07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İNGİIİZ EKONOMİSİ Doç. Dr. Gülten KAZGAN ürk kamu oyu IngUiz toplumunu bir ta> raftan demokrasi ve özgürlüğün bir taraftan büyük kapitalist şirketlerin anavataııı; bir taraf'an geleneklere bağhhk ve turuculuğun temsilcisi bir taraftan da mini eteği, uzun erkek saçlarını, maskeli balo kıyafetlerini sokağa indiren modanın yaratıcısı; liberalizm ve kapitalizmin doğduğu bir toplumda işçi sendikalarına dayanan sosyalist bir partiyi Işçi Partisini seçim yoliyle ıktidara getiren fakat bu sosyalist partinin de VBD'yi Vietnamda sürdürdüğü amaıı sız savaşı desteklediği bir iilke olarak tanır. Ingiltere Ikiı.ci Dünya Harbinden sonra kolonüerine birer birer özgürlük verirken geri kalmış ülkelerin kurtuluşunu destekler t,örünmüs fakat Israili Arap iilkeleri karşısında, ıBD'yi Vietnam savaşında desteklemekle sanki kenrti kendisiyie çalişmeye düşmüştür. Bizim açımızdan çelişme gibi gözüken bütfin bn zıtlıkların temelinde Ingiliz, ekonomisinin meseleleri yatmaktadır. Karumızca, bunların hepsi, ekonominin temel meselelerinin bir veya diğer şekilde sonucu veya buıv Iara tepkinin sonucudur. Bu vazıda incelemek Istediğimiz de İngiliz ekonomisinin bu temel meseleleridir. Bu meseleler büyük kısmı itibariyle Türk ekonomisinin meselelerine hiçbir bemerlik göstermemekle beraber, ödemeler bilânçosu dengesizliği, sterlinin «kıymeti gerçeğin üzerinde tutulmuş bir para» olması, sterlinin devaluasvonunun söz konusn edilmesi. istirak etmeyi hedef tuttuğu Avrupa Ortak Pazarı'na intibak edebilmesi ve kazançlı çıkabilmesi için önerrui iktisadî reformlara ihtiyaç gösterme?' itibariyle arada bazı yakınlıklar bulnjak mümkün olabilir. ATATURKÇÜLÜK ve I Liselerlmizde din Sğretimi Vietnam salhanesi! Vietnam kasaphaneye dönmüstür. Kasap Amerika! Elinde kanlı sato yerine, Yirmlnci Yuzyıl tekniğinin son model silâhları.. Hayvan yerlne Insan keslyor; ye bir vuruşta bir can değil, on can, yüz can, bin can birden götiirüyor. Ölenler, yaralananlar. sakat kalanlar.. Adam basına millî geliri yılda üç bin dolân aşkm bir devlet, fakir bir milleti yok etmek için elinden ne gelirse ardına koymuyor. Türkiyedeki Amerikan ufakları Vietnam salbanesindeki katliama sevinçten zrplayıp hoplıyarak tempo tutuyorlar, efendilerinin zulmünü alkışhyorlar. Gözleri yuvalarından fırlamış sadikler, Babıâli yokuşundan Hindiçüıi'ye ymşan dalkavukluk tenaatinde Washington'un gözüne firmeye çalışryorlar: Vur, öldür. daha sert vur, oh olsun! Vietnam mezbahasmdan fışkuan kanlar, bu gözüdönmüslerin yücttne kadar sıçramış, ellerini lekelemistir. Ama siz Türkiyeaeki Amerikan usaklarına bakjnayın, bugün serefII Amerikan vatandaşları bile Johnson iktidannuı yaptıklanndan utanıyor. Güney Vietnamda bulunan ve Amerikan Hükumetince destektenen Uluslararası Gönüllüler Teşkilâtı'nın uzmanlan Vietnam'da yıllarea çalıştıktan sonra gördiikleri vahşet karşısında çekilmeyi yeğ bulmujlar ve ayrılmadan önce bir mektup yazarak: • Dayanılmaz bir vahşetre savaş... Savaş değil olağanüstü bir vahşet.^ diye Johnson'u uyarmaya gajret etmişlerdir. Bu örEiitün uzmanlanndan. Da Nang bolgesinde uzun yıllar çalışan Mr. Ronk: « Bu savaj silâhlardan, bombalardan ve bildiğüniz, adına savaş dediğimiz herşeyden farklı bir savaştır. Silâhlardan, bombalardan ve savaaın kendinden bile daha büyük bir savaştır. Sadece bedenin ölümünden değil, insanı insan yapan herşeyin öldürülmesinden ve tahribinden soz etmek gerek Vietnam deyınce..» Gene «ynı orgütten bir başka Amerikalı, Mr. Luce şunlan yanyor: « Bu savaşm bitmesine ihtiyacımız var. Gozlerimizın onunde Vietnamlıların aile hayatı, tarımları. yolları tahrip edilmektedir. Her yerd« seialet mahalleleri türetmekteyız.» Yukanda okuduğunuz parçalan Forura Dergisinden aldık. Fransr/ların yarım milyon tirajlı L'Expresse Dergisi de Kennedy ailesinin en küçüğü Senatör Edward Kennedy'nin bir soruşturmasından soz açıyor. Kennedy'oin yonettiği bir komisyon, Vietnam'daki korkunç ve lğrenc oyunun perdesini kaldırmıştır. Bugün Güney Vietnam'da satılık iktidar memleketin pek küçük bir parçasını elinde tutmaktadır. Yanm milyonluk bir Amerikan ordusunun vahşeti, sivlllerin ustüne yıjplmıştır. Sivil ve mâsum halkın kayıpları yılda 100.000 150.000'dir. Kennedy Komisyonu Önünde, Vietnamdan yeni gelen bir Amerikalı olan Dr. Knowles, yaralılann sakatların çadırlar ve tenteler altında aylarca tıbbi mttdahaleden uzak beklediklerini açıklamıştır. Eski yaralılar beklerken, yenileri üstüste yığılmakUdır. Dr. Herbert Needleman aduıda bir Amerikalı doktor İse komljyona Da Nang, Quang Tri \e savasa yakın oteki kentlerdeki hastahaneler üttiine bir rapor sunmujtur: « Ustüste insanlar. pıslik. tiksinü.. Yaralara üşuşen sinekler Aynı yatağı bulaşıcı hastalığa yakalanmıs olanlarla paylaşan yaralılar.. Çöplük, cerahat kokusu.. havada dışkı buharları.. her yanda napalm yanıkları..> Senatör Edward Kennedy, bu soruşturma sonunda Amerikan sorumlularmı uyarmaya çalışmıştır: « Bırleşik Amerika bir gün Vietnam'ı terkederse orada bulunduğuna tanıkhk edecek olan tek şey tahnbat ve yıkıntıdır.» Amerlkanın en ünlü gazetecilerinden Walter Llppnann tse Blrlejlk Devletlerin Vietnam politikasını şlddetle tenkit ederek: « Hükumetleri s«tın almak, halklan aldatmak artık zorlaşıyor» diye yazmıstır. Vietnam mezbahanesindeki vahşet, Amerikan vatandaşlannt* i bile insanlık adına bir isyan duygusu uyandınrken bizim Babıâlinin Amerikan uşaklan kan kokusu almıj sadikler gibi ter ter tepintp Amerikan tulmunu nasıl alkıılariar? Bu manzara yalnız Türklük değil, insanlık hesabına da hüıiin vericidiı. Bir sa\as. ancak millî kurtuluş savaşıysa destekleıür; mazlum mllletlerin güçlu zâlimler eliyle yok edilmesine alkış tutmak Yirminci Yuzyılda cağdığı bir utandıncı davranıştır. Bir fün gelecek, bugün yazılanları değerlendirecek olanlar Vietnam yahşetine dümtek tutan kalemleri netretle anacaklar. Vietnan toprağmı mezbaha ve Saygon kentini umumhaneye çeviren Amerikan emperyalizmi. kuşaklar boyunca Amerikan tarihinin kara sayfaları olarak anılacaktır. Bir yoksul milletin anavaUnını salhaneye çeviren Johnson. vahşet politikasının lideri olarak adını simdiden tarihe yazmıstır. T linı adamlannın bugün de ön safta geienler arasmda bulunduğu düşünülürae, tngiliı ekonomisindeki bu dinamizm eksikliğini büunin durgunluğundan a y n sebeplerde aramak gerekecegi ortaya çıkar. Aşagıda bu sebepleri kendi gözlemlerimize dayanarak açıklamaya çalısacağız. • YIKILAN ÎMPARATORLUK ÎLE MÖtAS KALAN MERAStM: İkinci Dünya Harbinden s,on ra Büyük Britanya İmparatorhığu çözülmüş; hu çözülüş Ingiltere'yi birçok iktisadî imkânlar ve menfaatlerden yoksun bırakmakla beraber arkasında o sâsaalı günleri her ne pabasına olursa olsun sürdürme öılemini bırakmıstır. Bu Szlem de günlük hayattan is hayatma kadar ber safhada sürdürülen bir merasimle tatmin obnaktadır. Ne var ki, en geniş anlamıyla bu merasim iş!erin yavaş yur&mesi sonucunu vennekte, bir Ukım lüzumsuz hizmetler masraflan yükseltmektc, raerasimin giriftüği organizasyon bozukhıklarına Tolaçmaktadır. Türkiye'de ehliyetsiz bir hürokrasiye bağianabilen etkinlik düşüklüğü, bu ülkedeki çok ehliyeüi elemanlara rağmen, kammızca büyük ölçüde bu merasim dolayısiyle, düşük bir etkinlik seviyesinde kalmaktadır, baberleşme imkânlan güçleşmektedir. özellikle bu sonuncu hususun hiç de yabana atılır olmadığı, 1960 65 döneminde iktisadi organizasyonunun her safhasına elektronik makinaları uygulayan ABD nin yıllık gelişme hınnın (tabii, Vietnam Harbinin kamçılayıcı etkisi de unutulmamalıdır) «• 4.9'a yükselmesinin birçok kişilerce ha' berlesme sür'atine ba|lanmasından anlasıiabilir. • BtLtMSEL BULüŞLAR, TOPLÜMSAL TÜTÜCULUK VE ÎHRACAT tMKANLARI: ABD ve Sovyet Rusya gibi dev çaplı ülkelerin özellikle uzay araştırmalanmn gerisinde kalsa da, tngiliz bilim hayatı her alanda yenilik yaratacak bir canlüıktadır. Eğer sterlin sahasımn gerekli geniş piyasayı, İngilizlerin yüksek gelir seviyesinin gerekli tasarnıf kapasitesinj de yarattığı düşünülürse, bu yeni buluşlan sanayie uygularaakla sür'atli bir teknik değişme, verim ve refah artışının, iktisadî dinamizmin yaratılabileceği düşünülebilir. Oysa, beUrttiğimiz gibi, işler bu kadar kolayca yürümemektedir. Bir kere, tnsiliz balkmın tutuculuğu yeni mallara llgisini azaltmakta, değişikliği kolay kabul etmedıfei için de yen] mallar şeklinde sanayilesecek olan mallann firetimlni kftrh olmaktan çıkarmaktadır. İkinci olarak. zanaatkir geleneği sanayie de yansıtan ttalyan ve Japon maUannın ceratet), Fransız ve Abnan mallann «rasyonel» ve kulUtnıslı olması İngiliz mallannda bulunmazken sterlinin «kıymeti asırı vüksek bir para» olması da sterlin sahası dısında dünya patarlarında İnRÜtere'nin rekabet imkânlannı kıamaktadır. İhraç imkânlartnın bu smırlılığı, teorik buluşlar tngilizlere ait olsa da, sanayie uygulaıv masırun Meselâ ABD gibi bir ülkede olmasına yolaçmaktadır. ikinci Beş Yıllık Plân döneminde Türkiye de bilimsel araştırmalara önem vereceğine göre, Ingiltere örneğinden bu bakıradan ders almamız mümkündür. Nibayet, üzerinde durulması gereken bir nokta da ingiliz asnsyünde ABD ttpl berkese açık şirketler yerine »Ue «irketl»Tİnin oynadıfı roldür. Çok büyük sermaye ve vüksek gelir bir taraftan, gelir arttıkça büyük bir kısmını vergl şeklinde bu fchilerin elinden alan bir vergi sistemi diğer taraftan, daha büyük bir gelir elde etmefe için kişilcrin müsevviklerini baltalamaktadır. Bu kuruluşlar, tıpkı feodal lordlann toprak mülkiyetl anlayışı içine düşmektedir. Demokrat iktidardan koparılan tavizler Prot Reşat KAYNAR IAI"fl^ Demokrat Parl | | l | | | t ı ıktidara geçmıştı Deİ W V V mokraüar ışleri ele almalarından bir iki ay sonra, hemen arapça ezan yasağını kaldırdılar. tşte bu sıralarda temmuz 1950 tarih ve 84. sayısında Sebulurreşat'ta devrin Başbakan) Menderes'e bır açık mektup yazümaktadır. Bu mektupta alınması ıstenen tedbırler islâmcılan n programlarını da, nıyetlerını de açıkça belirtmektedır. 3u yazı şoyle baslar : «Açık konuşahm. Devri sabık lâikliği yalnız dini boğmak için bir silâb olarak kullandı. Lâiklik dedi, dini mahiyette dernek kurulmasını yasak etti. Lâiklik dedi, tarikatlan ve âyinleri yasak etti. Yine lâiklik icabı diye AUabü ekber diyenleri zindanlara attı. Dini hukümlerden bahsedenlere dehsetli eezalar verdi. Lâiklik diye okollardan din derslerini kaldırdı. Kur'an yazılı din kitaplaruu kamyonlarla toplattı. Namaı «urelerini yasakladı. Bütün din kurumlarını kapattı. Din ehlini perisan etti. Dilencek hale getirdi. Hacca gitmeyi yasak etti. Camilerde Kur' an okuyanları meshut suçlarla suçlandırdı. Laiktik din ile devletin ayrı olmasıdır dedikleri balde Diyanet Başkanını silindir şapkalı Başbakan tayin etti. Lâiklik icabı diye halkın basına sapka giydirildl, Knr'an yazısı yasak edildi. tşte devr1 sabık lâikliği bu biçimde tam bir din düşmanhğı şeklinde uyguladı.» l l n < l a •••• •••• :::: • ••a • ••• • ••• ••>• KTÎSADÎ DtNAMİZMİNl KAYBETMİS BİB ÜLKE: Yakm tarihin «üzerinde güne? batmıyan imparatorluk» unu kurmuş; yenl teknik buluşlan sanayie uygulamak suretiyle 18 inci yüzyıl sonnnda sanayi inkilâbını yaratmış; ABD, Kanada, Avustralya, Yeni 'elanda gibi d«niza^ırı ülkelerdeki uzantıları Ue en dinamik ve müreffeh toplulukları yaratmış; dünya bilim ve sanat tarihine en ünlü isimleri verebilmiş olan İngi'.tere, bugün, iktisadî bakımdan dinamizmini büyük ölçüde kaybetmiş olarak gözükmektedır. Ne Batı Avrupa*mn Almanya, ttalya hattâ siyasi istikrar ve AET fle yeni bir canlılığa kavuşan Fransa gibi nlkelerinin; ne Asya'vm Japonva, Sovyet Rusya ve çok yakmdan büinmemekle beraber yakın bir gelecekte büyük bir iktisadi güç de temsü edeceği anlaşüan Kjt'a Çin'inin yüksek dinamizmine tngiliz ekonomisi sahip değildir. Bugün, eğer tskandinav filkeleri bir tarafa bırakılırsa, Eıtı Avrupamn kişi basına geliri en yüksek ül'tesinin îngütere olduğu bir gerçektir. Fakat (Birleşmiş Müietler Avrupa tktisadi Komisyonunun son yayınladıgı bir rapora göre) 195365 döneminde imalât sanayiinde verim artışının (on Batı Avrupa ülkesi içinde > en düşük olduğu ülke de yine Ingilteredir. Diğer bir deyisle, bugönkü dünya standartlanna göre y&fcsek sayılan bir geür seviyesinde t»kat verim artısmın benMr «evlyedekHere nazaran ç«k yavas nunış oldağu bir ekonoml niteligini teşuzıalrtadır. urası ügl çekiddir ki, 19 nncu yüzyıUn S ? basında İngüiı iktisatçısı Ricardo'dan 1940'larda J. M. Keynes'e kadar kapitalizmm uzun dönemde, yüksek bir gelir seviyesinde durgunluğa gideceği öngörüşü Ingiliat iktisatçılarına hâkun olmuştur. İngUtere'nin bugönkü durumu Sdeta bu ülke içtn öngürüyü doğrniar niteliktedir Yine şurası Ugı çekicidir ki, teknik yenUiklerin getirdiği sürekü değişme ve dinamizmin yonıculuğuna karşı bir görüş J. S. Mıu' den günümüzde Mishan'a kadar ingiliz toplum felsefesinde süregelmistir. tngiliz ekonomisindeki dinamizm eksikliğinin bu toplum telsefesine mi bağh olduğn yoksa bu düşünce sisteminin sadece mevcut durumu yansıtıp, onun bir «rasyonalizasyonu» nu mu yaptığını kesln olarsk bUmek mümkün değildir. Fakat, sebep • sonuç ilişkisi ne olursa olsun, İngiliz ekonomisi Ue İngiltere kaynaklı iktisat teorisl ve toplum felsetesi ansmdaki bu yakınufc dikkati çekicl bir niteliktedir. tktisadi dinamizm büyük ölçüde yenı tesnik buluşlan, yenı mallan yaratmak yoliyle gerçekleşmektedir; toplum bu yolla sürekli bir değisme e\rimine gırmektedir. Kanımızca, tnçiliz ekonomisinin bu durgunluğu, tek sebep değlise de, berhalde «monkey» ler, «beatles» lar, «nippıe» ler gibi acayipliklerle toplumda değişme yaratmak istiyen bir genç kuşağın doğuşunu açıkUyıcı sebepler arasmda sayüabilir. tngiltere'de sadece iktidarın değil fakat vapılan anketlerden anlaşüdığı gibi halkın da ABD'yi Vietnam savaşında destekliyor olmasımn sebepleri arasında bu durgunluk yatmaktadır. Bunun doğal bir sonucu ABD gibi bir iktisadî deve karşı çıkmaktan kaçmmak obnaktadır. > ^ tNAMIZM EKStKLlGtNIN SEBEPLE• * RÎ: Teknik değişmelere kaynaklık edrn bilimsel buluşlan yapanlar arasmda tngiliz bi t Dinamizmini kaybetti :::: •••• :::: •••• :::: Açık mektup u açık mektubun orta yerlerınde islâracıların ana isteklerı şu suretle belirtılmektedır«Hristiyan bir memlekette lâiklik karsısındaki din ile, müsluman bir memlekette lâiklik karşısındaki din bir değildir. Büsbütün başkadır. Böyle olduğu içindir ki, Hristiyan bir memlekette ruhaniyetı dünyadan ayırmak mümkündür. Bizde ise, rubaniyet olmadığı için mümkün değildir. Islârn dini dünyadan ayrı soyut bir kavram değildir. Hayatın ber safhasında din beraberdir. Otururken kalkarken, alış veriş ederken, görevi yerine getirirken, savaş yaparken, öıet olarak ahlâki sosyal, ekonomik, dini siyasal, her hususta her işlemde din beraberdir. Tırnak etten ayrılmadığı gibi, din de dünyadan aynlraaz.» Sebulrreşat, bu yazılardan sonra, yapılması gerekeni şu suretle anlatmaktadır: «Bütün bu sıkıntılar Auayasada «Devletin dini, islâm dinidir» maddesi kalktıktan sonra meydana geldi. Bunlar dini devletten değil memleketten kaldırmaSa, milletin sinesinden söküp atmağa karar vermişlerdi. Yoksa din böyle perişan olraazdı.» :::: SSSS •••• •••• •>••) •«•• •••• •••• •••• •••• • ••• •••• •••• *•*• B nu da millet yıktı. Demek soz ve irade, mılletındır. Millet nasıl isterse oyLe olur... Hattâ Medeni Kanunu, Anayasayı da değiştirebılir. Hristiyan bir devletin Medenl Kanununun bızım için kutsal bır kanun diye kabul edılmesine bır zorunluk yoktur. Bütün kanunlara karsı milletin ırade ve hâkımıyetı mutlaktır. Bu, en basıt hukuki bır meseledır. Geriye ne kahr?. Pek deger verdıklen şapka ile Lâtın harflerı.. Bunlar da mıllete mal olmuş inkılâplar mı?.. Bunlara dokunulamaz mı?.. Kim demıs'V. Bunlar da ezan yasağı gıbı ceza kanununun bir maddesidır. O, nasıl bir kararla kalktıysa bunlar hakklndski eezalar da kalkabılir. Demokrasıye, Anayasaya, vıcdan hürrıyetine karsı hıçbır kanunun kutsallığı yoktur. Hükümet kendi befendiği resmi bir başhk, resmi toplantılarda gıyilmek üzere, bır kıyafet tayin eder. Askerlere, hâkimlere, avukatlara tayin ettiği gibi. Unun dısında halkın başlığına, gıyeceğine karışmayacağım dıyemeı mi?.. Bundan dolayı kendısıni sorumlu tutmak gerekır mı' Lâtın harflerme gelınce o da boyledir. Hükumet, benım resmî harflerım budur, Hukumet işlemlerı de kayıtlan da halkın kendısine müracaatlan da bu harflerle olacaktır, der. Ama o nun dısında halk serbest olacaktır. Rus harfleriyle, Çın harfierıyle kıtap bastırıldığı gıbı Arap harfleriyle de bastırılabilir dıvemez mi? . Bu suretle Atatürk tnkılabı, K«malizm diye diktatörlük devrinın kanunlan tasfiye edllmlş olacaktır. Aslmda, Atatürk tstlkl&î va Cumhuriyetten başka öbür de5işiklikJer hakkında bir vaslyette bulvima'nıs'ır MilletTnal olan esas Inkılâp da budur. Bundan başttü diger kanun madde'.erl zaman'n gereklerine göre değiştlrUecektlr.ii Sebilürreşat, Eylül 1950 sayısında tekrar liselere din derslerinın yayılması konusunu ele almaktay dı. O günlerin Diyanet tşleri Bay kanı, Sebilürreşada şu demecl vermiştl: «Din derslerı yalnız ilkotcullara değil, ortaokollan da, liselere de, daha yüksek »urette lalâm esasl* rını ve tslâm telsefesini de eklemek gerekir.» Gorüluyor ki, tslamcılar, liseıere din derslerini yaytnak için 1946 demokrasisinden bu yana çaba harcamaktadırlar. İslâm dlninin, ortaokullanmiîria okunan ınanç ve ıbadetleri dışında, öğretımi genişletmek, dünya işleriyle ılgili hükitmlere yönelmek demektir Bu da, liselere şeriat zihniyetınin sokulmasını sonuçlan 4 dınr. Kaldı ki, yukanda bellrttl» mız gıbı, İslâmcılann vıcdan hür riyeti nücabı altında giriştikleri bu hareketın arkasmdan, şeriatçı istekler de bırbırini kovahyacâktır. Din öğrelimi ve Anayasa Utiin bu açıKlamaiardan sonra, lise'erimize din ögretuninı va?manın Anayasarruzla beğdaşmaz yanlaruu ve bu tasannın sakıncalarını pösterelım: O Liselerimiz, butünkü eğitim Bistemimizde, devlet okullandır. Anayasamızda devletin lâiklik niteliği temel esas olduğuna göre, devlet liselerinde Müslümanlığın dünya işlerine iHşkin hükümlerini vani şeriat esaslarını öğretmeye girismek Anayasaya aykırı olur. tslâmcıların istedikleri, dinsel ideolojinin ve dinsel efitlmin tiselerimlze verleşmesidir. Halbukl. Anayasamızın öngördüğü eğitim dinsel değil .jüli eğitimdlt. O Ana\asanın sözü ve ruhu Türkıyede dm ve mezhep serbestisfcıl emreder B TUrkıyede temsil edılmekte o lan bütün mezheplerle ılgılı derslerin bir yana bırakılarak, bunlardan sadece bir mezhebin ç«rçevesi içinde öğreüm yapılm**ı, Anayasa ile çelişen bir durum y«ratır. A LLse genel kültür veren bir eğitim kurumudur. Bu bakımdan her konuda açıklık ister. Oğrenciler bir yandan valnız üıanmayı e n reden din kurallariyle, öte yandmn, her şey üzerinde yalnm düsünmeyi emreden müspet dersler arasında, saşırıp kalaraklardır. BSyle bir şaşkınlık, gençlerimizde din milessesesine göstermeleri gereken saygıyı bile tehlikrye dflsUrecektir. O Tevhid1 Tedrisat Itanununa göre, llâhiyat Fakültesi «Diniyat mütehassısı» yetiştlrecektlr. tmam hatip okulları ise. «tmamet ve Hitabet» gibi din htzmeti lfa edecek memurlar yetiştirecektir. 6unun dışmda, llselerde okutulacak din dersleri İçin bir ögretmen sınrfının yetiştirümeslne kalkışılmaBI, bu kanuna, dolayıslyle Anayasaya aykın olur. ••••••••••••••aaaaBSSaaaılaaaaaaaBBaı *••• •••# • ••* • ••• • «•• • ••* Rehavet • STERLİN SAHASININ YARATTIĞI REHAVET: Batı Avrupa ülkeleri içinde gıda maddelerinin en ucuz olduğu ülke bunların varısını, büyük kısmını Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi çok uzak yerlerden ithal eden tngiltere'dir. İngiltere büyük çapta tarımsal ürün üıracatçısı olan sterlin sahası ülkelerüıden gümrüksüz olarak bu maddeleri itbal ettiği gibi sınaî mamullerini de bu ülkelere satmakta ve bu ülkelerin diğer ülkeler mamullerine uyguladığı gümrük resimleriyle rekabetten koranabümektedir. Böyle bir geniş pazar içinde sınai raamul thracı bakımından sahip olduğu egemenlik kendilerinin kurduğn iktisat teorısinin övdüğü rekabet in kamçılayıcı tesirinden bu ülkeyi yoksun bırakmaktadır. Bütün bunlara. sterlinin bir rezerv parası olarak oynadığı rolün. doların ABD'ye sağladığı, avantajlar sağlıyor olduğu da eklenebUir. • ••• • •«a • ••• •••a İktisadi en kolay oğrenmenın yolu Prof. Dr. ZEYTAT HATlBOGLUnun Cumhurıyet 13651 Tam otomatik Su geçmez Soklara mukavim Hassas Zari •aaa :::: • *•• «••• • ••• •••• :::: »:: SSS! •••• • ••• :::: :::: •••• •••• •••• •••• "KOLAY İKTİSAT,, kıtabını okumaktır. 350 sahıfe, karton cıltlı 20 TL. İSTEME YERİ: P. K. 114 îstanbul veya ANIL l A Î I N E V t . Vılâyet karsısı N o : 11 tstanbul Cumhurıyet 13666 Zodiac SAATLERI emsalsizdir ZODİAÇ; İsvıçre P.T.T. ve Demiryollarımn da resmt saatidir. ZODİAC, tanınmıs saatçilerde a:: Tohlikeler akın tarlhlmizle sabit olan karanlık vollara, yeniden sapmaK, bıze felâketten başka bir şey getlrmlyecektir Elbette, manevi varlıgımızın değerlerinden biri de, dindh*. Bunda şüphe yoktur Atatürk devrinde de bu böyleydl. Bu hususta ileri sürülen din düşmanlığı tddiası, kuıu söz durumundadır Din, manevi varlığımızın bir köşeslnde, Tann ile kul arasmda kut sal bir bağ olarak kaldıkça ve bu suretle devlet ve toplum tşlerlne kanşmadıkça yanl din sömürürülüğü yapılmadıkça, muiterero vs dokunulmaz olarak yaşıyacaktır. Ancak şurasını da bellrtmeüvlz ki, mânevl varlığımızın başka değerleri de vardır. Toplura hayatımızın yarattıfı bu deterlertn Daşında, Türkive miHivetçUigl ««1mektedir. Türk etitiminde mtMyetçilik blr denge unsurudur. Bu denge bozulur ve dinsel harek*tler, milU eğitimin yerine dinsel • • ğitlmln geçmesini sağlıyacak oa'.e gelirse, bunun ağır zararlarını vatanımız ve mlllletlmiz ödemek zorunda kalacaktır. Bu nokta asla unutulmamalıdır. İ •••••••••••••••••••••••••••••••••••••<•••••• Bates Reklâm No: 51/13649 Devrimleri yok etme çabası ebulürreşat 84. sayısının 142 sajfasında şunlan da yazmaktadır : «Okullardan din derslerı kaldırılmıştı. Bu da Atatürk ınkılâbı mı ıdı? Yıkıldı gittı Bütün din kurumlan kapatılmıştı. Bu da Ataturk ınkılâbı mı ıdi? «llâhıyat Fakultesı» açüdı. tmam hatıp kursları açıldı, Kur'an kurslan açıldı. Bu ınkılâp da yıkıldı gıttı. Bunlar gıbı, ezanı Muhammedıyemn yasak edilmesi de bır Ataturk ınkılâbı mı idi?. Bu Y VEFAT Merhum Prof. avukat Ismaıl Ratıp Dinçel'in eşi, Ali Ratıp Dinçel'in annesi, Nuvlt Dinçel'in kayınvaldesl, Melek Tll ve merhume Ismet Dinçel'in ablaları, Tulın Dirimlill, Gdlln Delernen ve Zeynep Özketenin büyutc ann«lerı. Basri DirimltU ve Nejat Delemen'in büyuk kayınvaldelerl. îsmail Delemen ve Esr» DlrimllHnin nineleri, AH Emin Dirtçpl. Cevval TU ve Tahsin Til'ln teyzeleri. Alt Şevki Dinçel. Guzin Dinçel, Leman Başaran'ın yengeleri salihatı nisvandan Sonuç ngiltere'nin tekrar canlanmak için ümidi Avrupa Ortak Pazarına bağlanmıs eözükmektedir. Fakat, De Gaulle'ün karşı çıkışları bir tarafa, sterlinin devalue edilmesi gereği, İngiltere ödemeler bilânçosunun dengesizliği, sterlinin rezerv parası olmaktan çıkması gereği gibi temel ekonomik meseleler de bu Slkenin çok kısa bir süre içinde bu topluluğa girmesini gerçekten güçleştirmektedir. f S Türkiye'nin en güzel MİZAH MECMUASI I NEVBER DİNÇEL Hanımefendi vefat etmiştir. Cenazesi 15 Kasım ÇaTşamt» günü öğle n t m n m ı müteakıp Şisll camlinden alınarak Ferikby alle kabrlstanında ki ebed! tstlrahatgahın» tevdl cdilecektir. Mevla rahmet eylesln. Cumhurtyet 13SS9 Bu haftadan itibaren okuyuculanna sunduğu roman ^ ' • • • ,.*•„• ~ L APAGAN .ı • . • ^ . ı ı u n ı » ^ . « . f u ı , ı . ı ı gjrj Aylak Musa ! fiY'da IHTILÂL VAR 1 PAPAĞAN'ı okuyan elinden bırakmıyor. Siz de okuyunuz, beğeneceksiniz, seveceksiniz. En usta karikatüristler, değerli yazarlar P A P A Ğ A N ' d a SON M EV L 1T Çok sevgili büyüğümüz 7. Sayısı Çıktı Cemile Atasoy'un vefatıraa 40 ıncı gününe tesadüf eden 16 Kasım perşembe gunii öğle namazım mütaakıp Eyüp Sultan Camii Şerifînde mza ruhuna okunacak Mevlide, akraba; dost ve arkadajlarunızın teşriflerini rica ederiz. PAKİZE, NİHAT ATASOÎ Cumhurıyet 13670 Deniz Eğitim Komutanlığından 1 Îstanbul Üniversitelerinin asağıda yazılı bölümlerinde hâlen ö'ğrenimlerine devam eden öğrenciler arasından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı hesabına yetiştirilmek üzere öğrenci alınacaktır. 2 Kayıtlara 15. Kasım. 1967 günü başlanacak ve 2. Aralık. 1967 aksamı son verilecektir. 3 îsteklilerin Deniz Eğitim Komutanhğma (HEYBELİADA) bajvurmalarını ÖGRENCİ ALINACAK BÖLÜMIJER Gemi lnj« Geml Makinaleri Elektrlk (KoTvetli akım v« Enstrümantasyon) Tn> Eoaeı Sanat tarfiü Matematlk t n f u t TfikMk M«««n«lW Yfiksek MİJBM Nittıbüs VEFAT Cumhuriyet 13650 Yanya eşrafından merhum Mustafa Paşo Kocaaslan'ın ve Neyyire Kocaaslan'ın ogullan, Sabiha Kapralı, Vedia Elrim; Adnan ve Ahmet Kocaaslan'ın sevgili kardeş ve ağabeyleri; Atilâ Kapralı; Hasim Erim ve Dilek Yürekli'nin aziz dayılan RİFAT KOCfifiSLfiN 13/11/1967 pazarteai gfinü ebediyete intikal etmistir. Cenazesi 15/11/1967 çarsamba günü (bugün') öğle namazım mütaakıp Pendik Çartı Camiinden kalduılarak Aile Kabriatanına dtfnadilecektir. G«nabı Haktan rahmet nivaz olunu.. AİLESİ X«oi J504/13667, (Basm: 26073) 13661
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle