28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 15 Şnbat 1966 SAHİFE BEŞ Yüksek Sağlık Şurası foplandı Şuranın gündeminde bazı yeni tüzük tasarıları yer alıyor ANKARA (a.a.) 1966 yılının ilk Sağlık Şurası dün aaat 10 d« SaJ. kk ve Sosyal Yardım Bakanhğında toplanmıstır. Sağlık ve Sosy.0 Yardım Bakanhğı Müstesan Dr. Nusret Kjek'in Şurarun çahşmalarında başan ditoloji tüzük tasansı, leği ile açtığı toplantının günde• Kan Bankası döncr aermaye minde su maddeler yer almıştır: yönetmeliği, • 20 adet adlî ihtibar vak'ası ile • Yataklı tedavi kurumlan if. tababet ve suabatı san'atlann tat letme yönetmeliği ile diğer konun icrasma dair kanunun yerlno lann ve Bakanlığın 1965 yılı çalıj kaim olmak üzere hazırlanan tıp malarma ait raporlann mcelenm* meslekleri ile yardımcı tjp meslek si. leri kanun tasansı, • Tababet uzmanlık tüzüğü teinel prensipleri, • Tiirk Eczacılan Birliği Deon ARNAVUTLUK YAZ1 ve FOTOGRAFLAR: YILMAZ ÇETINER BİLINMEYEN • I Galatasaraylı Ahmet Zogu'nun başardıkları ve başaramadıkları İstanbul Şehir Operasında Don Pasquale'ın provaları sona ermiştir. 18 Şubatta başlıyacak olan bu Operada, Fransa, Alman/a, İtalya ve S. Rusya sahnelerinde büyük başarılar kazanan, hakkında birçok kriükler çıkan Soprano Ferhan Onat oynıyacaktır. Yukardaki fotoğrafta; Reiisor Elmar Voigt, Soprano Ferhan Onat, Bariton Özer, Sezer Tenor Doğan Onat ve Atilla Manizade görülüyor... Sarıkamış'ta fakir öğrenciler giydirildi FERHAN ONAT DON PASQUALE'DE vet... Ahmet Zogu Arnavutlukta belki bir takım yenilikler yapmak istemiştir, ama «Buna muvaffak olmuştur» demek pek kolay değil her halde? 1 ISKENDERUN Dun gece Domuzburnu açıklarında dort Suriyeli kaçakçı motoru ile J13 devriye motoru arasında bir mü•ademe olmuştur. tki laat lüren müsademe «ıra•ında sahile çok yakm bir mesafede ve içinde kahve yüklü bulunan bir motor batırılmış, bu motordaki beş Suriyeli yüzerek «ahile çıkıp fcir ormanhğa sığınmışlardır. Dığer iki motor Suriyeye kaçmış, bir tanesi yakalanarak Iskenderuna getirilmiştir. Motordaki 12 ton kahve musadere edil miş, mürettebat Adliyeye verilmiştir. Ayrıca, topraklanmıza sığman 3 Suriyelinin yakalanması için devriye çıkarılmıstır. SARIKAMIŞ Sarıkamıs 9 ncu Tumen Komutanının eşi Mesıha Asutay'ın Başkanhğında ve subay ile astsubay ailelerinden teşekkül eden bir heyet, top ladıklan yardımla bir çok fakir öğrenciyi gıydirmiştir. Komite ilk olarak Sarıkamıı merkezinde bulunan Halitpaaa llkokulunda okuyan fakir öğren cilerin 112 sinin kışhk paltolan dahil bütün giyim ihtiyaçlannı temin etmiş, aynca ogTetım sü relerince kırtasiye masıaflarını da deruhte etmışlerdır. Subay ve astsubay hanımlannın bu örnck hareketi çevrcde memnunluk yarutmış va olumlu karşılanmıştn. Çünkü; insan o devirden bugüne acaba ne kaldı? diye dıisününce; ortada elle tutulur gözle görülür bir şeyler bulmak istiyor... Ve anlaşılıyor ki; çok sert bir iş mücadeleden muzaffer olarak çıkan,; tacı tahtını bilek zoruyla alan Ahmet Zogu, saltanatı bo>'unca kazandıklarını muhafaza etmek için didismia ve bütün gücünü sadece buna kullanrruştır!. Yankesici kadınların yeni numarası: «BAYILMA» «Istanbuldan Tirana g elen paşamı bu?» Kadri Karaosmanoğlu «Zorakı Dıplomat» adlî eserinde 19341935 yıllan arasında B. Elçi olarak bulunduğu Arnavut luk ve Kıral Zogu hakkındaki kanılarını nasıl anlatıyor?. «Her sabah öğleye doğru yan ucunda kuçuk bir Türk bayrağı çırpınan yepyeni, pırıl pırıl bir Buick otomobilme atlayarak de re tepe uzun gezintilere çıkıyor du. Yolumuz ustünde rasgeldiğimiz ve ne kimin olduğunu ne de adlarını bilmediğimiz bazı mandıralara, izbelere köylere uğ ruyor, hoşumuza giden bazı kır kahvelerinin çardağı altında otu ruyor; bize yanaşan yerlilerle Yem fdbrikası kurulacak SAKARTA Türkiyenin 9 ncu büyük Yem Fabrikası 1968 yılı içinde şehrimizde kurulacak tır. Yem Sanayii Ortaklığınm 31 milyon sarfı ile kuracağı fabrika için gerekli hazırlıklara başlanıl mıştır. Kurulacak fabrikanın yılhk kapasitesi 10 bin ton olacak, böy lece bölge hayvancıhğının gelistirilmesi sağlanacafcnr. Bir sakanın 3360 lirasını çaldılar Alâeddin BİLGI atih, Malta semtinde bzel arabayla gezen beş yankesici kadın, dun «bayüma» numarası yaparak tesadufen yoldan geçmekte olan bir sakanın 3360 lirasını çalmışlardır. Dun, «Dolandıncıhk Masasında» sabıkalı yankesicilerden Neriman Ateşguneş, Fatma Babaöz, Nazlı Çeükdag ve Firdevs Selviçine konulması için, diğer kadınyı teşhis eden saka Bilâl Özdemir, lar» yardım ettim... Ve taksi şobu kadınlar tarafından ne şekılförü çaza bastı.. Uzaklaştılar.. Ade soyulduğunu şöyle anlatmışradan yarım dakika geçmemişti tır: ki, elinii cebime attım... Ve işte o zaman, dünyalar sanki başuna «Arabanın kapısı sçıldı yıkıldı.'.. Cebimde bulunan borçla ve bir kadın bayılarak yere düşn ödemek için biriktirdiğim 3360 tü.» liram çaunmıştı... Taksinin ar« Öğleden sonraydı.. Hamidikasından bağtrdım, koştum, yaye suyunu atlı arabamla mahallekalattım .. Fakat biri kaçmıştı..» ye dağıtıyordum. ÎVIâltada giderBilâl Özdemir'i soyan kadınlaken bir taksi yanımda durdu ve rın üstlerinde yapılan bütün arakapısı açıldı. Derken bir kadın, malara ragmen para bulunmamıştaksinin kapısından ansızın dışarı tır. Bu arada yankesicilere ait olsarktı. Bayılmıştı.. Taksinin içinduğu sanılan taksiyi ehliyetsiz de daba üç kadın vardı. Onlar da kullanan Mıgırdıç Baskayaoğlu a dışarı fırladılar.. Bir bağmşma, dındaki şofor de yakalanmış, nebir heyecan... Ne olduğunu şaşır zaret altına almrnıştır. Ancak Mıdun.. Bayılan kadının taksinin Igırdıç da, bu olaya farkında olmadan karıştığını, arabayı bir arkadaşından aldığını, fakat ehllyetl olmadığı için, hâdise sırasın da korkup kaçtığını belirtmiştir. Halen firarda bulunan ve ismi tes bıt edilemiyen beşinci yankesicinin parayla birlikte saklandığı tahmin edılmekte ve soruşturmaya bu yönden devam edılmektedir. B akınız büyük edip Yakup F ten sonra soförümüze dönüp: «Bu Istanbuldan Tirana yem ge len Paşa mı?» dıye sormuştu. Üy le fukara çocuklara rashyorduk ki bize demet demet kır çıçekleri hediye ediyorlar ve kendilerine para vermek ıstediğımız zaman, mahçup mahçup red ederek çekiliyorlardı. Bu, güzel bir memleket ve bu âsıl bır mılletti. Acaba, bize, uzaktan niçın okadar kötü gorünmüşlerdiî Ve hâlâ butun dunya ya öyle gorunüyorlardı? Resmî Arnavutluğu ve bunun dayandığı «Yüksek sınıfı» tanıdı ğım vakıt bu suâlin cevabını verebilecektim. Zira, hemen görecektim ki, resmî Arnavutluğun butun kadrosunu «Yıldız Sarayının» sılâhşorları ve yahut onlara benzer kimseler teşkil etmekte, yüksek sınıfın başlıca unsurları da Boğaziçi yalılannda har vurup harman savuran Rumeli eşrafı dedığimiz aileler içınden çıkıp gelmektedir™ öyle ya, Avrupanın burnu dibinde kurulan bu genç Kırallık, iç idareyi keyfiliğe, zorbahğa; dış politikayı ecnebî koleliğıne bağlayan bir hükumet sistemini, Yıldız Sarayı ile Babıâhden baş ka nereden bulup çıkarabılirdi? Üstünde hüküm sürdüğü halkın fukara çocuklan kendilerine can ve gonulden yapılmak ıstenen ihsanı ellerinin tersıyle iterken bu devlet, bir avucunu doğu komşusuna, obür avucunu batı komşusuna açarak durmadan pa ra dilenmek zilletinı kimden ögrenmısti?» Kardeşini öldördö Kral Zogu ve Kraliçe Geraldin'e 2. Dünya savasmm son günlerinde Stokholm'de... miz, duyduğumuz tntibalan bır araya getırıp üzennde bır parçacık düşününce; Arnavutluğun bugünkü ıdarecılîrının nıçm «Dün'ü» bilmemizi istediKierinın sebebi anlaşılmıyor mu? Bugün, Arnavutlukta sıyasl polisin ınsanlara ara.tn vermedığinden şikâyet edıldiğinı söylemiştim.. Ama, görüıüyordu ki, o zaman da Damba?ka bir haliye sıstemiyle Zogu «teror» havası ya ratmıştı memjeketiade!.. Sonra şurası da bilinen bır ha kikatti ki; Kıral elrafını bir ta kım menraatçı gruplar sarınıstı. Bunlar, o devırde Arnavutlukta yapılat'ak her iştpn koroisvon almadan prpjeyi ta.sdik ettırme^ lerdi. • Nıtekim 1935 te bir Arnavut mılletvekilının Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na söylediği şu sözler devletin manzarasım, perişan halini göstermesi bakımından çok mühimdir : «Sefir haıretleri, Sefir haıretleri! Bizim aramızda satılık olmayan tek kisi yoktnr! Kimimiı Sırp nsağıyıı, klrnimi» îtalyan kölesi. Hançi taraf fazla veri rse oraya kapılamnı. Ama simdi müzayede devri bitti artık. Şimdi, Kıralımızdan candarma çavuşuna kadar hepimiz «Makarnacılann. emrindeyiz!.» kinghamshire'de 40 odah bir konakta geçirdi. 1945 e doğru, Dünya Harbi sona ererken Kıral Zogunun içinde yine tac ve tahtını ele geçırmek arzusu uyanmıştı; bunun için Arnavutlukta bir yeraltı mukavemet teşküâtı kurmağa çalıştı ama; Enver Hoca'nın «Halk Cumhuriyetini» ilân etmesi üzerine bu teşebbüsünden vazgeçti... ŞUBAT 15 SEVVAL 24 c O Ifatsı V * • V. 3 1 6.54'12.28 15.22 17.43 19.14 I S 1 5.17 E. 1 112 8.46 9.40 12.00 1.32111J6 SAKARYA Kaynarcaya bağlı Sarıbeyli köyünden Sami Taşkın öz kardeşi Ismaili miras yüzünden tabanca ile öldürmüştür. Beş ay önce işlenen cinayeti, bugüne kadar gizleyerek kardeşinin kaybolduğu yolunda jandarmaya ihbarlarda bulunan Sami. amcasının oğ lu Necati Taskın tarafmdan yakalattınlmıştır. ^ııııııınııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiHiıııınııııııııuıııtl 3 ŞŞ E ~ ~ = S •Ş = E E 5j S S Ş = S Ş jŞ 3 i B e ş g u n doğum s a n c ı l a n çeken bir k o m ş u n u n yirmi yaşındaki ejıni, kuş uçmayan çam boyu, kar yığmlan üzerinden altmıj kadar sal üzerine yatırarak yola çıktık. Üç saatlik bir yolu bin bir güçlüklerköy delikanlısıyle, fırtınah ve 6 derece altmda sınktan yapüğımız le altı saatt» gelebildik, Nahiyenin mezarlığına gelince aklımız basımıza geldi, hastaya baktık ölmüj, nahiyede cenazenin namazını kılıp oraya gömdük. Dünya kurulduğu günden bugüne kadar köyümüze motorlu vinta girmerciştir. 1964 ve 1963 yaz aylarında eli kazma, kürek tutan ber vatandas onar gün el birliğiyle 24 saatlik mesafeye kadar yol yaptık, sekız mahalleden ancak birine kadar kamyon getirebildik. İlkbaharda yağnn jağmurlar sebebiyle yollarımız tamamen bozuldu. Şimdi ise; Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneğini resmen kurduk. Bu yazım.z gazetenizde çıkarsa bizleri ve gurbette çalısan hemşeh. rilerimizi teşvik edeceğinizden dolayı yardımlarınızı istirham eder, hürmetlerimi sunarım. Süleyman Irs Göynükören Köyünde Kurjunlu Çankın UNUTULÂN KÖY "Vaktiyle Fizan vardı, şimdi de Tiran!,, Arnavutluk ve Kıral Zogu hak kındaki intibalannı zaman zaman bizzat sayın Vakup Kadri Karaosmanoğlunun ağzından da dınlemişimdir... Elçi olarak ora ya giderken «VaktiylB Flzan vardı, şimdi de Tiran!..» diye mınldandığım soyleyen üstad; Kıral Zoguyu gayet ısabetlı tahlıl eder, onun kötü yönlenni de iyi tarafuu da ortaya koyardı» Bu intibalannı sayın Karaosmanoğlu yine «Zoraki Diplomat» mda ise şöyle dile getirmektedir: «Zog'un bütün doğulu hüküm darlar gibi bir çok kusurları vardı. Devlet başma çapraşık ve belki de kanlı bır yoldan geldığıne ve yerinde tutunabılmefc için hemen hemen Abdülhamitvarı bir muhafaza sistemi kurduğuna hükmedilebilirdı. Ma la, paraya çok düşkün olduğu da şüphesizdi... Fakat, Zoğ, ner şeye rağmen memleketinin ölçü lerine rağmen bir «Nizam» ada mıydı.» Zogu, Galatasaray lisesinde okumuştu .. slında cesur bir adam olan Ahmet Zogu Arnavutluğun tanınmış dört ailesinden Zogolli'lerin oğluydu. Manastırdakı askerî okulda bir müddet oku* duktan sonra Zogu, tstanbula Galatasaray Lisesıne gonderılmışti... Bu yüzden Türkçeyı tıpkı bir Turkmüş gibi konuşur, şnr ve edebiyatla meşgul olurdu... Hattâ bir ara rahmetli Hakkı Tarık Us'un Vakit gazetesınde muhabirlik yaptığı söylenırdı... 29 yaşında Cumhurbaşkanı, 32 yaşında Arnavutluk Kıralı olan Zogu, pek çok ölüm tehlikesi atlatmıştı. Zogu, kıral olmazdan önce, ka* rısını Muslüman âdetlerine uyarak boşamış ve sonra bir Macar kontesıyle evlenmişti... Çok güzel bır kadın olan 22 yaşındaki Geraldine Apponyi Arnavutlukta o günlerde «Macaristan Beyaz Gülü» diye isimlendiriliyordu. Evlendiği zaman Zogu'nun yaşı ise 42 idi... A «Yorgunıım» diyen kaatil Kıral Zogu'nun oğlu Leka henüz 10 yaşmdayken sohbet etmeye çalışıyorduk. Bun lar arasında tek tük Türkçe kcnuşanlar vardı. Fakat, hemen hepsi, yedisinden yetmişine kadar hemen hepsi, bize karşı öyle bir yakınlık ve samimilik gös termekte idıler kı, bunlarla Turkçe konuşraaksızın dahi anlaşmak, ahbaplık etmek mümkundu. Çok defa aramızda, göz yaçartıcı dostluk sahneleri bile oluyordu. Bir gün Elbasan civarında ihtiyar köylülerden biri, ağır ağır arabamıza yanaşmış ve AyYıldızlı kırmızı bayrağı «Osmanh, Osmanlı» deyıp alnına, yü züne, gözlerine sürerek öpmüştü. Başka bir gün yine yaşh bir çoban bizi, uzun, uzun, tath tath âdeta hasretle seyrettik İlkokullara da | Resmî Gazete | gönderilemez mi? | Resmî tatil günleri haricinde S her gun devlet dairelerine (llko jj kul Müdürlükleri hariç) birer = Resmî Gazetenin gonderilmekte = olduğu herkes tarafından bilin ~ mektedir. Hukumetin çalışmala S rını ve parlâmentonun faaliyet js lenni gösteren ve kabul ettiği S kanunlan yayınlıyan bu organın îr . „ x..v:, â t , «nnHprilmMİ Ş neşri Ve teşkilâta gönderilmesi = çok yerinde ve önemli bir huku s met faaliyetidir. s llkokul müdürlükleri de başlı j= başma bir resmi daire olduğu E halde, ne yazık ki devletin resmî ~ organı ve yayım vasıtası olan jŞ Resmî Gazeteden mahrumdur. S Bu meyanda bugün ilkokulla S ra haftada bir gönderilen Teb S liğler Dergisi okullarla ilgili S mevzular dışında yazarlara ve kitapseverlerine reklâm vazifesi Ş görmektedir. Şöyle ki: «... yazar £j su kitabı yazmıştır, öğretmenle = re elverişlidir, surada su fiatla = satılmaktadır» der. Bir öğretmen 2 kendisine lüzumlu kitaplan bi ~ lir. Aynca yeni kitap bastıranlar 5 ve okullarla ilgili herhangi bir 5araç veya gereci temin eden şa Ş hıs ve tesekküller bu hizmetle Ş rini çeşitli vasıtalarla ilgililere = duyurmaktadırlar. Ş Eğer yanılmıyorsam Tebliğler Dergisinde yayınlanan birçok mevzular taten Resmî Gazetede neşredilmektedir. Bu bakımdan benim de ügililerden dileğim şudur: îlkokullara da, rıeşredilen Resm! Gazeteden birer adet gönderiîmesi çok yerinde bir hizmet olur kanısındayım. Hürmetlerimle. Hflseyln ÇELtK Klrazalan îlkokulu Md. Yumfeli S ş S ~ S 2 Ş ~ = S S S = mahkemede konuşmak istemedi Avram Balcı'yı öldürmekten sanık Agop Muslıoğlu ile Turgut Işık'ın yargılanmalanna dün başlanmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan durusmada Agop, îzmitten getırildiğini ve çok yorgun bulunduğunu ileri sü rerek, «Konusamıya^ağım..» demiştir. Dığer sanık Turgut ise, arkadaşından fazla bir şey söylememiş ve sadece, «Ben Avram'ı öldürmedim.ji demıştır. Duruşma, tanıkların dinlenilme si için başka gune bırakılmıştır. Devleti zarara sokanlar Ben Izmır üeüen lerbıyesı Bolge Mudürluğunde muhasip olarak çalışmakta idım. 1961 yılından beri bu teşkilâtta türlü suıistimaller, turlü yolsuzluklar ve kanunsuz işler yapıhyordu. Bunu senelerce içimiz parçalanarak sejTettik, fakat daha fazla dayanamadım ve durumu bir dilekçe ile âmirimiz olan îzmir Valisine bildirdim, ama çok geçmeden elime bir kâğıt tutuşturdular, «anki yolsuzluk hâdiselerini ben yapıyormufum gibi bu kâğıtta emekliye »evkedildiğim bildiriliyordu. Hâdise, gazeteler* intikal etti ve Ankaradan müfetti?ler geldiler, bölgeyi tefti? edip gittiler. Bu arada beni de dinlediler, kendilerine 20 maddelik bir yolsuzluk hâdisesini deUlleri Ue bildirdim. Neticede 1UJ965 tarihind* teftl» 3^3/466093 layı ile Beden Terbiyesi Genel Müdür)üğünden bir yazı aldım. Bu yazıda, gereğinin yapılacağını büdiriyorlardı. Ama aradan aylar geçti, gere$i bir türlü yapılmadı, bunlann lçinde fatura tahrifatı bile vardı, 1609 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması lâzımdı. 10 aydanberi bir çok Bakanlığa dilekçe ile müracaat ettim ve olayı bildirdim, fakat bir les leda çıkmadı. Bu suiistimal olayının kapanması, devletin menfaati bakımından oldukça zararh bir şeydir Devlet 5 yılda açağı yukan tam 100 bin lira »arara » > <• kulmuştur. Hulusl Tanal 304 «okak 3/C ÎZMİR Ayancıkta Tanrı gokten yere ınıp bır meslek seçecek olsa idi, öğretmenüği seçerdı. Bu manevi övgüleri her birimiz en selâbiyetli ağızlardan belki yeri geldikçe birçok kere işitmişizdır. Şimdi ise öğretmenliği Personel Kanununun dışında bırakmak ise teyenler var. Onu bir meslek olarak kabul etmiyor bunlar. Bence Tanrı yere inse idi. Türkiyede öğretmen olmazdı. Çünkü huzursuz olmak istemezdi. Çünkü hayatından €min olmalc isterdi* Çünkü elâlem Ankarada koskoca nım kızına çizmtt umarlamak için man kunduracüan beğenmeyip ha iki öğretmen maaıı barcayıp Istanbula gittiği »m»n o da bes y» »ındaki çocuğuna nkıntı çekmeden bayramdan bayrama bir çift ayakkabı almak İ5terdL Çünkü senelerc* beklediği Personel Kanununun HigınH» bırakUmak: istemes di. lnsaf edin, bizi bu büyük vazifemizde yalnız bırakmaym, milleti temsü edenler ona hizmet edenleri görün, bakar kör olmaym. Eğer içinizde öğretmenlerden bir kelime öğrenen varsa, ona karjı vazl fenizi hatırlayın, basöğretmen büyük önder Atatürkün yeni nesil si rin eseriniz olacakbr, dediği zaman çoğunuz o nnnTim yeni nesli idiniz. Herkea eserleriyle övünürken bizi bu fereften mahrum etmeyiniz. Lutfen vicdanmmn sesl il« har» ket edip isabetll kararlarmızla yaşama hakımıza, insanlık hakkımızı iade edin Gemlik Mnratoba Köyü Öğretmenlik ne ! hale geldi!. . "" Hazineyi alıp kaçan bir KıraÜ.. ttalyanların yakmı olarak tanınmasına rağmen, Kıral Zogu en büyük darbeyi, 1939 senesinın bir cuma sabahı Mussolini'den yedi... Senelerdir, Arnavutlukta çalışan Italyan mütehassıslar aslında, bu küçük kırallığın işgal plânlannı hazırlamışlardı... Zogu ise bunu anlıyabilecek durumda değildi... Böyle, içerden hazırlanmış bir muharebeye, esasen gücü olmayan Arnavutluk; üçbeş gün devam eden mukavemetten sonra îtalyanlara teslim oluverdi... Ancak, «mala ve para'ya çok düşkün» lüğüne yukarda işaret ettiğimiz Zogu, herhalde Arnavutluk hazinesinin kendisine ait olduğunu düşündü ki; genç karısı ve üç günlük oğlu «Leka» ile beraber Arnavutluk Milll Bankasının külçe altın halindeki bütün mevcudunu da (4 milyon sterlin) alarak memleketini terketti... Maiyeti ile birlikte önce Yunanistana, oradan tstanbula gelen Zogu, harb senelerini Buc "Aramızda satılık olmayan tek kişi yoktur! „ Bütün bu olaytan, dinlediği 2000 valizle Mısıra gidiş.. Boş durmayı, mücadelesiz ha' yatı sevmeyen Ahmet Zogu, Arnavutluğa tekrar hâkim olmak umitlerini kaybedince Ingilterede daha fazla kalamadı... 2. Dünya Savaşı bitmişti... Milletler yeni bir nizama girmenin arifesini yaşıyorlardı... tşte o günlerde Mısır Kıralı Faruk, Zogu'yu Kahıreye davet etti... Sabık Kıral. eşi, oğlu, 30 kişilik maiyeti ve 2000 parça valizle Mısıra gidip orada nispeten huzur duyduğu bir hayat geçirmeye başladı, ama 1953 te Faruk'un devrilip Nâsır'ın iktidara gelmesi Zogu'nun yeniden başını derde soktu... Yeni hükumet, Arnavutluğun eski Kıralınm vergi kaçakçıhğı yaptığını ileri sürüyor ve mahkemeye veriyordu... Bu badireden kurtulunca Ahmet Zogu Mısın terketti. Ve Fransız Rivierasında bir köşk tutup beş sene orada kaldı. Oğlu Leka da artık iyice büyümüştü. Sorbon'da okuyordu. Fakat bu çocuğun bir talihsizliği vardı ki, iki metre on santimi bulan boyu gittikçe de uzuyor ve istediği gibi eğlenmesine mâni oluyordu... Paris'te Arnavutluk sabık Kıralınm oğlu «Der Leka» diye anılıyordu... Düğünde tabanca ile öldürüldü ADANA Abdioğlu koyünde önceki gun yapılan duğun jırasında 35 yaşlarındaki Ali Hikmet Yesilova, tabanca ile öldurülmüştür. Düğün «ırasında bir odada icki âlemi yapan misafİTİerden Sezai Öztaş, şarap istemiş, Ali Hikmet Yesilova da sarap bulamadığından rakı getirdiğini soylemiştir. Aşın derecede sarhoş olan Sezai, şarap yerine rakı ikram edilmesine sinirlenmiş, tabancasını çekerek; sağa, sola beş el ateş etmiştir. Kurşunlardan biri, evin sahibi Murat Sefil'in sapkasına, diğerleri duvarlara, tavana, sonuncusu da Ali Hikmetin goğsüne isabet etmiştir. Ali derhal ölmüş, kaatil derhal yakalanmıştır. Kral Zogu ve Kraliçe Geraldin'e Arnavutluğu terkettikten sonra Istanbuldan eeçerlerken Parkotelde yemek yiyorlar. Türkiye Basın Enstitüsüt Yılhk Kongresi yapıldı Türkiye Basın Enstitüsünün yılhk kongresi dün Gazeteciler Cemiyeti binasmda yapılmıştır. Başkanlık divanı seçimini müteakıp yönetim kurulu yılhk faaliyet ve hesap raporlan ile denetçiler raporu müzakere edilerek kurullar ibra olunmuştur. Seçimler neticesinde yönetim kuruluna Ahmet Emin Yalman, Erol Simavi, Fethi Pirinççioğlu, Mustafa Yücel, Şevket Rado, Abdi Ipekçi, Selâmi Akpmar, Sabahattin Selek, Necati Zıncirkıran seçilmi^lerdir. Yönetim kurulu, ilk toplantısında görev bölümü yapmış, Ahmet Emin Yalman başkanlığa, Erol Simavi başkan vekilliğine, Fethi Pirinççioğlu genel sekre terliğe, Mustafa Yücel muhasıp uyeliğe seçilmişlerdir. Denetçiliklere Kadri Kayabal, Muammer Erol, haysiyet diva • nına da Burhan Felek, Nadir Nadi, Falih Rıfkı Atay intihap Hiç bîr eser bırakmadan gidiş!... 3 yıl Cumhurbaşkanhğı, 11 yıl Kıralhk yapıp, 22 yıl sürgünde yaşadıktan sonra Ahmet Zogu'nun 9 nisan 1961 pazar günü Paris'te bir hastanede öldüğünü ajanslar bütün dünyaya duyuruyorlardı... Yıllarca Arnavut milletinin kıderine hükmeden ve acı tatlı birtakım hâtıralardan başka mem leketine hiçbir eser bırakamıyan Kıral Zogu, böylece doğduğu topraklann dışında göçüp gitmişti!.. Belediyenin cevabı = İ İNDİRİMLER İ NE OLDU? Yabancı petrol sirkeüerlyle yapüan istisareler neticesinde petrol flatlannda % 18 oranında bir indlrimin yapüacağı hususunda müta bakata vanldığmı gazetelerden okumuştuk. Şimdiye kadar yeni hükumet, bu husustaki faaliyet ve alınan neticeleri umumi efkâra bildirmemis tir. Sabırsızlıkla beklediğimlz bu hu susun ilgililerce aydınlatılmasmı arz ederiz. .Bahse konu yollarda yeteri ka ~ dar genel aydmlatma ISmbası mev jŞ cuttur. Bu lâmbalar (ehrin diğer S benzer sokaklannda olduğu gibi S normal aralarla tesis edilmişler = dir. Ş Bizler Adıyaman ill Külafhöyük Akşamtn ilk saatlerinde şehrin Ş köyü Okul Müdüru, Muhtan, İma genel elektrik tüketimi artması do 5 mı ve İhtiyar Heyeti olarak köyü layısiyle şebekede fazla voltaj düj ~ müzde bir okuma odası açmiî bulunmaktayır. Muhterem aydmlan mesi olmakta ve bu sebepten ev Ş mızın her türlü Kitap, Gazete ve lerde olduğu gibi sokak aydınlat 5 Mecmua yardımlariyle okuma kl ma lâmbalannda da akjamın ilk Ş taplığnnızı zenginlestireceğimiz saatlerinde yeteri kadar ışık veri E den yardımlarmızı asağıdaki adre lememektedir. Bu hal ileri saat S se göndererek bu hayırlı teşebbü lerde normale avdet etmektedir. s se katılmanızı candan dileriz. Bu durumun düzelmesi ancak seh E ADRES: Kulafhüyük Köyü Oka rin üretim gücünün arttınlmasma S ma Odası Adıyaman bağlı bulunmaktadır.» «5 ÖJretmeni Server Itamlr. Kitap istiyoriar YARIN : ENVER HOCA VE BU GÜN KÜ ARNAVUTLUĞUN TE MELLERÎ NERETE DAYA NTYOR? Bugünkü Arnavutlukta Tiran'da ender rastlanan şık banımlardan biri.. TlllllllimillIlllllllllllIlflillllIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIHIHIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIlllllllilIlllillllllllilllllllllllllllllllllllllfT olunmuıtur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle