26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFK DÖRT 23 Ekim 1967 CITMHTTRÎTET Birkaç sıçan kuyruğu eğe, değişik çapîa matkap rayba, düz eğe, birazda takım çeliği yetıp de artıyor bu işe ! ır,uz için kimliğımiz biliniyordu artık. esasen orılann saklsya cak bir şeylerı de yok'.u Her şey *çık ve seçiktı.. Yolda rastladık larına silâhlan olup oimadığını sordum : c Oooyy! dedi bırı Tonyall boş olur mu?» «Polis irisi» erhâl elını zıbasinın vakınına soktu (göbeğinin) irı bir Belçıka Brownıng'ı çıkardı. Bu, en geçerli silâhtı. Yerlıler bu marka tabancaya «polıs irısi» diyjrlardı. Dugunlerde. derneklerde geçerli sılâhlardan birini kullanan «erkek1.» sayılırdı buralarda.. Kızların gozlerinde büyürdü.. Jandarma kapıda... ru yol alırken erkekler ya kahvelere, ya da iş yerlerine yöneliyorlar dı. Marangoz dükkânı halindeki dükkânlarm bir kiiçük bölümü, silâh tamir ve yapumna ayrılmıştı. Daha ziyade geçerli silâhları, para getiren cinslerini iraâl ediyorlardı. Kendi imal ettiklerini türlü yollardan başka illere sevkedip kendileri yabancı ya pun silâh kullanıyor, hiç gözünü kırpmadan binlerce lirayı sayıveriyorlardı kaçakçınuı eline... «Selimünaleyküm» deyip yanına vardığımızda ehndeki altı köşe «takım çeligi» nin içini del meye çalışan ustaya sordum: € Bu nedir?» • Namlu olacak dedi.. Takım celifidir. Şimdi içine rayba §aldım.» Bu sırada. bir kcşede duran benzerini eline aldı. € Bu da namlidur. Yeni bitirdim oni!... Gösterdiği; içi delinraiş, pırıl pırıl altı köşe bir çehk parçası idi. Üzerinin frezesinden sonra 7.65 çapında bir silâha namlu olarak hazırlanacaktı. Yol göstericim, eski bir ahşkanlıkla, atölyenin çekmecelerini teker teker çekerek tamir edümekte olan, yeni silâh parçalarını gösterdi ve eklcdi: « Görüvorsunuz ki buralarda arazi pek o kadar büyük deKiidir. Halk geçinmek için silâh imâl eder ve satar. • Peki; hükumet makamlan buııa mani olmuyor mu?» Muhatabım bu sorumu cevap landırmadı, susmayı tercih etti. Esasen o sırada dışarıda jan darmalar dolaşıyor. kapı önlerin de rastladığı köylülerle yarenlik ediyordu. Silâh yapıcıları sadece ellerindeki çelik parçalannı tezgâha bıraktılar. Bütün bunlar da göstermekteydi ki silâh yapımını jandarmalar yakından bilmekte hatta izlemektedir. fakat bir şey yapamamaktadır. Silâh 3apımının son derece ko lay olduğunu, Tonya'da yakından görmek ve anlamak işten rieğil. D YAZI ve FOTOGRAFLAR SAIT A. TERZIOGLU Silâhlar yağmurdan corunuyor, jandarmadan hayır. Srna sol tarafından da bir ta ne çıkarıp uzattı. Yanındakiler, de birer ikişer tabanca!arını çıkardılar. bepsi çıplak olarak gö beklerinin üstüne rinîru salmısiardı silâhlarını. Aralanndan biri köve misafir eelen öâretmendi «20 ?enedır taşmm. sılâhım be'iimrie olmazsa pantalonum dü ?er» dedi. Bu yarenük sırasında esasen kapalı olan hava bir den karardı ve Trabzonun meşhur vaSmuru saSnak haline gel di. TABANCA'larını jandarmalardan eizlpmevenler bu defa cömleklerinin ceketlerinin eteSiyle silâhlarını cizlediler. öyle ya ıslanmasındı silâh... Silâh imalâtçısı taer boyda silâh yapmaktadır. Karsdenizin çocuklmn dahi iyi silâh kuilanmasını büirler. Bir kaç sıçan kuyruğu eye. bir kaç değişik kuturda matkap, r3V ba, düz eye, biraz da takım çeliği yetip te artıyor bu işe.. Silâh kundakları için ağaçlar ormandan temin ediliyor ve işleniyor. «Jandarma silâh araması yapamaz, yapsa başaramaz.» Benim en çok üzerınde durduğum konu silâhların çok zaman jandarma karakollannın, polıs karakoüarımr. yakmlarında imâl edilmesi, jandarmaların, polislerin kol gezdiği pazar yerlerin de. kahvelerde açıkça satılması idi. Bu nasıl oluyordu. Nasıl rahatca satılabıliyordu. silâhlar. Bu konuda açıklama yapmasını istediğim yol göstericim şu hikâyeyi nakletti. Geçen yıl» dedi. •Jandarmt bir Tonya'lının elinden stlâhını almn kendisini de karakola sevketmisti.» Fakat o ands ortalık karıştı. Köylüler. karakolnn önünde top landılar, olavlar çıktı. Halk heıtı tabancayı hem de köylüyü geri aldılar. Sıkı mı, bnrada jandarma tabanca arasın! Böyle bir arama icin mutlaka bir müfrezenitı k> i yü sarması lâzımdır, aksi halde.. Aksi balde başarılı olamaz.. Jandarma bu konuda âcizdir. Hükümet ba konuda âcizdir. Bnnun da türlü politik sebepleri oldu*u kanaatindevim.» Yol arkadaşım muhtar, yakın koylerden birinde muhtarlık et mesine rağmen, devamlı olarak asayişsîzükten, silâh kaçakçılarının köylerde at oynatmasından yakınıyordu, sonra asayişsi^Iikle ilgili bir olay daha anlattı: « Geçen yıldı. Vakfıkebir'in bir ortaokulnn önüne giden bir verli zençin, oknla çiden bir ki zı daga kaldırdı. Hükümet, jandarma ilcisiz kaldı. » Ba durum yerli halkın onuro nu kırıyordu. Aylarca sonra halk ırz düşmanını daçda yakalayıp adalete teslim etti. Buralar böyledir bevim.. Zentin bir insan çıkar okulun camına kursun sıkar kimse seslenemer... Suç işlfveni yakalamayanlar. üzerine gidemeyenler silâh ka> çakrısını. imalâtçısını nasıl yakalar?» Silâhlar yağmurdan korunuyor. jandarmadan hayır. Bir atölyenin önünde toplananların yanına yaklaştık. Bir gün öncesinden deşifre olduğu Marangozhane ml, silâh atölyesi mi ? Kiradenizlınüı iki koruyucusu vardır. Silâh ve şemsiye. Biri hasımdan, diğeri yagmurdan korur. 2 Ik rastlaüışUmız marangoz latölyesine fi'dik. Kanter ':çınde kaimış Trabzonlular penrere pervazı, kapı kasası vefaır ağaç işîer y^pıyorlardı. Bir kose.de de av ru(°klerinin dipçik leıi yenilenivo'<lu. Bir ayrı bölümde bazı kimselerin çalıstığı gözden kaçmıyordu. Ynl göstericim. o tarafa geçmemizin mümkün oldğunu bildirdi. Küçiik bir oda içinde duvara sıralanrmş. çeşitli matkaplar, ejeler. fırçlar, raybalar göTp çarpıyordıı. Yarın Vesika serbest olsun, Hükümet vergi alsın El «Parabelll dabancam fiellerdedir bellerde, Ben bnrad» dnroyorkcn 07 Senin pörün rllerde.» ! iresunun, Gümüş hanenin Ardesenin bazı iresunun, Gümüşköylerinde olduğu gibi, hanenin Ardesenin Tonya'nuı da bir 6 çokfevlerininalt kaflan silâh imalâtı için aynlmıştı. Güneşin bat masiyle yatan. Tonyalı1ar. doğuşu ile uyan mışlar, yeni bir gün baslamıştı. Erken kalkıyorlar, kadınlar tarlalara doğ Haftalık hulmacanın halledilmiş şekli Dişf «Botıd VE tZAVBBTTIGri İMAt VÜZÛNC&J | " " AAOP£STY,MAG*JUS'UU\% J TSTANBUL Acılı.ş. Drogram Türkuîer Konusma Ovun havaiarı Kove haberlcr Sabah melodile. Hab«rlrr ve hava durumu IsUnıbulda bueün Hafif müzik Bıı sabah sizlnle Radvo hafif M. orkestrası Solistjer aecidi . Anneler icin Taneolar Dört ses ve dört »azdan türküler 09 45 Kcman snlolarl 10 00 Müîik kutusu 10 15 Tarım dünvam* 10.25 Ovun havalar' 10 40 Arkası varın 11.00 Kısa haberler 11.05 Sabah konserl 11.55 Ilhan Fevman orkestrası 12.İ0 Kucuk llânlar 32.15 N.Bavramdan türküler 12 3f) M.Kovancıdan sarkılar 12.45 Sarkılar 13 00 Haberler. R.G. de busün 13.20 Hafif miızık 13.30 Reklâ:n nropramları 14.00 R.Sönmezocaktan sarkılar 14.20 N.Kovutürk orkestrası 14 35 B.Aksovdan sarkılar 14 50 Knnter saati 15.40 R.Scnseslen türküleı 15 55 Kısa haberler 16.00 Okul radvosu 17 00 Cocuk bahcesl 17.15 Kısa haberler 17.20 Karma fasıl 17.50 Reklâm Droeramları 19 00 Haberler ve hava durumu 1ÎÎ.45 GünİJrnüzün melodiîerl 20 00 Bu tciDrafcın sesi 20 15 Y. berenim «enc'.ltl v t soruniarı 20 30 Oda müzifei 21 00 24 saatin olavlan 21 05 Ekonomi dünvamız 2125 Nesrın Sinahiden sarkılar 21.15 Anılarla Atatürk 22 M) Reklâm Droeramları 22 45 Haberler ve h»va durumu 23.00 Hafif rr.uzik 23 10 Srıidvo konserlertmlz 24.00 Kaoanıs ISTANBIL IL RADYOSU 15.55 Acıhs ve nroeram 17 no S'zin icin 17.30 Kucuk konser 18.00 Tvi aksamlar 18.30 Perfonik müzik 3fl 00 Tiirkiveve hos eeldmls 19.30 Aksam konseri ? n ı s Brrsber secelim 21.00 Dort rüzeârın cetirdifii ezsiler 21.15 Koncertolar 21.45 Fransızca fflrkllar 2?.no Gece konseri 2.100 Caz müziii 23.30 Cesitli melodileı JI.OO Gece vansı icin 01 00 Proerarn ve kananıs 0625 06.30 06.45 Ofi.50 07.00 0705 07 30 07.45 07.50 0« 00 0R 20 0S.10 09.00 Ofl.10 09 30 123456789 YUKARIDAN AŞAĞIYA: terim). 7 «Büyük çapta ve m*1 Eski devırlerde zenginle deni çorba kasesi» karşılıgı ild rin evlerinde kalabalık bir halde söz, nota. 8 «Sal ve sade » bulunan satın almmış kadınlar bir (çoğul). 2 Ikincı Dünya Savapin marifetı > şında Almanyamn başına belâ olan ıplikten» mft lup hem kendini hem dünyayı fenasına iki söz. lâkete sürükleyen Nazı şefi. blr 9 Tersi «hay' hav\'anın varısı. 3 Küçiik kalvan ayakkabısıburlar (çoğul). 4 Tersi bir enı lâzım gelen mirdir, bir kadın adı. 5 Kırmıyere yerleştır» zı, beyaz reakteki tatlı tstek. mâkarşıUgı ıkı sö« nasına iki söz. 6 Otuz kırk yıl lü bir çekimrlır, önce çok şöhret kazanmış rahmet e^kı Mısır tanrıBtılmacanın li bestecilerimizden, yerme (esKİ halledilmi» <ekl) larından. J liTiffony Jones TIFFANY JONES / ÇABCDC OL , | YO esOM U&LA. ? STVPYOYA. V GÖÜEÜVEP£fM Ç M İ SOLDAN SAGA2İ X I \3\ s\ •r1 Seksen yaşını çoktan geçmiş ve bu defa kendisinj sahne+ M den çekrniş olan eski «Aşk Resmi X Geçidı» filminin unutulraaz kahrsmanı büyük Pransız sanatçısıX nın adlarından Oiri (aslmda olduğu gibi yazılmıştır). 2 Familyalar <çoğul), ortada olmıyan üm çüncü şahıs. 3 Tersi eski dilde 1 • «örtme» mânasına gelirdi, Asyanm bazı memleketlerinde buluX nan ve kendilerinden güzel koku 93 ~ı\ elde edilen keçi cinsi. 4 Birinci ve siftah, bir iı in kendine sahiplik eder duruma girmesini sagEvvelki sriinkü bulmacarun la! mânasına iki sözlü bir emir. halledilmiş şekli 5 Erkek elbisesi kısımlarından, kör. 6 «Sen ona yetişemez ve HALLEDİLECEK Yukarıdaki rtütamlı bulmacada « ka\Tjşamazsın!» mânasına karma dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 Une sonuç vardır. Boş kalaD 12 bir çekim. 7 Tersi «komuta» deemktir. 8 İlâve edilmiş par karenin içine 1 den 9 a kadar uygno birer rakam koyarak ve topça, rütubetler (çoğul). 9 Ko laına, çarpma, cıkartma, bölme işaretlenne dikkal ederek soldan yu meyva tatlısı. eski devırlerde Avrupadan şelip Asyayı geçmıs sağa ve yukandnn aşağıya bulmacada çosterilen sonuçian hulunaz. bir Türk turünden bir şahıs. Biraı vaktinizi alır ama, boş vakrinizi hnvça geçirmiş olursunur B•a B•Bl •a B • D 1• •D •Dn a Q BBI D J B ••DB •a B S a •D •a BB aa I TT [71T1T T] fTj •T] • xl 1 iQ S m a a 1 T a1 F.W. KENYON ALEV « Topallığmdan derier ama, bence uzun boyluy muş gibi görünmeye çalışıyor da ondan.» « Beni vazgeçirmeyi nasıl da kafana koymuşsun! Cüce bile olsa iigim azalmaz.» Burada Caroline'in gözleri kısıldı. <Çoğunlukla. öğleden son. raları Holland Konağında bulunurmuş sanıyorum. Öyle değil mi?« Roger son bir çaba daha gösterdi: « Lord Holland'la siyaset konuşmaya gider oraya. Ikisi de rahatsız edilmek istemezler» Caroline herkesin ne diyeceğine zaten pek aldırmazdı, hele şimdi hiç aldırmıyordu. Kararmı verdi: Her gün öğleden sonraları Holland Konağına gidecekti, orada sanki tesadüfenmiş gibi şairle karşılaşıncaya kadar. Kocasıyla. oğluyla, Melbourne Konağında kaynanasıyla kaynatasının yanında oruruyordu. Melbourne Konağı Whitehall'daydı, Holland Konağı Kensington'da. Caroline. karar verdiği üzere. ertesi gün öğleden sonra. yanına bir de seyis alıp, attna bindi, yola çıktı. Rnightsbridge köyünden, Hyde Park'tan geçen bu kır yolculuğu, her zaman olduğu gibi gene pek hoşuna gitti. Holland Konağı'na gelince öfrendi ki şair, her günkünden erken geîmiş, biraz önce gitmiş. Ertesi gün, yağmurdan sonra hava oldukça so.îııktu ama. Caroline bir denedi, bu sefer aradısmı buldu. sevindi. Byron. Lord ve Lady Holland. Thomas Moore, Samuel Roeers oturms odasındaydılar. George Byron, bastonunu kavrayarak, ayaŞa kslkh. Uşak gelenin adını söylemeseydi onun Lady Westmorland'ın evinde kendisine sırtını dönen genç kadın olduğunu tanıyamıyacaktı. Lüle lüle saçları ka njmış, at sürmekten yanaklan al al olmuştu, binici elbisesi de çamur içindeydi. Onun görünüşte kaba davranışını hatırlayınca, B>Ton ona küçümser gib; baktı. Aşağı yukarı kendisiyle bir boydaydı; biraj da zayıftı, bir kadının gövdesine zâriflik veren yuvarlaklıklar onda yoktu, ya da Byron'a öyle geldi. Lady Holland. Caroline'in böyle iki gün üst üst« neden geldiğini anlamıştı, kuru kunj bir giildü. • Seni Lord Byron'a tanıtabilir miyim, Caroli' n», jekerim?. George Byron bastonuna bu lefer dahı tıkıea blı Vjıvrsdı. • Bu tekiif Ladv VVestmorland ın evinde yapü. Çeviren: Vahdet GÜLTEKİN 36 ANKARA BAYINDIRliK BAKANIIGI Yapı ve imar isleri Re sl ğinden 1 Ankara Tıp Fakültesi Pisi;iatri ve Fitizyoloji Kliniği ikinci kısım inşaatı işinin evvelce yapılmış olan eksiltmesindeki tenzılat haddi iâyık görüin.ediğinden iş yeniden 2490 sayıh kanun hukümlerine göre kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 ݧin keşıf bedeii a3.S67.226.16> liradır. S Eksiltme Ankara'da YAPI VE İMAR ÎŞLEKİ REtSLtGt Ihale Komisyonunda 8, 111967 çarsamba günü saat 16 da yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak mezkur Reislıkte görülebilir. 5 Ek5İltmeye giıebilmek için isteklilerin: A (429.767.) liralık geçici teminatım, B 1967 yıhna ait Ticaret Odası belgesini, C Müracaat düekçeleriyle birlikte verecekleri OTksiHme şartnanıesinde belirtilen ve usulüne göre hazırlanmış olan 'plân ve teçhizat beyannamesi, sernıaye ve kredi imkânlarını bildircn ma:i durum bildir:sini, Teknik Personel beyannamesini, Uahhüt bcyannamesini, Bayındırhk Bakanlığından almış olduklan ıB) grupundan keşif bedeli kadar işin eksiltmesme girebileceklerini gösterir müteahhitlik ksrnesini ibraz sureuyle YAPI VE İMAR İŞLERt REİSLİG1 Belge Komisyonundan alacakiarı yeterlik belgesini teklif mektupları ils birlikte zarfa ko>Tnaları lâzımdır. 6 tstekliler teklif mektuplarını 8/11/1967 çarşamba günü saat 15 e kadar m&kbuz karşılığında İ'nale Komisyonu Başkaniığına vereceklerdır. 7 Yeterlik be'.gesi alınması için son müracaat tarihi 3/11/1967 cunıa günü mesai saati sonuna kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vâki gecikmeler kabul edilmer. Ke>fiyet ilân oiunur. (Eaiin; 24655 A 13465; 12634 En iyi k a l i t e PAR DESÜ 3 « S Turkiyede yapılan en iyi kumaş ve malzcmcden Ismarlama sistemiyle dıkılir. GARANTİLİDİR. loptan SatlŞ yeri : OZBAG Kumaşkonfcksiyon Reklârccılık: 3248/12620 1 Buyük Postahane cad. No. 50 Tel. : 52 98 26 ISTANBUL ELEM/I1I ÜR1H1YOR Büyiik bir müesses«nin bilumum reklSm işlerini yönetebilecek askerliğini yapmış tecrübell, en az bir yabancı dil bilen (Almanca tercih edilir) genç bir eleman alınacaktır. İsteklilerin, el yazısı İle yazılmış hâl durumu, referanslan, bir adet fotoğral ve isteyeceği ücreti aşafıdaki adrese acele bUdirmeleri. Türk Basın Blrligi Reklâmcılık Şirketi, Ebussuud Caddesl No. 75 Kat 3 Sirkecl. RekJâmcılık (3725) 12617 0fi.25 Acılıs. Drocram 07.00 Köve haberler 07.05 K. Öncan ve Özdenserten sarkıîar 07.30 Haberler ve hava durumu 07.45 Sabah müziei 08.00 Ankarada buffün 08.10 Her telden 0S.40 Turkiiler eecidl 09.00 Bir kitaD. bir olSk. blr olay 09.20 Sabah konseri 09.35 Kısa haberler 09.40 Arkası yarın 10.00 Okul radvosu 11.00 Melodiden melodİT» 11.15 Cocuk bahcesi 11.30 Konser saati 12.00 S.Erorhandan türküler 12.15 Kıbrıs saati 12.30 Beraber ve solo sarkılsr 13.00 Haberler. R.G. de bueün 13.20 Hafif müzik 13.30 Reklâm Droeramları 14.00 Cocuk bahcesi 1415 G.Teterden sarkılar 14.35 Bueün İcin sectiklerlmiz 14.55 Kısa haberier 15 00 Okul radvosu 16.00 Türküler 16.15 Gül Batu'dan s*rkllar 16.35 Cesltli müzik 16 55 Kısa haberler 17.00 Yurttan sealcr 17.30 Köv odası 17.50 Reklâm Drofframları 19.00 Haberler ve havt durumu 19.45 Y.Alpdoiandan türküler 20.00 Birlikte düsünelim 2020 Yüksel Kioten larkılar 20.40 Kucuk konser 2055 Uvkudan önce 21 00 24 saatin olavlan 2105 Mikrofonda tivatro 22.05 Ba^lama T türküler vt ovun havaları 22 25 K. Pavulıdan urkılır 22 45 Haberler ve hava durunn 23.00 Ooera albümünden 23.45 Gec« TariiUM dotnı 24.00 Kaoanıs mış, geri çevrilmişti.«Aldın mı karşıhğınıS Caroline, bu düşünceyls, dönüp gitmek üzereydı, Lady Holland'ın bir önce söy lediği bir şeyi hatırladı: Byron son bir iki haftadan beri içine girmiş bulunduğu yenı çevreden ürküyormuş, savunmak için de kaba davranıyormuş. ya yüksekten bakı.' uş, ya da saldınyormuş. Caroline, bunu aklında .tarak. konuşmaya katıldı, sözü de ustalıkla döndürüp dolaştırıp siyasetten sanata, sanat •tan da şiire getirdi. Yalnız, Childe Harold'dan mahsus hiç söz açmıyordu. « En sevdiğım şair Pope'tur» dedi. «Ondan sonra hiç bir şaire söy.eyecek bir şey kalmamıştır.. Thomas Moore alaylı alaylı güldü. « Lord Byron da sizin düşüncenizde. Lady Caroline.» Byron: «Doğru» dedi. Caroline'e değil. Moore'a bakıyordu. «Pope pek incedir... üstün zevki olan bir şair.> Alay mı edij'ordu? Caroline bunu kestiremedi. Gitmek üzere kalkarak: Melbourne Konağı na hiç gelmediniz» dedi. «Yakında bekleriz.» Byron onun ahnganlığına kızmıştı. « Lady Melbourne beni hiç çağırmadı» dedi. O çağırmasın, ne çıkar? Melbourne Konağında kocamın bölüğü ayrı. benim bölüğüm ayrı. Ya rın öğleden sonra, belki, desil mi?» Byron sert bir tavırla eğilip selâm verdi. « Başka yere dâvetliyim. Lady Caroline.» Caroline içinden: «Aldın mı karşılığını! Varan iki!» diyordu ama, yılmamış olacak ki daha Holland Konağı'ndan çıkarken ksfasında bir tasarı kuruyordu. Bunu geliştirdikçe gelistirerek Saint James Alanına kadar geldi. Samuel Rogers'in evine girip onun gelmesini bekledi. Gelince de tepeden inme söze girişti: « Yardımına ihtiyacım var. Sam'cığım Byron'a ilgi duymamı sen hiç beğenmiyorsun ama. onu alıp bizim konağa getirmezsen senmle bir daha konuşmam.» Samuel Rogers içini çekti: « Senin elinde balmumu gibiyimdir ben. S = <n de bir kere bir seyi kafana koydun mu kasırga gibi karsında duralmaz. Yalnız. Byron şimdi öyle bir halde ki kendisini alıp getirmeme bırakır mı acaha beni?» ıılmsı rar) ^^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle