27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE ALTT 18 Ocak 1966 CTTMHURTYFT «€şeğin göigesi» ve «Ayak bacak fatırikası» kazandılar 1965 yılında Ankaradaki sahne olayları arasında: Haldun Taner «Eşeğin Gölgesi» ve Sermet Çağan •Ayak Bacak Fabrikası» ile <en iyi yazar», Macide Tanır «Dünyanm Düzeni. ve Beyhan Hürol «tsyancılar» ve «Hizmetçiler»deki oyunlanyla «en iyi aktris»; Genco Erkal .Bir Delinin Hâtıra DefterUndeki oyunnyla «en iyi aktör»; Güner Sümer (Ayak Bacak Fabrikası) ve Ziya Demirel (İsyancılar) «en iyi rejisör»; Seza Altmdağ «en İyi dekoratör»; «Giselle» balesi «en iyi temsil>; Nevit Kodallı «en iyi müzikçi»; Meriç Sümen ve Ferit Akın «en iyi bale sanatçılan»; Ankara Sanat Tiyatrosu «en iyi eser seçimi» ile ödül kazanmışlardır. Üdül Turhan GÜRKAN 196S*TE TÜRK FILMCILIGI •••• 12 Ocak 1927 tarihli Cumhuriyet'ten Geçen yıl Türk sinemasında yalnız yumruk jjjj p * ^ tramvav kazasi jjjj tir. Yasağa riayet etmiyenler hakDün akşam müthiş bir tramvay grafiğinin yükselmesine yardımcı ohlu kazası olmuş ve freni bozulan bir kında kanunî muamele yapılacakRoma 11, (a.a.) Türkiye Sefîri Suat bey, matbuat müntesipleerişkiye çıkamamıştır. 1965 in göze çarpan özellikle ri olarak «Hazret» li Peygamber filmleriyle, futbolbası, havanın bozukluğu ve yağ riyle bir mülâkat yapmış ve Tür culann hayatını yansıtan kordelâlan saralıyabiliriz;. Bu arada Türk romanlanna karşı da aşın bir ?almurun serpmesi yüzünden basaiye ile Italya arasında hiç bir maklarına kadar işten dönen yoldın başlarrus ve bu yıl simdiye değin görülmemiş bir şekilde roman da piyesten filim yapımına girişilnenfaat veya nazar (görüş) ihticularla dolu olduğu halde Lâleli lâfı bulunmadığını söylemiştir. mistir, önlerinde frenleri bozulmuş ve şid • •1 l a Sefir, iki memleket arasında hiç AnarŞİSt İnSanlar geüŞiP rekorlar kırmaya başladetle aşağı kaymaya başlamıştır. Ve grevciler bir devirde bugünkü kadar dostâdı. Çevrilen 220 filmin dörtte bine münasibatm bulunmadığını tenarşist davranışlı lnsanladavramşlı insanla. . ... ..,. , , . ... in olaylar yaratan fil • • • • Tramvay önce bir fayton arabasıHt ile bahtiyar olduğunu beyan et rın kahramanlaştırıldjğı vurmi Ertem Göreç Ve •>•• na çarpmış ve araba Hüseyin ça• ••• tur leTe rın kahramanlaştınldıgı vur™™ ayrüabüır. •••• miştir. du kırdılı füimler 1965 te " ^ , dat Türkali iküisinin •••« vuşun kahvesinden içeri girmiş«••• . . . ^ ^ T . t . «Pantalon Bozulurum», Bankası», «Dokunma «Sen Git Abin GelTürk sinemasında yalnız yumruk reji ve senaryosunu hazırladıkla • • • • tir. Öndeki üç tramvay arabasma Liman meselesi sin», «En Kıralına Maden Suyu», grafiginin yükselmesine yardım n «Karanlıkta Uyananlar» oldu. • • • • da çarpan tramvay ağır hasara uğ ramıştır. Her üç tramvayda bulu«Kafadan Kontakaj», «Seç Seç Al etti. Bir James Bond salgırudır Türk sinemasının kendi öz kaygittikçe uzuyor nan yolcular'dan pek çoğu yaralan Hepsi de Mal» . Bunlar laf değil başladı böylece. Bir batında dört naklanna el atan, çıplak, açık semışlardır. Geç vakit hastahaneye Mavnacılarla Liman Şirketi arahani felâket... Halkm hayâ duygu tane birden Türk James Bond'u çik gerçeklerle ve dürüst bir açı • • • • kaldırılan yaralılaıin pek çoğunun sındaki ihtilâf devam etmektedir. larını inciten bu filimlerin çoğuçıkarıldı... Hem de adı sanı duyul dan emekçi işveren ilişkilerini bacakları kınktır. Tüccarlar vapurlardaki mallanm nun sansür adını değiştirmekle mamış kişiler arasından... Yılrnaz inceliyen «Karanlıkta Uyananlar» tahliye için mavnacılara müraGüney, Yılmaz Gündüz gibi srsansasyon yarattı. Bazı bölgeleryetindi. Ama içindeki açık saçık Hasköy'de caat etmişlerse de mavnacılar tistlerin boy gösterdiği kabadayıplârüar aynen bırakıldı. Türk si de yasaklanan filim Beklân ve >••• •tahmil ve tahliyenin Liman îda«•• • lık üstüne kurulu bu filimlerin Aylâ Algan'ın tijatrodan sonra si • • • • nemasınm yüzünü karartan bu fi 8 ev yandı •••• resine verilmiş bir hak olduğunu ::: önde gelenleri «Kırallar Kırab», nemada da sanaUannı tescil ettir :••*• lim furyası uzun sürmedi. Sön••>• ileri sürmüşlerdir. Vaziyete müsMangaldan sıçrayan bir kıvılcım «Sayüı Kabadayılar», «Haracuna meleriae yol açtı. müş bir yanardağ gibi şimdi. tantik (sorgu hâkimi) Süreyya 3ün gece Hasköyde 8 evin yanma Dokunma», «Kan Gövdeyi Götürbey el koymuş ve Liman Şirsına sebep olmuştur. Musluklarda dü», «Üçünüzü de Mıhlanm», keti Umum Müdürii Hamdi besu bulunmaması yüzünden büyü«Kanlı Yumruk», «Dokuz Canlı yi celp ederek kendisini dinleŞiŞi yen yangından terkos kumpanyası Adam». miştir. |j>: n »5Uİ tutulmaktadır. :::: •••• ••*• II erimsiz bir şekilde sona • denemiş, fakat bunlar rnamıstır. güldürü filmleri kaplamamış, vurdukırdılı öteki arabalarla çarpışmıştır. Kaeren 1965 te Türk sinemasında yapılmıyan bazı şeyler zada birçok kimseler yaralanmısda filmciliği mizin geleceğine hiç bir değer kazandırtır. belki hiç bir dönemde bu denli başkaldırışla piyasayı Sî'r 833 numaralı vatman Üısan efen. dinin idaresindeki çift arabadan gangsterîik özentisi filimler hiç bir zaman 1965 tekirekor mürekkep Topkapı Sirkeci ara •••• •••• • ••> 11 araba Lâleli yokşundan kayarak :! vır. Türk İtalyan münasebatı Ingiîiz resim sergisi Istanbul Güzel Sanatlar Aka demisinde dün açılmış olan «tngiliz Sulu Boya Resimleri Sergisi» haftanın en ilgi çekici sana' olayları arasındadır. Ta nırr ş Ingiliz eleştiricisi Norbert Lynton bu sergi dolayısiy ]e yurdumuza gelerek «1900 1950 yılları arasında îngiliz Su luboya Resimleri» konulu kon feranslar vermektedir. îngiliz eleştiricisi ayıu zamanda Türk sanatını da inceleyecektir. Safiye Ayla, iknici konserine hazırlanırken, Türk müziğinde reform gereğini, yazarımız Selmi Andak'a nota üzerinde anlahyoı A İkinci konserine hazırlanan İ iiii «Iran Şehnamelerinde Minyatür» sergisi Yapı ve Kredi Bankasının knltür ve sanat hizmetlerh, serisinde: Topkapı Sarayı Miizesinden «İran Şehnamelerinde Minyatür» Sergisi Galatasaraydakl banka Sa nat Galerisinde bugünden itibaren açılacaktır. Bu önemli sergi. nin biiyük ilgi göreceği umulmak tadır. Safiye Aylâ: "Türk müziğinde reform gerekli» diyor Türkiyede gizli ka1mı« niee sanat hazineleri olduğn gibi, yıllarca asıl gerçek yönleri ya ortaya çıkmamış, ya da bilinmemiş nice ünlü sanatçı var... Bir de adları ve «.öhretleri taşıdıklan sanat cevheri ve üstün meziyetleri, bugüne kadar içinde bulunduklan sanat tarn ve mesleğinin dar sınırlannı çoktan aşmış deryalar var... Kimi anlaşılmamış, kimi kapalı kaldıklan kapıları zorlamamış, kimi de büyük ve ileri bir hamle için itilmemis sanat çılar! Türkiyenin, Cnmhnriyet ve devrimler ile birlikte Atatürk'ün çizdiği yolda, «çağdaş ve ileri Türk müziği» konnsnnda, bütün olnmln çabalarla birlikte daha çözülmesi ve başanlması gereken bir çok sornnn var. Bnnda da özellikle popüler olmnş, halkça sevilmiş «yıldız» lara da büyük sorumlulnk düşüyor!. t stanbula mevsimin ilk karının I yağdığı gün... Diğer yerlerden farklı olarak birdenbire şaşılacak beyazhğa bürünmüş olan Etiler'de ünlü ses yıldızı Safiye Aylâ'ya giderken. hep yukarıdaki düşüneeler kafamı kurcahyordu... Dışarıdaki şâirane panorama, Safiye Aylâ Şerif Muhittin Targan ikilisinin şipşirin villâsına girdiğim zaman, yerini sımsıcak bir müzik âlemine bıraktı. Derin bir sessizlik içinde müzik kadar derin ve temiz bir dünya sanki... Duvarlarda Şerif WnJıittin'in kendi resmettiği tabloiar^Elif Nacinin ona sıjnduğu bir tablo ve bir çok sanatçıların eserleri; salonun orta yerinde kuyruklu bir piyano ve köşede Şerif Muhittin'in pırıl pınl viyolonseli ile emektar Utu gözüme ilk çarpan şeyler... Fakat asıl sanat heyecanı, Şerif Muhittini ve Safiye Aylâyı dinledikten sonra kıvamını buluyor. Bu muhteşem sessizlik, önce, Şerif Muhittinin tablolannı açıkladıktan sonra eline utu alarak çalmasiyle duyguya çevriliyor. «Fantezi» sinde ve diğer çaldığı eserlerinde gösterdiği şaşılacak teknik «Ut» u en ileri müzik sazlarımn seviyesinde bir virtüoziteye ulaştırıyor. Âdeta gitar virüozu Segovia'yı dinler gibiyim. Nitekim Şerif Muhittin bu sözüm üzerine heyecanını saklamıyarak, gidip 1928 yılında verdiği bir konserden sonra New York'taki bir müzik tenkitçisinin şu yazısım gösteriyor: «Şerif Muhittinin virtüozlngn Segoviayı bize hatırlalmaktadır!» O sırada kendisini hayranlıkla dinleyen Safiye Aylâ, Türk miiziğinin eskimişliği karşısında olarak. ileri bir anlam kazanması için içinde ideal dolu olarak şunlan söylüyor: « Ben Türk müziği ve folklorn diye bir aynm tanımıyo* rnm. Ikisi de tek sesli ve «Ünison» dnr. Klâsik Türk müziği önce tekkede başlayıp, sonra saray ve konaklarda gelişmiştir. Ancak Cnmhnriyet devrinden sonra halka kanşmıştır. Folklor ile halk arasından kopnp gelen bir müziktir. Fakat her ikisi de bngün «ünison» biçimleriyle halka karışmıstır.» Şu halde, müzikte devriml kabul ediyor musunuz? Bu polifoni mi, yoksa armoni yoluyla mı olacak?. « Elbette. Bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu büyük çapta bir iş. Ben kompozitör değilim. Ancak bestecilere büyük iş düşüyor. tcracı olarak da diyebilirim ki, özellikle yabancılara beğendirmek için, müziğimizin hüviyetini bozmadan bir mizansen düşünülerek verilmesini de düşünüyorum.» Yani evrensel anlamda orkestra aranjmanlannı da mı kastediyorsunuz?. « Evet. Fakat asla, bazı teşebbüsler gibi, öyle sadece bir akompanyatör kalabalığı sayılacak orkestramsı denemelerle değil. Bunun için de Türk müziği yazacak bestecilerimizin, çağdaş orkestra tekniğini bilerek ona uyçun parçalar yazmalan gerekir.» Devletin, müziğimizin ileriye yönelmesi için destek olması ve çaba sarfetmesi gerektiğini kabul ediyor musunuz?. « Evet, Devletin yardımı oltnadan ne yapabiliriz ki.» Bir sanatçı olarak politika ile ilgileniyor musunuz? Ve hangi partiye eğiliminiz var?. « Kendime göre pek tabiî ilgileniyorum. Partiye gelince, TtP ni tutuyorum» dedi. Safiye Aylâ'nın evinden çıkarken, dünyada iyi veya fena, olumlu veya olumsuz müzik olduğuna bir kere daha inandım. Zaten piyanonun, viyolonselin, utun bir arada bulunduğu Safiye Aylâ Şerif Muhittin ikilisinde Alaturka Alafranga diye köhnemiş bir ayrım yapılamazdı!. ÎKtNCt KONSERt: Safiye Aylâ bu yıl ilk defa seri halinde verdiği mevsimin ilk konserinde büyük ilgi uyandırmıştı. Şimdi de ikincisini 14 ocak cuma saat 21.15 te Saray Sinemasında verecek. Bu konserinde değerli sanatçı; Dede Efendi'nin «Ferahfeza makammda yürük semai, Ismet Ağa'dan Ferahfez» makamında işitilmemiş bir eser, Yesari Asım, Sadettin Kaynak, Selâhattin Pmar'dan parçalar ve ^ .„ o c l a u a l l i I I r m a l u t t I 1 ya axai I günümüzün sevilen şarkıları ile, folklor türküleri söyleyecektir. Şarkılar türkülerle *^ ti f\ # | ? in sÖnemli bir çizgisi e es }jjj ^arşaf ve şalvar Sapancada kadınların çarşaf ve erkeklerin de şalvar giymeleri Be lediye Meclisince yasak edilmiş Arma bahsi Beyoğlunda ramazan eğlenceleri Ses sanatk&rımız Safiye Aylâ, mevsimin ikinci konserini Ramazan münasebetiyle hazırladığı özel bir programla 14 Ocak. akşamı Sarayda verecektir. Konser programına llâveten vaktin müsaadesi nisbetinde davulcu manileri, kantolar, meddah, Zuhuri kolu, hokkabaz, köçek, or taoyunu gibi eski eğlenceler vardır. yaz perdede görünme modası oldu. Şarkıcüara filim tekliflerinin yagmasiyle beraber hemen hepsi de beyaz perdeye ak tılar. Artist enflâsyonu karşısında yapımcılann aldığı tedbirler arasında sayabilecegimiz radyo ve sahnede ad yapmış, nalkın tanıdığı kişilerin perdeye geçişleri, Türk sineması için hiç de kazanç olmadı... Zeki Müren'in önceden açtığı çıgıra 1965 te Nuri Sesigüzel, Muzaffer Akgün, Ahmet Sezgin, Safiye Filiz, Yıldız Tezcan, Yıldırım Gürses, Nesrin Sipahi katılmış oldular. Şarkıcı ve türkücülerin bu yıl çevirdikleri başlıca filimler «Hep o şarkı», «Fabrikanın gülü», Boş beşik», «Gönül kuşu», «Gençliğe veda», «Dağ çiçeği», «Kalbimdeki serseri», «Ağlayan gözlerim» adlannı taşıyor. | 7 0 3 yildızlarmın be Ankara 11 (a.a.) Türkiy» Cumhuriyetinin armasınm kabulü. elde mt.cut nümuneler muvafık görülmediğinden tâlik edil miştir. "•••••••••••lllH»IIMIUIIHMIUII Parlamento sayfamız yarın Ankara tstanbul uçak »eferlerinin, h#va muhalefeti yüzünden aksaması dblayısı ile «Parlamentoda * bu hafta> sayfamızı, yann vereceğimizi okuyuculanmıza 6zür diliyerek bildiririz. Döner döner roman okur oman ve piyes çağı olarak Türk sineması 1965 te en verim li çağını yaşadı. Bir takım bas kı sayısı yüksek romancılann kitaplanndan yapılan çalakalem senaryolarla bir romanlaşma yanşıdır başladı sinemada... Muazzez Tabsin Berkand'ın «Aşk ve intikam», «Sevgim ve gururum», «Garip bir izdivaç», Kerime Nadir'in «Posta Güvercini», «Hıçkınk», Esat Mahmut Karakurt'un «Kadın isterse», Peride Celâlin «Yıldız Tepe» çabuklukla filim haline ge tirildi. Bomanda daha da kalite arıyan yapımcılann Reşat Nuri Gültekin'in «Dudaktan Kalbe», Mahmut Yesari'nin «Sürtük», Yaşar Kemalin «Muradın Türküsü», Orhan Kemalin «Murtaza», Halit Ziya Uşakhgil'in «Kınk Hayatlar» ından yaptığı kordelâlar da beklenen noktayı aşamadı. Füimciler konu sıkıntısından öyle hale geldiler ki, eski defterleri kanştırıp sonunda «Hıçkmk» ve «Dudaktan Kalbe» yi ikinci kez filme almak ta duraksamadılar. Yazann kişüiği üzerinde durmadan, kltabı yorumlamadan yapılan bu denemeler, Türk sinemasında hiç bir yankı bırakmadan gelip geçtiler. Bütün bu filimler artistlere yaradı, bol bol para kazandılar. R 1965te Türk sinemasında sık sık yerli James Bond'lara rastlıyoruz. Elinde tabanca, adam öldüren, vurdu kırdılı gangsterlik özentisi bu filmler Türk sinemasını bir adım daha geriye götürmüştir. tşte Yılmaz Gündüz.. şan işçi. 2 Apansız olmu.* durumda, gri renkte. 3 Annemin erkek kardeşi, en küçük sosyal topluluklardan. 2 «Çok hoş ve nefis şeyler» karşılığı eski usul bir çoğul, bir renk. 5 Temiz ve ince ruhlu durura 1 2 3 4 5 6 7 8 9 da olma hali. 6 Tersi vahşl ve uygarlık görmemiş yaratıklara denilir. 7 «llâve tarzında yapılmış Yılmaz Güney 1965'te en çok vida girinti çıvurdu kırdılı filmlerde oynamış, kıntısı» anlamıbir yıl önce Yeşilçam'da 100 liraDOnlrO boınıaeanıv na iki söz, bir SOLOAN SAGA: ya iş bnlamazken, bu yıl ücretihalledflmls ?ekH tanecik. 8 Ak 1 Yeraltı zenginlikleri ( ç o ni 50 bin liraya çıkarmasını bilğul). 2 G^lenek, bir cins top ciğer (eski tıp terimi), iki söz, bir miştir. «Çirkin Kral» diyefinyaciğer (eski tıb terimi), bir ülkepan Güney'in 1965'teki kazancı rak. 3 Matematiğin eski adı. 4 nin bütün halkı. S Aşağıya doğIsmi geçici süreli (iki söz). 5 590 bin liranın üstündedir. Bir soru edatı, çevrilince «nahiye ru yürüyüg giderek. ler ve bucaklar» anlamına eski usul bir çoğul belirir. 6 Tersi Arnavut yeminidir, bir harfin okunuşu. 7 Kuzey DaŞu Asyada büyük bir akar su, Türk ırkından bir «bölüm» e mensup. 8 Fransanın eski ve büyük romancılanndan, bazı hayvanların boyunlann Bir çocuklu aile bonservisli daki saç. 9 Seziş kudreti, bir çehlzmetçi arıyor. Ucret dolgundur. şit sporcu sandalı. Müracaat Tel: 47 95 72 YUKARIDAN AŞAGlYA: 1 Tahta işleri üzerinde çalıCumhuriyet 415 123456789 li'rriilırli lli/ıııi'iri Inıııı.uır Profesör Dr. Org: WİLHELM EHMANN ARNO SCHÖNSTED GABRİEL1. MONTEVERDİ. EACH. HAYDN. SCHUMANN, BRAHMS v.s. ile TÜRKÇE KORO ESERLERİ Reklâmcüık 69/302 WESTFÂLIA KOROSU 17 Ocak Pazartesi saat 19.15 de ŞAN Sinemasında Almanya'nın en önerrOi san'at topluluklarından 1965 mayısmda ilk defa ola | rak perdelerini tiyatroseverlere açan BP Tiyatro Kulübü, bu mevsime, uyumsuz tiyatro yazan ve şair Jean Tardieu'nun dört tek perdelik oyunu ile girdi. Yıldırım Keskin'in dilimize çevirdiği sekiz oyun içinden seçilmiş bulunan bu eserler genel olarak tıvumsuz tiyatroyu tanıtacak niteliktedir. Yurdumuzda, daha önce Ankarada oynanmıs olan «Gişe» hariç, ilk defa temsil edilecek olan bu dört oyun, sırasıyla, «Kim Var Orada?», «Gişe», «Sayın Ben», ve «Sonat ve Üç Adam» dır. Turgay Betil tarafından sahneye konan oyunlar başarı kazanıyor. Tiyatro Kulübü Senaryo enflâsyonu, Recep Bilginer'in «İsyancılar», Sadık Şendil'in «Kart horoz» ve «Kocamın nişanusı», Cevat Fehmi Başkut'un «Buzlar Çözühneden», Güner Sümer'in «Bozuk düzen» adlı sahne oyunlannın da perdeye aktanlma sında yardımcı oldular. «Karanlıkta Uyananlar» ölmi 1965 te olaylara sebep oldu. bölgelerde oynatılmayan. sonra serbest bırakdan filim uzun Türk basınının birinci sayfalarını işgal etti. Bazı süre KADIKÖYDE KALORİFER Kömürü 36 08 42 de satüır. Cumhuriyet 399 Stadyumdan sinama utbol maçlannın gördüğü ilgiye dayanan «Yaşayan futbolcuların hayatı» dönemi, Türk sinemasında boşuna yitirilmiş emekler zincirini uzatıyordu. Kaleci Vural'ın perdeye geçişiyle açılan bu çığır «Şenol Birol Gol» gibi filimlere adını veren futbolcularla pekiştirilmiş, Metin Oktay'ın kendi hayatını canlandırdığı «Taçsız Kıral» la en üstün nok tasına erişmişti. Yapımcılann sırf «aşın kâr» amacıyla açtıkları bu çığır Türk sinemasını bir adım daha geri götürmüş, bazı ünlü rejisörleri bile buna âlet etmekten kaçınmamıştır. Oyun gücünden yoksun futbolculann filimleri, stad seyircisi dışmda ilgi görmediğüıden saman alevi gibi sönüp gitmiştir. F Nerede • Ne zaman • Ne var can EVDEKİ PAZAB (Ko. GÜLRİZ SURURİ ENGİîj daki adam. (S. Coscina). İSTANBUL medl). Her gece 2 U 3 , Pa CEZZAR TOPLULOGD: Is (Suarede) Roma İmparatorALEMDAR: (22 36 83) Zennuzar 16.15, Çarşamba 16.15 luğunun Çöküşü) (S. Loren) tanbul Tiyatrosu (44 22 36 be (T. Yiğit). halka, Cumartesl 16.15 ta. «TENEKE» çarşimb» bariı SÜREYYA: (36 06 82) KomşuBEYOĞLÜ BULVAH: (21 35 78) Posta lebeye tenzllât. her gün 18.15, «aı. cuma 15İ nun Tavuğu (T. Şoray). ATLAS: (44 08 35) F. B. İ. Güvercini (H. Koçyiğit). pazartesi 21.30. OPERA: (36 08 21) Agk ve BAKIRKÖY: (Altan KannKULÜP : (Şeüzaöebaşı) Ajanı (J. Stewart). <Jaş): Tersine Dönen Sem İSTANBDI. TİYATROSO: (El İntikam (C. Arkın). (22 71 83) Bozuk Düzea (E. SİNÎMA 63 Vurgun EMEK: (44 84 39) Tehlikeü Ş'ye, pazartesi hariç. her ge hamra) (44 22 36) EVLENMİ Bora). Filisü (Renkli). . SDNAR fOstüdar) (36 03 69) ce 21.15, pazar 15 te. TABİFESl (Komedi) pazar \ ERKOÇ (Çağlayan) (47 07 32) RENK: (2115 25) Küçük Betesl hanc het gece 21, car Hz. Yusuf (S. Ferdağ). BOLVAB TİYATROSD: (Azll 1 Hak Yolunda (T. Gürsu), beğe Ne Oldu? (J. Crawşamba. cumartesl pazat 1! Basmacı • K.enan Büke. 2 Kanix Ok (R.T.) ford). (21 48 92) GÜLDÜRME BE KENT OYUNCUbAfU (Dormeı FİTAŞ: (49 01 66) Romada 2 MARMARA: (22 38 60) BenTiyatrosu (44 36 63) PEMBI Nİ HARİCİYE (Komedl) pahafta (G. Hamüton). KADIN: pazartesi 18 v < zartesi hariç het gece 21.15, gal Kahramanları (R. T.). KÜCÛK. OPERA: 21.15, çarşamba hariç oe GÜREL:: (47 03 94) 1 Altm YENİ: (Şehzadebaşı) (22 58 92) (Tevhit Bilge Vahl 0 2 ve çarşamba, cumartesi, pazaı akşam 18. de. 16.15 Postlu Cengâver (R.T.), 2 arkadaşlan) (22 57 22) 00077 Dehşet Ülkesi (J. Wayne). TÎYATROSTJ : KÜÇÜK SAHNE: Ulvl UraJ Aşk ve Kumar (J. Moreu). Azmi Kont (Ahretten sevgi OOBMEN TTNAZTEPE (Bakırköy) : Tiyatrosu (49 $6 52) «ZABH 44 97 36) ÇTPLAK AYAK (Ko KERVAN: (48 04 23) Hayatllerle) pazartesi hariç her (71 65 18) Bengal Kahraman FATMA'NIN KUZUS0« (ra meaiı pazartesi uarlç h e ı mın Kadım (T. Şoray). gece 21.15, çarşamba, cuları (R. Harrison). zartesi hariç) het gün 18 v < gece 21.13 çarşambas cttmar. KONAK: (48 26 06) Vahşl ve martesi, pazar 15 te ' 21.15 de. tesl, pazat 15 da KONAK: (48 26 06) Küçük A.KSAKAY HALK Tiyaöosu KADIKÖY Bebeğe Ne Oldu? (J. Craw CEP: (36 06 82) Büyük SoyAvni DUUgil Top. (21 2119) FATİH TİYATROSD: 23 0171 ORALOĞLD TİYATROSD: (Lİ le ve AJev Oraloğlu) 49 49 3: ford). «KIRMIZI PENERLER» Her KİREÇLİ BAHÇE ber gun (R. Harrison). LALE: (44 35 95) Posta Gü ÇELİKTAS: (53 35 07) Atlangece 21.15 te çarşamba cugün 21, pazaı 15.30 da, çar ÇOCtJKLAR VE BÜYÜKLEB lOyurj), saJı. cırj^a 18, çar vercini (H. Koçyiğit). şamba 14 de EFE AIJ pazaı martesi ve pazar 16.15 de. tik Fatihi Herkül (R.T.). şamba, cumartesl pa?ar 15 LEVENT: (63 55 39) Sevişmek ISIK: (Osküdar) (3B 24 93) ARENA: (49 84 19) ŞARKIC1 11 da Çocuk Tiyatrosu. perşembe 2U0. KIRAL1^ Yasak (F. Girik). KIZ (Salı hariç, her gün 18 GEN AB : HİZMETÇlIiER Cennet Fedaüeri (A. Mekin) KJSRAĞ1: Salı, suaıs, 21.30 LÜKS: (44 03 80) Sevişmek KADIKÖY: (36 49 24) Romapazartesi hariç hergün 21.15 ve 21.15 te). çarşamba Ifc »e 21.30 per çarşamba 18 ve 21.15, cuYasak (F. Girik). A.ZAK TİYATROSD: (226246) da Bahar (R. Ing.) ;embe 18, cumartesi. Dazaı martesi. pazaı 15 ve 21.15. Gönül Ülkü . Gazanter Öz. SARAY: (44 16 56) Bengal REKS: (36 01 12) tstanbuL 18 ve 21.30 Kahramanları (R. Harrisonı TEPEBAŞ] rtYATROSO . RÜYA: (44 84 39) Çöller Şa(44 21 57) Oppenhayme hini (V. Mature). pazar, pazartesi, çarşamba SİTE: (47 77 62) Romada 2 cuma 21, pazar 15.30 da). HaJta (G. Hamilton). dede. (Devlet Demıryollan Haydarpaşa; ÜSKÜDAB TİYATROSU: ŞAN: (48 67 92) Altın VücutEMİNÖNÜ: Büyuk. İstikamet, Altın, 36 04 75). Sirkeci: 27 00 50). DenizyolCÎMRj het gece 21, pazaı lar (R. Podesta). Tuna, Lâleli, Feray. ları: (49 18 90) (Taül günleri: 44 02 07) 15.30 da. TAN: (Pangaltı) (48 07 40) EYÜP: Yeni, Sağmalcüar Yenl. BaŞehir Haüarı: 44 42 33), Türk Hava ELMAC1 GÜZELİ (Çarşamb; Bengal Kahramanları (R. mi Yeni, Nümune. Vollan BUet Satışı: 44 47 00) (Danış14.30, pazaı 11 de). Harrison). FTİH: Karagumriik, Gündogdu, Can, ma: 44 02 96), (Hava Alanı: 73 82 40 YENİ TİYATRO: (44 04 09 ÜNAL: (Kasımpaşa) (44 93 06) Horhor, Cerrahpaşa, Merhaba, Doğan. 73 84 40) Ükyardım Hastaharjesi: Her gün 21, pazar 15.30 d<| 1 Para Budalası (J. Levfis) GALATA: İzmir. (49 30 00) Nümuse Hastahanesl: «Çatıdaki Çatlak», pazartesi; 2 Korkunç Mücadele (R. (36 05 65) Gureba (21 65 00). Hasekl perşembe, cuma, cumartes: GAZİOSMANPAŞA: SangöL Widmark). (21 26 80). tşcl Samatya (21 62 50), 15.30 da «Eşeğin Gölgesi HASKÖY: Hasköy. YENİ AR: (49 64 72) Namus Beledlye SantraJı (22 45 60), Belediye pazar 11, çarşamba 14.30 d^ KADIKÖY: Mısırhoğlu, Halk, Çlğiçin. Zabıta MOdttrlflga (23 87 74), Meteo «2 Kova Su» dem, Çiftehavuzlar Tanyer. YENİ ATLAS: (48 65 02) Posrolo]l (73 86 84) Trarik şikâyet 44 16 67 5EHİR OPERAS1: (44 21 57 KASIMPAŞA: Halk ta Güvercini (H. Koçyiğit). Lstanbul töaiyesl (21 42 22) MADAME BUTTERFLY (O SARIYER: Büyükdere, İstlnye, Onal. YTLDI2V. (Eeşifctas) (47 63 42) pera), salı. perşembe. cutnar NÖBETÇİ ECZANELER ŞİSLİ: Nur, Feriköy. Arda, Şişli ŞaGüneşin Kıralları (Y. Brytesi 21 fak, Meral. ner). BAKIRKÖY: Bakırköy, Yeşilyurt, OEZEYTİNBURNT3 Tiyatrosu YENİ MELEK: (44 42 89) maniye. ÜSKÜDAR: Selimiye. Necati Baykara, Çll Horoz. Hergun 21, paj Romada 2 Haft» (G. HamilBBSİKTAS: Yeni, Çınar, Bebek, Gül. Maafcez. zar 15.30 da. Cumartesi 14.31] ton). I4moner. Brtutrul, A y z Ö : Merkez. da «Mîivonluk YeĞen». SİNEMALAR I Marc Aryan ve F. Ebcioğlu I TİYATROLAR <«•* Hazreti Yeşilçam I Şehrimizde bulunan ünlü Fransız şantörü Marc Aryan, bazı popüler parçaları plâğa Türkçe olarak okuayacaktır. Bu konuda Marc Aryan'a tanınmış discjokey Fecri Ebcioğlu yardım etmektedır. Marc Aryan'ın Türkçe olarak ilk okuyacağı plâk sözlerini Fecn Ebcioğlu'nun kaleme aldığı «C'est l'amour» dur. Türkçe versıyonunda şarkı «Artık ayrıhyoruz» sözleri ile baslamaktadır. Fotoğrafta Marc Aryan (sağda) ve Fecri Ebcioğlu göriilmektedir. ilünciler 1965 te konu yaratabilmek için tarihin derinliklerine inip kutsal kitaplara da el attılar. Böylece seks cambazlarının at oynattığı Yeşilçamda dini filimler furyası başlamış oldu. Bir kaç tarih kitabı okuyan ve din kavramının halk üzerindeki etkisini iyi hesaplıyabilen bazı ya pımcılar, yönetmenler Kur'an, İn cil, Tevrat gibi din kitaplarından da yararlanarak bir hayli peygamber filmi yaptılar. «Hazreti Muharumed». «Hazreti Ynsuf'un Adaleti», «Hazreti Eyüb'ün Sabrı», «Hazreti Süleyman ve Saba Melikesi» birbiri ardı sıra kamera önüne sıralandılar. Hele «Yahya Peygamber» iki ayn şirket tarafından birden filme alınıverdi. İslâmda hurafe, tabiat üstü olaylar olmadığı halde bu tür filimler de heyecan vermek amacıyla alabildiğine değişiklikler, yanlışlıklar yapıldı. F Argo furyası tîztürk Serengil'in öncülüğünü Qyaptığı argo sözcüklü, sudan bayagı gUldürü filim furyası, luç bir ÇMZÖA KÖrülsıiyBD bir *"«
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle