22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BAHİFE ALT1 CGMHUKİYET 22 Ağustos 1965 9 CANLÎ ADAM ORHAN KEMAL 22 öyleyse dırdın kes! Sen kes.. Kaynanam yerindesın utan! Sen? Sen ya? dın: Tuh, d«dl. Ağzını öpeyim diyor! Agzımdan kaçtı. Sozün gelışi. Senın gibi elın yabancı herifınin yanında kapatma değilım ja! Kapatmayım, orospuyum daha başka bir dıyeceğin var mı? Ke dıyeceğım olacak? Yu zün cmcık kınğıyla... Cmcık defil, caml Dert! getirmiyor! Kart karı her seyi anlıyarak titredi. Sonra kendtnı toparladı: Hadı hadı. Biz yıllar yılı sucumuzdan memnunuz! Ama otelci'nin içıne şüphe gırmışti. O, kapkara bıyıklı, genç ırısı, sırım gibi sucudan çoktandır şüphelenip duruyordu. O kadar kı, otelci'ye alayla bakıyordu hatta. Birden namus damarı kabardı otelcı'mn, bıç ama hiç kıskanmadığı halde, gene de karısının karşısına dikıldi: Doğru mı kız? Kadın kireç kesılmışti. Yutkundu, gozleri doldu, sonra da seslı seslı ağlamağa başlıyarak: Yalan, dedi. Vallahi de, b!.llâhi de yalan. İftira edıyor bana. Ben beş vakıt namazında, nıyazmda, musluman mütedeyyın bir kadınım. Sen beni bilmez mısm? Bunca yıllık ayalıni ondan bıından, yazının surtuklerinden mi oğreneceksin? Otelcı, «Namusa dokunan» bu ışı incelemek için, kansını odadan çıkardı. Genç kadın suurli sınırlı: İstemezdim ama, mecbur etti.. dedi Müslüman'mış da, beş vakıt namazındaymış da .. Müslümanlık da bir kalkan. Hemen ardına gir saklanıver, îki ay oluyor şu mahalleye, şu eve gelelı, bu kadının da, konuştugu ahbaplarının da ne mal olduklannı öğrendim. Namus paçalarından akıyor! Birden «Beyefendı» nin hayran bakışlanyla karşüaşarak diksat etti. Ne o? Adam abayı yakmış mıydı yoksa? Daha dıkkatle baktı: Tamam, kul, kole bakışı. Kıç de fena degüdi. Kerli ferli, Dcylu poslu, üstehk de erkek güzeliydı Otelci gibi kabuğuna yapışmışın bıri değüdi ya! Hem, İstanbullu olduğunu da soylemişti. Kimbilır, belki de alır götürürdü giderken. İstanbul olmazsa Ankara olsun. Ikisi de buyük şehir, güzel şehir, medeni şehirdi. Sonra, şu Müfettış mı, Mılletvekili mi, TUccar mı, Muteahhit mi, Film prodiiktörü mü, nereye çeksen çekilecek adam gibisiyle de yaşamamıs değıldi. Bır zaman da onu kosturur du bakalım. Yalnız, bir şey... ralı mıydı acaba? Paralı değilse, dünya güzeli olsun isterse Otelci parah olmasa neden kahnnı çekecekti? Güluverdi. «Kodaman» sarsıldı. Bu öyle bir gtıluştü ki, her şey vardı içinde: Isfek, hayranlık, aşk . Sokuldu. Kaduı kaçmmadı Tam tersi, hafıfce şehlâ, ama bu şehlâhk onu busbütün yakıcı kılarak, olan ca kadınlığıyla baktı adama. Adam elini uzattt, genç kadının elini tuttu. Kadın çekmedi. Adam boş eliyle kadının öteki elini de tuttu. Genç kadın gene çekmedi. Adam yanan, titreyen dudaklarıyla elın önce birini öptü. Gene aldırmadı kadm. Ötekıni öptü, daha sonra da bir onu. bır bunu, sonra gene bır onu, bir bunu .. makineli tüfek gibı öptü öptü öptü . Az kalsın du daklanna uzanacaktı, kadın elıyle goğsunden ıtti: Yoo.. o kadar uzun boylu degıl! Kısık, ihtiraslı sesiyle: Niçin? Adam göruverirl Ne çıkar? Hiç ama, görmemesi daha iyi! Gece? Ha? Amma da acelecisin.. beni buradan kurtarmaya bakacağına.. «Kodaman» sevinçten çıldıracak tı. Ne, gozleri burun köklerina akmış karısı, ne kansmm duyarsa dırdın, ne çocuklan, ne de annesi. Hooş, annesi, « ... seni bu Çingene maçası kanyı almağa ben zorlamıştım. Bin pişmanıra. tşallah seni gene ben kurtaraeağım bu it sürüsünden Kudret'ciğim!» demişti. Demek buradan kurtulmak istiyorsun? Istiyonım tab!. Zor mu? DegiIse bile, sipsivri kaçmafc neye yarar? Niçin? Eşyalanmı, ötemi ierimi bi» lıkte götürmem ki! (Arkası var) WEV COCUK 1 C>CrjlJM GUNUM «Kodaman» bayıhyordu genç kadının konuşmasına. Konuşurken elini kolunu sinirll sinirli sal layışı, alttan alta alay edişi... bırden kendi kansını hatırlarmşn. Otelci'nin şu karısı bile onun kuru karısından çok daha alımlıyd;. Hıç olmazsa etli, butluydu. Onun karısı nerdeyse değnek, bir değnekti. Hele burun köklerine akmışa benziyen şaşı gözleriyle, onu busbütün acaipleştiren külot pan tolon giyip ata binme mearkı! tçini dertli dertli çektı. O karı olmasa, şu hani nerdeyse abayı yaktığı kanyı şuradan kaptığı gibi.. Ama, belki gene de bir şeyler düşünecekti. Hâlâ çekişip duran kadıniara yaklaştı: Bıca ederim, dedi. Bır dakıka .. Kadınlar sustular. Otelci'nin nikâhlısı adamdan mede utmarak bakıyor, sağ gozü seyirip dumyordu. Sağ gosünun seyirmesiyse çok iyı geliyordu. Inşallah bu gece bu lşi burada hallolur da yanna rahat çıkardı Oyle ya, herif kocaman bir müfet tıştı, müfettişler mufettişi belki de. Doğrusu yakışıyordu. Tam erkek gıizelıydi. «Müfettişler mufettişi», otelci'ye gerçekten bir Müfettiş çaUmıyla dondu: Evın, otelın mâili inhidam; yatakların, yorganların pis; kanunen polise vermekle mükellef oldugun beyannamesiz kaçak adam yatırıyorsun otelinde; evınde, nıkâhh kannın yanında ikinci bır kadın bulunduruyorsun... Demeğe kalmadı, otelci'nin nikâhlı karısı heyecanla araya gırdı: Hay ağzını öpeyim! Senı bu gece buraya Allah gönderdi Allah! Birden ofkesi taşan genç ka Karnına! Aklına başka bır şey gelmıstı. Sahı, şu gerine gerıne «Orospu» dıyen kadının ne için ağzının payını vermiyordu? Bana bak! dedi. Nıkâhh, kocaman yumruklarını belıne dayadı: Bakıyorum, ne var? Açtırma benim ağzımı, otur oturduğun yerde! Kart karı hop kalktı hop oturdu: Aç kız, aç! Açarsam fena olur sonra ama.. Yaa.. ne olur acaba? Yoksa gizli bır işlenmi mı gordun? Oyle bir baktı ki, kart karı lirktü. Sakın şu iyi su getiıen sakayla, geçen günkıi mesele... ama, yok canım, nerden gorecekti? Kup en alttaki taşhğın sonunda, karan lık odadaydı. Yan karanlık bir oda. Sucu geldiği sıra «Şu kancık» odasındaydı! tc Yaa. ne olur acaba? Yoksa pizli bır işlerimi mi gördün?» ün karşılığını anlaralı anlamlı verdı: Sana, açtırma ağzımı dedim ya! Korktu birden, kocasına baktı, sonra edepsizlendi: İnsanı şüphe altmda bırakmasana kız! Ben kız değılim! Ne cehennemın dıbi olursan ol. İnsanı ne diye suçluymuş gıbı şuphe altmda bırakıyorsun? Biz o işi apaçık yapanz. Sen, senin gibılerse perde arkasmda, gızli, kaçamak! Ustune yürümek istedi, tuttu kendini sonra: Nedir gizli, kaçamak olan? Otelci'ye donen genç kadın: Sucuyu değiştir, dedi. lyi su BQV\E. GUZEL SiC G Ü ^ O E . lK VOAKJCVV Ö O C I J N M U VOC2 MED6N NE EVET Z\ BUULtP Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir ve Hidrograü Dairesi Başkanlıgmdan Bildirilmiştir: Denizcilere ve Havacılara 77 sayılı bildiri 1 ilâ i eylul 1965 terıhlerinde 10.00 ıle 12 00 ve 14 00 ile 16 00 saatleri arasında aşağıda sınırlan bıldirilen saha içinde sejretme, demirleme, avlanma ve bu sahanm 6000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehhkehdir. KARADENİZ AMASRA oooq| Ma\koçoq\uve yaslı s j d e r sonsuz yoilarda sevıdeleuerek: tjaKiyo ıçecek. bır yudum s u atnucvı kşn gç ni CızeHerinecfikmiş d adım \ RİM SOMU BU 1 ncı nokta : Enlemı 41 derece 37 dakika Kuzey; boylamı 32 derece 10 dakika Doğu olan E. 5818. 5 No. lu Bartın feneri. 2 nci nokta : 3 ncü nokta : Enlemi 42 derece 00 dakika Kuzey Boylamı 32 derece 10 dakika Doğu Enlemi 42 derece 00 dakika Kuzey Boylamı 32 derece 38 dakika Doğu 4 ncü nokta : Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzev Boylamı 32 derece 38 dakika Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basın 15139 9909) GÜVEN DEMİR TİCARET T.A.Ş. KALAFAT CADDESİ 74 (KARAKÖY İSTANBUL) Telefon numaralarırnn 24 ağustos 1965 tariHinden itibaren SU BUU4/VVVPIK 49 82 10 49 82 11 (Iki hat) olarak değışeceğini bildırır. Reklâmcılık 3151'9908 (Basm 15085 S921) İzmir Teknik Okulu Müdürlüğünden; İSTANBUL 7 00 Turküler ve oyun havaları 7.30 TatU sabahı 7.45 Haberler ve hav& durumu 7.55 İstambulda bugun 8.00 Bu pazar slzlnlo 8 30 Turk balk muzıgı dirüeyıcı İ5teiierl 9.00 Keman soloları 15 Turk sanat mttzlğl dHüeylcl lstesleri 9.45 Atlı kannca 10.00 Kısa haberler 10.02 Fl&klar donuyor 10 25 Bızi dınler nusınız? 10 30 Cem ve CemUe 10.45 Çeşltll rauzjk 11.00 Saz eserlerı ve Aiaeddln Yavaşçadan çarkılar 11.30 Yaz ruzgârı 11.50 Dunya nelere guluyor 12 00 Yurdun sesl 12.25 Kuçuk ılaniar 12.30 Beraber ve solo şarkılar 13.00 Haberler re hava duıumu 13.15 Kajıp mektupları 13.20 Akordeonla hedıf me lodüer 13.30 Reklaamlar geçıdı 15.00 Kısa haberler 15.02 Opera konserı 16.00 AU Ekijerçiçekten turkuler 16.15 Gcnçlik saatl 16.30 V&sfl Uçaroğlu orkestrası 16.45 Taıla donuju 17.00 Melodi zlncıri 17.40 Çocuklar İçin 17.57 Kısa haberler ve kuçuk llânlar 18 00 Kume fasll 18.25 Kuçuk lıâulsr 18 30 Hafıf muzik orkestrası 18.45 Bağlama grupundan turkuler \e oyun ha\aları 19.00 Reklamlar geçıdl 20.00 Haberler ve hava durumu 20.40 Kuçuk iiân iar 20.45 Şarküar 21.00 Tedı tepeden yauküar 21.10 Reccp Bırgıtten şarkılar 21.30 Radyo ya;. lı çalgılar toplulugu 21.50 Chopm. den Mazurkalar 22.00 Reklamlar geçldl 22.40 Haflf mUzlk 22.45 Haberler ve hava curuznu 23.00 Hlkâye ve m'ozlk 23.30 Gunumuzün plalüan 24.00 Kapanıg. İSTANBLL İL RAD1OSU 14 57 Aç'''ş 15.00 Muzıkli dak. kalar 16.00 Senıonlk konser 17.00 Caz albumlen 17 J0 Disko tekten 18 00 Akşam kcnserl 18 45 Dansa davet 19.30 Melodıler ülkeslnde gezl 20.00 Sclolar 21.00 Buyük orkestralan tanıyalım 22 00 Her gece buluşalım 23.00 Gece konserl 24 00 Bu gece slzlnle 1 00 Kapaniş A N K A R A 6 25 Açılış 6 30 Gunajdın 7.00 Koye haberler 7.05 Sabah müzığı 7.30 Oyun havaları 7.45 Haberler ve hava durumu 7 55 Ankarada bugun 8.00 NuretUn Çamüdağdan turkuler 8.15 Halıl müzüc 8.45 Turk muzlğl dmieyld ısteklerl 9.15 Atlı karınca 9.30 Isteklerlnlz mlkrofonda 10.00 Kısa haberleı 10.03 Türk müzigt pamr konserl 10.40 Blzl dlnler mlslnlz? 10.45 Eskl eserler, eskl melodiler 11.20 Şarkılar . Oyun havalan . Turkuler 12 00 Dıskotegımızden seçmeler 12.25 Küçuk llânlar 12.30 Halk müzlğl dlnleylcl Isteklerl 13 00 Haberler ve hava durumu 13.15 Eyıelden müzlk 13.40 Nesnn Slpahlden çarkılar 14.00 Çocuk bahsesl 14.15 Reklam prog. ramları 15.15 Kısa haberler 15 18 Muzik dünyası 15.40 Dilek kutusu 16 40 Kemal Oncandan sarkUar 17.00 Kıaa haberler 17.03 Her hafta blr sarkıcı 17J5 Nermln Demlrçaydan şarkılar 17 45 Tarla donüşü 18.10 Spor derglsl 18.25 Küçük Uânlar 1S30 Incesazdan Nıhavend faslı 19 00 Reklâm programlan 20.00 Haberler re hava durumu 20.40 Kuçuk Uânlar 20.45 Uykudaa once 20 50 Mustafa Sagyaşardan şarkılar 21.10 Sa» eserltri 21.25 Gül Batudan çarkolar 21.45 Geçen hafta 22.10 Caz muzlğl 22.30 Osman Turenden turkuler 22.45 Haberler v» h»va durumu 23.00 Hafıf müzlk dünyaeındaa aec ler 24.00 Kapazuf. ANKARA İL RADYOSÜ 14 57 Açılış 15.00 Serllen klâslk eserler 15.30 Halli melodiler 16 00 Sollstler ve orkestralar 17.00 Pazar konserl 18.00 Plâklar arabinda 18 30 Haftanm sollstl 19 00 Barok muzık 19.30 Dünden bugune 20.30 Akşam konserl 21 00 Mozaık 22 00 Gece konseri 22.30 Batıya bakış 23.30 Oece yarısına doğru 24 00 Karma müzlk 1 00 Kapaniş. 19651966 öğrenim yılı öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere seçim yapılacağından talıplerın, en geç' 25 ağustos tanhine kadar, Okul Mudürlüğüne muracaatla soru kâğitları doldurmalan. (Basın İ. 907414466/9913) AYŞE İLE AÜ 13 Asnıeres'e, onu gormeğe. Her halde evine donmüştur, yoksa beklerım. Vakıt öldürecek oldukça işim var. Avukat e'ıinde tuttuğu kitabı ma samn uzerıne koymuştu. Genç kız kapağa bır goz attıktan sonra hay retle sordu; Artık roman okumaya nu baş ladınız? Xeden başlamıyayım? Onun da yaşı mı var? Kapağmda sizi çe ken bıı şey yok mu? Hayır, başlığı mı? «Yalnız> Acı bır ad.. Bırden Danıelle'in gozleri açılrmştı: A., tabıi.. yazarın ismi.. şey mi? Ta kendisi.. Görüyor musunuz kızım? Bana oyle geliyor ki meselenin anahtarı bu uç yüz sa hifenin içinde. Birazdan gorüşiiruz. Sakın buradan. aynlmaym. Kim bilir? Belki bir başka tanık daha gelir. Kapıyı yavaşça çekmiş,ti. Danieîle düşünccli idi. Bu yeni dâvanın yaşlı dostunun başına vurmu§ olmasmdan korkuyordu. Dondüğünde gece yarısı olmuştu. Yoruldum. Fakat memnunum. Acaba biraz kahve var mı? Var, yapmıştım. Çok yaşa kızım. Ha>di, şimİt YALNIZ Vazun: 6. Des Cars ZuAçesi: Berın Kurtbay di evinıze çabucak donun kızım. Biraz uyumak gcrekiyor. Bana melek demiştıniz, melekler uyur mu? Onlar da uyur, gozlerınız ka panıyor. Goruştunuz mu? Evet,. Haydi Allah rahatlık versın kızım. Yarın sekiz buçukta sızı gene bekliyorum. Yaînız kalır kalmaz, eski rob doşambrını gıyerek, anüka koltuğuna yerleşip, Baro Başkanının ver dıği sigaralardan üçüncüsünü yak tı. Sonra, Yalnız romanını okumaya başladi. Yazann, kendıne benzettiği kahramanı çizen bazı sahifeleri yeniden okumaktan yıl madı. Jacques Vauthier, onun ıç dunyasını şoyle anlatıyordu: «O hıç gorrnemiş, hiç duymamı^ hıç konuşmamış, bir şey bilmiyen, bır şeyden anlamıyan, hayatın mâ nâsı hakkında hiç bir fikri olma yarak yaşayan, bitmez tukenmez bır karanlık ve bir sessizlik içinde bulunuyordu. Bu karanlıktan dış dünya ıle ancak dokunmak, tatmak ve koklarnakla sıyrılmaya çalışıyordu. O ınsanlığm bır aıt'ğı, bir fazlalığı idi. Açık bir pencerenin onünde oturmuş ayırt edebildiğı soğuk ve sıcağı biraz daha duymağa çahşıyordu. İşe ya lamaz kuvvetinın karşısma dıkilıp. önce biraz dağınık, gitükçe daha sert, beceriksızliğıni yuzune % urduğunu her sanive hissediyordu. . O. guçsüzluk içmde kıvranan, veya binbır zorlukla karşılaşan, dışarı vuramadığı binbir istekle dolu idi. O ölüm değil, yaşamak cezasına çarpılmış, elleri ayaklarj serbest, fakat öteden beri zincire vurulmuş bir mahpustu. O, hareketsiz, kabuğuna çekilmij, becerıksız, her şeye hazır, fakat bir sey beklemiyen, etrafım saran ka lın siyahlığın içinde, dokunduğu ve nefes aldığı, içtiği, yediği, onun ıçın renk, gok, denız duşüncelerının, durgunluğunun donmuş hayatınm, uykusu ve uyanışının ha vasını yapan siyahlık, ne olduğunu bilmedıği ve belki de bilgisızlı^ınden nefret ettıği siyahlık iç nde yaşı\ordu O, ruhsuziuk ve canlılık arasında, kullanıldığı sure nereye gıt t.ğıni bümeyen, uzaklaşılırsa unu tulduğunu ve bir daha yanına kim senın yanaşmıyacağını sanarak, acı :çınde kıvranan, kendi kendıni ke mıren bir yaratıktı. Normal durumlu insanlardan doğmuj olmasrnın ne onemi vardı? O, bütun omrunce fakirdi. Itılen, durdurulan, konulan, gıydirilip soyulan, ayağa kaldırıhp oturtulan, yatırılan bir kişilikten başka hiç bır sey olamazdı. Bu hareketleri ons kımler yaptıracaktı? Kendine benzer, fakat daha bilgi Ue yaşıyanlaı mı? Yoksa kendinden çok daha ustun insanlar mı? Etrafında, ken dmden j'ukarıda bildıği, duyduğu yüksek yaratıkJar mı? Bu duşünce tohumu, sağır, kör \ e dilsizin beyninde güçlukîe can landıktan sonra, onu daha ilerı goturemiyerek, gecenin karanhğına koyuveriyor, ve o, denizin dı bımn en gdrünmez köşelerinde çamurlara sürtünerek, yosundan (Arkası var) İŞ SAATLERİ Patron biiroya göre fazla şık olduğumu söyledi. «Bir yere gidip bu meseleyi etraflıca konuşalım» dedi I:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle