02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE ÎKf 27 Şubat 1966 CUMHURÎYET Mîlll SAVUNNA STRATEJİSİ Suph: KARAMAN TABIt SENATÖR n başarılı strateji, zaman unsurunu en iyi de gesel savaş ihtimali ve onun içindeki bu gerçek, bizğerlendiren ve kullanabilen stratejidir. Strateleri yeni bir savaş konseptini kabul etmek ve buji tesbitinde politikanın olumlu veya olumsuz etna göre teşkilâtlanmak gibi millî bir ihtiyaçla karkileri vardır. Stratejide zaman unsurunun önemi şı karşıya getirmektedir. politikadan gelmektedir. Başansız veya âtıl politika kötü ve bozuk stratejinin, kötü veya bozuk strateji de güven vermiyen bir savunmanın temcli oiğer taraftan nükleer savaşın karakteri Türlurlar. kiyeyi önemli bir durumla da karşı karşıya Harekât ve Lojistik her tiirlü askerî faaliyetin, getirmektedir. Nükleer karakterde başhyacak ogenel olarak sevk ve idarcnin, uygulanma aracı teş lan Üçüncü Dünya Savaşmın başlıca niteliği özelkilâttır. Sevk ve idare ne kadar üstün, ne kadar likle <baskın> olacaktır. İlk anda harcanacak nükparlak olursa olsun noksan ve bozuk bir teşkilâtleer başlıklı stoklarla savaşın sonu hemen almala amacına erişemez. Toplumlar modern olabilme mazsa savaş uzayacak ve klâsik silâh ve metodlarniteliklerini geniş iş bölümü esasına dayanan kuvIa yürürülecektir. İlk anda sonuç almakla bir tavetli teşkilât ile kazanabilmektedirler. Teşkilâtta raf, kendisini kesin bir tahripten ve uzayacak saüstünlük menfaatlarda üstünlük sağlamaktadır. vaşın zorluklarından kurtaracaktır. Bu sebeple Doğru strateji tesbiti çeşitli teşkilât problemlerini nükleer savaşın birinct niteliği baskın olacaktır. de kapsamma alır. Mübalâğa etmeden denilebilir ki, ilk yarım saatte savaşın yarısı bitirilecektir. Bir sabah radyolanmızı açtığımız vakit savaşın başladığını duyacak ve yakinci Cihan Savaşı biteli 20 yıl oluyor. Bu dö rısından fazla bir tarafın kazandığını öğreneceğiz. Nükleer baskının ilk hedefleri karşı tarafın ayni nemde görülen bölgesel savaşlarm veya diişüsilâhları bulunduran en yakm ve en tehlikeli MEVniilen nükleer savaş tarzının ışığı altında bazı yeni ZİLERt olacaktır. Türkiyenin durumunu bu bafikirlere eğilmemiş gerekmektedir. Daha çok beliren ve bizi yakmdan ilgilendiren olaylar, bugün, kımdan incelemek lâzımdır. Türkiyenin bir cihan savaşına hiç kanşmamasınıri önemi büyüktür. Fabn konuda biraz daha açıklık ve genişliğe kavuskat, eğer bu savaşa giriş kaçınıhnaz ise o takdirmamızı icap ettiriyor. Kıbns olaylan gözümüzü açmıj, ufkumuzu genişletmiştir. Yıllarca önce orta de en geç girmesi en doğru hareket olacaktır. Türkiyenin savaşa bir yıl sonra, bir ay sonra, bir gün ya konuldugu vakit doğmatik fikirler olarak redsonra hattâ bir saat sonra girmesi tercih edilmelidedilen düşünceler bugün uygulama kabiliyeti karannuştır. Gelecek günlerin teminatı ve her şey, dir. İkili anlaşmalarm yarattığı durumlar ve toprealitenin üzerine eğilmeğe, karar vermekte ve uy raklanmızdaki yabancı üslerden yapılacak emrivagulamada geç kalmamağa bağlıdır. Her şeyden ön kiler göz önünde tutularak, nükleer savaşın bu karakteri karşısında Türkiyenin durumu nedir? Buce fikirleri ortaya koymak ve tartışmayı kabul etnu sivil ve asker bütün sorumlnlann düşünmesl, mek lâzırodır. Askerî müesseseler bir ölçüye kadar tâyln etmesi ve çıkıs yollannı bulması lâzımdır. gizlilik içerisindedirler. Bu gizliliğin çeşitli kademelere ve çevrelere göre değisen dereceleri elbette bulunacaktır. Fakat bellrli bir ölçünün dışında kalan savunma meselesi ve fikrini de, klâsik diiıbns olaylanmn izlediği seyir, vaktlyle pollşünce ile, gizli kabul etmek yerinde değildir. Biztikacılanmızm bütün kuvvetlerimizi NATO de veya başka memleketlerde bu gizlilik sınınnın emrine vermekle giriştikleri yanşın hazin sonuclaçok geniş rurulnp tartışmanın yapılmadığı zamanrını ortaya koymuş bulunmaktadır. NATO antlaşlarda savunma problemlerinin zararlı durumlarda tnasına girmiş bizden başka hiçbir millet, bütün sibırakıldığı çok görülmüştür. Demokratik rejimlerde Iâhlı kuvvetlerinl NATO komutanlıklan emrine siyasi tercihler kamu oyunun temayüllerinden alıyermenin bir başan olduğu kehanetine ermemiştir. nır. Çeşitli siyasî tercihler için, siiphesiz, kamu oİç ve dış emniyetimiz, komşulanmızla olan ilişkiyu temayüllerinin de istifade edilebilecek çeşitli lerüniz yönünden bu durumun sakatlığmı Kıbns seviyeleri vardır. buhranı ve açıklanan Jhonson'un mektubu ile gör ıbns sorununun bizim için haiz olduğu çeşitli müş bulunuyoruz. Türk devletinin jeopolitik duruönemli taraflan yanında bir diğer hususta, bu mu ve politik durumu ve tarihî sorumluluğu, bir dâvada siyasî veya hukukî bir yenilgi halinde orkısım birliklerimizi vakit kaybetmeden NATO emtaya çıkacak diğer problemlerdir. Bu problemlerin rinden alıp millî emri kumanda sorumluluğu albizi Doğu Akdenizde, Ortadoğuda ve bizzat vata tında bulundurulması gereğini şiddetle ortaya koynımızda karşılaştıracağı durumlan şimdiden tasarmaktadır. Kıbnstan sonra ortaya çıkması muhtelamamız lâzundır. Hiç şüphe etmiyelim, bu gibl mel diğer problemlere şimdiden hazır olmanın, Dodurumlann çaresinl Ottowa'dan Karaçi'ye kadar ğu Akdenizde, Ortadoğuda jeopolitik müessiriyetiuzanan ittifak bağlan ile çözmek asla mümkün ola mizin devamının başlıca sarö, bir kısım kuvvetimıyacaktır. Bu çareyi, her zaman olduğu gibi, ylmizin millî kuvvet haline getirilmesine bağlıdır. ne kendi ön varlığımızda, millî karar ve mücadeleNATO antlaşması askerî komuta teskilâtında, mizde bulacağız. Bunun için ittlfaklarımızın yanı sıra, fakat onlardan çok daha büyük önem derece harekât, eğitim ve lojistik meselelerde, tarihte örneği görülmeyen bir sistem getirmiştir. Millî kasi içerisinde politikamızı, stratejimizl, savunmamırargâhlar, sonra yukarıya doğru çeşitli komuta zı, teşkilâtımızı, teçhizat ve eğitimimizi, harb sakademeleri ve karargâhlan kendilerine bağlı bünayiimizi millî tutmak ve millî ihtiyaçlanmıza götün millî knvvetlerin harekât, öğretim, lojistik, isre yöneltmek zorunluğundayız. tihbarat ve personel durumlarını en ince ayrıntıMillî Savunma problemlerimlzln, devlet hayatılarına kadar bilmek. direktif vermek ve her dejinın ekonomik, sanayi. tanm ve eğitim gibi diğer şikliği izlemek yetkilerindedirler. Bu karargâhlakonularmdan önemli bir mahiyet farkı vardır. Dinn başlıca yetkileri bulunan Amerikalılar İçin ğer bütiin konnlarda yapılan bir hata toplumun NATO'ya dahil millî ordular hakkında bllinmlyen gelişmesini geciktirir. Fakat sonradan hatanın gö bilçi yoktur. Bölgesel karargâhlarda da komşu devrülüp düzeltilmesi mümkündür. Oysa millî savunletlerin askerî personeli birbirlerl hakkında her şema problemlerinde hatalar çoğunlukla savunma yi bilirler. İzmir ve Napoli komuta kademelerinmeydanlannda ortaya çıkar. Fakat artık iş işten deki ortak karargâhlar personeli sebebi ile de orgeçmişür. Bu itibarla millî savunma problemlerin dumuz hakkındaki her bilgi Yunanlılar, İtalyanlar de daima doğrunun içinde olmak lâzımdır. Millî ve İngilizler tarafmdan biiinir. Kıbns meselesinde savunma sorunlannda doğru olan ise millî ihtiyaç olduğu gibi, birbirleriyle ihtilâfı bulunan komşu lar, millî amaçlar ve millî düşünce tarzıdır. İitifak memleketler için bu durumun meydana getirdiğf ların millî amaçlar ve ihtiyaçlar dikkate alınarak fecaatın büyüklüğü ortadadır. tzmir karargâhuıda yapılacağı bir gerçektir. Fakat bizim lttifaklanmıbulunan bir Yunanlı subayın ordumuz hakkındaki sm millî ihtiyaçlar, millî amaçlar ve millî düşünbilgisi her an bizden fazla olabilir. Daha geçen sece tarzımız bakımından her meselemizi karşılamane bir Yunanlı emekll Korgeneralin ordumuz dığı da ortaya çıkmıstır. hakkında yazdığı ve Cumhuriyet gazetesmde iktibas edilen yazıyı hatırlamak yerinde olacaktır. Bu durumu önlemenin yolu bir kısım kuvvetlerin NATO emrinde bulundurulmamasıdır. Yunanistaeleceğin savaşmın iki türlü karakteri vardır. nın işin başmdan beri yaptığı da budur. Çok kuvvetin NATO emrine verilmesiyle alınacak askeri Savaş ve Üçüncü Cihan Savaşı olarak nükleer bir karakterdir veya 20 yıldır dünyanın çeşitli böl yardımın fazla olacağı ham hayall yıllarca önce gelerinde görüldüğü gibl bölgesel savaşlar halin iflâs etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, askerî dedir. NATO: savunması, teşkilâtı, eğitimi ve her yardımı bölgedeki kuvvet dengesini dikkate alarak yapmakta ve özellikle hitap ettiği kimsenin Ahmet çesit hazırlıklan ile nükleer karakterde bir savaş veya Yorgo olduğunu da dikkatten uzak bulundurkonseptine göre ayarlanmıştır. Taraftarlanna sağladığı emniyet, harekete geçirilmesi, çalışması, et mamaktadır. kenliği bu ölçü içerisinde olacaktır. Nükleer karakterde Üçüncü Cihan Savaşı, belki, uygarlığm sonu olacaktır. Bu sebeple başlatılması güçlük içerisindedir. Ve bir kazanjn sonucu ile veya bir delinin illî savunma stratejisi içinde yeni bir savaş kararı ile olabilecektir. Oysa gerek Doğunun ideokonseptinin kabulü halinde, silâhlı kuvvetlelojik zorlaması, gerek Batının özel teşebbüs milrin müessiriyetini arttırmak için bazı reorganizasyarderlerinin elindeki harb sanayünin kapitalist yon tedbirleri ahnmasma lüzum olacaktır. Bu tedtazyikleri dünyanın her tarafında savaş tahrikçili birler teşkilât çalışmalanndan harb sanayiine kaği yapmaktadır. Bu tahrikler 20 yıldan beri Kodar çeşitli konulan kapsıyabilecektir. rea'den Vietnam'a. Kongo'ya kadar bölgesel savaşBaşanlı strateji. zaman unsurunu iyi değerlenlar! meydana getirmiş, küçük milletleri birbirine diren ve kullanabilen stratejidir. Stratejide zaman ve çok defa da bir milleti iklye bölerek birbirine unsurunun önemi politikadan gelmektedir. Millî sadüşürmüştür. 20 yıldan beri görülmektedir ki, böl vunma problemlerindeki hatalar ancak savaş alangesel savaşlar klâsik silâhlarla ve klâsik savaş me laruıda ortaya çıkar. O zaman da iş işten geçmiş todlan ile yapılmaktadır. Bu arada önemli bir gerolur. Bu sebeple millî savunma problemlerinde daiçek ortaya cıkmıstır. Zayıf taraf için yok olmasının ma doğrunun içinde olmak lâzımdır. Millî savun\e başarının şartı Gerilla savaş usullerinin geni; ma sorunlannda doğru olan ise milli ihtiyaçlar, ölçüde uygulanması ile mümkün olmaktadır. Böl millî amaçlar ve millî düşünce tarzıdır. ••••••••••••• •*•• • •p» :::: :::: OOĞAN NADİ •••• *••• •••• •••• Memurların dramı! Derdi doğru teşhis etmek Hem ibadet, hem mektep Bazı hacıların haçları Bütün yollar oraya çıkıyor Yaşamak denir mi buna? Mukavemet yarışı Çaresi bu değil dan kaldırır, fakat kamn oynndaki süpheyi kaldıramaz. Siz de herhalde öylesinizdir. Ben olsam (Af beklemek de ne kelime) kendi doknnulmazlık hakkunı kendim kullanmaz, koşa koşa mahkemeye giderdim. Ne yapalım? Bir anlayıs meselesi bn. * * * E i •••a • ••• • ••• :::: 3.Dünya Savaşmın niteliği |[ Oerdİ doğru teşhİS D etmek iül İİİİ :::: •••• ÎIII Eğilmemiz gerekir I 1 Bizden başka hiç bir mıllet K • ••â • ••« • ••• • ••« • ••• • ••• >••• • ••« :::: •••> •••• tçişleri Bakanı Sayın Faruk Sfikan verdigi bir demeçte, güney smırlanmızdan devamlı olarak yapılan canlı hayvan kaçakçıhgının çoğaldığını kabul ediyor, bnnon iktisadî sebeplerden ileri geldiğini söylüyor, ve ilâve ediyor: «Van, Kars, Ağn gibi lllerimizde derhal serbest pazarlar açılmalı ve kombinalar kurnlmalıdır.» Sayın Sükan'a gSre, efle kalan, tek çare budur. Iktisadi olmasına elbet iktisadidir ama, böylesine değil gibi görünüyor bize. Canlı hayvan fiatlan Türkiyede ne kadardır, Irak veya Suriyede ne kadar? Eğer bizde meselâ, 10 lira, öte tarafta 20 liraysa, pazar açmak, kom bina kurmakla gidişler önlenemez. Sonra, aynı hndntlardan içeri sokulan mallar, Irak veya Suriyede kaç paraya alınıyor, bizde kaç paraya satılıyor? Eğer, herhangi bir mal, meselâ kumas, orada 5 liraya, bnrada 15 liraysa, gelişler de önlenemet. Evet, işin lktisadi oldufcunda, herkes gibi sayın Bakanla bix de mutabıkız ama. pazarsızlık, veya, kombinasızhktan dolayı değil, bn bakımdan iktisadî. Bütün mesele de onun çaresini bnlmakta. * ** Bütün yollar oraya çıkıyor I I akikaten her seyi döndürüp ^ " dolaştırıp bir Anayasa konusu yapmak bir âdet oldu. Ge çen gün Cumhuriyet'te gözünüze çarptı mı, bilmem. Büyük Millet Meclisinde bir Milletvekili cÇarşamba fasulyası ile hükumetin ılgilenmesinin Anayasa icabı» olduğunu söylerms. O da «müstahsilin emeğınin değerlendirilmesi» noktasından hareket ederek, işi Anayasaya bağlamanın bir yolunu bulmuş. K • •«• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• *••• Hem ibadet. hem mektep I I afta içinde Romadan gelen * * bir arkadaşı karşılamak için Yeşilköye gittim. Bizim ahbap uçaktan yanında genç ve güzel bir kadınla indi. Tabit onu da, bizim arabaya alıp, sehre getirdik. Kadm Amerikah. Karamür •••• •••• II ••• • •• • •• • •• • ••I • ••I • •«I İİİİ Fiyatların bugünkü başdöndürücü yüksekliğı karşısında müf tahsilin hükumetçe ne dereceye kadar korunmaya ihtiyacı vardır, pek anlamam. Yani, acaba, hükumet tütün gibi, fındık gibi, pamuk gibi, Çarşamba fasulyası da mı ahın? Eğer, Anayasa öyle emrediyorsa, alır zaar. Hattâ dükkânlar da • çp fasulyacılıŞa da başlar. mı Ama, bu gidişle, neredeyse meselâ boşanma dâvalannda bile şikâyetçi taraf zulum gordüğünü ileri süpecek, ve «Insan Hakları» bakımından Anayasaya sığınacak. Anayasayı biraz rahat bıraklak. • ** Yaşamak denir mi buna? iii • ••• • ••• • ••« Geleceçin savaşı :::: •••• •••• •••• •••• :::: •••• • ••• • ••• Sonuç g» n sütunlarda, evvelce, birkae ^ defa dokunmuştuk: Özel Hyatroların içler acısı durumo. Ayni konnda, bu işleri pek iyi selde oğretmenmiş. bildiğind* kimsenin şüphesi olc Karamürselde Amerikan mayan, sevlmli Muammer K v mektebi var mı?> diye sordum. raca'nın bir yazısı çıktı. • Evet, dedi, orada ve civarda vazifeli Amerikalılann çoEşsiz sanatçımız, çok haklı ocuklan için.» « Küçük bir s«y larak, yana yakıla ortaya hesaolacak.» < Küçük ama var. bı koyuyor. Bir özel tiyatro, Bir ilk mektep.» yüzde 40 bina kirası, yüzde 10 Kadını köprüde, Yalova vaputelif hakkı, yüzde 25 Belediye runa binmek üzere, iskeleye bıeğlence (!) resmi olmak üzere, raktıktan sonra aklıma geldı: elde ettikleri hasılatın, ilk ağızBiz, sayısı şimdi yüz binlenn da, yüzde 75 inden mahrom kal çok üstüne çıkan, dışandaki işmaktadır. çılerimize ne yapıyoruz? Geriye kalan yüzde 25 le sabBunların büyuk çoğunluğu nenin dekorundan, salonun ısıAlmanya'da. Oraya imam yollutılmasma, artistlerin aylığından yoruz, vâiz yolluyoruz. Alman elektrik ve sn masrafına, sosyal hükumeti Türk işçil«rinin topsigortadan proçram baskısına luca ibadet etmelerini temin kadar, bilmeyenler İçin, akla için salonlar hattâ bazan, vagonhayale gelmedik bir sürü para lar ayırıyor. ödenecek. Ondan sonra da tıHepsi güzel, yerinde, ve lü yatro yaşayacak. zumlu. Ama, bunun yamsıra, bir kaç mektep de tertiplemeyi nedense hiç düşünmüyoruz. Halbuki üzerinde durulacak, bir nokta gibi geldi. * ** 27 Ocak 1966 tarihli Cumhuriyet'teki fıkramda şu MtırUr var : «Bırkaç gun önce Başbakan : Personel Kanunu mart aymda uygulanmaya başlıyacaktır, demiştir. Bu demeci okuyan bütün memürlar maaşlarının artacağı düşüncesiyle sevince kapılmışlardır. Oysa Demirel'in Personel Kanunu malî hükumlerini martta uygulamasına imkân yoktur. Ve memürlar mart ayında gene avuçlannı yalayacaklardır. Demirel bugün verdiği sözü de tutmıyacaktır. Fiyatların yükselmesi, pahalıhğın doludızgın dargelırliler üstüne yüklemnesi karşısmda uyutma politikasına sapmıştır.» Aradan tam bir ay geçmiştir. Dün çok satışlı bir sabah gazetesinde çıkan şu haberi de birlikte okuyalım : «Yarım milyona yakın memur v e hizmetlinin büyük bir sabırsızhk v e ümitle beklediği Personel Kanununun tatbikatı aybaşına üç gün kala geri kalmış v e durum bir tel yazısı ile bütün Defterrasından çıkarmak lâzımdır. Şu darlık v e Malmüdürlüklerine bildirilmiştir. Maliye Bakanlığından pek basit sebeple ki tiyatro «eğgönderilen tel yazısında maaşların eski şekle göre ödenmesi istenlence yeri» değildir. miştir. 1 martta zamlı maaş bekliyen memur v e hizmetlilerin bu Bakalım ne zaman bir anlaümitleri kınlmıştır. yışlı kişi çıkacak da bu acayıp ve ayıp yanlışlığı düzeltecek. Bakanhktan gelen bu yazı üzerine bütün hazırlıklar durdurulHenüz ufuklarda bövle bir simuş, karar memürlar arasında «Nâhoş bir sürpnz» havası yaratluet görünmüyor. Yazık... mıştır. Bakanhğm yazısı üzerine bordrolar eskı şekline göre tan* * * zim edile<!ektir. Gene tazminatlar eski şekil üzerinden tediye olunacaktır.» Bir ay önce yazdığımıı satırlann ferçeklesmesine »evinmiyoruz. Keske biz yalancı çıksaydık da memürlar martta maaşlarını zamlı olarak alabilselerdi. Demirel'in bütün sözleri gibi memurlaName lâzım, şahsen, T.R.T. y« ra verdifi söz de zamanında gerçeklesmemistir. Daha kaç ay sonra gerçekleseceği de belli değildir. Gerçi malî hükümler bakımından acıyorum. Her yerde T.R.T. etra1 Mart 1966'nın esas alınacağı söylenmektedir. Bu soylentinin de fında lâf edilir, her kafadan bir temeli ne dereceye kadar sağlamdır, bilmiyornz. Zira fktidan elinses çıkar oldu. de tutanlann sözlerine güven kalmamıstır. Bu yıl için Bütçeye koParti Gruplarında T.R.T., nan 470 milyon lira, 1 Mart başlangıcı esas alınarak kanunun uyMecliste T.R.T., gnlanmasına yetecek midir? Senatoda T.R.T., Son olarak Güvenlik KurulunTürkiyede memur dâvası simdiye kadar hep yüzeyde ele alında da T.R.T. meselesi göruşulmemıstır. Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkede memürlar, halkın çok ğe başlanmış. üstünde, ama bir mntlu azmlığın çok altında bir hayat düzeyinde Daha da son olarak bir ses de bulunmaktadırlar. Köylünün yıllık ortalama kazancı 900 lira kadar Almanyadan çıkageldi. Alman hesap edilmistir. Sehirde yaşıyan bir memurnn eline ise ayda 900 Hükumetinin, yardım çerçevesi lira geçse de dofra dürüst yasıyamaz. Ev kiralarınm kentlerde 300 içinde olarak, gönderdiği bazı 400 liradan aşağıya düşmedifini hep biliyoruz. Meraur, işi icabı, blr malzeme 1965 yılı başında teslim yandan milyonlarla oynıyan mntla azınlıkla karşı karşıyadır; 5te edildiği halde, bunların monfajı yandan sefalet içinde yüzen halk ile... Gercekte, memleketin yaşayapılmamış. Bu durum da Al dığı dram, bu iki cami arasında bînamaz bulnnan memnrnn da manların yardımdan vazgeçmeledramıdır. Halk m'emurn sevmez. Çünkü memur balka karşı, halkrine yol açmak üzereymiş ve tan yana olmıyan bir iktidann temsilcisi olarak görünür. Mutln Bonn Büyükelçimiz Ankaraya acı azınlığın çok becerikli işadamlan ise memnrlan güçlük çıkartıcı, bir şikâyetname göndermiş. tutucn birer beceriksiz diye ele alırlar. Tatlı işler yürüyecektir. Ama gelir bir raemurda takılır kalır. Filânca kanunnn filânca madNedir bu T.R.T. nin çektiğiî desi, bakarsınız bir büyük menfaatin önüne dikilmiş. Beş yüz lira Başlangıçta yalnız Tırrrrt Osaylıklı memur, beş yüz bin liralık bir işi yatınyor. Nasıl kızmasın manla durumu idare ediyorduk. ftrsatçı ve becerikli işadamı beceriksiz memura? Fakat, genişleye genişleye is, nenedeyse, ,bütün vatan sathma yaBn çelişmeler içinde v e geçim derdindeki memur, kompradoryıldı. Hattâ, görüldüğü gibi, yurt Iann hizmetinde, ama halkın karşısında bir adam tipini temsü etdısını bile sarmaya başlıyor. meye başlar. Memnrlann çofo, içinde bnlunduğu imkSnsızbk çarHani «pişmis tavuğun başma kının ne başını bilîr, ne de sonunn... Maaşlarının artması için yagelmemiş» diye bir sözümüz varzılar yazan gazetetilere mektuplar gönderir. Durmadan halinden dır ya, işte o hai, epeydir, T.R.T. şikâyet eder. Oteden beri kapıknlu zihniyetine alıştırıldıfından, şinin başında. kâyetleri de bu zihniyete uygun Jıiçimdedir. Butun bunlara rağmen, nasıl Oysa memur, bu memleketin aydın ve oknmnş yaımış tabakaoluyor da, duğmeyı çevirınce yisıdır. Bir düşünelim bakalım şimdi: Bu memlekette Gelir Verrisine, iyi kötü bir çalgı, bir iki söz, nin yüzde 60'ına yakın kısmını maaşlılar v e ficretliler veriyorlar. uç beş haber dinleyebiliyoruz, Vergisini knrusu knruşnna ödeyen, v e berkesten fazla yük taşıyan şaşılacak şeydir. memur sınıfına zam için niçin para bulnnamaz? îçeriden dışarıdan gayretlere Bu soruya Maliye memnrlan en yetkill eevabı verebilirler. IUrağmen iyi dayanıyor, bizim T.R. kamlar onlann ellerind'edir. Bir ülkede t a n m kesiminden vergi T. sağlam bir müesseseymiş doğ ahnamaz, i ş adamından vergi alınamaz. tflccanndan vergi alınamaz, serbest meslek erbabmdan vergi alınamaz... Metnurnndan vergi alınır. Ve sonra memur geçim sıkıntısından iki büklüm ol*** du ğn zaman : a r e s ib u Ne yapalım, Bütçede para yok!~ denir. Türkiye mutlu azınlık hesabına çalışan komprador politikasını yürüttükçe butün çalışanlar gibi memnrun iki yakası bir araya ge• şsizliğia çaresini işçi ihracında • bnlmanın rahatlıgına çok ko lemiyecektir. Gerisi fasafisodur. Memurların kurtuluşn ancak Türkiyeyi sfimfirenlerin vurgunlanna paydos demekle mümkündür. lay alıştık. Hangi iş kolunda işMemurlanmızın bu gerçeji iyice anlamalan zamanı gelmiştir. •izlik varsa, o işçilerden bir miktannı, dışanya yollamakla meseleyi şıpşak hallediveriyornz. Yahut, daha doğrusn, öyle zannediyornz. •••••••••••••••••••••••••a Mukavemet yarışı <? Sft Son olarak dört bin deniz işçlsi de, yapılan bir anlasma ile, önümüzdeki ay Norveç'e gönderilecekmiş. Güle güle gitsinler ama bunlar, palyatif denilen, aldatıcı, kandıncı şeyler. Dâvanın esasını ortadan kaldırmaz. Türkiye gibi dört bir tarafı denizle çevrili, üstelik deniz nakliyatı büyük çapta devletin elinde bulunan, yani sonsuz imkânlara sahip, bir memlekette, mantıken, deniz işsizliği olma mak lâzım. Oluyorsa, mutlaka, Devlet Babamızın bir rebaveti. bir gevşekliği, bir aksaklığı var dır. Koskoca Türkiyenin yanında pek küçücük kalan Norveç kendininkiler yetmiyor da, neden dısarıdan deniz işçisi kiralamak ihtiyacınt duyuyor? Neden, ikide bir, yabancı şirketler bizim gemileri kiralıyor da, üstüne, para kazanıyorlar? Bir parça da bnnlan dflşflnmeli. Bazı hacıların haçları | ^ okunulmazlıklarının kaldı^ ^ nlması için Meclise müracaatta bulunulan, ve şimdi çıkması beklenen Af Kanunundan fay dalanacak olan yüz küsur Milletvekilinin «sanık» olduğu suç lan gazetelerde okumuşsunuzdur. Bunlann bansına saşmamak kabil değil. Içlerinde bir takım şirketlere Bu yüzden özel tiyatrolarımızın hepsi, borç, harç içinde bin bir türlü sıkmtıyla guya (süriinüyorlar, dememek için) yasıyorlar. Olmaz böyle şey. Evvelâ bu tiyatrolan «Eğlence yerleri» sı Saym Dig Tabiplerhı Nazan Dikkatine: HAKİK* RİTTER Amerikan ve Alman menşeli ••••••••«••»iaı YAVRUNUZUH HAYAT YOLUNDA EHlN ADIMIARLA YÜRUHEStKÎ İSÜYORSANIZ. Rahatsızhğımı tedavi etrnek ve ıztırabımı azaltmak hususundaki ihtimam ve alâkalarım esirgemlyen İstanbul Üniversitesl Ortopedl Klinlği Direktoru Sayın Doçent Dr. Doğan AKAN, Bajasistan Dr. Bahaettin TIMUÇIN, Dr. Hayri TAMAÇAN, Asistan Dr. EH Elyazar, Dr. Ayhan Akaroğlu, Dahiliye Mutehassısı Dr. Lâtif, Başhemşire Cemile Ertürk, hemşire Hatice Tırpancı, Rahşan Ünsever. Jale Uluğ, Esma Şengel ve masajcl Mustafa Aldoğan'a ve bütün servis personeline mlnnet ve yükranlarımı «unarım. Avukat tilmet Selma YÜCEL Cumhuriyet 2049 TEŞEKKÜR DİŞÇİ AİSRÎ yolsuz kredi açmaktan, sarhoşIukla silâh çekmeğe, sahtecilikten, Milletvekillerine verilen ucnz kumaşları dışarıda pahahya satmaya, Cumhurbaşkanına ha> karetten adam öldürmeğe teşvike kadar türlüsu var. Hattâ bir okulda öğrenciye sarkıntılık etmek bile var. Hadi, meselâ trafik suçunu, ya hut. Toplantı Kanununa aykın hareketi bir tarafa bırakalım. Ya, bunlar ne olacak? Bir defa, mahkeme karanna bağlanmadığı için, ortada suç var mı yok mu, bilemiyoruz. Af, dosyayı orta CİHAZLAR1 DİŞ DEPOSU YALNIZ LİMİTED İSMET İNÖNÜ Bu kitap ne bir öygü, ne bir yergi kitabıdır. İSMET İNÖNÜ'nün hayat hikayesi etrafında bir devrin akışını verir. FİATI 15 LİRA REMZt KÎTABEVI İlâncılık: 1742,20/2 Firması taraiından ithal edilip satılmaktadır. Yakında, yeni bir röntgen T« Ünit partisi gelmektedir. Reklâmcılık: 842/2064 Prof. MÜNİR AHMET SARPYENER DOGAN Tımaktan tırnağa komple kaplama yapılır. AMADOLUDA MÜNHAL YERLERE ACENTELİK VERÎLİR. Traktör ve lâstiklerine ve yol makinelerine BAYİLERİIV1İZDEN BİLGİ İSTEYİNİZ V • "•""• '*•••• BANKAN1Z0AHEMEN BİR Ö6REMCİ HESABI AÇTIRINIZ. Mustafa Akbelen ile M. Rifıt Akbelen'in anaları. Melâhat Akbelen *ile Nedime Akbelen'in kayınvalldelerl. Hasan Akbelen. Aydın Akbelen ve Şefika Akbelen'in nineleri 2« 2.1966 cumartesl güuü Hakkm rahmetine kavuşmujtur. Cenazesl 27.2.1966 pazar günü 6ğlenamazını müteakip Sişli Camiinden alınarak, Zincirlikuyudaki ebedl lstlrahatg&hma tevdl edilecektlr. NOT: Merhumenin variyetlne uyulvak. celan (SnderllTİCM «4«ri*. OLUM SIDtKA KAKESİOÖLU 11» ESGtN NKNG Nl?anl«ndıl«r İstanbul X Şubat lt«6 Cumhuriyet 2078 I DOĞAN LÂSTİK KAPLAMA FABRİKASI Tel: 63 55 65 4 fincü Levent İstarfbul llâncıhk: 941 2069 Oğlumuz MEHMET ANIL'm doğumunda kıymetlî alâka ve yardımları dolayısiyle Gulhane Askerî Tıp Akademisî Baştabibi Nisaiye Kliniğinin dezerli hocası Doç. Dr. Celâl PEKER'e şukranlarımızı arzeder, Dr. Çetta Enuysal, Dr. Abdulkadir Paraç, Dr. Ahmet Uncu, Ebe Sulhiye Pekin. Başhemşire Leylâ Bayır ve arkadaşlarînı tesekkürü borç biliriz. ÖZSARAÇ'LAR Herls: 649 2102 TEŞEKKÜR TEŞEKKÜf? Çok sevgiii oğlum, kardeşimi? SEZAİ ÇEPOĞLü'nun hiç beklemediğimiz bir zamanda ölumu dolayısıvle bizleri valnız bırakmayıp büyük acımızı pavlaşan dost ve arkadaşlarına. hastalığı muddetince her türlü yakın ve sarajmı ilgılerini esırgemiyen çok sevdiği işyeri LEPETIT Ilâç Sanayii Muessesesi Mudür ve mesai arkadaşlarına. hayatta kalması için bütun imkânlarla mucadele eden arkadaşım Doçent Dr Cemi Demiroğlu ile kısa süre kaldığı fstanbul Hastahanesi Dahiliye Mutehassısı arkadaslarıma, telefon ve telgraflarivle veva bizzat gelerek acımızı oaylaşan butun doit ve akrabalarımıza ayu ayrı teşekküre teessürumuz mâni olduğundan Sayın gazetenizln tavassutunu rica ederlm. ÇEPOĞLU ailesi adına Dr. Ahmet ÇEPOĞLU Dr. Alb. ALÂEDDİN DOĞRU'ya AYŞE AKBELEN SUUDf ARABİSTAN müsterek TURKIYE VAKIFLAR BANKASI HAC ve TÜRK HAVA YOLLARI seferleri tân«üık] 1776/2071
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle