepveşil ekinler sallanıyordu rüzgârdan. •Sür» dedim şofö «Sür kardeşim..» Daha önce Hırbetsoda, Aynısaraç köylerine uğramıştım. Hanköyden Seyh Rücum'a geçtim. Sordum Sor dum.. Sordum» Durmadan sordum. Şorarken teypım çalışıyordu. OZETLE.Durum özetle şöyle: Hâlen orduda görevli bir süvan albayı ve akrabaları 893 dönumlük bır tapu ile hazinenin 20000 dönüm arazisine sahip çıkmışlar.. Bilmem nereden göç ettiklerinde padisah terman buyurmuşmuş' Bu topraklar Avnsaraç diye anılıyor ve 9 koy var topraklar içinde. 9 köy topluluğunun ismini alan Aynsaraç kdyünde topraksız köylü ler evlerinin önündeki toprakları surmeve baslıyorlar. Albayın adam lan, yâni akrabalan. Aynsaraç köy lulerinin tecavüzlerinin men'mi bir dılekçe ile istiyorlar. Kaymakam Doğan Gürbüztürk olaya el koyuior. iki tarafm şahitlerini dinliyor. Şimdi gerisini. durumu ağlayarak anlatan kdylülerin teypteki ıfadelennden aynen izleyelim: Diyarbakırda Shell tarafından kurulan 10 milyon lira değerindeki sondaj kulelerinden biri. 24 saatlik faaliyeti 28 bin liraya mal oluyor. Shell: 16,4, Mobıl: 24,7, Turk Petrol: 11,7, BP.: 14.1, Petrol Otısı: 29.4, TPAO: 3.1 Yıne 1966 yılında •I52.272 ton gazyağı, 1,218,359 ton motorın, 1,239,298 ton fueloıl. ve 94,084 ton motor vağları satıimıstır Bu maddelerın şırketlere duşen yuzde oranları da şu şekıldedır: GAZYAGl: Shell: 18,4. Mobıl: 24, Turk Petrol: 16.1. B P . : 17.2, Petrol Ofısı: 20,8, TPAO: 3,5 MOTORİN: Shell: 17 7, Mobı! • • 2 3 8. T P : 10 2, BP.: 13.5. Petrol Ofısı • 30 5, TPAO: 4 2 FUELOtL: Shell: 17 9, Mobıl • 17,1. Turk Petrol: 11. B P . : 8,9, Petrol Ofısı: 13 3. TPAO: 21,7, Dığer şırketler ve rafın^rilerde kullanılan: 20. MOTOR ÎAGLARI: Shell: 21.3, Mobıl: 25,9, Turk Petrol: 6 3, B.P.: H.5. Petrol Ofısı: 34,1, Dığerleri: 0 9. y A R I N : «tKaymakam Babo.. Kaymakam Babo..» TESEKKÜR Ailemizin kıymetli varlıgı Düzce Beledıye Başkanı Celâlettin Kasapoğlu'nun bır trafik kazası neticesi feci ölümü sebebiyle telgraf, telefon ve bizzat teşrifle cenaze merasimine istırak etmek ve çelenk gdndermek suretıyle acılarımızı paylaşan bütün büyuklerımize, akraba, dost ve hemşehrilerimize ayrı ayrı tesekkür ve mınnetlerımızi sunmağa teessurümüz mâni olduğundan gazetenizin tavassutunu rıca ederiz. Eşi Remziye Kasapoğln ve çocuklan |,ııı 47 jıldır onları ara\an soran obnadı. Şimdi; Turkiye Bujuk Millet Meclisinin kadir şir.as uyeleri, Senator ve Mıllehekilleıi, Turkiye Muhari:» Gaziler Cemiyerinin teşebbü«u üzerine. Muharip Gazilerimize (vatanî hizmetten şeref tahsisatı) bağlanması için teklif yaptılar: Avda 250, 300 veya 500 lira bağlanmasmı istiyorlardı. Milıet Meclisi Millî Savunma Komisyonu böyle oir karar aimak üzere iken, bir Bakanhk sözcüsii iş.e karıştı: Yalnız (Yoksullara) aylık ba«lıyalım diyordu. Şimdiye kr.dar aranmavan Muharip Gazilerin (geçim tahsisatı> değil, fakat (şeref tahsisatı) istedikleıini kavrayamamıştır... Aziz Atatürk'ün (Sakarya savaşını kazanan subay ve yedek subaylardır) sbzunü de hatırlayamamıştır, bu sözcü. Buyuk Ataturk, Birinci Turkiye Millet Meclisinin bütun üjelerine (şeref tahsisatı) bağlamiştır ve hepsi aynı paravi alarak, şeref duvmuş ve öcunmektedirler. Ü>eler arasmda çiftlik veya apartıman sahibi olanlar da vaıdır. Hiç birini ayııt etmedi O Büyük Lider... Turkiye Muharip Gaziler Ccmiyeti Genel Başkanı Sadık ATAK Kimmiş yoksul goıiler?.. • Bu nasıl davranıştır? I = Batı Almanya'nın Otterndorf de E nüen kuçük bir şehrinde çalışıyo E rum. 10 Haziranı 11 Hazirana bağ E layan Pazar akşamı yanımda 3 de ş Turk arkadaşı olduğu halde sine ş maya gittün. Burad^ gdsterılen E film tamamen İstanbulda çevrıl = mış. Son kısmına gelınce bır Arap ^ memleketinde çevrilmişe benziyor = sa da bazı geçen Turkçe konuş = malarla Turk'lerın kastedildıgı ko = layca anlaşılıyor. Bu filmde tstan E bıîlda turlstlere yapılan kötü mu = ameleyl canlandınyor Türlı polis = v jandarmasmm başarısızlığı ve = hattâ çok küçük düşürüldüğü ko E layca anlaşılıyor. Dunya millet E leri 1967 yıhnı turist yılı Uftn = ederken sözde dost Almanyanın = bu fibi davranışı ür Türkiyeye E turist akınını önleme propagan dasına gitraesine hayret eunemek = elde değüdır. Eğer yanılmış isem = bu filmın ilgilılerce tetkıki ile du g rumun aydırüığa çıkac^ğını ümit r: edıyorum. E Ali özçeUk = Karpuz Sergisi Yeri ile I«!anbul Mevve, Sebze ve Bostan Komisyoncuları Cemiyeti ihtil,":f. duşmüştur. Belediye, bundan önce olduğu gibi Topkapı dısiıida Bayram Paşa'da açılmasında ısrar etmiş ve buna gore hazırlığını janmıs. Cemivet yetkilileri ise, şehirdeki çöpleriır burava dokuImeM sonucu. etrafa fena koku vavıldığını ve sağlığı tehdit ettiğini ileri sürmektedir. Yetkili doktorlar da Bayram Paşayı ıııahzurlu bulmaktadır. Vali Vefa Poyraz'ın da elkoyduğu olay hakkında sergi sahipleri en elverisli yer olan Yenikapıdaki eski Lunapark sahasının tahsisini istemektedir. Resimde, Belediyenin sergi vapılmasında israr ettiği Bayram Paşa'da çöp yığınlan ve iskeletleri gorulmektedir. (Cumhuriyet : 7586) V E F A T Nılüfer Gençulu, Zeynep Bircan, Sıdıka Ozalp'ın amcaları, Galatasaray Lısesı emeklı oğretmenlennden Ingılız Erkek Okulu eskı müduru V E F A T Nevzat Armağan'ın eşı Safıye Behmen'in kızı, Muazzez Erkok'ün kız kardesı, Handan Yaraş'ın valdesı, Vedat Yaraş'ın kayınvaldesi BEKİR BİRCAN 26.6.1967 gıinu vefat etmıştır. Cenazesı 28.6.1967 çarşamba gunu oğle namazını muteakip S.şli Camıınden kaldırılaıak Ferıkoy mezarlığına defnedılecektır. Mevlâ rahmet eylıye. Yeğenleri Cumhunyet 7590 AVNİYE ARMAĞAN 26.6.1967 tarihmde vefat etmistir. Cenazesi 27.6.1967 tarıhınde öğle namazını müteakip Kadıköy Osmanağa Ca mıınden alınarak, Karacaahmettekı ıstırahatgâhına tevdı edılecektır. YARAŞ AtLESt N o t : Çelenk gonderılmemesi rica okınur. (Cumhuriyet: 7587) 27 Haziran Rebiülevvel 19 tkındi | V. E gs X O A H l U î E Mf'TKHASSISl Vntsı Ş E 1 6 26 Dr. Kâmran Şenel SıraselvUet Oad t u / t AiTnan Hastahanesı rel.: 44 5514 Har gOo (1518) 4 28 12 17 6 17 19 45121.48) 2 .ıı 8 44 4 32 8 33 12 00 2 03 ıiıııı nıi ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııııııııımıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle