Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DÖRT ^llllllıılıımmmıııııııııılııııı,,,,,Mlıııııı,,,,,„„„„,„,„„„,„„ ı.'ımılllımillllllllllllıııııtııııııııııniP. CUMHUR1YET 7 Eylul 1964 CEL1SI GUZEV. iR MAfli IH NAUU Kümbet Yazan: Hamdi Yaroğlu Blr zamanlar tstanbulda bir mer dükleri için çirkin gözükmiyen badiven modası salgını başlamıştı. samaklardı. *~ Bu merdiven sevdasının yerini, Nerede bir imar hareketi görülse, arkasından merdiven hazırdı. Beyazıt meydanının geçirdiği hazin Adım başında bir merdiven gördü maceradan bu yana, bir duvar ipğümüz zaman, çingenenin meşhur tilâsı aldı. Meydan düşmanhğiyle divit hikâyesinde olduğu gibi, bu karışık diyebileceğimiz bir duvar nu da buraya kim koydu? diyece iptüâsı! Cumhuriyet^ Şişliden bir okuyncamaz yazıyor: «Taksim gezisinden bahs edeceğim. Lznn zamandır uğramadığım bn gezi yerine girerek oradaki debşeti fark edince tüylerim diken diken oldu. Neden olmasın ki... Bir şehrin en güzel yeri, istense bile bu derece telvis edilemezdi. Burada neler yoktu; kazanh dört mısır pişiricisi, iki mısır kebapcısı, bir turşuen, iki hıyarcı, bir karpuzcu, üç kuruyemişçı, iki lâbmacuncu, üç simitçi, top oynıyan genç ler, çeşitli renklerde acaip giyimli kadın ve erkekler burayı kelimenin tam manâsıyla her türlü kayıttan uzak şekilde doldnrrauşlar, bağirışıyorlar, küfür ediyorlar birbirlerine lâf atıyorlar ve böylece ortatıgı velveleye veriyorlardı. Verler, yap raklar, kabuklar yüzlerce mısır koçanları ve hakta lekeleri ile dopdola. Gençlerin elindeki mısır koçanları çeşitli istikamete tutnluyor, argo avazeleri arasında malurn işaretler yapılırken çirkef çukurundan yeni çıkmış gibi olağanüstn kirli bir herifte kuru iri parmakları arasında gizledifi küçük sişeden zaman zaman ağzına aktardıgı mavi ispirtoya yudamluyarak top oyno yan gençleri acaip bakışlarıyla seyrederek bu dekoru tamamlıyor. tstanbul Istanbul olalı temiz bir semtde böyle bir zararlı müsamaha görülmemiştir. Daha bitmedi Gezinin ortasındaki çiçek bahçesine inen birinci merdivenin bitiminde hayasız bir adam dnvara yanaşmaya dahi lfizam görmeden malum işi yapıyor. Bu geziye kim bakar bilmiyornm, ancak bn işlerden sorumlu hangi raakam İse başını yastıktan kaldırmalıdır. Fert olarak müşterek amme mallarına karsı olan ezelî saygısızlıfımız hatta ihanetimiz bu eibi yürekler acı sı netirelerin dogmasına sebep oluyor. Kimin hatırı kırılırsa kınlsın bu ayak takımını bir daha dnn memek üzere buradan atmak lâzımdır. lstanhulun pek nadir yerlerinden biri olan Taksim çezisini kusmuk kokan malum semtlerinden tefrik etmek gerekir. ; : : • ! : : | : I i Muhterem arkadaşUr, Ordudan çekildikten sonra lki buçuk yıi evimden ayrılmadığım halde son seçimlerde tnilletin hakkımda gösterdiği itimat ve sevgiden mülhem olarak müstakil milletvekilliğini kabul ettim (adayhk demesi gerekirdi). Maks»lım cihandaki demokrasi telâkkiyatma uyarak (savaşı demokrasiyle kazandılar ya) bizde de millî hâkimiyetin bihakkm tesisi idi. Milletin bu muhabbetinj çekemiyen bazı müstebit artıklarından (İnönü'nün adamlarını kastediyor) gördüğüm tezyif, tahkir, hattâ tehditlere raçırien milletin hukukunu kanunen müdafaaya karar verdim. Seçimler başladı. İstanbulda evvelâ müşahitl.'.im sandık başlarından ko\aldu, bazıları dö\üldü. Edilen şikâyet üzerine derhal vazifelerine döndüler. Bazı müşahitler sandıkların kaçırıldığını, bazıları da seçim zabıtlarınm deçiştiril. diçini bildirdiler. Bunu resmen Bir parti, Meclisin meşnıluğu pro esto ettim. Seçimden sonra nu ya kabul eder, ya etmez. bir bafU kadar İstanbulda kalEtmezse tutacağı en doğru yol dım. Hasıl ettifim kanaat şudur: Meclise hiç girmemektir. Muha Zor ve hiyle ile seçimlere fesat lefet bir kere Meclise girdi mi, kanştınlmıştır. Bunu örtmek ionun meşruluğunu tasdik etmiş vin gazeteler susturulmuştur. Aydemcktir. Artık yapılacak iş yurt nca adaylığım konulmus olan dâvalan üzerinde belli fikirleri İzmirden aldığun telgraf ve Anparti programı açısmdan savun karadan mutemetlerden gelen maktır. Sembolik bir takım ha huberler de kanaatimi kuvvetlenreketlere başvurarak imâ yolu dirmiştir. Ankaraya gelirken geile kamu oyuna bir şeyler anlat rek yollarda, gerek bu ^ehirlerde maya çalışmak, vakit kaybından temas ettiğim yüz bine yakın vabaşka bir işe yaramaz. Bu yüz tandaş: «Seçimlerde hakkımız den boşuboşuna yıllar ve yıllar çiğnendi, hakkımızı isteriz:» ferharcadık, memlekete de, rejime yatlariyle şikâyette bulundular. de yazık ettik. 1946 dan bu yana Arkadaşlar, vicdanınıza hitap eMeclislerin memleket yaranna divorum. Meclisin açıldığı gün ortaya verimli eserler çıkardığı bu mukadc'es kürsüden milletin nı söylemek bu bakımuan güçtür. kayıtsız şartsız eğemenligine naMeclislerde hep şekil meseleleri musumuz üzerine and içmedik tartışılmış ve tartışmalar da çok mi? Bu haksızlığın bertaraf edikere sen • ben kavgasına dökül lerek milletin tamamen hâkimimüştür. yetinin teessüsü cümlemizin bir namus borcu olmuştur. Bu borEecep Peker, program nutku cun ifası ile milletin tatminini nu okuyor. Muhalefete tenkidle yüksek heyetinizden rica ederim. rini yapabilmek için görüşmeleArkadaşlar, sözlerüne son verir•n bir gün sonraya alınmasmı ken şunu belirtmek isterim ki i istiyor. Bir kavga bir kıyamet. hari"î tir tehlike karşısında büEfendim, Anayasa hükmüne göre tün milletimizin tamamen birlik derhal görüşme açılmah imiş, olduihına asla şupbe edilemeı. 'ikri olan kürsüye ^ıkar söylermiş. Karşı tez: Hayır, bu doğru değilmiş,. Bir haftada hazırlanan programı muhalefet bir gün olsun incelemeden nasıl tenkid eŞunu söyliyeyim ki Mareşalin debilirmiş? Sonuç: Hep şekil me açığa vurduğu kanaati o günler selesi, D.P. liler sinirleniyor, top de bütün muhalifler ve tarafsız luca salondan çıkıyorlar. Sonra vata.daşlar yürekten paylaşıyor^ekrar yerlorine gelip kırmızı oy lar, hattâ bir kısım Halk Partiveriyorlar proerama. liler de, açıkça söylemeseler de, Tutanakları tnceleme Komisyo bu kanaatte büyük bir gerçek pa nunun raporu Mecliste tam on yı bulunduğunu kabul ediyorlar altı saat tartışma konusu oluyor. dı. 35 ler grupu kurulduğu sıra Sen sahte mebussun, ben sahici. larda bir gün matbaada beni gör Oylar açık verildiğine, tasnif giz meye gelen Nihat Erim, Vedat li yapıldığına, üstelik oy pusula Dicleli ve yamlmıyorsam Tah lan da derhal y^kıldığına göre SJI Baneuoğlu, 1946 seçimlerinin kim sahte kim gerçek mebus, na büyük usulsüzlükler ve haksız lıklar lçinde geçtiğini söylemiş sıl ispat edilecek? Milletvekilleri bu konu Uzerln lerdi. Daha sonraları, valilikten de on altı saat birbirlerinı yiyor aynlan Lutfi Kırdar, o seçimler Halkçüar her zamanld gibi ayakta alkışladıklan halde, muhalifler yerlerinden kunıldamaksızın, hareketsiz karşıladılar. Bu dav ranışlariyle Cumhurbaşkanının meşnıluğunu kabul etmediklerini (lisanı hal) ile açığa vurmak is tiyorlardı. Meseleyi daha önce Parti Grupunda görüşmüşler, bir kısım DP lilerin Paşa kürsüye çı karken ayağa kalkmamaktansa sa londa hiç bulunmamayı önermelerine rağmen çoğunluk bu jesti daha gösterişli bulmuştu. Fakat muhalifler davranışlarını açıkça jalka anlatmaktan da çekiniyorlp.r «Büyük Millet Meclisi milli ) • radeyi temsü eder. Bir kişi önünde ayağa kalkmayı doğru bulmuyoruz» diyorlardı. Oj'sa, bu yakıştırma mantık sakattı. Meclis milll iradeyi temsil ediyorsa, Cumhurbaşkanı d milli irade ile kurulan devleti temsil ediyordu. Ona saygı, dolaylı olarak milll iradeye saygı demekti. Hemen bütün demokratik meclislerde, o turumu yönetecek başkan kürsüye çıkarken milletvekilleri ayağa kalkarlar. Çünkü başkanın kişi liğinde Meclisui 1 utsal varlığını selâmlamaktadırlar. Ne ise, bizde atılan bu yanlış adımı Demo ratlar kendileri iktidara gelince de devam ettirmek zorunda kaldılar. Durum, tam anlanıı ile tersine döndü. Yıllık açış nut kunu okumak üzere krüsüye çıkarken D.P. li mületvekilleri oturdukları yerden Celâl Bayar'ı lkışlıyor, Halkçılar ise sessiz, ayağa kalkmakla yetiniyorlardı. Memlekefe de, rejime k yazık etîik lar. Karşılıklı hakaret sözcükleri bol bol kıülanüıyor. O gün söz alan milletvekilleri arasında kişüigi, yaşı, tecriibesi itibariyle en önemlilerinden birl olan Mar&î şal Çakmak'm konuşmasını bu raya geçiriyorum. Bu konuşmayı izliyen okurlanm o günün havasına dair gerçeğe yakın bir fikir edinebileceklerdir kanısındayım. 27 Ağustos 1946 günlü Cumhuriyet'te vayınlanan Mareşalin konuşması: Taksim Gezisîni kurtarınız sa bile 175 lira ile bir nüfnsnn zaruri ibtiyaçlarının temini imkânsızdır. Bn durum odacıların çok perişan duroma düşmelerine ve mağdur olmalarına meydan vermektedir Eger bn teşkilâtın bun lan tatmin edecek kudreti mev cut değilse, odacıların işlerine son vermesi lâzım. Çünkü insan ayağını yorganına göre nzatmalı dır. Aksi halde bn bademelerin cemiyet içerisinde en perişan bir taba!.a haline gelmesine sebebiyet verilmis olur.» Mareşal Çakmak'm konuşması Yapılacak iş Kırdar'ın itirafı de merkezin mutlaka C.H.P. lis tesini kazandırmak için baskı yaptığmı, kendisinin ise büyük farklarla seçimi kazanan karşı listeden bir kaç kişiyi Ankaraya E kabul ettirinceye kadar çırpın E dığım itiraf etmişti. Mareşalin, = sözlerine son verirken dokundu E ğu dış tehlikeye gelince, bu Sov E yet hükümetinin, Boğazlara dair = 14 Agustosta hükümetimize ver Z diği nota ile Ugili idi. Birleşik E Amerika ve tngilterenin destek ş lediği Cumhuriyet hükumeti 24 = Agustosta bu notaya cevap vere E rek Rus isteklerini kesin olarak £ reddetmişti. = Bağımsız milletvekili Mareşal Z Çakmak, muhalefetin aynca be E lirttiği (dış politikada birlik) il = ğimiz gelirdi. Çoğu hiç bir yere Trafiğin perişaniığı zaten parkesini yüce kişiligi ile böylece Z ulaşmıyan, leğen örtüsünden fark mak ısırtacak hale gelmiş buludaha da güçlendirmeye çalışıyor r sız bu merdivenler, belki de: nan eski Karaköy meydanını biraz du. = Nerdibanlar bnsiş'i nermin'i daha daraltan, biraz daha geçildamaniyle mest. mez hale sokan fözümona yeraltı tndi bin işvcyle bir kâşâne'i geçidi inşaatını görenler, haklı o Fakat iç politikada özellikle Ana E fağfurdan. larak, buraya Beyazıttan sonra yasa sınırlan içinde birbirini tam Emısralarının hayranı bir mimar ve ikinci bir utanç duvarı örülüyor madıktan sonra dış politikada bir Z ya mühendisin teşviki eseriydi. zannediyorlar. lik ve beraberlik içinde görünme E Nasreddin Hocanın, ev yaptırırKaraköyde yapılan yeraltı genin bir anlamı olabilir mi idi? Bir E ken, eksikliğini birdenbire fark çidi, trafiğe nefes aldırmak için milletüı dış itiban her şeyden ön =edip. buraya da bir apteshane yadeğil, gidiş gelişi daha çetrefil hace şüphesiz içerideki gücüne bağ Z h olmak gerekirdi. Atatürk'e sa" E pın demesi gibi bir şeydi ama, hiç le getirmek için yapılıyormuş gidümdüzlüğü bi, meydanın ortalık yerine bir gı duyan yabancılar bu adamın E değilse merdivendi yurdumuzda temelli reformlar Z gideren, gözü oyalayan, hiç bir ye koca kümbet oturtmaktan başka yaptığmı, o reformları başarı ile Ere ulaşmasa bile süs vazifesi gör işe yararsa şaşar kalırım. Kime sorarsanız sorun, size KayUrüttüğünü, gerici kuvvetleri ez E diğini, her zaman da ezebileceği Z raköyde bir yeraltı geçidi değil. ni biliyorlardı. Şimdi ise durum : bir yerüstü kümbeti yapıldığını degişmişti. Yine Atatürk'e bağlı E söyleyecektir. îstanbul, bir de küm lıktan söz eden bir muhalif parti = betli meydan kazanıyor. seçimlerde hakkı yendiğıni dün : Karaköy meydanının adını bunyaya ilân ediyor, hükümetin meş E dan sonra Karaköy kümbeti olaruluğunu şüpheye düşürüyordu. z rak değiştirebiliriz Hukümet de buna karşı, demok z Beyazıtta yaptığımız duvarlı rasi ilkeleriyle bağdaşması im E meydandan sonra bu kümbetli kansız bir takım baskı tedbirle E meydan, dünya şehircilik anlayırine başvurmak zorunda kaldığı £ şında bizim tarafımızdan keşfedilna göre, rejim hesabma ileride z miş bir yenüik olarak anılacak ve bir zayıflama ve sarsılma tehli E dünya tarihindeki adımızın yanıkesi başgösteriyordu. 10 eylul E na, korkanm, zemzem kuyusunu günlü gazetede bu konuya eğile z kirleten adamınkine benzer bir r«;k acı acı dert yandım: E nafile şöhret de katacaktır. İçinde yaşadıklan şehri bu kariar kirleten, çirkinleştiren. maskaraya çeviren insanlar görülmüş şey de^ildir. Geri demokrasiden ileri demok Z SOLDA.N SAĞA: Karaköy meydanı gibi. kendi karasiye doğru tepeden inme bir e E 1 Yaz tatlllnl geçlrmek üz«re labahğını zaten güç kapsayan bir mirle tuhaf bir harale yaptığımız glttlğl Rusyada dünyasınl değiştlren sıralard; bu hareketin yersizliği Italyan Komünlst Partlcl Başkanı. 2 küçük nefesliği. yeraltı geçidi yap mak bahanesiyle. boyunun yarısıne ve lüzumsuzluğuna ilk işaret «Blr lş) daha evvel yapmak hareketleden muharrir, zannedersem ben ne glrlşerek» anlamına lki söz. 3 na yakın bir kümbetle tikamanın, olmuştum. Dehşetli reklâmlarla. «İşte o raman> anlamına kullamlan ?ehircilik anlayışiyle ne dereceye geniij vaadlerlc San Francisco'da blr terlm. 4 Spor arabası, T!b<>t'te kadar uzlaşabildisi, doğrusu suale hür milletler konferansı toplanı dln adamı ve Güney Afrlkada deve. rieğer. 5 Hltler devrtnde Almany»ya hâkim yordu. Her yerde Amerikan tipi Daima gü7el, daima müspet, daiolanlar (çoğul). fi Mustkldekl durak ma iyi ve faydalı irraatıni, fstandemokratik hükümetler kurulacacından bahsolunuyor, faşist re yeri lşaretl, «Parls» İn eskl adı (söybuldaki şehircilik vazifesini üzelendlğl glbl yazılmıştır). 7 Sarıüp jimlerin yeryüzünden kaldırılacarine almadan çok evvel bildiğimiz tı, böylelerine hayat hakkı tanın bağlanmış eşya, «konut tedarlk et!^ Beiediye Baskanı Sayın Haşim tsanlamına karma blr emlr. 8 Her mıyacafi söyleniyordu. O sırada can'ın adı, tstanhul Belediyesi tahangl blr rejimimiz üzerinde bazı rötuşla soru edatı.görevl lcra. blr hayvan, blr rihine. bu zavallı şehrin yakasını 9 Avcılığa alıştırılan ra kalkmamız kötü mânalara yokııs clnsi, avans bir türlü bırakmak istemiyen mey rulabilirdi. Nitekim bazı gazetedan düşmanlarivle bir arada geçYUKARIDAN AŞAĞIVA: ler, San Francisco'ya dayanarak 1 Blr suçu blr daha yapmamaya mp<=ini gönül istenıezdi. hükümete ve rejime söylemedik6öz verlş (lül söz). 2 «İmRr et!> Ama srtık iş işten geçmiş, inşaat lerini hırakmadılar. Bu gazetekarşılığı blr emir, rahat ve keylfll zalerden bir kısmını. matbaalarım manlarda stirülen. 3 Tersi blr çeşit hizumundan fazla. hem pek fazla yıkmak. makinelerini parçalamak madendlr. fcaba tnsanlartn Olr şeyl üerlemiş. olanlar olmuş; tstanbul. suretlyle susturduk. gösttrlrken söylediklert sö/lcrden. tam göbefiinde yük«elti!en bu fu4 «Uyur şibi uzan sonra da diiiil!' jzuli ve ç:rkin kümbetle. Reyazıt Yaotığımız doğru dejildi. Ne anlamına lki emir. 5 Huç ve gümeydanına sonra, bağrına bir kere kadar beğenmedigimiz, ne kadar daha tas basmıştır. zel. kendtnl çok 12 3 4 5 6 7 8 9 düşman bildifimiz bir fikrin proMedeni şehirlerin. meydanlarını fik v ek t h n r e ö s • ' ' •'• ' ' •'•' ••'••" j pasandasmı yapsalar da bu atermffi? ö?enesnıt'arla süslemek usuldendir. Biz damlar nihayet sözle ve yazı ile de, tstanbulu imar ederken. meykarşımıza çıkıyorlardı. Fikri yum : nin tki başı. btr danlarımızı işte böyle çirkinlik ve rukla yenmeyi kendimize yakış ; zaman parçası. ' tumamalı 'dik. O adamlann ya : 6 «Başka blzevksizlik şaheseri âbidelerle, belrlnln zıları millet üzerinde zaten uyan : aynını yaptît^mın ki de işlediğimiz zararlara birer yap!» mâ dırıcı, kamçılayıcı, mukaddes j nasına dönüm noktası diye diktiğimiz taş karma bayrağımız etrafında birleştirici \ bir emlr. 7 ^ ^••mn' yığınlariyle sü'lüyoruz. bir rol oynuyor. bu itibarla hattü : «Büyükçe çapta hiMrrtllıi''is sp'Ui faydalı oluyordu. : ateş yalazı» an(Arkası var) • lamına iki söz. 8 İdrar torbasl. 9 Mahalledeki esnaftan, Romanya para Tek ders için bir yıllık kayıp Gerededen bir okuyucumuz yazıyor; «Oğlum Îstanbul liselerinden birinde Edebiyat kolunda yalı lı öfrencisidir. 196319« ders yılı Haziran döneminde biyolojiden Eylül dönemine kaldı. Ağustog ayı içinde girdıği bu imtihanda başarı gösteremedi. Yeni uygulanan ımtihan yönetmelifine göre sınıfında kalmış oInyor. Millî Egitim Bakanlıgı bn yönetmeligi ilk def'a bn yıl uygulayacak. Ben ve benim gibi bir çok babalar anadolnnun çeşitli küçük kasabalarında oturmakta yız. Büyük fedakârlıklar ve mahrumiyetler içinde kalarak çocnklanmızı yatılı olarak okutabilmek için maddi ve manevı her çeşit yardımları seve seve yapmaktayız. Milli Egitim Bakanhğından rica edivornz. Va bu yıla mabsus olmak üzere trk dersten başarı saglıyamıyan çocuklar için bir defa daba imtihana girme hakkının verilme.sini, yada edebiyat bölümü öjrencileri için fen derslerinden birinden başarı saglıyamıvanlarla, fen kolu öçrencilerinden edebiyat derslerinden yalnız birinden başarı sağlıyamıvanların borçln olarak bir iist sınıfa devam etmeleri imkânının verilmesidir. Bn dilegimizin yerine getirilmesi Bakanlıfın nygulamak istedigi yeni imtihan yönetmelifinin ana prensipini zedelemeyecegi gibi şaşkınlık içersinde kalan bir çok gençlerin tek der» yüzünden bir yılları heder edilmeyecek ve daha âdil bir karar »Iınmış olacaktır. Bir miiletin dış itibarı { örnek olayla durumu açıklayayım. Merkezî semtte, Gazi manallesinde oturmaktayım. Bn yaz mahallenin ortasına sıkışmış arsaya, bir kimse yazlık ginema yaptı. Komşu evlerin ısrarlı şikâyetlerine knlak tıkayan Ankara Belediyesi sinemaya gereken rnhsatı verdi. Simdi bizler] her gece saat 23.30 a kadar sinemanın ardına kadar açılmıs olan hoparlörünün çıilıklarını dinliyoruz Artık uvumaya. dinlenmeye, okumaya paydos ettik Ve bu durum senelerce de sürecek Bir ikinci mesele sinemacı en düşük kaliteli verlı filimlerı sıraya koydu. (Bu da millî ahlâk yönünden ıncelenmesi çereken önemli bir konu). Netice Sinemacı para kazanacak. Ankara Belediyesi hissesini alacak. bir kısım vatandaşlar eglendiklerini zannedecekler! Otesinı kim düşünür. Burası Başkent Ankara. Saygılanmla.» Ceylânpınardaki olay Ceylânpınar Oümrük Muhafaza memuru Hüseyin Akıncı yazıvor «Gazetenizin 24/8/1964 tarihli n'ishasında «Okuyucudan Cumhurivete mektuplar» sütununda neş redilen «Oylânpınarda 6 öğrenci ye yapılan kötü r uamele» başlık lı yaınızda staj vapmak için Atatirk t'niversitesinden Ceylânpınar Devlet Üretme Çiftliğine gelen B öerenciye vapılan lıareketle efımrük memurları ve giimrük muhafaza memurlarmın hiç bir alâkası roktur. Gümrük memuru olmamız sıfa t.vle vazifemiz sadece hudut kapı smdan transit geçen yolcuların sıhhatle gidip gelmelerini temin etmektir. Böyle bir olayla da hiç 1 >r alâkamızın olamıyacağı aşikârdır. Bir yanlışlık eseri olarak gümrük memurlarını bu işe kanştıran 6 ciraat fakültesi öğrencisinin bn şikâyetlerini esefle karşıla dı^ımızı bildirir. bu vazımızın neşredilmesini saygıyla arz ederim.» BULMAGA 123456789 Tepeden inme emirle î tuhaf bir homle \ Belediyenin cevabı Ayda 175 lira ile nasıl geçinilir ? Oguzeli ilçesinden bir okuyncumuz yazıyor. «Kaza ve Köy Tarım Kredı Kooperatifleri odacılarının çok cüzi bir ücretle çalıştırıldıkları ve çalışanların çok mağdur bnlunduklarını geçen gün tesadüfen öğrendim. Meselâ Oğnzelinde Tarım Kredi Kooperatifi odacısının 175 lira bir ücretle senelerden beri çalışmakta olduğnnn ve ücretinin 250 liradan fazlaya yükselemiyecegini duydum. Bu günkü şartlar altında 175 lira ücretle 45 nüfusln bir ailenin nasıl geçinecefini düşünün, ev kirası. günlük ibtiyaç, giyecek ihtiyacı bepsi bn paranın dahiline girmektedir. Medeni ihtiyaçlar bir tarafta bırakıl Belediyeden gn yazıyı aldık: «Gazetenizin 10JI.I96t tarihli nüshasında çıkan «Vilâyetin yanıbaşında bir vüz karasu baslıklı yazı ilgililer tarafından inceVatandaş dileklerine büvük lenmiştir; çapta yer veren Sayın Millî E «Beledivemizi ılgilendiren mah ğitim Bakanı Ibrahim öktem zurlar izale edilmis. Hacı Beden bn önemli ve âdil kararları şir Aga camii üstündekı medrrnı sabırsızlıkla bekliyoruz.» senin hamallardan tahlivesinin temini için durnm Kavmakamlığa intikâl rttirilmistir.» Bilginizi rica ederim. Burası Bashent Ankara Simit satışı Belediyeden şn yazıvı aldı: «Gazetenizin 18.8.1964 tarihli nfishasında çıkan «Simitler sag Iığa zararlı mı?» naşlıklı yazı ilgililer tarafından incelenmistir; «Babis konusn seyyar esnafın faaliyetine, «imitlerın açıkta satılması ve esnafın gelis ve seçi şi güçleştirmesi sebebi ile mani olnnmaktadır.» Bilginizi rica ederim.» Ankaradan bir oknyncnmnı yazıyor: «Gazetenizin 22 agnstos tarihli nüshasında; Ankaralı bir hemşehrim Ankarada rahat vaşamak imkânı kalmadığina deginmiş. tlgili konuda yerden göge kadar haklı olan bn hemşehrim az bile yazmış. Mfisaadenizle bir El. PARISIN KİRALI 42 Georges Ohneı'm romanından ıktibas edilmlştlr SflflîLERI .....: KORKU . Fronces ve Richard Y"<" Lockridge Eğer işi, bu kız yaptıysa Jean sözlerini bitirince, annesi kalktı, sükunetle pencereyi açraaya gitti. Sonra, hiç bir şey olmamış gibi: « Sana kim bilgi verdi bilmiyorum, dedi, ama, bu anlattıkların baştanbaşa saçmadan ibaret, Eğer bana debşet vermek yahut ssdece beni endişeye düşürmek ümidinde idiysen pek aldandın demektir. Mösyö de Predalgonde hakkında, bunları anlatmadan evvel ne düşünüyor idiysem anlattıktan sonra yine aynı şeyleri düşünüyornm. Bir senedenberi görmekte oldnğnm bir insanı ben senden daha iyi tanırım.» «îa tehditlerine son verirsin, dostlanma ve bana saygı gösterirsin, yabnt, genin vaktiyle hoş bnldagnn nzaklaşmanın bugün benim tarafımdan zaruri sayıldıgını anlarsın. Sana maknl sözler söyledim, senden ricads bulundum, hiç fayda vermedi. Artık yeter!» Dfises azar azar canlanmıştı. Tehdide oğrayan aşkının bütün şiddetiyle kızışıyordn. Jean melul melul: < Hakkınız var, anne, dedi. Bir evlâdın benim gibi konnsmaya mecbur kalması ne büyük feiâket!» «Ham hayallerinize dokundum, bu kusnrumu affetmiyorsunuz. Gidiyorum işte. Ama şunu aklınızda tntnn: Sizin tavsiye ettiginiz gibi, size karşı ilgisir kalmıyacağım. Oflnnnzum, bn sıfatla, hiç bir kimsenin elinden alamıyacağı haklara sahibim. Hazırlanan manevralarla emniyetinizin tehdit altında bnlnndnguna dair deliller ele geçirecek olursam. emin olun ki o gün, sonn nereye varırsa varsın, bu işe müdahale edecegim. Size serbest ve mesnt bir hayat dilerim, annecijim. Bütün kalbimle bana temenni ederim^ (Arkası var) 16 Bira önden yurüyen genç taz po lisin iyice yaklaşınca farkına vardı. Halifçe durakladı. Sendeler gibi ol du. Peter Sayres onun titremeğe başladığın. ve benzinin kül gibi sol dugunu farketmişti. Kolunu onun omzuna doladı ve ona doğru iğile rek, «Kendine hâkim ol, canım» dedi. «Bak ben buradayım. Senin vanında.» Loren, «Mantom» diye âdeta fer yat etti. «San mantom! Eteğinde bir İeke vardı, Peter. Peter, korkuyorum!» Kapıdaki polis onun bu sözlerini duyduysa bile belli etmedi. Dalgın dalgın dışartsıru seyretmekle meşgı dü Elinıize ün ıııis olan ip ıınııııııı Onun dediği Detektil Jonn Stein yakışıklı, es mer yüzünü nafifçe buruşturarak, «Büyük bir miras» diye mırıldandı. •Alexander Hartley çok zengin bir adamdı. Nâmmı her halds sen oe işitmişsindir değil mi, Bernie?» Bemard Simmons, «Evetjı diye ce risl yanlanna yaklaşarak, «Bu kâ Belki Alexander Hartley zâlim bir ğıt açacağın sapından bir«ey öğrer amcaydı KJZJ burada çaiısmaya zorvap verdi. At kestanesi rengindeld gözleri et meğe imkân yok, efendim» dedi luyor, hor tutuyor parasız bmıkırafta, parmals izlerini alan ekipin «Madeni çok pürüzlü çünkü. Bütün yordu. Kimbilir? Herşey mümkünizler bölük, pörçük. Hiç biri işe yadür br gök kubbenin altında.» Sonfaaliyetleriyle meşgüldü. ra, «Evet. Alexander Hartley çok zen ramıyor.» gin bir adamdj ve bu kız da onun John Stein «Zaten pefc ümidlm yok «Yazık, yan taraftakı lokantanm en yakın akrabası olduğuna göre, tu» diye cevap verdi. «Ne yaparsın, kapıcısı bize daha fazla vardım ede başlıca mirasçısı, diyorsun, öyie her zaman, her iş insanın istediği miyor!> diye hayıflandı. gibi olmaz.» mi?» Ama John Stein aynı fikirde deSonra Bemart. Simmons'a döndü ğ ü. John Stein, «Ben demiyorum» di«Bu kız sportmen bir tipe benzi ye omuz silkti. «O diyor.» «Bence adamın bize bu kadar oiyor. Bol bol tenis, golf filân oyna «Hoş kız, değil mi?» John Stein gene omuz silkti. Son yan bir kız. Spor insanın kasların' le bir şey söyuyebilmesi şans eseri dir. Buralan hafta içinde çok kalara, «Besbelli alelâde bir sekreter sertleştirir.» Bernie Simmons, «Bt kızın kasls ba^^k olur, Bemie sana söylemsğe kız gibi her gün işe gelip gidiyor muş» dedi. «Ama artık bundan son •ının sertleşmiş olacağını ben hiç hacet mi var? Giren, çıkan belli olmar! Yani bu fcı^rı sırtında öyle zannetmiyorum» diye gülümsedi. ra buna hacet yok.» Bemard SUnrnons kendi kendine €Belki kuvvetli bir kız, ama yumu gös alıcı bir manto bulunmasaydı, lokantanın kapıcısı onun farkına bi konuşur gibi, «İnsanın zengin amca şacık bir şey!» le varmıyabilirdi. Dedim ya, şans «Şakayı bırak, Bernie!» sı olması iyi şey» diye söylendi. «Öğ Bernard Simmons hafif bir göğüs eseri!» le yemeğine çıkıp öğleden sonra ş başına dönmiyebilmek ne alâ! He geçirdi. Bemard Stmmons dalgın, dalgın, le hiç çalışmayr mecbur olmamak cEvet», diye mırıldandı. *O san belki daha bile iyidir.» manto!» «Pekâla, Jonnny, Liakul olalım. YARIN: Şüphelenmekte seni haksız buluyor «KIZI TANIYABİLİÎCEĞtMİ O sırada parmak izi ekipinden bi değUim. Belki gerçekten öyledir. ZANNETMİYORUM» Kuvvetli bir kız San mantolu kız 40 Tarihe karışan sarık ve fesler RAOYO • RAD1ÜI M i Ö • RADYÖ 18.50 Kısa llânlar ve haîif müzlK 19.00 Reklâmlar geçidi 20.00 Ha7.30 Açılış Kısa haberler Tür berler . Gurdük olaylar 20.30 Küfcüler 7.45 HafU müzlk 8.00 Ha çük konser 21.00 Açık otıırum berler 8.15 ÇeşltH müzlk 8.45 21.40 Şarkılar 2200 Reklâmlar Baruk müzlk 9.00 Saz esreleri ve geçidi 22.30 Dans mttziğl 22.45 çarfeılar 9.30 Atlı fcannca 9.4S Haberler 22.55 A n melodllerl Salun urkestraıarı 10.00 Kısa ha 23.00 Gece konseri 23.30 Çeşitll müzlk 24.00 Kısa haberler Kaberler . Kapanış. 1200 Açıiış Kısa haberler SaÎSTANBUL IL RADYOSU lon orkestraları 12.30 Şariu17.58 Açüış 18.00 Dans müzlğl lar 12.50 Haflf müzlk 13.00 Ha 18.30 Caa albümleri 19.00 Rltm oerler 13.15 Plâk dolabından ve melodl 19J0 Atçam müzlğl 13 30 Şarkılar 1350 Çeştlll müzlk 20.00 Şan sololan 20. İS Radyo İle 14 15 TürKUler 14.30 Küçük tnglllzce 20.30 Plâklar arasmda Sonser 15.00 Kısa haberler Ka 21.00 Müzlk derglsl 22.00 Oda panıs. müzlğl 22.30 Çeşitli müzlk 17 00 Açılış Kısa haberler 11X8 24.00 Kapanıs. Yurdun sesl 17.30 Erkekler fasü A N K A R A Sİ 57 Kısa tlânlar 18.00 üiskoteKterj seçmder 18.30 Şarkılar 6.27 Açılış 6.30 Kısa haberler ÎSTANBUL 7 Eylul 1925 tarihli Cumhuriyet'ten Şehrimizdeki sarıklılar 1270 kişiyi geçmiyecek Vekiller Heyetinin resmen görevli olmayanlann «kisvet ilmiyeyi» giyemiyecekleri hakkmdaki kararından sonra sehrimizdeki sarıklılann sayısınm 1270 kişiyi geçmeyeceği anlaşılmaktadır. Halbuki düne kadar şehrimizdeki sarıklılann sayısı 200 binin üzerindeydi. çabilmek için 15 bin Ingiliz lirası harcamıştır. Bir çok devlet memunınun bu rrpseleve adlarınm karıstığı söylenmektedir. Adliye VekâJetinden Savcılığa geien bir taın.»..Je dâvacı ve dâvalıların mahkp"^' huTrıruna açık başta çıkmaları bildirUmiştir. Mahkemelerde başlar açılacak tki tayyare mektebi açılıyor Bir aya kadar Ayastafanos'ta iki tayyare mektebi açılacaktır Tayyareci mektebine 40, tayyare makinistliği mekte'bine de 100 talebe alınacaktır. Bu mekteplere girmek için pek çok genç şimdiden müracaatta bulunmuştur. Prens Seyfeddin nasıl kaçmış? Yabancı gazetelerin yazdıklarına göre Mısır Kıralının kardeşi Prens Seyfeddin İngilterede kapah bulunduğu tımarhaneden ka 6.32 Günaydın sayın dlnleylcller 20.00 Haberler 20.2S Hava duru 7.30 Sabah müzlğl 7.45 Bu sa mu 20.30 Şarkılar 20.50 Oykubahm sollstl 8.00 Haberler 8.10 dan önce 20.55 Küçük llânlar Hava durumu 8.15 Sizln İçin ça 21.00 Kısa haberler 21.02 Kıbns lıvoruz 8.30 Oyun havalan ve lçlnl 21.10 Mlkrufunda tlyatro şarkılaı 9.00 Kapanış. 22.00 T.BM.M. saatl 22 15 Caz 11.57 Açılış 12.00 Kısa haber saati 22.45 Haberler 2255 Hav ler 12.02 Öğle tatll! tçln 12.25 durumu 23.00 Opera albümünKüçük Uânl»r 12.30 tW sollst den 23.45 Geca yansına dogru söylüyor 13.00 Haberler 13.10 23.58 Günün önemli baberleri Hava durumu 13.15 Öğle tonserl 24.00 Kapanış. 13.40 Şarküar 14.00 Çeşitli ANKARA İL RADYOSU sollstler, çeşitli melodiler 14.30 16.57 Açılış 17.00 Dans müzlğl Türküler 14.45 ŞarkUar 15.00 18.00 Blr eenfunl 18.30 Çeşitli Kapanış. 16.57 Açılış 17.00 Kısa haberler hattl müzlk 1900 Baruk müzlk 17.02 Akşamın karma müzi*l 19.35 Almanca meldiıer 19 45 17.30 Incesazdan Hüzzam faalı Radyo İle Almanca 20.00 Baftf 18.00 Reklâm prugramlan 18.45 caz şarkılan 20.30 Müzlk ve mlŞarkılar 19.00 Yurttan sesler zah 21.00 Tenl dünyadan halk 19İ5 Küçük IIAnlar 19.30 Küçük şarkılan 2130 Bale müzlğl konser 19.45 Türkçe ezgller 22.15 Dans müzlğl 23.00 Kapams. HIIHUIII1IIIIIIIHIIIIIIIHII •••••••••••MMIUKIMII