20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFEDÖRT 18 Temmnz 1966 CUMHURİTET giüüiiliilüi!James Bondl ONU M U r O ÇİHLIVI KO BU Dr. NO 80 Ne yapacağım saşırmıştı, Fran sız Konsolosuna başvurdu. Konsolos onu güler yüzle karşüadı, içinde bulunduğu durumu öğrenince içten bir üzüntü belirtti. Onun romanlarından birkaçmı okumuş, Paris'teyken de Frederic Chopin'in bir konserinde bulunmuş. «Size yardım etmeyi çok istiyorum, hanımefendi» dedi. Bunları söylerken de biraz alaylı alaylı gülüyordu. «Manastırda yaşamak hoşunuza gider rai?» «Manastır mı dediniz, efendim?» Konsolos Valdemosa Manastın'nı kısaca anlattı: Valdemosa, Palma'dan üç fersah ötede bir dağ köyüymüş, bu yüksek dağlar da hava biraz daha serinse de daha sağlammıç. Manastır gerçekte manastır olarak kullamlmı yormuş, kimse almaya yanaşmadığı için, yaz aylannda, Ispanya' yı gezmeye gelenlere oda oda kiraya veriyorlarmıs. Geçenlerde bir siyasi sığıntı oradan ayrılmış, ondan boşalan odacıkları Madame Sand isterse pek az bir kiray la tutabilirmiç. Yalnız, eşyayı pa rayla almasını istiyorlarmış. Kirası mı? Bir yılhğı köşkün bir ay lığından daha ucuzmuş. Konsolos: «Belki birdenbire ka rar veremezsiniz» diyordu. «O zamana kadar gelin, hep birlikte burada konsoloslukta kalın.» George Sand adama içten teşek kür etti, bir araba tuttu, Chopin' i, çocukları aldı, manastıra bakmaya gittiler. Dönümlerce toprağı kaplayan dağ zambaklarının arasından kıvrıla kıvnla çıkan, tekerlek izlerinden oyuk oyuk ol mus dar yollardan geçtiler. Chopin zambakları hemen tanıdı, «••••* • •••• ••••••••«•••••*•«•••••••••••••••••••*•••*#•••••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••«•«••••«••»•••••••••••••••••••••iaiScaSii, ••••••#•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••»••»•••*•»•••»•••«•••,,..•.»,.,,;,; !iîii8Mii8M^ TIFFANY JONES güzel olduklarını da söylüyordu ama, kara kara düşüncelere dalmış gibi: «Ölülerin çiçeği olarak tanınmıştır» diyordu. Yol dağlara doğru daha da yük seldikçe Chopin biraz neşelendi. Güneşli, sıcakça bir gündü. Hava /nsanın içini açıyor, manzara güzel hayaller aşıhyordu. Arkaya doğru bakınca denizi gördüler. En sonunda Valdemosa köyüne gelip de tırmana tırmana manastıra varınca bu manzara gözlerinın önüne tabak gibi serıldi. Valdemosa Manastırı, sarmaşık larla kaplı, eski bir yapıydı Bir avlu ortasında üç ayn bölüktü, eskiden bu avluda, derin düşüncelere dalmış keşişler ağır agır dolaşırlarmış Şimdi onlardan bir, kayyum kalmıştı O bir, e c zacı iki, bir de kendini Maria Antonina diye tanıtan acayip görünüşlü bir kadın, manastınn ses sızliğini, ıssızlıgını bu üçü pay lasıyordu. Misafirlere o boşalan odaları Maria Antonina gösterdi. Büyük büyük, kemerli odalardı bunlar; esintiye yer vermediği belli, meşeden, kalın, kunt kapıları vardı. Keşişlerini gününde bunlardan biri yatak odası, biri kilise gibi bir yer, biri de yemek odasıymış. Şimdi üçü de George Sand'la yanındakilerin ihtiyaçlannı oldukça karsılayacak biçimde döşenmisti. Hepsinden önemlisi, pencerelerde cam vardı. George Sand pencerelerden bi rine gitti. Aşağıdaki bahçede rar ağaçlan, portakal ağaçlan doluydu. Uzaktaki deniz koyu maviydi, gökyüzü pembeden çok mora yakındı. Chopin burasını beğenmiş miydi acaba? Chopin de onun yanına geldi. «Cennet gibi bir yer!» de AYSE iîrm.1 İS SAATLERİ konu ve resim: Ayhan Başoglu di. «Burada ben yaşayacağım, hülyalara dalacağım, eserler bes teleyeceğim.» George Sand sevinçle içini çek ti: «Ben de burada baska yerlerdekinden çok daha iyi yazı yazacağım.» Maurice merak ediyordu: «Bu manastırda hortlak var mı acaba?» diye sordu. «Dolun ay gecelerinde hortlaklar dolasır mış, öyle rci?» Maria Antonina'nın keskin bakışlı çipil gözlerinde hınzırcasına bir ışıltı belirdi. «Bizim burada yalnız bir büyücümüz vardır» dedi. «Catalina, bana iş görmeye gelen iki köylü kızmdan biri. Büyücülerden korkar mısınız?» Oğlunun yerine George Sand: «Hayır» dedi. «Hortlaklardan bile korkmayız biz.» Maria Antonina üzülmüs gibiydi. «Beğenmediğimiz kimseleri hep hortlakla korkutarak kaçırırım ben.» George Sand bu kadının onlar dan hoşlanmamış olabilecegini düşünce içine baygmhklar çöktü. «Bizi beğenmediniz mi yoksa?» diye açıkça sordu. Maria Antonina dudaklarını sarkıttı. George Sand'ı, Chopin'i, çocuklan uzun uzun bir süzdü. George Sand'ın erkek kıyafetini ayıphyordu, pek çılgınca bir ahlâksızlık belirtisi olarak buluyordu belki ama, elbisenin hayli pa raya çıkmıs olacağım da açıkça görüyordu. Chopin'in derli • top lu kıyafeti onu pek derinden etkiledi, hele lekesiz, bembeyaz yeleği. Artık hiç kuşkusu kalma mıstı: Tâ Paris'ten buraya kadar gelen bu acayip yabancılar çok zengin kimselerdi. Gözleri hırsla parıldayarak. gülümsedi. «Basımızın üstünde yeriniz var sizin» dedi. «Sizi rahat ettirmek için elimden geleni yapa cağım.» Haçput çıkardı. «Tann sevgisi uğruna.» George Sand Chopin'e baktı. «Burada gerçekten mutlu olacağını düşünüyor musun?» «Gerçekten mutlu mu? Piyanom olmadan?» George Sand haberi ona, böyle bir sıra gözeterek, jimdiye kadar vermemişti. «Piyanon geldi» dedi. «Güm rükten bıraksınlar, hemen buraya getirtecegim.* Palma'ya döndüler, Fransız kon solosluğunda biriki gün geçirdiler, sonra gene manastıra geldiler. Hava günlük • güneşlikti. Pencerelerden görünen manzara simdi daha da güzellesmişti. Rüzgâr, yağmur artık uzaktan uzağa hatırlanan ufak bir kâbus olarak kalmıştı. Mallorca adası tam onların başlangıçta düsündük leri gibiydi, daha bile güzel. * * * Maurice, onaltısmda, ilerisi için çok umut veren bir ressam dı. Chopin'in karakalem bir resmini yapmıştı, simdi ona son düzeltmeleri vuruyordu Akşam geç vakitti. Son biriki gündür çok kar yağmıştı. Içeride, dışanda bir ölüm sessizligi vardı. George Sand'la Solange, Chopin'le Maurice'i Chopin'in odasın da baş başa bırakıp, ufak bir fe ner almışlar, yürüyüşe çıkmışlar dı. Chopin piyanonun basındaydı ama, çoktan beri çalmıyordu. Maurice'in gözünden bir sev ka; mazdı; simdi de, onun kendinden geçmis gibi düşüncelere dalmış olduğunu görüyordu. Gene o nöbetlerinden biri mi tutacaktı acaba? Çocuk içinden: «Çok hoş olur!» diyordu. tki aydan beri Valdemosa'day düar, Chopin gene hastaydı. Yal nız, hastalığı Maurice'e vücudun dan çok kafasındanmış gibi geli yor, bu bakımdan daha da ilgi uyandınyordu. Yoksa Caterina şimdiye kadar hiçbir büyü yaptı ğı görülmemiş olan su sözde büyücü kız Chopin'e gizli bir bü yü mü yapmıştı? Neden ileri gelir se gelsin, Chopin çılgınlık nöbetleri geçirir gibi oluyordu. Zaman zaman, manastırda sanki sa hiden hortlak varmıs gibi, hayal ler görüyor. korkuyla onlardan geri gerı kaçıyordu. George Sand: «Hasta da ondan» diyordu ama, Maurice böyle üstünkö rü bir açıklamaya inanmak iste miyordu. Chopin piyanodan döndü. «Annenle kardeşin çok geciktiler. Karda yollannı kaybet mis olmasınlar sakın?» Maurice, neseli bir tavırla: «Yollannı kaybetmişlerdir sağlam!» dedi. Chopin'in nöbetl tut sun istiyordu. «Yaptığım resmi görmek lster misin?» Getirdi defteri nota rafının üzerine koydu. «Çok benzedi, değil mi?» Chopin baktı ama, fjörmüyor «ibiydi. «Kim bu?» «Sen, Fritz'ciğim.» (Arkao vsr> 33Q aaan o aııaıı annaa a UGHUH an t» ii ac3 a •naaa an a uaasaa aaaa • a n » DBMI aaana a • QQB aoaa aa aaaa Bıftalık bnlmaeanın halledilmi* «elcli 6789 karsılığı bir emlr. 8 «Çalısma ve çaba» nın dörtte ikisi, nehirlerin yapmava zorumlu olduklan hareket 9 Tanınmıs Fransız şairlerinden biri (adı söylendiği gibi yazümıstır), «yârenlik» in ya nsı. YtJKARIDAN AŞAĞITA: 1 Motörtin en önerali parçalanndan blri. 2 «özen göster!» mftnasına karma bir emir. 3 Büyük annelerden, silâhU kuvvet mensuplanndan. 4 tKırallçe avurt zavurtu» karşıhğı lld söa. S Bir oyunda karşılıkh aynı sajnyı kazanıp alıp ve 123456789 receğin ortadan E\H\\ |S|P|A|C|A| u zİEİNİMinLİeM kalkması ball, M kere ku1 1 1 4 'J I' 1 M11 1 '1 çok EİIİ4TİEİLİEİRİ dumla birlikte < |A|MİA|kTTzH ç&lın&n musikl A Z]n\> J M M M U M I araca. 6 N o F $  zla|R|c|ı mH'\ U. idare bölüm lerlmlzden, Hin OttnkS « f t «m» distandaki sıranmltedTlaıif «e*B dağlardan. 7 Her şeyi tes yapan kişiye böyle de denüir (karma söz). 8 Ft> tografçüarın görevi (karma söz). 9 Bir çcşlt baş tuvaletinl ihmal etme hareketL Yâni, patrondur diye o kadar kıntıp durma ona, ben zorlamasaydım zor o parayı kazanır da seni sekreter tutardı. Bayındırlık Bakanhğı Karayolları Genel Müdürlüğü Birinci Bölge Müdürlüğünden: 1 Eksütmeye konulan iş: Izmit Hanlı ay. Hendek 4 Bölge Hd. yolunun 0+00079+800 Klm. arasında yapılacak asfalt temel ve asfalt betonu yapimı 15' olup keşif bedeli 5214902.71 liradır. 2 Eksiltmesi 1 Ağustos 1966 pazartesi günü saat 11.00 de İstanbuJ Küçükyaüdaki Bölge Müdürliiğünde kapalı zarf usulfi ile yapüacaktır 3 Eksiltme evrakı 50.00 lira mukabilinde Bölge Müdürlüğünden alınabilir 4 Eksiltmeye girebilmek için: a) İsteklilerin 1966 yılına ait Ticaret veya Sanayi Odası belgesi Ue usulü gereğince 170197.08 liralık geçici teminat vermeleri, b) İsteklilerin engeç 26 temmuz 1966 salı günü mesal saati sonuna kadar dilekçe ile Karayolları 1. Bölge Müdürlügüne müracaat etmeleri, müracaatta evrak kaydı tarihi muteberdir. Dilekçelerine Bayındırlık Bakanhğından alman B. Grupunun en az bu işin keşii bedeli kadar müteahhitlik karnesiyle bu eksütmenin ilân tarihinden sonra alınmıs 246447.08 liralık banka referansı plân ve techizat taahhüt ve teknik personeJ beyannamelerini eksiksiz olarak bağlayarak bu !• İçin yeterlik belgesi almalan lâzımdır. Telgralla müracaatlar kabul edilmez. (Makine ve techizat beyannamesinde gösterecekleri ana inşaat makinalarmın sahibi olduklanna dair belgeleri, ibraz etmeleri kira ile hariçten temhı edilecek Ana İnşaat Makinaları için beyanda bulunmamalan). 5 İsteklilerin 2490 sayüı kanuna göre hazırlayacaklan teklif mektuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar Komisyon Başkanlığma vermeleri lâzundır. Postada vâkı gecikmeler nazan itibare alınmaz. (Basm 16789/8372) SOLDAN SAĞA: I Ya» mevslminde yurdumua da bol bulunan parazitlerden (çoğul). 2 «tleriye dogru sürücü araç» anlamma ltd söz. 3 Yumusaklık (eski terim), bazılan ne onu, ne de Muhammedl memnun edebillr. 4 Canlı süt deposu, «sarhoş et!» mftnncnn» bir emlr. 5 Bir »«™>n parçasının tersi, kabak kızartmalannın tavaya konulmadan önce tftbl tutulacaklan muamele. 6 «At martini Hasan!» derler ya İste o zatın memleketl, aünganlann en duygulu tellert 7 Bir hayvan, «isin lcabettirdiğl sekle aok!* r; i RAKAMLI BULMACA 9 1 X 2H NH 70 Müzik akademisi bnrau degil mi? Evet, fakat burası sadece geceleri açıktır. Özür dileriz. Drumson kapıyı kapamıya bazırlanırken beyaz adam araba dan seslenmişti. Evin sahibi mabam burada mı? Evet, fakat îstirabat zama nıdır şimdi. Beyaz adam bnnan üzerine arabacısına işaret etti. înmeme yardım et, Ajax. Ajax'sın yardımryl» arabadan inen beyaı Drumson'nn yanına yaklaşarak yol vennesini bekledl. Fakat genç köle aynı inatçı tavırla bakmaktaydı ona. Buyurun. Madamm istirahaÜ bitİDceye kadar beklersiniz. Zlra sahiblm uykusundan nyandınlmaya hiç gelmez. Biliyor musun bir bcyazla nasıl konuşulacagım biç öğretme mtsler sana. Fakat istersen ben figretebilirbn. Drumson'un tavrmda hiçbir değisikllk olmamıştı. O hanunmın istlrahat zamanında rahatsu edilmeyeceğinl öğrenmisti bir kere. Buyurun sahibim uyanmca haber veririm geldiğinizi. Beyaz adam belki de ömründc llk defa böylesine inatçı ve cesur bir köle gördüğünden hafitçe gülümsemekten kendinl alamamıstı. Bak iyl dinle beni. Şimdi ha nımınm yanına giderek mös>ö Hanunond Maxwell'in sayplannı bildirerek keodileriyle görüjmek SIYAH ASK arzusunda olduğunu söyliyeceksiıı. Drumson'un akh biraz yatar gi bi olmuştu. Adam belki de önemli bir iş için gelmi^ti. Haber vermediği takdirde sahibi kızabilirdi ona. Peki, şimdi gider nyandırırun. Isminizi de nnutmadan söyli yebilirsem ne âlâ. Bir dakika. Adm ne senin oğlum? Drumson, raösyö. Bir mandüijro musun yoksa? Hayır mösyö. Bu lsimde kimseyi tanımıyorum ben. Mandingo bir zenci neslinin adıdır. Benim Mede isimll bir mandlngom vardı. Ne kadar emsahiz olduğunu bllemezsin. Nasıl buradan memnun musun? Evet mösyö. Fakat sahibim beni sizin gibi birine satarsa daha çok memnun olacağım zirs ihtiyar birine kölelik yapmak hic cazip değil benim İçin. Haydi kos, haber ver bakalım. Unutma Hammond Maxwell diyeceksin. Drumson merdivenleri ikJjer iki şer çıkarken bir yandan da beyazın isminl tekrarlıyordu. Alis'in kapısını hafifçe tLklattıktan tonra onun kendisini eağırdıjhnı duyunca yavaşça kapıyı açarak içeri süzüldü. Kim çaldı kapıyı Drumson? Mösyö Hanunond Maxwell adında biri sizi görmek için çok israr etti madam. Tatağmu üzerine uzanmı; olan Allx artık iyice yaşlanmıetı. Ama Sözleri hâlâ o eski pınltılarmı mnhafaza ermekteydi. Okuduğu kitabı katlarken gülfimsüyordu. Hammond Maxwell ha. Bu adı tamyorum. Kral gibi zengin bir adamdır. Güneyin en östün ve en gfizel kölelerini yetiştirir. Yedi seklz sene evvel adı bir skandala kansmiftı ama hangiıi olduğunu hatırlayamıyorum shndl. PeU acelesi neymig böyle, nlçin geeeyi bekliyemedi. Nasıl bir adamdı bu Drumson? Genç ve kültürlü blrl. Taln« eok içkl içtiği belll oluyor yüzünden. Benira mandlngo olup olmadığımı sordu. Sahiden ben mandlngo mujnm madam? Hayır ondan da üstiin asil bir Hanssa'sm. Genç oldoğunu soyliiyoreun. Demek ki oğlu onun. Babası bir seııe evvel öldüydü galiba. Neyse slmdi gltte buraya çağır onn. Blrkaç dakika sonra Maxwell salona girlyordu. Altx gülerek Yazan : KYLE ONSTOTT Çeviren: * •"" SELMA'ÖGEJ elini ona nzattıktan sonra hemen çekti. Zira böyle sert avuçlardan hiç hoşUnmazdı. Elini sıktıgı erkeklerin çoğunun yumusak ve bakımb «vuçlanna alışmıştı. Maxwell fülerek kendini tanıttıktan sonra gayet kibar bir tavırla Alix'in ismini sordu. Bütün Nouvelle Orleans'lılar gibi Alix diyebilirsiniz bana. Sizden ve babanızdan bahsedildiğini duymnjtum mösyö Maxwell. Zaten bütün güneyde Maxwelle' rin kölelerinin üstünlüğü dilden dile dolasıp durnr. Buna rağmen ne babanızı, ne de ılzi bugüne ka dar tannnak fırsatını bulamamıjtım. Babam geçen sene öidfl. Ben de sekiz seneden beri Teksas'tayım. Oldügünü haber alınca beynimden vurulmuşa döndiim. Ama caresiz kederi bir yana bırakıp yanda kalan Ijlerini tamamlamaya koyuldum. Onun kadar bilgill olmadığim için epeyi bocaladnn tabii. Buffün hâlâ eksikleri Umamlamı; değilira. Bir arkadasım bana slzin adresinizi verip bana yararlı olabileceğinizi söylediği için de hemen kosup size geldim. (Arkasi »ar) nflnkfl mıiınaraniD nailrdllnds «ekS NASIL HA1XEDILİ!;CKK7 VnkandmlD rakamb oulmacad» sadece 4 tane anabtar (ipucu) ve V tane lonuç vardır Bos olan 1 karenîn içine I den 9'» kadar uygun Dırer rakaro So2 yarai ve toplama çarpma eikartma bolmc ış»retlennt dikka' ederek soldao *ağa ve vakarıdan aşagiys halmacada gosterileo sonuçlan bulunnz Bira7 vaktirrizi nlır «mm bo} vaktiniıi bosça gecirmij olnnmnnz KARAYOLLARI GENEL Tahmini bedeli 225.000 TL. geçici teminatı 12.500. lira olan 50 adet otomatik komple Nivo aleti kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme ve ihalesi 2/8/1966 salı günü saat 16 da Ankara'da Karayolları Genel Müdürlüğünde Malzeme Şubesinde yapılacaktır. Şartnamesi dilekçe ile aynı yerden bedelsiz temin edilir Talipler Ticaret, Sanayi Odası veya esnaf belgesi koymak şartiyle hazırlayacaklan teklif mektuplarını eksiltmeden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ayru yerdeki Komisyon Başkanlığına vermiş olacaklardır. Postadaki gecikmelerin kabul edilemiyeceği duyurulur. (Basm 16922 A. 9109/8380) İzmit Belediye Başkanlığından Tufekçibağı caddesinln parkt olarak yapimı işi kapab rarf suretiyle ihaleye çıkanlmıçtrr Muhemmen bedeli 78Ü12.50 lira olup geçid teminatı 5190.63 TL dır, İhalesi 27/7/1966 çarşamba günu saat 15.00 de Belediye Encümeninde yapılacaktır. Şartnamesi 4 Lira bedel mukabilinde Yazı İşleri Müdürlüğünden temin edilebilir thaleye gt^bilmek için üç gün evvel müracaatla yeterlik belgesi ahnması lâzundır Kapalı zarflann ihale saatinden bir saat evvel riyascte verilmesi postada vâkj olacak gecikmelerin nazan itibare aknmıyacağı ilân olunur. (Basın 16679/8374)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle