05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 2 Şubat lAHtPEÜC AJANSLAR * RADYOLAR • ÖZEL MUHABİRLERİMİZ Morse, «Johnson 2,5 yıllık gecikme ile bnnu nihayet akıl edebildi» dedi New York «.a. AP ViETNAM GUVENLiK KONSEYiNDE zherika, Kuzey Vtetnamı yeniden bombalamaya başladığı önceM gün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine de müracaat ederek Vietnam sorununu dünya teşkilâtına intikal ettirmiştir. devamını sadece lıiLÜlipre lloıııliiirılıııiiiııın UPPHANN Amerika zaman kazanamaz bile her  DIŞ HABERLER SERVİSt merikan uçaklarının 37 günlük bir aradan lonra tekrar Kuzey Vietnam'ı bombalamaya başlaması Ingiliz hükumeti hariç, bütün dünyaea proteıto edilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri UThant Kuzey Vietnam bombardımanlannın tekrar baslamasmın kesin olarak aleyhinde olduğunu açıklamıa v« böyle bir kararın Vietnam meselesint barışçı bir çözüm yolu bulunma sı çabalarını bosa çıkarabileceğini »özcüsü vasıtan il« belirtmiştir. «Kuzey Vietnara Devlet Başkanının yeni teşebbüsünden iki gün sonra Amerikan Hav» kvvvetlerinin bu fllkeye »kınlanna tekrar başlaması, Amerikanın Vietnam savaşının son» ermesini arzn etmediğini ve sozde bans çabalsnnın, dünya kamn oynnn yanıltmak ve Mldınlsnnı yaymak amacını gflden diplomatik bir manevradan başka bir şey olmadığım ispat etmrktedir.* Bu arada Amerikanın çeşitli yerlerinde bombalama aleyhine nümayişler olmuştur. Amerika Senatosunda bu konuyla ilgili oturumda Vermont Senatorü George Aiken, Başkan Johnson'un «hatah bir şekilde hareket ettifini» belirtmiş, bu adamın bir dünya çatışmasına yol açabileceğini söylemiştir. Sifatsız arabuiucu mu?| enel Kurulan tavsiye | niteliğindeki kararından 45 fün sonrs, UThant'ın Kıbrıs konusunda yeni bir teşebbüse jeçtifini görüyoruz. Bırleşmiş Milletler Genel Sekreteri, siyasî işler müşaviri ve yardımcılarından Jose RolzBennet'i Kıbnsla Türkiye ve Yunanistana göndermektedir. 10 şubatta New Tork'tan aynlacak Bennet, L«fkoşede dört, Ankar» \e Atinada ikişer gün kalacaktır. Amerikan A J . ajansına göre Bennet'e verilen görev, «yeni çözüm yolları araştırmak» tır. Dikkat edilirse Bennet garantörlerden Ingilterenin başkentine ugramamaktadır. Sebep, Ingilterenin, bir taraf olarak Kıbrıs sornnu ile ilişiğini kesmesidir. Londraya göre, Kıbrıstaki hüküm ran iki üs uyuşmazlıgın kapsaraın» girmemektedir ve Ingiltere, diğer tarafların üzerinde rantabık kalacaklan herhangi bir lormülü kabul edecektir. Hattâ tngiltere. Genel Knrnldaki şasırtıcı oyayla garantörlüğünfi bile nnnttugunn ispatlamıştır. tngilterenin basiretsiz tutumn, bir bakıma, Londra ve Züricb Andlaşmalarının yalnız çıkarlanna hizmet eden bölüm lerini geçerli ve yürürlükte saydıgı anlamım taşır. Adadaki Banş Gücüne asker vermesini de, garantörlükten zi>ade bir Commonwealth vecibesi olarsk değerlendirmek gerekir. Daha faıla gecikmeden hemen belirtelim ki, Bennet, Tuomioja'nın ölümü üzerine UThant tarafından arabuiucu olarak teklif edilmiş, fakat Türkiyenin vetosuna nğramıştır. Sadece böyle bir gerçek dahi Bennet'in Rumlar ve Atina tarafından baştâcı edilmesi, Türkler ve Ankaraca da soğuk karşılanmasına yeterlidir. UThant payına da hafiflik, düsüneesizlik ve Türkiyeyi ciddiye almamayı ifade eder. Yoksa B. M. Sekreteryası adam kıtlığı mı çekmektedir? Simdiye dek elimize geçen haberlerde, Bennet'in sıfatı belirtilmemiştir. «UThant'ın özel temsilcisi» sıfatı akla pek yatkın gelmemektedir. Zira bölgemizde UThant'ın bir özel temsilcisi zaten vardır: Bernardez! Bennet'in yaklasan yolcnlnğn daha çok, Londra Atina • Ankara • Lefkoşe arasında defalarca mekik doknyan arabulucular müteveffa Taomioja ile müstafi Plaza'nın ziyaretlerini andırmaktadır. Bir hakem edasiyle meselenin esası hakkında kendi görüsünü belirten Plaza'nın acı tecrübe sinden sonra, tarafların ismi üzerinde birleşebilecekleri yeni bir arabuiucu tayininin etiçlfi gii meydandartır. N«ekim lTbant 20 ocakta düzenlediği basın toplantısında, taraflar arasındaki derin görüş ayrılık larından dolayı yeni bir arabnlncu tayininin «bir süre için» imkânsız olduğunu belirtmiştir. Bütfin ynkanda anlattıklan mızdan sonra, insanın kafasına, ister istemez derhal cevap bekliyen şöyle bir soru takılıyor: Acaba Bennet, arabniucu sıfatı taşımıyan yeni bir arabulucu mudur? Kayhan SAGLAMER I Bombardıman ve Güvenlik Konseyine müracaat konüsunun gdruşülduğü Amerikan Senatosunda söz alan Oregon Senatörü Wayne Morse, bombardımanı tenkid ettikten sonra, Güvenlik Konseyi konusunu ele alarak Başkan Johnson'un «iki bncuk yıllık bir gecikme ile nihayet bunn akıl edebildigini» söylemiş, «gene de, bunun hiçten daha iyi oldnğnnn» belirtmiştir. A Güney Vietnama çıkan Amerikan deniz piyadeleri Tasan Güvenlik Konseyinin , toplanmasını istıyen Amerika, bu iıtekle beraber Güvenlik Konseyi bürosuna bir de karar tasand vermiştir. Bu karar tasansında Gflvenlik Konseyine, meseleyi ilgili devletler arasında, amacı 1954 ve 1962 Cenevre anlasmalannın nygulanması olan bir konferanı tertiplenmesi yolunda şartsu olarak derhal mfizakerelere girisilmesi çağrısında bnlnnman teklif edilmektedir. Karar tasansında belirtıldiğı • ne gore, bu yolda bir konferan • sın gündemin ilk maddesinin çarpışmalara tesirli bir kontrolle son verilmesi olmasmın gerektiği belirtilmekte, ayrıca, Güvenlik Konseyinin bu tasarının gerçekleştirilmesinde hakemlık ve arabuluculuk yolları il« yardımcı olması istenmektedir. Tasarıda Çin Hindi hakkındaki yeni konferansın hazırlık toplantısımn yeri ve tarihi hakkında bir teklif ileri sürülmemiştırVietnamı ele alacak olan Güvenlik Konseyinin dün gece geç vakit toplanması beklenmektey di. Küba buhranına ısık tutan mektııp acıklandı Nfikleer savaş nasıl önlendi? E NEW YORK Güvenlik Konsey/ Konseyin toplantısma, başkanlık görevini Fransız delegesi Roger Saydoux'dan devralan Japon delegesi Büyükelçi Akira Matsui başkanhk edecektir. B. M. yasasında yapılan bir değisiklikle Konseye üye seçilen Japonyayı, dünya barısını ilgilendiren bu meselede ağır bir görer beklemektedir. • Üre Bayısı 11 den 15 e yükselen Güvenlik Konseyinde, veto hakkı bes daimî üyenin (Amerika, Fransa, tngiltere, Rbsya ve Çin) elindedir. Salt çognnlnk için yeterli oy sayısı ise 7 öVn 9 s yükselmiştir. Konseyin yeni düzeni ıöyl«dir: Batı ve taraftarları: Arjantin, Çin, Japonya, Ürdün, Hollanda, Yeni Zelanda, Ingiltere, Ame rika ve Uruguay. Komünistlere: Bnlgaristan v ı Sovyetler Birligi Bağımsız: Fransa Tarafsız: Mali, Nijerya ve Uganda Diplomatik gözlemciler, Güvenlik Konseyindeki mfizakerelerin bir hayli hararetli geçeceğini tahmin etmektedirler. Amerikanın bütün suçu, Hanoi ve Pekine yüklemeye çalışmasına karşıhk Rusyanın da «Amerikan saldırısından> bahseden bir karar metnini Konseye kabul ettirtneye çalışacağı anlasılmaktadır. sld Sovyet Başbakanı Kruçef'in Küba buhranı sırasında müteveffa Başkan Kennedy'ye gönderdiği ve nükleer bir karşılaşmayı önlediği ileri surülen mektup, Amerikalı bir gazeteci tarafından bugun açıklanmıştır. «The Missile Crisis» admdaki kitabın yazarı olan Tonelie Abel'e göre, Amenka Dışişleri Bakanlığı, bu mektubu bugüne kadar çeşitli diplomatik sebepler yıizünden açıklamaktan kaçınnuştır. Mektubu ne şekilde ele geçirdigini belirtmıyen Abei, mektubun sadece üç paragrafını tam metin halinde yayınlamıs, dığer kısmını ise özetlemiştir. Tam metin halinde açıklanan paragraflar şöyledir: «... eğer kendinize hâkimiyeti kaybetmediyseniz ve bunun neve yol açacağını idrâk ediyorsanız, savaş düğümünü attığınız ipe daha fazla asılmamanız gerekeceğini söylemek isterim. Zira ipl ne kadar çok çekersek, düğümtt açmak o kadar zorlaşacaktır. öyle bir zaman gelebilir ki, bu düğümO atan, dfiğümü çözecek kudrete sahip olmıyabilir. O vakit tek çare ipi kesmek olâcaktır. Bunun ne demek olduğunu size izab etmeye luzum yok sanırun. Zira herkesten fazla olarak siz ve ben, bunun ne anlama geldigini biliriz. Eğer düğümü sıküaştırmak ve dünyayı termonükleer bir saT»«ın eşigine atmak niyeti mevcut değilse, o vakit ipin iki ucundan asılan kuvvetleri gevşetmeli ve düğümü çözecek tedbirleri almalıyız. Biz buna hazınz . » Abel'e göre, Kruçef mektubun diğer bir kısmında, 1961 yılındakı tarihi Viyana buluşması sırasında Başkan Kennedy'nin, «Domuzlar körfezi» harekâtının bir hata olduğunu itiraf etmesinl memnunlukla karşılıyarak «Aynı hatayı fuzeler buhranını fanâ ederek, Rusyanın da işlediğini» kabul etmektedir. Kruçef, mektubunda füzelerin Kübaya «Domuzlar körfezi» harekâtından dolayı gönderildiğini belirtmekte, fakat bu silâhlann sadece «savunma silâhları» olduğunda ısrar etmektedir. Abel, daha sonra, füzelerin Kübaya gönderilmesini bir hata olarak kabul eden Kruçef'in bu sözlerinin Beyaz Sarayca büyük bir titizlikJe kaydedildiğini belirtmekte ve nükleer bir eehennemin önünü alabilmek için Kruçef'in imâlı teklifinin şöyle olduğunu yazmaktadır: «Amerika Kübaya saldırmıyacağına ve başkalannın da Baldırmasına mfisaade etmiyeceğine dair söz vermelidir.» 26 Ekün 1962 gece yarısı Washington'da alınan bu mektup, hemen ertesi gün cevaplandırılmıştır. Abel'e göre, Kruçef'in bu mektubunu Sovyetlerin Kübadaki füzeleri geri çekmeye hazır oldugu şeklinde yorumlayan Beyaz Saray, cevabl mesajı ona göre kaleme almış, Kremlin de, Kübaya hücum etmiyeceğine dair Amerikanın verdigi teminatı, kabul ederek fuze üslerini kaldırmayı kararlaştırmıştır. (a.a. Radyolar) Banş taarruzu eaten mahkum bulunduğu başansızlığa uğramışbr ve Başkanın diplomatik taktiklerle kaçınmayı umduğu ciddî kararlar, şimdi karşısında durmaktadır. Eğer akılüca kararlar vermek istiyorsa, şu hususu gözden uzak tutmamalıdır: Uluslararası politikada, ancak gerçek kuvvetler dengesini yansıtan çözüm yollan mümkün olabilir. Vıetnamda da aynı ilke hükmünü yürütmektedir, Banş şartlan askeri realiteleri yansıtamazsa, hiç bir çözüm yoluna ulaşılamaz. Kendisi ve Dışişleri Bakanı Rusk, Saygon hükumeti kuvvetlerinln yenilgisini konferans masasmda zafere çevirecek bir eözüm yolu peşinde koştukça, Johnson tekrar ve tekrar hayal kınklığına uğramaya devam edecektir. Aynca Başkan, sırf Amerikan gezicl büyükelçüeri bir çok başkentte nezaket ve anlayışla karşılandı diye olup bitenlerden haberdar dünya kamu oyunun Rusk'ın düşüncelerini gerçekten paylaştığı hayalıne kapılmamalıdır. Öyleyse Başkan ne yapmalıdır? Johnson'ın destekçileri, politikasının eleştiricilerinin Johnson'ın yaptıklanna hiç bir alternatif teklif etmediklerini sık sık tekrarlar. Artık böyle bir iddia, Senatör Mansfield'in raporundan sonra doğru olmaktan çıkmıştn:. Başkan, Senatör Mansfield'in raporundan bugiin için fevkalâde yüksek tutulduğu anlaşılan savaş hedeflerini sınırlandırmalıdır. Stratejisini, bir siyasi çözüm yolunun araştınlacağı ve ergeç g«leceği muhakkak mUzakereleri beklemek esasına dayanan bir trutunma harekâtı biçiminde değiştirmelidir. Senatör Mansfield'in raporu, Rusk'ın General Ki hükumeti veya halefinin hâkimiyetini tüm Güney Vietnama yaymak hedefinin, savaş ne kadar genişletilirse genişletilsin erişilmez olduğunu göstermektedir. Senatör Mansfield'in raporunda vardığı sonuçlann aksini ispatlamak görevi, geçtiğimiz yaz savaşı genişletmekle hata işledikleri anlaşılan ve şimdi de hatalannı örtbas etmek amacıyla savaşın daha da genişletilmesini savunanlara düşer. anş taarruzunun başansızlığa uğraması sebebi, Senatör Mansfield'in savaşın durumu hakkındaki raporunda en inandıncı biçimde meydana konuyor. Başkan Johnson, savaş meydanlannda kazanamadığı bir zaferi, propaganda ile elde etmeğe çalışıyor: Memleketin büyük bir kısmmın kontrolunu yitirmiş Saygon Hükumetinin, Güney Vietnam halkınm gerçek temsilcisi olarak tanıtmak. B MORSE Oregon Senatörü ve idarenin dış politikasıntn amansız elestirilerinden Wayne Mors« söyl» konuşmuştur: «Cumbnrbasksnı Vietnam meselesinde basından beri hatah hareket etmektedir. Bombardımana devam etmekle de bn h«talar silsllesine bir yenisini eklemiştir. Ben, bir fert olarak Cnmhurbaşkanımı severim, ı m ı fllkemi ondan daha çok ıcveKomünist Çin Hükumeti Kuzey Vietnam'ın yeniden bomba lanması kararını, Amerikanın sa vaşı genisietmeğe çahşması, aneak bunun »onunda kendi yenil" gisini hızlandırması seklind* yo rumlamıştır. " Senatör Mansfield'in raporu eğer meselen'n gerçeklerini kapsıjrorsa, tabiatiyle savaş hedeflerimizin smırlandınlması ve stratejimizin değiştirilmesi icabedecektir. Vietkongu arayıp imha etmek gibi ümitsiz bir görevi bir tarafa bırakmalıyız. Strateji olarak, sahil şehirlerinde tutunma harekâtını benimsemeliyiz. Bu muhteşem bir kazanç, göz kamaştıncı bir zafer politikası degildir. Şapka içinden tavşan çıkarmak sihirbazüğı da degildir. Bu işlenmiş bir hatayı tamir, kazanma fiyatını ödiyemiyeceğimiz bir savaşa son vermek formülüdür. Savaşı genişletme siyaseti iflâsa uğrarnadan kayıplanmızı asgariye indirme, harb tamtamlanndan önce aklın sesine kulak verme formülüdür. Çünkü biz ne kadlri mutlak, ne de âlimi mutlakız. Biz, biz Amerikahlar bile her zaman kazanamayız. Fakat mağrur ve büyük bir milletin bir sağduyu gösterisinde bulunmasmm, gelecek için iyi bir manevi yatınm teşkil edeceğinden eminim. (Bu yazının Turkiyede neşir hakkı yalnız «CUMHURİYET» Gazetesine aittir.) Gelecek için yatırım en, kendisini tanımazdıra, 27 Mayıs ihtilâline takaddüm eden günlerde sık sık adı geçerdi; bir yiğit ve doğrn söyliyen adamdı, diye. îhtilâlin, ilk günlerinde imzan «Tfirk Silâhlan Knvvetleri» ikcn hep onun adını aradıkdı» ve g» Iiba ertesi gün radyoda isidip, gazetelerde görünce sevindik. Bi se güven verdi idi. Onu ilk defa, Haziran 1960 bas lannda, Millî Birlik Hükğmeti ve Hükfimet Başkanlıklannı şah sında topladığı sıralarda resmî ilânların kalkıp kalkmamasını kohnsmak üzere toplanmış bir basın konferansına tesadüfen gittiğim sıralarda göriiştük. Ve o gün mu, ertesi gfln mü Çankayada basına verdigi bir kokteylde tanıştıkdı. Ben de seni arıyordnm, dedi. Neden aradığını söylemedi. Kısa görüstük. Takdirkâr hislerimi söyledim.. Kuvvetli bir zat oldnğundan bahsettim: Yok, yok! Mübalâfaya hacet yok! Ben sadece vatanımı M ven bir askerim! demisti. Ama yüreğiniz kuvvetli! dediğimiz zaman: Ha! Bak, o doğrndnr, cevabını verdiydi. Sonradan Istanbnla geldikçe bazan temas etmif tim. Saf duyusu kuvvetli bir zat idi.. Millî Birlik Komitesinin ikiye bölünmesinde demokrasi taraftarlannı o tutmuştu. 14 ler meselesinin ne siş ne kebap yanmadan balledilmis olma sı da insanî vasıflarının neticesidir. îyi insan, temiı yiirekli ve yürekli bir adamdı.. Cıımhnrreisi olmadan evvel yakınlan onnn Cumhurbaskanı olmasını isteyip istememekte ikiye bölündüler.. Bir kısmı daha evvelden bunn onnn aklına koydnlar. Bir kısmı: Bir pırlanta gibi adam için, felSket olnr, dediler. Ahval yardım etti. Zararet hasıl oldn» Cnmharreisi oldu.. Doğrusunu isterseniz böyle şartlar altında o zaman Cnmharreisi olmak çok zot bir işdi, Cumhurreisi olduktan sonra hastalandı. Kim ne derse desin, sıhhatini memleketine feda etti. Cumhurreisi olunca, yal nız kaldı. Partisi yok, zümresi yok Cumhurbaşkanı bn.. komşuları yok, kulübü yok tsler de yüklendi mi, yüklendi.. tki askerî ihtilâl teşebbüsü.. dört koalisyon hükumeti.. bir Temsilciler Medisi, iki Millet Meclisi, iki Senato ve bütün mahallî seçimler onnn zamanmda oldn kolay defil.. Bizim Iâfını gfiç ettiğimiz bâdiselerin o en yüksek hakemi mevkiinde idi.. Dayanmaz bir vücud bu yüke! «Zira bu terazu o kadar sikleti çekmez» Ameriksra tedavi için gtfltfeeğini öfrendiğim zaman bıınlar hep aklımdan geçti.. Samimî, içi dısı bir, acık sözlü ve açık kalbli bir zat idi. Gerek Millî Birlik Komitesi Başkanı, gerek Cumhurbaşkanı olarak memlekete hizmetler etmiştir, Bnnlann kıymetini tarih kaydedeeektir. Yaslı degildir, vücudu sağlamdır. İyi bir tedavi ile daha rahat yasayabilir.. Ama dinlenmesini tavsiye ederlerse ki kendisi de bunn istemiş, diye dnydnk zaten mfîtevazi olan şahsî hayatını, resmî hayatına harcamaktan vazgeçebilir.. O zaman Türkiyeye bir Curahurbaşkanı is ter. Inönfi 1946 seçimlerinden evvel partiler üstüne çıksa, yani parti faaliyetinden çekilse idi: hattâ son seçimlerden sonra parti içi vazife almasa idi; bugün adı ilk hatırlara gelen adam olurdu; lâkin insanı en çok sevenler, en çok yıpratırlar.. Inönü de bn cemiyet kanununun mağdnrn oldn.. Kendi partisi içinde dahi onu bir köseye çekmeye çalıstılar.. Halbuki o Türkiye haritasma zor sığıyordu.. Ne ise bn bahsi eeçelim.. Elbette biz konuşmasak da tarih siyasî hesap bilmemezlikten dolayı kendi insanlarımızı nasıl harcadığımızı yazacaktır. Geriye ne kalıyor? Hep eski an'ane.. Ordunun hiz metini ve halkın itimadını kazanmış bir zat Adını vavmava lüzum görmüyorum. Konusuluyor zaten.. tş oraya varacaktır. Çünkü: Birinci Cumhurreisimiz Atatiirk.. generaldi: îl.inci Reisicnmhurumuz tnönü generaldi .. Üçüncüsü bir sivildi. Zamanın da askerî bir ihtilâl oldu.. Dördünoü Cumhurbaşkanı Gflr sel.. generaldi. Besineisi de öyle olâcaktır ve olmalıdır. tnsanlar bir isi yaptıktan sonra deeil. yapmadan ev ve) düsünmelidir. Bu memlekette ordu her seydir, ve hersev ordudan beklenir. Neden bövledir?. Cünkü alt tarafının adına kendimi? hasıhozulî demisiz.. «Ba«ıbozuk hir cemivet» olunca i<=ter istemez düzeni verindc zümrelerin kuv\etinden ve kadrolanndan favdalanmava tnechnr kalıvoruz.. Ne nzaŞa gidivoruz? Fran<:a Cumhurba<!kanı da hir eenpral<Ji. Hem d e ikinci defa seçilmistir. B. FEI.EK Cemal Paşa Gana Gumharbaşkanı Hanoiye gidiyor Akra, (a.a.) Gana Cnnv hurbaskanı Kvame Nkrnmah Kuzey Vietnam Devlet Baskanı Ho şi Minhin dfiveti üzerine, ya kında Hanoiyi (iyaret edeeek(ir. Daha sonra açıklandığma göre, Ho şi Minh, Nkrumah îngiliz Uluslar topluluğu banş heyeti üyelerinden biri olarak değil, yalnızca Gana Devlet Başkanı sıfatıyla dâvet etmektedir. Bugin 18 de Tanzilâllı Maline CİBALİ KARAKOLUM(6 Hanıazan münasebetiyle kaldırılan tenzüâtlı (Çarşamba) matineleri yeniden başlamıstır. (Telefon: 44 54 02) Heriş: Islâm Zirve Konferansı için 1 9 6 6 Yıh başında Yemendeki Mısır askerlerinin sayısı 100,000 e ulaşmış ADEN (AP) Yemen Kırallık rejiminin Enformasyon Bakanı Haşim Bin Haşim burada yayınladığı bir bildiride, Mısınn Yemene yeniden 11,000 asker gön derdiğini ileri sürmüştür. Bakan, Kıralcılarla Cumhuriyetçiler arasında bir iç harbe sahne olan Yemende bu yeni birliklerin eklenmesi ile, Mısır askeri kuvvetleri mevcudunun 100.000 i bulduğunu ıfade etmiş, Mısınn bu davranışını, Amerikanın diplomatik alanda Yemen Cumhuriyetini tanımasına ^tfetmistir. Haşim, Amerikayı Mısıra yap tığı buğday sevkiyatını durdurmaya çağırmış, Mısırlı lider Nâsırın Yemenin geleceğini Sovyet Rusya ve Komünist Çinle «Pazarlık» etmekte olduğunu söylemiştir hazırlık komisyonu kuruluyor AMMAN (a.a. A.P. Radyolar) ÎJ rdünü ziyaret etmekte olan I I Suudî Arabistan Kralı Faysal, bir basın toplantısı yaparak, Islâm Zirve Konferansı için, Islâm ülkeleri üyelerinden bir hazırlık komisyonu kurularak, çalışmaya baslanacağım açıklamıştır. Kıral, bu toplantıya dâvet edilecek ülkelerin başında, Arap Devletlermın yer alma sının tabii olduğunu be'lrtmıstir. Faysal, «Arap dayanıştnası» ile Arap ülkelerinin zşbırliğı yapması teklifinin birbırini tutmaz olduğu fikrini reddederek, «bir Islâm Zirve Konferansı toplanması fikri yeni degildir» demiştir. Bu fikrin ilk defa Somali Cum hurbaşkanı tarafından savunulduğunu belirten Faysal, «geçen yıl Mekkede toplanan Islâm Konferansı bu yolda karar almıştı. Biz bn çağnya samimiyetle uyduk» demiştir. Çağlayangil İran Başbakanı ile goruşlu Tahran (a.a.) Kalkınma için bolgesel ışbırlıği (R. C. D.) Bakanlar konseyi toplantısma katılmak üzere Pakıstana gitmekte olan Dışişleri Bakanı Ihsan Sabri Çağlayangil, dun Tahranda tran Başbakanı Âmir Abbas Hüveyda ve Dısıslerı Bakanı Ab bas Âram ile göruşmuştur. Çağlayangil ve Âram bugun beraberce Pakıstana hareket edc~eklerdir. Bir Islâm ittifak ya da gruplaşmasının söz konusu olmadığım ileri süren Kıral, tslâm ülkele rini birbirlerine bağlayan çeyin, ittifaklar ve anlaşma hükümlerinden çok daha kuvvetli olduğunu belirtmiştir. Mekkede geçen yıl toplanan Islâm Konferansıda ve Arap Zir ve Konferansında Dünyanın her tarafındakı müslümanlarla, daha yakın ilişkiler kurulmasının istendiğini hatırlatan Faysal, Aralık ayında yaptığı Iran ziyaretinde Arap Dünyasının en önem li sorunlanndan biri olan Filistin meselesinde îranm Arap Ülkelerini destekleyeceğini açıklamasınm önemine dikkati çekmiştir. ÎranIrak anlaşmazlığını çözümleyebilecek bir yol bulup bulamadığı sorusuna, Faysal, soyle cevap vermiştir: «tki tslâm Ülkesi arasmdaki ilişkilerin düzelmesi için, çaba harcamak, bizim görevimizdirj AKBANK 5O Milyon T L . 10 742 65O Sermaye Ihtiyatlar Mevduat Plasman ' bes subat cumartesiden itibaren 1OO Ş u b e ve Dünyanın her tarafındaki muhabirlik teşkilâtı ile orhan boran ve T.Uten : 17 16 30 47 16 31 felefon ; 47 38 30 47 38 31 night club'de Güvenlerine minnettar oldugu muhterem halkımızın hizmetindedir. De Sica'nın filmt İfalyada yasakiandı Milâno (a^.) Vittorio rfe Sica'nın Fransada çevırdığı •Mondo Mnovo (îeni Dünya)» admdaki yeni filmi, ttalyan sansür kurulu tarafmdan yasak lanmıştır. Kürtaj meselesini, gerçekçi bir açıdan ineeliyen filim, Milânoda tansür kurulu üy«leri tarafıa* Uülü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle