24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKİ CUMHURtYET 31 Ekim 1966 BAŞ KALDIRANLAR Doç. Dr. Bülent DAVER Siyual amanh rmparatorluğu daha kurulusundan baslayarak çöküşüne kadar devleti sınayan ayaklanmalarla karşılaşmıstır. Başka din ve ııktan elanlaruı ayaklanmalan Fransız devriminin yaydığı milliyetçilik akımlannın ve düşman devletlerin etki re destekleriyle 19 uncu asırdan itibaren başarı kaxanmaya basiamıs ve evvelce egemenliğimiz altında bulnnan topraklat birer birer elimizden çıkmıstır. Biljiler rakülted ögretim Oyeri fuzlu vali ve beylerin kendi bajlarma buyruk olarak ayn bir devlet kurma arzu ve çabalannın eseridir. Devlete kafa tutan, üstüne gönderilen orduları bozan cRicali kibarı» dinlemeyen, «sahibi tedbir vezirleri» dize getiren ünlü valilerin bazılan Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa gibi meramlarına genis ölçüde kavusmuslardır. Bu türlü isyan hareketlerini bastıranuyan devlet, çok defa, İsyan edene mansıp, rütbe vererek tehlikeyi savuşturmaya çalışmıjtır. 1794 den itibaren Vidin merkez olmak üzere Yufcan Bulgaristanda âdeta yarı bağnnsız bir devlet kurmus olan Pazvandoğlu Osman'ın bu ayaklanma sonucu üç tuğlu vezirliği elde etmesi ve vezirlik postuna kavuşması düşündürücüdür. ayın Doğan Nadi'nin «Insanlar ve Hayvanlar. başlıkh yazısma karşılık teşkil eden cevabımızı aşağıda arzediyoruz. Hayvan severlere fasmayuuz, hayvanlan siz de seviniz. Bitki seviyorum diye çiçek koklamamak ve sebze yememek ne kadar gülünç ve düşünülemiyecek bir şey ise, hayvan sevenlerin de et yememesini düşünmek veya hayvan sevenlerin nefis bir et yemeğini iştah ile yiyebileceğjni tenkid etmek te o kadar gülünç ve abes bir düsünce olsa gerektir. Hayvanlan Sevenler, Hayvanlan Koruyanlar Demeği (Cemiyeti) kimsenin et yememesini isteyen acayip düşünceli insanların toplandığı yer değildir. Hayvanları seven Dernek mensuplan hayvanlan neden severler, onları neden korurlar, insanların hayvanlan neden sevmelerini vm korumalannı isterler. Bunu size ekli olarak takdim ettiğimiz küçük yazı ile anlatabileceğimizi umuyoruz. Bundan sonra, hayvan severlere, hayvanlara zulüm, işkence edilmemesini isteyenlere $aşrnıyarak bu çalışmalara sizin de kaülacagınızı ümit eder, saygılarımızı sunarız. Tiirkiye Hayvanlan Koruma ve Hayvancılıği Geliştirme Derneği Başkanı Izmir Milletvekili Şinasi Osma *** ••••»•••••a < Insanlar ve Hayvanlar S A Banf Gönüllülerinin hareket sahası olarak seçtikleri bölge daima iki denge sahası aramndaki tampon bölgeyi teşkil etmekte olup Üçüncü dünya olarak adlandırdığımız blok bunlar için katiyen elverişli bir ortam sayılmamakta ve daha çok sol bloka kaymasından endişe ettikleri sahaları seçmektedirler. i Teknikerlikten mühendisliğe.. Türkiyede mühendisliğin gelişme çizgilerine dünkü yazımızda gö* »tmıştık. Kapitalist kalkınma yolunu seçmis as gelismis bir ülkede, mühendislik mesleği, tabii olarak kompradorlnk taltanatının hizmetine kayar. Çünkfl yatmmlann anabtarı kompradorların elindedir. Üniversiteyi bitirmis genç raühendls. ne kadar ülkflcü olnraa olsnn. kompradorların çevirdiği dişlilerin arasına girmek zornndadır. Bu düzene kafa tutanları bekliyen belâların haddi hesabı yoktnr. Devlet bizmetinde kompradorlara kafa tntan mühendis her an işini kaybetmek tehdidl karşısındadır; eger «erbest çalısıyorsa iş kapıları yüzüne kapanır. Mühendislerimizi zorlıyan bn «artlar aynı zamanda Cfzibeli tekliflerle birlikte gelirler. Bn tekliflerin esası şndur : Tfirkiyenin sömürülmesine sen de katıl! Mühendis, yabaneı petrol knmpanyasına büyük fieretlerle girebilir, kompradorlara apartmanlar, kSşaneler inşa edebilir; yabancı şirketlerin Türkiyede temsilcisi, müşaviri, müdürü olabilir. Dikkat ederseni», çofn zaman önee devlet hizmetinde çalışıp devletin iç mekanizraasını öğrenmiş mühfndislerimiz gonradan yabaneı kumpanyaiann Türkiyedeki mntemet adamlan haline geliyorlar. Yabancı kapitalistler Türkiyeyi devletin içyazünü çok iyi bilen kisiler eliyle kentrol altma alıyor. Bövleee raübendislerimiz mntln azınlıjhn yaşayısına katılmskt» büvük imkânlara sahiptirler. Teknik Üniversiteye cirebilmek fçin lise meznna olmak çertkir. Türkiyede iyi bir lise tahsili kimtere nasip oluyor? tikoknldan baslıvan eîitim adaletsitliji perde perde yoiunlasarak üniversite kapıtanna dayanır.. Yoksnl blr allenin çocujhı. otaSanüstü yetenek gSstererek, ya da devlet ellyle oknvarak mühendis diploması alsa bile sınıfına ihanet etmek için zorlanır. Batı bnrjavasınm Türkivedekl koilan ve yerli kompradorlarımızdan meydana relen mntln azınlıiın karsisında fakir halk çotunlnfu vardır: emekciler. esnaf, küciik çiftçi. küçük memur... Bnnlar üstteki sınıfa karsı snursuzdurlar, daSınıktırlar. Işçilerin cotn komorador nartisine ov vermektedir. Kompradorlann iktidan. isçilerin rrevlrr'nl vasaklamakta. iscilerin üstüne ate» açtırmakta. tsctleri ezmektedir. Ne care kl. isci sınıfı kendl çıkarlannın suumna birdenbîre erismek durumundan uzaktır. Utt teknikerlfH de bn manzara icnde verine kovmak rerekir. n«* tarafta komprador hnrinvası vardır. MiihendUIerimiz bn sınıfın ikti^adlvatında «iömürmrve nrkâlS katılabilecek fmkfinlara sahİDtirler. AH tarafta isci sınıfı vardır. Tfknikrrler bnrünkfi »ta«öleri bakımından bn ikisl arasında. ama i«"i sınıfına daha yakındırlar. Nitekim aldı!hmi7 mektuplarcla tekniker tençler : Alelâde bir î?çiden farksız muamele görmekteyiz... diye yakınmaktadırlar. Yıllardan berl sOregelen tekniker dâvasmda teknikerlerin dllediklfri. işçl katından mühendis katına yükselen merdivenleri tırmanabilmektir. Bnnnn için «is mühendisi» veya «tatbikat rnühendi<;i» eibi nnvanlar istivorlar. Mühend<slerimiz İse bn dileklere siddetle karsıdırlar. Cünkü ellerindeki pastayı daba çok kişiyle paylasmaya razı drjh'ldirler. Böylece temelinde sınıf çatısması bnlnnan bir müeadele alabildi^ine sürmektedir, Komprador bnrjavazisinde insınlar fist «ınıfiara katışmak İçin birbirlerinî yerler. Çelivmelerin keskin olduğu toplnmlarda müradele de keskin olnr. tsçilfrin horlandığı. kursunlandıfcı, aç ve sefil yasadıti toplumlar. eraeğe hak tanınmıyan toplnmlardır. Bi7İm toplumda isçi adamdan savılmadığı, asagı vatandaş mnamelesi rördüfü Için teknikerlerin ki çofn yoksnl halk çocnklandırdummlannı knrtarmak volnnda boykot yapmaları, göiteri yürüyüşfine katıtmalan tabiîdir. Yabancı ve azınlık politikası vw smanlı Imparatorlufunun yabancı etnik grup™ ' lara, azmlıklara karjı uyguladığı politika genel hatlarıyla oldukça müsamahalıydı. Bu sayede asırlarca esnek bir Commonwealth (Milletler topluluğui idaresinin sürdürülmesi mümkün olmuştur. Temsil (erıtme) politikası yeniçeri ocağına devfirme ve bir iki istisna dışında pek uygulanmamıstır. Fakat öte yandan bu azınlık politikası, zamanla, çeşitli nk ve kültürleri bir potada eriten modern kültür politikasına dönüşememiştir. Balkanlarda Türk kültüründen arta kalan birkaç mlnare, türbe, bazı yemek adlan ve tek tük Türkçe kelimelcrden ibarettir. Kilise aracüığiyle dinletini, dülerinl, gelenek ve göreneklerini, hattâ hukuk sistemlerini ya«atmaya muvaffak olan Balkan milletleri Türklerin askerî ve ekonomik üstünliiklerinin azalmaya başlamasıyla birlikte bağrmsızlıklanna kavuşmuşlardır. Rumeli, bugün, Anadolu Türklcrinin sadece türkü ve sarkılannda yasayan uzak, bulutlu bir hâbradan ibaret kalmıstır. Bu bir gercektir ve bugün biz bu gerceği olduğu gibi kabul ederek Balkanlı komsulanmızla, barıs içinde, karşılıklı iyi anlayıs ve isbirlifine dayanan yenl Iliskiler örgüsü kurmak zorundayız. TEŞKİLÂTI YÖNETENLER azan neye hizmet ettiklerini kendilerinin dahi bilmediği barış gönüllülerini sevk ve idare edenlerin gayelerini şöyle sırahyabiliriz: • Hedef seçUen blok hakkında devam lı çeşltll bilgi toplamak ve politikasnu bunlara göre düzenlemek, # Hedef olarak ele alınmıs bölgede kendilerine yakın hlssettiklerl hükumetleri, cemiyetleri destekiiyecek şekilde her türlü vasıta ve imkândan istifade ederek maddî ve psikolojlk etkide bulunmak, 0 Hedefin ekonomik, sosyal, doğal ve psikolojik durumunu en nhhaUi şekilde bilmek ve ileride doğacak gerek askeri gerek po litik fırsatlarda toplanan bilgilerden azamî istifade etmek, 0 lleride vukuu muhtemel bir askeri harekâtta hedef bölgeyi kendi evi gibi bilen, yabancılık ' cekmiyecek bir kilit kadroyu devamlı el albnda bulundurmak. meslek! formasyondan uzak buluamalarıdır. Bütün çabalara rağmen gerçefc ~.ıh«K»<ilik Chesap mütehassıslı ğı) gerektiği ve lâyık olduğu meslek hüviyetini maalesef iktisap ede memiştir. Bu bakımdan meslek gerekli ilgiyi görmemektedir. İlgisiz kalan gerçek meslek mensubu gere ken çalışmayı yapmak arzusunu du yamamaktadır. Esasen ba;ıbozuklu ğun bu noktadan başladığı va bu noktada bittiği kanısmdayo. KALDI Kİ.. aldı ki. vergi incelemelerinin etkenli bir şekilde yapıîamama sı ve özellikle muhasebenin öne minin anlaşılamamış olması, çoğun lukla orta ve küçük işletmelerde bu konudaki ilgi azlığını perçinlemek tedir. 1950 vergi reformundan sonra hesap düzeninin esaslı bir geli» me gösterdiği gerceği inkâr olunamaz. Esasen yeterli bilgi ile donan mış şekilde yeüşen hesap elemanla n da genellikle öğreniralerini reformdan sonraki son on yılda tamamlamış olanlarla mesleğin gelişmesi konusunda yüksek seviyedeki nazarî bilgilerini tatbikatlariyla kay naştırmasını bilmiş, sayıları pek az olan gerçek muhasebecilerdir ki, bunlar da düzen konusunda ancak yeni söz sahibi olabilmektedirler Iskân politikası uncu asır ortalarmda Toroslarda yaşıyan Türkmen aşiretlerinin İsyan etmeleri devlet tarafından zorla uygulanmak istenen iskân politikasınm sonucu olmustur. Ünlü Kozanoğullarınm devlete karşı silâha sanlmalannda bazı tarihçilerin ileri sürdukleri dış kışkırtma ve Kozanoğullannın bağtmsızlık arzusu kadar göçebe asiretlere ağır gelen zorla ovaya yerleştirme siyaseti önemli rol oynamıştır. Büyük halk sairi Dadaloğlu'nun destanını söylediği bu tarihi başkaldırma olayi Derviş Paşa'nın başında bulundugu «Fırkai Islâhiye» tarafından bertaraf edilmiştir. Devlet politikası, fikrimizce, esasında doğru nedenlere dayanmakla beraber bu politikayı uygulama yolu, yöntemi pek isabetll olmamış, halkta bir iç ezikliği ve burukluk hlssinin doğmasına yol acmıstır. Samur kürklü, Havranah koca beylerin. yasını tutan Dadaloğlu'nun dilinde <îskân evi» bir felâket habercisi ve Osmanlı yönetimi de <kaypak>, güvenilmeyecek bir yönetim blçimi olmoştur. B K Iaaı • •< ve tan olanların Isyanları yanında Iç aşkaldırma önemli bir kısmı din, O smanlı Imparatorlnğunda yabancıbirdintakımırk B zulüm, ağır olaylarmın nedenlere dayanmakbaşkaldırmalar da devleti asırlarca uğrastırmıştir. baskı gibi Yeniçeri ve asiret Isyanlan, doğuda patlak veren kalla ya da öyle gösterilmekle beraber, baskaldıranlakısmalar, din ve tirikat isyanları, daha çok ihtilâlei Ermeni komitelerinin sebebiyet verdiği iç bofyî; malar imparatorluğun askerî ve ekonomik gücünü •damakıllı tarsmı? ve büyük İmparatorluk Birind Diinya Savaşı sonunda dağılmıştır. İç isyanların nedenleri çok değisiktir ve bazan blrbirleriyle karışmıs halde gözükürler. nn bir çoğunun bir süre sonra aynı yola saptıklannı ve başkaldırmayı daha çok siyasi ikbal edinme araci yaptıklannı, kişisel ve zümresel çıkarlar uğruna çalıstıklarmi görüyoruz. Mal ve ganunet yağmasi, kolayca zenjrui olma arzusu başkaldıranların azunsanmayacak bir kısmına hâkim temel saik Imotivation) olmustur. Bazı Celâli isyanlannın ve bir çok yeniçeri ayaklanmalarmın temelinde böyle bir hırs yatmaktadır. Yağma hırsı B.M. Barışı Koruyabilir mi? erçekten dış politikada önemli bir sorun bu.. Kanaatımızca halihazırdaki Birlesmiş Milletler Teşkilâü barısj koruyabilecek bir güçte değildir. Bizi bu düşünceye yönelten çesitli nedenler arasında: 9 Büyük devletlerin Güvenlik Konseyine ve Genel KunıU baskısı, • Büyük devletlerin çesitH politik entrikalan, # Büyük devletlerin Güvenlik Konseyinin kararlarına riayet etmemelert, # Kıt'a Çin'in teşkilâtın dısında kalması, #) Beş büyük devletin veto hakları (kl bu onlara diğerlerine nâzuran biı üstüniük sağlamaktadır; oysa teskil.it üyesl olarak, üyelerin eşlt hakka sahip olmaları gerekir), • Tarafsızların teskilâta üye olmayışlarını sayabilirlz. ugün Birleşmiş Milletler Teşkilâtuun geçici birkaç başansı olmussa da hiçbir zaman hiçbir soruna kesin bir hal çaresi bulamamıştır, ömeklerden birkaçı: Pakistan'la Hlndistan arasındaki Keşmir uyuşmazhğı, Snriye ile tsrael arasuıdaId smır anlaşmazlığı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Kıbrıs nyuşmazlığı, Büyük devletlerce suni buhranlar yaratılmakta, örneğin Kıt'a Çin'in teskilâta alınmasına A. B. D. tarafından şlddetle muhalefet edilraekte sayın Izzettin Doğan'ın da yazdığı gibi, esasen bütün Çüı'i temsil yeteneği kalmiyan Milllyetçi Çin. zorla o da A. B. D. nin desteği ile teşkilâtU muhafaza edilmektedir. Dünya barışını korumak gayesiyle kurulmuş bir teşkilâtın imüyazlı devletleri harb çıkarmaktan kaçınmamakta (Vietnam), hür devletlerin, içişlerine müdahale etmekte (Dominik) buna karşılık Bir . leşmiş Milletler teşkilâtı ses çıkarmamaktadır. Bizce Birleşmiş Milletlerin varlığını devam ettirmesi arzu ediliyorsa, teşkilât tarafsız bir hale getirilmeli, hiçbir büyük devletin oyuncağı olmamalıdır. Birleşmiş Milletlerin tarafsızhğı hiçbir devlette en ufak bir tereddüt bırakmıyacak «ekilde sağlanmah, teskilâta dahil olmıyan devletlere de artık üyeliği bir mecburiyet olarak hissettinnelidir. NETİCE ans Gönüllüleri harekâtının modern harb stratejisinin vazgeçilmez ve dâhiyane bir fikirle kurulmuş bir unsuru olduğu v« bir blokun diğerine saldırması için hazırlanmış plânm mühim bir uzvu olduğu bugün her aklı selim sahibi tarafından açıkça görülmektedir. Yurtta sulh cihanda sulh prensibini politikasma esas olarak almış ve milli menfaatleri her şeyin üstünde tutması gereken bir hükumetin hangi yönden gelirse gelsin böyle bir harekâta ilgisiz kalmaması gerekir. Bunun içindir kî konumuz esasını teşkil eden sorunun cevabını istikbaline güvenerek bakmak isteyen her vatandaş gibi bugünkü ve yannki sorunlarunızla yakmdan al&kalı olarak sabırsızlıkla bekliyor ve milli varUğımızın bütünlüğü ve yüceliğine yürekten inanıyoruz. B Din adına irçok başkaldırmalann görünürdeki nedenl din olmustur, denilebilir. Ayaklananlar dinln elden gittigini, şeriatın kayboldnğunu, müslümanlıfın sllindiğinl lleri sürmüjlerdir. Buna çare bulacaklannı söylemisler ve sekvacı olmosjardrr. Dıstan dini gibi gözükmesine ya da böyle gösterilmeiine rağmen bu isyanlardan pek çoğunun asıl nedeninin dinî değil, siyasi yâni, bir nüfuz ve Iktidar davası olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Bu Isyanlarda dinî değerlerin ve sembollerin bayrak yapıln u ı , fertle Allah arasında en kutsal bağ olan dinin ortaya atılması, toplumda geçerli olan kuvvetlere . dayanmak sekllndeki klâsik tiyasi ideoloji ve propa ganda teknikleridir. Modern siyaset biTlmtnde buna , iransfer (değerlere dayanma) denilmektedir. Din, asırlar boyunca birçok toplumlar için çekicl, siirükleyicl ve etklll unsur olmakta devam etmistir. Ve hâlâ da devam etmektedir. Din adı öne sürülerek girijilen bazı hareketlerde iıe siyasi iktldann yapısıyla birlikte, sosyal ve ekonomik yapıyı, ttoplumsal geometriyi» değiştirmek •macı güdülmüstür, 15 inci asırda Timur tstilâsından sonra Anadoluda başgösteren fetret devrinde, Slmavnalı Şeyh Bedrettin ve Halifeleri BörkJüce Mustafa ile Torlak Kemal'in eşitçi ve komünoter bir yönetim sistetni kurmak istediklerini biliyoruz. G B Rasyonel politika re imkânlarla bastırmağa, önlemeğe çalışır. Bu devletteki egemenlik, devamlılık ve otorite prensiplerinin bir gereğidir. Hiç bir devlet kendisini bölmek, zorla parçalamak isteyenlere karşı kayıtsız kalamaz. Bu liberal bir devlet için de sosyallst bir devlet için de böyledir. Fakat devleti yönetenler de isyan olaylanna mey daa vermemek için dikkatli. rasyonel ve olumlu bir politika izlemek zorundadırlar. Bu konuda Osmanlı Hüfcumetlerlnin «enelltkle uyguladıkları polHika bastırma (tenkil) den ibaret kalmıstır. Babıâli çok defa meseleleri görmemezlikten gelmis, hatta meselelerin varlığını inkâr etme, yok sayma yoluna gitmiştir. Bu yolda davranısjn dirayet, kiyaset ve siyaset eseri olduğu sanılmıştır. Problem bütün şiddetiyle ortaya çıkınca da zor yolundan başka çözüm bulunamaraıstır. Oysa zorla bastınlan hareketler asıl sebep kaybolmadığı için bir süre sonra yeniden ve daha tehlikeii biçimde yönetlcilerin karşısına çıkmıştır. Oysa, Moltke daha 150 yıl önce «Türkiye'dekl durum ve olaylar üzerine mektuplar>uıda başkaldırma sebeplerini yok edici, kökten giderid sosyal politika tedbirlerinden, reformlardan söz etmişti. da Atatfirkün önderliği altında başlayan Anadolu bareketi son yurt parçası olarak kendisine «Milli Misak» smırlan içinde kalan toprakları secmlş. bu topraklan saldınlara karşı kanla konımuş ve zafere ulaşmıştır. Anadolu ihtilâline karşı girişilen Hilâfetçi ve padişahçı başkaldırmalar tüm ulusun direnci ile karşılaşmış ve ezilmiştir. Kazanılan başanda Mustafa Kemal'in müstesna liderliği kadar rol oynayan bir başka etken: Kurtuluş Savaşmı yapan halk kitlelerinin, din ve ırk bağıyla olduğu kadar, asırlarca birlikte yaşamanın çimentolastırdığı ülkü ve kader birliğinin ku\Tetli bağ larıyla birbirlerine bağlanmış olmasıydı. İstiklâl Savasmdan hemen sonra başgösteren İki büyük isyanın başan kazanamaması Anadolu halkmın artık sadece «Türkiyeli» olarak saadeti, refahı, kalkınmayı, özgür ve mutlu yasamayı aradığını, bunu candan istediğini ortaya koymuştur. Memleketimizin tiearî. ekonomik, hukuki ve hattâ sosyal yapısını gerektiği şekilde incelemek imkânını bulamamıs yabancı uzmanlann. kal kmmamızda esaslı bir etken olan hesap düzenini öz yapımıza uygun, verimli bir şekilde tesis edemiyecek leri gerçeğinde sayın yazarla beraberiz. Çeşitli daire ve kurumlar, belirli olmayan zamanlarda talep ettikleri değişik düzenli istatistiki bilgilerle bilhassa sanayi işletmelerini usandırmaktadırlar. Bu konunun tıpkı. •Bankalardan kredi isteyenlerden ahnacak hesap vaziyetleri> gibi iste nilen her türlü bilgiyi kapsıyacak belirli ve kollektif bir şekilde formüle bağlanması ve tek elde toplan ması mümkün ve gerek lidir. B tur. Her devlet, her pozitiı düzen varhğına karsı yönelen isyan hareketlerini elinden gelen güç aşkaldırma, dün olduğu gibi, bugün de suç KENDİNEÖZGÜ DEĞİŞİKLİKLER •••• *••• ••«* B Zulüm ve baskı askaldırma olaylarmın önemli bir nedeni de merkezi idarenin, özellikle onun temsilcilerinfai (beylerbeyi, vezir, vali) ağır baskıları, sonsuz vergi taleplerl, uzun askerlik uygulamaları, halkın mal ve mülkünün yağma edilmesi ve keyfi hareketlerdir. Bazan mahallî ayan ve esrafla isbirliği yapılarak halka karsj girişilcn, bazan da dofnıdan doğruya esraf ve ayana karşı yöneltilen bu ezme, sindirme ve <sızdırma> politikası halk fize rlnde çok kötü izler bırakmıs ve halkta isyan duygusunun doğmasına sebep olmustur. Bazan bizzat padişahın rıza ve muvafakatiyle bazan da onun bilgisi dışında ve fermanlanna rağmen yapılan baskılar halkın bunalımını büsbürün arttırmıştır. Bu yüzden halk merkezî otoriteye karşı gclen kifilerin ardına takılmıs, hiç olmazsa isyan hareketlerini içten desteklemiş ve alkıslamıstır. Bu duygu halkta öylesine gelişmistir kl halk, alelâde eskiyaları bile bir veli, bir kurtancı, bir kahraman göziiyle görmüs, zenginlerden alıp yoksullarm işlerinl bitiren «iyi yürekli eşkiya> miti (masalı) doğ muştur. Batıda bunun örneği Robin Hood efsane•idir. 15. asırdan başlayarak 17 . asır sonlanna kadar devam eden Celâli isyanlannın bir kısmuıı, buitibarla, merkezî yönetime karşı bir protesto, halk direnişi olarak değerlendirmek yanlış olmaz. B •••• Sonuç umhuriyet Hükumetleri, bir toplumda başkaldırmayı önleyecek en doğru metodun dengeli, plânlı, düzenli bir ekonomik ve sosyal kalkınma; sağlam bir adalet ve güvenilir bir idare sistemi kurma olduğunu kavramışlardır. Hiç şüphesiz, bundan böyle de bütün cumhuriyet hükumetleri sosyal adalete ve Jç barışa dayanan bir yönetimi devam ettire ceklerdir. Türk toplumundaki hütün uyanık güçler, içten ve dıştan gelecek her tehlikeye karşı Türk devletinin bağımsızlığmı, bütünlüğiinü ve bölünmezliğini var kuvvetleriyle koruyacaklardır. •••• • ••a •••• •••• •••a • ••• :::: •••• «••• •••• •••• •«•• *>•• ••»• •••• er işletme kendine özgü değişiklikler gösterir. Bu özellik Peki .. bn dSvanm çSzüm yoln nedlr? ler o işletmenin ancak kendi Teknikerli gençlerin yüzde yü* haklı oldnklan taraflar vardır. bünyesinde sakhdır. lzlediği ticari Ama mücadelenin bilincine varmıs defillerdir. Bir kere meselenin ve malî farkhhklar gösteren polititemel çözümü. mübendis olsnn, tekniker olsnn, bütün meslek iakasıyla işletmeyi tekdüzen *>ir hehiplerinin halk yararına bir toplnm düzeni içinde yerterini bnlsap çerçevesine sokmak gereksizdir, yanlıştır. «Tekdüzen maloluş be malariyle saflanır. Bn toplum düzrninde ilerlemek, Isçilikten, teklirtim yönergeleri»nin her endüstri nikerliite. teknikerlikten mühend isli^e reçmek için etitim Imkân^**. ^ A.O. isjetmesinin farklı istihsal kapasltef' ları açıktır. Böyle bir toplumda konrnrador bnrjtıvazisl olmıyaca# Aynı konuda bgrenci Nedim *U«l*minjıul cinsiyle bağdaştınlma fı için, mühendislik mesleği de bir rntrtlu annlıftn hizraetinde Orta'dan mektup almış bulunuyo" sı imkânsızdır. Bunlann tekdüzen yozlasmaz, ve toplnm yararına gelisir. ruz. Tartışmacı Orta, yönelttiğl baş halinde uygulanmasını zorunlu kıl Teknikerli rençler, yeryfizünde ve Türkiyede bnlnndnklan yesoralann cevabını sanıyoruz D. A. mak düzen yerine düzensizlik getiU. nun yazılannda bulacaklardır. rin snnrnna varmak ve mücadeleyi bnna göre yürütmek zornndarir. Sayın yazann varlığmdan ya*** dırlar. Aneak böylesine bir müeadele olnmln yönlere yürüyebilir. kındığı «tecrübelerine güvenen en bilgili, en büyük» muhasebeci sayı Yoksa kendi kendilerini aldatmış olnrlar. Ve simdi Başbakanlık sının ise klişelesmiş hesap plânlan koltnğnnda otnran Yfiksek Mühendis Süleyman Demirel'den : ile daha da artacağı bir gerçektir. « Benim sözüme dahi inanmayın. Size hiçbir hak vermeyen Türkiyede işletmelerin kârlı ve okulda neden okuyorsunuz!» cevabını alırlar. verimli çalışmalan, vergi reformuSırası selirse bn konnyn daba da desmek Isteriz. Teknikerli nun gerçekleştirilmesi, kuvvetli bir gençlerin önlerine çıkan engellerin gerçek anlamlanna varmalan sermaye piyasasının kurulmasma nmndnndayız. Bn, onlar için yalnız tekniker olmak divası defiletken olacak hesap düzeninin yerleş dir, bilinçli Türk vatandaşı olmak dâvasıdır. mesi ancak her isteyen yetersiz ki lusal Hesap Düzeni Sorunu başşinin mesleğe yönelmesini önleyici hklı yazısmda sayın Doç. Dr. tedbirleri almakla, mesleğe yakıMehmet Yazıcı ana fikir olarak, şan bir hüviyet temin etmekle ve | memleketimizde faaliyet gösteren gelecek için usta hesapçı yetiştirişletmelerin çoğunlukla hesap işle••o rine gereken önemi vermediklerin mekle mümkündür. den yakmmaktadır. Ünsal KOÇAK Türkiyede bir hesap düzeninin Yeniköy İstanbul mevcut olmadığı gerçeğine inanmak la beraber sayın yazarm hal şekli olarak ortaya koyduğu fikirlerine katılmak zordur. ÜLKÜ BİLİKEK Türkiyede hesap işlerindeki ckarile makanşıkhk ve başıbozukluğun» Mlmar Mühendis başlıca nedeni tekdüzen hesap plâBnJSTATA CAMCI nımn yokluğu değil, piyasada heNisanlandılar sap işleri ile uğraşan ve kendini 29.10.1966 İeUnbul bu konuda «üstad» olarak tanıtan çoğu elemanlann gerekli bilg! ve Cumhuriyet 12T3S H Ulusal hesap diizeni sorunu Uİ liifkiye'nin en buyök kültür mecmuası Hayat TARÎH 10. Sayı Çıktı Bağımsızlık arzusu erkezî otoritenin zayıflamaya, devletin kudret ve kuvvettnl kaybetmeye ba;laması üzerine baggösteren isyanlardan bir kısmı da nü offers reponsibility and all the penonal and professional revvards that go with it to: Young men Bu • Sayıda : Türk»Ocağı ve Hamdullah Suphi Büvük Türkçü'nün faai gençlik yılları. Derleyen: Şevket RAOO • •>• SONUÇ S m i K A (MERSİN) TEZCAN İle TUBHAN TEZCAN (Sümerbank Müfettisl) EvlendUer Gemllk 29.10.19M sssr () MELİMi; ÇAMÇİKYAN ile HARUTTUN MORYAN Nisanlandılar 30.10.1SM REOUIRED Adminiıtrative Aslstant, Fluent EnglUh, written and spoken. ezperienced office proceduret, »ccounis, Admlnistrative Services, Apply Project Manager, United Nationı Development Program, Sheep Diseases Research Laborarotin, Pendik, İstanbul. Cumhuriyet 12734 S onuç olarak kanaatimizce, bu durumda Birleşmiş Milletler Teşkilâtı değil barışı korumaya, kendi varlığını bile devam ettirmeye muktedir değUdir ve bir 3. Dünya Savaşı (Allah göstermeain) Cemiyeti Akvam gibi Birleşmiş Milletler Teşkilâtının da ölümü olacaktır. ALTAN ÖZKALE L T. 1. Akademisi Ankara 3J5 3JC 3JC Who have a universvty degree preferably In science, engineering, mathematics, economici or business administiration Who have done their military service Who have a «rorkable knowledge in English Who are creative, logical, persistent Who want a career in important new fields ^ PROGRAMMING and SYSTEMS ANALYSIS Young women Who have excellent knowledge o£ Enliah, rpeed typing and shorthand • FuzuiT Türk Edebiyatında tirik şiirin ölümsüz tımsali olan büyük şairin hayatı, özellikleri. Yazan:,Doç. 0r. F. K. TİMURTAŞ Cumhuriyet 1J73S Cumhuriyet 12737 Barış Gönülliileri ayın Doç. Dr. Cavlt Orhan Tütengil'in Sıtkı Ulay'ın bugünlerde Başbakan taraftndan cevaplandırılacağma inandığımız «Ba rış Gönüllüleri» ile ilgili yazısma değinerek yurdumuzdaki yabancı faaliyetinin esaslı bir parçasını teşkil eden bu gönüllüler grupunun, asrımızın icaplannı göz önüne alarak ve tesbit edebildiğimiz donelere göre mevcudiyetinin nedenlerini biraz daha su yüzüne çıkarmak faydalı hattâ elzem bulunmaktadır. A H'î bir ülke bugün diğerinln dostu değildir; ancak karşılıklı menfaatler geçici bir alışveriş ve pazarlık neticelerinl ortaya koyraaktadır. O Politikanın temelinl teşkil eden istihbarat sulh zamanında harbdekine kıyasla en yüksek seviyesinde bulunmakta olup bilhassa dünyamınn bugün Içinde bulundugu denge mücadelesinde en ke»if fckilda T« •vranMl biı tatbikat Who want a career as a SECRETARY. Business YENI BU HAFTA GÖRECEĞİNİZ EN GÜZEL FİLİMLER SİNEMASI Şehzadebaşı Y E N İ KOPLAN ÎSTANBULDA TÜRKÇE HIÇKIRIK Çemberlitaş İPEK KOPLAN ÎSTANBULDA TÜRKÇE SALl AKŞAMINDAN İTİBAREN Tamsmiyle LONDRA Stüdyolannda hazırlanmış RENKLİ TÜRK ESERİ S Please apply in person to IBM (International Machines) TÜRK LİMİTED ŞİRKETİ, Gümüşsuyu Cad. 96, Ayaspa?a İstanbul. • Atatürk ve G e r i l l â c ı l ı k Atatürk'ün şimdiye kadar bilinmeyen tarafı. Yazan: Albay Tahsin ÜNAL Ilâncıhk: 6793/12716 Ajrrtcat Darbımesellerimiz Nereden Geliyor, Harbiye Mektebi'nin tarihi, Tarih Öncesi Sanat. Dâha birçok yazı,ne?redi!memiş vesikalar, çok renkli tablolar. Sosyal Sigortalar Kurumu İstanbul Emlâk ve İnşaat Müdürlüğünden: Kerime Nadir'in şaheseri Artistleri: HÜLYA KOÇYİĞİT EDİZ HXJN KARTAL TİBET 100 SAYFA 250 KURUŞ Çemberlitaş ŞAFAK HIÇKIRIK HÜLYA KOÇYİĞtT E. HUN K. TİBET KiRALIK BÜROLAR Fındıkhdak; işhanımızda boj bulunan odalar, büro olarak kiraya verüecektir. Taliplilerin aşağıdaki ndrese mürmcaatlan Uân olunur. Fındıkb Meclisi Mebusan Cad. No. 37 Kat 5 (Bann 22279/12728) Reklâmcılık 4262/1271İ Dr. KÂMRAN ŞENEL u) Dthillye Mfltehı Takjim . Sıratelvilet Cad 111/5 (Alman Hajtahanui T» o o • t o a T. Ziya Kırbakan RaMalıklan MOtMıauın Mlklâl Ca« ftnnauun» Saat 1518. (lUklâmeUık: 4277/12720) Telefmı HHU tedir. Ro> m rw «« :• n
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle