Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gAHİFE ALTI 20 Mayıs 1967 CUMHURİYET HAFTANIN FlLÎMLERl Kahvede doktor. .. Konsolos iskemleden: Ay, ay! diye kalktL BeUnl tutuyordu.. Nuri şakaUstı: Konsolos bey nfifüs teskeresl eskimiş galiba? Nüfus tezkeresinde kabahat yok Nuri bey. Biz eskidik.. 35 •enelik kariyer.. Avrupada tah•il.. şimdi acüan çıkıyor. Bir hekime gitseniz! Hekimler de bir şey yapamıyoıiar Nuri bey.. Cemi kağsamış.. Tok be!. Senin gibi sağlam herif kafşar nu?. Sen bir sıcağa gü.. Eyice bir terle.. Birşeyin kalmaz.. Rahmi: Nuri be!.. Koskocs adam» herif dedin! Herif ml Herif dedin ya!... Hiç farkında değilim!. Dedumsa ne zaran n r ? Herif fena bir lâf değil H... Konsolos gülmeye başladı.. Zararlıdır Nuri bey, lararlıdır ı n a «izin ağzınızdan çıkarsa zararü olmaz.. Siz onu bonne votontt fle söylediniz.. Ben öyle birsey demedfinu. dedflmsem effedersun Konsoloa bey» Kusur ettük! Tok yok!.. Hayır.. Estâgfurullah. öyle değü.. Yani harif lâkırdışı bizim muhitimizde hakaret manasma gelir.. Yani bakaret anUrlar.. Yanlış anlıyorlar Konsolos bey.. Bizim taraflarda eyi herifdir deriz.. Ha bir evliya var idi Herif dede.. Gebe kalmıyaa kanlar ona adak ederlerdi... Taa!.. Demek Herif dedeye adak edince hâmile.. Evet Konsolos bey! Ne güzel şey!. Bir tendost evliya imiş merhum.. Tanır nııydınız?. Ne münasebet Nuri beyefendi!. Ben sizin merrüeketteki en az geçen asırda ölmüş adamı nasıl tanınm?.. Ya tanimisun da, hasnr lcinde Sldüğünü de nereden bilisun.. Hasır değil Nuri beyefendL. asır.. Asır demek... O sırada Ahmet bir adamla beraber içeri girdi.. Merhaba!.. Merhaba Konsolos bey! Merhaba Ahmet beyefendl.. Nuri de: Ooo! Merhaja!.. Ehmet.. Hos geldön. Garabet doktor!. Hoş bulmuşuz Nuri Tasaron!. Ne biçim lâf edorsun, lağaplan alta koyoorsun! ^ Ben oyle edenınf*.. Edersun ama yanlış olur. Ben kalem efendisi defüim olursa olsun.. Rahmi: Aldırma Müssü Karabet.. Onun dili dönmez.. Benim dilim de döner, elim de.. Ben o lâfı bilerek öyle konuştum.. Boş ver, Nuri ağabey.. Bende ikili koz var koltuk altına düşerim sonra.. Ahmet: Doktor bnnlann hepsi hasta!.. Konsolosu göstererek: Müssü'yü tanımayorum. Ama hasta bir hali yok Suratmdan kan damlaor.. Konsolos; Pardon Mösyö lö doktör.. Ben Müssü değilim!.. Ben bir Konseil jeneral emeklisiyim.. Müserrefim!. Af edersiniz.. Sıfaünııdan tatmızı evropalı san' öyle olsun Ahmet bey!. Ben doktormn kaptan değilim!. Ağnadın!. Rahmi: Otur doktor bey!.. Recep! Doktora bir şekerli kahve yap! Nerden bfldin şekerli içtiğimi? Doktorlar sade kahve Içmez Al bundan da beş parahk Adam değil, Parlâmento!. Kanun çıkaroor. Doktor sade kave içmez imis.. Babanm afzına... Rahmi: Ağzım bozraa doktor beyLâf olsun diye söyledik.. Sen de bir sürü ahkâm çıkanyorsun!.. Ahmet: önce bizim Konsoloa beyi muayene et doktor! Ahmet: Ne kadar?. Vallana.. 11 i gfiç tutuor. Çok ax ülan sen et yemiyor musun?.. Yiyorum ağabey!. Daha dün köfte yedim... Yazan : Burhan FELEK Atİllâ DORSAY Doktor.. Ben sana iğne veririm.. Ben iğne istemem doktor™ Sen bana hap ver, hap.. Oğlum.. biraz karnını doyurBaksan a çiroz gibisin? Çiroz gibiyim ama ben sağlmmım doktor.. Ben sana C Tİtamini vereyim, kuvvet verir. Doktor O sdylediğin bana kuvvet vermiyor. Nereden büdin? İsveçii genç bir yönetmenin, bu yü Cannes şenliğinde bu ülkeyi «Elvira Madrigan» adh filmiyle tek bî(§ına temsil eden Bo Widerberg'in ilk filmini seyrediyoruz. Widerberg, gençliğe eğilmiş bu ilk filminde... Bir kız ve iki erkeğin kurduğu bir aşk üçgeninin hikâyesi... Bir fabrikada çalışan 18 yaşındaki Britt (İnger Taube), ilişki kurduğu genç bir ye ye şarkıcısından (Lars Passgard) hâmile kalınca, evini terkeder. Bu arada, ailesine yaklaşmağı denerse de, başaramaz. Duyduğu yalnızlık ve sıkıntıyı, duygusal bir arkadaşlık kurduğu, iyi bir aileye mensup lise öğrencisi Björn (Thommy Berggren) ile unutmağa çahşır. Ama, arkadaşlıklan, ikisinin de, içinde bulundukları yalnızlık ve çaresizlikten kurtulmalarına yeterli olamıyacaktır. Hikâye son derece basittir, ve Widerberg, bu hikâyeyi, zorlamasız, içden, sıcak bir dille anlatmaktadır. Son derece hareketli bir kurgu (montaj) ile, Widerberg, filmtae hızlı bir tempo sağlamışür. Arada kullandığı uzun plânlar ise, filmin genel temposu ile llginç bir kontrast teşkil etmektedır. Widerberg'in kadrajlan, çoğu zaman şllrll bir guzelllk taşımaktadır. Bunlardan bazılan, filmin konusu veya akışı ile ilgili olmıyan görüntüler şekltnde ortaya çıkmaktadır. Yönetmenin bunlan filmine koyması. Biçimcl yönünU, estetik tutkusunu göstermektedir. Zaten Widerberg, «anlatmak» değil, «göstennek» yolunu seçmistir, çoğu planlan (ve filmin sonu) hiçbir kesinlik taşımamaktadır, yorum seyırciye buakılmaktadır. Oyuncular genç fizikleri ve seTimli oyunlarıyla gerekli destegi sağlaınışlardır, özellikle Belmondo havasındaki Thommy Berggren'in ilginç oyunu hatırlanabilir. «Aşk arabası» bir baş eser değüdir, ama, sıcak, duygulu, taze bir hava getiren, "ıele ilk filmini veren bir yönetmen için başan sayılacak bir aşk filmidir. AŞK ARABASI AŞK ARABASI: (Barnvagnen) Yönetmen: Bo WİDERBERG OYUNCULAR: İnger Taube Thommy Berggren Lars Passgard Bir İsreç filmi (Yeni Melekte) 20 Mayıs 1928 tarlhli Cumhuriyet'ten Afgan hükümdarları dün geldiler şaJar, Afgan Sefiri Gulftm Ceyl»ni ve Moskova Sefirimiz Tevfik Beyler de bulunmuşlardır. *** Haydarpaşaya geldiklerinde lstasyon her iki devletin bayraklan ile donatümıştl. Kıral ve Kıraliçe şehrimizde tahsilde bulunan Afganlı subaylann teker teker ellerinl sıkmış ve istikbale gelen askeri kıtayı teftiş etmiş ve biriken nalka Türkçe olarak: «Afganlüar sizin kardeşlerlnisdir, bütün milletim namına sizleri selamlıyorum» demiştir. Evvelce Turkçeyi iyi konuşuKızılay tarafından bazırlanan üg yordum. Fakat seyahate çıktıktan bin kadar Afgan bayrağı tamamen sonra Fransızca ders almaya baş satılmıştır. ladım. Ve Fransızca konuştum. Gazi günü TUrkçede baa yanlışhklar yaparsam affedin. Türkler siz bizim Samsun, 19 (Özel) Gazl Haagöz bebeğimizsiniz. Burada bu retlerinin Samsunu teşrifleri talunduğumuzdan çok mütehassi rihi olan (19 Mayıs Gazi GünU) sim, demiştir. Samsunlular tarafından büyük teKıral Hazretleri öğle yemeğiııi zahüratla kutlandı. Gazinin de« gusetecilerle yemiştir. Yemekte nizden karaya ayak bastığı lskegazetemiz Yazıişleri Müdürü Ke leden başlıyan merasim Samsunmal Salih Beyle, Milliyet gazetesi da Gazinin oturduğu tarihi evin MUdurü Ahmet Şükrü Bey, Ana önline kadar uzamışür. Samsun dolu AJansı MUdurü Ethem Hi bugün büyük bir bayram yapıyor, dayet Bey, Fahrettin ve Naci Pa şehrin her tarafı donanmıştır. îzmlr vapuru, Slvastopoldan hareket ettiğinden ve Karadenize açıldıktan sonra müsait bir hava ile yoluna devam etmlştir. Kıral ve Kıraliçe Hazretleri akşam geç yatrruş olma'.anna rağmen sabah leyin erkenden kalkmışlardı. Vapurda bulunan gazetecüer, fırsattan istifade ederek Kıralla görüsmek istemişler ve kabtü edilmıslerdir. Kıral Hazretleri iyi Türkçe bilmediğini söylediği halde Turkçeyi pe*: düzgün olarak konuşuyorlardı. Kavemi içeyim! bakanm... Kahve geldi.. içerken sordu: Burası güzel bir yerdir biloor gun Ahmet bey.. Guzeldir doktor Bizim kntfibümüz burası Top oynoorsunuz burada?. Tok doktor lâf, sohbet!Allah eksik etmesin!. Konsolos bey de geldi.. yani biz burada iyi vaklt geçiriyoruz.. Çok eyi.. Sinema falan oynatoorsunuz?. Tok doktor Alelâde kahvehane» öyle desen e! Tani ya!. Adl bir yer!. Rahmi: Estağfurullah doktor bey.. O sizin âdiliğiniz Bende ne âdilik olacak kuzum.. Ben fefkelade değilim Hâdi olayun. Ahmet; Doktor gene kanşık liflar ediyorsun!. Haklısm Ahmet bey.. Bunlar adamın lâfını şaşırtıorlar (Rahmiye) Gel bana Senden baslayım.. Neremden başlıyacaksın doktor.. Nerenden başuyacağım.. yflreğinden., sülâlenden başlayacak defüim ya!.. Rahmi gelir.. Çıkar caketiniSoyunur doktor dinler.. öksür!.. Öksürme!.. Nefes al.. Alma!.. Aç ağzını... Heeee! de!Senin bademciklerin var?. BUiyorum doktor.. Nasıl büiorsun!. Bir adamın bademcikleri ya vardır, ya yoktur Toksa Ben dogarken kimse söylemedi doktor bey!. Oğlum.. bademciksiz adam olmaz Nuri: Demek ki Rehmi adam defildir. Sululuk etme be! Ben simdl canımlan uğraşıyorumDoktor: Tani ya!. Bademciklerini aldırdın mı, aldırmadın mı?.. Ben kendimi bildim bileU bademciklerime kimse el sürmedi.. Demek ki gizli bademcikleri mışım.. Şüphesiz Avrupalıynn Bebekte doğdum.. Ama Avrupalı Türk yok mudur?. Demek Bebekte doğdunuz Evet!. Bebekte büyük pederimin yausında doğdum. öyle mi?.. Bebek Avrupadadır?... Ahmet: Doktor Sentn de cografyan cayıf... Bebek ne tanJtadır. Kuzum! 'ienim bildiçim Bebek Arnavutköyünün dibindedir. Tamam.. \rnavutköyü nerededir?.. Arnavutköyü.. Kuruçeşmeden sonradır Tamam.. Bunlann hepsi Avrupa kıyısmda değil mi? * Oeçen sene Uurabada bir arkadaşın kardeşi doktor var.. bana ondan verdi kuvvetlenirsin dediBir kutu yuttum.. Sonra Bayrampasada maç vardı.. kavga çıktıBen de kanstım Bacak kadar çocuklardan dayak yedim.. Kuvvet falan verdiği yok!.. Doktor gülmeye basladı Konsolos bey!. Sizin de bir tansiyonunuza bakalım Memnuniyetle... Konsolos kolunu sıvadı. Doktor da tansiyon aletini bağladi Baktı... Fena defil.. 16 ilen 9 Bir kere de kalbinizi dinleyeyimKalbini de dinledi... Eyidir. Sigara içiyorsunuzT Hayır! Paristeyken bıraknuştun.. Bir daha içmedim Alkol alırsınu? Haftada bir iki Çok deffl Akşamlan haftf yeyiniz Biraz sişmanca görfiorum Evet! Son zamanlarda bb?ka« Ulo aldım Bir Uâç<. Hayır Lâzım degü Sabablan ağırca kahvealtı almayın! 15 olursa sizin yaşuuz için fefkel'adedir. Mersi doktor.. Borcumus.. Tok efendim!. Biz bogfin fakir fıkaraya bakıoruz Zatmıa da madem ki emeklisiniz para almayu.. Ahmet: Konsolos bey!. Doktor Karabet bizimdir.. para falan Mmm., Doktor Nuriye: Size da bakalım Tok doktor efendi.. ben kendimi hekime «röstermem Siz hasta olmazsınız? Olurum.. kendi kendime ha*ta olurum.. kendi kendime eyi olurum.. Doktora baktırmayüz Çok iyi Hep böylesiniz?. Hep böyleyüz biz.. Karadenizde doktora kimse baktırmaz Eyi ki orada değiliz Toğsam açhktan ölürdük!.. Ne dersin Abmet bey!.. Sen ona bakma!.. Bedava ilftç verirsen baktırır. Bilsem getirir idim. Birşeyden şikâyetiniz vardır? Vardır Baş agrısından.. (Rah miyi göstererek) Ha bu başladı mi lâfa Bende bir baş ağrısı başliyi!Doktor Öyle isem knlağımzs pamuk tıkarsınız.. geçerGÜIüştüler.. Bana müsaade!.. Oruvar Mösyö 15 Konsül!.. Oruvar doktör.. MilmersiRahmi dayanamadı. Padikuva!. Konsolos MfissftAhmet: Ulan şu zevzekliği yapmasan olmaz değil mi? Ağabey! Aksaray kahvesinde de fan fin fon olur mu yani? Hani biz Fransızca bilmiyoruz ya! Caka olacak.. var Biraz tarencit var.. Tok be! Adam sakadan ko Fena bir şey mi doktornuştu.. Bakmazsan fena olur. Türkçe şakalaşamazlar mi Konsolos: Evlât gibi demek ki doktor idiKonsolos: bey!.. Hilmi beyefendi! Bir ittraa Onun gibi birsey... Dur bir de tansiyonuna hakayım.. Sıva kolu nız mı var?» Tok Konsolos bey! Biz anlanu daha sıva .. Daha, daha.. madığımız ise kansmayız. Nuri: Nuri: Ulan bir kol sıvamasım bece Ha şöyle Hizaya gel.. remezsin!. Ulan Nuri Sana inat Halke Ben sıvacı değilim.. Keşke sıvacı olsan... 30 lira vine gidip Fransızca öğreneceğim Eyi edersun.. Seni Konsolos gündelik verirün sana!.. ederiz.. Parise gidersun Sen onu kendine ver.. Giderim ya!~ Doktor âleti Rahminin koluna Güle güle Parise de yazık takar Ooo!.. Senin tansiyonun dü olacak dediSustular Doktor çıkmıştisük evlâdım Kanm Beni Aldatırsa Reji: Aram Gülyüz. Senaryo: Erdoğan Tünaş. Göriin* tü: Memduh Yükman. Oyrıayanlar: Vahi öz, Sevda Ferdağ, Neriman Köksal, önder Somer, öztürk Serengil, Gülsüm Kamu, Sadettin Erbü, Ali Şen, Ergun Köknar. «Melek Film» yapımı. (Lâle ve lnci'de) Çevirecek konu bulamayan yapımcılar, eski filmlere fişüşüp, Hmi aynen alarak, kimi üzerinde değişiklik yaparak, yıllarca önce büyük «iş» yapmış filmleri yeniden çeviriyorlar. «Kanm Beni Aldatırsa», ikinci defa çevrilen bir müzikli operet filmi, Bestekâr Mnhlis Sabahattin'in baştan aşağı müzikli, tstanbul'un güzelliklerini bir yaz hayatının içinde veren bu yapıtı, 33 yıl önce füm haline getirilince büyük ilgi uyandırmıs, ününü dış ülkelere kadar taşımıştı. Senaryosunu Nâzım Hikmet'in yazıp, rejisörlüğünü Muhsin Ertnfrnl'un yaptığı «Kanm Beni Aldatırsa»da Hâzım Könnükçü, Bedia Muvahhit, Feriha Tevfik, I. Galip Arcan, Bebzat Butak, Vasfi Rııa Zobu, Mnammer Karaca, Halide Pişkin, Ercüment Behzat Lâv, Refik Kemal Ardnman gibi Turk sahnesinin önde giden kişilerı rol almışlardı. Infer Tsube ve Thommy Derggren, «Aşk Arabası» filminin bir sahnesinde Nuhun Gemisi Turhan GÜRKAN RejiSenaryo: Duygu Sağıroğlu. Görüntü: Cengiz Tacer. Oynayanlar: Fikret Hakan, Nilüfer Aydan, Krol Tas, Kadir Savun, Feridun Çölgeçen, Semirami» Pek ' kan, Aydemir Akbaş. «Efeı Film» yapımı. (Yeni T»kıım'de) «Bitmeyen Tol», «Ben öldnkee Taşarım» filmleriyle sinemada «çıkıs> yapan Dnygn Sağıroğlu, «Nuhun Gemisi»nde, Türk halk öykülerinin kuruluş biçimlerinden de yararlanarak, toplumumuzun iki katını, «halk» •e «kapık«İB»nu bir araya getiriyor. tdealize edilmiş halk kahramanlannı, gerçekçi kişiler olarak kullanıyor. İki basit, küçiik insanın, temiz aşkları içinde, yüksek landıklan kişilere özenişlerini, ama onlara hiçbir zaman erişemeyip, yine kendi dünyalarına dönüşlerini anlatıyor. Odun deposunun kaba saba kantarcısı Ahmet'le, yalıdaki bes leme kız Cemile'nin arasındaki ilişkiyi geliştirebilmek için yönetmen, erkeğe sınıfını değiştirtmiş. Sözüm ona, memur sınıfına kaldınp koymuş onu. Gerçekte besleme, zengin yah lahibinin öz kızı, asıl kızı sanllan da, sonradan evlendiği kadından olma üvey kızından başka bir şey değildir. Bu çok basit kuruluş noktasından hareket eden yönetmen, bir masal yalnızlığı içinde geliştirip, aşın hiç bir duyguya yer vermediği «Nuhun Gemisi»n de söylemek istediklerini tam olarak verememiş. Konuyu, olayları dağıtmış. Filmdeki parç/ parça güzellikler, hiçbir zaman bir araya gelmiyor. Gökkuşağı gibi ışıldadıktan sonra, kaybolup gidiyor. örneğin, içine ceylân, güvercin, tavşan gibi evcil hayvanlarla denize açılan Nuh yakıştırması köhne takayla finale varış çok güzel, fakat anlamsız. Yeye danslan, gereksiz geliyor. KIRMIZI GÜL Tönetmen: STENO Oyuncular: Jacques Perrin H»faella Cara Carlos Estrada Renkli bir Italyan Pransız ortak yapımı (Dünya, Site'de) Her mevsim sonu olduğu gfbt, ba sefer de, bol, fakat önemsis filmler ortalığı sarmış durumda... Bu hafta tam 9 tane birinci viayon yabancı film var örneğin.Neler yok ki bunların arasında: Asılan Adamiar, Çılgın Savaşçı'1ar, Doktor Fu • Mançular, Kurnaz Sekreterler, Cehennemde 5 Saat'ler v.s. v.s.. «Kırmızı Gül» de, tam bir mevsim sonu filmi... 18. yüzyıl sonlarında, Fransız thtilftlinden önceki günlerde, ezilen halkın asillerle mücadelesi, bu arada raslantılar sonucu, bu halk hareketinin lideri olmak durumunda kalan bir asil'in hikayesi... Bütün btınlar pembe gözlükler arkasından, yüzeyde ve çocuksu bir şekilde anJatılıyor. Bu türün megörebilir... «Kanm Beni Aldatırsa» da Ergun Köknar, Sadettin Erbil, Ali Şen, öztürk Serengil IUIU güldürü havası içinde Santimantal komedivodvil karışımı «Kanm Beni Altadırsa» herşeyden önce bir operet filmidir. Temeli operet melodileri üzerine kurulmuştur. Enstrümanla yapılmış besteler, korolu söylenmiş, bale figürleri eklenmiş, kostüm ve dekorlar özel olarak hazırlanmıştır. Büfün bu unsurlar çekilecek olursa, yapı çöküverir. Filmin ikinci kopyasında durum böyle olmuştur. Müzikli filmler bugün rastgele yapılmaktadır. Türk sinemasına üşüşmüş ne kadar nota bilmez diskjokeyler, gitar tıngırdatan yeyeciler, cümbüşçüler, sokak çalgıcılan, Sulukule bestecileri, kenar meyhane kinzcileri varsa, her filme ayni müziği koymaktadırlar. Her branşta film çeviren Aram Gülyüz, operet konusunda hiçbir inceleme yapmadan bu ışın üstesinden gelmek istemiş. Oyuncuları panaylr şaklabanlıklarıyla sıraya dizmiş. Komik göriinmek acayiplikleri içinde Vahi öz, öztürk Serengil, Sadettin Erbil rollennı tiyatrolaştırmışlar, daha doğru bir deyimle tuluat oynuyorlar. Kuru, yavan, zorakî bir film «Kanm Beni Aldatırsa». Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğünden: Konjonktür işlerinde çalıştırılmak üzere tecrübesi buhınan İktisat Fakültesi İstatistik Bölümü mezunu ve askerlik hizmetini ifa etmiş eleraan aranmaktadır. Lisan bilenler tercih edilecektir. İsteklilerin 31.5.1967 tarihi akşanuna kadar Ankara'da Ulus İşhanı A Blokunda Genel Müdürlük Personel Müdürlüğüne müracaatları rica olunur. (Basın 16130/5696) 1 Ulvi Doğan'ın filmini Antonioni yönetecek TORK, (aj.) 35 yaıındaki Türk film yapımcısı Ulvi Doğan, muhtemelen başrolde Sophia Loren'in oynayacağı ve Meksika'da çevrilecek bir film için Carlo Ponti ile son hazırlıklan tamamlamak üzere NewYork'a gelmiştir. Berlin film festivalinde altın ayı. Venedik ve Acapulco festivalleıinde de çeşitli ödiiller kazanan, ayrıca Oscar'a aday gösterilen «Snsuz Yaz» ın yapımcısı Ulvi Doğan, Constitution tran» atlantiği ile New York'a varmıştır. Ulvi Doğan «korkuyu bırak» (Stop being afraid) adını tasıyacak olan filmde başrolü Sophia Loren'in oynamsk iütediğini, fakat son sözü filmi yönetecek olan Michelangelo Antonioni'nin söyliyeceğini belirtmistir. Ulvi Doğan'ın Hitit Film ve Carlo Ponti'nin Ponti Film şirketlerinin ortak yapımı olan «Korkuyu Bırak» ın Meksika'da cevrilmesi, aşağı yukarı sekiz hafta sürecektir. Ulvi Doğan'ın da filmde rol alması muhtemeldir. GÖRÜLMEMİŞ FİATLARLA I A'dalar'a karsı, Küçükyah tren îstasyonuna, Bagdat Caddesl Küçükyalı otobüs durağına, çarşı ve pazara yürüyerek bir dakıka mesafede, lüks yalı daireleri görülmemi» ucuzlukta, piyas» rayicinin yan fiatma 21/5/1967 28/5/1967 Pazar günleri saat 10 dan 16'ya kadar mahallinde satılacaktır. YALI DAİRELERİ ŞEHİR İÇİNDE SATILIK FİATLAR. (Birinci k a t t a ) E l 2 oda, mutfak, duştuvalet, balkon, bahçe, plâj, nhtım 31.000 liradır. 28/5/967 gününe kadar; yarısı peşin yarısı Haziranda tapu " • esnasmda ödenmek üzere Vo25 tenzüâtla 23250 liradır. Ki 1 hol, 4 oda (ikisi salon salamanjedir.) 2 balkon, mutfak, banyo, bahçe, plâj, nhtım 53.000 liradır. 28/5/1967 gününe kadar; ^ ^ yansı peşin yansı Haziranda tapu esnasmda ödenmek üzere */o25 tenzilâtla 39.750 liradır. n 1 hol, 5 oda (ikisi salon salamanjedir.) 2 balkon, mutfak, banyo, bahçe, plâj, rıhtım. 66.000 liradır. 28/5/1967 gününe kadar " ^ yarısı peşin yansı Haziranda tapu esnasmda ödenmek üzere %25 tenzilâtla 49.500 liradır. K İ 1 hol, 5 oda (ikisi salon salamanjedir.), 1350 metre uzunluğunda 1 teras, 1 balkon, mutfak, banvo, bahçe, plâj rıhtım deniz üstü • * daire 111.000 liradır. 28/5/1967 gününe kadar; yansı peşin yansı Haziranda tapu esnasmda ödenmek üzere c/o25 tenzilâtla 83.250 liradır. ^ ^ tnşaatı tamamlanmak üzere olan aynı yerde birinci katta 1 dairemiz vardır. 28/5/1967 gününe kadar 48.000 liradır. Tapu derhal ^^ verilir. DtGER KATLARDA FÎATLAR ".15 DAHA FAZLADm. Her daırenin tapusunda bır sınırın Marmara Denızı olduğu Tapu Dairesince belirtilmiştir. Denızin içi şâhâne Florya kumudur. Su, elektrik mevcuttur. înşaat betonarme karkastır. Bölmeler kırmızı fabrika tuğlası ile örülmektedır. Salon salamanje ve bütün odalar parkedir. Dış rtvalar beyaz çimento ile serpme sıva ve Betebedir. Giresnn İl Daimi Komisyon Başkanlığından 1 8252152 lira keşif bedelü Ş. Karahisar llçesinde yaptınlacak Aygu deposu inşaaü 2490 sayılı kaounun 31 inci maddesi gereğince kapalı zarf usuüyle ihaleye çıkanlmıştır. 2 Bu işin eksiltme ve ihalesi 31/5/1967 çarsamba günü saat 15 de tl Makamında toplanacak Daimi Komisyonda yapılacakur 3 Işin geçici teminatı 5562. liradır 4 Bu işe ait keşıf ve şartnameler her gün mesai saatleri dahilinde tl Daimi Komisyon kaleminde görülebilir. 5 Isteklilerin, thaleye ıştirak edebilrıeleri için tl Makamına miiracaatla Bayındırlık Müdürlöfünden alacaklan yeterlik Belgeleri, Ticare. Odasından alacaklan belge ve Teminat makbuzlan ibraz etmîleri mecburidir. 6 tstekıi'er 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi gereğınce hazırlıyacakları teklıf mektuplarını aynı gün saat 14 de kadar venneleri Postada vukubulacak gecikmeler nazara alınmaz, 7 Komisyon, ihale'i yapıp yapmamakta serbestür. lstanbul < Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden: 1 Üniversitemiz binalannın senelik ihtiyacı lçiri çeşitli Watta 8300 Ad. normal ampul ile floresan ampul kapaiı zarf usulü ile satın almacaktır. 2 Ampullerin tahmini bedeli 46625. lira olup geçid teminatı 3497. liradır. Eksiltme 8/6/1967 perşembe günü saat 11.15 de (Merkez) Taşkışla binası içinde RektÖrlüV Satınalma Komisyonu tarafından yapılır. 3 Bunlara ait sartname ve ekleri Rektörlük Satınalma Bürosunda olup her gün mesal saatleri dahilinde görülebiJir. 4 Taliplerin, 2490 sayılı kanunun tarifl veçhile hazırhyacaklan teklif mektuplartnı eksiltme saatinden bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri gerekir. PostadaJd gecikmeler kabu] rdilmez. (Basın 16017/5692) BU GÖRÜLMEMİŞ UCUZ FİATLAR SADECE nnnm » v , w G E L İ R î GÜNLERİ DAİRE fiYIRflNLflR tÇİN ÜYGüLflNIR. ŞEHİR İÇİNDE FLORYA KUMU Civanndaki yah daireleri yalnız bir yaz için 8 13 bin lira kira getirmektedir. Müessesemiz bu lite anaunı latın alırken, Moda Bumu'ndın Kartal'a kadar Marmara Denizinl tetkik etmiştlr. Burada denlzin Içhv de ve dışında kayalık •• yar yoktur. DENtZÎN İÇİ FLORYA KUMUDUR. SIĞDIR Çocuklar ve yaşhlar dahi rahatça denize girebilirler M Ü H t M N O T : Fevkalftde ucuzluğun matematik olarak izahı : Küçükyalıda denize cephesi bulunan yar ve kayalık olmayan bir arsanın metrekare fiatı 300350 liradır Bîn küsur metrekarelik bir arsada ancak 18 daire yapılabilmektedir Bu durum» göre Küçükyalı Sahil Sitesinde beher daireye 20.000 Lira arsa bedeli isabet etmektedir. 39.750 liralık bır daireden 20.000 lira arsa bedeli indirüdiği takdjrde 1 hol, 4 odalı lüks bir daire için 19.750 lira inşaat masrafı alınmış olunmaktadır. ^ . Trenle gelenler Bostancı'dan sonra. Küçükyalı tren tstasyonunda tnecekler, otobüs ve dolmuşla gelenler, Bağ ^\ İ C • dat Caddesinın Küçükyalı otobüs durağında inecekler ve tren istasyonu ait geçıdinden geçerek bır dakikada 1 *~ • "y • deniz kenanna (KÜÇÜKYALI SAHİL StTESt) ne varacaklardır. (lnşaatın adresi : Küçükyalı. Cumhoriyet Csddesi Süreyya Pasa Sokak No. 4 tür.) G KÜÇÜKYAL! SAHİL SİTESİ T«;PEBAŞ1, Meşrutiyet Caddesl No. 107, Başar Pasajı Kat: 1. Telefon : 44 38 56. (llâncıhk: 430/5705) (Basm 15433,5689)