Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O günkü şartlar içinde, Tek Adam9 dan boşalan yere ancak İkinci Adam gelebilirdi = Ve Inönü Reisicumhur seçiliyor vînin önunde niçin bütün kapılar açılacaktı? Hattâ o, kimselere haber iletmeden, o ister gorunmeden, memleketin Meclisi, uluları ,söz sahipleri, isteyerek, istemiyerek niçin onun adını ortaya atacaklardı? Ve nihayet bir gün radyolardan onun adı millete Türkiye'nin Ikinci Reisicumhuru olarak ilân edildiği zaman memlekette niçin sanki «oh, bu iş iyi oldu, en munasibi buydu» der gibi bir ferahlık ve tasvip havası esecekti? Butün bu sorularln cevabı şudur ki, Ikinci Adamı birinci plâna çıkaran ve Tek Adam'dan boş kalan Devlet Başkanlığı sorumluluguna onu çağıran, ŞARTLAR'dı. Evet, ülkenin o tarihî anında. ülkenin başına onu sartlar getınyordu. Inonu, şartların getirdıği adam'dı. Bu şartlar, o günün parlâmento kombinezonlan içinde değil, tâ 1920 den beri, Tek Adam'ın ya emrinde, ya yanında, hattâ bazan karşısında, ama hep her ikisinin kader birlıği ile, durmadan yuğrulmuştu, şekilleşmişti. tan dışarıdan gelen merak, tecessüs, hattâ kontrollerin havası sinmişti. O günlerin bu havasını azçok hatırlarım. Ankara Valisi Tandoğan'la, resmi vazife ilişkilerinin sınınnı aşan yakınlığım vardı. Tandoğan bu koşkun üstune, înönu'ye karşı içten gelen bir bağlılıkla devamlı ilgisini cesaretle germişti. Dısarıya karsı kapalı, fakat içinden vefalı bir insan olan Tandoğan' ın o günlerdeki duygularını dinlemiş, paylaşmışımdır. Atatürk'ün kurtulus ümitleri sönüp son'un yaklastığı anlasılıncaj gelecek günlerin muamması ve Pembe Kosku saran esrarlı hava daha da koyulaştı. Pembe Koskun munzevisı. busbutün kendi içine gomuldü. Ama olaylar bu koşkun etrafındaki perdenin açılmasına doğru suratle gelışiyordu. Bu perdenin ardmda Ismet Inonü'nun silüeti, her an biraz daha beliriyordu. Gerçi bazı kulıs çabaları oldu. Meselâ, Ataturk'un eski ve yakın arkadaşlarından Dışişleri Bakanı Tevfık Ruştu Aras, Içışleri Bakanı Şükrü Kaya ve bazı arkadaşlan, Meclis Reisi Abdulhalık Renda'yı, asıl sebebi açmadan îstanbul'a davet ettiler. Atatürk'ün ilk komaya daldığı ve bu komadan kurtulduğu gunlerdeydi. Abdulhalik Renda Ankara'dan geldi. Haydarpaşa Istasyonunda ona karşı çıkanlar, açığa bir şey vurmamakla beraber onu bir Devlet Reisine gosterilen saygılarla karşıladılar. O sırada îstanbul'da izinli bulunan ve Pera Palasta misafir kalan Bern Sefiri Yakup Kadri Karaosmanoğlu, işın pek de farkma varmadan, Vekil arkadaşlannın davetiyle bu karsılamaya katılmış, bu olayın havasını içinden yaşamıştır. Iş şöyle gelişti: Haydarpaşa'dan karşıya geçilerek Pera Palasa gıdıldi. Vekiller Renda'yı bır odaya aldılar. Tahmin edebileceğimiz birtakım maksada gıriş sözlerinden sonra Renda'ya, Atatürk'ten boşalacak yere kendisinin Cumhurbaskanlığının ileri surülmesi için muvafaicatı teklıf edildi. Mecliste gereken hava daha önceden ona göre hazırlanacaktı. Fakat bir devlet adamından ziyade bürokrat bir sekil adamı olan ve hiçbir zaman bu çerçevenin dışına çıkamayan Abdulhalik Renda'nın cevabı sert, kesin bir red ve itiraz şekhnde oldu. öyle ki, onu bu mevki için ha7irlamaya çalısanlar, israr etmek cesaretini bıle bulamadılar. Renda, Dolmabahçe'de kısa bir sıhhat temennısı ve saygılarının arzı ricası temasından sonra aynı gün Ankara'ya dondü. Atatürk'ün yerine seçılecek şahsiyet için tek kulis faahyeti de, hemen hemen bundan ibaret kaldı. Gerçi kabine ve çevresinde zaman zaman ve nabız yoklamalan şeklinde bazı isimler ortaya atılıyordu. Fevzi Çakmak, Fethi Bey, Celâl Bayar'ın adlan bu sıralarda ortada dolaşmıştır. Fakat her nabız yoklamasınm ardından garip bir şekilde ve daima îsmet Inönü'nün adı geçiyordu. Mareşal Fevzi Çakmak daha ilk sondajlarda kendini açıkça bu ihtimalin dışma attı. îsmet Inönü'nün Reisicumhurluk için en tabıi ve uygun aday olduğunu açıkça belırtmişti. Bu haber Meclis, Parti çevrelerinde hızla yayıldı ve çok etkili oldu. Inonü, havanın bu gelişmelerini evinde ve elbette ki uyanık bir dikkatle izlemiştir. Çünkü : «Benim Camhnrbaskanı secilmem için, Atatürk'ün etrafından, tereddütlü bir hava esmişti.» sözleri de onundur. Ama bu konu için, onun lehine Meclis içinde ve etrafında birtakım tertiplere, tedbirlere başvurduğu yolunda bır belirti yoktur. Hattâ onu yermeye yönelen anılarda bıle onun bu tıtızhği belirtılır. Kendisini zıyarete gelen en yetkili ve etkili kimselerle değıl kendi adaylığı bahsinin, hattâ Atatürk'un kaybedilmesi ihtimali konularının açılmaması için bile sert bır dikkat ve ihtiyatlılık gostermıştır : Şimdi hepimizin vazifesi, Atatürk'ün hayatını kurtarmaya çalısmaktır. . Istasyonda Reisicumhur Vekili ve Meclis Reisi Abdulhalik Renda karşıladı ve aynı gun şu bıldıriyi yayınladı : Ankara, 10 (a.a.) «Reisicnmhnr Atatürk'ün milleti mateme garkeyleyen (boğan) elîm ziyaı dolayısiyle, Teşkilâtı Esasiye Kannnunun 34 üncü maddesi mucibince yeni Reisicumhur intihap edilmek üzere Teşrinisaninin (Kasımın) 11 inci cuma günü saat 11 de Büyük Millet Meclisini içtimaa davet cderim.» Reisicumhur Vekili ve Buyuk Millet Meclisi Reisi M. A. RENDA Yeni Reisicumhur ada>ının seçılmesı ıçın Parti Grupu toplandığı zaman, ortaya aday ısmi suruleceği sanılmıstır. Fakat Celal Bayar şoyle konuştu : Reylerinizi serbestçe vereceksiniz. Parti Grupu toplantısı Reisicumhur namzedini seçmek içindir. Herkes, istediği namzedi yazsın. En çok rey alan, l'mumi Heyette namzet gösterilecektir.. Grup toplantı^ında 323 mebus vardı. Gizli reyler yazıldı. Bunlar toplandı. 322 reyin Îsmet Înönu'ye verilmiş olduğu görüldü. Bu sonuç şıddetle alkışlandı. Bundan sonra Umumı Heyette yapılan şey, artık formaliteden ibaretti. Mecliste Reisicumhur seçimine 348 mebus katılmıştı. Meclis Reisi neticeyi şöyle açıkladı : « Reylerin tasnifi neticesini arzediyonım. tntihaba 348 arkadas iştirak etmistir. Malatya Mebusu Îsmet Inönü, 348 reyle ve miittefikan Reisicumhur intihab edilmistir.» (Çok şiddetli ve sureklı alkışlar.) Inonu Mecliste yoktu. Pembe Koşkun münzevîsi gene Pembe Koskundeydi. Meclis Reisi onu evınden aldı ve Meclise getirdi. Butun formaliteler tamamlanıp, Inonu Reisicumhur olarak yemin ettiği zaman, 53 yaşındaydı.. Şartlarm getirdiği Adam, şartların emri ile, ön plâna çıkmıştı... Bu seçimin içeride ve dışanda yankılan çok genis ve hep tasvibedicı oldu (1). Yeni Reisicumhurun ilk işi, yeni Başvekili seçmek oldu. Celâl Bajar gene Basvekıl kalıyordu ve Mecliste, çok ilgi çekicı bir konuşma yaptı. Meselâ su sözler onundur : «İkinci Cumhurreisimiz Îsmet Inönü'nün itimatlarına mazhar olarak Başvekâlete tâyin edildi m.» «tnkılâbın ve Atatürk rejiminin en mümtaz siması ve Türk mılletinin büyük evlâdı olan İkinci Cumhurreisimiz Inönü'nün Cumhurreislik devriııin, milletimiz için müteyemmen (u£urlu) ve mesut olmasını temenni ederim. Buna şahsen emin oldnğumu ifade eylerim.» Genel Kurmay Başkanı Mareçal Fevzi Çakmak'ın tebrık mesajı ise, ayrıca derin bir içten TEVFİK RÜŞTÜ ARAS Bir ülkenin tarihi bir anında, eğer çartlar bir Adamı ön plâna çağınyorsa, eğer şartlar, onnn basacağı basamak taşlannı, onun geçeceği yola daha önceden döşemişse, o Adamın yolunu kesmek, artık mümkün değildir... Atatürk öldü. Ama ülkenin, mılletın hayatı devam edecekti. Tek Adam'ın devlet yapısında bos kalan tahtına, milletın içınden bıri; kanunların, nızamların kurduğu basamaklardan çıkarak, devletın başı olmahydı. Devlet hiyerarşisinde, bırınci plânda yer alacak bu şahsiyet îse, o günlerin çartları içinde «ncak Ikinci Adam olabilirdi... Bu niçin boyleydi? Çankayanın Pembe Koşkundeki munze Kara haber 10 Kasım 1938 sabahı Turkıye ve dunya ufuklarına yayılınca da olaylar şoyle gelıştı : Ataturk'un ölümü dolayısiyle Îstanbul'da bulunan Başvekil Celâl Bayar, 10 Kasım akşamı saat 23,30 da Ankara'ya dondu. Onu İkinci Adam, İkîno: Reisicumhur: iikle yazılmıştı : «Sayın Îsmet Inönü Tüce Başbuğ ve Cumhnrbaşkanı, «Sevfi ve itimadınızın değerl bir misali olan bu kıymet biçil mez iltifat, sahsımda ve Türki ye Cnmhuriyeti Ordusunun he ferdinde, ebedî şükran ve min net hisleri ile anılacak ve vazi femizin büyük bir enerji ile ifa sı için kıymetli bir direktif ola rak varlıfımızda yer alacaktır.. Bu sözlerde ne bir riyâ, ne d siyasi bir kompliman nişane; vardır. Zaten Atatürk'ün ken dinden sonrakılere siyaset dıs bir ordu devredişi, onun pek go ze çarpmayan, ama üzerinde da ima durulması gereken büyül miraslarından bıridir. Inönü b' geleneğe daima bağlı kaldı Ba zılarının zannı hilâfına, Inön şövle kdnusur : «Ordu kimsenin malı degildiı Ordu ancak, kendi gelenekler ve kanunlan ile yürür. Orduyı kendi malı sayanlar, ancak ken dilerini aldatırlar..» Sanıyorum ki bu sözler, ord için söylenecek en doğru sozler dir... Penbe köşkün münzevîsi: Atatürk gon nefesini verirken Inonü iktidarda değildi. Mecliste ve Meclis dısmda mumkün olduğu kadar arka plânda kalmaya çahsarak, evine kapanmış bir* insandı. O günlerde Pembe Köşk, bir inziva koşesi gibi görünuyordu ve Pembe Koşkun munzevisi; bir parlâmento üyesi ve bır eskı Başbakan için gunluk hayatın gerekli kıldıfı görunüşler dışında, çevresinden kendıni çekmis gibiydi. Pembe Köşkünun üstüne; bir taraftan içeriden sızan çekingenliğin, diğer taraf YARIN TARİHÎ BİR SORUMLULUK İNÖNÜ VE ABDtLHALİK RENDA HAFTALIK BÜLMACANIN HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ BULMACA 123456789 06 25 06 30 06 45 06 50 (17 00 07.05 07.30 07 45 07.50 07.55 08.00 08 20 08 40 09ftO 09.10 09 30 09 45 10 00 1015 10 25 10 40 11 00 11.05 11 40 11 55 12 10 12.15 12 30 12 45 13 00 13 20 13 30 14 00 14 20 14 35 14 5n 15 20 15 40 15 55 16 00 16 55 17 10 17 15 17 20 17 25 19 00 19 00 19 45 20 00 20 15 20 35 20 55 21 00 21 20 21 15 21 40 22 00 22 45 23 00 24 0(1 18 55 17.00 17.30 18 00 18 30 19 00 19 30 20 15 21 00 21.15 22 00 23 00 23 30 24 00 00 15 00 30 01 00 Acıhs. oroeram Turkuler eecidi ( H Konusma Turkuler »ecldl (S) Kove haberier Sabah melodileri Haberier ve hava durumu Kucük iiâniar Srudvo G'den Istanbulda buBÜn Hafıf muzik Hadvo H.müzik o r k e s t r a n Keman soloları Aile icl iliskiler Istanbulun sesi Pasadobleler Sabah turkıılerl Muztk kutusu Kadın ve cevresl Sa7 eserleri Arkası varın Kısa haberier Sabah konserl Caz muziSİ Orhan Avsar o r k e s t r m Kücük llânlar 4 « s . 4 sazdan t ü r k ü l t r S Dizerdcn sarkılar Ovun havaları Haberier R G. de bueün Studvo G'den Reklâm Droeramları M Yıldırımdan sarkılar N Kovuturk orkestrası M Kovancıdan sarkılar Senfonik sıirjer Omretlerden Turkuler Kısa haberler Eeitim radvosu Cocuk bahcesi Bir ?ev u n u t m a d ı n ı ı T«T Cocuk korosu Kısa haberler Karma fasıl topluluSu Haberler ve hava durumu Haberler ve hava d u r u m u Parlâmentoda »ccn hafta N Innaotan türküler Lied Dioramı Serao Mutludan sarkılar 24 saatin olavları Sanat dunvaırnz Sevdıklerinlzle beraber Kucuk ilânlar Tivatro Okuiu Reklâm Drosramları Haberler ve hava d u r u m u Gece konseri Kananıo ISTANBL'L IL RADYOSU Acılıs ve Drogram Sızin ıçın Kuçuk konser I>ı akşamlar Senfomk muzlk Cesıth melodiler Akçam konseri Beraber seçelım 4 ruzeârın eetirdlâi ezeiler Sonat saati Gece konseri Caz saatı Sevılen sarkılar Pıvano soioları Taneo ve Dasadobleler Hafıf rr.uzik Proaram ve kaDanıs aydmlatma vasıtası, onun gönderıldiği yere tavuk hediye etmek esirgenmez dıye bır atalar sözd vardır. 3 Yer veya duvara konulan seramık dortköşe parçalar dan, bir zaman parçasmın tersi. 4 Komşu bır devlet, herhangi bir işi en lyl yapan sanatçı veya Işçi. 5 Şapka inkılâbımızla ortadan kaldırılmış Olan, Guney AIrücada bır bolge. 6 «Us kudreti kuUanılarak» mânasına bir söz ve bır edat. 7 Kötü cins ve ham armut, bir oyunda iarşıhklı a; .a sayıyı kaza 1234 5 •ııp alıp verece | fı kalmama ha li. 8 Tanrıy kulluk gereği I badet etme iş 'eski terim), d < nız taşıtı. 9 Eski ve dâh Evvclkl ıranktı bir bestecımu bulmacanın orta yerdeki k: halledllmij «ekll sım. MJ2I SÖVUSyiwce BAT n konu veresim: AYHAN BAŞOGLU SOLDAN SAGA: 1 Bugunku tençlerüı çılgıncasına sevdikleri müzık çeşıdl (ıki soz). 2 Yeri yurdu belli olmadan surtüp, gezen, çızgı. 3 <. Gezinti verlerinde yukan ,ag»gı. dolaşmâîar (çoğul). 4 " Seziş ve çabuk çakma hareketine yarayan kuvvetlerden (eski terim), kesın. 5 Pransada bir nehır (soylendiği gibi yazılmıştır), piyasada hemen istendiği zaman bulunamaz durumda. 6 Yargıcm dâvalılara sorduğu, kuş ağzmın yarısı. 7 Bır renk, radyo sozcusu. 8 Fransada tarıhsel lermanı ile meşhur bir şehir (söylendıği gibi yazılmıştır), guney Amenkadakt Peru hükümetinin başkenti. 9 «İşkence aracı ve vasıtası» mânasına karma soz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Suçluların tutuklu olarak bulundurulduklan yer. 2 Çok lâmbalı ve asılı olarak kullanılan EVVELKİ GÜNKÜ BULMACANII HALLEDİLMİŞ ŞEKLİ NASIL HALX,EDIL£CEK YukandakJ rakamb bulmacada «a dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tane soıruç vardır. Bos olan V karenin içine 1 den 9 a kadar aygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpma. çıkartma. bölme isaretlerine dikkat ederek «oldaı sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada gösterilen sonnçlan bulunuz Biras vaktinizi ajır ama, bog vaktinizi hoşça geçtrmiş olursunuz flSK ve OLÜM • Işte böyle olur papazlarlan düşüp kalkarsan> dedi kaba kaba. Joe Gılligaru «Nedir?» diye sordu. «Yanli( n» söyledim?» Margaret Mahon uzanıp onun kolunu sıktı. « Yanlış bir şey söylemedin, Joe. Çok yaman davrandm.» Jones akşamın kızılhğında »omurtuk somurtuk parıldadı. « Ha, aklıma gelmişken sorayım» dedi birdenbire. «Kocanız nasıl bugün?» « Gene öyle, sağ olun.» « Evlilik hayatma umulduğu gibi dayanıyor, değıl mı?. Margaret i^itmemezlikten geldi. Joe Güligan adama dızgınlenmiş bir bekleyişle bakıyordu. Jones: «Çok kötü» diye devam etti. «Büyük şey ler beklemiştiniz siz evlilikten, öyle değil mi? Mucızeli bir gençleşme gibi bir şey?» Joe: «Sus. arkadaş1» dedi. «Ne demek istiyorsun yâni?» « Hiç, B. Galahad, hiç bir şey. Nazikâne bir hatır sordum yanı... Demek ki bir adam evlenince dertleri gene devam ediyor, öyle değıl mi?» Joe Gılligan, yabani yabani: «Öyleyse, kederlerinden yana hiç tasa çekme» dedi. « Ne?» « Diyorum ki, benim bildiğimin iki kab kadar tâlihin yoksa...» Margaret: «Bır kere başarısızlığa uğramak için elinde iyi bir mazeret var» dedi. Ikisı de onun sesine doğru baktılar. Gökyüzü gölge düşürmeyen hâlâ yaygın bir ışıkla çukurlanmıştı, ağaçlarm dalları kabartısız yumuşak bir denızde mercan gibi sertti. « B. Jones diyor ki Cecily'ylen sevijmek iki cinsli bir şey olur.» « îki cinsli mi? O da ne demek?» . Ben soyleyim mi, B. Jones. yoksa siz mi söy lersiniz?» « Söyleyin, söyleyin. Zaten sülemek niyetindesıniz, değil mi?» « îki cinsli öyle bir şeydir ki istersin ama, elde edemezsin, Joe » Jones ekşi bir suratla kalktı. Yabani yabani: «Müsade ederseniz ben gideyim» dedi. «İyi akşamlar.» Joe Gilligan da kalkarak: «Hayhay» dedi. «Ben B. Jones'i bahçe kapısına kadar geçireyim. Belki şaşırır da yanlışlıklan mutfağa doğru gıder. Belki Emmy de o iki cinslilerdendir.» Jones hiç acele ediyor gibi görünmeden birdenbire uzaklaşıverdi. Joe arkasından fırladı. Jones, onun geldiğini sezince, alacakaranlıkta birden döndu, Joe onun üzerine atıldı. Alaylı alaylı: «Senin iyiliğin için» dedi. «Papaz larlan düşüp kalkarsan işte böyle olur diyebilirsin ist« şimdi > Yere yuvarlanırlarken soluk »oluğaydı. Çiğler içinde yuvarlandılar. Bir dırsık Joe'nüı çenesinin altıaa h 17,1 a bir vurdu. Jones çabucacüc ayaga kalk VVillinm FAULKNER 100 BEYAZGÜL ANKARA 06 25 06 3(1 07.00 07 05 07.30 07 45 08 00 08 05 08.1(1 08 40 08.45 09 00 09 35 09.40 10(10 10.55 11 15 11 30 12 00 12.15 12 25 12 30 13 00 13 20 13 30 14 00 14.15 14.35 . 14 55 15 00 15 55 16 10 16 20 16 40 16 55 17 00 17 30 17 50 19 00 19 40 19 45 20 00 2(105 20.25 21 00 21 05 22 05 22 25 23.30 22 45 S3 00 33 45 34.00 Acıhs Droeram Gunavdın Kove haberier G Batu ve M. Sevrandan sarkılar Haberler ve hava durumu Sabaiı muziâi Ankarada bueün Kucuk ılânlar Her tel<*<"> Kücuk ilânlar Alıve Akkılıctan turkuler Gunumuz Sorunlarımız Kısa haberler ve K. llânlar Arkası varın Eeıtım radvo'iu fli Melodiden melodive Cocuk bahcesi Konser saati Öğle muzieı Kıbrıs saati Kucuk llânlar Beraber ve solo sarkılar Haberler. R. G. de busün Plâklar arasında Reklâm ororamları Cocuk bahcesi Ahmet Melikten sarkılar Bueun icin sectlklerimiz Kısa haberler ve K. ilânlar Eâıtim radvosu (21 Sanive Candan turkuler Plâklar arasında Mıılkive ToDerden sarkılar Mıızık dinliveüm Kısa haberler ve K. ilânlar Yurttan sesler 1$ donusu Reklâm Droeramlan Haberler ve hava d u r u m u Kucuk ılânlar Nevın Akoldan türküler Uvkudan once Avten Zeneerden sarkılar Ünliı solistler. ünlü o r k e i » tralar 24 saatin olavları. K. ilânlar Özel Droeram T.B M.M saati Hafif müzlk N.Camlıdaitdan türkuler Haberler ve hava d u r u m u ODera albürminden Gec* varısma d o i r u Proeram ve kaDanıs tı. Joe, dilini ısırmıştı, tadı ağzma acı acı geliyordu, fırladı onun arkasuıa düştü ama, aradaki açığı kapatamadı. « Koşmayı birinden öğrenmiş, sağlam» di>e homurdandı. «Emmy'yi kovalamaktan alışmıs olsa gerek. Emmy olmak isterdim, şimdi. onu yakalayıncaya kadar.» Jones evi dolandı, düş görmekte olan bahçeden içeri daldı. Joe, evin köşesini dönünce düşmanı nm bulunduğu sessiz alanı gördü ama, düşmanının kendisi görunürde yoktu. Güller gecenin çöküşu içmde sessiz sessiz açılıyorlar, sümbüller, yeni bu gunü bekleyerekten. soluk çanlar salhyorlardı, Alacakaranlık durdurulmuş zamanın bir düşüydü, alaycıkuş bu düşü usul usul dalgalandırıyordu. Her yanda çiçekler, yarını bekleyerekten, ateşli bir uy kuya dalmışlardı. Jones gitmişti. Joe Gilligan, güllerin elle tutul maz ateşlilikleri arasında, solmakta olan çakıllarm üzerinde, durup dinledi. Ayın, soluk bir kırık para gibi, o belirtisiz gökjijzünde daha zengın bir parlak lık aldığmı görüyordu. Hızlı hızh soluyan cığerlerini yatıştırarak dinledi ama, bir şey duyamach, sonra, başladı bahçenin ateşböcekleriyle yıldızlanmış kokulu alacakaranhğma vurmaya: Bulduğu bü tün kapalı yerlere vuruyor. bir tek otu dltını üstune çevırmeden bırakmıyordu. Ama, Jones sıyrıhp gitmişti; alacakaranlığm sinsi elleri onu, bir hokkabazın lekesiz bir şapkadan tavşan çıkarışı gıbı, bır guzelce çekip götürüvermişti. Bahçenin ortasında durdu, belki oralardadır da işiür diye, Jones'e bol bol küfür savurdu. Sonra, ağır ağır geri döndü, elle tutulur mor alacakaran lıkta, koşu yolundan tersine yürüdü. Karanlık evı geçti; şimdi orada Emmy bir yerlere gıtmiş, iş gorüyordu, gümüş ağacm akşam kızıllığıyla nağmelenmış kendinden geçişinin yanındaki sondurmanın köşesmde Donald Mahon oradan oraya goturü lebıhr yatağında çimenliğin karşı yanma doğru uyu yordu. akşam, yelkenleri günbaüşı renklerinde bır gemı gibi, dünyadan aşağılara doğru düşlere dalarken. Ağacan altmdaki sandalyeler biçimi olmayan bulanıkhklar olmuştu, Margaret, Mahon'un orada bulunduğu da başlıca beyaz yakahğından, beyaz kolluklarından belli oluyordu. Joe, yaklaşınca, bel lı belirsiz görebildi: Papaz yaslanmış uyukluyordu, kadının kara elbisesi de yelken bezi sandalyesınin donuk beyazlığı üzerinde onun biçimini belli ediyordu. Yüzü solgundu, saçlan da yüzünün iki yanında kanat gibi duruyordu. Joe yaklaşınca elini kaldırdı. « Uyuyor» dedi. Joe gelip onun yanma oturdu. • Kaçtı, Allah belâsını versin!» diye, öfkeyle »öylendi. « Yazık. Bir daha sefere tâlihin daha yâver gider inşallah.» • Elbette. Onu bir daha ilk gördüğümde.»