05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 25 Şubat 1967 CUMHURÎYET Soğlık bülçesi Dr. Erdal ATABEK «DEVLET, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşıyabilmesini ve tıbbî bakım görmesini sağlamakla ödevlidir.» Türk Tablpleri Birligi Başkanl mmmr > Ha gayret bngünkü gelisme hızı °bl 1.5 artmakta ve nüfng artışımn gerisinde kalmaktadır. Bu ise sağlık hixmetlerinde gerilemedir. ünyada sağlık hizmeti anlayışı değismektedir. İnsanı sağlıklı tutmak, bastaları tedavi E s a s etmekten daha önce gelmektedir. Çünkü, 4 mesele hastalandırmamaktır, Q Bir insanı hastalıktan korumak, bir hastayı tedavi etmekten daha az masraflıdır, Q Koruyucu sağlık hizmetlerinde başan, tedavi kurumlan talebini normallestirir. Koruyucu sağlık hizmetleri devletin genel bütçeden yürütmek zornnda olduğn hizmetlerdir. Bu hizmet türu ynrt sağlığının temelini teşkil eder. Bugün ülkemizde 900.000 aktif tüberkülozlu vardır ve bir yılda 40.MO kişi bu hastalıktan ölmektedir. Türkiyede bebek ölümü binde 165 oranı ile çok yüksektir. Bunu dış ülkelerle kıyaslarsak : Istanbullunun dertleri O kadar önemli olaylar ve günler içinde yaşıyoru» ki, çoğu zaman köşemizde tstanbulun ve şehirlinin dertlerinden söz açmak imkânımız olmuyor. Oysa bir koskoca tstanbul var, tstanbulun Vilâyeti var, Valisi var. Ve süzçelisi tstanbulda bir koskoca Belediye var. Bazı kişiler tstanbulda Belediyenin varlığını inkâr ve yokluğunu iddia ederler. Biz konulann tartışmasına girecek değiliz. Çünkü bir karısık is: Belki Belediye vardır da hizmeti yoktur, belki hizmeti vardır da Belediye yoktur. Ne var ki, bütün bu varlar ve yoklar arasında Belediye Baskanı Hasim tscan'ın varlığını inkâr etmeye de imkân yoktur. Çünkü nereye baksanız Hasim tsc«n"ı çörflyorsunuz îstanbulda.. Yeraltı gecitleri açılıyor, dükkânlar yapıhyor, istimlâkler yürütulüyor.. Hasim tscan neredeyse Menderes'i geçecek bir imar faaliveti içinde knlaç atmakta.. Ne diyelim; bu isin sonu havırlı olsun! Tabiî bütün bu taaliyete rağmen sehirlinin kalubalâdan beri devam eden dâvalan da elbet yerli yerinde... Süt derdi, et derdi, ekmek derdi, pislik derdi, kontrol derdi, çöp derdi, ve de başkalart. Bnnlara care bulmak bugünkü düzenle mümkün değildir; bu dflzen içinde Hasim tscan'ın vaptığı işleri nasıl yaptığına akıl erdinnek de pek mümkün değildir. İstanbulun dâvası gerçekte Türkiyenin temel dertleri içinde yer almıştır. Varoslannda eecekondu sefaleti. imtiyazlı semtlerinde lüks apartmanlar sefahatı bulunan bir kent.. Az gelismiş bir ülkrnin ithalât ihracat kenti.. Kompradorlar saltanatının baskenti Arsacılık apartmancılık spekülâsyonu.. tmar ve insaat dalavereleri.. ve de «tiirlii cesitli» viyim yollanyla Belediye Meclisine kadar uzanmıs hırslann. ihtiras'ann. rekabetin merkezi.. Büviik malî çıkarların kulislerinde cirit attığı bu sehri Stanbulun Beledivesi fle olbette kpndi vapısına nvçun olacak.. Bu araıla tstanbulun bir âe tl Gı>nel Meclisi vardır. Bu tl Genel Meclisinin de tst.inhul icin önemli vazifeleri olacak elbet.. Adalet Partili ve Halk Partili Meclis iiveleri bu vazifelerini öncelikle vürütmek istivcn savın kisilerdir. Ne var ki. tstanbulun yolsuz, susuz. karanlıkta kövlpri ilkel bir düzevde sürünürken ve de tstanbulun çöhpfindp kompradorlar saltanatı hüküm sürerken tl Genel Meclisinin sayın üveleri vazifelerini eereği gibi yapamıyorlar: tstanbul ilinde yasıvan vatandasiarımızın dertlerine gereği gibi koşamıvorlar. Neden? diye sorarsanız, cevap hazırdır : Çünkü komünistler müsaade etmiyor. Savın tl Genpl MPdisinin öncelikle Adalet Partili üyeleri her sevden önce hepim!7İn bas ödevi olan komünistlerle mücadeleyi hızlandırmak istivorlar tahiî.. ve de bnnun icin 1967 vılında bu volda cok önemli kırarlar almı^lar. komi'nizmle mücadelede önemli rolltr ovnıvan rterneklprp Bütçeden büyük bağıslarda bulunmuslardır. tste bağıslann listesi : M.TT.B 80.000 llım Yayma Cemiyeti Merkezi 10.000 îlim Yayma Cemiyeti Anadolu Şubesi 10.000 Istanbul Fetih Cemiyeti 15.000 Milliyetçiler Birligi Pendik Ocağı 3.000 Üsküdar Komünizmle Mücadele Derneği 7.500 Sağmalcılar Komünizmle Mücadele Derneği 7.500 Kartal Komünizmle Mücadele Derneği 7.500 Sisli Komünizmle Mücadele Derneği 7500 Fatıh Komünizmle Mücartelp Derneği 7.500 Bakırköy Komünizm'e Mücadele Derneği 7.500 Zevtinburnu Komünizmle Mücadele DerneSİ 7.500 Istanbul Şub. Komünizmlp Mücadele Dprneği ... 7.500 Kadıkoy Komünızmle Müfariele Derneği 7.500 Beylerbeyı Komünizmle Mücadele Derneği 7.500 Fatıh Anıtı'nı Yaptırma Derneği 1000 Türkiye Hafız ve Mevluthanlar Cemiyeti 10.000 Beıktaş Komünizmle Müeadpîe Derneği 7.500 Gazıosmanpasa Komünızmîe Mücadele Derneği ... 5 000 Şimdi bizim tstanbullu vatandaslara tavsiyemiz açıktır : Hemşehrilerimiz rğer geçim sıkmtısı çekiyorlarsa, ya da işsiz fseler, hemen komünizmle mücadele derneğinin bir subesine talip olsunlar. Cesitli yerlerden vc öncelikle bu fakir milletin tengin hazinesinden naslplenerek gecimini doğrultacaklar ve aynı zamanda mukadde* bir görev yapacaklardır. Ar yılında değil k&r yılında yasıyoruz; is bilenin kılıç kusananın. Efer komünizmle mücadele derneği yetmezse. hemseriler yukarıda adı geçen sağcı kurulusların bir şnbesini de açabilirler. tstanbnlda yasayıp da geçim sıkmtısı çekmek için, af bnyurnn. biraz enayi olmak gerekir. Bu memlekette nice zenaat var.. Bu devletin de nice zengin kesesi.. Geçim ve yiyim yollarında yava kalanlar özel tesebbüs gücüne sahip olmıyan istidatsızlardır.. Yoksa bu devletin hazinesi hepimize yeter. [ANAYASA, Madde 49] oruyucu \e tedavi ediei sağlık hizrnetlerinin tümünü kspsayan bu ödev sadece kannnî değil, aynı zamanda gerçek bir zorunluluktur. Bu zorunluluğu belirleyen ölçü fert başına dü.şen millî gelirdir. Gelismiş ve az gelişmiş ülkeleri ayıran bu ölçâ. devlete düsen ödevin önemini de belirtir. Az gelişmis bir ülkede fert basına düsen millî gelirin azlığı, o ülke fertlerinin sağlık hizmetlerini kendi ödeme gücleriyle sağlayamamalarının nedenidir. Bu yüzden deviet bu hizmeti yürütmekle ödevlidir. D K • •• • •C Aı gelişmis ülkelerde gelismiş ülkelerin bütçesi oranının olmasını zorunlu en önemli A zyüksekülkelerin hızla sağlıkkılan ihtiyacında neden, bu kalkınmak olmalandır. Kalkmmada insangücü başta gelen faktördür. Amerikalıların Man (însangücü), Money (para), Materiel (madde), Machine (makine) olarak ifade ettikleri kalkmmada «4 M» faktBrünün başta geleni olan insangücü, sağlık hizmetlerinn yeterliliği ile sağlanır. iurdumuzun fert başına rılda düşen 2000 lirahk milli geliri ile bu hizmeti fertlerin sağlaması söz konusu olamaı. Kaldı ki, büyök yatınm isteyen ve pahalı bir hizmet olan sağlık konusunda gelismiş ülkeier dahi bütçe oranlannı yüksek tutmuslardır. Dünyadaki duruma bir göz atarsak : BUtçedekl «ağlık bizmetleri oranı tsveç'te Suriye'de .. SeylSn'da îsrael'de .. Cezayir'de Türkive'de •/o2«.4 •/.17 •blSİ •İ7 ••9 Bebek ölümü (Binde) 165 Türkiye 125 Endonezva .... Yunanistan .... 40.4 60.3 Romanva 25.7 Fransa 25.3 A.B.D 21.7 tngiltere 20.1 Danimarka .... 15.3 fsveç O ölen çocukların o41.4'ü 04 yaş grupundadır. Bu ölümler Türkiyenin geleceğini etkilemektedir. Koruyucu hizmetlerde yetersizlik öıellikle köy sağlığinı tendit etmektedir. Nüfusun üçte ikisinden fazlası bncak ve köylerde yasamaktadır. Bu sosyal durum, saglık bStçesinin mntlaka artmlmasını lorunİD kılmaktadır. ÇUnkü sağlık hizmetleri için kurulmasını dngördüğümüı «sosyal sağlık sigortası» kurulduğu takdirde dahi bu grupun prim ödeme çücü çok az olacak ve masrafların genel bütçeden karsılanması gerekecektir. Kaldı ki, sadece koruyucu sağlık hizmetlerinin tam olarak karşılanması için sağlık bütçesinin 'ılO civarında olması gerekli görünmektedir. • •• • ••« :•: ••• *••! ••aı •••< • ••ı :•• ayın yazar llhan Seljuk «Ha Gayret» başlıklı yazısı ile bir gerçeği daha dile getiriyor. Sayın Selçuk, iktidarın, komünistler geliyor diyerek milletin dikkatini başka tarafa çektiklerini ve kendilerinin değişmez politikaları olan zam üstüne zam yapmakla fakir halkı bir kat daha sefalete sürüklediklerini yazıyor. Sayın yazarın fikirlerine aynen katıhyor, birkaç kelime de ben söylemek istiyorum. Fiatlara her gün zam yapıhyor ama ilgililer acaba bunun tesirini duyuyorlar mı? Hele kendileri de bir ay bir fakirin veya bir memurun eline geçen 250 300 lira alsınlar ve bununla aybaşını getirsinler, o zaman zammıo ne olduğunu elbette anlayacaklardır. Yoksa bu durumda onlara göre zam normal ve hayat pahalılığı sıhhat alâmeti sayılacaktır. ll^ililerden sormak gerekiyor: Madem ki bütçenin açık vereceği biliniyordu ve zam yapmak bir zaruretti, o halde malî af neden çıkarıldı? O zaman neden bunlar düşünülmedi? Kanaatimiz odur ki, afla kaybedilen para. zamla toplanacak paranın on mislinden daha fazladır. Olanlar yine bize, yine fakir halka olmuştur. Tekrar bize olacaktır. Arslan VARLIK Malatya *** S tonun işlemlyeceğinl beyanla Oıtar etmesi bunun acı ve açik misâlidir. Bunun yanında dostumuz Amerikanın Vietnamdaki haksız saldınlarını desteklemek İçin Nato devletlerinden asker ve askerl yardım talep etmesi Natonun nasü Amerikan menfaatına çalışüğı, çalıştınlmak istendiğl ve bir çok alanlarda da nasıl Amerikanın eline düştüğü halleri fikrtmizi teyit eder mahiyettedir. KEMAL ÖZTÜRK DtYADtN *** Bütün yollar o denize açılmalı «Taraffsızlık ıszerıne» ok sayın hocam Prof tlhan Arselüı «Tarafsıılık üzerine» razdıSı makaleyı kendisinin istediği gibı dikkatle okudum Fakat üzulerek söy'.emek lâzım kl mevcut makalesinde gerek verdiği misallerle, gerekse tüm makalesi ile maalesef tarafsızlığı açıklamaktan çok uzakta olduğunu gördUJc. özellikle bugün tartışması yapı'an «tarafsızhğı» bu fUcre inananlar Indinde doğmatik ve meziyet olarak kabul edildiğini söylemektedir. O>'sa «tarafsızhk» ne dogmariktir ve ne de iddia edildiği gibi meziyettir. Ancak zamanında millet lehine taWp edilen tarafsızlık poütikası elbette bir meziyettir. Bunu tarihin deriniiklerine inmeden isbat gayet kolaydır. Atatürk'ün dış politikasmm bir eseri olarak ikinci Dünya Harbinde Türkiye'nin tarafsız politikasıyla Türk Milletini bir telâketten kurtaran «tarafsızlık» elbette bir meziyettir. Bunun yanında kaskatı bir tarafsızlık ise elbette akıl ve mantık icabı degtldir. Bu hale göre tarafsızlıK elftstikidir. Demek oluyor ki tarafsızlık ne doğmadır ve ne de politika tarihlnde yerleşmiş bir tezdir. Kanaatımızca ve hocamızın inancı hilftfma mutlak taraflı olmak fikri, olsa olsa doğma olabilir Zira dünya tarihinde daiml tarafsız kalmış bir devlet olmadığı gibi, temelli taraf içinde kalmış bir devlet de mevcut degildir. Nedır ki zaman çarkı ve devletler arasmdaki politik münasebetler milletleri bazan tarafsız. bazen de taraflı olmayı icabettirmiştir Bütün bu fikirlerin ışıgı altında biz milll menfaatlerimizin icabı Türkiye'nin tarafsız olmasını veya hiç olmazsa bağlı bulunduğu blok içinde müstakU harek<»t etmesinı canı gönülden Istiyoruz. Ve de bu bagımlı olmayan politikada milletimizin faydası olduguna inamyoruz. Ülkemizde sağlık bütçesinin, genel bütçede çok az bir bölüm teşkil ettiğl görülmektedir. Bu durum. Anayasanın devlete yüklediği ödevle çeli^mektedir. Çünkü, hi:rmetler:n bütçe imkânlam l a orantılı olarak yürüyebilccegi çok açıktır ve bu husus da Anayasada yer almıştır: «Devlet, bu bolümde belirtilen iktisadi ve sosyal amaçlara ulasma ödevlerini. ancak iktisadi gelisme ile mali kaynaklarının yeterligi ölçüsünde yerine getirir.» ANAYASA, Madde 53. 1963 yılında Türkiyede fert başına düsen sağlık harcaması yılda sadece 32 liradır. Bu çok düsük rakam yanında avnı harcamanın tsrael'de 135. tsveç'te 400 lira olduğunn hatırlatmak hizmetlerdcki farkin nedenini belirtir. Tedavi hizmetleri gelirler için âdil kaynagın «sosyal »ağlık sigortası olduğu Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanhfınjn düzenlediği bir seminerde kararlaştınlmıştır. Ancak genel bötçeden sağlık bütçesine ayrılan bölüm artırılmadıkça başvurulacak her ek gelir kaynağı haksız olacaktır. Çünkü vergilerini ödeyen her vatandaş, genel bütçeden yeterli bir gağlık hizmeti almaya hak kazanmıştır. Ancak bo artınldıktan sonra da yetmeıse ek gelir baklı olur, tabiî âdil ölçülerle alınmak sartiyle. kuruluş V ataklı tedavinin yüksek bir gelir ve işletme gidcrleri karsısında ek kaynağına ihtiyaç bnlunduğu daha önce belirtilmisti (2). Ek C • • • • • >«ı •a ••ı •ki •• ı rd. Prof. Dr. Sadi trmak'ın (Deniz kıvılan kimindir) başlıklı yazısını okudum. Çok güzel, yerinde yazmıs, gönül ister ki tatbik edilsin. Bu yazı bana eski «iüşüncelerimi hatırlattı: Bu cennet vatanımızın bir k5 sesi, güzel îstanbul'umuzun Sir keci Cankurtaran • Yenikapı • Kumkapı'ya kadar ıızanan tren hattı boyunca, yarım, inişli, çı kışlı surlarının manzarası bu sahillerin önünde, bir set gibi estetik güzelliği bozmakta. evlerin önünü kapamaktadır. Bizanstan kalma bu tarihl surlar. şehrin ana yollarını kapadığı gibi. bu sahil boyundaki evlerin; denizden gelen havasını ön lemektedir. Bu varım setlerin kovuklarında, duvar diplerinde, yarım yamalak cecekondu evlerinin çoğalmasına yardımcı olmakta ve bazı verlerde odun ve kömür depoları vapılmaktadır. yollan, sahil bovundaki «sfalt ana yola acılmahdır. Burada mesele; Bu çirkinliği kaldınp, bazı yerlerde, tren hat tı bovunu, genişletmek, evlerin cephesini denize açmak, mümkunse bazı yerleri de ağaçlandırmak ve bahçelik meydana getirmektir. Gazetenizde tstanbul Milletvekili Sayın Reşit Ülker'in, (Sa hıl yağmacılığını önlemek) ama ciyle hazırladığı bır kanun teklıfjni Yüce Meclis Bşk. llğına verdiğini ve bu teklife göre: Su kenarlarında rıhtımdan veya .•ıhtım yapılabilecek noktadan tn az İ M genışlığmde bu top U rak şeridi umumun istifadesıne mahsus olmak üzere mıllt kıyı olarak bırakılacafını öürendık. Böylelikle, güzel sahillerimızı sonradan doldurulmak suretiyle yapılan gazinolar ve uydurma, biçimsiz barınaklar kalaırı lır. Bu yerinde teklifin kısa za manda kanunlaçmnsını candan dilerim. B. O. Bir aydınlatma îktidar partısi organı bir gazetenın dünkü sayısında Demokrat Partı devrının bır eski Bakanı, «Dunya, Sovyetler, Türkiye» serimizde kendisine bir cümle ile yaptığımız bır atfa bir uzun makale ile karşılık vermıştir. Maksadımız kendısi ile tartışmaya gırmek değildir. Sadece ıkı hususu aydınlatmak ısteriz: 1. Söz konusu cumle «Sovyetlerden yenı donen ve haylı etkısı olan bır yazar Anadolunun Sovyet Cumhurıyetlerine bolunebıleceğınden soz etmekte» cümlesidir. Yazar bu cümlemiz ile geçenlerde yayınlanan Sovyetler Birligı izlenimlerine haksız bir yakıştırmada bulunduğumuzu iddia etmekte ve özetle, Anadolunun Sovyet Cumhuriyetlerine bölünmesi ıhtimalını iç politika plânında ele aldığını, bizim ise bunu maksath olarak Sovyet dış politıkası plânına çektiğimizi yazmaktadır. Oysa Sovyet Cumhuri^«tleri kavramı dijer komüBİ6t devletlerde bil« mev olmadığına göre, Anadolunun sovyet cumhuriyetlerine bölünmesinin ancak Türkiyenin Sovyetler Birligi tarafından ilhak edümesiyle mümkün olabileceği, bu bakımdan da bir Sovyet dış politika konusu olarak ele ahnması gerektiği ortadadır. Kaldı ki, yazar soz konusu makalesinde meseleyi 1940 yıllanndaki Sovyet taleplerine bağlamak suretiyle aynı işi yapmaktadır. 2. Yazar bu ilk noktadan hareket ederek bizi Sovyet propagandasına alet olmakla suçlamakta ve Sovyetlerde isçı ücretleri ve hayat standardı konularında, özellikle bir işçi karı kocanın ortalamı olarak 250 ruble kazandık ları hususunda söylediklerimizle Sovyet resmî rakamlarını çok aşan bir iyimserlik tablosu yarattığımızı yazmaktadır. Sovyet kaynakları ve bunların değerlendirilmesi konusunda burada bir bahis açmak için yerimiz yoktur. Ancak, sözü geçen 250 rakamını, kendi incelemelerimizi doğruladığı, bunlara bir özet teşkil ettiği ve nihayet yabancı bir gözlemciden gelmekle daha sıhhatli olabileceği düşüncesi ile Amerikan Newsweek dergisinin 2 Mayıs 1966 tarihli sayısından aktardığımızı bilgisine sunmak lsteriz. Yazann, Sovyetlerde gelir dağılımı konusunda yazdıklan, özellikle Türkiye ile Sovyetler arasında bu yönde yaptığı kıyaslamayı, konunun tamamen ciddiyeti dışında saymak gerekecektir. Ibrahim ÇAMLI : ••• •>! • •( • •• Düşük standartlar urdumuzda sağlık hizmetlerinin çok yeterJ siz olduğu bir gerçektir. Gerek bu yetersizliği gidermek, gerekse bölgelerarası dengesizliği kaldırmak amacıvls sağhk hizmetlerinin sosyallestirilırfsi proçramınm nygnlanmasına baslanmıstır. Bu programda öngörfllen standartlar, normal ölçülerin çok altında oldnğu halde proeram gerçeklestirilememistir. Dünya Sağlık Teşkilâtı' nın 1962 yılında Tahran'da organize edilen Doğu Akdeniz Bölgesi Tıp Oğretimi Konferansı'nda, ön görülen ölçü 1000 kisiye bir hekimin düsmesidir. Oysa «Sağlık hizmetlerinin sosyallestirilmesi» programında 7000 kisiye bir hekim ölçüsü konmnş ve bu çok düşük ölçülü proeramın gerçekIestirilebilmesi için dahi »ağlık bütçesinin, genel bütçenin '.6sına çıkarılması gerektiği belirtilmistir. Hasta yatağı durnmumuz avnı üzücü çizgidedir. Yiizvıllarca birer ilimiz olan Yunanistan'da 10.000 kisiye 36, Bulgaristanda 10.000 kisive 40 hasta yatağı düştüğü halde bizde 10.000 ksiye düsen hasta yatağı sayısı 21'dir. Az gelismiş ülkeler İçin zorunlu görülen 10.000 kisiye en az 30 hasta yataJı sayısına henüz çok uzağız ve yardım dernekIeri kurarak halktan bağış toplamayı metot haline getirmeye çalısıyoruz. Bu haşmetli surların yer ile yeksan edilen bazı kısımları haddizatında, restore edilmek suretiyle, güzel bir şekle sokulmuş, eski ihtişamı, hir hâtıra ve görülmeğe değer bir eser olarak canlandırılmıştır. Olumlu ve takdire değer bir teşebbüs. Gerekirse, bu snrlar münasip yerlerde çoğaltılabilir. Fa kat dağınık ve intizamsız sekilde olanlar. yıktırılıp, bütiın ana Bakanlığın tutumu üşük bütçe imkânlan karşısında Sağlık Bakanlığı yetkilileri hatalı yola sapnuşlardır. Bu hatalar sağlık hiımetlerinin bütnnünü etkilemistir : D N o r m a l hi«met plânına göre bütçe imkanı sağlamak yerine, eldeki bütçeye göre hizmet plânı yapılraıstır. Hizmet standartlan düşük totulmuş ve bu durumun yeterli oldnju savunulrouştur. Bu tutum gerçekîerin ortaya çıkmannı en D Y1LDIZ USKÜDARbY "' feMAfL 'tNANÇ * Nlkâhlındllar 24.21M7 Ka • ••l İİİİ ::!. • ••• •••• •••• •••> (Cumhuriyet : 1913) emş B Hekimlerin, diğer esas ve yardımcı »ağlık elemanlarının düsük ücretlerine, «eldeki bütçe imkânlan» aşılmaz bir engel olarak maıeret sayılmış ve bu çok yanlış tutum hizmetleri kösteklemiştir. 1964 yılında »248 Türk hekiminin ynrt dışında çalıstıçı anlasılmaktadır. Dış ülkelerde çalısan hekimlerin mezunivet yıllan, öıellikle genç nesle mensup olanların sosyal ve ekonomlk güçlükler içinde kaldıklarını açıkça göstertnektedir. YURT DIŞINDA ÇALIŞAN HEKtMLJERtN Mezuniyet yıllan Tüzde oranı 192339 194049 1950S9 196063 6.1 25.6 60.0 8.3 TEŞEKKÜR Bizleri ve çok sevdiği meslek arkadaşlarıyla taniyanlarmı derin elemlere duçar eden ve bu fant kubbede bir hoş sâdâ bırakarak vazifesi başında Cenabı Hakkm Eonsuz rahmetine kavuşan müçfik, munis ve faziletli inssn Vegilköy Havaalanı Gümriik Miidürü İİİİ •••• •••• İİİİ • ••• AGI KAYIP Profes«r Hamld Onnım>u'nun lelini. Koc Holdine'dcn Satl On(unsu'nun csi. Nejad \e Vedad'ın seMtili anneleri. IETT Tcftis ve Kontrol Dairesindpn emtkll Osman Mcral'ın ve MUrilvet Mer»Iın kııları. Avukat Semih» Meral'ın kardesi. • ••• •••• :•!: • ••• • ••• :::: ABDÜI.MENNAN TURUT'ün Cenaze merasiminde bulunmak lutuf ve zahmetini gösieren ve ebedî istirahatgâhına kadar teşyi eden muhterem zevata, mümessillerile nazik tâziyetlerini biidiren Gümrük ve Tekel Bakam Sayın İbrahim Tekin, eski Bakanlardan Sayın Dr. Fazıl Şeraiettln, Müsteşar Sayın Halit Kıvanç ve bizzat teîrif buyuran Tekel Genel Müdürü Sayın Recai Dibran, İstanbul Gümrükleri Başmüdürü Sayın Şahap Atamer Beyefendilere, yabancı elçilik ve Konsolukların Sayın Mümessillerine her türlü yardını ve hizmetlerile yabın alâkalarinı esirgemeyen Havaalanı Müdürü Sayın Ziya Kurçunlu Beyefendiye ve teşkilâtı mensuplarile son bir ümitle ve bütün imkânlarile merhumun yardımına koşan meydanın değerli doktorlarına, ebedî yolculuğunun hazırhğı için Müessesesi Teşvikiye Sağlık Evmde merhumu son iki gün misafir eden dost ve müşfik insan Dr. Osman Üçer'e, bütün gümrük camiası arkadaşlarına, kara, deniz ve haya nakliyat şirketleri mümessil ve mensuplarına vesair Kurumlar temsilcilerine ve evimize kadar gelmek rahmetine katlanarak veya telgraf ve mektupla tâziyetlerini biidiren, çelenk gönderen muhterem müessesat ve zevata derin minnet ve şükranlanmızı arzederiz. AİLESİ Cumhuriyet 1912 SABtHA ONGUNSU 24/2/1967 Cuma rünü velat etmistir. Ccnazcsi. 26/2/19S7 Paıar sünii fiflf namazını mtiteakİD Sisli Camlinden kaldırılacaktır. ONGUNSU MERAL AILELERİ Ve artan talepler •••• •••• İİİİ •••• •••• • ••• :::: •••• H alkın bugünkü durumdan ne kadar şikâyetçi olduğunu anlamak için gündelik gazetelerin okuyucu mektuplanna bir göz atmak yeter. Halk bu rakamları bilmez ve esasen bilmek zorunda değildir. Halk, hastaların yatak bulamadığını görür, muayene için poliklinik kapılarında beklediğini görür ve çok defa doktorlara kızar. Oysa bu gündelik üzüntülerin kaynağı yukardaki rakamlardır. Bu rakamlarla belirtilen sağlık hizmetlerinin yetersizliğidir. Medeni bir ülkede 10 bin kisiye 100 hasta yatağı vardır. Bizde olduğu pibi 10.000 kisiye 21 yatak varsa, yatması gereken 80 hasta vatamıyacak demektir. 1000 kisiye bir hekim düsmesi gerekirken 7000 kisiye bir hekim düşerse, hekimin hastaya bakabilmesi 7 defa daha az olacak demektir. Rakamlar hizmetlere böyle akseder. Sağlık hizmetlerinin sosyallestirilmesi proeramı halkın sağlık taleplerinin arttığinı açıkça ortaya koymustur. Mus ilinde 1962 yılında devlet hekimlerince avakta veya yatakta tedavi edilen hasta sayısı 13.000 idi. Prosramın uygulandıgı ilk yıl olan 1963'te bu sayı 12».000'e yükselmistir. Kaldı ki, bu talep dahi gerçek ihtivacın altında kalmaktadır ve Mus ilinde düsük hizmet standartlarının öngördüğü kadrolar dahi doldurulam3mıstır. Demek ki halk. kendsine verilen hizmete saTilmaktadır. Fakat bu lvTmet ancak yeterli bir safhk biitçesiyle verilebilir. Turdun saflık talebini artıran önemli bir faktör de nüfus artısıdır. Nüfus. yılda «i>3 artmaktadır. Daha öncekl bir vazımızda (1). sağlık h'7metlerinde geiismenin cok yavas olduçunu ve r v sme hızının fiilî durnma gore oc45 oranında r'inğunu ve buntın %3'ünün ni'fu« artışı ile kapandığinı belirtmistir. Gerçek ihtiyaca göre ise Hekimi düsük ücretler içinde bunaltan, dar bütçenin, sağlık hizmetine yaptığı kötü etki açık• > anlasılmaktadır. • • Kİ Sağlık Bakanlığının diğer bir yanlıs tutumu, kendi sağlayamadığı imkânların diğer Kurumlard3 çalısan hekimlere sağlanmak istenisine karşı çıkmasıdır. Oysa Sağîık Bakanlığı yetkililerinin yapması gereken. kendilerinin bu imkânlarda örnek olmalan ve bunun için gerekli bütçe imkânlannın sağlanması için çalısmalandır. Bu güc bnlunmnş ve diğer Kurumlarda çalısan elemanların en haklı isteklerine «Biz veremiyoruz, siz de vermeyin» zihniyeti ile karsı çıkılmıstır. Daha önce de sosvalizasyon hizmetlerini, bu bölge dıfindaki hekim ücretlerini hiçbir surette artınnamak yoluyla yürütmeyi denemişler ve sonnç alamamışlardı. Diğer taraftan •tn •••< • aaı • ••< •a«ı • ••I •••< • ••l • ••w • III • ••a • •«• Sonuç u vanlıs tutumun ana nedcni. düsük bütçe imkânlarıdır. Artık, vetersiz hizmetlerin yeterli gösterilmesinden vazçeçllmeli, gerçek acıkça ortava konmalıdır. Bu imkânlar, hizmetleri bu seviyede yürütür. Yapılması gereken şey, ynkardanberi açıkladıfimız üzere, sağlık bütçesinin artınlmasıdır. Bu husos sağlanmadan, parlak sözler ve çelisik tutumlar yurdun sağlık ihtiyaçlarına cevap vermekten çok uzak kalacaktır. B • ••< • ••! • ••I 3111 a>aı • •91 • aaı • aaı • llı • ••I • •Bl • • •55! (1) Sağlık Hizmetlerinde Geli?me Hızı, Dr. Erdal Atabek. Cumhurivet, 3'12/1966 (2) Nasıl Bir Sağlık Sisortası, Dr. Erdal Atabek, Cumhuriyet, 11/11/1966 !•••••••••••••• iger taraftan /ukarda da İ7ah ettiğimiz gibi muhterem hocamızın verdiği misallerin devletler arası münasebetlerle ilgisi olmadığı gibi, mevcut misallerin konumuzun yanında cok hafif olduğuna inanıyoruz. örneğin «Etliye, Sütlüye kanşmayacaksın» «Bir haydutla bir masumun kavgasında tarafsız olmanın alçaklığı v.s.» gibi. Sayın hocamız da iyi bllirlerki «tarafsızlık» etliye sütlüve kanşmamak değildir. Ve böyle saçma bir tarafsızlık ta düşünülemez. Öbür taraftan tarafsızlık ada'et ve nakkaniyet de değildir. Salt olarak. Kanaatımızca tarafsızlık dev'.etler arasmdaki DOlitik münasebetlerde millî menfaatlerin lehine olarak müstakil olmak, dünyayı ve insanlıgı felâkete stirüklemeye hazırlanan bugünkü menfaat s^uplarına dahü olmamaktır. Sayet mutlaka bir gruba girilecekse bir büyüğün dümen suyunda itirazsız yelken açmamaktır. Buşrün herkes biliyor ki Nato ve Varşova paktları bir kaç devletin menfaatına çalışmaktadır. Zira Kibns hâdiseleri dolayısiyle Baskan Johnson'un Türk Başbakanma bir hâdise esnasmda Na D TEŞEKKÜR Ailemizin kıymetli varhğı NADÎR KALAÇLAR'm hastalığı ve vefatı sırasında yakın alâkalariyle derin acılanmıza bizzat katılan, telefonla, telgrafla bizleri yakın duygulariyle teselli eden değerli akraba ve dostlanmıza teşekkür oderiz. AtLESt (Heriş Rek: 579 1930) J> TEŞEKKÜR Aile büyüğümüz LUMOPRINT yüksek kaliteli Atman malı 1 HULKİ EDİN'in FOTOKOPİ CİHAZLARI MÜSAİT FİATLARLA SATJŞA" ARZEDİLMİŞTİR Bol AGFA fotokopl hâğıt oe m&lzemesiŞlrkeümlzde mevcuttar Tünel Caddesi 18, Transtürk Han Kat 8, Karaköf. Ttt.: 491141 •lim kaybı ile uğradığımız sonsuz acıya cenazesinde bulunarak, bizleri şahsen ziyaret ederek, çelenk, mektup, telgraf ve telefonla arayarak tâziyet ve tesellide bulunmak sxıretiyle katılan bütün akraba ve dostlara ve merhumun hastanede kaldığı müddetçe büyük şefkat ve ihttmamlannı esirgemeyen sayın Tıp Mensuplanna teşekkür ve en derin minnettarlıklanmızı sunarız. AİLESİ Reklâmcüık 678/1934 DİMA TİCARET A.Ş. Aylâk Musa COM5UL4EA tiAPOEUMU VÜİMtK Yenl Ajans: 1446/1926 J (Kimya Mühendisi veya Kimyager Aranıyor Wyeth İlâç Fabrikası kalite kontrol lâboratuvarında çalıştırılmak üzere lâboratuvar tecrübesi olan ve İngilizce bilen Kimya Mühendisi veya Kimyager aramaktadır. Adres: Yenl Londra Asfaltı, Cevizlibağ Durağı Topkapı» Cumhuriyet 1932 IMALAT LISANSI Büyük bir Amerikan imâlatçısı patentli bir duvar kaplama maddesinin Türkiye'de imalât lissnsını ve inhisari satıj hakk:nı teklif etmektedir. Bu madde boyama Uini bertaraf eder. Çabuk yapılan tek bir püskürtme ameliyesiyle, normal boyalara nazaran 20 kere daha kalın bir boya tabakası meydana gelir. Duvar bozukluklarını örter, hava tesirlerine mukavim ve izolasyon tesirini haiz olup 10 sene garantilidir. Bütün dünyada askeri sınaî, ticari binalarda ve evlerde kullanılmaktadır. Halen 18 ülkede fabrikaları kuruimuş bulunmaktadır. Takriben U.S. S. 25.000lık bir yatırım gerekmektedir. Sadece tecrubeli kimselerin müracaatı rica olunur. KENITEX CHEMICALS S. A^ P.O. Box 13, 12U Geneva 19, Switzerland. (Basın 30175/1908) • Isf. Belediye Konservatuarı Müdürlüğünden: 10 Mart 1967 cuma günü saat 10 da OsmanbeyHalaskârgazi Cad. No. 212 deki Konservatuar Türk Musikisi bölümü binasmda yapılacak untihanla: Türk Musikisi îcra Heyetine; bir kemençe, bir tambur ve bir erkek ses sanatkân. FolkJor Tatbikat Topluluğuna ses sanatkârı alınacaktır. Taliplerin Türbe Piyerloti caddesindeki Konservatuar Müdürlüğüne 8 mart 1967 akşamtna kadar dilekçe ile müracaatlan rica olunur. (Basm 11679/1909)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle