04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE tEİ 11 Şubat 1967 CüMHURİTET ••••••••••••••••a• TEMEL HAKLAR ve KAPANAN RE|İM Dr. Nihat TUREL 1 ! 1 on gttnlerde gazetelerln birbirl ardına verdlkIerl ve vfttandas çogtmluğu lçin hiç de Iç açıcı olmayan n m havadlslerl yanında, iktidar partisinln hazırladığı ve kanunlaştırmak istediğl yenl siyasi baskı tedbirleri ile politik tansiyon birdenblre artmıştır. Kanunlaştırılmak istenen bu tedbirlerl. sayın Inonü, partlslnln küçüJc kurultay adı verilen toplantısında, «komünizm düşmanlığı perdesi adı altmda demokratik rejimin kuça çevrilmesi» şeklinde yorumlamıştır. İktidar sözciilerine göre, içinde yaşadığımız polltlk ortam, kurulu düzenin blr takım yeni ve siddetli tedbirlerle korunmasını gerektirecek bir hal almıştır. Aşırı akımlar, özellikle solcu gelişmeler, yayın ve aksiyon olarak. yakın bir ihtilâlin kokusunu vermekte. Binıf bilincl aşılanan halk, zümreler ve grnp lar olarak kin ve düşmanlık duygularma boğulmaktadır. Kısaea yakın (arihin, gerek bizde, gerek başka ülkelerde sık sık ve hemen hemen aynı kelimelerle duyurduğu baskı gerekçeleri çünümüzün politik sahnesine yeniden konulmak için provaya alınnuş oluyorlar. DÜNYA, SOVYETLER, TÜRKİYE Sunay'a bir kaç soru Cevdet Sunay'ın dün bir sabah gazetesinde yayınlanan demecinden anlaşıldıfına göre, Cumburbaşkanı, iktidar partisinin sorüşlerini bazı «fak değişikliklerle paylaşmaktadır. Cevdet Sunay : 1 Tural emirnamesini «bütün fenalıklan bir anda yok edecek liderin zuhurunu» haber vermesine rağtnen, tasvıp etmektedır. 2 öğretmen kıyımını desteklemektedir. 3 Sol ve sosyalist akımlar için getirilecek olağsnttstfl tedbirleri onaylamaktadır. Bu tutum, Anayasaya ve yasalara titizlikle saygılı ve taralsızlıkta çok dikkatli olması gereken Cumhurbaşkanlıgı sıfatiyle bağdasmakta mıdır? Bunun tartısmasına girecek değiliz. Bisim bn yazımızda amacıraız Sunay'ın fikirlerinl topyekun elestirmek değildir. Sunay'm yalnız birkaç düşüncesl üstünde dnrarak bazı sorular yöneltmek istiyoruz kendisine» Sayın Cnmhurbaşkanı konusmasında : « ... komünizm tehlikesi milletin tam bir köle topluluğu ve ülkenin tam bir sömürge haline getinlmesini istihdaf etmektedir» demiştir. Sayın Sunay açıklamasmda komünizme karşı nyanık bulnnmak ğerektiğini millî bağımsızlık kaygısıyla tekrar tekrar belirtlyor. Biz, Türk milletini sömürge yapmak lstiyen her tehlikenin bn tehlike ister komünistlerden, ister kapitalistlerden gelsin karşısında bulunmak gerektifine inanıyonı». Millî bağımsızhğımızı tehdit eden, millî ba|ımsızhğınıızı yokeden her soy tehdidin karsısında bulunmak millî görevdir, diyoruz. Ve buna göre ilk sorumnzu Sayın Cumburbaskanına soruvornz : Komünistler bizi köle yapmak isterlerse bnna «Hayır» diyeeefiz de kapitalistler sömürge yapmak isterlerse bona «Evet» diye boynn mn efeceğiz? Sornnun cevabını kendimiz verelim: ŞBphesiz kl ba|ımsızlığımızı tehdin eden nice tehlike varsa, komünistlerden geliyor, ya da kapitalistlerden gtliyor diye ayırdetmeden karşısında olacağız. Böyle davranılmadığı zaman bağımsızlık düşüncesi göz konusu olamaz. Gene Sayın Cumhurbaşkanı demeclnde : « Milletimizi ve geleceğimizi tehdit eden komünizm faaliyetleri içerden ve dışardan gızlı olarak idare edilmekte ve mıktarlart çok az da olsa, komünizmin hizmetinde bulunan hainler yabancı kaynaklardan beslenmektedir» diyor. Memleketin en sorumlu koltuğunda otnrdutuna göre, bn iddiayı ileri süren Cevdet Sunayın elbette bildiği birtakım deliller bulnnması gerekir. Gerçi Cumhnrbaskanı bn yoldaki delillerini açıklamamıstır. Ama bu delillerin bir an Bnce resmî makamlara iletilmesini sağlamalıdır. Çünkü «yabancı kaynaklardan beslenen» komünistlerin vatana ihanetleri adlî makamlarca sabit olduğu takdirde cezalandırılmaları gerekir. Ne var ki, biz Türkiyede yabancı kaynaklardan beslenen kapitalistleri de her gün köşemizde teşhir ediyornı. Sayın Cevdet Snnay'ın diliyle söylemek gerekirse : « Milletimizi ve geleceğimizi tehdit eden kapitalizm faaliyetleri içerden ve dışardan gizli olarak idare edilmekte ve miktarları çok az da olsa kapitalizmin hizmetinde bulunan hainler, yabancı kaynaklardan beslenmektedir.» Bunlann ihanet delilleri ortadadır. Millî kaynaklanmızı yabancılarla ortaklaşa sömürenler, memleket dışına para kaçıranlar, petrolde ve madenlerde yabancılar hesabına Türkiyeyi kundaklıyanlar her gân gacete sayfalannda delilleriyle açıklanmaktadırlar. Daha dünkü bir sabab gazetesinde vabancı bir sirketle isbirlikçilik yaparak turizm sanayii kuracağu bahanesi altında memleketi soyanlann haberlerl veriliyordu. Sn halde Sayın Cumhurbaskanına ikinci sorumuzn da yBneltmeliyiz : Dışandan gizli olarak İdare edilen ve yabancı kaynaklardan beslenen komünistler elbette vatan hainidirler ve gerekli cezayı (rörmrlidirler. Ne var kl, dışardan gizli olarak idare edilen ve yabancı kaynaklardan beslenen kapitalistler vatan haini değil midirler? Ve Sayın Cumhnrbaskanına Türk Ceza Kanununun blr »çık seçik maddesini hatırlatarak bir soru daha sormak istiyoruz. T. Ceza K. nun 125'inci maddesi der ki : «Devlet topraklannın tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletın hâkimiyeti altına koymaya veya devletin bağımsızlığını azaltmaya mâtuf bir fiil işliyen kımse ölüm cezasıyla cezalandırılır.» Bugün Türkiyede topraklanmızdan Bir kısmının Amerika egemenliğine verildiği Büyük Millet Meclisinde ortaya atılmıştır. Türkiyenin bağımsızlığı konusundaki titialiğinl yürekten alkıslamak istedi&miz Cevdet Sunay bn konuda ne düşiinmektedir? Politikacılarımızı bu çok ciddî konuda nyararak Amerikayla iklli anlaşmaların geniş bir Meclis araştırmasıyla ışığa kavnşması lçin ağırlığını koyması zamanı acaba gelmemiş midir? Talnız Rnsyaya değil Amerikaya karşı, ve yalnız komünlıtlere değil kapitalistlere karşı da bağımsızlığımızı kornmaya azimli çevreler Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın bu alandakl fiklrlerini pek merak etmektedirler. S • II tçlnde bulunduğumuz siyasal v e sosyal düzenl jjj tesbit eden 27 Mayıs Anayasası, hiç süphesiz ne »os • • • yalist ve ne de liberal blr Anayasadır. Fakat bu Ana;:j yasanm, «osyal ve dengeli bir demokrasi hasretinin jjj damgasmı tasıdığma kesinlikle inanmak lâznndu. :;: adece blzün Anayasamızda dejil, 2 nci Dünya Hji savaşından sonrakl temel kaidelerle ilgili bü|j] tün milletlerarası vesikalarda, aynı sosyal karakteı ş j : hâkim bir faktör olarak yer almıştır. Hattâ, o kadaı »* ki. klâsik ve çağdaş siyasal ve kişisel hakları, Avrujjj pa çapında milletlerarası blr vesika lle dile getiren jŞj «Avrupa insan haklan sözleşmesi»nden sonra, kişi •;; On yargılarımız I Ibrahim CAMLI •an bir dünya görüşü içindedir. De ları iyi niyetli olsunlar veya olnilebilir ki, Türk kamu oyu Sov masınlar maks^tlan bakımından çelişmeye düşürmektedır. yetler Birliği ve dünya konjonktüru bir ğ%m aralık 1966 tarihinae Le konularında sanki zamanın ve aklın Şoyle ki : « I Monde» gazetesi Moskova Bugün Sovyetleri komşu veya V I muhabirinin ağa Ue «öyle dı?ında uzak bir noktada tutulmak diğer memleketlerin rejımlerı istenmektedir. diyordu: «Sovyet vatandaşlan ihtiteorik plân dışında ilgilendırmelâİin 50. yıldonümü olan 1967 senemektedir. Daha 1948 de guvenlik sine gönül rahatlığı, neşe ve nisbi kordonunu tamamlamış, nukleer (1) bir refah içinde glrmektedirler.. ve roket eşıthğini kurmuş ve Muhabir yübaşından bir hafta önce dunyanın altıda bırini kaplayan başlayan bayram şenliklerini (2^ ürkiyede Sovyeüer konusundatoprakları ustunde geniş Kayanlatırken, piyasaya günde 400.000 ki bilgisizlik bir önysrgı duvarı naklannı değerlendirmeğe yonel pastanm çıkarıldığını; votkanm, şa halinde sertleşmis ve donmusmış, ideolojisi bugun içerıye dörabın ve şampanyanın su gibi aktı tur. Çoğu insanlara önyargı, özlem nuk bu ulkenın dunya statukosuğını garetelerin okuyucularına her lerinin, gururlarının, tüm ruh ya nu zorlamakta bir çıkarı yoktur. gün yeni kokteyl târifeleri »unduk pılannın bir konıyucu mahfazası Dığer memleketler rejimleri, anlarını; oyunok mağazalarmın do gibi yapışmaktadır. Bu ceviz kabu cak dünya dengesini Sovyetler lup t»ştığını ve Moskova civarın ğunu kırmaya çalışmak, insanlann aleyhine zorlayan kuvvetlerle isdaki ormanlarda 500.000 ç»m ağa kişiliği ile oynamak veya onlan abırliği yaptıkları ve Sovyetler hsılmiî eşya ve çehreler ortammdan için tehlike arzettıkleri zaman cının kesildiğini yazıyordu. Ve mu habir diyordu ki: «Bu gidişle belki bilinmeyen kıtalan kesfe götürmek Sovyetler Birhğının sımseklerini de gelecek 1 Mayısta Sovyetler, kadar zordur. Kars'ın 3040 kilomet uzerlerine çekmektedirler. Bu (Fransızlarm 14 temmuzda Paris so re ötesinde kiliseleri ibadete açık, bakımdan Sovyetlere komşu vekaklannda yaptıkları gibi) Kızü aile hayatı mazbut, bulvarları ay ya diğer devletler, Sovyetler Meydanda dans edecekierdlr.» Bir dınlık Leninakan durmaktadır. Fa karşısındaki kuvvetlerin dünya de, geçen 1 Mayıs için 2 Mayıs 1966 kat Kars, oralarda halk komiserleri politikasına âlet olmadıkça, ıktıtarihli Amerikan Newesweek der nin vatandaş aileleri ile serbest aşk sadî rejimleri ne olursa olsun, gisinin dediklerine bakalım. Şöyle hayatı sürdüğü, Allahsız insanlann lâık veya teokratik olsunlar, Sov koğuslarda yattığı inancındadır. yetlerden korkacakları bir sey diyordu Newsweek: Bu 1 MayısU artık Sovyetler Birliği, insanın küt Bu Türk milletinin çoğunluğunun yoktur. Bılâkıs, SovyetlerİP tıcale içinde kisüiğinin ve teşebbüs ka âdeta kendi iman ve nâmusunu ko rî ilışkilerin, bu memleketler az biliyetinln kaybolduğu insafsız ve rur gibi saplandığı bir önyargıdır. gelismişse, uçtakı müyonerlere monoton memleket olmaktan uzak Bir de, Beyoğunun OsmanlıLevan bir iki mılyoner daha katması tır. Gerçek şudur ki, 1984 yılına yak ten kültüründen nasibini almış. in bıle mümkundur Üysa Turkıye' celmiş, fakat teşebbüsten ve araşlaştıkça, Sovyetler Birliiinde ha tırma ahşkanlığından yoksun olan nm muhafazakâr kuvvetlerı gelıyat George Orwell'in Cİ984» adlı lann önyargıları vardır. Sovyetler şen dünya konjonkturü içinde romanında hayal ettiği korkutucu Birliğinin sade ve çabalı yaşantısı çoktan kaybolrnuş bır Sovyet tablodan gittikçe uzaklaşmaktadır. ru (ki hayranı olduklan Avrupada tehlikesini var farzederek yaban23 ocak 1967 tarihli en son ekonomi hayat, enerjı gerektiren standartlaş cı kuvvetlerle beraber Sovyetleilâvesinde New York Tımes ise, tınlmış refah ortalaması ile, genel re karşıt bır duruma gırmekle, 1966 nm Sovyetler için çok başarıh Ükle aynı plândadır) mutsuzluk ve tüm Türkiye ve Türkiye ile beraber Türkiyedeki bütün özel ç> geçtiğini. mahsulün 171 milyon tona yoksulluk olarak tanımlamaktaçıktığını, srnai üretimin • e8,4 oranın dırlar. Bu önyargınm altmda bü karlar için bir tehlike ortamı ya ratmaktadırlar. da arttığmı yazıyordu. yük bir ihtimalle bu kimselerin ken di donuk ve gayesiz hayatlarıBütun bunlar bizi dış politika nın kendilerine karşı bir izahını yap mak ihtiyacı yatmaktadır. İçinde konumuz içıne sokmaktadır. Antaşranın mayası olan, tuttuğunu ko cak bu konuya aynntılan ile gir atı basını uzttn bir süreden be paran tipte ise, aynı önyargı al meden Sovyetler Birliğinin iç ya pısına biraz değinmek gerekecekri Sovyetler hakkında yukan tmda, gene büyük bir ihtimalle, tir. Zira bu yapılmadan Sovyet dakilere benzer müsbet değer Türkiyenin az gelişmişUği üzerinde dış politikasım iyi anlamaya imlendirmelerle doludur. Oysa Tür eğreti duran bir lüksün gerekçesinl kân yoktur. Bu bakımdan belki kiye Sovyetler Birliğini. bazı gaze bulmak arzusu vardır. Bir de ithal llhan Selçuk'un soylediklerini malı önyargı vardır. Bunlar, şüptelerde zaman zaman çıkan bir iki tekrar etmiş olacağız. Ancak. aktarma ve bir iki tarafsız yorum heci Avrupayı yaşamadan Ameri Türkiye'nin bugünku ortamında kaya gidenlerin oradan döndükledjşında, en az otuz yıl geriye giden, rinde, Amerikanın kafalarda önem bunun zarardan çok laydası varüstelik mantık dışı yakıştırmalarla dır. şişirilmiş târiflerle tanımaktadır. li meraklar yarataayan pragmatik yajantısı ile beraber getirdikleri liBu bilgisizlik Sovyetlerin iç yapısı gelişmlş ülkelerin kadar, Sovyetlerin dış politikası ile beralizm, sosyalizm ve Sovyet re 3n(1) Tabiî olanlarına nazsran.. plânda ilgili olarak da mevcuttur ve aytı jimi konusunda seri olarak imâl edi (2) Noel'e resmen itibar edillen önyargılardır. Tabiî bütün bu bir önem taşıyan bu konuda Türk memek ve Iş yerlerl açık olmakönyargılar • Sovyetler Birliğinin kamu oyu ajdmlatılmak şöyle durla beraber, Tılbası senlikleri Asun daha çok karanlığa itilmekte dünya. politikasınm değişmez kötü jralık 24 den, hattâ daha önceden adamı olduğu önyargısı ile paralel dif. WiteMrn['?ovyetIerin esH düşve ondan kuvvet alarak lüregel baslamaktadır. manı Adenauer'un bile «Sovyetler mektedir. (3) Sovyetlerde de 8nyarp ara artık barışçıdır» dediği ve Doğuyu dığınız kadar vardır. Şahit oldoda içine alan yeni bir Avrupa BirBu yazdıklanmız, mübalâğalı ğum bir tanesinin psikolojik meliği fikrinin belirmeye başladığı olduğu intibaını uyandırabilir. kanizması asaÇı ynkarı söyle bir zamanda, Sovyetlerden yeni Oysa, Sovyeüer Birliğinden idi: Mibmanâarım Rıfat Sultan dönen ve hayli etkisi olan bir ya dondükten sonra Le Monde ve Beykofia MosSovyet tiyatrosunzar Anadolu'nun Sovyet Cumhu ya Newsweek'inkinden pek fark da. Nâzım Hikmefin Aristofa' riyetlerine bölünebileceğinden söz lı olmayan izlenimlerimizı bu nm Lizistrata'sından adapte etetmekte ve Genel Kurmay Başkanı tıplerin temsilcisi sayılabileceK tiği bir piyesini seyretmistik. A21 kasun tarihli emimameyi yayın kımselere anlattık. Bir anlık lıay merika'yı bedef tutan biraz ilksl lamaktadır. Bu emirname, Sovyet ret veya tereddütten sonra bu ve çocukça bir hicivdi bu. Sonlere yapılan atıflarla, değil Robert kımseler eski klışelerin rahath radan ögrendim ki Nâzım da bu Kennedy, William Fulbright veya ğına dönmeyi tercih ettiler. Bu piyesini sevmeımiş. Piyeni tartıWalter Lippman gibi Amerikan rahatlıkları zorlandığı zaman da sırken konu nonfiçüratif resme sağduyusunun tanmmış isimlenni. ıyi nıyetimizden şüphe ettıklerikaydı. Beykof nonfirüratifln ani gösterecek şekilde sert karşı mansız düşmanıydı. Abstre resSovyetlerle herşeye rağmen birçok alanlarda anlaşma içinde olan John hücumlara geçtiler. Halbuki bu mi Batının Sovyetler Birlijini son idaresini bile ürkütecek, Ame kimseler, koltukları altmda Le içinden yıkroak için lcad ettiği rikanm muttefiklerini yanmda tut Monde, Newsweek ve benzeri bir hile sayacak kadar ileri Mdiyordn. Oysa Beykof. Sovyet remak için piyasaya sürdüğü «Yıkı yayınları taşımaktadırlar (3). jiminin modern resim konuruncı faaliyetlerle mücadele» edebiyadaki tutumunn savnnmak için tınm dozunu ve amaçlannı çok akonuşmuyordn. Bu alanda blr ynrousama başladıi^ına, bele bir kaç gün önce Puşkin Müzesinde ürkiyede Sovyetler konusunbirlikte hiç begenmediŞi blr Pldaki önyaTgılar duvarının kasso serçisini gezdiğimize göre, devamından ve kuvvetlendirilmesinden favda umanlar v;.r Beykof'nn bir politik zomnlvk altmda konnsmasına lfiznm yokdır. Bunlar, Türkiyedeki Sovyet duşmanlığından kendi dunya po tn. Beykof sadeee. herhançi bir Batıh küçük burjuva gibi, molitikalan için sonuç almak içtedern'e, onu anlamadığı için düayen yabancılarla, bu düşmanlığı mandı. Ve Beykof, Sovyetlerin Türkiyedeki iktisadî ve sosyal düzenin bekası için garanti sa bu konndaki akıl dışı tutumunyanlardır. Kendilerinin de par da kendi kompleksi için bir fikir plâtformn bulmnstu. Ancak ça parça içinde olduklan önyargılar dokusunu kesif bir prooa bnrada, Sultan Beyfcornn bir an ganda ile işleyen bu sonuncular, mnbafazakâr bir komünist olya Türkiyenin bağımsızhğı endi maktan baska bir knsnrn bnlnnşesi ile hareket eden iyi niyetlı mayan candan ve çalışkan bir dost olduğvnn da belirtmek isieler, ya da adaletsiz bir duzende rlm. çıkarlarınm devamı endisesi içinde olanlardır. Türkiyede.ki bu gruplann dısardaki kuvvetlerle, YARIN: direkt bir işbirîiği içinde de*ilSOVYET seler bile, bir cephe birliği içinde oldukları açıktır. Ve böyG E R ÇE Ğ t le bir cephe içinde olmalan, on F nin sosyal haklannm da korunmasuıı ve geliştirilmesini öngören bir başka milletlerarası ana sözleşme «Charte Europeönne Sociale = Avrupa Sosyal Haklar ana sözlesmesi» imzalanarak, kişintn sosyal haklarının milletlerarası platformda hünayesine doğru kapılar • aralanmıştır. \\\ ::: Ki :» ;:: \[\ Kars'ta ve Beyoğlunda T Böyle blr çağdaş gelişimde, halkın sosyal blllnç • ! • leşmesinden ürkmek, gereksiz ve hakların özttne dokunan tedbirleri kanunlaştırmak, tekerlekleri teri döndürmekten farksız bir sonucu önceden kabul anIanıına gelecektir. Fâsit daire ki, demokratik tolerans ilkesinin tehllkell şekilde zaafa uğraması demek olan baskı duygusu, durmaksızın yenl baskılar çekiminde llerleyecekttr. Yanl, baskılann yarattığı tansiyon, baskı heveslilerinl yenl tedbirlere götürccek, ağır buhranlann yaratıcısı olacaktır. Bizim yatan geçmişimiz, bu tip heveslerln mâlum sonuçlan ile doludur. Bu sonuçlar İster istemez Türk toplumunun, sadece iktidarlara biçimsel bir meşruiyet veren seçim mekanizmasının mâsuniyetinden ötede, insanlann temel haklannı kesinlikle saklı tutan gerçek bir demokratik düıeni yürütüp yürütemiyeceği sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Halkın oyu lle işbaşma gelen iktidarların, demokrasilcrin fikir ve aksiyon dengesini bormak zorunluluğunu duyduklan bir yerde. tutmamış demokratik geleneklerden ümit kesen başka alternatif giiçlerinin itibar ve zindelik kazanması hiç de anormal sayılmamalıdır. Kendisine iktidar yolunu aran bir düzenin temel Hkelerine sırt çeviren bir siyasi gücün, dengesi bozulan ve yıkılması kaçmılmaz bir kadcr haline çiren organizmanın çatırtıları arasmda. herşeyden önce kendi canının yanacağmı düşünememesi, garip de olsa insana hayret veriyor. muhafazakârhgı asraa aktarılan şekline bakılırsa, ceza ve basın kanunlannda yapılmak istenen değisiklik ler nitelik ve miktar bakımuıdan siyasi ve fikiı suçIuluğunu çoğaltmakta, komünizmden çok, genel ve çağdas düşünce hakkını sınırlama eğilimi göstermektedir. Aslında, gelismemis bir iilkede iktidan elinde tutan bir muhafazakâr eklpln, bu ceşit tedbirleri düfünmesi ve uygulamak istemesi eşyanm tâbiatına uygundur. Politik rejim anlayrçı, Uter demokratik, ister otoriter karakterde olsun. sadece iktidara tırroan ma jeklinde tecelli eden. tarihi ve sosyolojik bir gellşlmln kutsallaştırdığı kişisel teroel haklar kavramına yabancı ve bunlardan habersiz llkel muhafazakâr lığın. haklar çemberlnl kendi mihveri ybnünde daralt mak lstemesi bir siirpriz sayılmamalıdır. D ile, politik ortam, sonnen ve seyrl belli blr çıkmaz yola girmlş olacaktır. Zira, su blr gerçektir üşünülen baskı tedbirlerinin gerçekleşmesl •>•• •«•• •••• Rejimin savunulması ««*• ukarıda da belirttiğimiz gibi, getirilmek iste• nen baskı ve tedbirler, yasak ve kanun dışı olan koraünist faaliyetlerin önlenmesi ile ilgili değildir. Zira, komünizmi, yurdumuzda yasaklayan kanunî ve idari müeyyideler fazlası ile otedenberi mev cutrur. Ve zaten, güniunüzde, önlenmesi gereken kanun dısı bir komünist hareketinin varlığını, gerçek bir mantıkla ileriye sürmeğc de imkân yoktur. Komünizmin yasak ve kanun dışı sayıldığı ban demokrat iilkelerde, dikkat edilirse görülecektir ki, sadece gerçek komünist hareketler müeyyide altma almmakta. en sivri uçlarda bile düşünce ve siyasal özgürlüklerin sınırlanmamasına özel birtittzlikgösterilmektedir. Meselâ. 1950 yılında Birleşik Amerikada kabul edilen ve Mc Carran kanunu diye bilinen iç güvenlik kanunu, fiili komünist teşkilâtlanmasını yasaklamakta ve yasaklanan şeyi şöyle tanımlamaktadır: «Fiili komünist teşkilâtım, yabancı bir hükumetin veya dünya komünist hareketini idare eden bir teşkilâtın esas bakımından idare edilen, tahakküm altında bulundurulan veya kontrol ettiği ve dünya komünist hareketinin amaçlarmı gelıstirmek gayesi ile faaliyette bulunan bir teşkilât.. . (1) e k i m 1 9 5 0t a r i h u v e komünizmi yasaklayan bir Avustralya kanununda yasak sınınnı çizen tammlama judur: «... Marksist Leninist komünizmin pratiğini, IIkelerinı, dğretimini, politik sistem ve hedeflerini destekleyen ve savunan kimse komünisttir...» Şunu da belirtmek gerekir ki, her rejira, karakteri ne olursa olsun, kendisini yokedebilecekflilihareketlere karsı önleyici gerekli tedbirleri alır. Demokratik ülkelerde, rejimin demokratik karakterini ve düzenin ana yapısını konıyacak tedbirlerin, rejimin özü ile çelişmeyecek nitelikte olması esastır. (2) Yoksa. düşünce alanını daraltan, temel hakları keyfi ölçülerle sınırlayan ve siyasi faaliyetleri kanun dışı hareketler alanında değerlendİTen eğilimleri ilkel bir politika zaafı olarak gdrmek gerekir. :::: ssss •••# •••• • ••• Zaman ve Türkiye Sonue uhafazakâr tahammühüzlüğün, son zamanlarda öğrencl teşckküllerl, öğretmenler topIuluğu gibi devrimci ve Atatürkçü gruplar üzerinde başlayan baskmın, yeni hevesler ve yanlış hesaplarla geniş bir siyasi kampa doğru geliştirilmek lstendiği bir dar geçide doğru götürülüyoruz. Kalkınma giderlerinin ve câri devlet harcamalarının orta ve yoksnl halk tabakalan üzerine, zamlar ve vâsıtah vergllerle bindirildiği bir donemde, politik rejimin açık uçlarının ycrsiz kanun kıskaçiarı ile kapatılmasjnın, buna heves edenfere getirec«fi ferah lığı elbette kestirmeğe imkân yoktur. Fakat, Prof. Kubaluım, Pariste, Fransız mukayeseli hukuk enstitüsünün bir toplantısında verdiği konferansta söylediği gibi, ciddi güçlüklerle karşı karsıya bulunan 2 nci Cumhuriyetin ve Tütk demokrasisinin, yöneticilerin ihaneti lle dejenere edilmesl, gerçekten hazin olur. (3). Çoğu zaman bindikleri dalı kesen insanlar görülmüştür. Ama aynı insanın, hem de birincisinde fena şekilde düştüğü halde, aynı deneyi ikinci defa yapması, sanırız ki görülmemistir. B M •••••••••••••••••••••••••••••••a (1) Doç. Dr. îlhan Lütem, Amerika Birleşik Devletlerinde fikir hürriyeti bakımından kanunlarm Anayasaya uygunluğunun murakabesi, S. 20 (2) Georges Burdeau, Traitö de science politique, tome VII, S. 55 (3) Prof. H. Nail Kubalı, Les Traits dominants de la constitution de ia seconde Republitjue Turque. P. 872. !•»• YAŞAR KEMAL'ln BEŞ YILLIK ARADAN SONRA İLK RÖPORTAJI Sovyetler ve rejimler Aylcılc Musa T Zengin Mezarları Fakir Evleri At yanşlonnda dönen dolaplar 8. SAYI ÇIKTI Cumhuriyet 179 Himbtis ŞÎJKRAN BORCV Hazakatle yaptığı ameliyatla eşimi «ahhate kavuşhıran ilml otoritesi kadar tevazuu da büyük olan Haseki Has. Baştabibi Sayın Doç. Dr. MANSTJR SAYIN'a, muavini Dr. E. BATKAL, Baş Asistan Dr. H. KUTAY, Narkbz Müt. R. KUTHAN, As. Dr. M. GÜRSOY, Dr. G. MUTLU, Dr. G. TEZDİL, Dr. Ü. ORAN, Dr. K. YILDIRIM, Dr. U. ALTINKAYA, Dr. Z. ERENSOT, Dr. O. SAYDAN, klinik başhemsiresi B Matlakbaş ve diğer hemşire ve Ebelere, hastamla yakinen ilgilenen Şehriban ve Güler Hanım? candan teşekkürlerimi sunarım. Eşi: Fuat Özgiiler İLTAŞ İLAÇ SANAYİİ ve TİCARET A. Ş.den UMUMİ HEYET TOPLANTISINA ÇAĞR1 Şirketimizln Hissedarlar Umumi Heyeti, gOndemde gösterilenleri görOşOp karara bağlamak flzerc, 11 Mart 196? Cumartesi günd saat 10 da îstanbal, Harbiye'de Kervansaray salonlarında toplanacaktır. 1966 tdare Meclisi ve murakıplar raporlanyla, Biianço, Kâr ve Zarar hesaplannın Şirket Merkezinde hissedarların etnrine amâde bulunduğu bilgilerine arz ve ilâa olunur. İDARE MECLİSİ OONDEM: 1 Açılif vt RİTtltt Dhmı MÇİal 2 llıre HKllıl fullyrt rıponı va 19M r » Bnfn<«, Klr «• TUV b*Mp lın II* muralnp raportanıın akunmuı n liKSioımsl, 3 Idın Htcllıl Iztlın »• «Nnkıplarm Ikrısı 4 Ittra ••cllsl Irtlın »• ınunkıp OcrrtltiHnin rnblt) 5 Hlnadartsra dıjjıtılacak tamerta alktır «t tmd nntnıam tarinl S Aıw SSzle;mnriı 61 lacl ntiitiMt ( ı ) fıkrtn gtn<jliK« taın Hıclltlnc yrtkl «rtlM»! 7 OlliMar n keptms. Cumhuryiet 1800 Pülverizatör Almacaktır İbtiyacımız olan 18 adet hayvanla çekılebilir arabalı motorla ilâçlama tertibatlı Pülverizatöıler için, ilgililerin Ankara Mıthatpaşa Caddesi No. 14 deki Genel Müdürlüğüraüzle, Istanbul Sirkeci Seker Handaki Büromuz Ticaret Scrvislerinden bedelsiz olarak alacaklan sartnamemiz esaslan dahilinde hazırlayacaklan tekliflerini engeç 3 Mart 1967 gür.ü saat 17,30 a kadaı Genel Müdürlüğümüz Muhaberat Servisinde bulundurmalan duyurulur. T E Ş E K K Ü R Eşim, babam ve kardeşimiz, Tıcaret Bakanlığı Tetkik Kurulu uzm£nJarmdan faziletli iyi insan TEŞEKKÜR Ebediyete intikal eden ve bizleri sonsuz acı İçinde kan ailemızin kıymetli varlığı, bıra CELÂL BEŞ'EELERİN ölümü dolayısıyla Ticaret Bakanlığırun gösterdiği yakın ilgiye; cenaze törenine bizzat katılan; 'elefon; telgraf, mektupla acımızı paylaşan ve evimize kadar gelmek lütfunda bulunan akraba, dost ve merhumun mesaî arkadaşlarına, çelenk gönderen müessese ve yakmlanmıza ayn ayrı teşekküre büyük acımız mâra olduğundan gazetenizin delâletinj rica ederiz. BEŞ'ERLER AİLESİ Cumhuriyet 1801 HÜSEYIN RAGIP AKTÜRK'ÜN cenaze merasimine iştirak eden, c»slenk gönderen, telefon, telgrai, mektup ve bizzat teşrif ederek acımlzı paylaşan akraba ve dostlarımızla. bizlerden yakın ilgilerini esirgemiyen T. Eski Muharipler Derneğine, T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü ve Teftiş Heyeti Mensuplarına, muteahhit İbrahim Yolal, Mortaş Türk Madencilik ve Ticaret KollektH Şirketi ve Koçman firmalanna en derin minnet ve şükranlarımizı arzederiz. Eşi, Oğlu, Annesi, Kardesleri Cumhuriyet 1803 t&ncüık: 8880/18: DOKTOR ARANIYOR Kan Merkezimiz Seyyar Ekip Çaligmalarına nezaret edecek bir TIP DOKTORTJ aranmaktedır. Tıbbl mümeSBİllikt» toerftbesi olanlar terdh edllir. Ücret tatminkfirdır. TaUplilerin Kıalay Kan Merkezi Çapa/İstanbul a.dr«am« sahsen müracaatlan rica olunur. Cumhuriyet 1809 Türkiye Şeker Fabrikalan A.Ş. (Baaın 11561 A. 3220/1798)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle