24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S AMÎFE DÖRT 9 Şubat 1966 CÜMHURÎYET PERIDE CELÂL 86 Kar» pantolonunu, kırmızı damalı buluzunu giymişti ilk günü olduğu gibi. Yün, işlemeli çantasını omuzuna asmıştı. Güzel kara gözleri kahküllerin altında parlıyordu. Akjamki içkiden, yorgunluktan gonra yüzünün tazeliğine şaşıp kaldı Nuriye hanım. Içi hafHlemişti biraz, onu gördüğü. öbürlerinden kurtulduğu için. Yakınımmıj gibi! Sevincine ça?ıp kaldı. Hiç uykusuı kalmışa, yorulmusa benzemiyorsunuz! diye, mırıldandı. Çok »arhoştum ve sizi korkuttum, biliyorum! dedi Güler Işık. Hepimiz sarhostuk galiba!. Cengizle bu sabah güldük akşamı düşünüp. Neydi o sıfırlar!. Helda yüzünden bi^birimi^e girecektik nerdeyse... Yanında pencereye yaslanmış duruyordu kaygısız. Konuşmayı uzatmak istercesine gigarasını çıkarıyor, Bafra paketini Nuriye hanıma uzatıp almadığını görünce, kendisi yakıyordu keyifli keyifli sigarasını. Venediğe gece saat sekizde vanyormuşuz, diye haber verdi. Şaşıp kaldı, sevincini saklamaya çalıçtı Nuriye hanım. Ben saat altıda »anıyordum! Fırtına yüzünden gecikme varmı?.. Ne iyi! diye, bağırmamak için kendini güçlükle tuttu Nuriye hanım. tki saat daha kazanmıştı. Dudaklarının üzerinde bir soru titrer gibi oldu. 0nu gördünüz mü. Sahir Kırtayı? demek istiyor du kıza. Limana girmesi, yanaşması dokuzu, onu bulur, dedi Güler Işık. Siz Venediğe iniyordunuz değil mi? Evet, Venediğe! dedi, Nuriye hanım. Yalan söyledigini bile bile. Şöyle demek istiyord«ı ona : Belki de Venediğe değil, belki de hiçbir yere! Gülüyordu Güler I?ık. Sizl ja?ırttığımm biliyorum dün gece. Siçarasının dumanlarını üf.üyordu, ağzını yana doğru bükerek. Yüzü yumuluyor, çocuklaşıyordu büsbütün. Oldukça da bayağı! diye, düşündü Nuriye hanım. Neden şaşayım. çocuk musunuz! Şaştınız, kızdınız da biliyorum.. Neydi o kaçışınız yanımızdan! O yüzden soğuksunuz bana karşı, anlamaz mıyım? Gülüyordu. Gülüşü biraz zorIama geldi Nuriye hanıma. Kızmaya başlıyordu üstelik. Evet gerçekten çok garip bir geceydi! dedi. Gözlerini açarak hayretle baktı Güler Işık. înandınız mı o sözlere yoksa? Heldanın Cengiz beyin karı8i olduğuna mı? Sesi kuruydu, öfkesim saklayamamıştı. Kız omuz silkiyordu. Evli değil, sizi şaşırtmak için konuştu öyle. Insanları şaşırtmaya bayılır Ceneiz. Çok da sarhoştu, gördünüz! Içince hep öyledir.. ölüm lâlı eder bol bol. Korkuları teper dışarı. Herkese olur bu.. Bozuluyorum o yüzden ben de ! Heldanın elinden almak kolay onu, ama ölümün elinden nasıl alırsın değil mi? ölümden böyle gülerek konuşulduğunu ilk defa duyuyörum! dedi, Nuriye hanım. Bir zamandanberi kendisinin de yalnız ölümü düşündüğünü gizlemek ister gibi, gözlerini kaçırdı eleştirmeciden. Başını çevirip denize bakar gibi yaptı. Omuz silkiyordu Güler Işık kaygısız. Benden şimdilik uzak olduğüiçin konuşabiliyorum belki de.. Bilir misiniz onyedi yaşındayken otuzunu bulunca ölmem gerekir, daha çok ihtiyarlamak istemem, derdim kendi kendime. Şimdi yirmibeşimi aştım. Kırkıma kadar beklemeyi gn?e almış gibiyim.. Korkarım benim gibi siz de kırkınıza geldiğinizde altmışı göze alacaksınız! Aman ne saçma şeyler konusuyoruz! diye, »igarasını fırlatıp attı pencereden Güler Işık. Nuriye hanımın gülmediğini, uzak ve soğuk kendisini seyretmekte oldu ğunu görünce utanmışcasma toparlandı. özür dilerim! dedi. Saçmalayan benim, siz .değil! Delidolu bulduğunuzu, bana kızdığınızı biliyorum.. Ne güzel arkadas olabilirdik oysakü. îsteyin istempyin kopamıyorum sizden işte! öbür kadmlara benzemiyorsunuz. Güzelsiniz çok, biliyor musunuz Nur! Insanca güzel hem de!. Ben de sizi «Nur» diyp, ca?ırmak i = <tiyorum yakın dostlarınız gibi. Nuriye adında bir eskilik var, yakışmıyor size Sİ7 daha gençsiniz, çok genç hem!.. Içini boşaltmak istercesine çabuk çabuk konuşuyordu. Nuriye hanım şaşırmıştı biraz. Neden böyle tatlı sözler söylüyor bana! diye, soruyordu kendi fcendine. Demin ihtiyarhğımı yüzüme vurduğu için pişman mı oldu? O da değil, beni avutmak ister gibi davranışı! Hastaymışım, başımda bir kötülük dolaşıyormuşcasına! Güler Işık daha neler söylemiyordu kü Cengizin de onu çok beğendiğini anlatıyor, Çocuklar da size bayılıyorlar! diyordu. Havanız başka, insan sjzin yüzünüze bakınca hemen cîşte beni anlayacak biri!» diye. düşünüyor. Oğlanlardan biri geçen gün «Annem gibi hoşuma gidiyor!» dedi, ne söz değil mi! Dudaklannda katılmış soğuk bir gülüşle hiç bir sey söylemeden öyle duruyordu Nuriye hanım. Hiç birinizin annesi olmak is . temiyorum, kendi çocuklarımın bile! diye, kızdı içinden. Kendim olmak istiyorum, bütün bağlardan kopmuş, yalnız yapyalnız bir Nuriye! Sahir Kırtayı düşünüyordu ve ağlayası geliyordu. Gene de dimdik. ağlayası geliyordu. Gene de dimdik, sağlam tutuyordu kızın karşısında kendini. Nefret elıyorum, bu vapurdan, bu ir»inlardan, bu kendini beğenmis küçük kızdan! Küçük kız şımdi de, Ne sevindim biliyor musunuz I diyordu. Sizin de Venedikte ineceğinizi düşünüp! Karar kesin, biz de kalıyoruz Venedikte Paramızı hesapladık, yetişecek. Yetişmezse oto stop yaparız, Heldadan, gazeteden ister, getirtiriz biraz para. Korkmayın, kanallara at'.amak, ölmek yok işin içinde. Venediği gezmek, görmek istiyoruz. öyle seviniyorum ki düsündükçe!.. Cengize «Nuriye hanım da orada!» dedim. «Ne iyi!» dedi. Siz Jeanne Moreau'nun bir filmi var, gördünüz mü onu? Sabaha karşı, büyük kanala bakan alan da.. Kurşunî, bombos alan.. Tepeden almışlar filme. Kadın yapayalnız, çantaları yanında. Yeni bir sevdaya, serüvene, kavgaya doğru, kaskatı, içine kapanmıs ve kötü! Ne büyük artist bu Jeanne Moreau ama! Sever misiniz? Karşılık beklemeden başını sallıyordu coşkun ve sevinçli. Seveceğinizi biliyordum! Sonra güvercinler, saraylar uya nan kentle beraber hafiften taşları, renkleri parlamaya başlayan kilise ve alanlar.. Karar ver dik, gidip öyle bir saatte, herkes uyurken, turistler basmadan sarayların morarmış duvarları kenanarmda, bomboş meydanlarda dolaşıp sabahı karşılayacağız. Başbaşa, yapayalnız Cengizle ben!. Değmez mi bütün olanlara, her seye değmez mi? Karşılık bekliyorduk, «evet» desin, güç versin, beraber sevinsin istiyordu belli. Olanların ne olduğunu tam biUniyorum ki! dedi Nuriye hanım. Seni de tanımıyorum öylesinel diye, geçirdi içinden. Bir an önce onun yanından kaçmaktan baş ka birşey düşünmüyordu artık. Ama kız anlamıyordu. Içini çekerek, Keyfinize bakın, dedi. Venedik sevdalılar için biçilmiş kaftan bir kent gerçekten de.. Boş durmak yok büsbütün de.. Çalışacağım, gazeteye birkaç yazı yetiştirmem, para kazanmam gerek.. Vapurda bile biraz yürüttüm işimi Çeşit çeşit insan dolu gemi. Memleket sorunlannı kapsayan bir kaç soru düzenledim, önüme gelene lordum sabahtanberi. O sizin elbise dolabı, Bursalı kız ne dedi biliyor musunuzT Gülüyordu kâhküllerini gözlerine doğru çekerek. Babama sorun onları, ben böyle şeylerden anlamam.. dedi. Neler soruyorsunuz? Türkiyenin bugünkü durumundan hoşnut musunuz? Birinci soru, nasıl bir yönetim istersiniz ikinci soru, Hangi yandasınız, üçüncü soru.. Daha bir sürfl var, güvendiğiniz politikacılar, yazarlar, falan filân.. Gemicilere, öğrencilere, ikincide, üçüncüde kim varsa hepsine sordum.. Denizin ortasında. memleketten uzak olduğu için mi nedir korkusuz konuşuyor millet. Kendini beğenmis, alaycı, bakıyordu Nuriye hanıma. Böylece avukat Melâhat Lok manın, Kozaoğullarının eski Demokrat Partili oldukları meydana çıktı. Gemidekilerin çoğu eski Demirkırat. Içlerinden şirin bir ihtiyar gemici ne dedi biliyor musunuz? «Neden böyle şeylerl kanştırıp duruyorsun. Solcu diye bir parti varmıs yoksa ondan mısın sen de?» dedi. Korkusunun nedenini de açıkladı hemen! «H« çan gelir garıyı gızı alur da orospi eder bunlar.. Biz sana bakacauğuz ya, karı evlât senin nene ge rek derler üste..» Namus elden gider diyor da başka bir şey demiyor adamcağız. Beni de gözü tutmadı sonunda. «Eteği havada orispular bunlar, bir de bizi yazacakmış, bak hele şu kızılbasa!» diye, küfürü bastığını kulaklarımla duydum! Ben sizi sanat eleştirmecisi biliyordum! Boş verin sanata şimdi. İnsan işe benim gibi gazetecilikl* başladı mı o yanı ağır basar her zaman.. Sizde bir şey var bu sabah! Ne söylesem yüzünüz gülmüyor! Bir türlü buzlan çözemedim.. Bakın komik bir şey daha anlatacağım Gene güldüremezsem sizi!. Hani şu Melâhat Lokman var ya, gece Çarkçıbaşıyı ka marasına götürmek istemiş, adam dayatmış gelmem diye, kadın ge ce çok sarhoştu, yukarı güvertede bizim oğlanlardan birisine sa rılmış, ağlıyormus boyuna «sevdasızım, yalnızım, böyle olacak insan mıydım ben!» diye. Oğlan dâ ateşlenmis, sevda arayan bos bir kadın! diye. O kadını mıncık larmış, öbürü ağlar anlatırmısl Meğerse eskiden bunun çok büyük katlardan birinde görevli bir koruyucusu varmış. Yaşlıymış çok herif. Gelsin, ayda bir kaç ke re kucagına otursun, fındıkçılık etsin diye, bin lira aylık bağlamış adam buna. Kim o adam da biliyor musunuz? Kız usulca öyle bir ad söyledi ki, yüzü kanşmıştı Nuriye hanımın. Melâhat Lokmandan olduğu kadar, kendisine pis yatak hikâyeleri anlatıp, üstelik eğlendireceğini sanan eleştirmeciden de iğreniyordu şimdi (Arkası var) ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::: <:::::::::::::::: :;:::::::;::::::: • •••jı;;; ••••• •ttnıtıı •*•••• • t« ı«MtMiı«ııııı*ı Elif ii!lHii;i.ii!iiiniiHiiii£^ IL33 tkönu ve resim: Aynan Başoglu S0ND0GU5 İSTANBUL 6.25 Açılış 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Oyun havaları 7.25 Sabah melo. 7.45 Haberler 8.00 İstanbulda bugün 8.05 Türküler 8.20 K ilânlar 8.25 Bu sabah sizinle e.40 Şarkılar 9.00 Gitar soloları 9.15 Türküler 9.30 Kadın ve ev 9.56 Müzik kutusu 10.05 Arka?ı yarın 10 25 K. haberler 10 30 Konçerto saatl 11.00 Şarkılar II 20 Trnfik 11.25 Oyun havaları 11.40 Oda müz. 12.00 Şarkılar 12 20 Rad. Hafif müz. ork. 12.35 K. ilânlar ı2 40 Çarkılar 13.00 Haberler 13.20 Çigan melo. 13.4C Şarkılar 14.00 Mikrofonda gencliic J5.00 Kapanıs. 16.55 Acılıs 17.00 Volkanlar URns ork. 17.15 Erke*ler fasıl tophılugu 17.40 Çocuklar i;:n 17.55 K. İlânlar 18.00 RelCamlır 19.00 Haberler 19.40 K. İlânlar 19.45 Çaık lar 20 03 Yjarlak masa 20.45 Oyun havaları 21.00 K. haberler 2105 Şart laı 2125 Bitmez tUkenmez Anaaola 21.35 Karışık st/lo. 22.00 Rek'.Amlar 22.45 Haberler 23.00 S«rıXonik müz. 23.35 Gecenln sesi 21.C0 K»p«tSTANBUL İL RADTOSU 17.57 Açılış 18.00 İyi aksamUr 18.30 Küçük kon. 19.00 Çesltll me'o. 13.30 Akşam kon. 20.00 HafU ırüz. 20.15 Plâklar îl.00 Opera kon. 21.30 Gençlerin **vdiklerl 22.00 Türk youmculari 22 30 Caz saati 23.00 SevUea operetler 23.39 Dans edelim Î4.00 Sevllen melo. 00.30 Gcenin m 'eni;l 1.00 Kapanıs. ANKARA 825 Açılıs 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberler 7.05 Sabah müz. 7.25 Şarkılar 7.45 Haberler 8.00 Ankarada bugün 8.10 J. Genel Kd. Hafif müz. ork. 8.25 Her telden 9.00 Sabah kon. 9.15 Sorunlanrmz 9.35 Şarkılar 10.00 Arkası yarın 10 20 K. haberler 10.25 Şarkılar 10.40 Biriikte soyliyelim 11.00 Çocuk bahçesi 11.15 Türküler 11.30 Ceşitll müz. 11.45 Konser saatl 12.15 Kıbrıs saali 12.25 K. ilânlar 12.30 5arkılar 12.45 Türküler 13.00 Haberler 13.20 Plâklar 13.30 Reklamlar 14.00 Trafik 14.05 Dans müz. 14.25 Şarkılar 14.40 Bando müz. 14.55 K. haberler 15.00 Çocuk bahçesi 15.15 Mikrofotıda gençlik 16.15 Şarkılar 18.35 Melodiden melo. 16.55 K. haberler 17.00 Y. sesler 17.30 Radyo Halk okulu 17.55 K. llânlar 19.40 K. ilânlar 19.45 Uykudan önce 19.50 Sarkılar 20.0 Silâhlı Kuvvetler saati 20.25 K. USnlar 20.30 İsteklerlniz mikrofonda 21.00 K. haberler 21.05 Hayata bakış 21.35 Krkekler top. 22.05 T.B.M.M. saati 22.30 Küçük kon. 22.45 Haberler 23.00 Konser salon. 23.45 Gece yarısına doSru 24.00 Kapanıs ANKARA İL RADXOSD 17.57 Açıhs 18.00 Plâklar 18.30 Orkestra kon. 19.30 Günün melo. 20.00 Orkestra kon. 21 00 İzahh caz 22.00 Gece kon. 22.20 Müzik sesleri 23.00 Dünyanın dört bucağuıda » . 3 0 G«ce yarısına doğ m 24 00 Gece ve müz. 1.00 Kapanış. AYSE İLE ALi i? SAATLERİ TEKLİF İSTEME İLÂNI Bir Kapının arahfından, yemek salonunun kiiçük beysz masaları gözüne ilişti. Üıerlerinde, cam mahfazalar içerisinde yelpaze şeklindeki peçeteier, maden suya ve şarap a«#eleri vardı. Hiımetçi kız ortalıjh supürüyordu... Brown »ldflrfllmfistü. sırtına bir bıçak darl>e*i fndirilerek ve ikl kansı «U paraUn alarak kaçmıya yeltenmislerdi... Ama, bütün bunîann hepsi henüz metkiıktü. Ni« Urafında, deniı nfknnda batmakta olan gilnese d*ldı göıleri. Promenade deı Anflais, uzakta, beyaz bir çi»gi hatfnde «;5rünüyordu. Sonra da, tepeleri hâlâ beyaz karl» »rtfllü bulnnan «îagları seyre koynldn. Demek. hesapts, Nis yirra! bes kHometre soltırr.nıJa; Cannes. or. İkl kilometre saŞrımızda.. D.<t arkami74a, deniz onömüzde... Bö; iece bir küçücük dünya yaratnıısiı kafasında; Brown ve iki ksrısının villâsı da bn yarattıiı âl'min tatn merkezini teşkil ediyordu. Güneşin kavnrdogu, mimozaların ve şekerli çiçeklerln koknlar saçtıfı, sarboş sineklerin viTiIdadıfı. vnmnşamış asfaltı Oserinde. ctolsnn açarcan adet mekanik beyinli muhasebe makinası satın alınacaktır Çeviren: SEMİRAMİS na gidip seldiği bir âlemdi bn. Antibes'in merkezine kadar yürümeyi götü tntmadı; halbuki bir kilometre kadar bir tnesafe kalmıştı. Oteline, Hotel Bacon'a geldi tekrar. Telefonla hapishane müdürünü aradı. Müdttr tatilde. Ssraımcısını verin. Tardımcuı yoktur. Ben burada yalnızım. O halde, iki mahpns kadını heraen villaya bans gönderin. Gardiyanı da güneş ml çarpmış, nedir. Telefonun öbiir ncnnda konnşan bu sdamcağizıo da tnhaf bir hali vardı. Kim bilir belki de anig falan içmiştir. Zira kefaleti isteraiye nnnfmaştn. Hemeneecik : Olnr! diyivermişti. l.şinir bitince iade edersiniz. Malgret esnedi, gerindi; piposnnn doldnrdn. Bn gece pipo da ber zamanki lezzetinde degildi! Brown öldürülmü?... tki karısı da... v.s« Ağır «ğır yürüyerek villaya dogrn yollandı. Otonnn kayalara çarptığı yeri tekrar çözden geçirdi. Birden gülmesi tnttn. Acemi bir sürücünün başına bn kazanın gelmesinden daha tabiî ne olabilirdi kiî.. Düz yola çıfcmadan önce sa$a eola biriki hareket... ve bir defa da düz yolu bulda mn, artık döndürraesine imkân yok... Alacakaranlıkta çelen kasap... Ellerinde ağır çantalariyle kacan kadınlar ve yan yolda fırlatılan valiz... Bn esnada lüks bir araba geçti; bnsnsi şoför idare ediyordn. îçerisinde Asyalı bir çebre: Her halde mihracedir, diye düşündü Mai.eret... Deniz kırmızı ve maviydi. Bn iki rengin arası tnmncn görünüyordn. Elektrikler yanmıya başlanuştı artık, ama renkleri henüz nçnktn. Bn kocaman dekor içerisinde yalnız, yapayalnızdı Maigret. Kendi evine giren bir ev sahibi gibi, villanın demir kapısına doğru ilerledi ve anahtan kilit içerisinde çevirdi, demir kapıyı aralık bırakarak sabanlıga çıktı. Kapının gıcırtısına Brown da Sşinaydı her halde. Ağaçlann üzerleri knşlarla doln idi. MaigTet eşiğin fizerinde bir an durakladı, ve kokuyn tahlil etmiye koynldn. Zira ber evin ken dine mahsns bir koknsn vardır. Bu evin koknsnnda da cok knvvetli bir parfüm dnynlnyordn; misk olacak her halde... Sonra, soğuk izmaritlerden çıkan küfiii bir kokn da dagılıyordn havaya. Elektriği yaktı, salona geçti, radyo ve pikapın yanındaki koltufa otnrdn; bn koltnk, muhakkak, Brown'nn otnrdnfn fcoltnktn, çünkfl koltnklar içerisinde en yornlmnsn, yanl en eskimişl bn İdl. (Arkan rar) Bu makinaya alt fennî v« idar! »artname Tlcaret MemurJuğumuzda görülebileceği gibi isteyenlere de gönderilebüir. Muvakkat teminatı (6.000.) liradır. Teklif verme günü 15/2/1966 ssh günfl saat (15) « kadardır. Tekliflerln bu tarihe kadar Müdürlügümüze gönderilmesi lâzımdır. Kansı burada yaptıklarını bilmiyor ki kızsın, ben de evde yaptıklannı. ADANA ELEKTRİK İŞLETME MÜESSESE3İ (Basın Ç. 838311/1390) Adana Beledi&eei Başhanhğından: 1 (200000.00) lira keşif bedelli (11250.00) lira muvakkat teminath beton asfalt makinasının yapılması ışınin kapah zari usulü ile ihalesi 18/2'1966 cuma eünü «ast 15 de Belediye Encümeninde yapılacaktır 2 İsteklilerin bu işia keşif bedeli rutarınds ve ben zeri iş yaptıklarına dair beİRelerlni dilekcelerine eklıverek 14/2/1966 pazartesi akşamına kadar Belediye Baskan'ıgıno müracaatla yeterlik belgesi talebinde bulunmaları sarttıı 3 2490 sayüı kanun gereğince usulüne uveur 1966 yıh Ticaret Odası vesikasını. jjeçici teminat mektııpların muhtevi teklif mektuplarını ihale saatinden 1 saat evveline kadar Belediye Encümeni Başkanlığına vermeleri aprekir. 4 Bu ise ait dosya Yo! Şantiyesinde eörülehilir. 5 Postadaki vâki secikmeler kabul edilmez. (Basın Ç. 848310/138:1) 1965 Kalkınma İslikrazı Tahvilleri Salışa Çıkarılmışfır 717 sayılı kanunla hazinece ihraç olunarak 3 subat 1966 tarihinden itibaren bütün bankalarda saüşa arzedilmis olan % 6 faizli 1965 Kalkınma İstikrazı Tahvilleri her türlü vergi ve resimden muaf olduğu gibi istenildiğl zaman geçmiş çünler faiziyle birlikte paraya tahvil edilebilir ve Devlet ihalelerinde teminat olarak kabu] olunabilir. ' (Basın 8404 A. 874/1383)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle