16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DÖBT CUMHURIYET 18 Ocak 1965 Getee erken yatar, erken kalkardı. Siyasî hayatta adı «35» ler grupuyla duyuldu ve hemen Bakan oldu. İçinde bulunduğu gurup için yadırganan usulleri vardı, bu yüzden kjsa zamanda Bakanlıktan uzaklaştınldı. İlk siyasî mücadelesini Hilmi Uranla yaptı ve CHP'nin güçlü mevkilerinden birini dört oylamada elde etti. Ancak, hiç ummadığı bir geeede bu güçlü mevkiden çekilmek mecburiyetini duyduKişiliğinde rekorlan seVen bir karaktere sahiptir. Adam tanımaya, memleket dolaşmaya ve kitap toplamaya meraklidır Zengin ve aynı ölçüde de cimridir. Dün bu sütunlarda bahsettiğimiz şahıs İstanbul Bclediye Başkanı Haşitn İşcandı. Lumumba 1 Meydanı taze kan TANIDINIZ Ml ? «m lekeleriyle doluydu (Baştarafı 1 incl sahifede) lan bomboş Stanleyvilde adım başma rastlanıyordu parça parça ol muş cesetlere... Lumumbanın fotoğrafının asılı durduğu ismini ta şıyan meydan ise, ıslaklığını kaybetmeyen pıhtılaşmış kan lekeleriyle kaplıydı .. ' Ilaıli ılöııuıı geriye > • !• • BURAYA NİÇİN GELDİNİZ? Hastahanenin önünde yerlere uzanmış, yüzlerce hasta zencinin kıvrandığını büyük bir acı içinde seyrediyorduk. Bu sırada yanımıza Kongo ordusunun subay ve ça vuşlan yaklaştüar.. Gayet asık bir çehre ve sert bir sesle: Buraya niçin geldiniz? diye sordular .. Bakın yüzlerce, binlerce has ta insan var. Onlan iyi etmeye geldik. Her halde bir kısmını olsun kurtarınz geç kalmamışızdır. cevabuu verdik .. Kongo ordusu askerlerinin bu nun Uzerine büsbUtün tepeleri attı. Tavırlan daha da sertleşti. tçlerinden bir subay gayet kaba bir şekilde: «Haydi uçağınıza binip geri dönün» diye bagırdı... Ve sonra Uâve etti: «Biz onlan iyi etmesinl büiriz.» HaJbukl bu sari hastalık firtınasında kendileri de ayni büyük tehlike içindeydller. Ama farkmda olan kim?. Aradan birkaç dakika geçmemişti, az llerimizde kulaklanmızı sağır edercesine makinalı tabancalann gürültüsünü işittik. Basımızı çevirip baktığımız zaman za ten yerlerde sürünen yüzlerce has ta zencinin delik deşik olduğunu gördük. Vucutlanndan kan fışkınyordu... Bir korkunç sahne, bir vahşetti bu... Henüz facianın tesirinden kurtulamamıştık ki, nasılsa sağ kalan, duvann dibine yaslanmış bir zenci erkeği gördüm. Zavallının artık korkacak hali bile kalmamıştı. Sağ gözünden yaralıydı. Pakat bir müdahale İle kurtanlması mümkündü. Ben hemen has tanın yanına koştum... Askerler de arkamdan geldıler. Onlara dönüp: «Müsaade edin dedim. Şu adamı kurtarahm. Bir ufak ameliyat lâzım ona » ir lüredenberi C.H.P. nin Karanfil sokaktaki genel merkezine gırenler, taze badana kokusu ile ve «güler yüzlü» görevlilerle karsılaşıyorlar. Genel merkezin böyle bir «re •iıyon» dan geçirilmesinin tek •ebebi, C.H.P. kurultayıifla bu konuda ileri «ürülen zelvır zemberek tenkidlerdir. O kurul tayda delegelerden bir çoğu «Bn ne biçim genel merkez. Lâf snlatacak birisini bulamıyoruz bn köhne binada» şekhnde tenkidler yapmışlardı. O laman bu zamandır genel merkez olağanüstü bir gayretle «adam edildi», ötesi berisi bo yandı, güler yüzlü görevlıler jrerleştirildi ve bu is de böylece halledildi. Geçenlerde Genel Başkan Ismet Inönü de bu «reviıyonn» tâkiben genel merkeze ilk defa giriyordu. Kapıdan adımını îçeri atan Inönü, olağanüstü d'Çğişikliği görünce sevinmedi değil. Pek hoşlandı Genel Başkan ilk katın gıcır gıcır pembe boya boyah olmasından. tnönü bu memnuniyetini etrafındakilere açık lamaktan kendini alamadı ve Bu binada biz iktidara geleceğiz B üstelik şunları da söytedi: « Bu binada partimiz ikti darla gerdeğe girecek.» AnMrikan seçımlerinde Baskan adayhğında büyük nezimete uğrıyan Barry Goidwater'in, yüzunü son zamanlarda pek gören olmamıştı. Derecesiz yenilgi, iddialı devlet adamını hüngür hüngür ağlattıktan başka, geleceğe olan güveniai de sarsmıs olmalıydı. Fakat günün birinde «Los Angeles Time» gazetesini okuyanlar hayret etmek ten kendilerini alamadılar. Ünlü politikacı kaleme ssrılıp fıkra yazarı olmuştu. Yenl mesleği Vıimaz Çeüner Kongo ordusunun çavuşlanndan biriyle Kongo'da yaşayan Sina Yurtover eocuklariyle beraber... konuşuyor. Protokola rlayet Yılbaşı toplantılannın dedikoduları yabancı basında h&la gözde yeri içgal etmekte. örneğin, Başkan Johnsonun, yılbaşı dâvetine kimlerin gittiği, kimlerin gitmediği söz konusu ediliyor. Bu dâvetin başmisafiri, 80 yaşına basmış olan Harry S. Truman olmuştur. Zira, Eisenhower!e Bayan Jacqueline Ken nedy, önceden gelemiyeceklerini bildirmişlerdi... Kongo Amerikanın üçte biri kadardır ongo orte Abikada; Belçikadan 8, ttalyadan 7, Fransadan 4 misli büyuk, Amerikanın üçte biri kadar İS milyon nüfuslu bir memlekettir. Yüz ölçümü 905.063 mil karedir .. Atlas Okyanusuna inen dar bir bölgesinden Kongo nehri denize dökülür. Bu zengin topraklar fizerinde her mil kareye 9 kişi düşer ki bu Belçikada 738 kişidir. K KONGODA KONUŞULAN DİLLER Hazırhyan: 1. AYTUL ı Mazırlıyan: T. ATIUL SATIN ÂLNA İLÂNI 305 yataklı Eskişehir îşçi Sigortalan Hastanemızin bır senelik Et, Yas Sebze ve Meyva ile Kuru yiyecek ve Temizlik maddeleri aşağıdaki miktar ve muhammen bedel üzennden 25/1/1965 Pazartesi günü saat 15.00 te Şube binasında Satın Alma Komisyon Başkanhğında kapalı zarf usulü ile ihale edilecektir. Ihaleye iştirak edecekler muhammen bedel üzerinden ve ihaleden bir saat önce nakdi teminat yatırmaya veya teminat mektübunu teklif zartıBa koynaya mecburdur. Ba tşe" »ıt şaıtnftnte» ler her gfl» şube jDİnaslnda saat 14.00 16.00 arasında gdrdlebirirr veya bedeli mukabilinde alınabilir. Kurum, ihaleyı yapıp yapmamakta, dilediğine yapmakta serbesttir. C l ı ı i Miktsn Mubammen Bedel Et Kuru Yiyecek Sebze ve Meyva Temizlik Maddesi S 17 48 2 Kalem Kalem Kalem Kalem 36500 Kilo 268.280, TL. 18600 Kilo 66J225, TL. 107110 Kilo 115.195, TL. 3000 Kilo 8.100, TL. (Basın: 740 E 25/785) KASATURAYI GÖZÜN E DALDIRDI... Kongo ordusunun çavuşunu korkunç bir öldurme hırsı basmıstı anlaşılan . MUstehzi ifade ile yüzüme baktı ve sonra belinde asılı duran kasaturayı bir anda kınınrtan çıkarıp taühsiz zencinin yarab gözüne bütün güciryle daldırdı. Müthiş bir ıstırap çıg lıği bizleri şoke ettiği sırada çavuş, beyaz dişlerini gösterip sıntarak: Gördünüz mfi biz daha iyi ameliyat etmesinl büiyoruz, diyor du.. Daha başka feci sahneleri görmeye zaman kalmadan biz doktorlar geldiğimiz uçaga bindiril Kongoda nüfusun 10 milyonn BANTU orijinüdir. Geri kalanlara Nilotik ve Sudanlı derler. Genel olarak 4 dil konusulmakla beraber 400 den fazla dialekt vardır. Bunlann tasnifi şöyledir: O Kişvahili yahut SvahUi dilini 10 milyon Afrikalı konuşur. Q Kikongo: asağı Kongoda yaşıyanlann dilidir ki hürriyet mücadelesi yapan «ABAKO» yu doğuranlar bu dili kullanırlar. O Çıluba: Baluba kabüesinin dilidir. özellikle Anglo ile Mewro golu arasmdaki bolgede yaygındır. O Lingaia: Belçikalılann Afrikah kökten meydana getirdikleri sun'î bir dildir... Bunlann yanında Kongolulann resmi dili Fransızcadır... dik. Ve hıç bir şey yapamadan Leopoldvıle geri do'ndük...» yakınımızda birkaç uçak sılueti daha görülüyordu ki, onlar da ayni şekilde, ayni tip askerler tarafından taiSatümışlardı. \ ".^^ ' Anlaşılan böylece hem muhafaea, hem de kontrol edüiyorduk!. Ama, acaba aylardır cereyan eden kanlı olaylann merkezi ve Af rikamn göbegi Leopoldvilde bu etrafımızı kuşatıp, bizi karşılayan lar dost muydu, düşman mı? Bu sualln verdiği ezüdlgi, endişeyi uçaktan inen çeşitli milletlere mensup insanların yüzünde bulmak mümkundü .. Leopoldvil'de Amerikan (töriiyorsunu... askerlerine sık sık raslanır... Yukarda tahtadan bir zenci başı alan askerleri uygun bir hanımı vardı. Yeşilköy hava alanında Hava Trafik uzmanı olarak 500 liraya çalışırken, BJrljtEmiş MiUe(lereroi+racaatetmiş ve Kongoda 8000 Ûraya bu va zifeyi bulmuştu. îki senedir çalış masında basan gösterdiği için kendisini şeflığe terfi ettirmişlerdi. Pransızca ve tngilizce büen Si na, şimdi de Lingala dilini öğrenmeye çalışıyordu. lanan beş tane gümrük memurunun vazife hassasiyetini ömrümce unutamıyacagım! Çamaşırlanm lıme lime edüecek ve mutlaka filimler alınacaktı ki, burada da «Bin Kongo frangı» imdada yetışti . Bütün bu ruşvet muamelelerı gayet aleni cereyan ediyordu. Ve memurlann binbirlerinden asla çekindikleri yoktu. Hatta parayı derhal aralannda pay edıyorlardı. Bu en son maniayı da aştıktan sonra tam valizimi yüklenip aynlıyordum ki, bu defa hammallar elimdeki makinayı gümrükçülere gösterip elimden aldırmaya çalışmasınlar mı?. Sonradan oğrendlm, meğer bu edepsizhk daha bir çok yabancı gazetecinin ba şına gelmiş, fotoğraf makinalarını gümrükte alıkoymuşlar, sonra üç dört gün sürmüş bunu geri al manın muamelesi!.. Ben de artık illallah demiştim. Orada hemen dört paket Kent si garasını hamallara dağıtmca bak tım fırtma durdu, etraf süt liman oldu... Bu sırada büyük gayretle hiç ol mazsa az para vererek kurtulmamı sağlayan Sina Yurtöver: Daha yeni geldin. Neler neler göreceksin ur bakalım . Rüş vetin adı burada «Matabiş» dir, diyordu Işte Kongoya girişim böyle oldu... (Arkası var) SİYAH İNSANLARIN ÜLKESİNDE... Kongoya vardıgım gecenin ertesi günü bu korkunç hikâyeyi Dr. Sandro Gandra kimbilir kaçıncı defa anlaürken bizzat lçinde yaşadığı facianın tesirinden hâla kurtulamadığı görülüyordu. Ve işte ben şu anda; binbir tür lü acaip, iptidai ftdetleri, vahset hikâyeleriyle bütün dünyanın alâkasını çeken, hele bugun, yukarda anlatılan olaylann adım başında cereyan ettiği Afrika'da, siyah ınsanların ülkeslnde olduğumu çok daha iyi anlıyordum!... Nasıl geldim buraya kadar?.. Konkoyu ve Kongolulan çok yakından tanıyabılmeniz bütün bu vahşetin nedenlerini beraberce bulmamız için Leopoldvıle ayak bastığım andan itibaren başımdan geçerüeri, duyup gördüklerimi, hissettiklerimi sırasıyla anlat mak istiyorum . Leopoldvil hava meydanında uçagın kapısından dışanya çıktığım zaman, önce korkunç bir sıcak dalgası yuzume çarptı.. Sonra gecenin karanlığında birer Agustos böceği gibi parlayan yüz lerce süngünün kıpırdandığını gördum .. Etrafımızı; sıyah yüzleri gecenin karanhgında güçlükle farkedi len zenci askerleri sarmıştı. Pek Malkoçoğlu Konu ve resim: Ayhan Başoğlut ARANAN DOST YÜZÜ... RTi^mi PRENSES K12 VE İLERLE K4EANUK SOKAKIAECAKI KAPL BİR Günlerden beri korkunç Kongo olaylarının hikâyeleri ile dolu olan yolculann muhayyelesi belki de o anda artık çalışamaz hale gelmişti. Sadece hepimizin gözleri geceyle bırlikte, siyah yüzlerde bir dostluk, bir yakınlık aramaya çalışıyordu. Yanımızdan ge çen kısa pantolonlu beyaz memurlar hafifçe başlarını eğıp selâm veriyor, kendileri gibi beyaz olanlann endisesinin farkına bile varmıyorlardı... Bu arada herkesüı içini rahatlatan manzara ıse şuydu: Bembeyaz eksıksiz dişlerini gös tererek daima güler yüzlü olan fa kir giyimli Kongolu gümrükçüler, polisler ve diger memurlar . Dlkkatle tetkik edilen hususlar; Kongo vizesi... Aşı kâğıtları. Doviz durumu .. Sigara, içki ve makma olup olmadığı . Ve asıl ü ÇEKİLİN BRE zerinde durulan, nereden geldifinizdi.. Mazallah, Ganadan, umumiYAMYAMLAR... yetle sol temayüllü diğer Afrika memleketlerinden gelmiş olmayın. Sina Yurtöver etrafımızı saran Yolculuğunuz burnunuzdan gelırzencileri iki eliyle yana iterek: di. Memurlar sizde o andan itiba «Çekilüı bre yamyamlar, diren, aklınıza gelmeyecek binbir ye bağırıyordu... Sıktştırmayın ne kusur ararlardı... fes alsın adamü» Ama o bunlan öyle yumuşak BİR TÜRK BOYNUMA bir sesle söylüyor ve hareketlerini öyle kırmadan yapıyordu ki, SARlLDl «Yamyamlar» dedikleri bu samiBoynumda fotoğraf makinası, miyetten büsbütün hoşlanıyorlar «Lingala* dili Ue biribirleriyle şa elimde ufak bir valiz durumumu kalaşıyorlardı... tayin etmeye etrafımı anlamaya çalışıyordum. Siyah sınm gibi, in Sina, Şişli ve Osmanbey semtice uzun askerler... Panldayan nin genciydi. Üç çocuğu, kafasına süngüler... Makinalı tüfekler ilk nazarda gö'züme çarpıyordu. Mey dan binasının önünde bekleşen yalınayak, üstleri çıplak, kısa pan tolonlu yüzlerce hamaldan belki yirmi tanesi ellmdeki ufak valizi gözüne kestirmişti. Benimse bunu taşıtmaya hiç niyetün olmadığını zavallı adamlar ne bilsinler!.. Meydan binasmdaki geniş salonun çuvaldan perdelerle bolündüğü, oralarda yaralılann yatmldığı görülüyordu Stanleyvilden kaçanlars yardım için yüzlerce kullanılmış iç çamaşın oraya buraya yığılmışb. Karanlıktan çıkıp hafif ışıklı Oi naya henüz girmiştim ki bu sırada yolculan dikkatle süzen, ince bıyık h, kıvırcık saçlı yakışıklı bir genç beyaz yanıma dogru koşup heyecanla boynuma sarılarak: Hey yarabbim sen büyüksün .. Buraya hiç Türk gelir miymiş!? diye bağırnıasın mı? Doğrusu o anda ben de büyuk bir heyecan duydum. İstanbuldan kalk binbir vıze güçluğu çek, beş tayyare degıştir... Gece, geç vakit kanlı hâdiselerm cereyan ettiği Kongoya in . Neyle karşılacağım? Endişesi içinde olaylann akımına girerken, Afnkanın ortasmda adımımı attığım anda kar şıma bir Türk çıksın!.. Hem de, bu kendl milletinden olanlara ıska geçenlerden değıl de (öylelerinı de çok gördum) gelenle vatan has retini gidermeye çalışan Osmanbeyli civa gibi İstanbul genci ol sun RÜŞVET KAPILARI AÇIYOR!. Kongo Cumhuriyeti polisi ile gümrük memuru yanyana oturmuşlar, evraklarımı tetkik ediyor lardı. Aşı kâğıtiarun da, vizem de tamamdı. Ancak, San Humma aşı sma lüzum olmadığını daha önce Lıberyada bana söylemiş, uçağa binişime müsaade etmişlerdi. Fa kat şu anda bakıyordum az önce yüzü gülen memurlar suratlarını asmış, aralannda fiskosa başlamışlardı. Turistlik, gazetecilik hiç birşey para etmiyordu! Ne istedikleri, işi niçin uzattıklan az sonra memurlar beni içeriye çağı np bin Kongo frangına (7 dolar) pasaportuma gıriş damgasını vurunca daha iyi anlaşıldı!.. Durun daha bitmedı.. GUmrükten çıkışımız da ayrı bir âlem oldu. Vahzimde üç beş çamaşır ile bır elbise ve filimden başka hiçbir şey yoktu. Buna rağmen küçücük el çantasmın etrafma top Satılık Kıymetli Gayrimenkul Şişli, P.TT. binası önüne raslayan ve Halâskârgazi caddesiyle Tavukçu Fethi caddesi kavşağında bulunan ve bu caddelere cepheleri olan, imar durumunda 27.5 metre irtifaa müsait ve tamamı inşaat sahası olarak kabul edilen 136.60 M2. sahah gayrimenkul, 27 ocak 1965 çarsamba ffünü saat 15 de satalacaktır. Taliplerin, pazarlığa girebilmek için, satış saatine kadar (50.000) liralık teminat yatırmaları lâzımdır. Müracaat: Telefon: 48 08 75 Cumhuriyet 804 ÇOCUKMU BU NVZ. '• WZIN vuZÜNJÜ AVUÇ ÜÜ KAFİP BEN SOLDAN SAĞ A: 1 Son defa Turkiyeyl ziyaret eden Sovyet Rusya heyetınin başkanı. 2 Bir renk, cilveli tavır gostererek (iki soz). 3 Tersi blr dans çesididir, çevrilnce »»oturmaktan vazgeçip dikil!» anlamına bır emir oîur. 4 Dört koşe çizgüerle suslu, «birçok* mânasına gelen bır kelimenin dortte ikisi. 5 Ses ve bağırır kabiliyeti, Yeniçeri kılıcı. 6 Tersi ogeyik yavrusu» mânasına bir sözdur, dilimizle birlikte kafamızın duyduğu lezzet. 7 Yonetme lşı. 8 Bır erkek adı, blr emir. 9 Eski Tanrılardan, bir çesit içkl mezesi YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Soytarılık etme mesleginde çalısanlar (çoğul). 2 Hamur açma aracı, Hıristiyanların dtol başkanının yarısı. 3 Yurdumuzun en yüce dagı. 4 En buyuk sermayesi lâf olan blr hay\ran. 5 Ates, nota. S Birbirleriyle 136789 yanjmay» girişen ler, kırmızı ışığın verdiği emir. Dunynanın büyük akar sularından, birini bir memuriyete aday olarak gösterme hareketl. Oıinktt bulmacaniD 8 Ticarl bildihalledllml? şekli rıler (çoğul). 9 İlâve olarak ve sonradan geri verm* l«t (Uü ıta). 4O Romanya Veliahdınm dııruntu günün konusu Bugün bütün dünya matbuatmı meşgul eden haber, Roman\. Veliahdı Karol'ün bütün haklarmdan feragat etmesi keyfiyetidir Prens Karol'ün bu feragatinin hissî olduğu kadar siyasî sebeplerle de olduğu belirtilmektedir. Veliaht Karol önce Matmazel Lambrino ile başlayan aşk macerasından sonra Yunan Prenseslerinden Helena ile evlenmiş ve ondan bir de bugün Veliaht ilân edilen oğlu dünyaya gelmiştir. Karol, madam Maga Lupescu ile tanıstıktan sonra karısı Helena'ya karşı pek haşin davranmaya ve yeni sevgilisiyle Milâno'da beraber yaşamaya başlamıştır. Vaziyeti haber alan Kıral Ferdinand oğluna her ne kadar uzun boylu nasihatlerde bulunmuşsa da bu fayda vermemiştir Bu yüzden Karol bütün hukuktan vazgeçmesi için zorlanmv ve altı sene müddetle memleketine girmemesi karar altma alınmıştır. Avrupa gazetelerinin verdiği haberlere göre, dünyaya bir mesih gelmiştir. Hindli olan bu genç mesihin zuhurunu bütün dünyaya ilân için bütün memleketlere haber salınmış ve dünyanın 18 Ocak 1926 atrihli Cumhuriyet'ten Hindistan'da bir mesih! Krisna Marti Madam Lupescu dört bir bucağından delegeler dâvet edilmiştir. Bu arada Hindistanın Madras şehrinde 20 bin kişi kendisine biat etmiştir. Krisna Marti adındaki genç mesihin İsa gibi oniki havariyunu bulunmaktadır. Bu yeni mesihin birkaç sene sonra dünyaya gelmesi kararlaştırılmışsa da dünyaya beliren harb tehlikeleri karşısmda onleyici rol oynamafc üzere gelmesine acele edilmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle