19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAIÖFE IKJ CUMHURIYET 8 Hariran 1965 ••«••••• «TURİSTİK CİNAYETH VE Ö ÖTESİ Doç. Dr. Cavit Orhan TÜTENGIL Olav uzerinde soğukkanlıhkla durabılmek içîn •kız aıkadaşı uğruna kaatii olan» Fransız turısti Andre Raymond'un çevıesinde olup biteııleri şımdi ele alıyoruz. 1965 yılının nisan avında Edırne'de işlenen cinavetin. 1964 yilının nisan ayında asılan ıki Alman turıstinın (Renata t e Petcr) kaatillerıni hatırlatmaması mumkun değildir. O zamaıt bu sutunlarda yayınlanan bir yazımızda (1) benzeri olaylann t e k e m ı r etmetnesi için eğitım ihtiyacı iızerinde durmuş, «iki dun>a gbruşu \c vaşama biçimi arasındaki derin catışmanın olayın gerçek sebepleri arasında bulunduğunu söylemiştik. Bu defa «Edirne cmaycti» başka turlu lecelli etmiş, muteca\iz oldurülmus. meşru savunma haliııde bu cinaveti işlediği mahkemcce kabul edilen turist de brract etmıştir. Basuıımızda gcniş jankılara ve vorumlara >ol açan bu «turistik cinavct»in de uzerinde durulmağa değer bazı vanları \ardır. Turk • Yunan turizm rekabetinin \e daha onceki Poiatlı olayının etkilediğini sandığımız sonuç, burada tartışma konusu vapılacak değıldir Bizim ılgimizi çckcn. olayın çevresinde olup bitenler \e bundan cıkanlabilecek sonuclardır. 1) Olay sırasuıda oldurulen şofor Husevin Arda e\lidir \e iki cocuk babasıdır. Yardımcılanndan biıiııin şoforun ka>ınbiraderi olduğu anlaşılmaktadır. Ablasının nikâhiı kocası ile isbirliğine giriçen sanık, nasılsa cniştesinin teklifine uymuş \e kotu nivetinin gercekleşmesinde ona jardım etmiştır. 21 Meşru sa\unnıa halinde de olsa bır vatandagımızın olumune sebep olan Fransız turist, resmi mâkamlarııı ve bazı kişilerin aşın ilgılcrine muhatap» olmuştur. Gazetelcrin vazdığına gore «Turizm t e Tanıtma Bakanlıği, turistlerm Edirnc'de kaldığı surece nıasraflarıııın Bakanlık tarafmdan karşılanarak misafir edilmelerine, gidiş biletlerinin de yine Bakanlıkça temin edilmcsine karar vcrmiş tir.» (2) Öte yandan «zengin bir kadın» kcndi arabasivle turistlere Turkiycyi gezdirmek icın re=mi makamlara başvurmuş, bir seyahat şirketı de turistlere kolaylık gostermeye karar vermiştir. Andre Raymond'un bir açıklamasmdan bğrendiğimize gore, kendisine para yollayanlar da olmuştur. 3) Oğlunu kajbeden aruıe. oksuz kalan iki cocuk ve anncsi ile ilgilenen resrai \cva özel kişilerin teşebbus ve yardımları konusunda hiç bir haber basınımızda >er almış değildir. Turistlcrden alkışlarını csırgemivenler, ncdense. «hemciııs» olmaktan da ote «hemşehri» ve •vatandaşlan» olan mağdur kisileri kendi kadcrleri ile başbaşa bırakmışlardır. 4) Ağır Ceza Mahkcmesi Başkanımn Turk konukseverlığine ve gcleneklcrine yakışmayacak bır hareket» olarak nıtelediği tecavuz olajı. aslmda çirkin bir harekettir. Benzeri bir olaMn turistler yerine her hangi bır vurttaşımıza yoneltilmiş olmasının da esasta bır değışıklık mevdana getiremiyeceği muhakkaktır. Kamu oyu'nun a\nı hassaslığı, turistlere karşı olmayan benzeri olajlarda da gosterrnesi beklenir. 5) Otostop'la dunvavı dolaşanlar. bu arada Turkiyeye de uğravanlar bazan konukseverliğımizi kotuve kullanarak, dola>ısi.vic ekononıirmzc vuk olmaktadırlar. Bu yetmıyorınuş gıbi. caııdan \e karşılıksız yakınhğunızı •saı»lığımıza baglayacak ve kendi aralarındaki konuşmalarda bızi alava alacak kadar ileri gidenler de, escfle sovlıyclim, eksik değildir. Olav a adı karışan bırı Anıerikalı, otekı Fransız L'niversite oğrencisi ıkı otostop«uııuıı «Turk adaletı.nı yanlış yorumlamamaları temenniye değer. DOGU ÜKDENIZDE Mostrası meydanda Nadir Nadi. dıınku basvazısıiıda tuılu iş adamunız Vehbi Koç'un Erzurum Atatuık Unıversitesindeki konuşroasını ele almıştı. Bır kere bu Erzurum Atdtıırk Unıversıtesuıin tâ kendisi konuşulmaja değer bır koııudur. \nadolu vavlasında \merikan Nebraska Umversitesinin mayasuıı tutturmak için ortaya konan gavretleri ayrıca gun ışığına çıkarmak gerekecek Ama buguıı asıl me>elemız, \ ehbi Koc'un konuşnıasıdır. Diyor ki iş adamı Erzurumda« Gumruk muafnetı gelır veıguı muafı\etı ve\a indııımi, naklıye ucretlennde ındırım, uzun vâdelı ve dusuk faızlı kredı, yatırım sermayesi yardımı, devlet sıparışlen ıçın mecbuu kota gibi teşvık edıcı tedbırler ahnırsa ozel te«ebbus bu bolgeye muhakkak gelır.» Sayın Nadir Nadi. bu duşuncevi şovle karçılıyor: • Hındıstanuı sıtmah cangllarını, Kongonun balta gırmeraış ormanlarını değenendırmek iatı\en somj'gecı devletler bıle. o uzak ulkelete gıtme\ı goze alabılmeleu ıçın kendi muteşebbıslerme belkı bu kadar câzıp tck'ıfloıde buıunamamıslaıdı Devlet, dunyanın masrafına katlanacak, her seyı hazırlıyacak ye özel sektoıe buvur, kazan'. dıverek Deviet, katlandığı masrafı, müte^ebbıs de kazandıgı parajı neıeden çıkaıacak? Şuphesız halkın sırtından > İşte Turki.Miıin içinde çırpmdığı kısır cenıber budur. Ve Turkijede kuçuk bır azınlığın durmadan zcngınleşmesı ve fakir halkla bu azınlık arasında aıfL'ide bır ucurumun acılması işte bu yüzdendir. Ve buyuk şehırle ko\ arasındaki uzaklık işte bu yıızdendır. Sımdi Devlet Istatistik Enstitusu l%0 Sanaji \nketine gore Anadolunun durumunu ele alalım Bu anketin gonışune gore 1020 ışçi calıştıran v o a 10 beygir gucu enerji kullanan işyeri. bir sanayi kuruluşu sayılmaktadır. Oysa bu kadar kucbk atölvelerin sana>ı bakımından cıddı bır oneın taşımadığı acıktır Bu olçüyle dahi Turkive sanayiınde uzel teşebbusun yeri nedir? Bir kelime ile YOK gibidir. Çunku Ag'i Artvın, Bıngol, Bıtlıs Buıdur, Gumuşhane, Hakkârı, Mus, Sıut Tuncelı vânı toplam olarak 10 ilde 4 ışyerı vardır Ve bunlarda 35 ı.çı ça'ısmaktad r Denen kı bu ıllerden herbırıne duşen ısçı sayısı 3.5 tut Adıvaman, Kaı& Kıı^ehu, Mdidın Ne' sehır. Nığde. Rıze: Sınop Urfa, Van, Yozgat ıllerıyle bırlıkte Turkıyenın 22 ilinde ozel ımalât sanavunde s'dece 544 kı^ı çalışmaktadır tl başına duşen ış>e r ı sayısı 3. ışçı sayısı ise 24 tuı Turkıyede ozel sanayıın yarısı îstanbuldadır. Jstanbul, îzmır Ankara ve Bursada toplanmıştır ozel sanayi... Kısacası 67 ilın 63 ünde ozel sanayi diye bir şey yoktur. Simdi bu durumda savın Vehbi Koç rukanda sıraladığı şartlar devletce v<.rdtılırsa, ozel teşebbusculerimizin Doğu ıllerine de gidecegıni sovluvor. Vallahi boyle şartları bulduğu zanıan insanlar vatanlarını bırakıp Kuzev ve Gunev Kutuplar'na da giderler: Nadir Nadi'nin vazdığı gibi Afrikanın balta giımemiş oımanlarına da Ama kendi vatanı içinde bu kadar imtivazlar aramak bir roüteşebbis için ivi not değıldiı. Dogu illerinde yaşıyan vatandaşlarımız o zanıan boyle duşııııenlerin karşısıııa gecip diyebilirler ki: Arkaduş! Devlet beııım devletim. Sen arava ne girivorsun? tstanbulda kazaııdığm yetıniyor nııı? Bcniın Devletim Doğuda doğrudan doğruva yatırım yaparsa ve ben de vatandaş olarak kendi devleti ıni kontrol etmek vetkisini >ıınıtclııliıseın. Doğunun kalkınması gerçeklesebılir. Biz ikıııei elden kalkmma istemıvoruz. Bunun tecrubesini yaptık. Ve biz değil. ancak başkaları zenginleştiler. Bir imtv jazlı grupun onculuğuyle kalkmma olamaz. Bovle bir duşunceve sovlıvccek sozumuz var mıdır? Anadoluda şimdive kadar ne vapılmışsa devlet elnle >apılmıstır Simdiden sonra da devlet elnle vapılabılir. \ncak butun mescle halkın kendi devletini kurabilmesi ve onu denetlemesi meselestdir. Turkivede ovlesine acavip bır ovun ovnanıvor ki adıııa ozel tesebbus dediğimiz bir eevre. hem devletten destek gorerek palazlanıyor, hem ic pazarı somurerek semırivor, sonra da halka donüp: Devletçilik kotudıır divor. Ozel teşebbus yaratmak için hazıııenin butun imkânlannı, vc memleketteki butun kredi kurumlarını bir imtivazlı azınlığın emruıe veren devletçilik. elbette kotudur. Ama butun bu imkâulara rağmcn kapitalistlerimiz Doğu illeriııe de gıtmezler. Gitmek için üstclik oylesine şartlar ıleri surerlcr ki. vatandaşın aklı başuidan sider. Vatandaş artık aracı i«temı\or. \ e : Devlet bana, ben sanal. diyen kapitalistlerin ne olduklarını aıılamıyto başlıyor. Doğu illeıi halkı. kendisine somurgeci zihııiyetıvle gelecek tstanbullu ış adaınını ne \apa<.ık? Doğulu vatandaş, kendi kalkınmasım kendisi kendi devletıjle elele geıçekleştirebilırse gercekleştırir. Gerısi hikâvediı Ve halk. kendi devletine sahip çıknıadıkça, ne sefaletten kurtulabilır, ne de kolelıkten .. «AİLE BABASI» Turistler icin şaşırtıcı olan şeyin, «maklulun bır aile babası olması soylenebilir. Kızkardeşınin iki çocuklu kocasına yardun eden euişte ve sıhrivet derecesini bilemediğimiz oteki akraba, «aile kavramı ile uvuşturulması guç bır işbırliğı ıçınde gorunrncktcdırler. Biraz içkilı olmak, hareketleriııi ikili değerler duzeni içinde muhakeme ctmek. tutumlarını haklı gosteremez. «Cinsel dcneesizlik» burada da cehalctle birlikte ola>a girmektedir. Ruh dokusuııu tahmin edebileceğimiz zengin bir kadın«. ucuz reklam peşınde koşabilecek seyahdt şirketı, adı gecen turistlere •aşırı» bir ilgi duyabılırler. Bu, bizden çok, kendilerini bağlayan bır hareket olur: cevrede de bu sınırlar icıııde jorumlaııır gider. Fakat devlet orgutunun, Turizm ve Tanıtma Bakanlığının olay karşısında aşırt bulduğumuz ilgisine gelinre, iş değişir. Benzeri ola\lar karşısmda >olçulu> olmak onların valnız gorevi değıl, odevidir de. Her ulkenm yurttaşları arasında iyilerin yanı sıra kotulerin de bulunması •normal* bir haldır. Turkiye'ye gelen turistler içinde de i> ilerhı yanı sıra belli bir oranda kotulerin de bulunabilmesi olağandir. Turistlcrin başka ulkelerdc ko tu işler yapması karşısında resmî ılgililerin ozur dılemeğe kalkışması cidden garip olurdu. Izerıııde durulması gerekcn onerali konulardan biri de oksuz kalan dort vaşındaki tlhan Arda ile ablası ycdi vaşıııdaki Nezihe'nin dunımudur. Babalannın kotu hareketi sebebiyle bu çocuklan •suclu» saymak elbette duşunulemez. Babalarma karşı beslediğimiz duygu ne olursa olsun bu çocuk lar toplumumuzun koruvucu ve esirgeyici ilgisine lâyıktırlar. Ki^iler kadar devlet orgutunu de yskıııdan ilgilendiren, turistik cina\et» içinde yer alanlar değıl, bu yavrucuklardır. Turistlere pasaport veren ulkelerin Turkiyedeki temsilcileri, gereken bir yardım varsa, kendi yurttaşlarına elbette J apmışlardır ve >apmaktadırlar. Sağduyumuzu yitirmedıkce bize duşen, gerekli hallcrde kendi yurttaşlarımızın vardımına oncelıkle koşmaktır. Bunun başka turlusu, «Philanthropeluktan öte bir davranış olur ki kendi ulusundan birine vakın ilgi du\a mıjanuı bir «.>abancı»ya samimi ilgi gostermesı anlaşılır sc\ değildir. Sonuç olarak. Kcııata olajı vcsilesiyle değındiğimiz uzun vâdeli eğitım calışmalarına girişilmedikce benzeri olaylann onlenemıycccğini bclirtmek ısterız. Bır ulkenin turizm için ehcrişli k05u 1ları, o ulkenin insanları turizm icin hazırlandıgı olrude anlam kazanır. Bu olmadıkça tabiat guzellikleri ve tarih zenginlıkleri. değışik hayat tarzı ve eğlenceler degerini yitirır. Hoşgoru, nezaket guleryuz ve tath dıl. Turizm Uin gerekli ortamı hazırlamak ıcin. kendi aramızda da unutmuş gorunduğumuz bu i> i «hasleUIerimizi geliştirmek zorundayız. Zarif Fransa. bu uğurda emek harcarkcn, yerinde saymak elbette bıze yaraşmaz. 'l> Hak yerını buldu mu', Cumhuııvet 18 majıs 1964. (2) Bk Mılhvet Odzel«»ı, & niidn 13t>j, s. J URİÜİ GELWM K'lNDE DVRVM Prof. Dr. Fahir H. ARMAOĞLU smanlı tmparatorlugunun Bas ra ve Aden'den Vıyana'ya kadar yayılan genış ulkelere egemen olduğu, Ingılterenm Akdenıze gırmediğı ve Rusyanın da Karadenıze ulasamadığı de\rede, Dogu Akdenızde bır denge meselesı dıye bır şey elbette kı soz konusu olamazdı Fakat onsekizinci yuzyılın sonlarından ıtıbarendır kı. bu bolgeye >enı kuvvetler gırmeye ve dolayısıle Doğu Akdenız bolgesınde bır denge meselesı ortaya çıkmaya başladı. Bu yuzyılın sonlarmda Karadenızın kuzey kıyıları Rusyanın elıne geçtı. Rusja şımdı butun Karadenıze yerleşıp, Boğazları zorlıyarak Doğu Akdenlzın sıcak sularına ınmek istıyordu. Öte yandan, Napolyon'un Mısır'ı ışgalı Ingılterenın onune yenı bır gerçeğı çıkardı Boğazlardan sonra Doğu Akdenızın ıkıncı kılıt noktası olan Mısır, Ingıltereyı Hındıstana bağlayan hayati ımparatorluk yolunun üzerındeydı ve buranın başka bır devletın kontrolu altına duşmesi, îngılterenın varlığı ıçın ağır bır darbe olabılırdı. Yine Napolyon'un Mısır macerası başka bır gerçeğı de ortaya koydu Osmanlı Imparatorluğunun zayıf bır ânından yararlanan Rusya, derhal Doğu Akdenıze ınebılecektı Napolyon tehlık"sını geçıştırdıkten sonra Ingıltere butun dıkkatmı kuzeyden guneye sarkmak ısteyen Rus tehlikesı uzerınde yoğunlaştırarak, bır yandan Boğazların kapalılığını korumaya çalışmış ve ote yandan da Mısıra bizzat yerleşerek bu kılıt noktasım kendi kontrolu altında tutmak istemıştır Boylece, Doğu Akdenızde kuzeydoğu doğrultusunda ı k t lj^yulc ^aıvvetın mucadelesı ondojrazuncu yuzyıl dıplo' x rhasısınin b*Uytlk "kısmım ışgal et mıştır. O lantısı sebebıle, Italya Doğu Akdenızın bır unsuru halıne gelmıştır Turkıyenın bu sefer de jeterlı bır denız gucune sahıp bulunmaması, kendısini, Italyaya karşı, denızlerde guçlu bır devlete dayanmaya sevketmiş ve bu denge unsurunu tekrar Ingilterede bulmuştur Mamaafıh Ingıltere de Dogu Akdenızde İtalyaya karşı dengeyı, Yugoslavya, Yunanıstan ve Türkiyeje dayanmakta bulmuştur. Ore yandan Turkıye, Italyaya karşı kıt'a tedbırleri de alma yoluna gıtmıştır. Çunku Italyanm Doğu Akdenızde ortaya çıkardığı tehlıke, Balkanlar, Anadolu ve Orta Doğu topraklanna da yonelmeKteydı. Bu sebeple, Türkiye'nın, Yu goslavya, Yunanıstan ve Romanya ile bırlıkte 1934 de kurmuş olduğu Balkan Antantı. revızyonıst Bulgarıstanı gozonıinde tuttuğu kadar, denızden Balkan kıtasma yonelen Italyan tehlikesı ıçm de bır tedbırdi. Bunun yanında, Italyanın Habeşistana yerleşrnesı uzenne Türkıye, 1937 de, Irak, îran \e Afganıstanla birlikte Saadabad Paktını da ımzalamıstır. Bu suretle Doğu Akdenızdekı denge meselesı, bu bolgenm genış çev reM ıçmde bulunan bırçok de\ letlen de bu denge kombınezonu ıçıne sokmuş bulunuyordu Yeni bir tehlike M İ ) OKUIUR KAPANIRKEN Yeni bir unsur İÎİ Bu. durum karşısında, Rusya'rnn kendısini yıkma çabalarına karşı Osmanlı Devleti, Ingilterede bir karşüağırbk bulmuş ve Ingiltereye dayanmıştır. Osmanlı Devletının bu polıtıkasmda, kıyılarının uzunluğu ve genış bır denız çevresı ile olan bağlantısı oranında bır denız gucune sahıp bulunmaması şuphesjz kı, en buyuk handıkapını teşkıl etmıştir. Eğer boyle bır denız gucune sahıp bulunsaydı, Doğu Akdenızde kendi yararına olabılecek bır kuvvet dengesıne daha aktıf bır rol alabılır ve Ingılterenın koltuğuna sığınmaktan ve bu sığınmanm kendısı ıçm bırçok zararlı sonuçların dan kendısini kurtarabılırdı m A"ff A den itibaren Ingiltere| X # X n i n . politikasını değiştil w f " rerek, Rusyanın giıneye sarkmasını onlemek için, Osmanlı Imparatorluğunu parçalayıp yıkıntılar üzerine bizzat kendisinin yerleşmek istemesi, Doğu Akdenızdeki kuvvet mdeadelesine yeni bir unsur sokmuştur. Ingıltere | \e Rusyanın, ayrı ayrı amaçlarla da olsa, şımdı Osmanlı tmaparatorlugunu yıkmak ıstemelerı, her ıkısını de dolavlı olarak bır or ( tak noktada bırlestırmekteydı Bu sıralarda I I . Wılhelm ile birlikte Almanj'anın «dünya politikası» çerçevesı içinde Orta Doğu ve Dogu Akdenız bolgesıne de kol atmak ıstemesı, Osmanlı Devletını, Ingıltere ve Rusyaya karşı Almanyada bır denge unsuru aramaya sevketmiş ve bu sefer Almanva Doğu Akdenız bolgesındekı kuwet dengesı o>oınuna gırmıştır Bu durum 1 Dunya Savaşının sonuna kadar devam etmiştır. Bu gelısmeler sırasında goze çarpan bır başka nokta da, Ingıl tere'nın Doğu Akdenızde aynı zamanda Yunanıstana dayanma yoluna gıtmesı ve bu durumdan jararlanan Yunanıstanm da Ege De nızınde ve Balkanlarda, Osmanlı Imparatorluğu ale\hıne toprakla rını gemsletmeve çalısmasıdır. 1 Dunya Savaşının sonunda bır yan dan Çarlık Rusyasının, öte yandan da Osmanlı Imaparatorluğunun yıkılması, Doğu Akdenızı olgun bır meyva gıbı tngılterenın elıne dusürmuş ve Yunanıstan da, Ingılterenın kanadı altında Anado lu macerasına atılmıştır. de Turkıye ve Yunanıstana askerl yardımı ongoren Truman Doktnni bu gelişmenın sonucudur Aynca Amerıkan VI. fılosu da Doğu Akdenızın bekçılığinı uzerıne alıyordu. u gelisme Turkiyeyi, Sovyet Rusyanın tehdit ve baskısına karşı, Birlesik Amerikava dayanmaja vdneltmiştir. Türkiye ve Yunanistan Nato'ya girmesile, Do ğu Akdenizde yonelen Sovyet baskisına karşı etkili bir denge kurulmustur. Turkive ile dengeyi daha da güçlendirmek amacı ile kıt'a tedbirleri de alma voluna gitmiş ve 1954 de Yunanistan ve Yuçoslavva ile Balkan ittifakını ve 1955 de de Irak ile Bağdat Paktını vapmış ise de, her ikısı de, gerçeklere aykın bir şekılde geliştirildiği ve sağlam temellere oturtulmadığı için, kâğıt üstündeki yandan öteve gidememistir. Hele Bağdat Paktı, Türkiyenin işlediği hatalar sonucu, Doğu Akdeniz dengesini, kendi iç unsurları bakımından bir duzensizliğe ve hattâ karışıklığa surüklemistir. Bu Paktı kendısınm Orta Doğudakı mutlak lıderlığı yolunda onemlı bır engel gören Mısır, duygusal tepkılerın sonucu olarak derhal Sovvet Rusyaya yanasmış ve bunu dıjer bırkaç Arap devle tının ızlemesı ile, Doğu Akdenız bolgesmın guney kıyılan Sovyet nufuzu altına gırmıstır Bunun Dunvi Savaşının hemen ervanında, Balkan ıttıfakınm ışbırlıtesinde Türkiye için Doeu # ğı ha\ası ile Turk kamu oyunu Akdenizde yeni bir dengeuvutacağını sanan Yunanıstan sizlik durumu ve yenı bir tehlike Kıbrıs meselesını kışKirtıp, Kıbortaya çıkmıştır. Savaştan yorulrısı elegecırmeve kalkınca, bu semus ve harap olmuş Avrupada üsfer Turkive ile Yunanıstan aratunluğu eline geçıren Sovjet Russında bugune kadar surecek bır va. bu durumundan yararlanarak, çatışma ortaya çıkmıştır. Bu, ılDoğu Akdenize inmek için de ve8» S?}Vfhh1T gelışmedır, ^ y a , bu ni bir • rıa.mJe «njjımıştır. Yunanissefer Doğu Akdeni2 dengesının t<uıdaki komunisUer >asıtasile bu nwmlekette bir îç sâvas çıkartSovyet Rusva, Bırleşik Amenka" mış. Türkiyeden Boğazların konIngıltere, Fransa ve Itatya gıbı trolunu ve Doğu Anadolu toprakdış unsurları değıl, Turkıye, Yu larunızı istemiş ve kuzey Irandananıstan ve Mısır ve hatta Surıki komünist separatist hareketi ve gıbı ıç unsurları, 1923 denberı vasıtasile Basra körfezine sarkılk defa olarak bır çatışma ıçıne maya çalışmıştır. Orta Doğu ve gırmış olmaktaydılar. Doğu Akdenızdekı menfaatlerı genış olan İngıltere, Sovyet RusjaYARIN nın bolgedekı bu ağır baskısma tek başına karşı kojamarmş ve YUNANİSTAN Bırleşık Amerıkaji Doğu AkdeniMESELESI ze çekmek suretıle, Sovyet Rusjaj a karsı dengeyı sağlamıştır. 1947 B 2 O kullarımızın kalabalık olduğu. en çok insan girip rıktıgı ajlar ıHajıs ve Haziran ajlaııdır. Diğer aylar sessiz geçer. Çocuk, okula yazdırdık mı, kavdını vaptırdık mı gider artık avUrca kendi halinde.. Bu, hernen her dereceli okulumuzda bdyledir. Ders yılı boyunca çe^itli sebeplerden kuçüınsenmiyecek oranda öğrenci avnldığı halde yine de bu son iki ay okullar kalabalıktır. Vasıl mı? Çocukları ile birlikte ana, baba. enişte. amca, tanıdık hepsi uğrar okula bu avlarda. Oğrencinin 58 zayıfı olduğunu gnren anne gelir; «Ne yapacağız, ne olacak bejefendi? Çocuk kalacak her halde, değıl mı? Fakat kalırsa babası okula göndermivecek.. Kavdını sildirecek.» Oğrencinin babası gelir; «Çocuğa çalıs divoruz, ne bilejirn efendim.. Her gun de çalışryor canım.. Hanım hasta. sinirli ö.vlesine. Diğer çocukların ışi derken. Kalırsa?. Kalırsa çok kotu. Kalırsa anneleri gondermeviz dıjor. Oirer bir sanata dıior.» Olmadı, ertesi hafU kuvvetlice bır adamlan gelir; «Efendim. esasında ailesi bu çocuğu okula Tollamayacaktı.. Zorla ben vazdırdım. Ukusun dedik. Vaziyetı kotu değıl mı? Bu sekız zavıfın, habası ikisini. uçunii bilıvor. Eğer çocuk kalırsa çok fena olacak.. Adam olsun dedik.. Çocuğu ben yazdırdım okula. Hiç gonülitri yoktu. Sonra, fakir bunlar efendim, nolursunuz? Çok fakirler.» Devam eder; «Soysuz bir abisi çıktı bunun.. Çok hayırsız. Zavallı ana baba napsın? Her gün sazda barda.. Görseniz.. Bir gelirleri yok.» «Efendim varsa bi çaresi » Eğitimimizdeki korkunç, tamiri guç aksaklıklar, problemler randımanı tabiatıvla diişurüvor. Insan bu gibi olaylan da bizzat yasavınca diyor ki: «Devlet hizmetindekı görevlinin en biiyıik ihtiyaçlanndan biri muhakkak ki. emin ve huzur içinde olmaktır » Veli KUÇÜKBIÇAK fakir ülu>or, zengıri de fakir oluvenyor o anda.. Bu derdimiz, sosyal problemunız valnızca şu şekılde vey» bu şekılde veyabul bu alanda, şu alanda değil!.. Hemen her şevünizde. Örneğin: Tacir, koylıi olarak kredi alırız, ama nereve ve ne şekilde kullanırız? L'nutamam; 56 vü önce, zengin aile genrlerinden biri hususi arabasını bir köprü altında park eder.. Arzusuna uygun bir de elbise giydikten sonra Ankara Ticari Ilimler Akademisi Reisine çıkarak; «Efendim. okula girebilmek için buyük vardımlarınıza muhtacım. Durumumu göru>orsunuz işte!. Hamiyetinize sığınıyorum.» Kulaklan çınlasın, hocam Sayın Prof. Ekrem Edgu süphelenır gençten. Takip ettirir. Genç, arabasıyla çözden kav bolur. Okullarımızı kendi elimizle kirletıyoruz. Tenıiz yavrularımızı küçukten zehirlıjonız. Sonra? Alnının teri ile büyümeğ yaşama alışkanlığını vermede buyuk kusurlar işliyoruz. Gençliçe ne yapacağını tayınde, her turlü problem çözümunde güçldk çekmıyecek bir formasyon kazandırma işi. gerek topium, gerek birey olarak asıl amaçlamnızdandır. Bulucu, yapıcı kendine güvenen gençlik; açıksız, bosluksuz, gorevini müdrik gençlik, üzerine eğildiğimiz gençliktir. ATA'nın gençliğidir. Yarınımız O'nun elinde. Sosyal yapımızdaki bazı çatlaklıklar, aile eğitirninin bozukluğu, programlarımızın gereksiz ve yetersiz vdnlerinin çokluğu, uygulamadaki sakat ve yanlış tutum ve yoilar, ilgi zayıflığı, mali imkânsızlık.. gibi meseleler görevliyi mutsuz, iimitsiz kılmakta. milleti yolunda sendeletmektedir!. Belirlı günlerde bu ardı gelmez ana meselelerimizi hep sayar dökeriz. Hangi devirde, hangi parti. hangi hükümet tarafından olursa olsun bu sayısız büyuk millî eğitim dâvalarının çözümu, bizi ancak aydın günlere götürecektir. Büyuk Maturk Cumhuriyeti Hükümetinin birinci grup hizmetlerine girmektedir.. Kısa zamanda pek çok işler basarnıağa mecburuz. Milli Eğitim dâvaları için asla kavbedecek vaktimiz yoktur'» derken keyfiyeti gdzlerimizin öniıne çok açık ve seçik olarak sermiştir. O. volu çizmistir. Hakkımız olan mutluluğa, özleminı duyduğumuz seviyeve müietçe ulasabiliriz. Birlik içinde çalısmakla var olabiliriz. • •I ••• Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlügünden Dekoratıf Sanatlar Bolumumuz Kumaş Desenlerl dalına bır a^ıstan alınacakt.r Memurın kanununda \azıh «artları taı\an ve Yuksek Dekoratıf Sanatlar Bolumumuz Kumas Desenlerı dal'rdan rr.ezun olmuş bulunan adayların, hangi \aba".cı dılden ımtıhana gırmek ıstedıkleıırı de belırtır bır dılekçe ile en geç 15 6 1965 gunune kadar Akademı Mudurluğjıne muracaatları rıca olunur. Not : Imtıhan gunlerı Akademınen oğrenılecektır. (Basın : 9459) 6445 TEŞEKKUR Büyük kaybımız Hastalığında yakın alâkalaıını esırgemıven ve tıbbın en son imkânlannı tatoiK eden I> AHMET CAN. Dr. Operator ŞUAYIP RAMAZANOĞLU. Dr ŞINASI AYTAN, Dr ABDURRAHMAN ÇOPURa. cenazesme bizzat ıştırak eden \e>a evımıze kadar gelen, mektup, te'graf ve telefonla derın acımızı pavla^an dost; tanıdık ve akrabalara celenk gonderen mupssese ve zevata sonsuz te^e'ckurlerımızı arzederız NİYAZİ RAMAZANOĞLU'nun AtLESİ Ilâncılık 7128 6454 Modern erkeğin traş makinası PHILISHAVE ile daha çabuk, daha iyi, traş o l a b i l i r s i n i z . Hatır Işi Hatır. hatır için iş, aracı kullanmak. aracılık etmek; dıstan, beleşten elde etmek. kolavca kazanmak arzusu ıliklerımıze islemiş. Buyük bir çoğunluk var kı zengin de olsa. fakir de olsa başkasından nıeselâ Devletten beklenıeğe alışmıs. Bu. toplumca korkunç bir durumumuz bizim. Çıkarı nasıl gorükmevi gerektiriyorsa; fakir de ! ! i : İ •••••••••••••••••••••••••>•••••••••••••••••••*••••••••••••••••••>••••••••••••••••••••••• CAN4N ERM*N Y ile { KOkSAL AN4DOL .=, ı Y Mımar t ^*) Nışanlandîlar 5 6 1965 Paşalımanı Isi Muhabere Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığından bildirilmişiir 1 ANKARA MAMAK takı ıkı sene tahsıl surelı Elektronık Astsubay hazırlama okulu 1 sınıfına 19651966 ders Mİında en az orta okul veya orta sanat okulu elektrık bolumu mezunlarından (Lıse ve sanat enstıtulennden avrılanlar dahıl) elektronık ast'ubay yetıstırılmek uzere ımtıhanla oğrencı alınacaktır. 2 Okula gıns için geıeklı bılgıler ANKARA MAMAK'takı elektronık astsubay hazırlama okulu komutanlığı ale askerlık daıre ve şube baskanlıklarından alınabihr. 3 îstekhlerın mahallı askerlık Daıre veva «ube başkanlıklanna Ankara'da bulunanların MAMAK elektronık Astsubay hazırlama okulu komutanhğına bır dılekçe ve gerekli belgelerle 1 Temmuz'dan 10 Ejlul 1W5 tarıhme kadar muracaatları ılân olunur C603 Basın . 9330; 6443 iç ve dış unsurlar Y Cumhurıjet 6440 ŞUKRAN AYBET Yuksek Mmıar Muhendıs IZZETTIN OZIL Nışanlandılar 6 6 1965 Sii'ı Cumhunytt 6450 eni Türkiye Cumhurivetinin kuruluşu ile Doğu Akdenizdeki kuvvetler dengesinin iç ve dış unsurlarının sayısı da artmıstır. 1922 de Italyada fasist rejimin kuruluşu ile birlikte, Doğu Akdenizdeki denge oyunu da hareketlenmiştir. Faşist Italyanın Doğu Akdeniz bölgesindeki emellerini açıklamaktan kaçınmaması, Türkiye için bir endişe olduğu ka dar, alttan alta bir Ingiliz İtalyan mücadelesini de açmıstır. 193536 da Italyanın Habeşıstanı ışgalı. bu sefer Italyayı Dogu Akdenız dengesının bır kuvvetı halıne getınnıştır. Çunkıi ttalya • Habeş savaşı, Italyanın denızlerdekı gücunu de ortaya koymuş ve aynı zamanda, Habesistanla olan baj1 PHILIPS 6UTUN PHUIPS BÂYILERINDE VE BUYUK MAGAZALARDA SATILMAKTAD1R; TECRUBE EDEBILIRSINIZ. Rekiâmciük J1U1/6448
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle