23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt 19 Mart 1967 CUMHTJRİYET TüRKiYE ve VİETNAM Doç. Dr. A. Haluk ÜLMAN illî Savunma Bakanı Bay Topaloğlu'nun bütçe görüşmeleri sırasında Millet Meclisi kürsüsünden yaptıgı blr açıklama ve ondan sonra basuıda bu açıklama ile ilgili olarak yayınlanan tamamlayıcı bilgiler, nedendir bilinmez, Türk kamu oyunda hiç bir tepki uyandtrmadan unntulup gitmek üzeredirler. Oysa, Türkiye'nin Vietnam'a bu ülkede uygulanan gerilla tekniklerini incelemek üzere askerî gözlemciler yollayacağını bildiren bu açıklama, Türk iç ve dış politikasmı, bir kalemde unutulmayacak kadar yakmdan ilgilcndirmcktedir. Üstelik, şimdi üzerinde dikkatle dunılnp iyi ve kö *tü yonleri gözler önüne serllmezse, ileride Türkiyeyi hlç beklemediği güç durumlarla karjı karşıya bırakacak niteliktedir. •••••••••••••••a Bir hâkim! Acaba nereye benziyor? fci Jİİİ Acaba nereye •••• %^H^^^^HBMal^B^BHİ^I^I^H^r M Bay Topaîoğlunun yaptıği açıklama, ilk olarak, Türk iç politikası bakımından önemli bir açıklamadır, çünkü Türk devlet yonetiminde karar alma me kanizmasının aksayan yönlerini ortaya koymaktadır. Doğrusunu söylemek gerekirse. yaptığımıı btitün iyiniyetli araştırmalara rağmen. Türkiyenln Vietnama askerî gözlemci yoilamak kararının hangi makam tarafından vc kimlerden gelen istekler üzerine alındığını kesinlikle öğrenebilmiş dcğiliz. Eğer bildiklerimiz yanlış değilse, Dışişleri Bakanlığı. özellikle Kıbrıs buhranının uluslararası gelişiminden aldığı derslerle ve hiç değilse teknisyenler kadetneslnde, Birleşik Amerikadan gelen ağır vc devamlı baskılara rağmen, Tiirkiyenin Vietnam sorununa hiç bir biçimde karışmaması tarailısıdır. Nltekim Amerikan görevlilerinin Türkiyenin Vietnam savasma setnbolik de olsa katkıda bulunması yolun daki istekleri geri çevrilmigtir. Öteyandan, çeıitli devletlerle yaymlanan ortak bildirilerde, herkesin ağzındaki 1954 Cenevre anlaşmalanna ve Vietnam sorununun barışçı yollardan çözümlenmesi gereğine değinilerek. durum ne şlsl, ne de kebabı yakacak biçimde idare edilmektedir. Dışişleri Bakanhğı teknisyenlerinin pek iyi bllmeleri gerckir ki, eğer Türkiye kendisini Vietnam dlsllsine eteğinin ucundan bile kaptiraeak olursa, bu, bıitün dünya kamu oyunun kendisine karşı durum aldığı bu konuda ümitsiz bir taraftar kaıanmak çırpuıması içinde olan Birleşik Amerika tarafından, ortalığa, Türkiyenin de kendisinden yana olduğu biçiminde gosterilmek istenecektir. na nasıl anlatabiliriz? Haydi böyle blr olasıhk gerçekleşmedi diyelim, Türkiye'nin Vietnam'a gözlemci yollamasını, günün birinde bizim üçüncü dünya ülkelerile olan ilişkilerimizi sarsmak için kullanmak isteyeeek bir yabancı devletin çıkmayacağını nereden bilebiliriz? Unutmayalım ki, dünya devletlerinin çoğu Vietkong'un Birleşik Amerika ile onun Saygon'daki hırçın adamı Ky'ye karşı verdiği mücadeleyi bir ulusal kurtuluş savaşı olarak görmekte ve öyle değerlendirmektedir. Bir zamanlar kendisi de uzun ve kanlı bir bağımsızlık savaşı ola rak vermiş Tiirkiyenin dünyanın çoğunluğu tarafından aynı nltellkte sayılan bir başka savaşa gozlemoi adı altında da olsa üniformalı insan yollaması, tistelik, basında çıkan ek bilgilerden öğrendiğimlze göre, bunlan milliyetçilere karşı savaşan ya bancı kuvvetlerin kumandası altına koyması ,acaba son birkaç yıldır var gücümüzle kazanmaya çalıştığımız tarafsız ülkclerde nasıl karşılanacaktır?. Aksuata bahsinde Geçmişe mâzi diyemiyoruz Hazıriıklıyız Bir «Bulmuş ta bunamış» Mezarlıktan müzeye Bir deli hikâyesi çıkarılmasını istedi. Siz İse, ayade: «Bizden evvelki hukümetler de ğınıza kadar gelen, nimeti tepmişbu gibi tedbirler almayı düşünmüşsiniz. lerdir» diyor. Yapmayın canım. «Pardon» deDüşündüler mi düşünmedller mi, düşündülerse, aynı şekilde mi dü yin, «yanlış anlamışım» deyin, «oşündüler, işin oralarını pek bilmiyoruz. Ama, düşünmüş de olsalar, hattâ madde madde aynı şeyleri de düşünmüş olsalar, ne çıkar? Onlar, belki de, böyle düşünmüş olmalarından dolayı, düşmüş gitmişler. Şu «evvelki hukümetler de...» lânu demek istemedimdi» deyin, «boş fını bir kenara bırakıp, bir mesele bulunmuşum» deyin velhasıl bir seyler söyleyin de kabulleniverin şu parayı. Yok eğer bu jestinize karşüık «Aferin», «bravo adama» gibilerden takdirler bekliyorsanız, o da ho şuna. Şimdi herkes, bu çeşit davranışlarda bulunanlar hakkında (burada tekrardan çekindiğim) bambaşka sıfatlar yakıştınr oldu. etrafmda, doğrudan doğruya «iyidlr» veya «iyi değildir» dlye ko* * * nusmsya öyle bir hasret kaldık ki... Çok yönlü bir savaş ujrün Türklyede Vietnam savasının niteliğini anlamak bakımından büyük güçlükler çekildiği gorülüyoı. Bize kalırsa, bu konuda atılan bütün yanlış advmların kaynağı da bu güçlüktedir. Türk kamu oyu Amerikan propaganda organlannın Vietnam hakkında yaydıklannı, üzerinde fazla düşünmeden benimsemck eğilimindedir. Bilindlgi gibi, Birleşik Amerika Vietnam savasını Asya'da komünizmin yayılmasmı durdurmak amacıyla ve Güney Vietnara halkmın isteği üzerine girisllmls bir savas olarak tamtmak çabası içindedir. Ba(ka bir deyişie, Birleşik Amerika'ya göre, Güney Vletnamlılar kuzeyden yapılan sızmalarla komünizme itilmekten korkmuşlar ve Amerikan askerlerinl yardtmlanna çağırmışlardır. Tıpkı Türkiyenin tktnel Dünya Savaşından sonra Sovyet isteklerile karsılaşınca Amerikan yardımını aradığl gibi... İiii benziyor? 1 Devlet işlerinde büyök eapta •nilstbnaller. 2 Devlet işlerine eş dost, hısım akraba kayırmalar. 3 ÇeşitU kabilelerden sivrilmls olanlann, kendi kabile men•uplanna, devlet kadrosunda, lüzumlu lüzumsuz vazife icat etmeleri. 4 Halkın çocuklannı, bllhassa Müslüman mıntakalarmd» ve özellikle kızları, mekteplere göndermemekteki Inadı. 5 Bu yüzden, yukanda yazdıgumz akraba ve kabile mensuplannı kayırmak sebebiyle, halk hlzmetlerinin cahüler elinde bulunması. • Bunlar, ve daha blr çok bunlara benzer seyler, Afrikanın göbeğinde, sömürgelikten yeni kurtulmuş, Cat devletinin karşılaştığı ve içinden çıkamadıgı zorluklar. Le Figaro gazetesinin, oraya giden bir röportajcısımn, uzun yammdan kısalttım. Fransızca «iyi anlıyanUra selftm olsun» dlye bir söz vardır ki, Türkçesi «kmm sana söylüyorum, gelinim sen anla» gibi bir şeydir. B üeıarhktan müzeye Hazırlıklıyız izim Türkiye ne hale geldi? Arada bir, hiç, durup düşündüğünüz var mı? Şuphesiz vardır. Şöyle, akla geldiği gibi, bir kaç misal sıralayrverelim: Meshur tasamıf bonolarının alım satımı yasak. Ama adamlar, büyük sehirlerin ana caddelerinde, insan boyu yaftalarla bu bonolan Çözü/mesf güç ipotekler Tf ^ ışjşleri Bakanlığında ağır basan görüş bu * * olduğuııa göre, Vietnam'a gözlemci yollamak düşüncesi nereden çıkmıştır? Akla gelen ilk olaulık, Amerikan görevlilerinin, Dışijleri Bakanlığını aşarak, dogrudan dogruya hükumeti etkilemeleridir. Üzerinde durulması gereken ikinci olasıhk ise, kararın Genelkurmayın istegi üzerine verilmesidir. Gazetecilerle yaptıgı ayaküstü konuşmaların birinde, Bay Demirel, kendisine Vietnam'a gönderilecek gözlemcilerln sayısıyla ilgili olarak sorulan bir soruyu bunun Genel Kurmay Baıleanlığı tarafından kararlaştırılacağını söyleyerek cevaplandırdığına göre, karann alınmasında Genel Kurmayın büyük payı olduğunu düşünmemek elden gelmiyor. Bay Topaloğlu'nun Meclis kürsüsünde yaptığı açıklanıaj a bakılırsa, Vietnam'a askerî gözlemci yol lamaktaki amaç gerilla savaş ve tekniklerini yerinde inceleraektir. Bu, şu sırada, ulusal savunma gereklerimiı bakımından pek verinde bir dügünce ola usrUn Birleşik Amerika'ya karsı uvasan VI» bilir. Fakat unutınamak gerekir ki, Vietnam'a asetkpng bu Kartulus Cephesinin asker! örkerî gözlemci yollanması ulusal savunma gerekle ' rimiz bakımından pek yerinde de olsa, uluslararası Iruludür. Güney Vlefnamda ilk is olarak ulusun her bölumttnü kapsayacak ulusal bir yönetirn kurulmailişkilerlmlz bakımından çok önemli sonuçlaı yarasını, ondan sonra Vietnam'ın kuzeyile güneyinin tabilecek bir siyasal davranıştır. Bu yüzden, Vietnam konusunda blr karar alırken yalnızca ulusal halkın hür seçimile ve istediği düzen altmda blrleştirilmesini öngören Kurtuluş Cephesi, bu amaçlasavunma gereklerimlzl degil, fakat bütün ulusal rına karşı Blrlesik Amerikadan sllihlı direnme gör çıkarlarunızı inceden inceye gözden geçirmek ve dükçe Kutey Vietnamın yardımını aramakta, yarona göre davranmak zorundayız. Böyle yapmamak, dım aldığı ölçilde de Hanoi'nin etkisi altına ginnekyâni Vietnam'a gözlemci yollarken yalnız tek bir tedir. Birleşik Amerika bu gerçeği kabul etmediği, endişeden kaynak alan ve yalnız tek bir yönden geyâni Kurtuluş Cephesini Hanoi'nin hattâ Pekin'ln len önerilere ağırlık vermek, dış polltikamınn gebir kuklası gibi görmekte ayak dirediği içindir ki leceği kadar iç politikadaki karar mekanlzmasmı da yalnız savaş uzayıp gitmekle kalmamakta, fakat ileride çözülmesi güç ipotekler altına koymak deVietkong da zamanla içinde komünist etkilerln kuv mektir. vetlendiği bir kuruluş durumuna gelmektedir. Ve 7^ ğer Vietnam'a gözlemci yollanması konusungene bu gerçegi kabul etmediği İçindir kl. Birlesjk ^ J daki karar Genel Kurmayın isteği üzerine Amerika kuzeye yapılan hava akmlannın hiç bir değil de, Birleşik Amerikadan gelen baskılardan sonuç vermetnesi karşısında ne yapacağını şaşırmı*, kurtulmak için alınmışsa. böyle bir davTanışın da her gün daha çok bombadan ve daha çok askerden savunulacak tarafı yoktur. Gerçl Türk dış politikamedet ummaktadır. smı yönetenler, son günlerde, Kıbrıs ve ikill anlaşmalar gibi çabuk çözüm beklcyen konularda Birleşik Amerika'nın anlayısuıı kazanmayı kaçınılmaz bulmaya başlamışlardır. Fakat biz, gene son günleruzey Vletnam'm yapılan bombardımandan de Birleşik Amerika'nın bu konularda eskisinden büyük zarar görmediği, bir hikâyedir. Bu daha anlayışlı olduğunu görmekle beraber, bu ge bombardıman kuzeylilere ağır insan ve araç kayıplisme ile Vietnam konuıundakl karar arasında bir lan verdirmektedir. Amerikan Savunma Bakanlığıbağ kurmak istemiyoruz. Eğer böyle bir bağ varsa nın da açıkladığına göre, bombardımanlar kuzeyden Türk yöneticilerinin Vietnam'a gönderilecek gözgüneye yapılan her türlü yardımı büyük ölçüd* lemcller konusunda söylediklerini bir aldatmaca azaltmıştır. Zaten Başkan Johnson'ın bombardımanı saymak gerekecektir ki, bunun ne bir zamanlar o kesmemek istemesinin nedeni de budur. Böyle olkadar izlenmesi istenen •Uişllikli dış politika» ile, duğu halde güneydeki direnme durmuş değildir. ne de devlet adamhğı niteliği ile Hgisi olabilir. Eğer güneydeki direnme kaynağmı kuzeyden akan insan ve sllâhtan alsaydı, Birleşik Amerika, özellik le bu bombardunanlardan sonra, ülkenin üçte ikisinl kendi deneti altına koymakta hilâ güçlük çeay Topaloğlu'nun açıklamasının iç politika bakımından düşündürdüklerini böyleee be ker miydi? Bu soruya olumlu karşılık verebilmek için, ya Birleşik Amerlka'nın korkunç askert gücülirttikten sonra, şimdi konunun dıj politika bakımın nü bilmemek, ya da kollandığı metodlan yanlıı dan değerlendirllmesine geçelim. Şurası kesinlikle bulmak gerekir. bilinmelidir ki, adı ve görevl ne olursa ol*un, olaEğer bu savaıı gerçek çercevesi içinde oturtup ğan askerî ataşeler dıgında, Vietnam'a üniformalı bir komUnist sumasından çok bir halk hareketi tek bir Türk yollamak bile Türkiyenin uluslararaolarak görüyorsak, Türk subaylarmın Amerikan ka sı illşkileri bakımından çok sakıncalı sonuçlar dorargâhındaki isjî nedir? Eğer savaşı bir komünist ğurabilecek, yanlış bir davranıştır. sızması olarak görüyorsak, komünistler Vletnaımn Biran için yukanda değindiğimiz korkunun getücte ikisini denetleri altında tuttuklarına göre, Ameçekleşmediğini. >âni Birleşik Amerika'nın bu davrikan kuvvetleri şimdiye kadar bunlara karşı ezici ranışımızı dünya karou oyu karşısında kendisine güçlerinüı ve sayı üstünlüklerinin verdiği imkânlar yeni bir tutamak bulmak için kullanmaya kalkışma dışında öğrenilmesi gereken ne gibi başarılar kazandığını kabul etsek bile, eğer Vietnam'a göııderdiğitnışlardır? Eğer savaşanlaruı niteliğiyle değil de germiz gözlemcilerden biri izlediği bir harekât sırasında çekten yalnızca gerilla tekniklerile ilgiliysek, lutfen Vietkong'un eline düşerse. katılmak ile izlemek söyler misiniz Türkiyenin öğrenci yollaması gereken arasındaki başkalığı, bugün Vietnam'daki Ameriyer asıl neresidir.? kan pohtikasımn aleyhinde olan dünya çoğunluğu ysa Vietnam'da durum bu kadar yalm değildir, çok yönlüdür. Vietnam mllllyetçilerl İkinci Dünya Savaşından sonra Fransız sömürgecillfine karşı ayaklandıkları zaman ülke bugünkü gibi ikiye aynlmıs değildi. Fransızların uğradığı Dien Bien Phu bozgunundan sonra, 1954 yılında, bütün Çln Hindine yeni bir düzen vermek amacıyla Cenevre'de otunılan görüşme masasmda, Vietnam, en kısa zamanda yapılan seçimlerle yeniden birleştlrilmek üzere, Fransızlarla Vietnamlılar arasındaki ateşkes çlzgisl olan 17. enlem boyunca ikiye ayrılmıştı. Bundan sonra Hanoi'de Ho Çi Minh liderliğinde bağımsız bir yönetim kurulmujtur. Bir Vietnam mllliyetçisi olan ve güneyde de çok sayılan Hn Ci Minh'in komünist eğiliminden korkan Birleşik Amerika, jrüneyin de onun yönetimi altına girmesini önlemek için bu, bölgenin halktnm ne düşündüğünü ögrenmek bile istcmeden S.aygon'da Ngo Dinh Diem'in baskanlığmda bir hükumet kurmul ve Güney Vietnamın bağunsızlığını ilân ettirmlstlr. Bu olupbitti güneydeki milliyetçilerl çok kızdırmıs ve bunlar, aradan çok geçmeden, Ulusal Kurtulua Cephesi adını verdikleri bir teşkilât kurarak Diem yönetimine karsı direnmeye gecmişlerdir. Bu teşkllâtm içinde yalnızca komünistler bulunduğu, blr tek Birleşik Amerika propaganda organlan tarafından ileri sürülen blr iddiadır. Tarafsız gözlemcllerin bazıları komünistlerin teşkilât İçinde azınlıkta olduklarım söyleyecek kadar ileri gltmektedirler. O B Aksuata bahsinde efli Cevat Ulunay üstadımızın (Allah uzun ömürler versin) hem de bu yaşından sonra işi ticarete dökeceğini, rüyamda gürsem, hayra yormazdım. Hele, ne çeşit tlcaret olsa beğenlrsinlz: Mezarlık ticaretl. Evet, evet bayağı mezarlıjc tlcaretl. Anlatıvereyim: Sevlmli büyüğümUzün Edirnekapıda bllmem kaç bin metrekarelik koskocaman bir arsası, daha doğjusu, bu afsada biiyucek bir hissesi vardır. Bunu dostlan, bu arada 15Iz de, ötedenberi biliriz. Hattâ, bir ramanlar, sık sık btıluştuğumuzda, rahmetli karikatürist Ramize ve tlyatro sanatkân Raçit Bızaya «Çocuklar ölürseniz hlç meralc etmeyin, size birer mezarlık toprak bedavadan hazır» dıye takılır, saka ederdi. (Hoş ikisi de öldü. Birer karış bile vermedi ya, neyse...) R B 19» satm aldıklannı ilân etmekten çekinmiyorlar. İthal permilerini devlet, muayyen şartlarla, belli kimselere veriyor. Ama, gazetelerde ilânlar: tstedlğiniz marka otomobll için (tabiî menfaat mnkabili) permilerirniz vardır. Telefonlann devri yasak. Ama, istediğiniz semtte, hattâ lemt seznt fiyatları da bildirilerek. yine gaıetelerde telefon satışı Uâalan. Uzatmıyalım. Her sey böyle oldu. Kotalara girmiş ithal mab müsaadeel satışlarmdan, artık hiç biettiği takdirde, 1980 yüında, 1 milri açüıp kapanmıyan taksi saatleyardan fazla insan açbktan ölecekrine kadar hiç bir sahada en ufak tir. bir kontrol kalmadı. Hımmnunm..., iş burada çatallaValla, kapitalist midir, sosyaUst şıyor. Takma mide, takma kan fimidir, komprador mudur, mom lân, bepsi mükemmel de, illâ, biprador mudur, her ne ise, devlet otoritesi böylesine ortadan kayborisini dolduracak gıds, öteklni işlunca hangi rejim gelirse gelsin, Ictecek kan nerede? Türkiyemizde hiç bir şey değismez. Hepimiz meşhur Mısır nravunu Bir bakıma da rahat sayılırız. İkinci Ramses'in mumyasına döneceğiz, galiba. Çünkü zaten alışmışız! *t* "î* "î* *** ir rivayete göre tıp (aman, «akın TİP okumayın!) öyle bir ilerleyiş ilerliyormuş ki. 2000 senesinden sonra, insanlar İçin ölttm, artık, hemen hemen hiç olmıyacakmış. Bu iddianm gerekçesi olarak, takraa böbrek, takma kalb, takma mide, takma bagırsak gibi buluşlann, son zamanlarda hayret edilecek bir »ekilde gelişmesi gösteriUyor. Pek de inanılmıyacak bir şey değil. Çünkü, kazasız belâaız yaaamaya muvaffak olan insanlar. genellikle, bir yaştan sonra, bir muayyen taraflannın çürümesinden ölüyorlar. E, o işe varamaz hale gelen, uzvu degiştirip, yerîne pırıl pırıl bir yenisinl takarsanız, besapça, adamın yaşamaya devam *tmesi lâzım. öyleyse «gel keyfim gel» denecek ama, bu hesabm çarsıya uymıyan bir tarafı var. Hafta içinde gazetelerde çıkan bir haberde deniyor H: Bugünkü durum devam B Bu köşede çoktan beri adını anmak istedigim bir hâkim Tar. Bu hâkim mahkum olan bir hâkimdir, adı AIi Faik Cihan'dır. Akçaabat'ta görevli iken yazdığı «Sosyalist Türkiye» isimli kitabından ötürü mahkemeye verilmis ve 7,5 yıl hüküm yemiştir. Savçı 142'nci maddeye dayanarak cezalandınlmasını istemıştır A n Faik Cihan'ın.. Buna karşılık Ali Faik'ın Afır Ceza Mabkemesi huzurundakı savunması her hukukçunun v e her vatandaşın dikkatle okuması gereken bir belgedir. Öyle samyoruz ki, geleceğin Türkiyesinde bu tarihî belge üstünde geregi gibi dnrulacak, Ali Faik Cıhan adı, fikir özgürlüğünün, medenî cesaretin ve adalet kavramının gerçek temsilcisi olarak yer alacaktır. Ali Faik Cihan, hem sâf düsüncesinde, hem de adalet anlayı»ında, kahplaşmış hokukçu anlayışını yırtarak, kanunlanmızı Atatürk Cumhuriyetinin ve demokratik 27 Mayıs Anayasasının devrimci ve özgür nıbuna uygun biçimde yorumlamasmı bilmiştır. Bu bilgisi soyutta da kalmamış, hayatının ve eyleminın hareket temeli olarak kendisini Afır Ceza Mahkemesi önüne kadar götürmüştür. Bu mahkeme önttndeki savunması gene sağlam bir mantıgın, korkusuz bir inancın ifadesidir. Bugün köseme Ali Faik Cihan'ın savunmasından bir parçayı almak istiyorura. Tazdıgı kitapta «komünizm propagandası» görülerek mahkemeye sevkedilmis olan hâkim Cihan diyor ki : € Türk Ceza Yasasında "komünizm propagandası" adı ile nitelenen bir eylera yoktur. Gerçekten Türk Ceza Yasasında 142. m'addeyi ıçeren bölumun başlığı «Devletin arsıulusal sahsiyetine karşı cürümler» den ıbarettir. Gerek 142. maddede gerek T. Ceza K. nun başka bir yerinde komünizm deyimi geçmemektedir. Bilindiği gibi halk arasında komünizm çok kötü anlamlar taşımaktadır. Halka göre komünizm aile birliğini, namusu ve onuru tanımayan, insanları hayvan sürüleriyle bir tutan rejim anlamına gelmektedir. Bu nedenle dâvanın başladığı günden beri haksız bir hakarete maruz bulunduğum apaçıktır. Çünkü komünizm dendiği zaman halkın kafasında beliren kavramlann hiçbiri Türk Ceza Yasasının 142. maddesınde yazılı degüdir. Ve dâvava Türk Ceza Yasasında yazılı olmıyan bir ad konulmuş bulunmaktadır. Turk Ceza Yasasının 142. maddesine muhalefet edenlerin eylemıne komünizm propagandası adını koymak, bu yasa maddesinin Türkiyeye geliş gününden beri bir âdet, bir teamül haline getirılmiştır. Bu nedenden ötürü târizierim sayın mahkemeyi hedef tutmamaktadır. Ama ceza hukukunda teamüle ver olmıyacağı, içtihattan üretilen içtihat serilerınin yasadaki esas metni değiştiremiyeceği açık gerçektir. Eğer devletin «arsıulusal sahsiyetine karşı bir cürüm. işlemekten ya da 142. maddeye aykırı bir eylemden yargılanıyorsam, komünizm propagandası yaptığım iddiası nereden çıkıyor? Bu tutum, hakkında kovuşturma açılan bir zanlıyı mahkuroiyet kararı verilmeksizin cezaya çarptırmak anlamına gelmiyor mu? Uzun yıllardan beri sürdürülen bu teamül, Türk ulusu adına hüküm vermekle görevli ve bağımsız olmalan gereken mahkemelerin siyaset adamlarının gönlünü hoş etmekten ibaret bir tavızden kurtulamadıklarını Röçtermiyor mu? Bu nedenlerden ötürü eyleme ve dâvaya, yasada yazılı olan adının konulmasını, usule, yasaya ve ceza hukuku ilkelerine aykırı düşen ve sanığı hakarete maruz bırakan bu teamüle son verilmesini dılerim.» Ali Faik Cihan'ın yer yer ibretle okunacak savnnmasının küçük bir parçasıdır bu!. Ne var ki, 142. maddenln Ceza Hnknkumuzda komünizm propagandası diye yerleşmesinln nedeni açıktır. Çünkü 142. madde, halk üzerinde tahakkümünfi sürdüren komprador burjuvazisinin bir baskı âleti olarak kullanılmaktadır. Gerçekte 142. maddede «komünizm propagandası» diye yaıılı snç yoktur. Bakınız madde metnl ne diyor : « Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis etmek veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak yahut memleket içinde müesses iktisadi ve sosyal temel nizamlardan birıni devirmek veya devlet siyasi ve hukuki nizamlannı topyekun yok etmek...» Bu esasa g6re isçi sınıfının işverenler flstünde tahakkflmfinü kurmak ne kadar suç ise, Işveren sınıfının lsçl sınıfı üstüne tahakkümünü kurmak da en azından o kadar suçtur. öyleyse sayın hâkimlerimiz, savcılanmıı, ellerini vicdanlanna koyup düsünmelidirler: Simdiye kadar hangi Işlem ve yanları işveren tahakkUmü (yani faşizm) açısından kevuştnrmuşlardır? Türkiyede emekçiler hakkında komünizm propagandası suçnndan sn kadar dâva açılmıştır, ve açılmaktadır.. Ama hangi patron hakkında fasizm propagandan yapmak suçundan dâva açılmıstır? 142'nci madde buçfln tek taraflı blr Slet otarak lşlemektedlr. MemleMrtte iktisadi tahakkUmü ellerinde bnlundnranlann bir kılıcı fibi çalışmaktadır. Bunda hâkimlerimisin ve savcılanmızın da sorumu vardır. 142'nci maddeyi salt komttniım snçunun maddesi halinde yommlamıs ve Işletmişlerdir. Bu işleyi» t a n ı açıkoa hem Anayasaya, ve kannn maddesine aykındır, Atatürk Türkiyesinde hâkimlerimiıe ve savcılanmııa 19S7 yılında büyük soram düsmektedir. Hâkim Ali Faik Ciban'm sesine kulak vermelidirler hâkimlerimiz.. Şu anda Ali Faik Cihan mahkum olsa bfle kulak vermelidirler.. Çünkü adalet tarihinde hâkimlerin mahkumlardan zaman zaman ders aldıkları yazılıdır. Eğer »yle olmasa bugün Sokrat'ı saygıyl» snar mıydıkT Bir (bulmuş ta Bir deli hikâyesi imarhanede iki akıl hastası karşılasır. Biri hemen, sıkı sıkıya avuounu kapar, ve kolunu uzatarak, ötekine sorar: Söyle bakalım avucumda ne var? Galata kulesl Bilemedin. Ayasofya camll. O da değil. Galata köprüsU. •••••••••••••••••»••••••••••••••••Jğ Türkiyenin yer/ neresidir K •••• ••>• • ••• • ••• • a«> • ••a :•:! Kaş yapayım derken Pf •• «<•• • ••> B Üstad, şimdi tutmuş, bir beyanname bastırmış, btittln Beledlye Meclisi üyelerine dagıtıyor. özeti şöyle: «Halk ölüsünü gömecek yer bulamıyor. Siz bu, mezarhğa pek elveri^li olan, arsayı satm alın, hem Beledlye vazifesinl görmüş, hem de (tabil kendi hlssesinden bahis srok!) kâr etmiş olursunuz.» Biraz tuhaiıma gitti de onun için dokunuyorum, yoksa pekâlft bir iş. Bir iş ki, hem ölüler rahat, hem canlüar k&rda. E, Ulunay gibi orljüuü blr üstada da, doğrusu ancak, böyle orijinal bir ticaret yara^ırdı. * * * bunamış» ., a., a... Bir yaşıma daha bastım. Durup dururken 54 oldu. Bizim Belediye Reisi Sayın Haşim Işoan'm maaşını, Bütçe Komisyonu az bularak, 3.200 liradan 7.000 liraya çıkarmaya karar vermiş. Haşim tşcan da bunu, hiddet ve şiddetle reddetmiş, üstelik «Benlm maaşım bana yetiyor, sizler ne karışıyorsunuz?» diye Komisyon üyelerini bir güzel de paylamış. T Vefot ve Teşekkür Hartum BUyukelçud C. Mlroglunun refikası, udakatll zevce, jefkatli uıne. temiz insan İstantral A Bedriye C.Miroğlu 10 Mart 19S7 Cuma günü, tstanbulda, ebedilik alemine intikal etmiş. 11 Mart Cumartesi günü Tejvikiye caroiinde iklndi ntmazından sonra Feriköy kabristanında Tanrının rahmetine emanet edılmiştir. Bu münasebetle. basta sayın Dışljleri Bakanı İhsan Sabri Çaglayangil olmak üzere, çelenk yolUyan, çiçek getiren ve merasimde bulunanlara bütün ailesi efr»dı derin tesekkürlerlni «unar. Cumhuriyet 2895 Tüccar Sonoyici, v»> İ9 odanıının CAZETESİOİR İitonbul TıearettOdan Yoyın Organı • !•• • ••• • ••• • ••• • ••• iiii !ii! diyemiyoruz Üİİ jjjj :::: •:;: !::: •';; :!:: Geçmişe mâzi 55;; ¥ ¥ ep, dönüp dolaşıp, aynı nok* * taya geliyoruz. Ötedenberi, bizde, hukümetler tenkide uğrıyan bir davramşta bulundular mı, kendilerini: «Evvelki hukümetler de böyle seyler yapmışlardı» diye saS a v l n Başbakan Süleyman Demirel de aynı yoüı yönebniş gibi görünüyor. Ve «Temel hak ve hürriyetleri koruma» tasarısı bahsin '"^™•"•"""•••' îlâhi, Haşim Bey dostumuz. Bu ne anakronik (zamana uymıyan) davTanış böyle! Memleketimizln bu günkü gününde, herkes açık veya gizli (hele o gizlüer!) para peşınde nefes netese kosarken, insan, maaşına zam teklifi alır da, bunu, geri çevirir mi? Hem, siz pek gazete de okumuyorsunuz galiba. Baksanıza, daha geçen gün, Ankarada, eloğlu Meclis kürsüsüne çıktı, milletvekili maaşlarının azhğmdan şikâyet ederek, bunun ayda 10 bin liraya Ttl •.224)40/39 4. Vakıf Han Bahçekopı Kat 4 No'/5 Hayır. Yine bilemedln. Şehir Orkestrası. Yooook, der, bildin ama mızıkçılık yaptın. Mutlaka bir ucundan görmüş olacaksın. Maamafih yine söyle: O halde kim idare edlyor? (France Dimanche'dan naklen) Ing. ÇİM TOHUMU Galatasaray, Tokatlıyan îşhanı Tel: 44 17 47 Cumhuriyet 2879 Yılhk abone beV«/i'2îTf.tV (Basın 12331/2867) T Ü C C A R L A R 1 M 1 Z Doğduğunuz Ilin Köylerinde Okul înşasına Tardım Ediniz İYİ AHLÂK DERNEĞ1 MEVLÛT BAYSAL Bahçe Mimarı vunurlar. :::: !•;; '•••••••••••••••••«••«»a •«•••••••••* «İaiSSSlaa••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••( SİYASAL BILGILER FAKÜLTESİ İŞLETME İKTİSADI VE MUHASEBE ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜGÜNDEN BİLDİRİLMİŞTift Enstitümüzce tertiplenen JSANAYÎ MUHASEBESİ IOJRSLARIDEVRE: V ı çalışroalan 10 nisan 1967 pazartesi günü başlayıp, 7 Haziran 1967 çarşunba günü sona erecektir. Kayıtlar 8 Nisan 1987 cumartesi saat: 13,00 de kapanacağından ilgililerüı Enstitü Müdürlüğüne jahsen veya yazı ile müracaatları ilân olunur, ADRES : S.BJF. İşletme İktisadı ve Muhasebe Enstitüsü Miidürlüğü Cebeci/Ankara Telefon: 12 74 08/79 (Basm 11898 A. 1342/2870) SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA Nimbiis Phenyldimethylpyrazolonemethylaminomethanesulfonate de sodium... 1,00 gr. Phenobarbital O Ö gr A TRAPON Süpozituar Liba CESARET ANA »dlı gok kuvvetli analjezig piyasaya arzedilmistir. Cumhuriyet 2880 Savaşlarda ezilen halkı temsü eder. Uğradığı kayıplardan ders almaz. Fakat, gaye, okuyucunun gözünü açmaktır. Brecht'in Cesaret Anası Türkçeye çevrildi. Dağıtun: UĞRAK, Nuruosmaniye Cad. 36 Cumhuriyet ?877 ELEMAN ARANIYOR YUZ HAVLUSU AÜNAGAK (45x90 Cm. eb'admda 9304 adet ) 5on teklif tarihi 4/4/1967 dir. Kümunesi Malzeme Müdürlüğünde görülebiUr. DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. (Basın 12527/2888) KAYIP Fatih İlkokulundan aldığun pasomu kaybettim. Hükümaüzdür. LEVENT TANTT Cumhuriyet 2897 0982/0X16 Büyük bir şirketin muhasebe ve idarî işlerinde çalıştırılmak üzere aşağıda yazılı niteliklere haiz eleman aranmaktadır. 1 Yüksek Ekonomi ve TicEret Okulu ile İktisat Fakültesi veya Ticaret Lisesi mezunu olmak. 2 Erkekler için askerliğini yapmış olmak. Taliplerin 1 adet vesikahk fotoğraf ile şahsen müıacaatlari. ADRES: Cağaloğlu Biçki Yurdu Sok. Şevki Bey Han No: 12 Kat 2. Cumhuriyet 2901 İstanbul Teknik Üniversilesi Reklörlüğünden: Rektörlük teşkilâtınm muhtelif Bervislerindekl feler için memur alınacaktır. vazlKanunt şartlan haiz isteklilerin, haltercümelerini ekliyecekleri bir dilekçe ile, 29 Mart 1967 tarihine kadar Yazı İsleri Mür'Müğüne müracatlan rica olunur. .Tel. 227872 Telg. NAMLISUCUK (Basın 12284/2871)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle