22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİbE İEJ CUMHtJRIYET 9 Temmuz 1965 •••••••••••••••••a SİYASİ HUZURSUZLUK Cok zaman zannedilir ki demokratik mcmleketlerde temsili hukumet sistemi anlayışı, tatbikat daima aynı istikamette olmasa bile, nihaî otoriteııin her hususta halk iradesine dayandığı prensipinden harcket eder \e bu irade dc, genel seçimler sırasında tezahür eden iradedir. (1). Boyle bir sistemd» temsilci, kendisini seçmenlerinin arzu ve istekleriyle ve bolgesinin menfaatleriyle bağlı hisseder ve seçira kampanyası sırasında nuıdafaa ettiği siyaseti ve giriştiği vaadleri bu arzu ve isteklere ve menfaatlere uydurma>a ga>ret eder. Halbuki bunun bojle olmadıği, ve olmadıği için çok mcsut \e mürcffch bir si>asi hayatın cere.\an ettiği rnemleketler \ardır \e bu memleketlerin başında da demokrasinin (klasik ve batılı mânâda demokrasinin) doğduğu \e geliştiği \e «iığer milletlere ornek olduğu, Ingiltere gelir. frilhakika Ingilterede durum vukarıda belirtmis olduğumuzdan çok daha farklı ve çok daha muğlaktır. Ingiliz tcmsilî hukumet sistemi anlavışı sadece sivasi otoritcnin halk iradesine davandığı jani hakimiyetin topluma ait bulunduğu esasına değıl, fakat asıl bu otoritenin, halk iradesine nispetle. elâstikiyeti vasfına dayanır. Daha başka bir drvimle tcmsilî hukumet sistemi anla>ışında tngilizler sıvasi otoritenin vâni iktidann, bazı ahvalde. halk iradesi nazarı itibare alınmadan, ve>a bu iradenin üzerinde olarak. vera hattâ bu lrade.ve k.ırşı kullanılması gcrektiği esasına önem verirler. Şuphesiz ki bu iki husus, jâni hukumet lrraatında hem hakimiyetin halka aidiyeti prcnsipinden harcket etmek \e hem de, icap ettiği zamanlar, halk iradesini nazarı itibare almamak ve>a ona karşı harcket etmek ke>fiyeti, birbirleriy le bağdaşmavan, biribirleriyle tenakuz teşkil eden Se.vlerdir. Fakat ne olursa olsun Ingilizler bu iki hususun Iu7umuna inanmışlardır, \e bundan dola.vıdır ki Ingilterede sijasi otorite anlayışı demokralık olmakla bcrabrr, aynı zamaııda, liderlık için • anornıal» denecck kadar geniş imkân sahaları >aratır. Siyasi Hukuk sahasmda tanınmı; bir >azara %ore Ingilizler genel kaide olarak •idare edenlcrin. kendilerini temsil etmelcrüıden ziyade «Hukunıet etmelerinı» bekler ve temenni ederler. (2) Ve >ine aynı muellife göre Ingiltereyi idare eden baddi zatında Parlamento değildir; «O, gelişen ve mutlak olma vasfmdan uzak, kuvvetler kompleksi içerisiiıde idare eden kuv\cte baskı >apan ve onu sınırlandıran bir kuvvetten başka bir şey dcğil•dir. Ingilterede gelişen, buyuven kuvvet, baskı ve kontrnl sınırlaıı iceriiııde harekct etmckle beraber, hukumetiıı temsil ettiği kuvvettir. Memleketi gerçekteıı idare eden hukumcttir. Parlamento, kuv\etli lıderleriu çıkmasuıa ve bunların memleketin genel siyasetinl tâyin ve tesbit ctmelerine imkân yaratacak bir tutumu muhafaza etmesini bilir. Fakat bunu yaparken hükümetüı diktatoryal faalljetlerde bulunmasına fırsat vermez ve bte >andan da sadece jeklî bir müessese olma durumuna düşraeij (3) ALMANYADAKI Nesıfcıtla? Şu günlerde Petrol Kanununda istenilen değisiklikleri Incelemek üzere bir «Geçici Komisyon» çalısmaktadır. Geçıci Komısyonda çesitli kurumlann temsilcileri vardır. TPAO. nun yetkılilerı, Ünıversite hocaları. Enerji Bakanı, Bakanlıklardan uzmanlar, A.P. ve C.H.P. uyeleri zaman zaman konusarak petrol dâvasını çeşitlı vonlerivle orta.va kovmava çalısmaktadırlar. Petrol dâvasının ne önemli bir konu oldugunu bilmiyen ve duymavan kalmadı artık. Yabancı petrol sirketleri ve bu şirketlerın memleket içinde avukatlığını benimsemıs olanlarla, yabancı sirketlerı bizaya çekmek istiyenler arasında kıyasıya bir mücadele sürmektedır. labancı petrol sirketleri ilân, reklâm, brosür dağıtarak ve türlü .vollardan yatırım yaparak kendı çıkarlarını kerumak ve sürdürmek istiyorlar. tstiveceklerdir elbet Buna karsılık Jürkiyenin mcnfaatierini korumak bu memleketin çocukların» düser. Halk petrol dâvasına önem vermektedir. L'çaklarımıza jet yakıtı vermiven, ithal malı ham petrolü bizlere yüzde 35 pahalıya ıatan ve Türkiye'nin millî kavnaklarını kendi kontrolları altında tutmak istiven yabancı sirketlerin dnrumlan köy kahvelerinde bile konusulmaktadır. Bu çok jenıs tartısma alanına son şüıılerde bir yeni isim katıldı: Prof. Ekrem Göksu. >Iillıvet çazetesinde yazdıfı makalelerle dikkati çeken Ekrem Göksu'nun tstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Petrol Araştırma ve tsletme Kürsiisüne sahip bulunması önemliydi. Çünkü savın Profe^ör: Biz petrol bulamayız, yabancı sirketlere muhtacız. diye k«nnsuyordn. Petrol dâvasının bır hilim konusu oldueunu ileri lürüyor. Türklerin petrol çıkarıp isletmek imkânlarından yoksun olduğiıno savunnyordu. Acık konusmak gerekirse Prof. Gbksu'nun makalelerinde yabancı sirketleri tutan kisilerın sövlediklerinden ötede hiçbir yeni sev sövlemis desildi. Ama Teknik Üniv ersitede Petrol Arastırma ve Isletme Kürsüsü Profesörü olusu önemli idi. Böylece, sözleri kişiliğınin dışına tasan bir anlam kazanmıvor ve bir Ünivenite kürıüsünıi yabancı sirketlerin görüslerine ançaje edivordn. Prof. Göksu. petrol kannnnnu inceleven Gecici Komisvona Üniversite adına katıldı. Busünlerde adı sık sık eazete sayfalarına geçmektedır. Petrol Kanunu meshur müellifi Max Ball'n pek metheden Ekrem Göksu, petrol dâvamınn bir vabancı baskan ySnetlminde. vabancı sirketlerin de katılacağı bir komisyonda ele »lınmasını istemistir. Bu kadar parlak fikirieri öne sürmesini bilen Prof. Ekrem Göksu'nnn Ünıversite temsılcisi olarak Geçici Komisvona daha da ileri fikirler götüreceğini tahmin edivoruz. Ancak kendisinin Amerikalılarla prk sıkı ileileri bnlundnSıınn halk ovuna snracıkta açıklamak zorundavız. Prof. Göksu tstanbul Teknik Üniversitesi teımilcisi olarak mı. voksa ^merikan ce\relerinin temsilcMİ olarak mı Geçici Komisvonda ve eazete savfalannda fikirler ileri sürmektedır? Bu sorunun cevabı henüz aydmlık değildir. Çünkü : 1 Prof. Göksu Amerikan Yardım Teskilâtı (A.I.D.) nin proje miidurü olarak Fakültede bulunmaktadır. Maden Fakültesine 5 Aralık 1%2 de 5723D 10231 44401 sayı ile çelen bir vazıyla bn 3deve geçmistir. î Amerikan Yardım Teskilâtı, Teknik Üniversite Maden Fakültesini gelistirmcyi nvgun buldu^u için yardım yapmaya karar vermis ve bn vardım projesi Merkez Bankasında Amerika'nın «Iinde bulunan Türk paralarıvla da desteklenmistir. 3 Bu vardımla Maden Fakültesi, Amcrıkalılarca uygun Mçimde eclıstirilmek istenmektedir. Ancak bu tasannın basında Prof. Ekrem Göksu'nun hulunması da bir tesadüf dejildir. Amerıkan Yardım Trskilâtı ıle temaslar vapıldığı sırada Prof. Göksu, Fakülte Dekanı ıdi. Kendi kendisini bu vazifeye tayin etmi», A.IJJ. ise bu tavini memnuniyetle kabul etmistir. * Prof. Fkrem Göksu Amerikan yardımının Fakültedeki Proj> Mıidüru s.fatıvla 1962 den beri ayda 3000 lira ücret almak imkinlarına kavusnSustur. Bu durumda sacduvn ve insaf sahiplerinin aklına elbet baiı sorular takılacaktır: Prof. Ekrem Göksu, şüphesiz gazetelere makaleler razıp fikirleriııi savunahilir. Hatta sirketlerin savnauasuıı ds yapabılir. Ancak ismınin altına ^azacafı sıratın bn noktada çok önemi vardır. Aflının yanına «Potrol Aıasfırma ve l«letme Kürsüsü Profesöru» diye vazmak vardır Bir de lAmer.kan Yard'm Projesi Muduru» dive jazmak vardır. tnsanların sıfatları ve vazifeleri löylediklerıni terazive vurmak bakımından çok önemlidir. Avnı soruvu Profesörün Gecici Komisyondaki durumn bakımından ileri sürebiliriz: Geçici Komisyonda Cniversite temsilcısı olarak konusmak da vardır. . Ve Amerikan Yardım Projeıi Müdürıi olarak da Bır tprcıh \e seçim meselesidir bu... Ama halk ikisini de bilirse, konuşmalarına bakarak vakışan sıfatı sayın profesöre verecektir. »V>^^niifu^ Prof. Dr. llhan ARSEL •mdi, her bakımdan ileri ve siyasi terbiyesi gellişmis bir toplumda hukümetin Parlamento a ve halk iradesine nazaran durumu ve tutumu bu olur ve bu olmak icap ederse bizim gibi toplnmlarda halk vığınlarımn ve kaprislerinin tezvikinden sı>rılabileeek ve millî iradeye havırlı bir istikamet verecek hukumetlerin ve liderlerin ortava çıkması imkânlarını aramak ve bulmak haydi haydi zaruridir. Insilterede ve hâlen Fransada, hükümet aşağı vukarı her istediğini Parlâmento;a kabul ettirmek ve İradesini ona tahmil etmek durumunda iken bi/de, tamamivle aksine, tıukıımetin âdeta Parlâmentonun bir delegesi durumunda hareket etmesi ve gayri mutecanis bir coğunluğun süruklemek Istediği istikametlerde âciz ve atıl kalması ibretle seyredilebilecek bir manıaradır. Kuvvetli hukumetleri \e kuvvetli ve enerjık liderleri jaratma yollarını bulmanın lıiç de kolay bir şey olmadığı âsikârdır. Ancak i$i Tann°>a hırakıp mistik bir sabırla ikinci bir Atatiirk beklenıenin de akla uygun bir tarafı olamaz. Tecrube ve tatbikatın verdiği dersler ve sivaset ilminin buna gore çizdiği yollar ortadadır. Yapılacak şej, Yurütmeyi kuvvetlendirmekten ibarettir. Bun dan önce •Cumhurivet» Gazetesinde yayınlanan ve Yürutmeyi kuvv etlendirmek» başlığını taşıyan bir yazımızda, bugunkii V inci Fransız Cumhuriveti Anavasasından miılhem olarak bazı tcklif ve temennilerde bulunmuş ve bilhassa «fesih« mekanizma«ının Başbakan eluide kolaylıkla işler bir hale getirilmesi luzumundan ve bunun yanmda bir de yine Başhakanın, hukümetin genel siyasetinin yurütülmesinde onemli telâkki ettiği mevzuatı Parlâmento'dan geçirtme imkânlarına sahip kılınması gereklerinden bahsetmiştik. Bunlara ilâve edilecck diğer bazı hususlar şüphesiz ki vardır. Ancak butun bunlar bir Anayasa değişikliği meselesidir ve oyle görunuvor ki boyle bir değişikliğin yapılabilmesi için gerekll fikir ve temayül ortamı henüı belirmekten çok nzaktır. Siyasilerimizin bu ve buna benzer büyiik mesclelere el atmalannı beklemek ten başka yapılacak bir sey olmasa gerek. (1> Bu yazımızın bınncı kısmı için Bk. «Cumhunyet» gazetesı 29 hazıran 1965 <2> Bk. S. H. Beer. A. B. Ulam. N Wahl Patteıns of Go\eınment. 1962 Shf. 11 <3' Avnı ese r , Shf. 157. Dışarıda çalışan işçilerin sorunları Cafer CANLI Maliye Müfettisı n lSnlı kalkınma hava«ı icinde bulunduğumuz bu gunlercie on bır.lerce ısçının juıdumuzdan uzaklasması ve çalısır.ak ıçın jabancı QIJarlara gıtmesı, sa\ıları zaten mahdut olan kahfıye ışçı pıyasasında bir sı*untı yaratmıştır. Bu sıkıntı ıleride daha da <trtacaktır. Bu bakımdan kahfıje işçilerin yurt dışına çıkmalarına manı olunmah; bunun ıçın <e l kendılermın, her şejden önce ucret bakımından tatmin edilmeleri sağlanmalıdır. Zaten. Alman ışverenlerinın çoğu, lurkıyeden kalifiye işçı değil, sıradan, \ ardımcı isçı ıstemektedır. Bazı kahfıye i'îçıler. dısarıya çabuk gıdebılmek ıçın kalıfıve olduklarını saklayıp, yardımcı ısçı clarak gıtmeye razı olmakta; sonra da bundan pişmanhk duymaktadırlar. Bu bakımdan, işı v? kazancı ı>ı olan işçılenmiz yerine, ışsız olan ve duz işçı bulunan kimselerın dışarıya gitmeleri teçvik edılmehdır. bir fikre sahip olmadan e\'T\?\cte, bunun netıcelerı ise kotu olmaktadır. Bu bakımdan ısçı'erımue, gidılen rnemleketler hakkında konferanslar verilmelı, oraların çalısma hayatı hakkında fılımler ve pro;eksıvonlar gosterılmelıdır Asıl problemler, ışçılerıır.ız dışarıda ıken orta\a çıkmaktariır. Lısan bılınedıklerınden haklarını arıyamıvan Dek çok Turk ısçisi vardır. Samırri olan bır Alman ıs\erenı, Turkıyeden sehirlı i=çı deçıl, hakkını hıç anyamıyan kojlü ısçi istediğini, aç.kça ıfadetmıştır. İki devlet arasnda ısçı mubadele anlasmasırn tanzım etmek ve ısçıvi ımzalıvacagı mukaveleye gore dısarıva gonder mek kâfı değildir. Hukumet olarak ısçilerımizın haklarını d'sarıda korumak mecburiyptindeyi7. •••* •••• BİRIEŞMİŞ NİUETLERİN KANUNU ünva shaset sahııpsı en azından bizım iç polltıka kadar karısık. Vluslararası ıliskilcr bir kcsmekrs içinde devarn ediyor. Dominik, Vietnam, Malı Kriz, Kızıl Çin gibı meseleler ise BırIpsmis Mılletlerin belini sdamakıllı büküvor. Gerek Amerika çerek Rusya; Birle*mıs Milletlerin finderi durnmıında olan bii>ük devletlerin islerint celdiji vakit bu tesUilâtın Anayasasmı nasıl ci$nedikler:ne bütiin dünva zaman zaman tanık oluvor. Asacıdaki vazımızda Dun\a Barısını korumak gıbı büvuk sorumluluk karsısında lıuııalmıs gorunen bu teşkilâtın tabir caizse bir bılânçosunu vapmak ve barıs meleği rolundelfi büyiik devletlerın (gerek I)o4u ve gerekse Baiı Blokn) kendı cıkarları soz konusu olunca, Birlesmıs Milletlpr jırensıblerini nasıl çiğnediklerini açıklamak istiyoruz. Duııva meselelerini L'luslararası hır düzenr bağlamak amaç ve isteîi siyaset adamlarını 19 ncu asırdanberı ılsılendirmi«*ir. Nitekim meshur Avrupa Buvıık Devletler Konferansı «The Concert of Eıırope» 1815 tarihli \ıvana konferansından sonra Kurulmuş ve hır sure icın Aırupa ortak politikasının hayatî koııuları büyiik devletler arasında vapılan diplomatık konferanslarda görüsulmüştür. 1832 vılında tngıltercnin çekilmesivle bu sistem bir müddet için terkedilmisse de 1856 tarıhlı Parıs Anlasması ile Avrupanııı büyiik devletleri tekrar toplanmıslar ve anlasmazlıkları barısçı vollardan diplomatık müzakerelerle halle çalısmıslardır. Nitekim hu sekilde Bıivük Devletler 1885 Sırp Bulear harbınin ve 1897 de Girit Sava^ının etrafa bulasmasına engel olmuslardı. Bunun içın de, suratle, Koln, Frankfurt, Stuttgart, Münich ve Hamburg'da. va ttalyanların \ap tığı gıbı bağımsız; ya da Yunanlıların yaptığı gıbı, Alman Çalış ma Müdurlüklerinın resmi bina lannda oturmak ve ısbırliği yap îşçilerimızm çalışmak ıçın Avmak suretıyle çalısma ajtaselikrupaya gitmelennde genel olarak buyuk faydalar vardır. Her ş^y lerı veya komisyonlan kurma yoluna gıtmeliyiz. den once işçilerimiz bu yolla ken Burada unutulmaması gereken dı sanatlarını ilerletmek imkânıbir mesele de, işçılerimizin dr>nı bulacaklar ve sıkı bir çalısma dısıphnıne alışıp vurda ddnduK nüsudur. Normal donü'ler or.em sızdir. Asıl önemli olanı, teknoleri ânda, yaptıkları tasarruf veya kendilerıne verılecek kredıler ıle açacakları ıs ve>rırde. ojrendiklerinı tatbık •"nıpk ıstıveceklerdır. Ayrıca, hılgı ve gorsülerinm artmıs olmaai ve bulunjlan memleketin her yerinae hurriyet havasının tam bir «ekılde teneffüs edilmesı sebcbr. ie, ısçılerimizin mânen ^uksîlmelerı de saSlanmış olacaktır. lpjik pehşme veya heıhangı bir ıktisadi kriz sonucunda ışçılerımızın toplu olarak yjrda donmelerı meselesidir Isçı anlaşmaları ımzalanırken bu ıhtimalleri kavnyacak huküm leıe yer verılmesı, i^çılerımızın kutle halınde memlekete donerek sefil ve perısan olmamaları bakımından zaruridir. Ayrıca normal donusler ıçın de tedbirler almak gerekır. îsçıle^imızın Turkıveve yemden ıntibak lannda guçluk çekmiyerekleri ortam süratle sımdıden hazırlan mazsa, Turkiye içın bu dönus, bir büvük so'yal huzursuzhık kavnağı olabılır Gıdenlerın yurda olan bağlarının kopmaması bakımından. radvo yavınlarının kalıtelı ve oralardan duvulabilecek şek'lde tanzim edılmesi ve kuvvetlendirilmesi elzemdır. Avrıca ktiylerde doldurulacak bantlann ı^çılcrimıze hıtap edecek şekılde radvo ile yavınlanması, bu konuda musbet sonuçlar verecektır. Son olarak şunu ifade etmek gerekir ki: Devlet Plânlama Tes kilâtı tarafından Doç. Dr. Nermın Abadan ba^kanlığında Batı Almanyaya gonderılen h»vet;n ve eski Çalısma Bakanı sayn Ecevit'in çalısmalarının neticclerinden gereğı sekilde fa\dalanılmamıs olması çok acıdır. Devlet Orman İşletmesi İnebolu Müdürlüğünden Tasarrufların getirilmesi Butun bu ıyı taraflara raSmen dışarıda çalışan ışçılerımi'in halledılmesı gereken bır çok mese leleri vardır Yapılan tasarrufların yurda ge tirılmesı ıçın geçen sene ç'karılmış olan 499 sayılı kanunun tatbıkatı iyı yurutulememektedır. 1964 yılında bu volla Turkıyeye 9 milyon dolarlık ı«çı dovızi gırmiştır. 1965 senesımn :lk dort ayında gıren mıktar ise, 11 milyon dolardır. Boylece, 1963 se nesının 700 bın dolar olan a\lık ortalaması bu sene 2,8 milyon dolara yukselmıstır Fakat bu mıktar yeterlı değildir. Sımdıki halde dışarıda 140 bin ışçimız bulun duğuna gore, bir avda ortaiama olarak en az 6 mılyon doîarlık ısçı dovızının yurda gelmesı gerekır. İşçı dovız gehrlerının a r t t ' n l ması içın; muamelelerın izahı ba kımından, bastırılacak basit ıfadelı v e sekıllı bOMirlerın butun Almanyaya dağıtılma«ı çok favdalı olacaktır. Ayrıca banka muamelelerı basıtleştırılmeh ve havaleıenn, Turkıveve gonderılecek çekler kar'iüğında ılgılıl»re en kısa b'r zamanda odenmesi SEğlanmalıdır Bu konu ile ıl?ili tedbırlerin en kısa surede almmfîi gerekır. Aksı halde Avrupada kazanılan dovızlerın yıne oralarda kalması veva memlekete ıstıhlâk maddesı halınde gırmesi devam ertecek tır Ergun BALCI D rıstırmak istememif ve millî bjikümranlık haklarını öne sürmüstür. Nitekim 1946 yılında Sovyet Rusya Ispanva buhranının Genel Kurul ve Güvenlik Konseyinde mutlak çörüsiilmesi lâzım geldiğini iddia ettiği halde 1948 de Çekoslavakya krizinin Güvenlik Konseyinde görüsülmesine engel olmus ve bu meselenin Çekoslavakyamn is islerini ilgilendirdiğini ileri sürmüstü. Avnı sekilde Rusya 1947 yılında Güney Afrikada Hintli azınlığa vapılan ırk ayırımının Birlesmis Milletlcrde muhakkak çörüsülmesi icap ettiğini atesli bir sekilde savunmuş fakat 1948 de Doğu Avrupada insan haklarının çiçnenmesi probleminin Birlesmis Milletleri ilçilendiremiyecejini ileri sürmüstü. 1956 da meshor Macaristan avaklanmasında ise bilindifl gibi bu meFelenin Macaristanın is içlerini alâkadar ettiçinl iddia etmis ve Birlesmis Milletlerin eli koln bağlanmıstı. Hindistana gelince ynkarıda hahsettiiimiı Günev Afrikada Hintli Azınlık meselesinde ortalı*ı birihirine katmıs fakat kendi askerleri Havdarabatı istilâ ettiği zaman bunun Hindistanın ic siyasetini alâkadar ettiğini ve Birlesmiş Milletleri ilgilendirmediğini öne sürmüştür. 1965 vılında Macaristan ihtilâlinde dünvavı avaklandıran tngiltere ve Fransa ise kısa bir süre sonra Süvevs buhranmda bn böleeye asker çıkarmakta bir sakınca görmemisler ve hatta bu yüzden Amerika ile bozusacak kadar bile ileri gitmislerdir. Amerıkava selince: Birlesmi* Milletlerin bas savunucusu olan ve Kızıl Çinin banssever bir devlet olmadığı icin Birlesmis Milletlere eirmiye hakkı olmadığını iddia eden bu memleket Birieimis Milletler vasasını çijneven milletlerin en finünde gelmektedir. 1954 te Guatameladaki solcn hükümeti devirmek amacı ile Honduras ve Nikaragnadan Mevve Kumpanvası aracı ile cönüllü gBnderen Amerika bu fiili ile Birlesmis Milletlerin en temel prensibini (baska devletlerin iç işlerine karısmamak) çignediğinin farkında bile de*ilmis gibi görünmüstü. Fakat, ayni Amerika 1956 da Süvevş bölçesine Ineiliz ve Fransız kuvvetlerinin çıkması ile Orta Doîııda islerin karısacagını keştirip, Birlesmis Milletler vasasının en atesli savunncusn olarak ortava atılmıstır. 1962 Küba buhranmda ise Amerikan donanması Kübavı ablnka altına aldıfı vskit sadece Ulnslararası anlasmazlıkları halletmek icin kuvvet kullanmavı yasaklıyan Birlesmis Milletler yasasının 2 nci Maddesini değil ayni zamanda da Devletler Hukuknnnn temel prensiplerinden biri olan Denizlerin Eğemenli|i kaidesini de <"iğniyordu. Güney Vietnamı Komünist müdahalesine karsı savnnduSunu bütiin dünvaya ilân eden Amerika, Dominikteki ayaklanmanın renfini beğenmeyince bu memlekete asker göndermekte hicbir sakınca çSrmemistir. Portekiz ise Ançolada rıkan avaklanmada mızraklı zencileri makinah tüfekle dograrken bu na Birlesmis Milletlerin karısamıyacafını herkese ilân edivor. difer taraftan 1947 de Do|n Avrupada insan haklarının ciğnenraesi karsısında tüm insanlık hisleri isvan eden tnçiltere ise Portekize «avas çemisi satıvordu. Birlesmis Milletlerin geçmisinin kısi. bir Bzetini vapmıva çahstık. Buna Birlesmis Milletlerin basansızlıklarının özeti de denebilir. Birlesmis Milletlerin hiç bir basarısı olrnamıs mıdır? Olmustur. Birlesmis Milletler 1946 da Endonezva ve tran Krizlerini süratle çözmüş, ve 1948 Balkan buhranmda ise Balkanlara gönderdiği. Birlesmis Milletlerin Balkanlardaki komisvonu ise (UNSCOB) Kriz bölgesinde çok etkill bir çalısma göstermistir. Fakat bunlar tartıva vnrnlduklan takdirde hasarısızhkların yanmda pek hafif kalmaktadırlar. Birlesmis Milletlerin kannnn maalesef bn teşkilât kurulalıdan bugiine kadar geçen süre zarfında Kuvvetlinin kanunu olmaktan Steye fidempmistir. Birlesmis Milletler günfimfizOn siyasî ferçekleri karsısında yetersiz kalmaktadır. Teşkilâtts tadilâta ve değisikliklere lüznm vardır. Bn ise avn bir van konnmdnr. 1 tşletmemizin Gemicıler bolgesi merkezinde ve köylerde yedıemınlerde mevcut 41468 adet muadıli 490 769 metrekup musadereü orman emvalı 4 parü halınde açık aıtırma surctı.vie satılacaktır. 2 Gemicıler koyunde mevcut duşuk vasıf.ı çam ve koknaı kerestelenn beher metıekup muhamraen bedeli 50. lıradan, Samoğlu k5yundw «evcut duşukvastflr köknar kalasın befaer metrekup muh^mmen bedeli SQ. üjjdan ve Zerveli köyünde mevcut çam ve koknar kapak tahtasının beher adedi S kuruştan satışa çıkarılmıştır. 3 Açık artırma 14'T1%5 çarşamba gunü saat 15 de înebolu Orman Işletme Mudurluğu bınasında yapılacaktır. 4 Satış Şartnamesı, Ebat lıstesi ve ııân kâğıdı Istanbul, Î7mır. Kastamonu İşlerme Müdurluklennde, Gemicıler Bölge Şeflığınde ve lşletmemızde gorulebilır. 5 Ahcının • 7,5 temınatı işletme veznesıne yatırılarak be• lırlı gün ve saatte termnat makbuzu ıle birlıkte komisyona müracaatları ilân olunur. (Basın: 12045 A 7627) 7942 Istanbul Teknik Okulu Nudurlugunden (YILDIZ) 196Î 1966 öğretım yılından itıbaren faalıyete başlamak üzere, Izmırde, Makine ve Tekstil Mühendishği şubelerı bulunan bır teknik okul açılması Mılli Eğıtım Bakanlıgınca kararlaştırılmış bulunmaktadar. 1965 1966 öğTetim yılı için bu okulun, makine şubesıne 50, tekstil subesine 40 öğrenci alınacaktır Izrrur Teknik Okuluna alınacak ojTencılerın girış imtihanları İstanbul Teknik Okulu ve Akşam Teknik Okulunun her bır subesine alınacak 60 ar öğrencının giriş inıtihanları ile birlıkte tek bir imtihan halinde İstanbul Teknik Okulunda yapılacaktır Her üç okula gırmek ıstıjen lıse mezunlarmm gırış ımtıhanları 28 Eylul gunü saat 9 00 da Teknik Resimden; 30 Eylül gunü saat 9 00 da Matematikten; aynı gün saat 14.00 de fızikten olmak uzere İstanbul Teknik Okulunda yapılacaktır. Her üç okula gırmek istıyen sanat ve yapı enstitusıi mezunlarının, girış imtıhanlarına gırebılmesı ıçın 2 Ağustos 1965 pazartesi gunü saat 9.00 da enstıtulerde yapılaoak eleme ımtihanlarına katılıp başanlı sayılmış olması şarttır. Bu imtıhana katılacak olanlardan dıploması elınde bulunanların herhangi bir enstıtü müdurluğüne, dıploması elinde olmıyanların mezun olduklan enstıtü mudürluklenne 31 Temmuz gunune kadar başvurmuş ve Imtihana girme belgesl almış olması gerekır. Eleme imtıhanlannda başanlı sayılmış enstıtü mezunlarının gırış imtihanlan 2 Ekim 1965 gunu saat 9.00 da Matematikten; 5 Ekım 1965 gunü saat 9 00 da Meslek ftesmınden olmak üzere İstanbul Teknik Okulunda yapılacaktır. Enstitüdeki dalı bakımından İstanbul Teknik Okulunun Makine Subesine girme hakkı bulunan enstıtü mezunlan İzmir Teknik Okulunun her iki şubesıne de girebılırler. tstanbul Teknik Okulunun Makine Subesine gırebilecek tekniker okulu mezunlan, aynı şartlarla, îzmir Teknik Okuluna da girebilırler. Aday kaydı, lise ve tekniker okulu mezunlan içın 1 Eylül 25 Eylül günleri arasında; eleme imtıhanlannda başarıh sayılmış enstitü mezunları için 1 Eylül 30 Eylul günleri arasında yapılacaktır. Diğer hususlar için İstanbul Teknik Okulu (Yıldız) Müdürlüğünden bilgi alınabUinlr. (Basm: 11907 7947) SUYU ARAYAN ADAM Yazan : Şevket Süreyya AYDEMİR Edirne'de, Selimiye Camıinin gölgesinde bir çocuk ruhunun ı!k dokuları ile başlar. Bır İmpaıatorluğun sonu. Turan da genç bir idealist Çın \ e Asya meseleleri. Bılınmıyen yonlerıyle Moskova; Marks ve ıhtılâl. Yeni Turkiyede çıleler ve gerçekler karsısında aydın bır duşünür. Bu kitap; toprağa donüş ve Epıktetos'un hikmetleri üe sona erer. Fıatı 12,5 lira. REMZİ KITABEVI üâncıhk: 7493 7939 189S ve 1907 vıllarıııda toplanan Lahev Konferanslarından sonra patlıvan 1 nci Dünva Savası Fonunda Avrupa Devletlen 19 ncu Asrın Diplomatık Konferans sistemi verine Düına barmnı devamlı olarak Koruvacak evrensel bir teskılât kurma amacı ilr eski Milletler Crmivetini kurmuşlar fabat bilindiği ?ibi bu teskilât üvelerine kendini savdıracak güçtrn \oksun nldıığu için başarıva ulasamamıstır. Nıtekim 1931 de Japonva Mançurvajı ıstılâ etmis, 1P36 da Mu»«olinı Habesıstarıı almıs ve bundan cüret alan Hıtler de Avusturva ve Çeko^lovakva\ı ardardına çığnemisti. 1945 te San Fransisko Konferansında Birlesmis Milletler Kurulurken 4merika ve Rusyanın bu teskılâta katılmaları ıle teşkilâtın göçleneceği ve kevfi politikanın yerım ortak güvenliçe bırakacaSı umulmustu. Avrıca Mılletler Cemivetinde kullanılan oy birliçi usulu verıni Genel Kurulda âdi ve 2 3 <;o|unluk sistemine bırakmıs bu sekilde kücuk devletlerinde büvük devletler kadar söz hakkı sahıhı olacaîı dü^ıiniilmüstü. Maamafıh bu demokr3tık eorünüse rağmen Guv'enlik Konsevınde bes daımı u*eve tanınan veto hakkı bmük devletlerın fıkrıne çene bncelık tanındığını belirtmıstır. Buguıı Guvfnlik Konsevi bes daımi üvenin anlasahiidi£i konnlarda Devletler Huknku tarafından bıle sınırlanamıvacak kadar çenıs bir vetkive sahıptır. Biiyuk devietlere bu sekilde dncelık tanıvan Bırlesmıs .Milletler Anavasasının temel prensibi divebilecejımiz prensibi ise 2 nci Mad. nin 3 ncü Paraç. da belirtilen tüm Uluslararası anlasmazlıkların kuvvet kullanmadan barıscı vollardan çö7ulraesidir. Fakat bu anlasmazlıklar l lnslararası düzeni tehdit edecek duruma çeldikleri an Birlesmıs Milletler üye devietlerin ıç islerine karısabilir ve zor kullanabilir. l luslararası barısı tehdit ederek bir durum olmadıeı zaman ise Bırlesmis Milletlerin üve devietlerin ic ıslerıne karısması vasaklanmıstır. (Mad. 2, Par. 7). Birlesmis Milletler Anavasasının vukarıda açıklanan tcmel prensiplerine ra&men Millî Hükümranlık düsturu, ortak şüvenlik fikrine daima galebe etmıs ve zannımızca bu husus teşkilâtın geçmiştcki basarısızlığının en önemli sebeplerinden biri olmustur. Işçilerimize ilgi Hemen, hemen butun ısçılen rr.ı? AvruDJ memleketler ne, hıç MEHTAP ÖNEN .CAN'AL» ile ERGUN ÖNEN evlendıler S 7 1965 tstanbul Hilton Cumhurıyet 7934 3ÜNCÜ ÇEKİLİŞİNDE YURTTUT ıle İSMET ÜNER evlendiler 1 7 '1965 Harbıye Orduevi Cumhuriyet 7950 ŞENAY Uanlllye MBtehassın Dr. Kâmuran Şene! l'akslm SıraaeJvller Cad 111/5 (AlmaD Hastanesl yanı) Tel: «4 S5 U SİİRT ASKERİ SATIN ALMA KOMİSYON BAŞKÂNLIĞINDÂN Aşağıda cinsl, miktan, muhammen bedeli, geçicl terainatı ve ihale tarihi yazılı bulunan 257 ton çımento naklivesi 2490 sayılı kanunun 31. nci maddesl gereğince kapalı zarf usulü ıle ta$ıttırılacakür. Bu işe ait evsal ve şartname ANKARA • ÎSTANBUL Levamm Amirliklerinde ve Siirt Satınalma Komisyonu Başkanlığında rcesal saatlennde görülebilir. Taüplerin usulüne uygun teklil mektuplan lle ihaie tarihinden bir saat önce hazır bulunmalan, postada geçikmenin kabul edılmlyecegi ilân olunur. Mlktarı M. bedeli G. temlnatı thale taribJ 7e Baati C 1NS t Kurtalan Şenoba 257 ton 89 950 TL. 6.74626 17.7.1968 10.00 arası çimento nakllyesi (Bunı 11225 A. 7036/7930) 1 ADET 100.000, 10 " 10.000 1700 " 300.000 lira Tutarında çeşitli para ikramiyeleri Devietlerin tutumu B aska hır deUetın ıslen soz konusu olduiu vakit diSer butun milletler bunn Birlesmis Milletlerde eörusmek için yarısmıslar fakat hiçbir devlet kendi işlerine Birleşmiş Milletleri kı OSHANU BANKASI YILDIZ: UO/7tt*
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle