17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKİ CUMHÜRİYET 10 Nisan 196a ••••••••••*•••••••••••> ORTAK PAZAR ve BİZİM DÜNYA Prof. Dr. Besim ÜSTÜNEL ransanın esld Başbakanlanndan Pierre MENDESFRANCE, geçen hafta Ankarada «Ortak Pazar ve Üçtlncü Dünya» konulu Ugi çekici bir konferans vermiş ve konferansın öıeti «Cumhuriyet» te yayınlanmıştı. Misafir devlet adamı bu konferansında devrimizin en önerali milietlerarası ekonomik problemlerini ele almakta ve kcndi bakıs açısından bunlara bazı çözüm yolları bulmaya çalışmaktadır. Ben bu yazımda Sayın MendesFraoce'in görüşlerini ele almak ve «Üçüncü Dünya» ya mensup bir iktisatçı olarak aynı problemleri biraz daha farklı bir bakış açısından incelemek istiyorum. Avrupa Ortak Pazannın az gelişmiş ülkeler fiBerinde yaptığı etkileri tartışırken Sayın MendesFrance, meseleyi evvelâ geniş açıdan ele almakta, gelişmiş ve gelişmemiş ülkelerin teşkil ettikleri a y n kmmplan ortaya koymakta; daha sonra Avrupa Ekonomik topluluğunun muhtemel etkilerini incelemektedir. Probleme çözüm ararken, sadece dış ymrdımlann değil, geniş anbunda milietlerarası ticaretin geliştirilmesi ile neler yapılabileceğine de deginmektedir. Ben de konuyu aynı çerçeve içinde ele almaya çalışacağım. Kahrolsunlar! Büyük ilgî (fören tarhsma'nm hazırlanmasında bazı güçlııkleıle karşılaşıyoruz. Bunlaruı düzeltilmesinde okuyucuiaıın yardımını rica ederiz: O Yazılar, ilgili makalcnin çıkmasından sonra mümkun olan en kısa zamanda gönderilmelidir. Aksi takdirde, konunun aktüalitesi geçmektedir. O Vazılann, miimkün oMuğu kadar kısa. kabilse daktilo ile veja çok okunaklı ;ekilde elle yazılmasıuı nca ederiz. Bana sorarsanız, \atandasları teker teker elden geçirmeli. Baktınız ki adam sola mail .. Hemen içeri atmalı. Test sınavı bn! Diyeceksiniz ki : Yürü bakayım oğlum! Sola talpaladı mı berıf; doğru içeri!.. Çünkü memleket ancak böyle kurtulur. Ve çünkü son yıllarda memleketin başına ne geldiyse bn tolenlardan geldi. Aşın solculardan çeldi demiyorum. Aşın sol, ve sol! Hepsi bir. Karpuzun bile kesmeden iyisi kötüsii belli olmazken, asın sol mn yoksa sadece sol mu, nereden anlıyacaksınız? En iyisi memleketi kurtarmak için bepsini toplamalı Anayasaymış, Babayasaymış bos vermeli... Zira bu solcuların memlekete zararı dokunuyor. Bakın ispat edelim size : Bir kere su petrol dâvasını ortaya atıp da basımıza milli petrol bağımsızlığı hikâyesini yayanlar kimler?.. Ve yabancı petrol şirketlerinin bize petrolü yüzde 35 fazla fiyatla satıp milvarlarca lira kazık attıklarını ortaya çıkaran kimler? Solcular ! Amerikalı Mr. Ely'ye 650 bin lira verip hazırlatılan Maden Kanunu Tasarısivle madeıılerimizi vabancılara peskes çekmek hazırlığında bulunanları halka açıklıyan kimler? Solcular ! Bir yabancı şirket, boraks cevherimize el koymus. Ve zengin yataklara sahip oldueunıuz halde hepsini kSrlestirip «Sizde boraks yok» di\e rapor \ermis. Bu rezaleti ortaya çıkaran kimler? Solcular ! Errğli Demir Çelik tesisinin kurulusundaki akıl almaz yolsnz durnmları ve üç yüz milyona yaklaşan yolsuzluk dosyalarım baaında ertaya atan kimler? Solcular ! Yabancı sirketlerin Türkiveve attıkları milyarlık kankian rakam rakam ortaya döküp halkı uyandırmağa çalışan kimler? Solcular ! Türkiyedeki maden iscilerivle dünvadaki maden işçilerinin durumlarını karsılastırıp bizimkilerin haksızlıklar altında ezildiklerini «rtava atanlar kimler? Ve efendim Etibank'taki 30 milyonluk yolsuzlnihı ortaya çıkaranlar kimler? Solcular ! Toprak reformu hikâyesini başımıza saranlar kimler? Solcular ! Verçilerde sosval adalet istivenler, ?elir vergisinde maas ve ücretlilerin en ağır külfeti viiklendiklerini rakamlarla ispatlıyanlar. tarımda ağalann \erei vermediklerini ortava atanlar, halkın sırtından milvonlar kazananların ne kadar az vcrti verdiklerini rakam rakam acıklıvanlar kimler? Ve soya yağı hikâyesinde Amerikaliların cevirdikleri diimenleri bir bir ortaya dökenler kimler? Solcular ! Dıs politikada yabancı ipoteklerinden kurtnlup kavusmak fikrini ileri sürenler kimler? Solcular ! bağımsızlığa F değildir. Bu oranda ve hattâ bundan daha yüksek oranlarda dış yardım seviyelerinin, uzun vâdeli, düsük faizli ve bir kısmı b a ğ ı ş şeklinde olan «hakiki kalkınma yardımları» olarak ve politik düşüncelerin asgariye indirildiği bir mekanizma içinde, fakir ülkelere uzunca bir süre verilmesi şarttır. Bunu, bir bakıma, dünya çapında bir «re fah devleti» anlayışı içinde ve bir gelir vergisi sisteminin bir milli toplulukta yapmak istediği «redistribution» fonksiyonunu, milietlerarası alanda yerine getirecek şekilde düzenlemek mümkündür ve zaruridir. Eğitim dâvamız E ğitim dâvamızın 10 yılda çözülebileceğini şüpheli bulan Doç. Dr. ıMükerrem Hiç'in görüşüne katılıyorum. Bu önemli ülke sorununda beni karamsarlığa götüren nedenler var elbet Bir kere, dâvayı bütünüyle kavramışlığımız yoktur. Rengini ve dozunu genellikle politik havadan alan kısır, günlük denecek kadar kısa süreli, yama bi çiminde tedbirlerle oyalanıyoruz hep. Bu cümleden olarak, bazan okuryazar sayısını artırmayı tek amaç sayıyor, bazan da okuln yapıp icine bir öğretici koymayı yeter görüyoruz. Oysa dâva, öyle kolay kazanılacak cinsten değildir. Kabuğun altında bir öz, bir iç yapı vardır ki; biz konunun o tarafına eğilemiyoruz işte. Bunca masraf ve emeklerin hangi oranda doluya, ya da boşa gittiğini istatistiğe vuramıyoruz nedense... Kanımızca en başta öğretmen yetiştirme yöntemimiz sakattır. Bugün, özellikle eğitimimizin köy cep hesi yürekler acısıdır. Çoğu vekil öğretmen, eğitmen, muvakkat öğretmen. yd. sb. öğretmen. stajiyer öğretmen g'.bi adlarla anılan ve mesleki formasyonları az olan görevliler, ağır koşullar altında, birleştirilmiş smıflarda çahşmakta, daha doğrusu bocalamaktadırlar. Bu yüzden okul köyün kalkınma merkezi haline gelememekte, öğret men ödevini okul duvarlan dışına taşıramamakta, önder öğretmen rolünii oynayamamakta. ekonomiyi etkileyecek üretici eğitim uygulana mamaktadır. Burada denecek odur ki; köyde ekmek zoruyla kalan ve ilk fırsatta kaçmayı deneyecek he yecansız kişilerle dâva asla yürü tülemez. kul yapımı işinde de kör, topalızdır. Boyuna plân tipi değıştirdiğimiz halde, ihtiyaca uygu nunda karar kıldığımız yoktur. İki yıl sonrasının gereksinmesini dahi hesaba katamadığımızdan, daha ba danası bozulmayan yapılara ekler düşünüyor, vatandaşın kendi okulunda çalışmasını langaıye) saydı ğımız için de, özlenen sonuca bir türlü ulaşamıyoruz. Şu halimizle. büyüyen okuyacaklar çığmın altında ezilmeyi göze almış gibi bir durumdayız sanki. Bundan ötürü, 1972 ye değin eğitim dâvamızın hallolması şöyle dursun, sistemi, felsefe si ve kurumlarıyla belırlenmesi bile bizi sevindirecektir. yapmak yoluna gitmiş olsunlar. Hayatları her zaman tehlikede olan, karınlannı doyurabilmekten mahrum, hastalarına ilâç temin ede miyen nice vatandaşlanmızın feci durumu meydanda iken, ödeneklerine zam taraftarı olan ve bu konuda kendi oy'.ariyle başlarına ba} kan tâyin ettikleri saym Fuat Sirmeni yuhalıyan sayın Parlâmento ve senato üyelerinin bu trajik durumları çok üzucüdür. x . , DAD\Tivci7nı 'TTT Adnan PARMAKSIZOGLU ^ Ticaretin yeniden düzenlenmesi Batı Avrupa ülkeleri 194853 döneminde Birleşik Amerikadan bol miktarda dış yardım aldıktan sonra, bu yardımlann biteceğine yakın, «yar dım değıl ticaret» istediklerini belirten bir tekerleme ortaya atmışlardı. O zamanki İngiliz >Ialiye Bakanı Mr. Butler'in ifadesiyle «Trade Not Aid». Buna benzer bir ifadeyi bugün az gelişmiş ülkeler grupunun her mOletlerarası toplantıda belirtmesi gerekmektedir: «TradeAndAid»; yani «Hem Yardım Hem Ticaret». Fakat, şartlan düzeltflmis ticaret olmak kaydiyle... Sayın MendesFrance'in söz konusu ettiği «Milietlerarası Ticaret ve Kalkınma Konferansı» nın geçen sene Mayıs ayında ortaya attığı fikirlerin temel esprisi işte bu idi. Böyle bir politikanın başansı ise her şeyden evvel, gelişmiş ülkeleruı kısa vâdeli menfaatlerinden fedakârlıklar yaparak ve müstemlekeci zihniyetlerini terkederek uzun vâdede daha ahenkli bir dünya ekonomisi sağlamaya razı olmalarına bafhdır. Oysa tatbikat, bu yöndeki gelişmelerin, dış vardım seviyesini arttırmaktan daha büyük güçlüklerle karşılaşacağını göstcrmeklcdir. A d a m başına gelir 3.000 dolar aşmıs bir memleketin, sadece küçük bir üretici zümreyi korumak için, gelir seviyesi 150 dolar olan fakir bir ülkeden ithal edilen bir mala ağır gümrükler ve hattâ kota tahditleri koyması; veya gelişmekte olan bazı ülkelerin büyük fedakârlıklar pahasına kurdukları bir endüstrinin mamullerini, gelişmiş ülkelere satmak istedikleri zaman bazı zengin ülkelerin mevcut anlaşmalan (GATT gibi) dahi çijniyerek bunu önleyici tedbirler almaya kalkmaları, (tekstil misalinde olduğu gibi) iki kampa ayrılmış ülkeler arasındaki uçurumu azaltmak şövle dursuıı büsbütün arttıran tutum ve davranışlardır. Bu konuda, Sayın Mendes France'in temas ettiği tedbirlerin yeterli olduğunu da zannetmiyoruz. Problemin gerçek çözümü. devamlı olarak değişmekte olan dünya ekonomik şartlarraa kolayca intibakı »ağlryacak dünya çapında dinamik bir yatırun ve ticaret politikasının düzenlenebilmesine bağlıdır. ve milli çalısma seferberlifini en iyi bir şekilde yapabilmesindedir. Her türlü iç çekişmelerini bırakmak ve mîllî sorunlarımız üzerine hep beraber eğilmek zorundayız. Uvanmak zorundayız. Kendımıze eüveneceğiz. Kendimize inanacajız. Millî menfaailerımız neyı emredıyorsa o vönde cesaretle karar alacağız. Hiçbir devletin dümen suyunda gidemeyiz. Kendi mılli politikamızı güdeceğiz. Bu inanç ve azim içerisinde oldugumuz müddetçe Türkiye'nin me=ut ve müreffeh gelecejire ümıtle balcabiliriz. Dr. T. GÖKTÜRK Doğru teşhis çinde yaşadığımız dünyada, milietlerarası politikayı devamlı olarak etkiliyen temel faktörlerden biri ve belki de en önemlisi fakir ülkeler İle zenginler arasındaki büyük gelişme farklarıdır. Gerek Demokrasiler Kampında, gerek Demir Perde gerisindeki ülkelerin kendi aralarında adam başına düşen gelir seviyeleri bakımından çok büyük farklar mevcuttur; ve daha fenası. bu farklar zamanla azalacağına daha da artmaktadır. Böyle bir dttnyanın, zengin ülkeler açısından dahi huzur ve güven verici bir ortara olmadığı meydandadır. Bu probleme uzun vâdeli bir çözüm yolu bulmanın, dünya sulhünü korumak ve bir anlamda «coesistance» ı saglamak bakımından bir zaruret olduğunu, son bir kaç yıl içinde Batılı devlet adamları gittikçe daha iyi anlamaya baslamıslardır. İşte, Sayın MendesFrance bu gerçeği en iyi anlıyan ve probleme «doğru teşhis koyan» Batılı devlet adamlarından biri olarak gözükmektedir. Kendi ifadesiyle, bugün «Dünya nimetlerimn •i 85 i dunya halkının S 15 inın elındedir ve dünya nüfusunun *• 85 i toplam kaynaklann ancak •ı 15 inden yararlanabilrnektedir. Üçüncü Dünya / j fle sinaileşmiş ülkeleri bırbinnden ayıran bu mesafe ise yıldan yıla artmaktadır.» «Devamı imkftnsız olan bu durumu düzeltmek için muazzam bir çaba sarfetmek gerektifi ortadadır.» Fakir ülkelerin kendi imkânlan ile başbaşa kaldıklan sürece, ne kadar plânlı hareket ederlerse etsinler, bu durumu ortadan kaldıracak bir çözüm yolun» ulaşamıyacaklarını kabul eden Sayın konferansçı, lengta ülkelere bu konuda geniş sorumluluklar düstüğünü açıkça ifade etmektedir. SOYfl YAGI HİKÂTESI ayın Doç. Dr. Osman Koçtürk' ün yazısını ibretle okumuş bulunuyoruz. Birleşik Amerika'nın kendi üretim fazlası olan soya yağını Türkiye'ye satması ve karşılığmda zeytinyağımızı alması seklindeki ticari antlaşmanın feshedilmiş olmasınm ne kadar yerinde bir karar olduğunu boylece daha iyi anlıyoruz. Sova fasulyesınden çıkarılan soya yagı besleyici değeri ve diğer nitelıkleri bakımından zeytinyağından çok geri bir gıda maddesidir. Ayrıca kalb hastalıklarının çoğalma sına yol açtığı bilimsel araştırmalarla ispatlanmıştır. Son incelemeler eöstermiştir ki. A.B.D. den aldığımız soya yağı karşılığmda hakiki değeri onun üç misli fazla olan zeytınyağını yine aynı ülkeye eş değer fiata satmak zorunda kalmaktayız. Bu ikili antlasmaların alevhimize aldatıcı örneklerm den biridir. O zengin ülkedir kı, hiir milletlerin hâmisi rolündedir ve yıllardanberi uyguladığı dıs yard:m programlarivle az geli*mıs ülkelerin kalkınma çabajarında en bııvük yardımı vapmaktadır. Bu çok acı bir celişme^liktir. Yıllarca en buvük do?t bilip her «eyi ile inandığımız ve güvendiğımiz bir devlete yakjştmlamryacak bir davranıştır. A.BD. nin do=tu bulunduğu ülkelerin milli menfaatlerini küçük hesaplar ugruna harcamakta olusu ne kadar hazin bir olaydır. A.B.D. ile yakın senelerdeki iliskilerimm inceliyecek olursak. birçok ekonomik ve sivasi kazançlanmızın oldukça pahalıya maloldugunu kav ramamak imkânsızdır. tste petrol sorunumuzda A.B.D. li sirketlerin rolleri!.. tste Kore'de A.B.D. menfaatleri nğrunda binlerce sehidin akıtılan kanları bedeli olarak ödenmekte olan A.B.D. nin Kıbrıs politikısı!.. Şaşırtıcı ayın Prof. Dr. tlhan ARSEL' ın «Atatürk, Bnrgiba ve Liiklik» adlı yazısında belirtilen düçünceler, Ataturkçüluk ve lâiklik kavramları bakımlanndan, kamuoyunu uyartıcı bir nitelik taşımaktadır. Sayın Burgiba, «Müslüman toprağında lâik bir devletin knrulması, münakasa götürmez ki, Arapların çoğn için şaşırtıcı bir yenilik idi» demektedır Tunus ihtilâlinin «maya» sı olan Kemalist Ihtilâl, sadece lâiklik yonünden değil, devrimlerin tümü yonünden de sasırtıcı bir basarıdır. Atatürk. bunun için Atatürk'tür. Atatürk. yalnız din ve devlet bağımsızlı^ı olan lâikligi yerlestirmekle kalmamıs. Mecliste, düsünce özeürlügünü birtakım dini EÖrüslrrle baltalamak is ti\en yobazlarla da eerekli uvgar lık savagını yapnmtır. Bir vandan dıs düsmanları vurttan kovmayı basaran Atatürk, yobazlann ve mnhteris poiitikacılann birer oyuncagı haline gelen iç isyaniarı da basladıjh yerde bastırmıştır. Giyim devriminden; kültür. ya7i devrimine kadar, Atatürk'ün bıitün yaptikları uluslan sa"!irtmaktadır. ••• •••• •••• I * iiiî S S • •• Kıbrıs dâvasında çözüm volunun ancak NATO dışında bulunabilecefini sövlevip Enosis'i engellemek için çıkar yolu iktidarlara eösterenler kimler? Solcnlar ! Bankalardaki milyonluk yolsuzluklan ortaya döken, memlekette nerede bir <uiistimal ol«a duvup dotyasını açan, hırsızlarla mücadele eden. halka kazık atmak istiyenlerin karşısına çıkan, sömüreenlrrle uğraşanlar kimler? Solcular ! Solcular böyle zararlı islerle ugrasıp memlekete zarar verirken, sağcılar ve ortacılar da vabancı menfaatler hizmetine girip : Kahrolsunlar solcular! Vatan. millet, demokrasi, gelsin beşhin bes yüt elli. TRT. vesaire diverek memlekete hizmet ediyorlar. Bu solcuları ne yapmalı? Asmalı, kesmeli!.. Memleket böyle kurtulur. Hem bakın haber vereyim: Maliveti kırk kurusa ofan favansları 105 kurusa salarak Anadoludaki bir seramik fabrikası halkı alabildifine kazıklamaktadır. Aman solcular bunları da duymasınlar! duyururlar... Vallahi yazıp halka O Yardımların yetersizliği P roblemiu çözüm yollanndan birinin, zengin ülkelerin fakir ülkelere iyi şartlarla ve bol raiktarda «kalkmma yardımı» saflaması olduğu muhakkaktır. Fakat, on yıl evvelkine kıyasla bir hayli artmış olmasına rağmen, bugün. az gelişmiş ülkelere verilen dış yardımların ne miktarı, ne de şartları problemi çözmek içüı yeterlidir. Sayın MendesFrance bu gerçeği kabul etmekle beraber, dış yardım konusunda farklı bir anlayışla hareket etmekte ve her türlü ticari kredileri ve özellikle hugusi «yabancı sermaye yatınmlanm» da, kalkınma yardımları arasındn saymaktadir. Fransanın yıllık dış yardım miktarı, bu hesaba göre, milli gelirinin % 1,5 ine ulaşmakta l e diğer yardım veren ülkelerin milli gelirlerinden aynı oran» da yardım payı ayırmalan halinde kalkınma problrmini çözmenin büyük çapta kolaylaşacağı ifade edilmektedir. Oysa özcl yabancı sermaye yatırımlarınm «kalkınma yardımı» sayılamıyacağı ve hattâ bazı hallerde kalkınmayı kostekliyen. fakir ülkeleri uzun bir süre dünya nimetlerinden nıahrum bırakan bir unsur olduğu söylenebilir. Diğer tarafUn devletten devlete kredi şeklindeki yardımların dahi, bazan fakir ülkelerde kalkınma problemini çözümli yebilecek hakiki bir dış destek mahiyetinde olduğu söylenemez. Normal ticari faizle verilen dış kredilerin ve özellikle «ihracat garantisi» seklindeki kredilerin «yardım» vasfı ya hiç yoktur veya çok tayıftır. Bunlar. genellikle krediyi veren ülkenin ihracat güçlüklerini gidermek, ham madde kaynağı olan ülkeyi devamlı borç yükü altına sokraak için bulunmuş çözüm yollarıdır. Ortak Pazarın yarattığı problem Batı Avrupanın altı zengin ülkesi arasında kurulan «Ortak Pazar» ele alınan problemlerin çöziimünü kolaylaştırıcı olabilir mi? Yoksa, çözdüğü problemden daha çok yeni problem yaratmak istidadında mıdır? Sayın MendesFrance'in bu soruya cevabı müspet olacaktır. Kitekim. konferansında Altıların dış yardım seviyesini arttırma gayrctlerinden ve dış ticaret şartlannın düzeltilmesi yönünde üye memleketlere yapılan baskılardan uzun boylu bahsetmiş bulunmaktadır. Biz bu konuda çok daha ihtiyatlı ve şüpheci olmayı tercih ederiz. Altılar bugüne kadar takip ettikleri temel politikada önemli bir değişiklik yap madıklan takdirde. Avrupada kurulan bu «bölgcsel birliğin» çözebildiği problemlerden çok daha fazla sayıda yeni problemler yaratacağı ve gelişmiş ülkelerle fakir ülkeler arasındaki uçurumun daha da açılmasına sebep olacağından korkanz. Çünkü; O Ortak Pazar, Denizaşırı tlkeler adı verilen eski Fransız ve Holânda müstemlekeleri ile özel şartlar içinde ticaret yapmayı öngörmekle, bu grup dışında kalan fakir ülkeler için çözümü çok güç yeni problemler yaratmaktadır. O Ortak Pazarın gerek Avrupa içindeki yardım politikası, gerek Denizaşırı Ülkeler için ayrılan Gelişme Fonlarının tahsis ve kullanış şekilleri, uzun vâdede ticaret hadlerini Avrupalıların lehine değiştirecek karakterdedir. O Altıların Türkiyeye karşı tutumları Ortak Pazarın dünya ticaret politikasının geliştirilmesi gereken yöne çevrilmesinde gereken anlayış ve çabayı gösteremiyeceğini açıkça meydana koymaktadır. aaaa •••• <••• Mehmet ÖCAL İlköğretim Müfettisi s:: ::: Geriye Doğru Sayın yazar, yazısınm başlığmı • Geriye Doğru seklinde kullansaydı daha ısabeth olurdu kanıs.ndayım. Zıra iktidara geçer geçmez çahşmaları her geçen gün daha ta rafsızhğa, daha iyiye ve her sevıyedeki vatandaş topluluğuna hıtap etmeğe başlamış olan TRT ye karşı girişilen bu hareket neden? Sırf hissi ve çıkarcı bir zihniyetle özerk bir kurumun vasfını deği^tirmeğe kalkışmak neden? yeni TRT kanu nunu hazırlamakla: demokratik rejimin yerleşmesi için gösterilen, sar fedilen samimi çabaların dışına çık mak neden? Bu büyük ve sabırlı millet, mille tin malı olan radyodan vatan cephesi spotlarını, Bakanların hususi gezilerini dinlemeğe paydos demiştir. Ödenek peşinde koşanların, yeni TRT kanunu hazırlıyanların çalışma'.arını buyük endişe ile izliyoruz. Ecvet S aymdeğinmek Güresinin «Nereje Doğru» başlığı altındaki yazısına istiyorum. 1 rtık bazı gerçekleri millet ve 1 devlet olarak görmek ve anlamak zamanı gelmiştir!.. Tarih boyunca Türk milleti daima yalnız bırakılmıstır. Her şeyden önce sivasi ve iktisadi gelecesımizde yegâne dayanağımız kendi milli imkânlarımız ve milli gücümüz olmalıdır Tfirk milletinin mutlu istikbali milli kaynaklannı en ivi hir sekilde kullanabilmesinde U 'ikuk yapısı vönünden devlet kavramı, Osmanlı ImparatorIu3u zamanında. din'in moral b»s kısivle oyurcak haline getirilmi>iti. Bir bakıma «muhtarivet» de diyebileceSimiz cbairımsızlık ülkiisii» Atatürkçülügün ilk ilketidir Bağım?ızhğın en RÜCIÜ dayanaâı «vicdan» dır. Vicdanında inancında bagımsız olan bir uhı«un birevleri. diger hukuk mües«eselerinde de avrı baâım'izlısı arıvacaklard:r Bövlece «asnmıza nveon modern devlet» do'acaktır Din. bir vicdan mües<;e«e«idir. Devlet. demokratik diizenin e<:eridir. Bafiım^ız olan uygarlık müesieseleri yönetimde. karı^ıklıîın öniine aecer Aran fılkelfrini sasırtan Atatürk'ün lâvisizm anlavisında. «Din ortadan kaldınlmak ittenmez», tersine «din» korunur. Osmanlı tmparatorluiu devriııde din devletin, devlet dc dinin OMIII cafı halindevdi. Atatürk. devlete de. dine de sahsivet kazandırmıstır. YandkUrı: bunnn için, «az zamanda çok ve büvük isler» yaptıjı için «s<;ırtıcıdır. Bu bisküileri Türkiyede yalnız A R I imâleder • Adnan BİNYAZAR Diğer taraftan, yardımların uzun vâdeli bir plâna bağlanmaması, iktisadi kriterlere göre dağıtılması ve özellikle Birleşraış Milletlerde rey a v cılığı yapmak gibi politik saiklerle kullanılması bu yardımların en iyi şekilde kullanılmasını imkânsız kılmaktadır. Yardım şartlarındaki ağırlığın önemini beUrtmek için, Türkiye ile ilgüi bir olaydan bahsetmek isterim: «Türkiyeye Yardım Konsorsiyomu» nun bir üyesi olan Fransa, 1963 yılında binbir nazlanmadan sonra 25 milyon dolar kredi vermeye razı olmuştu; fakat bu kredi, kendi tâbüieriyle, bir «kokteyl» olarak verilecekti. Yani, yardımın ancak dörtte biri devletteıı devlete kredi olacaktı ki onun da faizi ticari faiz hadleri seviyesinde idi gcrisi «ihracat garantisi» adı verilen son derece pahalı bir kısa vâdeli finansraan şekliydi. Fransız ihracatçılan mallarını 56 yıl vâde ile sattıkları için, faiz yükü dışında. aynca fiyatlara °n 30 ilâ "n 40 a kadar varan bindirmeler yapacaklardı 1950 lerde yaptıkları gibi ve biz de bu kanaldan gptirdiğimiz malzeme ve teçhizatla yatırım yaparak kalkınacaktık . itekim, Ortak Pazar üyeliği için Türkiye ile Altılar arasında müzakereler yapıhrken en büyük güçlük Fransadan gelmiş ve bize sadece dört tarımsal ihraç maddemiz için, dar limitler içinde tarife kotaları tanınmıştı. Türkiyenin bütün ısrarlarına rağmen bu listeye «pamuklu dokuma» gibi basit bir sınai mamul dahi sokulamamıştı. Türkiyeye vâdedilen gelişme yardımları ise Avrupa Yatınmlar Bankası tarafından verilen kullanılması güç «proje kredileri» şekline bağlanmış ve 1964 yılında Konsorsiyum yardımlannın azaunasına sebep olmak suretiyle Türkiyeye fayda yerine zarar gelmişti. Bütüı. bu mahzurların zamanla düzeltileceği ve Altıların gösterecekleri anlayışa paralel olarak milietlerarası işbirliği havasımn gün geçtikçe kuvvetleneceği bir temenni olarak ifade edilebUir. SONUÇ olarak, Saym MendesFrance'in temas ettiği önemli problemlerin, uzun vâdeli çözümünün zengin ülkelerin devlet adamlan tarafından gösterilecek anlayış derecesine; ve bu ülkelerdeki menfaat gruplanmn kısa vâdeli çıkarlarını feda ederek uıun vâdede daha müreffeh ve daha dirlik düzenlik içinde bir dünya yaratmaya razı olmalarına bağlıdır. Bu yolda zengin ülkelerin liderlerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Fakat, az çelişmiş ülkelerin kendi aralannda birleşerek takip edecekleri kuv\etli bir politikanın, bu yöndeki ağırlığını ve önemini de ihmal etmemek gerekir. N NEVLÎD Aramızdan ebediyen ayrılan kıymetlı varlığımız Y. Mühendis ARI Koiko BİSKÜİLERİ İMADETTİN TANNÂN nın aziz ruhuna ithaf edilmek üzere vefatının kırkmcı gününe tesadüf eden 11 Nisan 1965 pazar günü ikindi namazını miitaakıp Teşvikiye Camiinde mevlit okutulacağından muhterem akraba ve dostlarımız ile kendisini sevenlerin ve arzu buyuranların teşriflerini rica ederiz. TANMAN AİLESİ Selâhattin ÇEVİKER • üyelerinin ödenekleri ımim JtEfifa Cumhuriyet 3971 B u derece ağır şartlarla verilen bir dış yardımın kalkınmaya yararlı olmayıp. aksine zaıarlı olacağı ve sadece zengiıı ülkelerin daha da zenginleşmesini sağlıyacağı muhakkaktır. Nitekim, Türkiye kendisine lutfen sunulan bu «acı ve sert» Fransız kokteylini kullanmamayı tercih etmisti. Bu misal de açıkça gösteriyor ki. yardım veren ülkelerin milli gelirinin % 1 "• 1.5 ğu oranında bir finansınan imkânını. fakir ülkelere dağıtmalan aradaki uçurumu kapatmak için yeterli (••••••••••••••••* M Edremif As. Sat. Al. Kom. Bşk. lığından: Askeri ıhtıyaç ıçm aşağida cıns, miktar ve muhammen bedellen yazılı DORT KALEM SEBZE 7 MAYIS 1965 CUMA günü SA AT 11.00 de kapalı zarf usulü ile ihale edilecektir. Evsaf ve şartnameleri ANKARA ve İSTANBUL Lv. Amırlikleri ile KOMİSYON' da görülebilir. İsteklılerin teklif mektuplannı ihale saatinden BİR SAAT öncesine kadar Komisyon'a vermeleri ilân olunur. MikUn Kilo 137000 48700 19000 122000 Muhammen bedeli Geçici teminatı Lira ' Lira 54800 26785 19000 61000 3990 2009 1425 4300 TESEKKÜR Uzun zamandanberi muztarip bulunduğum rahatsızhğımı teşhis ederek tedavi eden ve hastahane de yattığım bir hafta zarfmda bana gosterdiği yakın alâkadan dolayı iyi insan ve kıj metli Dahiliye Mütehassısı Doç. Dr. illetvekilleri ve senatör ödenek leri hakkındaki yazılarmda sayın Hazine Genel Müdür Yardımcısı Muammer Akıncı, konuyu mali cepheden ele almışlar ve netice olaıak, T3.M.M. üyeleri ve senator ödeneklerinin azamı • haddıni teşkil eden «Birinci derece devlet memuru aylığı»nın en son kanunî miktarının (2700) lira olabileceğıni ve dev.et memurları aylıklarında her hangi bir ayarlama mevzuubahis olmadan, milletvekilleri ve se natör ödeneklerinin yükseltilmesinin mevcut kanun hükümlerine ve dolayısiyle Anayasaya aykırılığını çok açık bir diüe belirlmiî bulun maktadırlar. ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a 16 NİSAN CUMA SAAT 19 da ŞAN SİNEMASINDA Günümüzün olağanüstü genç şöhretlerinden Amerikalı piyano virtüozu !••••••••••••«••••••••••••••••••••••• TEK EESİTALİ MOZART BEETHOVEN BRAHMS I\'ES CHOPIN J Biletler Şan Sinemasmda ve Amerikan Haberler Merkezinde • Cumhuriyet 3970 DEPO ENRI ILANI İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesinden: 963 591 Işçi Sigortaları Kurumu Umum Müdürlüğü vekili Avukat Celâlettm Gonen tarafından Pındıklı Molla Çelebi mahallesi Hamamarası sokak No. 12 de Sadullah Aktaş ve Şürekâsı Kollektif Şirketl aleyhine açılan iîlâs dâvasımn yapılan muhakemesi sonunda: Sicil dosyasma göre ticarl şirket olarak hükmü şahsiyeti haiz bulunduğu anlaşılan dâvalı Sadullah Akfar ve Kollektif Şirket hakkındaki İcra takip dosyalan münderecatına göre her iki dosya İçin iflâs takıbt tutan cem'an 24178,49 kuruş ile ayrıca işbu Iflâs dâvası bakımından 400 lira vekâlet ücretinin de dâvalı şirket tarafından 7 gün içinde dâvacıya ödenmesi veya mahkemeler veznesine bu süre içinde depo edilmesi, aksi takdirde iflâstna karar »erileceği ve duruşmamn 24/5/1965 gıinü saat 14.00 e bırakılmış olduğu hususu, depo emrinın tebliği yerine geçmek Uzert ilân olunur. 6/4/1965 NtHAT DİLŞEıVe Dr. Ergin Sancar, Dr. Abdulkadir Özer, hastabakıcı Huseyın Türk, Sadık Oruç, Burhanettin Can ve temizliğine, bakımına hayran kaldığım Çapa m . Iç Hastahklar Kliniği ozel servisin bütun personeline candan tesekküru bir borç bilirim. DAfM DEMİRCAN Cumhuriy«t 1(73 C 1n s i Domates Yeşü bıber Taze Bamya Patlıcan (134 . B»«ın 5065/39641 t j t I Bir vatandaş olarak ben de mem leket gercekleri yonünden ifade et mek isterim ki. bugün memleketimizde toplıım kalkınması için azami tasarruf zihniyetinin benimsenmesi sadece milletçe değil, milleti idare edenlerre de kabul olunması ile mümkündür. Yıllar ve yıllar boyu kendimi bildim bilell, devlet büyüklerinden halka daima kemerleri sıkma prensipinden ve bunun ancak fertten başlıyabileceğinden bah solunarak nasihatlerden başka bir şey duyuimuş değildir. tl önül öyle arzu ederdi ki, ikti" dar değişikliğini mütaakıp, sayın senatör ve milletvekilleri kemerleri sıkma prensipini evvelâ kendilcrine tatbik etsinler, hâlen almakta oldukları ödeneklerin dahi x indizBM »Misafirlerinize iftiharla ikram edebilecek nefis bir çay bisküisidir. ' Bol kalori ve besleyici bir gıda olarak çocuklarınıza tavsiye edilir. Ilâncılık: 6166,3976 Terilen pantolonlarımzı MODERN ERKEK GiYiM EVI Beyu^.ı., iukatlıjan \e Yeni Sevil 4 ÜBuıo: (ReklâmcıUk: 1411 .198?)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle