23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 28 Mayıs 1967 CPMHTJg&EH Her idam edilen 257 kişiden biri masummuş... Olay gerçek oneminden de bu yuk bir gurultu kopmasına sebep olmuştu. Bunda, o sırada or dunun Cezayirlı milliyetçılere reva gördüğu iddia edilen işken celerin de rolü vardı. Bütün humanistlerin ayaklanması üzerine, ölüm cezası ve giyotinin de kaldırılmasını isteyenler, kampanyaya iştirak ettiler. Mukabi! fikırde olanlar ise daha sert tedbirlere başvurulmasım talep etmek yolunu tercih ettiler. Hatta bir parlâmento uyesi, ışkencenin kanuna alınmasını bi le ileri sürdü. Nihayet aklı selim tarafındaki ler zafere ulaştı ve Fransız rad yotelevizyon idaresinin proşram heyetinin toptan istlfa leh didi karşısmda hükumet boyun eğerek, Fouchet'nın yeniden işe ahnması kabul edıldi. Muhakkak ki son yıllar içinde Kesilmiş bir kafa üzerinde yapılan deney hıç bir kımse Albert Camus ka dar idam cezasının kaldırüması hususunda bu derece ciddi mu cadele etmemiştir. Kn çok sevilen kitaplarından biri olan «Giyotin uzerıne duşünceler» adlı eserinde, birçok infazda hazır bulunarak şahit olduğu dehşetlı sahnelerin iç yüzünü bütün çıp lakhğı ile dile getirmiştir. Bir infazın resimlerini çektiği için resmi makamlar tarafından tenkid edilen gazeteyi savunan Camus, bilâkis bu gazeteye madal ya verilmesi gerektığini söylemiş ve idamlann umumi yerlerde yapılarak örnek olmasına yaraması, aksi halde hiç yapılmama sı tezini savunmustur. 1860 yılında her 257 idamda bir kişinin masum olarak asıldığını iddia eden ünlii avukatlar dan Olivecroix'nin sözünü a]an Camus, bu nisbetin bile çok du şuk olduğunu ileri sürmuştur. Camus nihayet özet olarak infaz günü hiç olmazsa mahkuma uyuşturucu bir madde verilme sini istemiş, fakat asıl Fransada idam cezasının kaldırılması uze rınde ısrarla durmuştur. Fransa'mn ünlü kaatillerinden ve 1922 yılı Şubat ayında giyotınde can veren on kadının azra ili «mavi sakal» Henri Desıre Landru, Camus'nün sık sık temas ettiği dâvâlardan biri olmuştur. Üç yıl müddetle halk efkârı bu dâvâ ile uğraşmış, memleket sanık hakkındaki duşünceler yu zunden ikiye ayrılmıştı. Hapıshanedeki hücresinde Landru birçok kadın ve genç kızdan aşk mektupları, pastalar, hedıyeler alıyordu. Bazıları da ken disini lânetleyen mektuplar vazıyordu. Mahkemesi büyuk bir meraklı kitlesi cezbetmış ve neticede ceza mahkemeleri usulunde re'ormlara kadar varmıştı. Landru'nun cezasının infaz tarıhi yaklaştıkça, Nice ve Riviera gıbı uzak yerlerden Versailles'a akın edenlerin sayısı art mıştı. Savcı son ziyaret için Landru'yu hücresinde ziyarete gidemeyerek, yardımcılarından bırini gondermeyi tercih etmişti. Bir deneme Yıllarca bilginler ve idam ce zası aleyhtarları, kafa keserek ınfaz usulunün gerçekten ıstı rap verici olup olmadığını kendi kendilerine sorup durmuslardır. 1905 yılında bır doktor kafanın kesilmesinden sonra haya tın bir süre devam edip etmediğini tesbit için meşum bır de neye kalkmıştır. Olay, Henrı Languılle adlı ünlü bir haydudun cezasının infazmda cereyan etmiştir. Basmdan bu deneye ait yazı yazmaması ıstendiği ml de, butun safhaları birçok gazetede çıkmış ve buyuk beyecana sebep olmuştur. Dr Braurıux adlı zat ilgılıleı den gerekli müsaadeyi alarak, giyotinin mahkumun kafasını koparmasından hemen sonra ha yatın vücutta devam edıp etme diğını kontrol etmiştir. «Le Matin» gazetesi ricalara rağmen bu müthış müşahadenın safhalarını açıklamıştır. Bu gazetenın an Fransız Cumhnrbaskanı, Jules Grevy (1879 İSSI) İdam cezasının kaldırılması için mücadele eden Albert Camus, bu hususU «Giyotin Üıerine Duşünceler» adlı bir de eser yazmıştır. r lattığına gore, giyotinin keskin demirı ımp kafayı kopardıktan sonra, doktor koşarak sepetten kafayı almış ve başı hızasına kal dırarak haykırmış: «Languılle» sonra daha kuvvetlı seslenmiş: «Languılle...» Kesık başın gozlerı yavaşça açılmıs ve Dr. Beauriex'nun anlattığına gore, bakıslar kendısıne dikilmiş, sonra tekrar ağır ığır kapanmış. Ikıcı bır seslenışe kesık kafa »ıne gözlerinı açarak tepkı gostermiş, fakat hepsi 30 saniye içındekı uçuncu denemede kesik baştan bir cevap alınmamış ar•ık. «Le Matın» gazetesının iddiasına gore, infazdan sonraki 30 saniye içinde kesik bas yaşamağa devam etmekteydı. «Le Journal» gazetesi de dene menın aynı safahatını vermış, fakat dığer doktorların ifadesı ni yayınlayarak, kesik kafadaki hayat belirtisının aslında bir ya şama emaresi olmayıp, kasların spazmından meydana geldiğini ileri surmuştür. Aradan yıllar geçtiği halde, Fransadakı idam aleyhtariarı hâlâ giyotinin yasak edilmesı ıçın bu olayı işlemekten geri kal mamaktadır. Bu cereyanın lider leri, kendıleri gibi duşünmeyen ler olduğunu bildiklerı halde, or ganıze bır kampanyayı yurutmekten gerı kalmamaktadırlar. Bu arada 1960 yılında Chessman' ın Kaliforniyada idam edılirken Fransada gösterılen tepkiden de cesaret almaktadırlar. Bu sırada af isteyen gazetelerin sayısı, aksi tezi savunanlardan çok daha fazlaydı. Meselâ «Paris Match Sadece politik cezalarda idamm tatbikl içto uğraîan fllozof Robespie™»* 'ta yayınlanan »u mektup son derece manıdardır: «On ıkı yıl ıstırab. Bu olumden bın kat daha acı. Chesmsman cezasını odemıştır. Artık yaşamahdır.» Fransadakı idam aleyhtarlannın ne netıce elde edeceklerıni ancak zaman gbsterecek. Sâdece kendilerine bayrak edindikleri adamlardan birinin, ünlü şair Vıctor Hugo'nun su sözlerini hatırlatalım: «Şu alelîde adamın kafasını alın, yetiştirın, aydınlatın, fikir koyun, ahlâk koyun, artık kesmenize lüzum kalmayacaktır.» YARIN «Masum bir adamı asıyorsunuz» Dişhekimliği Faküllesi Dekanlığı Fakültemiz Tedavi Kürsüsünde açık asistanlık vardır. İsteklilerin 25.5.1967 perşembe tarihinden 8.6.1967 perşembe günü akşamı saat 17 ye kadar Dekanhğımıza müracaatları rica olunur. (Basm 16428/6001) istonbul Universitesi DİŞİ Bond MODESTY BLAISE ^\</iUiE , G6LEM ^•^««¥5, * ı OPfffgfl BU LMACASj İSTAN B ü L 1 2 3 4 5 6 7 8 06 25 06 30 06 45 06 50 07 00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08.15 08 45 09 00 09 25 10 00 10.30 10 45 10 50 11 10 11 15 12 00 12 25 12 30 13.00 13 15 15 00 15 10 15 30 16 00 16 15 16 45 16 50 17 35 17 50 19 00 19 30 19 45 20.25 20 30 20 50 2105 21 35 21.55 22 00 22 45 23 00 24.00 mm ri VÖkC, Vİue OE İ ZAV KÖVUU OLUP 1 1 ^L f ^B^^^^errJcpL Pkl"^V ^m Dlt:. DE SA V MtSAi=ieLEClMI W F<a£ETOs*/M'QA DEJJfei SO/LA ••• Acılıs ve Droeram Ovun havaları Konusma Turkuler Kove haberler Turkuler Haberler ve hava durumu Utanbulda bueun Kucuk Uânlar ve hafıf muzik Ovun havaları Sabah ve müzik Istevin calahın Cocukların kosesi Tarih savfaları Plâklar seslenıvor Pazar sohbetlerı Kısa haberler ve K. ilânlar MinvBtür müıik Bızi dinler misiniz9 Turk sanat M. bestecileri Üc cizKİ uc Dİâk Kucük ilânlar Yurdun sesi kadınlar korosu Haberler ve hava durumu Reklâm Drojramları Kısa haberler. kucuk ilânlar ve kaviD mektuDİarı Incı Cavırhdan sarkılar Pazar konseri Gulızar Erselden sarkılar Lâtın dunvasından melodiler Kısa haberler ve K. ilânlar Mac nakli Neset Ertastan tvırkuler Reklâm Drogramlan Haberler ve hava durumu Alı Ekbereicekten turkuler Turk muzıei özel Droersmı Kucuk ılânlar Radvo kitaDİıeından Gecen hafta Sİ7in icin sectiklerimi7 Selma Ersozden sarkılar ?4 saatın olavları. K. ilânlar Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Sızlerle beraber ISTANBUL IL RADYOSU Acılıs ve orosram Sİ7in icın Karısık sololar Sevilen sesler Valsler ve Dolkalar Lâtin Amerika melodilerî Gecmis sunlerın sevilen ıne lodıleri Koncerto saati Pazar melodileri San soloları Gençler ıçın Mınvatur muzik Caz saati Tatil melodileri Pazar konserı Cav saati Kuçuk konser Ivi aksamlar Senfonik nau^ık Cesitlı melodıler Aksam konserı Genclerın se\*dıkleri Dunvanın dort bucacından Tatil aksamı icm Caz dunvasından Gece konseri Muzikaller Hafif sarkılar Gece varısı icın Dunden bucunden Proeram ve kaoanıs 16 SOLDAN SAĞA: 1 Osmanlı Devletinin kuruluşu sırasında Adana, Tarsus ve havalisinde 1353 yılından itibaren 190 yıl pâyidar olmuş bir Türkmen beyliği, 2 Çiçekleri Uâç yaprakları, sebze olarak kullanılan her yerde ystişebilen bir bitki, Ülküsü. 3 Ecnebi bir kadın ismi, Engele uğramış, 4 Ikı şeyin ortasındaki, Dileme, 5 Konuş anlamına iki kelime, su yolu (çoğul), 6 Bir renk, Ateş tedarik etme mânâsına iki kelime. 7 Yanlış, Bir kıt'a adı, Sonuna bir harf geürse gelecekteki buyruk anlamına birleşık kelime olur, 8 Tuğgeneral (eski terim), Otlak, eskiden gümrük vergisı idi, 9 Başuıa bir harf gelirse bir sanat eseruıde temel olarak alınan konuşuş, kırlarda kendi kendine yetişen bitkiler, 16 Sıkınülı bir halde sık sık dışarı çıkma hali, parayla tutulmuş asker. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Onsekizinci yüzyılda Osmanlı Devletinin Almanya sefiri idi sefaretname isimli tanınmış bir eseri vardır (üç kelime), 2 Su, yerine geçen (iki kelime), bu harfler yumşak çeliğin üzerinde görülür, 3 Bezginlik, sarkan uçlarında bir sopa bağlanmış iki düşey ipten meydana gelen jimnastik âleü. 4 Eski Yunanistanda siyaset ve ticaret ışlerinin konuşulduğu yerler, bir renk, bir mâbut, utanma, 5 Uzun boyunlu dört ayaklı bir hayvan, bir Akdeniz ülkesi, yabancı, 6 Hazır, dâva vekili (Çoğul) 7 Soru zamiri, bir çok işimize yarayan ehli bir hayvan, bir şeyi iyıce örtüp kaplayan, bir işin gerekliğine sahibolan, 8 Ateş yakılan yer, rey, balık tutma aracı, kâğıda basılmak üzere üstüne kazıma yolu ile yazı veya resim yapılmi} tahta veya maden levha, 9 Tersten oku nursa iplik eğirme âleti olur, eski konu olur, Osmanhlar zamanında senelerde çıkmış bır gazete adı, iki paraların bir yüzündeki işaret, bir şeyi birbirinden ayıran mesafe, sonbahar meyvesi, 10 Büyük ara 10 Anadolu Ajansının kısaltılmış zisi olan çiftçi (iki kelime), bir ta şekli, Argoda yakala anlamına bir kelime, rey. 11 Bir mantarla bir rafa çarpılmış olan. 11 Bir işi yapmağa başlıyan an su yosununun ortak yaşamasıyla lamına iki kelime, devlete ait olan, taşlar veya ağaçlar üzerinde meybir harfın okunuşu, 12 Bir elekt dana gelen bitkilerin genel adı (ço rik terimi, yurt kelimesinin kısal ğul), Tenzilât, 12 Tersten okunur tılmış şekli, eskiden ok ve kılıç gi sa basit denız aracı olur. Ortadoğubi silâhlardan korunmak için kul da bir şehir, bir mobilya, 13 Tan lanılan seyyar siper, yüzmetre ka rıya veya millete vatana vakfederre değerinde yüzey ölçü birimi, 13 ler (çoğul), Tanrı kabul etsin anlaGenişlik, bozukluk, Yunan mitolo mına söylenir, 14 Bir cins fal, te jisinde Seher tanrıçesi, isim. 14 mize çıkarma, güzel sanat, 15 SuBır geminin dıreğınde bu harfleri yu sıcak olarak yerden çıkan hahavi bir ıilama olursa o vâsıtada nıam, Anadolu Ajansının simgesi, tehlikeli hasar var demektir, söz iyiyi kötüden ayırabilen bir insaleşme, bir güz meyvesi. proteini bol nın iyiyi istiyebilme yetisi, 16 bir besin maddesi, 15 Alman pa Göstermeci (çoğul), içine sıvı şeyrasının simgesi, arkadan ve aleyhte ler konulan derince yuvarlak kab wİO 111213141516 Arkadaş Islılcları 50 Vaaay kopiiil! Sen ha? Ötekiler de döndüler kapıya. Sarhoş gözlerle, durdukları yerde sallanarak uzun uzun baktılar. Gozlerine mi inanamıyorlardı? Neden sonra üçü üç yandan co?tu: Vaaay! Nerden çıktın ulan böyle? Yel mi attı. sel mi? Göğsümü gere gere anlattım durumu. Büsbütün coştular. Şarap dolu bardaklar kalktı. tavanda yanan tozlu ampulün sarı ışığında tokuştu, içildi. Ortahaf'la Osman bey de karışmışlardı aramıza. Osman bey dargmhğını unutmuş, «Edepsiz karı»yı ba$ımdan atışımı alkışhyor, beni evine dâvet edıyordu. Öteki arkadaşlar o kadar sarhoştular ki, ağız lannda dilleri dönmüyordu. Gece yansmdan çok sonra sokağa döküldük: «Köprü altında Lâzlar Köprti altında Lâzlar da tüfekleri yaldızlar da tüfekleri yaldızlar Şimdi buradan geçti, Şimdi buradan geçti de tombul memeli kızlar da tombul memeli kızlar! ORHAN KEMAL A N K A RA Acılıs. Droeram Gunaydın Kove haberler Cesıtli seslerden sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah muzıvı Ankarada bueün Kucuk ilânlar Ovun havaları Kücük ilânlar Halk M. dinlevici istekleri Masazin Isteklerıniz mikrofonda Yasar Özelden sarkılar LevleSin broru Turkuler Kısa haberler ve K. ilânlar Bir sızden. blr bizden Bızi dinler misiniz'' Safive Avlâ'dan sarkılar E\felden muzik Kucuk ilânlar Yurttan sesler Haberler ve hava durumu Ce^itli muzik Emel Savından sturkılar Cocuk bahcesi Reklâm Droeramları Kısa haberler ve K ilânlar Ahmet Sezeinden turkuler Trafık Dans muzifil Ahmet Mehkten sarkılar Oesitlı muzik Kısa haberler ve K. Uânlar Tarla donusu Kadınlar T. turkuler Reklâm Droeramları Haberler ve hava durumu Kucuk ilânlar Cesitlı muzik Salih Uveundan turkuler U sohstler ü. orkestralar Uvkudan önce 24 saatın olavları K. ilânlar Gecen hafta SDor dergisi Caz muzıei Yıldırav Cınardan türküler Haberler ve hava durumu Gece konseri Gece varısına dofrru Kananıs « Gitme, beni bırakıp nolursun!» demişti. Beklerdi beni, beklemek zonındaydı. Benden başka sevebileceği erkek olabilir mıydi bu yeryüzünde? Bir yandan anamın, öte yandan kız kardejlerimin kabartarak puflaya çevirdikleri yatağın sakız gibi örtülerine bıraktım kendimi. Sızmışım. Düş'te arkadaşlarım gelmisti, çok eskiden olduğunca. ıslık ıshk. Fırlayıp kalkıyor, hemen giyinip, ev halkının pek de umursamadığı tozlu aynada saçlanma birkaç tarak.. Dürtülerek uyandım: Annem! Yavrum arkadaşların geldi.. Bu evde arkadaşlarım pek sevilmez, ahlâkımı bozdukları gerekçesiyle homurdanıhrdı. Şimdi? Şim di nerdeyse el üstünde tutacaklar: Âbi arkadaşlarm! Epeyce oldu geleli âbu Yavrum, bekletme' Anamın evi bu şarkılara çoktandır hasretmisçesine, hemen hemen bir anda bütün lâmbalar yandı. Bir vakıtlar sabahm erken saatlarında gümbürdeterek indiğim köhne merdivenlerde şimdi anamla kardeşlerim.. Beni ne kadar da görecekleri gelmiş meğer! Anam boynuma sanlmış, hıçkıra bjçkjra ağlıyordu: Allahım, çok şükür bana bu günleri gösterdiğin için Allahım, güzel Allahım! Kardeşlerim kuşku içinde: Bir daha geri dönmiyeceksin değil mi âbi? Epey sarhoştum ama, sarhoşluğumun cigara kokulu tülleri arasmda o vardı; dizlerime sarılıp onu bırakmamamı yalvaran! Yalvarıyordu içimde. Bakıyordu, sâdece bakıvordu. Ağlamıyor. kızmıyordu da. Bakıyordu sâdece. « Hayır, geri dönmiyeceğim!» demiyor, diye miyor, utanıyordum ondan. Utanmasam da diyemi yecektim. Bilıyordum ki yıllarca gitroesem beni bekliyecektir, hem de kaiesindeki kuş gibi. Öyle geliyordu bana. Ayaklarımın önüne o diz çökmüştü, bacakla rıma o sarılnus, boynunu büküp o yalvarmıs, o Çok eskiden olduğunca fırlayıp koşuyorum pen cereye: Hooop! Mithiş sabırsızlar. El, kol hareketleri: Nerdesin ulan? Başlarım istavrozundan ha' Çabuk ol! El yüz, saçlara birkaç tarak, merdivenleri gümburdeterek iniyorum. Ayaklar falan. Derken, evin rezelerinden lâçka köhne kapısının çıkardığı, çoktandır unutulmuş bir gümbürtü! Gelişe bak aslanda gelişe.. Ulan ağırlığınca altın edersin şerefsizim. Karı da ne? Hiiç. El kiri! Demek bizim için boşverdın? Ulan ne inek karıymış be? Demek baba dostuna asılmış? Yoo, bukadarı da fazla: Kim a&ılmış? Haberin yok mu? Yoo.. Senin şu hani baba dostu vardı ya? Vardı. 0nun yatak odasına girmiş de herife asılmıj. O da kovmuş. Hattâ kızmış. sana şikâyet etmij.. Tepem attı: Kim söyledi size bunları? Baba dostun! (Arkan var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle