28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CDMHÜRtTET 10 Ocak 1966 SAHİFE BEŞ •H^^H Şehirde ve Yurtta Şehirde ve Yurtta Şehirde «Istanbul sıcafetır...» 3 kafador ısınmak için Ankaradan kaçlılar Alâeddin BÎLGİ blr tornacıda çalıştı, Mnhlttln de bir berberde.. Çıraklıktan Ikisi de 50 lira biriktlrdiler. Ben mektepte oknyordnm.. Param yoktu.. Gittik, bilet »ldık. 45 Hr» verdik. Elimizde 5 liramıı kaldı. Otobfis sabaha karsı 4 te geldl Istanbul'a Karanlıkta indik otobüsten ve en yakın bir kahveye gittik.. tşte hepsi bn kadar!.» «Bu kadar olur muT.. Sonra n« oldu?» «Sonrası gfizel olmadı agabey.. Bir defa tstanbul öyle söyledikleri gibi sıcak değildi.. Hattâ Ankara'dan çok daha fazla üşüdük. Kahvede birer çay içerek ısınmağa çalıstık.. An» ısınamıyorduk Dişlerimiz takırdıyordn!. Aradan bir saat geçmisti ki bekçi kahveye girdi.. Bizi gördü.. Şüphelendi mi ne, aldı karakola götürdü.. Nezarete koydnlar!.» «Hiçbir şey sormadılar mı?» «Too!. Nezarete koydnlar ve sabah günes çıkınca da dışarı sal | dılar. 425 kurnşla dısarı çıktık. { lstanbuln gün ısığında ilk defa gördük. Kar yağıyordn.. Vapnra bindik geçtik karsıya.. Paramızın yansı daha ilk elden gitti böylece.. tçimize de bir korkn girdi.. Dönelim, dedim arkadaslara!. Gezmeden geri döndük. Yine ilk geldigimiz kahveye gitÎSKENDERUN Dört koyun tik.. Bn defa başka bir bekçi gelhırsızı, Antakya Ağır Ceza Mahdi, gene bizi karakola götürdü. kemesi tarafından toplam olarak Oradan bir polisin önüne kattı80 yıl ağır hapis cezasına çarptılar ve buraya getirdiler..» rılmışlardır. Anlatacakları bu kadardı.. CuBir süre önce Güzelburç köma günü akşamı Ankaradan kayunde Izzet Akar ve Mustafa çan üç kafadarın serüveni, buPoyraz adındaki çobanlan tehrada bitmişti. dit ederek çaldıkları koyunları Ne var ki, bu üç çocuğun Ansatan Nusrettin Babayiğit, Ibrakaradan kaçmalarmda gerçefc him Sağlar, Kemal Ördek ve Nusebep; ailelerinin yoksulluğu rettin Karalı, 20 şer yıl ağır haidi. Zira ortaokul öğrencisi olan pis cezasına mahkum edılmişlerNecdet, 5 çocuklu bir memurun dir. oğluydu ve babası 450 lira maaş tskenderun kasaplarından Mitalıyordu. Seyid'in babası ise ameleydi ve işsîzdi r annesi bir hat Oktav'a ait koyun sürüsünü hastanede çalışıyor ve 6 çocuğu çalan Şeyho Küçük ile Mehmet besliyordu. Muhittinin babası Polater, Bilâl Kal ve Hasan ise. bir mahkemede odacıydı ve Kurtkan da 10 ar yıl hapis yatatam 8 çocuğa bakıyorduü. caklardır. üzü çilll çocuk, birkaç defa avucuna «hohladıktan» sonra ufacık ellerini birbirıuc sürtüştürerek ısınmağa çalıstı ve : «Ankara soguktn.. Donuyorduk!. Bize tstanbnl sıcaktır, dediler!. Hem ısınır, hem de iş buluruz diye düşündük. Söı birligi ettik, geldik . » dedi. 12 yaşındaki Necdet Poyraz'm bu sözlerini ise iki arkadaşı, 14 yaşmda Muhittin Şahiner ve 15 yaşında Seyit Boyacı da, «öyle oldu ağabey, hem ısınacak, hem de iş bnlacaktık.j» diyerek doğruladı. «Yol parasını nasıl buldunuz?» «orusuna gene Necdet cevap verdi : «Mamak'ın Keçikıran semtinde otururnz.. Evlerimiz çok yakın.. Sözbirliği etmiştik ya gitmeye, gerisi kolaydı artık. Seyit Y Muıtih şehtini Tütklet temizliyot Ankaradan kaçan 3 kafadar Emniyet Müdürlüğünde ısmıyor. Soldan sağa doğru: Necdet, Seyit ve Muhittin. (Fotoğraf: S. AY.BATAB) 4 KOYUN HIRSIZI 80 YIL HAPIS YATACAK Limanda düdük çalmak yasaklandı Vedat ETENSEL rin, emniyet ve gümrük kontrolleri ise Çanakkale'de yapüacaktır. Tenezzüh ve Spor teknelerl dahil, her tonajdaki gemilerin hava muhalefeti veya sair zaruri sebeplerle yapılmayan kontrolleri, tstanbul limanında veya uğrayacağı ilk limanda olacaktır. Yabancı limanlara gidecek veya yabancı limanlardan gelecek gemilerin yolcu ve gemi adamları, eşyalanyla beraber Karaköy rıhtımı yolcu salonundaki kapıdan başka yerden geçemeyeceklerdir. Hiç bir gemi OCAK 10 RAMAZAN 18 ruret olmadıkça liman içinde zadüdük çalmayacak ve liman dahilinde hoperlörle yüksek ses, müzik neşriyatı yapamayacaktır. Bunlardan başka büyük tonajdaV. 1 7.24 12.21H4.46ll6.59 18.37l 5.40 ki gemi, tanker ve şileplerin tstan bul Boğazmdan geçişlerinde olaE. 1 2.25| 7.23| 9.47[12.00| 1.38[12.42 ğanüstü ve zoranlu sebepler olmadıkça 10 milden fazla sür'at yapması da yasaklanmıştır. Liman sınırlan içinde çabşan \\\\\\\r£ her çeşit ticaret gemileri, liman Ba.şkanlığının düzenleyeceği bir Z program dahilinde zaman zaman E ve belirsiz muajyen saatlerde E kontrol edilecektir. Kontrol sıraE 6inda durumları, kanun ve tuzük = hükümlerine uygun olmadığı veE ya gerekli belgelerl bulunmadığı E anlaşüan gemiler, seferden alıkoE nacak, kaptan ve mensup oldukE lan isletmeler haklondaki gerekA/2 394, E li kanunî işlem yapılacaktır. Cagt Yeni çıkan «tstanbul Liman Tüzüğü» gereğince gemilerin tstanbul Boğazmdan geçiş süratleri ile Liman Disiplin ve Gümrük Işleri yeniden düzenlenmiştir. Istanbul Limanına gelecek turist ve yolcu genıilerinin emniyet ve gümriik kontrolleri Çanakkaleden bu gemilere girecek tnemurlar tarafından yolda, yolculann gümrük muayeneleri ise İstanbul limanında yapılacaktır. 500 rüsum tonilâtodan küçuk gemilel l Ankaralı Yakup Bilgiyi ben bu arada tanıdım... öğlen saatlerinde hafif hafif çiseleyen yağmurun altında sigarasını dudakları arasına sıkıştırmış, başı yere doğ ru, birşeyler araştırıyormuş gibi, eğik, süpürgesinin sopasını sallayıp duruyordu... En pahalı eşyalarla dolu, zengin vitrinler, etrafından gelip geçen, güzel zarıf kadınlar hiç bır şey, hiç bir kimse umurunda değildi Yakup Bilgi'nin!... O sadece, başı yarı eğik, kendi aleminı yai/y. şıyor... Münih'i pisliklerden temizliyordu!.. Yanına yaklaşıp konuşmak isteyince hemen Türk olduğumu anladı ve elindeki süpürgeye dayanarak: Yeni geldin buraya galiba bey? diye sordu... Ve sonra gazeteci olduğumu öğrenince' alâkası busbütün arttı.. Yakup Bılgı, Ankarada Çağlayan Mahallesinde oturuyordu.. Üç çocuğu ve kansı vardı orada.. 2 seneden fazla olmuştu gurbet ellerme çalışmaya geleli... Ve ilk nnda Türkçe konuşarak şakalaştıklannı, türküler söylediklerini duyurunca, gayri ihtiyarî heyecanlandım... Kendimi sanki, Taksimde, İstiklâl Caddesinde dolaşıyormuşum gibi hissettim... İki saat kadar devam eden çöpçülerin bu hummalı çalışması ortalık ağardıkça hızını kaybediyor, ama sonra ortaya bütün pisliklerden temizlenmiş bir Münih çüayordu... Yollarda hareket başla günden beri Münih sokaklannda dığı sırada çöpçülerin de sopa sallıyordu!... Geçen insan sehne kanştığı ve dönmüş sene lzinll olarak yurda ve bu arada oturduğu âdeta kaybolduklan görümahallede bir ev yaptımnştı... Yakup, gözleri hasretle parlayalüyordu... rak: Yurda temelll dönecegim Bir ev daha alacağun... Kâfl bn kadarı gayri! diyordu... İki sene içinde; kendi söyledlğine göre, 20 bin mark biriktiren Yakup Bilgi gibi aile reisi lşçiler ne kadar takdir ve tebrik edilseler yine de azdı... karanlığında Münih Sokaklannı S abahın alaca çalışan bir takım insanlann aralatemizlemeye Büyük sehirleri kim kirletiyor? Temizliğe lütfen etmeli tlaima riayet, Çöpler için, çöpkutusunv etmeli ziyaret!.. u sözleri, Münih ve Köm Garlarımn duvarlarında okumak mümkündü... Ve görüldüğü gibi bilhassa Türkler için yazumıştı, böyle kafıyeli olarak!.. Halbuki, büyük şehirlerin hangi tarafına gitseniz pisliğe, yere atümış çöplere rastlamak mümkündü... Yalnız Türk işçileri ve B ŞUIIIIMHnnillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll İ Ne olur şarkı ve türkülerimizi İ modernleştirmeyin i 1 | Endişeniz yersizdir Teknik, billmsel ve bugün çok duklan bu parçalan, beş on kîşihızlı koşan uluslara ulaşma yö yi geçmiyen hayranlanndan başnünden yapılan bütün yenilikleri, ka, kimse dinlemiyor ve dtalemek gosterilen çabalan ve yurt kalkın istemiyor. Bir ulusun mUzüt zevmasına verilen öneml daima alkış ki öyle kolay taklitlerle degiştirilamakta, desteklemekte ve kendi lemez ve zaten değişmemelidir mi de bu ülküye uygun olarak e de... ğitmekteyim. Asıl önemU olan, kültürel kavBilmem ne denir, ama ben, Ba ramlajı incitmeden ilerlemek ve tılüaşmanın geleneklerimizl ve öz göklere ulaşmaktır. tşte o zaman kültürümüzü etkilendirmesini ve bizi bütün dünya alkışlar, aynı Ja ya örselemesini «aşırı» buluyo ponları alkışladığı gibi... Bu sanatçılar eğer şarkı ve türrum. Bence dtn, dil, gelenek, müzik v.s. bir ulusun öz kişiliğini külerimizi hiç değiştirmeksizin meydana getiren nesnelerdir ve çalıp soyleseler çok daha başarıh ve doyurucu olur kanısındayırn. iyi korunmalıdırlar. Sözümü fazla uzatmayıp, he Yabancı ülkelerde Türk müziğim men asü söylemek istediğim ko taklitleriyle değü, esası ile tanıtnuya geliyorum: Bilindiği gibi, malıyız. Yoksa bize gülerler. Nitekim bu değişmiş parçalardan şimdi memleketimizde, Batı ülke birini «Liege»radyosu Türkçe yalerinin şarkılanna özenip Türk yınlar» saatinde dinleyen bir Be!şarkı ve türkülerini onlara ben çikalı arkadaş bana şöyle söylezetme hevesine düşmuş bir tatam di: Hiç bir şeye benzemiyor!.. şarkıcüar ve müzik gruplan var. İşte samimi hislerim... Bu kişi ve gruplar hepimizin zev Yaşar Tümbaş kini okşıyan, ulusun duygulanna Brüksel seslenen, yurdun bağnndan çıkmış güzel ve tatiı Türkçe türkülerimizi ellerine alıp ya sözlerini yabancı dile çevirip veya makammı değistirip içine bir iki «ye ye, hu hu, cav cav» katarak sö2/1/1966 pazar günü saat 1430 züm ona modernleştiriyorlar! Ve ne güzel, ne cici ve ne anlamlı bu sıralarında Çorum Belediye binakendimize göre yapümış melodi sının önünde bir kısım kalabalıyi heder edip bir yana atıyorlar! ğın biriktiğini görerek orada bu(tsterseniz, Karadır kaşları türkü lunanlardan binsine sormaklığım, sünün bu «kibarlaşmısını» bir din üzerine Devlet Bakanı Sayın Eefet Sezgin'in geldiğini öğrendim. leyin.) Belediyenin önündeki asfaltta Ne olur, Allah nzası için olsun, önde Çorum Valilik makamına ait bu «müzik katliâmını» yapmasın araba ve onun gerisinde (0005) lar. Bu aynı zamanda hem zevki plâka sayılı resml araba duruyor mize, hem de ulusal duygulara du. saygısızlıktır. «Karadır kaşlann» O sırada Sayın Bakan, berobetürküsünü Batılılar gibi söylemek (keşke söyliyebilse!) bizi modern rinde Çorum Valisi Sayın Nus leştirmez, bilakis düşürür, kü ret Budunç, senatör Alâettin Çeçültür, eira kopyacılıktır, taklit tin, milletveluli Ahmet Dysal ve Belediye Reisi Kemal Demirer, çiliktir. Bıınu yapanlar bilsinler ki; yap Belediyeden inerek hep birlikte mış, daha doğrusu. katietmiş ol Valüik makamına ait arabaya binerek hareket ettiler. Bu gayet normal bir hareketti. Sayın Bakana ait (0005) plâka sayılı resml arabaya Çorumdan kitapçı Mehmet Şaninci, tuhafiye^ Gazetenizin 4 Aralık 1965 gün ci Aslan Bayburtlu ve şahsen teE ve 14852 sayılı (Cumhuriyete nımadığım gayri resmî iki kişinin E Mektuplar) sütununda (ENDtŞE daha binerek Bakan ve beraberindekilerin peşinden hareket etE LİYÎM) yazısına karşıhktır. E Okulumuz velılerinden sayın tiklerini görünce ister istemez ^ Nihat Eren tarafından ortaya a gözlerimi 27 Mayıs 1960 öncesine E tılan durumun hakikatle ilgisi çevirdim. Çünkü o devirde bu âE olmadığmı şöylece açıklamak is det halinde idi. Evvelâ Bakanın resml arabası^ terim. E 0 ) Okulun kalorıfer tesisatı na binerek çalım satmak istiyen E henüz bitmemiştiT. Lâkin okuli bu şahıslar nangi resml sıfab ta daresinoe zamamnda tedbir alı şıyorlardı. Resml kişilikleri yalnız Adalet E narak smıflara sobalann kurulE duğuna, öğretmen ve öğrencile Partili olmalanna dayanıyordu. = rin huzur içinde çahştıklanna, Galiba Adalet Partisi iktidarda olE (5) Bir süre üçlü ö.ğretim ya duğuna göre bu partiye mensup E pıldığındân, öğrencilerin ıkili olanların hepsi resmî sıfata bürünmüştü. Çünkü bu şahıslann E oğretime nazaran eve erken dö pervasızca hususî arabaya biner ~ nebileceklerine, gibi Bakanhk resmî arabasına bin E ® Elektriğin geç bağlanacağı meleri bunu andınyordu. = hesaba katılarak yine gerekli 27 Mayıs 1960 sabahj tarihe E tedbirın alındığına, öğrencilerin E karanhğa kalmadan der<üerini gömülen parti gayretkeşliği bu E tamamladıklarına, kıymetli veli suretle yeniden hortlamaktadır. Bu hareket bu gidişin en ufak bir E miz Nıhat Eren'in endisesinın misalidir, üzülerek durumu efkân E yersiz olduğuna, diğer velı ve umumiyeye arzeder, saygılanmı E okunarın bilgilerini rica ede sunanm. ZZ rim. Çorum tl Gene! Meclisi E Serafettin Baysal Ortaköy üyesi ~ Fevzi Athoğlu tlkokulu Halil Koç E Mürîürü | | Afyon kaçakçıları ile işbirliği yapan 3 jandarma eri tevkif edildi MEYDAN DAYAĞl L.aıkıyetı ıkı koy arasında ihtılâfh bulunan arazinin bazı şahıslar tarafından sürülmesi hazinenin ısteği üzerine koye gelen jandarma çavuşu Mustafa Yıldırım yolda bize rastladı, â.ğıza ahnmıyacak derecede kü fürler savurup yanındaki dort jandarma ile beraber uzerımize saldırarak kafamızı, gözumuze vurup, yarmak suretiyle meydan dayağına çektiler. Bu durumda bizler çavuştan şikâyetçiyiz ve dâvacıyız. Hak kımızın aranmasını ve insanlığa yakışmıyacak bu gibi hareketlerin önlenmesi için ilgili makamların gazetemiz vasıtasıyle dikkatlerimin çekilmesini saygı ile arzederiz. Mehmet önder Osman Doğan | Nevşehirü Ömer Metin'in 4 çocuğu var... Holândaü bir aileye hediye olarak köy davulu götüriiyor... Trenin kompartımanında geride bıraktıklannı düşünen Ömer Metin'i görüyorsunuz... Partililer salfanatı Sayın Yılmaz Çetinerin Alman ; yada çalışan işçilerimiz hakkın Ş daki seri röportajlannı Cumhu I riyet gazetesi sütunlarmda alâka ; ile izledim. ; Bazı kadın işçilerimizin ahlâk : kuralları dışı sefil ve iğrenç ha ; reketlerini ürperti, üzüntü ve Z ibretle mütalâa etmis bulunuyo : ruz. : Çok müsamahakâr olan batı Ş devletleri kanunları karşısında : hudut dşıına atılacak kadar ah : lâksızlığı ilerleten bu bedbaht • lerin Türklük haysiyet ve şere : fine karşı ahlâksızhklarına hâlâ : mı göz yumacağız. : Dünyanm her yerinde mazbut ; olarak tanınan Türklüğün şere : fini gölgelendirme çabası içinde : bulunan sorumsuz kimseler hak • kında simdiye kadar ilgililerce : ne gibi tedbirler almmıştır öğ : Tenmek isüyoruz• Dinimiz dahi en kutsal Hac j f arizesini kadmlar için haç yolcu i luğunda kocasının veya resit ça • ğa gelmiş erkek kardeşi himaye j ve Tefakatinde gitmesini şart | kosar. : Nasıl oluyor da dilini, dinini, | örf ve âdetlerini bilmediği yaban j cı bir ülkeye, köyünden, kasaba • smdan başka yere çıkmamıs ca • hil veya ahlâki durumu tetkik : edilmiyen kadın ve kızlar kim : sesiz, başıboş yabancı memleket ; lere itiveriliyor. | Bunlan bir düzene koyma za i manı çoktan gelip geçmiştir. ll ; gılilerin acele harekete geçme j sini sabırsızlıkla bekliyoruz. Hür ! metlerimle. : Ali Orhan Ririsngln \ Almanyadaki işçilerimizle alâkalanalım \ j j ÎSKENDERUN, (a^.) Iskenderun'a bağlı Çakallı Jandarma Karakolu yakınlarında dun, bir otomobil içinde 26 torbada 200 kilo baz afyon yakalanmıştır. Yakalanan afyonlar ile otomo bilde bulunan Mahmut An, tbrahim Tuna, Ali Ceylan, Abuzer Ceylân Savcıhğa teslim edilmis tir. Ancak, torba içindeki maddelerin kimyahanede tahlili sonucuna kadar sanıklar kefaletle serbest bırakılmışlardır. Torbalar jandarma nezaretinde tartıya götürüldüğü zaman eksıldiğıni farkeden Savcı, durumu jnceleyince, Bayram Delipoyraz, Erol Gürcan, Mustafa Köse isimli jandarmalann, torbalardan bir kısmını bir tarlaya sakladıklannı tesbit etmiş ve her üçünü de tevkif etmiştir. Bu olay üzerine Savcı, kefaletle serbest bırakılan Mahmut An ile îbrahim Tuna'yı da yakalatarak cezaevine göndermiş, Ali ve Abuzer Ceylânlarm yakalanmasma çalışılmaktadır. Basın Semineri bugün başlıyor Türk basınının bugünkü bazı problemlerine ışık tutmak amacı ile Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferansı Heyeti tarafından düzenlenen, beş gün süreli basın semineri, bugün saat 10 da îstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörler Kurulu salonunda çalışmalanna başlıyacaktır. Basın ile ilgili yerli ve yabancı uzmanlarla birçok gazetecinin katılaeağı bu seminerde, açüış töreninden sonra ele alınacak konular arasında cBasın hürriyetini düzenliyen ve »mırlayan mevzuatı değerlendirilmesi», «Basının kendi kendini kontrol sistemi», «Gazete işletmeciliği», «Gazete maliyeti ve fiyatı ile ilgili meseleler», «Gazetecilikte ılân ve reklâm», «Âmme hizmetinde ticarî bır teşekkül olarak gazete, vazifelerı ve mesuhyetlen», «Taşra gazeteciliği» ile «Gazetecinin mesleki ve sosyal hakları ve bunların korunması» bulunmaktadır. Seminer, 14 ocak cuma günü saat 16 da «Gazetecilikte fiilî tekellerın ortaya çıkardığı meseleler ve Türkıye tecrübesı> konulu bir a;ık oturumla •on bulacmktır. Ankaralı Yakup Bilgi şimdi Münih'de çöpçülük yapıyor... iki buçuk senede 20.000 Mark biriktiren Bilgi «yakında yurda d<ineceğim, yeter eayri! diyor... Ve ailesine, 3 çocuğuna kavuşacağt giinü bekliyor... ömer Metin izah ettl: ya Tüık turisUeri yerlert kirletmi Benim orada aile dostlanm yorlardı yaU var! Hollandaiı bir mühendisle Ama, anlaşüan adımız çıkmıştı hammı.. Onlara hediye götürüyobir kere, bu yabancı diyarlarda!.. rum... İzin dönüşii bu... Eli boş Köyden Hoilandaya gitmek olmaz! Bizim iyi kalpli, Anadolu çocu . gptüfülen davuL ğu bu Hdllandalı aüeyi'iki sene ı'ten Stuttgart'a gidiyorönce Türkiyede tanırnıştı'.. Nev * dum. Trende 8 10 Türk şehirden otomobille turist olavardı, seyahat eden... Bunrak karı koca geçerlerken lar yine Almanya'da çalışan isçiotomobilleri bozulan mühendislerdi... Fakat bir tanesinin hali ille hanımını o gece köyde Ogi çekiciydi... Oturduğu yerden imer Metin ve ailesi misafir etkide bir kalkıyor... Beze sarılı yumişlerdi... varlak bir nesneyi ihtimamla kont ömerin dört çocuğu, kansı ve rol ediyordu... Neydi bu acaba? kardeşleri vardı... Sonra kardeşleBana ve beraber oturduğumuz yol rinden biri Hollanda'ya gitmiş, culara merak olmuştu bu sualin arkasından da ömer Metin orada sevabı!.. iş bulmuştu... Tabü bütün bu koNevşehir'in Gülşehir Kazasında laylıklan Mühendıs üe hammı Gümüşkent Köyünden ömer Metemin etmişti... tin gülerek... Işçüer siyasi olayları Davul dedi... Davul götürüyorum Hollandaya.. Hani bizim takip ediyorlar köy düğünlerinde, pehlivan güresNevşehir'ili lşçi, çocuk zammı lerinde çalınan davullar var ya, ile birlikte asağı yukan 700 marişte ondan!.. Çok mu para ediyor? Sat ka yakm para alıyordu... (Guldenı Marka çevirince).. Kazandığı maya mı götürüyorsun Hollandaparalaria radyo, pikap ve teyp ya bu davulu? sonra kendisine bir Omega saati, karısına altın almıştı... Köyde tarlası vardı Ömerin... Evinin üzerine bu yıl bir kat daha çıkacağuıı ondan sonra da yurda döneceğinl söylüyordu... Bir ara Ömer Metin'e seçimler sırasında nerede olduğunu sordum... Güldü; önce siyaset konusuna girmek lstemedi ama, sonra; Yıllık izinimi dedi bilhassa o güne getirdim Peki kime oy verdin? ömer yine blr an durdu.. Önce cevap vermek istemedi... Fakat sonra dayanamadı... Osman Bölükbasına! dedi... Görüldüğü gibi, yabancı memleketlerde çalışan işçUerimizin ekserisi memleketlerinin meseleleriyle yakından ilgileniyorlardı... Daha sonra tamştığım, pek çok kimse Türkiye'nin iç siyaseti yanmda, dış memleketlerle olan münasebetleriyle dahi yakından ilgileniyorlardı.. Hatta, Türk işçilerinin toplu olarak çalıştıklan yerlerde tıpkı kulüpcülük gibi, değişik partileri tutanlann rekabetlerinden doğan olaylara rastlanryordu... Münih'i temizleyen çöpçülerin dörtte üçünü Türkler teşkil ediyor... Her sabah ortalık oağnrken sokaklara dağıtüan çöpçüler jarkı söyleyip konuşarak, kısa zamanda her tarafı tertemiz yapıyorlar... Ifukarıda Münih'teki Türk çöpcülerini tercümanianyla bir arada görüyorsunuı... YARIN : Kimsesizler yurdunda ilıer milletten insan var... ?ıiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııiııııııııiiiıııı ııııııııııııııııııııımuıımıııııııııımımıti? İZMİR, (a^.) Izmir'de 1965 yılında 64 köy içme suyuna kavuşturulmuştur. tlgililer 27 köyün içme suyu tesislerinin de yapım halinde olduğunu, programa alman üç köyde ise, köylülerin kazı ve para MERSİN Veteriner Müdüryardımı gibi taahhütlerini yerilüğü tarafından verilen bılgiye ne getirmemeleri sebebiyle su göre, 1965 yılmda yapılan hayvan sayımı sonuçlanmıştır. Buna gö yolu yapımına başlanamadığını re, bölgede keçi sayısmda azalbildirmektedirler. Bütün bu ma, merkep sayısmda büyük yük köyler için il bütçesinden 1 milselme olmuştur. yon 900 bin, Bakanhktan 550 bin, tçel ili dahüindeki hayvanlann halk yardımından 1 milyon 300 durumu şöyledir: bin olmak üzere 3 milyon 750 bin Keçi: 894.161, Koyun: 203.500, lira harcanmıştır. sığır: 109.366, merkep. 38.143, at: 15.024, deve: 7.365, katır: 2 073 olBayındırlık Müdürlüğünden mak üzere hayvan »ayuı 1.225.463 bir yetküi. Bnyındırhk Bakandür. lıjuun 1964 programı için 500 bin MERSİN'DE KEÇILER AZALDI MERKEPLER ÇOGALDI Ixmirde 200 köyde içme suyu var lira verdiğini, ll özel tdare bütçesinden de 1 milyon 800 bin lira tahsisat ayrıldığı takdirde bu para ile 70 köyün daha içme suyuna kavuşturulacağını löylemiştir. Aynı yetkili îzmir'in 680 köyünün 140 ında hiç içme suyu bulunmadığını, 290 ında yetersiz ve 50 sinde de onarıma muhtaç olduğunu söylemiştir. Açıklandığına göre, Îzmir'in ancak, 200 köyünde içmeye elverişli su bulunmaktadır. Izmir'in bütün köylerinin suya kavuşturulabilmesi için 28 milyon liraya ihtiyaç olduğu helaplanmıjtır. 4 KAPTAN SÜVARILÎĞE YÜKSELTÎLDÎ Bir müddetten beri münhal bulunan «Marmara» gemisi süvariliğine thsan Çatok atanmıştır. öte yandan uzun zamandır ikin ci kaptan olarak çalışan Îbrahim Çolakoğlu, Münir Özöğretmen, Şükrü Canipek ve Ahmet Uprak da süvariliğe yükselmişlerdir. Tekel, Bayram için içki stoku yapıyor Tekel Idaresi son yıllarda mem leketimizde büyük bir rağbet gö ren Skoç viskilerini yeniden ithal etmeye karar vermiş ve Türkiyenin üıüyacını ilgili makamlara bildirmiştir. Öte yandan, Ramazan ayı dolayısiyle satışı duran alkollü içkiler için Tekel tdaresı önümüzdeki Bayramı nazarı dikkate aiarak ıtok yapmaya baslamıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle