02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHfnE tKl 16 Ocak 1968 CUMHURIYET m Bafı Cephesi ve Birînci İnönü Zaferi M Bekir ACAR Jt niversitenin sorunlarına yazdı| | ğı makalelerle sık sık değüıen sayın Prof. llhan Arsel'in «Üniversiteye Hücum» eden makalesinda ileri sürdüğü fikirler üzerinde dunnak istiyorum. Arsel, soruyor ve cevap veriyor. «Öğrencilerin Üniversiteye almamamalarmm gerçek sebebi nedir? Gerçek sebep üniversite öğreniml yapabilmek için şart görülen formasyonda ve yeterlikte olmadıklan hnsusunun giris smavlan aonucunda anlaşılmıs olması.» Bu tezi şiddetle reddetmemek el de değildir. Sayın hocam dediğiniz doğrudur. Ama, pratikte bu öyle olmuyor. Şöyl» ki, yapılan değerlendirmelerde fakültelerln kontenjanlanna göre alınan ilk grup bahsedilen formasyonu ve yeterliği haiz talebeler olması gerekir. Fakültelerin kontenjanı dolduktan sonra çeşitli fakültelerin tesiri bilhassa politik ile fakültelere alınaa öğrenciler bahsettiğiniz vasıflan haiz değillerdir. Dolayısiyle teziniz kendiliğinden çürümektedlr. Yeterliklerini ispat edememis oldnklan halde neden bu öğrenciler almdı? A rsel'e ikinci bir soru: ^ ^ imtihanlaruıa giren öğrencilerin bütiinü aynı puvanı alsalar nazari olarak ne gibi bir for masyon ve yeterlilik kriteri ile talebeyi seçeceksiniz? Sayın Prof. sırf bir üniversi't» üyesi olduklan için üniversiteyi masum göstermek çabasmdadırlar. Diyorlar ki: •Türkiyede yüksek öğrenim yapmak bir özentidir. Ba tınra hiçbir ülkesinde bizde olduğu kadar yüksek öğreaim özentisi göriilmez.. Bu sözler inandıncı değildir. Bir ilim adamından mukayeseli istatistikler yardımı ile rakamlan göz önüne sererek daha somut açıklamalarda bulunması beklenir. Bu sözler inandıncı olmaktan ziyade kamufle edilmiş yuvarlaklaştırmalardır. Türkiyede yüksek öğrenim bir özenti değildir. Az gelişmis bir ülkenin yegâne gerçek sermayesi •EntellectueU aydm kişilerdir. Nü fusumm %67 si okur yazar olmayan bir ülkede mevcut üniversite öğrencisini fazla bir jelcun olarak göstermek bilmem ne derece hakh ve doğru bir davranış olur. Universiteye hücum • ••ı • •• Gidiş, o gidiş Kıbn* İçin genel görüşme Mecliste ve Senatoda sonnçlandı. Şimdi oturnp perisan halimize ağlamak gerekir. Bütün jörüşmelerde bir tek gerçek ortaya çıkmıstır; o da şndur : Bugün Türkiyenin iktidanna el koymnş ve memleket ySnetiminde sorum almış politikacı çoğunluğu ne tarihî gidişin şnnrnna varmıştır, ne de bngünkü dünyanın durumunn bilmektedir. Kıbns dâvasının dününden habersiz ve yannından fikirsiz bir sfirfl iktidar hatibi kürsülerde saatlerce boş lâf söylemişlerdir. Bn politikaeılarla Kıhns dâvasını kazanmak şöyle dnrsnn, Türkiyeyi çSkfişten kurtarmak mümkün değildir. Muhalefetin bütün nyarmalanna sırt çevrilmi", Amerikadan fazla Amerikancı, Johnson'dan çok Johnsoncn bîr tntumla «Duveli Muazzama'nın koltuğu altında yürümek» politikasında ısrar edilmistir. Kendi dış politi kasım bağımsızlaştıramıyan bir devletin, milli sınırlar dışında bağımlı kalmış soydaslanna yardım etmesi Imk&nsızdır. Babıâli basını bir de kalkmış Orta Asyadaki Tflrklerden dem vurnyor. Hemen elimizin altındaki Trakyada Türklük yok ediliyor, bir solak ötedeki Kıbrıslı Türkler mahvediliyor, elimiz kolumnz bağlı kalıyoroı... Hazretler, Orta Asyadaki Türklerden söı açıyorlar. Biz 5nce kendi kendimizi bağımsızlaştıralım, bütün ağırhğıyIa üstümüze çökmüş emperyalistlere karsı haysiyetimizi kornmak idrakini beynimizde dnyalım, sonra da Millî Misak dışında kalmış Türklere yardıma kalkışalım. Kendine yardım edemiyen, başkasına yardım edemez. Kendisini knrtaramıyan, baskasını knrtaramaı. Londra ve Zürih antlaşmalariyle karsımıza iki Ynnan devleti çıkanlmıstır. Ba devletlerden birisi kapitalist dünyayı re Bteki Üçüncü Dünya'yı ve sosyalistleri gözönünde totarak gerçekci ve İki yönlü bir politikayla dâvalannı yürütmüşlerdir. Biz Amerikanın vesayetinden ayrılmıyacağız, Johnson'un mektubuna oknttarmıyacagız, diye daha da direnmekte ısrar ediyornz. Parlâmentodaki genel görüsmelerde birkaç sözcü dışında konnşulan lâft güzaftır. tktidar, Sciz, bağımlı v e millî şuurdan yoksnn bir iktidar olduğunu göstermistir. Amerikanın ve tngilterenln Enosis taraftan olduklarını ve Kıbns'ı nsulüyle Ynnanistana hediye etmekten başka bir şey düşünmediklerini kavnyamıyan politikacı ya bilgisizdir, ya da satılmıstır. Daha 1919'da, Mnstafa Kemal Samsnn'a çıkmadan iki ay önce Londra'da toplanan Dörtler Konseyinde kapitalist devietler bu pazarlıgın içinde idiler. Konseyin 13 Mart oturnmunda Lloyd George şöyle diyordn : Niyetizn Kıbns Adasını Yunanistana vermektir. Rnm Basil Zaharofnn ortağı ve kapitalist Fransanın devlet adamı Clemencean : Unutmayınız ki, Berlin Antlaşmasma göre bu konuda benden izin almanız gerekmektedir. Amerikan Cnmbnrbaşkanı rViIson ! Yunanistana bu hediyeyi verebilirseniz büyük ve değerli bir i? yapmış olacaksınız. 1919 Ocahnda Kıbnslı Rnmlar Heyeti, Kıbns'ın Ynnanistana verilmesini sa|lamak amaciyle Londra'da genis faaliyete girişmislerdi. Ama tnçiliz askerleri ve bazı politikacıları ba isteğin karsısında idiler. Askerler Adanın askerî öneminden söz açıyorlardı. Onlan yatıshrmak için askerî üsler öne sürüldü. VVinston Churchıll Kıbns'ın Ynnanistana verilmesine taraftardı, ama Ynnan askerlerinin Anadolnya çıkmasına karşıydı. Ona göre Yunan ordularının Anadoluya çıkışı, milliyetçi Türk mukavemet hareketine yol açmıştı ki, bu mahzurluydu. Türklerde millî şnnr nyanışı Batı emperyalistlerini korkntuyordn. Nitekim \Vinston Chnrchill'in teşhisi doğru çıktı. Atatürk, Kıbns Rum Heyetinin Londra'da bulunduğu sırada Anadolnya avak basarak Millî Müeadeleyi örgütlendirdi. Yunanlıların hem Kıbns ve bem de Batı Anadoln üstündeki hulyalan gerçeklesemedi. Ama Atatürk'ün ölümünden lonra Atatürk'un dıs politikasına sırtımızı çevirip emperyalist nydnlnğuna y.enıden özenmemiz, Yunanhlann NUÜo e^eJterinouyeniden imkânlar açmıştı, . Şimdi Batı Trakyada Turklügü yT.k eâiy«hUrr, fcftnbnU goz aikiyorlar, Kıbnsı ele geçiriyorlar ve bnnları büyük bir nstalıkla yürütüyorlar .. Politikacılanmız Ise iftar derdine düşmüşler, kavga ediyorlar. Çözülüs ve çöküntü devam etmektedir. Burnumuzun dibine gelmiştir tehlike... Milliyetçilerin nyanısını önlemek için, afyon gibi snnnlmaktadır din... Kapitalizm, Anadoln Türklüğünü çökertmek için 150 jıldan beri sürdürdüçü oynnlar içindedir. Yazık ki bn gidişe dur diyecek kadrolarımız kenardadır, ve bn gidişe buyur diyenler başımızdadır. Tarih öğretmeni ondros Mütarekesi'nden sonra Anadola ya larında ve batıdaki yenilgilerde T. Büyük Millet rnalı bir bohça gibiydl. 15 mayM 1919 da Yn Meclisi'ni ve reisini fornmla tntnyordn. Meydannan kuvvetleri îzmir'e girdiğinde, orada balunan larda, «Ankara'ya gittiğimde Meclis Başkanmı, Nadir Paşa emrindeki 17. Osmanlı Kolordnsana Meclis binası önünde asttracağım» diye bağırdıgıbağlı iki alay düşmana teslitn oldu. Bundan sonra nı, Mastafa Kemal kendi Nutknnda anlatıyor. Aydın ve Bursa'ya giren Yunan işgal kuvvetleri Mustafa Kemal bizzat Batı Cepbesine giderek 29 ağustos 1920 de Uşak'ı aldı. Milis Türk kuvEtem'i Albay Ismet Bey'le nzlaştırmak Istedi, favetleri Eskisehlr'in batısına ve Dnmlnpınar sırt kat Çerkes Etem bunu kabul etmedi. Bunnn üzelarına doğrn çekilmek zorunda kaldı. Batı Milis rine Mustafa Kemal, Eskişehir'in batısında ve Kuvvetleri Cephe Komutanı All Fnat Paşa'nm Dumlupınar'da bnlnnan birliklerimize, Etem'e ısrariyle 24 ekim 1920 de Yunanulara karşı Gedis karşı cephe alınmasını emretti. Yalnız başına miltaarrazn yapıldı, fakat Türk kuvvetleri maglup lî İradeye karsı koyamıyacağım anlıyan Çerkes oldn. Tunanlılann karsı taarrurn flzerine milis Etem, tstanbul Hükumetine başvnrarak Ynnankuvvetler Dumlupınar sırtlanna çekilmek zorunlılarla beraber, Türkiye Büyük Millet Meclisiyle da kaldı. savaşacağını bildirdi ve merkezi olan Kütahya'yı Antalya'dan Konya'ya kadar olan yerler ttal terk ederek 5 ocak 1921 de Gediz oivannda bulunan Tunan kuvvetlerine sıgındı. yanların, Gfiney ve Güneydogu Anadola Ingiliı ve Fransızların isgali altında inim inim inliyorÇerkes Etem'l imha etmek istiyen Türk knvdu. Doğuda, Mondros Mütarekesinin tanıdığı im vetleri batıya hareketle Gediı civarını aldılar. tiyazlar yüzünden şımaran Ermeniler faaliyette Türk birliklerinin cepheyi terk ederek batıya haidi. Bu yetmiyor gibi, tstanbul'da Mebnslar Mec reketini bir fırsat bilen Yanan kuvvetleri taarlisi'nin toplanması flzerine sehir, 16 mart 1920 de ruza karar verdi. Yunan cephesi, tznikten Gedize itilâf kuvvetleri tarafından resmen işgal edildi. ve oradan da kuzeydoguya yani Usak'a kadar Gericilik hareketleri ve dahilî isyanlar da, uzanan bir hattan ibarettir. Bunun takriben ozun ynrdu kaynıyan kazana çevirmişti. 21 eylül 1919 lugu 230 kilometredir. Gediz'in kuzeyinden 3 fırve 16 şubat 1920 de Balıkesir'in kuıeyinde görülen ka ile taarruza geçen Ynnanlılar tnönü sırtlanAnzavur. 13 nisan 1920 de Bolu ve Düzce, 19 nisan na dogru ilerlediler. Bu snretle Türk knvvetleri, 1920 de Bevpazar, Konya ve Yozgat isyanlan ya biri Kütahya'da bulunan 61. Fırka Kumandam tznıbasında îstanbul HfikAmetl, tnillî iradeye karşı settin Pasa idaresinde olarak, Kütahya'ya kadar cephe aldı. sokulan Çerkes Etem kuvvetleriyle, diğeri Albay tsmet Bey'in İdaresinde olarak, tnönü sırtlanna doğru ilerliyen Yunan kuvvetleriyle tavaşmak •orunda kaldı. Büyflk Millet Meclisi, işte bn guç •• sartlar içinde, Î3 Nisan 1920 de açıldı v« * başkanlıgına da Mustafa Kemal getirildi. Batımn modern silâhlariyle donatılmıs ve tes•fnönü sırtlanna gelen Yunanlılar 9 ocak 1921 kilâtlı Ynnan kuvvetlerinin taarrnzn karsısında, •" de Türk eephesine taarruı ettiler. Ynnanhiptidaî silâhla teçhiz edilmiş bulunan milis kuv lann 20.000 piyadesi, 150 agır makinalı tüfek, 50 vetlerle karsı koymanın ve gerülacılıgın artık bir top ve 200 kılıeı vardı. Bana karşılık Türk knvmânası yoktu. üstelik bn milis kuvvetler, batıda vetleri ancak 5.000 piyade, 50 makinalı tüfek, 28 halkı soyuyor ve keyfî bir şekilde hareket ediyor. top ve 300 kadar da kılıca sahipti. Sisli bir havaŞu halde batıda, hiç zaman kaybetmeden modern da baslıyan Ynnan taarrazn Türk kuvvetlerinin anlamda bir batı cepbesinin kurulması gerekir. millî ve metin iradesi sayesinde 10 ocak 1921 de AIi Fuat Paşa'nın kasım 1920 de elcilik sıfatiyle püskurtüldü, ve Yunan kuvvetleri Bursa'ya doğMoskova'ya hareketinden sonra Türkiye Büyük rn çekilmeye basladı. Di|er taraftan 61. Fırka Millet Meclisi batı cephesinin kurulmasına karar Kumandam tzzettin Pasa da, Kütahya üzerinden verdi. Batı milis kuvvetleri üç kısraa ayrıldı. Ba taarrnza geçen Çerkes Etem knvvetlerini mağlup tı Cephesi adındaki birlikler Albay Ismet Bey'in, ettl ve fisi kuvvetler kaçmağa başladı. Çerkes Güney Cephe Albay Refet Bey'in emrine verildi. Etem ve kuvvetlerinin tutoklanması gayet kolayFevzi (Çakmak) Bey de Millî Savnnma Bakanlı dı. Fakat Güney Cephe Kumandam Refet Pasa, ğına ve Genel Kurmay Başkanlıgına getirildi. Kütahya'nın batısından değil, dogudan taarrnza Çolak îbrahim emrindeki milis kuvvetler 3. Sü geçmek suretiyle âsilerin kaçmasına imkân havari Tfimeni, Sarı Efe emrinde bulnnan kuvvet nrladı, onlar da tekrar Yunanhlara iltica ettl. ler de 33. Süvari Alayı adiyle Albay Ismet Bey'in Bunun üzerine Çerkes Etem'in kardeşi ve Maniemrine girdi. Fakat Seyyar Milis Knvvetler Ko sa Milletvekili olan Reşit Bey, Mastafa Kemal'in mutanı Çerkes Etem buna mukavemet etti, yal teklifiyle Meclis tarafından milletvekillikten tard nız başına düsmanla savaşacağını söyliyerek ve edildi. Tilen emri kabul etmedi. Emrinde 4 top, 10 makiirinci tn5na Zaferi'nln tarihtekl Bneml bü...jıalı tüfek ve 10.000 kişilik de bir kuvveti vardı. yüktür. Bu zafer, Ynnan taarrnzunu rabildiği gibi, âsi kuvvtlrenTrtrimes hazırladı. Yine bn zafer, millî iradenin Anadolupn my m m m m nin açılmasından sonra Sey da bütün kuvvetlerden fistun oldugnnn ispat et\. t J İV1 IVJ. yar Milis Kuvvetleri Kuman ti ve dünyaya, böyle bir knvvetin varlığuu gösterdl. Yenl Türk Ordnsunnn, düşman kuvvetleridanı ve Teşilordu Cemiyeti'nin bir üyesi bulnnan Çerkes Etem'in Bolu, Düzce, Yozgat ve Konya is ne karsı koyabilecek derecede kuvvetli olduğunu bütün dimağlara yerlestirdi. yanlarının bastırılmasında hizmeti görülmüştü. Ey tarihin kovnunda sakladığı şirin AnadolnBu başanlanndan ve agabeyi Reşit Beyin milletnun tnönü ıırtları! Türk milletl, dün olduğu vekili olmasından faydalanmak istiyen Çerkes Egibi bugün de seni sinesinde taşıyarak anıyor ve tem, kendisini gayet kuvvetli hissediyor ve mağanacaktır da. nır bir tavır takınıyordu. Hattâ o, Anadola isyan İ5İ bilmek Içln jart görülen formasyon ve yeterlikte kabul edilmiyeceklerdi. Kanaatimizce; finiversiteye girmek için gereken puvanm almamaması sebeplerl üzerinde durulduğu kadar, bahsettiğim adaletsizliğin ortadan kaldınlması husnsunda gerekli hassasiyet gösterilmelidir.» 0 Orhan Albayrak, Arsel'in ortaya koyduğu «Orta öğretimdekl aksaklıklar ve Adaletsizlikler. konusunda birleşmekte, fakat üniversiteye yapılan hüeumlan cevaplandırmadığı İçin hocasına çat maktadır. İbrahim Destan adlı okuyucumuz da Arsel'e ju »oruyu yöneltmektedir: •Acaba bütün talebeler yeterll olsalar onlan üniversiteye almak mümkiin müdür?» Tartışmacı Altan özkale de diğerleri gibi «şart görülen formasyon ve yeterlilik» ve .Yüksek öğrenim yapma ihtiyacı» konusundaki fikirlerinden dolayı Prof. Arsel'i tenkid etmektedir. lili T.B.M.M. toplanıyor Zafer • ••a • ••• »••• • ••* •••• Oü İİİİ Çerkes Eiem'in tutumu B şs: £5 W ~'*ğosterilmeli • • • « •••• sü •••• •••• ESSS •••• » • • • s:: •CAYBCTTIKLERIMI3E FAIU GÜLEÇ Ahmet H. SELGiL kdenizin sevimli, güzel, ılık bir adasında doğdu. Okuma yıllanm başında sarık, sırtında cübbe geçırdi. İstanbula okumaya geldiğl raımn Beyazıt medresesinin bir köşesine yatağını serip, fodlasını almava başlayınca ilk işi Mercan İdadisine yazılmak oldu. Oradan Mülkiyei Şahaneye yazıldı. Medreseden icazetini geç almaya çahşıyordu. Mülkiyeyi bitirmeden medreseden ayrıl«sa yatacak yeri, yiyecek yemeği güç bulacaktı. Mülldyenin son imtihamnı verdiği gün binbir fedakârbkla tedariklenen redingotunu sırtına geçirip başına püsküllü fesini giydi. Mülkiyenin sanklı okuyucusu, devletin modern nıemuru küığuıa bürünmüştü. Adasından kopup anavatana geldiği zaman ailesi Bergamanın Kınığına yerleşmişti. Mektep bitince Dahiliye Nazırı Talât Beye başvurdn. Bir, iki kelime konuşunca hemen İzmire Maiyet Memuru, oradan da «İkinci memleketim» dediği Kınığa Nahiye Müdürü oldu. aymakamlıklar birbirinl kovaladı. Çal'da Millî Mücadelenin kahraman Kaymakamı oldu. Düşmanlarla çarpıştı. Ordu İzmire gelince daha İstanbuldan yabancılar çekilip gitmeden heybesine koyduğu iki çamaşır, dört kitapla Büyükada iskelesine çıktı. İskeleye Kaymakamı karşılamaya çıkan Adanın Rum asıllı Belediye Reisi ile Adanın Rum eşrafı eli beybeli adamın Kaymakam olacağım nmmadıiar Yanlanndan geçip Belediye binasına gitti. Ancak orada yeni Kaymakamlarını görüp bir yeni gidişin, Kaymakamm ne oldugunu öğrendiler. Memurluk günleri hep basanh geçtl. tstanbula Vali Muavini olduğu vakit o zamana kadar kimsenin yapmadığını yaptı* Odanın kapısına cVurmadan giriniz» diye levha asü. Tesaduf, üç sene bizi bir arada çalıştodı. Onun kadar halk İçinde, halk için çahşan bir Vali görmedim dersem bir meziyetini büyütüyorum sanmaym. tzmir, Bursa, Balıkesir, tzmit, Edirne Valüiklerinde hep köylfl için didlnlrdl. Köy yolu, koy s: K mektebi, köyde halk odası, köye kitapuk, köye su, aklma gelirse hep köylü efendisi için yapardı. Atatürk'ün yoluna bn kadar bağh medreseliyi bir daha görmek kimseye nasip olmaz. •••• eki, çahşkan, bilgili. dini bütün, lâik evet, hiç kimsenin olanuyacağı kadar lâik Mevlâna'nın bütün insanlan dergâhına çağırdığı gibi o da derdi olan herkesi hangi mezhepten, hangi milletten olursa olsun Vali odasında karşılar, dertlerine derman bulmaya çalışırdı. Her köylü odasına kapıyı vurmadan girer, Fazlı Beyin kahvesini içmeden gidemezdi. Onn Atatürkçü diye kabba sokmak günah olnr. O tam Atatürkün istediği adamdı. Neşesini kaybettiğini gönnedim. Durmais: dan halk için bir şeyler yapmak isterdi. Hiç durmadan, hiç bir şey almadan sadece vermek, köylüye bir şeyler öğretmek isterdi. Bursa köylerinin tarlalannda liseyi bitirmiş sapanı elinde calısan köy delikanhlarım seyrederken sevinçten göz• ••I • ••I lerinin yaşardığını anlar, yiızüne bakmazdım. İyi ye • >*•! tiştirdiği öz lnTİa.nnı nasıl severse o köy delikanlüannı da öyle candan, içten severdL Sağiam ahlâkmdao söz açmaya lüzum var mı? tnanmadığı bir programm partisi iktidara geldiği • •• >••' gün kimseye sonnadan, danışmadan çok sevdiği, :s: :=: bağlandığı işinden ayrılıp köşesine çekilmeyi bilmedi mi? ölünceye kadar inandığı fHdrlerin savunmasını yapmadı mı? : nnn için söylenecek daha M kadar çok gn : =•« • • zel söz, eşsiz anılar, hikâyeler var. Bir kısa yazıya sığdırmak elden gehniyor. O bn memleket için yaşadı, çalıştı, emekll oldn. EmeklîUğinde de dnrmadan iyilik için, yardnn için, inandığı feyler için çalıştı, didindi. Nihayet Kızıltopraktaki evinde «Bn, hayatmm hfkâyesini bitirmiş olarak buldnk. Bu memlekette Fazlı gibi bir ka« ytts medre•ell yetişebilseydi memltketm kaderl mnhakkak başka türlü olnrdu. •••« Rüyasım gördüğn bteklerinin hakikat olrna§ını dilemekten baska elhnizden ne gelir ki?M Z • Ml ii l l l l O 0 Bu konuda Samsundan Mehmet Fevzi Er adlı okurumuz da u satırları gerçekci, toplumcu özetle şunlan soylemektedir: «Gazeteci inceliği ve esprisinl, yazanmız llhan Selçuk'un «Bir tablo, bir mektup ve bir tnsanî görüşlerini asarak partilesoru» yazısından esinlenerek yan rini ve efendilerini alay konusu yor ve yazanmızm tüm düşün ve yapmaya çalışma şeklinde ileri görüşlerine katılmakla beraber ba sürmek pek doğru değildir. zı noktalara değinmek istiyorum. Cumhuriyet gazetesi okurunun, Cumhuriyetten bn yana 42 yıl Cumhuriyet gazetesinin cidaiyetin geçti. Geçen ba süre hiç bir za den bahsetmesi için, kafasını göman azımsanamaz. Bu süre, tnsan mülü olduğu yerden çıkarıp aydınve toplumlar için büyük işlerin, uğa çevirmesi lâzımdır.» ileri atılmaların, silkinişlerin yapılabileceği büyük bir zaman blokudur. Bu geçen süre, bosuna ak mış, ulus ve yurda gerekli yaran sağlıyamamıştır. Atatürk çağı hariç böylesine uzun bir süre, hovardaca harcanmışta. Atatürk dev rimlerinden pek çok tâva verilmiş, sonra da 10 Kasımlarda Ataartışma sütununda neşrediya saygı dunışlan, övgü söylevlelen «Orman dâvası» başhklı rinde bulunulmuş «Atam! İzindeyazıyı, gerçekten orman dâyiz, rahat uyu» sloganlan çekil vası ile ilgılidir diye okudum. Ayhan AZAK miş ve hâlâ çekilmektedir. Ama ne g^zer, bu bır orman muBizler söz ve eylemlerde uynm hafaza memurunun, daha evvel istiyoruz. Söz ve eylemlerinde çe ^azılan Orman başhklı bir yazılişme olan insanlann yurt ve u ' 'ya verTıği cevap, j^ Bn cevay Jus/arma yararlı olamıyacaklarına ^ j azışında ormancı yurttaşımız inanıyor, bugünkü bocalamamızın' *Wenai ftonularının "ğtrçeiilerine,•• hiç temas etmiyor. Veryansm bir • Bu konuda Hüseyin Küçük bir nedenl olarak da bu faktörün öğretmene çatıyor... Tahsillerini, çakır, Orhan Albayrak, İbrahim önemli etkisini görüyoruz. Bugün Türkiyemiz, çözüm bek fedakârca çalıştıklarını tanıklaDestan, Altan Özkale adlı okurmağa çalışıyor. Buna bencj, hiç larımızdan mektup almi| bulunu liyen bir çok dev sorunlarla kar lüzum yok. Memurlar kannn ve şı karşıyadır. Aydınlığa kavuşmayoruz. yönetmelikler gereğince görev mız. her alanda kalkmmamız bu Tartışmacı Hüseyin Küçükçakır sorunların çözümüne bağlıdır.. Bu yaparlar. Bnnlara oymıyanlar, genellikle Prof. Dr. Arsel'in fik nedenle de ulus olarak bugün her ergeç, tasfiye edilir. Mesele bu rine kaüldığını belirtmekte fakat şeyden önce işlenmis insan malze değil, bugün ülkemizde orman «yeterlik» konusunda şu soruyu mesine şiddetli gereksinme duy diye bir dâva var mıdır? Varsa yöneltmektedir: «Acaba, Üniversite maktayız. Bu da halka dönük, bn dâva tamamen halledilmiş tahsill yapabilmek için şart görü halktan yana bir eğitim düzeni ile midir? Halledilmemişse, ne gibi len t ıformasyon ve yeterlik objek köylerde sönen üstün zekâlı, özel tedbirler almamız lâzım geliyor? tif olarak tesbit edilebilmiş ve istıdath çocuklarımızı okutmak ve Asıl düşünülecek ve gazetelerde ediliyor mu?» yetiştırmekle onlan yurt yaranna eleştirilecek bnnlardır. Küçükçakır, bu sorusuna veri geliştirmekle gerçekleşir. Kanıma gore; tüm ormanlanlecek cevabın pek müspet olamıKadın soruııu, karanlığa yani mız gunden gune azalmakta. Bu yacağını göstermek için asağıdaki küy yaşayışına değin uzanarak A azalma plânlı olmadığı ıçm, keörneği veriyor: «Üniversiteye girme işi daima tatürk devrimlerini, onların ayak sılenlerin ve yananların yerine, fakülte kontenjanlanna göre ayar larına götürmekle, yobazlığın. o aynı miktarda ekim yapılama lanmaktadır. Ba ise adaylar ara dağmda savaş yapmakla, acık o makta, orman teşkilâtmca mevkültür cut ormanlar da korunamamaktasında adaletsizliğin doğnasına se turumlar, konferanslar, filmleri, defileler düzenlemekle, dır. bep olmaktadır. Meselâ Ankara Biz, kimseden korkmadan keHuknk Fakültesl 1963 . 66 ders yı tiyatroyu köye sokmakla, üstün lı üniversite giriş imtihanlarmda zekâlı erkek ve kız çocuklanna o çilerin ormana zarar verdiğini, ilk olarak 390 puvan alanlarm fa kuma ve yükselme olanaklan ha orman köylerinin ormanlan tahkülteye girebileceklerini ilân et zırlamakla ancak çözülebilir. Bu rip ettiğini, bazı görevlilerin de miş, bilâhare kontenjan dolmadı gerçek böyle biline. Tüm aydm bilerek veya bilmiyerek ormana ğından bu rakam 370 şe kadar düs kadınlanmıza sesleniyorum! Köy zarar açtıklannı, yangınlann nemüştür. Kontenjan, 390 puvan a kadmlannı bugünkü an durumun denlerini, açıkça yazalım, münalanlarla dolmuş olsaydı, 390 pu dan elbirliği ile kurtarmaya çalı kasa edelim. Tâ gerçek orman vandan aşağı puvan alanlar Hu salım. Savası onlann arasmda ya düsmanlarını bulnncaya dek^. palun. Köy kadmına insan gibi Iste o zaman gerçekci ve ideal kuk Fakültesinde öğrenim yapayaşamayı 20. yüzyıbn sonlarında bir ormancı olarak, ormanlan olsun verelim. seyreder, çesitli renkleriyle, faydalan ile hem kendimiz, hem de Süleyman AKDAĞ • Dr. KEMAL ÇAĞLAR • înegöl'ün Kutluca köyünden bütün yurttaşlann nasiplenme öğretmen Kadir Çetinkol adlı o sini sağlanz. Yoksa orman yeri • tdrar Xollan ve l'entufil kuyucumuz da îlhan Selçuk'un ne bozkırlan seyrederek, ileride 2 Hastabklan Mütebassın fikirlerine katüdığını belirtmek kara kara düsünürüz™ • Galatasaray, Turnacıbaşı Sok. te ve bunlan pekJeştiren bir çok Ismail BOZKÜRT • No. 12 Uğur Apt. Saat 1013 6mek sıralayarak kız öğrencilerin S ve 13 18. Tel: 44 14 38 S okula devam edememe |ekilleri «• • • • • • • • • • • flzerind* durmaktadn. !•••••••••• Tartışma bölümüne gSnllâncıhk: 666/331 derilen yazıların mümkünse daktilo edilmesiOanıltye Mfltenamuı ni, 250 kelimeyl aşmama«nı ve yazarlara değil, Dr. KÂMRAN ŞENEL zarfın flzerine «Tartışazetenizin tartışma «ütununda, Takslm Sıraselvileı Cad. ma» rfîmuzn yazılarak, mall mUşavir Ezel Baltab, «öl111/5 (Aftnan Hastanesi yanı) Yazı tşlerine postalanadlı far at Sldü!» lejandlı Tel: 44 55 14 masını riea ederiz. resmi konu yaparak gazetenlze (Her gün 15 • 18) serzenlşte bulunuyor va lnsanhk Bir tablo bir mektup ve bir sorn vazifesinin İyilik temenni etmek olduğuna işaret ediyor. Hemen ifade ettnek isterim ki, Cumhuriyet, günün aktüel kcnularından mülhem olarak gayet espritüel bir düşünceyie basit ve acı bir trafik kazasınuı mizanpajl tekniğinde fevkalâde bir başan göstermiştir. Bu hususta Cumhuriyete samimî tebriklerimizi sunmak hem bir zevk ve hem de bir kadirşinasuk borcudur. İnsaflı vatandaşlar 20 Aralık 1965 tarihli Cumhuriyet'in 1. sayfasındaki haberlerin manşetlerine, karikatürüne şöyle üstünkörü bir göz atarlarsa bahis konusu resim olmasa dahi «her halde kır at can çekişiyor» demekten kendılerinî alamazlar. Oysaki Cumhuriyet'in, çafımız gerçeklerine göre Türk toplumunun sosyaı. politik ve ekonomik yapısına ve menîaatine en uygun modern ve ılımlı bir görüşü vardır. Bnnu sinesinde topladığı gerçek aydmlann paha biçilmez yazılan ve uyarmalariyle her zaman ispat etmiş ve etmektedir de. Milli çıkarlanmızı ve bütünlüğümiizü lhlâl eden, millî haysiyet ve prestijünize simsiyah gölge düşören olaylar ve davranışlar, bay Baltalı'yı «Zavallı kır at» faciasından her halde daha çok etkilemesi ve acı acı düşündürmesi icabcderttL Dr. M. N. K. B Orman dâvası T Haysiyet •mmınm>nııın.ı.,,, m ..,.,.., 1|>1|m||||l| } Başvekâlet eski Müsteşarlanndan merhum Vehbi Demirel'in eşi, Nermin Kök'ün annesi, Haydar Reşit Kök'ün kaymvalidesi, Ergin, Yüksel ve Ayten Kök'ün anneanneleri, Refik Örgey'in teyzezadesi, Ayten Akçal ve Aydın Örgey'in halalan, Saöye, Naci, Nurten Özaydın ve Neriman Özyurt'un yengeleri Salifaatı Nisvandan VEFAT SADİYE DEMİREL 8 Ocak 1966 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 10 ocak pazartesi günü öğle namazmdan sonra Hacı Bayram Camimden kaldınlacaktır. Allah rahmet eylesin. Cumhuriyet Kapalı Zarf Usulüyle Menkııl Mal Satışı İslanbnl Deflerdarlığından. 7500. lira muhammen bedelll 562,50 lira teminatb Zeytinburau 1018. ci Ord. Ağır Bakım TamİT Fabrikası Müdurlüğunde bulunan tahminen 3 ton pirinç talaşı. (Fazlasınm bedeli tahsü noksanı alıcıya iade edilecektir.) (5535384) 5295. lira muhammen bedelli 397.13 lira teminatlı linniyet Müdürlüğünün Kumkapı garajmda bulunan 353 adet muhtelif cina hurda oto dıs lâstikleri (5535375) 5000. lira muhammen bedelli 375. lira teminatlı Kazhçeşms 601. ci Levazım Tabur Komutanlığmda bulunan tahminen 10.000 kilo hurda demir. (Fazlasmm bedeli tahsü noksanı ahcrya iade edilecektir.) (5535279) 4500. lira muhammen bedelli 337.50 lira teminatlı îstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğünde bulunan lahminen 9 ton hurda demir. (Fazlasırun bedeli tahsil noksanı ahcıya iade edilecektir.) (5535315) 3500. lira muhammen bedelli 262.50 lira teminatü İstanbul Sağhk ve Sosyal Yardım Müdürlüğünde bulunan 34 DE. 879 plâka ve 0055572 L. 8 şase sayılı 955 modeli Thames marka kamyon (5535287) 2000. lira muhammen bedelli 150. lira teminatlı Rami 66. cı Kyade Tümen Ord. Tabur Komutanlığmda bulunan 10102 plâka sayılı Ş. G. 8. T. tipi 942 modeli arkası tentell Karada Ford kamyon. (5535341) 1750 lira muhammen bedeUi 131.25 lira teminatü Metria 109C. « Ord. Toplama ve Smıflandırma Bölük Komutanlığmda bulunan 3001 plâka ve B.C. 728366 motor «1019 seri sayıh CSıevrolet Cadde Binek Otosu. (5534942) Yukarda yaalı menkul mallar 28/1/1966 cuma minü •>«t 15^0 da Millî Emlâk Müdürlüğündeki Komisyonda dosyalanndaki sartnameleri gereğmce ayn ayn kapalı rarf usulüyle satılacaktır. fcteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazulanmış teklif mektuplannı mezkur tarihte en geç aat 14.30 a kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri, fazla bilgi için adı geçen Müdürlüğe müracaatlan. (Basm 7705/342) NOT: Eırat Her takatta ECEKTROIEN GRUPLflRI 3 Ifâ 5 0 fcV\Mik Elektrojen Grupları İ8tanbul deposundan derhal teslim «dilir. NOT: Gazetemize gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. •••• HAMAM BÖCEKLERINE HAFTALARCA UZUN TESlRLİ yeni bir ilâç /a^ Baygon İBÂTER TARIM] m. CmbH 108 Berlin, laubenttrasse 4 6 Demokrat. Alman Cumhuriyeti * * * * « « « • • *
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle