Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Ocak 1966 CUMHTJRtYET Nimbüs Eliff hanım sini büyüleyecekti sesiyle, şürleriyle, hepsini alacaktı çevresine. öyle yaptı. Çocuklardan biri sa Giilere Işık bile kurtulamazcU bülonun ışıkların: yakarken yavaş yüsünden. O hamam böceğine gü ça yerinden kalkıp çıktı dışarı. zel bir karşılıktı bu. Kızın onu dinlerken ufahp, küçüldüğünü göBir çağıran vardı adını. Aldırmadı, güverteye attı kendini a rür gibi oluyordu. Seviniyordu da buna. Sonra birden bire pişmanlık cele yürüyerek. Aksam oluyordu dışarda. Ko oturdu içine. Ne olursa olsun kız rent kanalı geri'erde kalmıştı. De ateşli ve atılgandı. Cana yakındı. Zamanım yaşıyordu kız. Haksız bi nizle göğün birleştiği çizgi. kaybo luyordu gittikçe morarıp koyula le olsa güçlüydü, inandığı için. Gençliği vardı onun. Çoluk çocuğu şan sisler altmda. Çarşaf gibiydi kıskanacağım nerdeyse! diye, çansular. Vapurun iki yanında açılan dalgaların köpüklü başları, pembe tasını koltuğunun altına sıkıştırıp pembe dağılıp dökülüyordu tath yürüdü güvertede. Uzakta, karanlı ğın içinde gölgeleşen yolcuları gö hışırtılarla. İncecen bir rüzgâr esi yordu. Küpeşteye yaslandı Nuriye rünce, önüne çıkan ilk kapıdan hanım. Denize doğru eğildi, kaldı, içeri dahverdi. Salon daha da çok öyle durgun. Neden sevincim kay kalabalıktı. Oyun oynayanlar vardı, konuşanların sesi koridorlarda boldu? diye, soruyordu kendi ken dine. Bir yaklafip bir uzaklaşmak uğulduyordu. Işıklar yanmıştı her ona, nedir bu benim halim! İçinde yanda. Merdivenleri çabucak inip, kamarasmm olduğu koridora yön kuşku!ar, kötülitler yavaştan kı lendi Nuriye hanım. Makinelerin pırdayıp uyanmsya başlıyordu. Gü zel bir gün bitmiştL Hayatımın gürültüsü peşinden gelir gibiydi. «Uzaklaşıyoen mutlu günlerinden biri! Üzgün Hep aynı tempoda lüğü ondandı belki de.. Bir şeyi ruz, uzaklaşıyoruz! • diye, şarkı söylüyordu makinelerin sesi. İlk bulup kaybetm;; gibiyim! Sulara bakıp söylüyordu kendi kendine: defa çocuklarını öfkelenmeden düOnu seviyorum, coşkunluğum, sar şündü? Ali'nin genç sarışın yüzü sıntım sevdadan! Derin derin içi gülüverdi gözlerinin içinde. «Ben demedim mi, diyordu Ali. Bu yıl ne çekiyordu serin rüzgârı. Vapur ne giizel kayıyordu denizin üzerin culuğun seni değişüreceğini ben söylemedim mi sana?» Hele kız, de! Gökyüzü naEİ morlaşıyordu! Bu sessizlik ve onun uzaktan uza nasıl gülerdi bilse! tyi ki bilmiyor! diye sevindi Nuriye hanım. ğa gelen sıcak, kalın sesi! Şiir oku maya başlamıştı belli. Ne güzel o Kamarasınm kapısmı açıp içeri gikurdu! Biraz sc*ıra kavalm arka rerken bıraktı oğlu ile kızını dışarda. sından giden yaramaz çocııklar gi bi peşine düşeceklerdi hepsi o seKüçük, katı yatağın kenarına osin! Seviniyordu çocukların yenilişine, kendini beğenmiş mimar, ka turduğunda hiç olmadığı gibi tatra kâhküllü kız ne derseler desin lı bir yorgunluk sardı her yanını. karşısındaki ler denizin morluğu güzeldi. Su Gülerek bakıyordu lara gömülüp koynlaşarak pembe resme. Şişman adamcık, kollarını leri yiyen, eritea k^ranlıklar do kaîdırmış can kurtaran simidini gi yiyordu hep öyle. Dudaklarında ha kunakhydı. Bağraz da olsa güdüm fif bir gülüş sezer gibi oldu onun. lü, toplumcu, öz^iir, tutucu olsa in Kendisiyle mi, yolcularla mı alay san oğlu bir yerde durur, kendini ediyor? diye, sordu içinden. Esnedüşünürdü, yaln^ kendini! Yüreği ni dinledi ne ouyor bana! diye. di uzun uzun adamdan ayırmadan bıraktı Böyle çarpardı insanın yüreği ka gözlerini. Sonra yavaşça kendini, uzandı boylu boyunca olranlığa karşı, sevdalı ve kuşkulu! duğu yere. Şairin dediği gibi o kısa kısacık yazlardan sonra.'. Şimdiden üşüyoGözlerini kapamıştı, upuzun yatı rura, şimdiden rizgâr serin esiyor yordu. Öyle çok rahattı. İçinin kaiçimde! Her şeyin bittiğini biliyoranlığında küçük ışıklar yanıp sö rum, gene de başlamak, gene de nüyordu zaman zaman. Bütün bağ sevmek istiyorura! Işte böyle olu ları kopardığıma. kurtulduğuma yordu insan, yalnız, şaşkın ve çare inanacağım geliyor! Evi göremiyor siz.. Kimseyle bö.ünmiyecek duy du uzakta artık, çocukları da! Bu gular vardı ve dünyada. saatte onlar simdi ne yaparlar? di ye, hayal etmeye çalıştı. Safinaz nineyi, apartmanın karanlık, uzun Kitap odasından sızan sesler ara sında onunkini bulmaya çabahyor koridorunda görür gibi oldu. Siyah rugan terliklerini sürükleyedu Nuriye hanım. Az mı okudu ba na o memleket, sevda. özlem şiirrek ahlayıp uflayarak kapıya koşu lerini! Dragosda, tepede, «Bizim lo yordu nine. Zil durmadan çalıyorca« dedikleri taş^n bir set vardı. du. Fatoş'un çalışıydı bu. Nine için Orada adalara karşı, denize, ağaç den küfürleri yağdırıyordu. Kapılara karşı... Bir?zfan onların hep nın önü kalabalık olmalıydı. Ali 61 dayanılır şey değüî Küçük kamara sessizdi. Aynanın yanında, beUerinden asılı bardaklar, rafa gbraülü yan kirli sürahi, makinelerin sesi, dalgaların şakırtısı, rüzgârda sallanan ,kısa Kaba u^rdeler, herşey olması gerektiği gibiydi orada. Bir yolcu kadın uyuyordu yatağında! O yolcu kadmım ben, uyumahyım hiç birşey düşünmeden! Bir şey scylemek, birina seslenmek istercesine hafiften dudaklarmı oynatıyordu Nuriye hanım: Yeniden cnunla beraber olmak, kucak kucağa, koyun koyuna, onunla! Birden bire yüzü gevşedi, gülüverdi rüyasında. Kızına söylüyordu bunu hem de, şaşılacak şeydi doğrusu! Hiç de ulanmıyordu üstelik. Fatoş, okul elbiseleriyle duruyordu karşısında. Her zaman olduğu gibi saçları dağılmış, elleri, yüzü kirli.. «Sen benim canımı çıkarıyorsur ama!» dedi. Nuriye hanım. Kır somurtuyordu, omuz silkti ügisiz. Güzel ve kötıiydü, içimi karıştırıyordu. Onu sevmek ml, sevmemeK mi gerektigını anıayamadım hiç bir zaman. tstedlgim gibi değildi. öyle olmak için de çaba göstermezdi. Işte höyle bağırır, hep bağınr kızmca! cBenimle bir taş bebek gibi oynamak istemi:?1in. dedi kız. Ağabeyimle de öy\e\ Beni öpmeni istemiyorum anhyor musun, bana abanmanı is'eıniyorum, beni sevmeni de isr.emiyorum!» IsElleri başının altmda, gözleri ör te bu kız benim çocuğum! dedi, tülü, dudaklarınm kenannda tath, Nuriye hanım Adama söylemişyumuşacık bir gülüş, uyuyordu ti bunu. Yanımdlaydı o. DragosNuriye hanım! Uyuyorum! diyordaki tepede, belki de Çamhca'da! du kendi kendine yavaştan. Yorgunum! diyordu. Bacaklarını, kol Ayaklannı boşluğa sarkıtmı? oturuyorlardı yanyana. Geceydi, larını oynatmaya çabalıyordu. Kal ışıklar vardı. Kızı bir daha öpkıp gidebilsem! Nereye? Neden hem! Önümüzdeki sonsuz boşhığa memeye yemin etmiştim. Bunu bakıyordu eğilmiş. Dudaklarmdada söyledim ona Gökyüzü, deki gülüş siliniyordu yavaştan. Kaş niz, ağaçlar kurşimiydi. Ben de lar, çözulmez bir sorunun karşılıkurşuniydim onlarla beraber. Ağmı ararcasına sıkıntıvla çatılıyor, Şaçlar var mıydı, deniz var mıyyüzü çekiüyordu kaderle. Boşludı, kız var mıydı, o yanımdaydı ğun kıyısında. sinek gibi ufak. ufa gerçekte? Beni öpen Fatoş muycık, ucurumun kenarında oturuyor dum. Yapayalnızdım kül rengi bir du, soluğu gül gibi kokan öyle! dünyada. Onu görmeden yanımda Ben sevişmek istiyorum, ben seolduçunu biliyordum. Gene de mut ni istiyorum dedim ona. Güçlü lu değildim. O bile kurtaramazdı ateş gibi bir soluk geçti yüzümbeni artık. Kurtulmak için cemr den.. Kıpırdadı Nuriye hanım, olmak gerekti. Korkuyordum ben. sıkıntıh. Bir yen acımışçasına O bana artık zamanın geçtiğini söy buruştu yüzü. A'eşe dokunmuj lüyordu. Bir başkası da ofabilirdi söyleyen. Kızımdı, belki de oğgibi büzüldü olduğu yerde gözlum! Dayanılır şey değil! diye, mı lerini açtı, uyandı birden bire. rıldandı uykusunda Nuriye hanım, rArkan var) vardı eşikte koltuğunda şarap §işe siyle. Nilüfer vardı yorgun ve naz lı pervaza dayanmı?. Nilüferin kız arkadaşları vardı. Memo vardı son ra. Pembe, çizgili gömleği, çenesini kaplayan pis sakalıyla! Memonun, yemek yiyecek yer bulduklan için sırıtıp bayram eden arkadaşlan da vardı. Gülerek Safinaz ninenin çenesini okşayan, börek açtırmak için ihtiyar kadını mutfağa süren Fatoş! Bütün o avare gürültücü ya bancılar!.. Evet, yabancılar! Yıllarca onlann arasuıda yalnız yaşa mıştı. Belki de yabancı olan bendim, suç bendeydi? Onunla konuş mak istiyordu bunları, her şeyi, bütün içinden geçenleri. Saklıyacak bir şeyim yok artık! Yarın konuştuğumuz de?. Hayır, yann değil, birazdan, bu gece! Az geçmeden onu yeniden göreceğini düşünmek jüreğini hoplattı. Onunla ko nusmak, dertleşmek güzel şeydi. Peki bu çarpmtı neydi gene de? Bir boşlukta acılı, sabırsız saüanıp dunıyorum, bekliyorum.. Ama nej'i? Belki de ölümü! oraya buraya, çocuklara saldırıyorum! Korku mu unutmak.. yenmek için! Onlara vuruyorum diye hep kendime vurup yaralamaktan başka ne yaptım ki yıllar boyunca! Birine anlatmak, birine yüreğini açabilmek alabildiğine!.. Birini sevmek delicesine! Benim yaşımda bir kadın! Bu söz, sık sık geliyordu dilimin ucuna şaşkın, biraz da utançlı gözlerini yurr.uyordu sıkı sıkı. Karanhklar açıhyordu bembeyaz önünde. Duvarlar çekiliyordu uzaklara. Olur mu? diye soruyordu Nuriye hanım kendi kendine. Olur mu. yeniden başlamak. onu sevmek yeniden? İSSAATLERİ \ ISTANBUL konu ve resim: Ayhan Başoğlu SONDÖGUŞ 6.25 Açıhş « 3 0 Günaydın 7 00 KBye baberler 7.05 Oyun havaları 7.25 S«bah melo. 7.45 Haberler 8.00 tstanbulda bugün 8.05 Türküler 8.20 K. ilânlar 8 25 Bup sabah sizinle 8.40 Şar kılar 9.00 Gitar soloları 9.15 Türküler 9.30 Kadın ve ev 9.50 Müzik kutus^ 10.05 Arkası yarın 10.25 K haberler 10.30 Konçerto saati 11.00 Şarkılar 11.20 Trafik 13.25 Türküler 11.40 Orkestra müz. 12.00 Şarkılar 12.20 Rad. halif müzik ork. 12.35 K. ilânlar 12.40 Şarkılar 13.00 Haberler 13.20 Çigan melo. 13.40 Şarkılar 14.00 Mikrofonda gençlik. 15 «1 Kapamş. 16.47 Açılıj 16.51 Kur'an ve Tiirkçe açıklaması 17.02 Iftar ve ezan 17.03 S a ı eserleri 17.05 Dans ork. 17.15 Erkekler fasıl top luluğu 17.40 Çocuklar için 17.55 K. nSnlar 18.00 Keklâmlar 19.00 Haberler 19.40 K. llânlar 19.45 Şarkılar 20.05 Yuvarlak Masa 20.45 Türküler 21.00 K. haberler 21.05 Şarkılar 21.25 Bitmez tükenmez Anadolu 21.35 Karışık sololar 22.00 Reklâmlar 22.45 Haberler 23.00 Senfonik müz. 23.35 Gecenin sesi 24.00 Kapanıs. tSTANBVL İL RADYOSO 17.57 Açıhş 18.00 Çeslül müz. 18.30 Müzlkaller 19.00 Çeşltll melo. 19.30 Akşam kon. 20.00 Hafif müz. 20.15 Plâklar 21.00 Opera kon. 21.30 Hafif müz. 22.00 Türk yorumcuları 22.30 Caz müz. 23.00 Operetler 23.30 Dansedelim 24.00 Çeşitll melo. 00.30 Gecenin leslenlşi 1.00 Kapanış. ANKARA 4.00 Açıli} 4J» Sahur programı 6.25 K. haberler 6.30 Günaydın 7.00 Köye haberier 7.05 Sabah müz. 7.25 Türkuler 7.45 Haberler 8.00 Ankarada bugün 8.10 Hafif müz. 8:25 Her telden 9.00 Sabah kon. 9.15 Sorunlarımız 9.35 Şarkılar 10.00 Arkası yarın 10.20 K. haberler 10.25 Türküler 10.40 Birlikte söyliyelim 11.00 Çocuk bah;esi 11.15 Şarkılar 11.30 Çeşitli müz. 11.4J Konser saati 11.15 Kıbrıs saatl 12.25 K. ilânlar 12.30 Şarkılar 12.45 Türküler 13.00 Haberler 13.20 Plâklar 13.30 Reklâmlar 14.00 Trafik 14.05 Dans müz. 14.25 Türkuler 14.40 Bando müz. 14.55 K. haberler 15.00 Çocuk bahçesl 15.15 Mikrcfonda gençlik 16.15 Saz eserleri 16.20 İftar programı 16.55 K. haberler 17.00 Y. sesler 17.30 Kad. Halk okulu 17.55 K. Uânlar 18.00 Reklâmlar 19.00 Haberler 19.40 K. Uânlar 19.45 Uykudan önce 19.50 Şarkılar 20.10 Silâhlı kuvvetler saatl 20.25 K. ilânlar 20.30 Genç Söhretlerl tanıyalım 21.00 K. haberler 21.05 Hayata bakıs 21.35 ErkekJer toplulugu 22.05 T3.M.M. saati 22.30 K. konser 22.45 Haberler 23.00 Konser salonundan 23.45 Gece yarısına dogru 24.00 Kapamş. ANKARA İL RADTOSU 17.57 Açılıj 18.00 Plâklar 19.30 Orkestra kon. 19.30 GUnün melo. 20.00 Aksam kon. 21.00 Izahlı caz müz. 22.00 Gece kon. 22.20 Müzik «eslerl 23.00 Dünyanın dört bucağında 23.30 Gece yarısına dogru 24.00 Gece v e müz. 1.00 Kapamj. Siz uyuklarken patron bir kâğıt bıraktı gördünüz mü? Yeraltı Kablosa Satın Ahnacaktır Ankara Elekfrik Havagazı ve Otobiis İşlelme Müessesesînden: 1 Müessesemiz ihtiyaeı için ajağıda eb'adlan yazılı cem'an 1000 metre yeralta kablosu teklil alma usulü ü« ve Türk parasüe satın alınacaktır. 2 Bu işe ait şartname Müesseseml» Tiearet İjleri Müdürlüğünde görulebilir. 3 Ügililer hazırlıvacaklan tekliflerinl teklif HaÜan üzerinden yaüracaklan % 7,5 geçici teminatlarile birlikte 20.1566 perşembe giinü saat 17.30 a kadar njöessesemiı Umum Müdürlüğüne tevdi edeceklerdir. Teklifler bu U rihten itibaren 30 jçün opsiyonlu sayılacaktır. 4 Klsmî sipariş yapüabilir. 5 Postada vâki geclkmeler nazarı Itibare w1ınmwr. 6 Müesses«miz siparişi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbestür. 500 metre yeraltı kablosu 3x16+10 mm2 1 KV lık 500 metre yeraltı kablosu 3x25+16 mm2 1 EV lık (Basın 7561 A. 232/406) T. C. Etnekli Genel Nttdürlfiğtinden 39 Belki de bir para mukabili, Nuri Beyin Trabzonda bulunan hetnşiresi bu genci bir kaç zaraan mi safir etmeyi kabul ederdi. Belki de başka bir çare aranırdı. Fakat bütün bu konuşmalar, tartışmalar esnasında Nuri Bey Tony'ye ait olduğundan şüphe etmediği podesued ayakkabılardan hiç lerken de yine kahvehanede kobahsetmemişti. Çünkii bu ayak nuştuğu kimselerden bir kaçiyle kabüarı giymemiş olarak Tony nc söz etti. reye kadar gidebilirdi? Asyadan Avrupaya geçince bir Jenny'nin henüz uyuşturucu i tramvaya atlıyarak evinin yolunu lâcın tesirinden kurtulmadığı ber boyladı. Fakat kapıda hiç beklehalinden belli oluyordu. Göz ka medifi bir hâdise ile karşılaşmışpakları şiş, gözlerinden hâlâ uy tı. Evine biri girmişti. Odadan ku akıyor; mahmur bir hali var odaya yavaş yavaş muayeneden dı kızcağızın! Fakat Nuri Bey geçiriyordu evini. Fakat bangi otekrarlamavı unutmadı. Yarm ge daya girse, oraya kendinden başlip onu alacaktı. ka birinin de ginniş olduğuna Temizleyici kadına Miasma ve dair izler keşfetti. Ya Hacı, ya Hacı avdet edinceye kadar yalıyı Miasma. İkisinden biri evini alan terketmemesini söyliyerek süratli taran etmişlerdi. adunlarla evden uzaklaştı. Kıymetli eşya ve evrakını sakBüyük salon âdeta karanlık, kuşların bulunduğu oda ise sü ladığı ve kışın ev sıcak dursun kut içinde idi. Nuri Beyin îhti diye perde yerine astığı Şirvan yar bir halası vardı. Onun sözünfi halısının arkasmdaki beybe yerli tutarak aklında kalması icabeden yerinde duruyordu. Heybeyi çıbütün olayların zihıünde yer et kararak içindekilerin yerli yerinmesi için kapıdan çıkarken yarun de durup durmadıklarını tâyin et dakikalık bir sükut ve düşünce mek istiyordu. Nuri Beyin heybeye daldı ve sued ayakkabılan a si bütün dostlan arasında meşlarak salonda bir divanın arkası hurdu ve Nuri Bey heybenin içinna guzelce sakladı. Otobüa bek de bulunan e«H el yasması U ••••Lj Çeviren: B. KURTARAN taplardan birinl alarak yatak odasına çıktı. Fakat bir türlü uyuyamıyor, sabahın erken olmasını bekliyordu. Jenny sabah erkenden kalkarak lâvaboda, dün kadmın getirdiği azıcık su ile yüzünü yıkadı. Saçlarını da tarıyarak yüzünü ve göz lerini bir iyiee boyadı. Mutfağa inerek kendine çay yapacaktı. Mutfak çok pis ve çok da pis kokuyordud. Çay kaynatacak doğru dürüst bir kap bulamayınca; uydurma bir kabı ısınmak üzere ateşin üzerine koydu. Mutfaktan açüan bir kapı ile Hacının yattığı odaya giriliyordu. Kulağına gelen seslerden, birinin odada ho ruldadığını zannetti. Su kaynaya dursun, Jenny evin alt katını, salonu, kuş odasını, köşe bucağını bir güzel muayeneden geçirdi. Nuri Beyin Boğaziçl bakkında söylediklerinden bariç, Boğazm suları onda da korkular yaratmaktan hall kalmamiftı. Dünyanın en meşhur su yollanndan bi ri olan şu Boğaziçi bazan çok sâkin ve hoşa gider hali, bazan kasvet verici maviye bakan mor ren^iyle hakikaten korkunç bir manzara arzediyordu bugün! Bu derin suların içinde künbilir ne halledilmez muammalar, ne esrar yatıyordu. Yahda kimse yoktu ama Jenny'nin korkudan dizleri titriyordu. Zavallının karnı da çok acıkmıştı. Biraz ekmek peynir bu larak çay demliyeceği esnada kapı açılıp Hacı içeri girince, korkudan ödü patlar gibi olmuştu. Sirndi ikisi birbirlerine dik dik bakışıyorlar; Hacı bir şeyler söy lüyor; anlamadıği için de Jenny cevap veremiyordu. Hacının kolnnda bir sepet vardı. Bunu masanın üzerine koyarak içindekileri çıkardı. Bir kaç küçük kâse yoğurt, ekmek, tereyağı, peynir, portakal vesaireden ibaret yiyecekleri masanın üzerine yığıyordu. (Arkan w) Sandığımızca Ankara, Hürriyet (Kızılay) meydanında inşa ettirilen işhanı binasrnm doğu, batı ve kuzey cephelerinin bazı kısımlarmm reklâm için kapalı zarfla artırma suretiyle kiraya verilmesi hususunda hazırlanan şartnamede 5/1/1966 tarihine kadar Sandığımıza verilmesi gereken eskiz ve teklif mektuplannın verilme müddeti 20/1/1966 tarihine kadar uzatılmıştır. (Basın 75S0 A. 70/404) İÂ LN 1) Eksilcneye konulan iş: Marmara Adası Balıkçı Barınağı inşaatı işi olup muhammen keşif bedeli birim fiatlar esası üzerinden (3.500.000,) liradır. 2) Eksiltme 26'1/1966 çarşamba günü saat 15 de Bakanhğırmz Demiryollar ve Limanlar İnşaat Dairesinde toplanacak Komisyonda yapılacaktır. 3) İsteklüer gerçek tek kişi veya tüzel kişi olacaktır. Ozel veya teKİl edilmemiş ortaklıklar kabul edilmez. 4) Eks£tmeye girebilmek için isteklilerin; kayıtlı bulunduğu Ticaret ve Sanayi Odasından hâlen çalışmakta olduğuna dair 1965 yılı Ticaret Odası belgesi ile, (Banka mektuplarınm Bayındırlık Bakanlığına hitaben yazılması şartı ile) usulü dairesinde (100.000,) liralık muvakkat teminat vermfilerl ve bu iş için iştirak belgesi almaları iâzımdır. Bayındırlık 5) İstekliler; 22/1/1966 cumartesi günü saat 17 ye kadar bir dilekçe ile Daireye müracaat edecekler ve "lilekçelerine, mütahhitlik karnesi ile «Bayındırlık Bakanhğı ile bu Bakanlığa bağh idarelerin eksiltmelerine iştirak yönetmeliği» hükümlerlne göre hazırlıyacaklan: a) Banka referans mektubunu, b) Plân ve teçhizat beyannamesinl, c) TeahhOt beyannamesini, d) Teknik personel beyannamesini, ekliyerek bu iş için iştirak belgesi talep edeceklerdir. I (A) grupundan en az keşif bedeli kadar müteahhitlik karnesi İle Işin yapılmasına muktazi inşaat »oçhizatına, II Iskele veya mendirek veya bir rıhtım inşaatı teahhtit ederek ikmâl etmiş olduğunu belgelerJe »evsik etmek suretiyle ve (B) grupundan en az keşif bedeli kadar müteahhitlik karnesi ile işin yapılmasına tnuktazi inşaat teçhizatına; sahip olanlara verilecektir. 6) Eksiltmeye iştirak edecekler istenilen vesikalan teklif mekruplan ile birlikte, eksiltme şartnamesinde yazılı olduğu şekilde hazırlıysrak eksiltme saatine kadar numaralı makbuz mukabilinde eksiltme Komisyonu Başkanlığına vermiş olmalan lâzımdu Postada vâki çeakmeler ve telgrafla müracaatlar kabul edilmez 7) Bu işe ait eksiltme evrakı (200) Liranın Mq| Sandığma yatırıldığına deir alınacak vezne makburn nukabilinde (Demiryollar ve Limanlar İnşaat Dairesı.idîn) Ledarik olunacaktır. Keyfiyet ilân olunur. (Basın 7503 A 16202/397) Bakanlığındaa