28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 14 Ocak 1966 SAHtFE BEŞ ıre Adanada 5,5 yıl büyük bir gayretle çalışan 9ehlrde ve Yurtta Bayrama kadar anlaşma olmazsa için köylüler bir sessiz yürüyüş yapacaklar Adana (Güney tlleri Burosu) 5,5 yılhk icraaU sırasında özellikle köylerin bilhassa eğiüm, yol, su, sağlık ve diğer sosyal dâvalannı devamlı bir çahsma ile çözümleyen Adama Valisi Mukadder Öztekin'in «Merkez Vallliğt.ne tftyin edildiği yolundaki haberler, Adana çevresinde büyük bir üzüntü yaratmıştır. Üzüntülerini hükumete duyurmak üzere sehre kadar sessiz vürüyü» yapacaklannı bildiren köylüler, hükumetin bu tutumunu protestoya hazırlanmaktadırlar. Bilhassa son seylâp sırasında geceli gündüzlü çalışmasıyle köylülerin yardımma koşan Vali Öztekinin bu şekilde Adanadan alınması karşısında «Vali'ye takdir beklerken, tecziye eden bir zihniyetin yanında olamıyacağız» demişlerdir. Öte yandan şehirde de bazı kıpırdanmalar olmakta ve Valinin değistirilmesınde Adanalı Bakanlar, senatör ve millervekilleriyle Belediye Başkanının rol oynadığında israr edilmektedir. Dayanamadım oldubir kere Dolapderede otomobil çamurluklarım yapan Ali Yazar önceki gece atölyesinin karşısında oturan Kalyopi adında bir kadının evini taş yağmnruna tutmuştur. Kalyopinin imdat istemesi üzerine Ali yakalanıp nezaret altına alınmıştır. İki gün Önce de aynı kadının evine zorla girip mesken raasuniyetini ihlâl eden ve Kalyopiyi dövdüğü iddiası ile mahk\meye verilen Ali, serbest kalır kalmaz tekrar taarruza geçmistir. Ali olay için: «Aramızda bir kadın meselesi vardı. Bu dâva bitmi.şti. Fakat Rumca plâklar koyup benimle alay ediyoriardı. Uayanamadım, oldu bir kere» demiştir. Deniz Nakliyat Armatörlerle beraber çalışacak !\ ç gün evvel yeni göreve atanan Deniz Nakliyat Ge\j nel Müdür vekili Selâhattin Tanç, dün basın mensuplarına beyanat vererek ezcümle tunları söylemistir: « Bakanlıktaki görevim dolayısiyle bu teşekküle yabancı değılim. Buralardaki çalısmalanmızda tek gayem işleri daha iyiye daha mükemmele götürmek olacaktır. Ted birli ve basiretli hareket prensibl ile teşekkülü kârlı duruma sokmak en büyük arzumuzdur. Bizim iç bünyemizdeki çalışmalara ilâveten Türk armatörleriyle müs terek işbirliği yapmak esas gayele rimizden biridir. Bilhassa ihraç ve ANTAKYA İlimizde yılın ilk trafik kazasında iki kişi ölmüs ithâl mallannın taşınmasında bebir kişi de ağır surette yaranlamıştır. raber hareket edeceğiz. Bu arada Kaza, Antakyanın Samandağı yolunda olmuş, Kuşalaru köprüsünşunu da ilâve edeyim ki Deniz deki virajı alanuyan şoför Süleyman Yılmaz yönetimindeki miiiiNakliyatı'm sahip olduğu filo, eskimiş ve yaslanmış durumdadır. büsün devrilmesiyle şoför yardımcısı 25 yaşındaki Davut Yılmaz Ue 1966 yılında bir ve belki de 2 yolcu 65 yaşındaki Süleyman Zekâi ağır surette yaranmışlardır. adet büyük tonajlı ve modern evHastaneye sevkedilen şoför Süleyman üe yolculardan Süleyman saflı yeni gemiler ahnak suretiyZekâi kurtularmyarak ölmüşlerdir. Şoförün yardımcısı koma halinle filomuzu takviye etme tesebbü dedir. ? süne girişmiş bulunuyoruz.» Bir minibüs devrildi şoför ve bir yolcu öldü Camls kolunda kurulu iki sendika , bir anlaşmaya varamadığı takdirde Paşabalıçe Cam Fabrikasında çalışan 2300 işçi, Seker Bayranundan sonra greve gidecektir. İlk sendika tarafından 1964 yılın r da, 3 sene müddetle yapılan ve bu yıl sonunda bitecek olan top | lu sözleşme var iken, yeni kurulan ikinci sendika, Yargatayın «Işyeri esasına göre toplu sözleşme yapılır» kararma dayanarak yeni toplu iş sözleşmesi için ifverene çağrıda bulunmuştur. Her iki sendikanın Türklse yeni üye olması üzerine Türkîş Sen dıkaların birleşmesini sağlamı», fakat bu birleşme uzun sürmemiştir. Tekrar ihtilâfa düşen sendika yöneticileri, Türklş Genel Başkanı Seyfi Demirsoyu «hakem» tâ yin etmiştir. Genel Başkan, bugünlerde kararını verecektir. îhtılâf halledilmediği ve birlesme sağlanamadığı takdirde, ikinci sen dika grev kararmda israr etmektedir. Grev olduğu takdirde, Türkİş'in destekleme kararı alıp almı yacağı bilinememektedir. Diğer taraftan Cam Fabrikalan l'mum Müdürü Şahap Kocatopçu, Rıdvan Saim İKER »tşlenne olarak toplu sözleşmeden sonra birkaç defa. türlü vesilelerle ücretlere lam yaptık. Bir toplu sözleşme mevcut iken, İkinci bir toplu is sözleşme yspmanm nasıl olacağını bilemiyoruz» demiştir. Diğer taraftan LâstikIş Sendi kasmın İzmitteki Pirelli Lâstik Fabrikasında 10 ocakta başladığı grevle ilgili olarak. işçi ve işveren temsilcüeri tekrar müzakerelere başlamışlardır. Türklş tstanbul Birinci Bölge Temsilciliği grev leri Koordine Komitesinin aracıSelâhattin Giiier lığı Ue yapılan toplantı, olumlu hava içinde devam etoektedir. Almanyanın Köln şehrindeki Ford Fabrikalarında bir Türk detektifi görev almıştır. Fabrikaların muazzam tesislcrınde bir haftadanberi çalışmalarına başlayan Türk detektifi RIDVAN S. İKER, Istanbul polis teskilâtından yetismıştir. Uzun Paşabahçe şişecam fabrikasında 2300 işçi greve gidecek Almanyadaki Türk işçilerinin ekserisi Cami hasreti çekiyor RÖPORTAJ YILMAZ CETINER amburg'da Paket Postahanesinde çalışan Ömer Din ismindeki vatandaşıraız şunlan söylüyordu... « Her şeyden memnunum... Aileme para gönderiyorum... Rahat çalışıyorıun... Ama, namaz kümak için bu hoca şehirde bir cami hiç olmazsa bir ufak mescit lâzım...» M Bu işçimizin camiye karşı duyduğu hasret mulı akkak ki gurbette daha da çok kendini hisseriyordu... Dinl inançlan kuvvetli olanlar, namazı, Ramazanda orucu Turkiyedeyken de ıhmal etmiyenler Almanyada aynı yaşayışlannı devam ettiriyorlardı... Ancak, kendi memlekeünde bunlara aldırmayan pek çofc kimse, görülüyordu ki; gurbet ellerinde manevl kuvvetlere büsbütün sarılıyordu... Ramazanda oruç tutan işçiler Yapılan bir istatistige göre işçilerimizin yüzde 39.1 i Almanyada cami bulunmayışını ekslklik sayıyor, yüzde 29.1 i camiye has ret çekiyor. Pek aza ise «Insan isterse her yerde ibadet edebilir» diyordu... Bunun yanında Ramazanda lşçilerimizin dörtte biri, oruç tutu yor, bir kısmı şartlar müsait olmadığı, bir kısmı ise aslında aldırmadığı için oruç tutamıyordu.. Hele maden ocaklannda veya diğer ağır iş yerlerinde çalışan işçilerimizin sahura kalkmadan oruç tutup sonra çalışmaları yabancılan hayretten hayrete sUrük lüyordu!.. Bilhassa Ramazan gecelerinde Türk işçileri kaldıklan yurtların salonlarında toplanıyorlar, gönüllü bir imamın nezaretinde namaz kılıyorlardı... Hep beraber kurulan lftar sofralan da bir hayli zengin oluyordu... Müslüman olan bir Alman kızı kocası ve çocukiarıyia Türkiyeyi özlüyor Bir Türke Ford fabrikalarmda detektiflik görevi verildi Gönüllü hocalar vazife görüyor... Ford Fabrikalan, Alman Demiryolian ve daha bazı büyük ür malar işçileri yattıklan yerlere bir ufak mescit yaptırmışlardı... Namaz kümak istiyenler buralardan istifade ediyoriardı... Alman Demiryollan idaresl İse iki tane eski vagonu bu işe tahsis etmiş, içini halılarla döşeyerek mescit haline getirmişti... Bütün buralarda umumiyetle gö nüllü hocalar, imamlar vazife gö ruyordu... Ve ekserisi de uyanık kimselerdi bu din adamlannm... Meselâ, Köln'de Ford fabrlkalannda çalışan Türklerin imamı Al mancayı gayet iyi konuşan, Dom kilisesinde bir bayram günü namaz kıldıran uyanık bir genç din adamıydı... ^ıııııııııııııııııııııiiıiıııııııııııiıııiıııiııııııııuııııııııuıııııiıtıııtııııııııııı llllllli Fitrelerin Darülâcezeye bağışlanma8i isteniyor ir cevap Muhterem gazetenizin 9 ocak 1966 pazar günkü nüshasının 5. sahüesindeki (Cumhuriyete Mektuplar) koşesinde (îlâç Ithalâtçılanndan Ricamız) başlığı altında yayınlanan yazı bize hitab ettiği için imzası gizde saklı bir okuyucunuz tarafından dile getirilen ve fakat gerçeKt«~birçok mustarip vatandaşlanmızın derdi ve acısı olan konuyu cevap landırmayı görevlerimiz arasmda saydık. Biz Tıbbi Müstahzar îthalâtçılan, sayın hekimlerimizin, hastalannı tedavi için inanarak lüzum gördükleri ilâçları ithal etmek hak ve serbestisine mutlak surette sahip değiliz. Her altı ayda bir iîân edilen ithal kotalarında tıbbî müstahzarlar için ayrılan rakamlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının emrindedir. Biz, tıp otoritelerinin yaptıkları tecrübelerden edindikleri müspet kanaatlere dayanarak ithalini zaruri gördükleri müstahzarlan değil, ancak bu Bakanlığın kurduğu komisyonun münasip görduğü müstahzarlan ithal edebiliriz. O komisyon ki; hangi ılâçların ithali gerekeceği bahsinde ilmî mütalâa vennek için teşkil edilmiş olmasına rağmen kuruluşundaki bu maksadı bir tarafa iterek görevleri sadece döviz tasarruf etmekmiş gibi en sıkı bir tasarruf zihniyeti ile kotalarda yer alan çok cüz'î dövizlerden de halk sağlığı aleyhine kısmtılar sağlatnak çabası içindedir. Senelerden beri Dyspne înhal dahii çeşitli astım ilâçlan ile yerli ilâç sanayiimizin imal etmediği diğer üâçların ithaline müsaade edilmesi için yaptığımız müracaatlar nazara alınmamaktadır. Kotalarla ayrılan miktarlarla sınırh kalınsa dahi halkımızın aradığı ilâçlar ithal yolu ile pek âlâ sağlanır ve ıstıraplar dindirilir. Elverir ki bıze ithal imkânları verilsin. îşyerlerimiz ellerinde reçeteleriyle arayıp bulamadıklan ilâçlan tıbbî nümunelerden temin etmek için yurdun her t5şesInde'îrieTefe'kT5î!S** başvuran gözleri yaşlı vatandaşlarla dolup taşıyor. Durum çok acıklıdır. Bir taraftan esasen en sıkı bir tasarruf zihniyeti ile tesbit edilen müstahzar dövizlerinden de kısıtlamalar yapmağa çalışılarak vatandaşlarımız muhtaç oldukla rı ilâçlardan mahrum bırakıhr ve insanlann bu hayatî hakları tnsan Hakları Beyannamesine rağmen hiçe sayıhrken, ilâçtan esirgenen dövizlerin misilleri ile fazlası tutanndaki lüks eşyalar vitrinleri doldurup taşınyor. En son olarak şu gerçeği de ifade edelim ki, lüzumlu bir kısım müstahzarlann ithaline roüsaade etmiyenler o müstahzarlara kendileri veya yakınlan muhtaç oldukları zaman bunları çeşitli yollardan tedarik etmekte ve fakat bu imkândan mahrum olan hasta yurttaşlarımız yaşamaları için rnedet umduklan ilâçlardan mahrum, mütevekkil âkıbetlerini beklemektedirler. Umarız ki, bu cevabımızla bizden yardım bekleyen okuyucunuzun sadece ıstırabını paylaşmış ve fakat ona ve onun gibilere yardımdan nasıl alıkonulduğumuzu anlatabilmis bulunuyoruz. Derin saygılanmızla, Tıbbî Müstahzar tthalâtçiları Cemiyetl Darülâceze Müdürlüğü 1968 yılı için bir Yardım Kampanvası düzenlemiştir. Çalışamayan Ihtiyaylrann, kimsesiz ve sakatlarla terk edilmiş çocuklann ycgftne barınağı olan Darülâce7C, yapılan yardımlarla faalıyetine devam edebilmektedır. Darül&ceze Müdürlüğü bu arada tstanbultuları fitrelerini Darülâcezeye balışlamaya cağırmıstır. 2 OCAK 14 RAMAZAN 22 TÜRK DİL § KURUMUNUN | CEVABI İ 30/12/1965 tanhli gazetenizin s «Cumhuriyete Mektuplar» köşe s sinde «Dil Kurumunun Tuttuğu 5 Yol» başlıklı bir yazı var. Adı S (mahfuz) olan yazar, 28/11/1965 = tarihli gazetenizin «Yedi Dakika» S sütunundaki bir yazıyı okuduk s tan sonra Dil Kurumunun «oto sj mobil» e «öz itişimli götürgeç», ş «hostes» e «gök konuksal avrat» 5; adı verildiğini sanmış. «Bu gidi S sin sonu ne olacak? Bu konuda beni aydınlatırlarsa memnun = olurum» diyor. Aydınlatalım : Ş Yedi Dakika sütunundaki o ya ş: zı dikkatle okunursa anlasılacak s tır ki, bu ve benzeri sözler Dil ~ Kurumunca yapılmamıştır. Baş Ş kalannca uydurulmuş ve Dil Ku 2 rumunu kötülemek için, bu Ku Ş rumca yapıldı diye ortaya atıl = mıştır. ^ Genel Tazman = ömer Asım AKSOY = i V. 1 7.22112.23|14.49!17.03jl8.4OI 5.40 E. ] 2.20| 720| 9.47|12.00| 1J7J12J8 yıllar, mesleğin çeşitli branşlarında başanya koşan Iker, Genel Müdür Hayrettin Nakihoğlu nun Istanbul Emniyet Müdürlüğü zamanında Almanyaya gönderilmiş ve bir vıl. Alman Dolisi ile eğıtim yapmıs'i ÎSTİFA Iker, Almanyadan döndükten sonra hemen doğuya tayin edilince 6 yıl önce istifa etmişti. Ça lışkanlığı ve detektiflikteki meziyetlerini gayet vaykından bilen Alman polis sefleri, Ikerl» temas kurmuşlar ve esM Türk polis şefini dahili polis tofkilâtına almıslardır. YENt BtR OEVKE 17 yılhk polislik hayatına yeni bir devre ile devam etmek üzere Almanyaya giden detektif, Almanyadaki ilk Türk polisidir. Hem mescit hem dükân unihte tamdığım 64 yaşında ki Şefik Çokuslu ise yıllarca önce Almanyaya ticaret yapmaya gehniş ve sonra burada yerleşmişti. Şimdi ise hoca vizefesi görüyordu... Aslında Konyalı olan bu din adamımızla vlslam Cemiyeti]> nin merkezinde buluşup, konuştuk... Cemiyetin kurucusu ve Başkanı olan Ibrahim Gocoğlu da o sırada hazır bulunuyordu... tslam Cemiyeti Münihte 1953 kurulmuştu... tbrabim Gocoğlu lse Azerbaycanlı bir Türktü... Şimdi ticaretle hayatmı kazanıyordu... Elbise, radyo ve diğer malzemeleri sattığı dükkanm bir kösesi mescit haline geürilmişti... Bir çok Türk işçisi umumiyetle cuma günleri oraya gelıyor ve beraber namaz kıüyorlardır... Şerafettin Baykal bundan 15 sene önce, gazeteciydi. Fakat a r t * şimdi o Almanyada bir ticarethane işletiyor... Köln'ün uzak bir semtinde aslen Alman olan hanımı ve Ahmet ve tsmet isimlerindeki çocuklariyle gayet mesut olan Baykal, her yü Ağustos ayında Türkiyeye geliyor... Hanımı ve çocuklan gayet güzel Türkçe konuşuyorlar... Ve Bayan Baykal Müslüman olmuş, şimdi hem kendi oruç tutuyor, hem de kocasının oruç tutmasını istiyor... Sonra diyor ki: «Çocuklarımız İslam dınine göre yeüşmelidir muhakkak.» Köln'e gelen Türklere büyük yakmlık gösteren ve orada Türkiye hasreti içinde yaşıyan Baykal ailesi ileride yurda dönmek niyetinde... Bayan Baykal bu arzusunu mutlaka gerçekleştirmek arzusunda... Bir köşede ibadet edip, diğer köşede satıs yapüması garip kar şılamyordu amma, Gocoğlu ve ar kadaşları: « Ne yapalım, başka yerimiı yok!> Şu kfiçflk mescit, hiç olmamasmdan daha iyidir» diyor lardı... Cemiyet başkanı Gocoğlu «Bizim bu cemiyet olmasa, müslümanlan birleştirecek bir yer gö remiyeceksiniz» dedikten sonra Şefik Hoca şunlan ılâve ediyordu... « Gurbet ellerinde çalışan Türk işçilerinin lisan bilmemettten doğan büyük sıkıntılan var... Ve buralarda ruhlarında büyük mânevi boşluk hissediyorlar... Bu ancak onlara dini duygiüar telkin etmekle kapatılabilir..» Sonra, Islâmiyet her türlü ileri füdrleri kabul eder... Bu bakımdan Almanyadaki ileri faaliyetleri mânevi yönünden alarak işçilerimize anlatmak, onları uyarmak lâzımdır... Ancak burada feragat sahibi din adamlanna ihtiyacımız var... Ve buna resmen müsaade olunmalıdır. M Diğer yabancı işçiler efik Hoca daha sonra, diğer yabancı işçilerin durumunu şöyle anlatıyordu: Türk işçileri gelmezden önce pek çok ttalyan işçisi vardı Almanyada... Fakat onlarda din birliği olduğu için bizimkiler gibi sılantı çekmlyorlardı... Katolik veya Protestan kiliseleri, bir takım hayır kurumlan kendi dindaşlanna elbette büyük yardımlarda bulunuyordu. . Fakat şu kü çük cemiyet mUstesna Almanyada MUslümanlar için başka bir cemiyet yoktur... Halbuki böyle bir teşekküle herkesten çok bizim ihtiyacımız var... Notre lliiıııi De Sion Lisest Okulun kuıoıluş günü münasebetiyle 16 ocak 1966 pazar günü saat 15 de bütün Dame de Sion'lulan toplantıya dâvet eder. Cumhuriyet 471 1 R SATIŞ İLAM İslanbu! Defterdarlığından: Adet 50 4 1 4 1 7 1 Gümrüklerde biriken ithal malları çürüyor Bundan evveDd iktidar hükumetlerinin Gfimruklerde bekleyen mallarm tasGyesi •hakkmda hazırladıklan nıuhtelif kararnameler, bugüne kadar ithal rejimi ihtilâflan sebebile gümrük anbarlarmda kalmış ve çekUenaemiş nınllann tasfiyesini temin edememiştir. Bn dnrmn kararn»melerin yetersizliğinden ziyade, Gümrük, Tîcaret, Sanayi ve Maliye Bakanlıklan arası teşekkül eden kotnisyonlann hazırladıklan yönetmelikten ileri gelmektedir. Şöyle ki: Gümrük anbarlarmda mnhtelif sebepler dolayısîyle çekilemeyip biriken ithal mallannın büyük bir kısmt, geçmiş kotalarm liberasyon listeleri üzerinden alman ithal müsaadelerine müsteniden getirilmiş olduğundan ^övizleri transfer edilmiş, yani bedelleri satıcı firmalara ödenmiştir Bu durum mirvacehesinde, iadesine imkân bulunamayan bu mallar gümrük anbarlarmda veya sahalarında rutubet, yağmur tesiri altmda çürümekte bir kısmı knllanüanuyacak hale geldiği gibi, ardiye ücretlerinin hemen hemen raalın bedeline yaklasması tebebile maliyeti moazzam bir yekun tutmaktadır. Yayınlanan altı aylık ithal kotalarmdaki tahdidî kayıtlar her gümrükte mnhtelif «ekilde tefsir edilmektelir. Meselâ; mevcnt ithal müsaadesine müsteniden çekilebilen bir mal; diğer bir gümrükte tahdidî kaydm aksine tefsir edilmesi sebebile çekilememekte; ihtilâf konnsn olarak gümrük anbarlarmda kalmaktadır. Gazete ve radyo havadislerinden; gümrük anbarlarmda biriken mallarm tasfiyesi için yeni bir kararname hazrrlanmakta olduğu anlaştlmaktadır. Sözü geçen karamameyi hazırlayan Bakanlıklar arası komisyonlarm jöz önünde bulundaracaklan: Madde hükümlerinin mutlak ve hiçbir kayıt re sarta tâbi olmaması gerektiği kanaatindeyiz. Nerîman Onbulak Gümrük Komisyoncnsn; tstanbnl OLDU § BENİM PARAMÎ | Memleketim olan Kütahya Vilâ = yeti Tavsanlı kazasında 3 senedir = İdmsesiz bıraktığun baba hasretiS ile yanan yavrulanmm iaşa vft ge ş çtmini temin maksadı ile alnımı E zın teri ile çekilmiyecek kahnlar = la kazandıgımız birkaç kurusu her = ay gönderdiğimiz gibi 18.1.1966 ta s rîh 147 sayı ile AlmanyaSterkra de postahanesinden 150 Dm. gön = derdim Tavsanlı postahanesmin = bir şefliğinden gelen parayı^ yerinl E bulamayıp geriyes iade etmi?, biz ^ zat gelip geriye iade ettîklerini se = nelik izinimde defterlerinden bul = durup okudum ve gördüm. S Almanya postahanesine gerek = tercümanla, geTek kendhn h k de» S gilse 19 sefer nğradıın sordnm = Türldyenta cevap vennediğini söy S lüyor." Bnna bizzat Abnan memm = la yazıp sorduğnmnz ve beraber Ş Rönderdi^imiz kâğıttan kanaat ge E tirdim. Buna karşılık kendhn biz E zat Emlâk Kredi Bankası Ankaıa E Subesine yazıp sordum. 1S aralık = 1965 tarih 1157156254 sayı »e aldı ş jım cevapta böyle bir paranm ban E kamıza gelmediğini PTT tdaresta = den aramam gerektiğinl yazıyordo. TAVŞANL1 PTT si parayı nereye E iade etti ise tarihi ve sayısı ile ib E raz edip yahut bunlarla yetkili = makamlar defterlerini kanştırmakş zahmetine katlanıp bunu meydana E çıkanp iade etseler de yıllardır biE riktirdiğimiz dövizler Alman Ban Ş kalannda uyumasa da arkadaşla E rımla ben de acaba tereddüdün E den kurtulsak iyi olmaz mı?. E K. K. E 8594 Arzberg/obfr. = B.E.L.G. Kraft Werk = Askania Baustelle. E Almanya. E C tN St Muhtelif şişe kalıbı komple Şiller motörlü kompresör Cam eritme fınnı demir aksamı brülorU ve tefernıatı Şiller şise makinesi Şişe soğutma örını demir aksamı ve teferruatı VantilAtör Mazot deposu otomatik maıot pompalan İle Tahmm edilen değeri 20.000. 16.000. 25.000. 16.000. 10.000. 14.000. 15.000. Koyun eti kesen hususi kasapıar ütün bunlann yanında blzlm işçilerin bir de dini inançtan gelen domuz eö yememe problemi vardı... Ağzına aylardır tek lokma et koymayan, domua eti yemiş olmaktan korkan işçilerimlz sadece peynir ekmek ve sebze ile kann doyuruyorlardı... Halbuki hocalann bazılan bu ka dar evhams kapümamayı tavsiy» ediyor, domuz etinin tadının pekâlâ anlaşüacağını işçllere söylüyordu... BizimkHerin keslf olarak çahstıkları yerlerde sadece koyun eti satan kasaplar vardı... |Münih'teki «tslâm Cemiyeti» önünde bir cuma günfl toplanan Türk işçileri... Başkan Ibrahim Gocuoğlu da aralannda görülüyor... T Yekun 116.000v Vergi borçlarmdan dolayı yukanda cinsl, mlktan ve tahminl değerleri yazüı menkul mallar 20/1/1966 tarihlnde saat 14 te Çubuklu Paşabahçe Cad. 4 No. lu mahalde pazarUk suretiyle satüacaktır. Daha fazla bilgi almak istiyenlerin Beykoz Mahntidürltlğüne müracaatları ilftn olunur. (Basın: 7799 478) Bir ölü 750 marka kaldırılıyor Almanyada ölmek pek pahalıy dı!.. Şefik Hocadan ve diğer ügilüerden aldığım bügiye göre: tslâm Cemiyeti bir mezarlığı 20 sene için Jdralamıştı. Blr ölünün buraya gömütaıesinm bedeli 750 markı buluyordu... 250 Mark Belediyeye TerOirordu önce... Kabirin açılıp kapan atnsı, tabnt, kefen re bütfln meraslmta masrafı da 500 Mark tutuyor... Böylece miktar 750 Marka yukseliyordu... Bu parayı umumiyetle •igort»lar veriyordu... Bazan aileleri cenazeyi TürMyeye götürmek istiyorlardı b u bir hayli pahalıya maloluyordu... Her şeye rağmen ölen fakir İs Çiler için para toplayan arkadaşlan cenazeyi memlekete göndermeyi vazife sayıyorlardı amma! hocalar bunun mahzurlannı anlatryor, «Topladığınız o parayı ölenin ailesine veriniz daha sevaba girersiniz» diyorlardı... Otobüs Yıkama İslerine ait tesisatın ıslahı ile mekanize edilmesi isi yaptırılacaktır Ankara Elektrik* Havagazı ve Otobüs • Işletme Müessesesi Umum Müdürliiğünden: 1 Müessesemizce, otobüs ve troleybüslerin otomatik yıkama işlerine ait tesisatın ıslahı ile mekanize edilmesi işi yaptırılacaktır. 2 Bu işe ait şartname ve resimler, Müessesemiz Ticaret Müdürlüğü Dış. Ticaret Servisinden temin edilir. 3 Ögililer şartnamemize göre hazırhyacaklan tekliflerini, teklif fiatlan üzerinden % 7,5 muvakkat teminat Ue birlikte 28/2/1966 günü saat 17,30 a kadar Müessesemtt Yazı İşleri Müdürlüğüne göndereceklerdir. Teklifler bu tarihten itibaren en az 30 gün opsiyonlu olacaktır. 4 Postada vâki gecikmeler nazan itibare alınmıyacağı gibi, telgraf ile yapüacak teklifler de kabul edümiyeeektir. 5 Müessesemiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğina yapmakta «erbesttir. (Basın 7867 A, 306/478) YARIN TÜRK IŞÇİLERİNtN DERTLERİ NEREDE TOPLANIYOR? İMünih'te Hocalık yapan Şefik Çokuslu, tbrabim Gocuoglu ve Istanbuldan Mehmet Aycan, bir köşesi mescit haline getirilen dükkând*.» HiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııniııııııııınııııııııııııııııııııııııııiiiıııifiiHiııııııııııunıııııic
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle