28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT ^'IIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIimilllHnlllllnnnnmıını,|||,|,„,„,,„,„,,,,,,„,,,,,,,,,„,,,,, CUMHURÎYET 19 Eylul 1964 8ULMACA r;m NADİR NADİ Kültür Ataşemlz Reşat Nurl Güntekin kendi aleminde yaşıyordu. Paristen pek memnundu (Çalıkuşu) nun sevimll yazan. Bir takım projeleri vardı. Yeni bir piyes üzerine çaljşıyor, bunu Paris sahnelerinden birinde oynatmak istiyordu. Hebertot tiyatrosu yöneticlsi ile konuşmuş, eserlnln dikkatle inceleneceğtne dalr söz almıştı. Tüm varlığını saplıyordu konu. Hep onu düşıinüyor, hep onu işliyordu kafasında. Aklımda kaldığına göre bu, toplum ilişkilerinin dışmda yaşıyan bir fener bekçisinin dram: olacaktı. Yer ve zaman koşulların dan sıyrümış soyut bir insanlık dramı. Eseri okumak fırsatııu bu lamadım ama Reşat Nurinin an lattıgından anlıyabüdıgım kadar (Taş Parçası) nı pek aşacağa benzemiyordu piyes. Oysa, savaş sonrası Batı yazarlan günümüz insanını sorunlanna çözüm yolu arama çabasına vermişlerdi kendilerıni. Bu piyesin Paris sah nelerinde tutunabileceğini, hattâ oynanmak üzere kabul edilecefini sanmıyordum. Unesco konferansı biteceğine yakın Reşat Nurınin büyük rüya lanndan biri birden sonüverdi. Ankaradan, Mılll Eğitim Bakanlığından gelen bir telgraf onu merkeze çağınyor, yerine şair Ahmet Kudsl Tecer'ta atandığını bildiriyordu. Reşat Nuri habere pek üzüldu, kimbilir, o UzUntü ıle belki piyesi tamamlamaktan da vazgeçti. Onun hesabına boylesi bence daha hayırlı olmuştur, diyebilirim. Eseri okunup da oynanmamak üzere geri verilse idi, ınce ruhlu yazar her halde daha çok üzülürdu. Kuzey Amerikalı, Güney Amerikall, Asyalı, AfrıkU, Arap çorap her dinden, her renkten bir çok temsilcinin katıldıgı Unesco konferansı lâklakiyat lçinde başladı ve lâklakiyat içinde bıtti. Politika dışı olduğu iddia edilen bu kurulda sabahtan akşama politika yapılıyordu. ünesco'nun bir amacı da, anlaşıldığına göre, kimi solcu aydınlara burada bol ödenekli görevler bulup agızlannı tıkamaktı. Böylelikle, Batı cevrelerinde bir hayli etldsi görülen Marksist edebiyatın hafifletileceği umuluyordu. Cumhuriyet İsmi var cismî yok bir mttessese: Trafik Ankara Tınaz Cad. 179 n u . marada oturan oknyncunraz BüIent Berkol yazıyor: «Ağustos ayında Doğuda nzun bir gezi yaptım. Karsa, Kâgızmana, Igdıra, Dofu Bayezide, Ağnya, Errarnma, îspire, Rizeye, Trabzon ve Samsuna ugra. dım. Bn urnn gezi sırasında bir yerde olsun trafik kontrolünü görmedim. Yolcular, çaraj sahip. lerinin ve sirasarlanıı insafına bırakılmıştır. 1 Otobüs isletmeleri, yolculardan değisik paralar alıjorlardı. Hele yabancı olduğunuzu an. ladılar nı, iki kat para almaktan çekinmiyorlardı. 2 Yolculara «yemlik» olarak güzel bir otobüs gösterili. yor, hareket saati selince, eski bir otobüse yolcular istif ediliyor. 3 Bileti kestikten sonra yolculara yapılan hâşin, kaba ve ho\rat muamele, aklın ve havsalanın alacağı soydan de ğildir. Numaralı yeriniz oldu ğu halde, hareket zımanı, sizi bir sandalyeye buyur edivorlar. Çünkü, aynı numara, bir kaç kişiye birden verilrniştir. Hat. tâ yolculara yer bile verilmedifi oluyor. Çavusoğlu otobüsünde, beş yolcunun, tâ Trabzondan Samsuna kadar on saat ayakta gittiğine sahit oldum. Yolda o kadar yerdcn. hele Giresun ve Ordu eibi iki il merkezinden çeçtik. Ne arıyan, ne soran vardı. 26 Ağustos günu Rizede başım derde giriyordu. Trabzona gitmek için Süzer yazıhanesi minibüsünde 6 numaralı yeri a l . dıgım halde, minibüsün hare keti sırasında yerimde başka birisinin oturduğ'anu gördüm. Bana bir hasır sandalye verdiler, 6 nnmaranın burası olduğunu suylediler. Münakaşa fayda ver. medi. Simsarlar beni tehdit ettiler, karakola düstük. Karakol ise el koyunca, yer olmadıjını söylivenler. bu defa soför mahallini gösterdiler. Fakat asıl oyun sona bırakılmıstı: Tola çıkarkf n, simsarlardan biri, halkın içinde, utan madan ve hâyâ daymadan, bana küfretti. öteki simsar da mi. nibfise bindi. yol boyanca tehditler savurdu. Şehrîn kıyısındaki benzin istasyonunda indiktfn sonra da, ajııa alınmıran küfürler savurarak beni u^ur. ladı. Şimdi sormak lâzım: Trafik müessesesi ya vardır, ya yoktur. Varsa, görevini yapması ve vatandaşları bir takım ue idügü belirsiz insanlann tasailu tundan kurtarması lâzımdır. Bu çesitten binlerce sikâyet olduğa halde, aldınp da hsre. kete çeçen yok. Ne zamana kadar bu gaflet uykusu? Vatandas, utanmaz ve terbiyesiz kişilerin elinde oyuncak mı ka. lacak? tlgililerin harekete geçmesini, ödevlerini yapmasını beklivoruz.» Okurlardan Merkeze çağnlmasına pek ii/iilıııii\iii gemezlerse, kısa bir slire içinde dünyayı cennete çevirmelc işten bile degildi. tki gün bu tema üzerinde sayısız söylevler dlnledik ve «hadi hayırlısı!» diyerek komisyonlara aynldık. Benim bulunduğüm k o misyonda başkanlık divanı seçimı yapılırken Pakistan delegesi yanıma geldi: Başkanlık divanına aday gösterilen üyeler arasında Müslüman milletlerden kimseyi göremedim. Olur mu böyle şey? Sizi teklif ediyorum. adaylığı kabul eder misiniz? Diye sordu. Başkanlık divanında yer almakla şeref duyacagımı, 90 Reşat Nuri Güntekin ancak ileri surdüğu gerekçeyi doğru bulmadığımı söyledim. Unesco dinsel niteliği olan bir kurul değildi. Ben de burada lâik bir milletin bagımsız bir yazan olarak bulunuyordum. G«rekçede direnecekse benl affetmesini rica ettlm. Pakistanü delege çok yerinde buluyordu kendi dusüncesini. O halde bir başka arkadaş anyayım! Dedi ve kısa bir kulis çalışmasından sonra galıba tran delegesının başkanlüc divanına seçılmesını sağladı. General Tevfık Sağlam pek önem veriyordu Unesco'ya. Veremle Savaş Derneğine paralel olarak ölümüne degin bu kurulun da Türkiye Mılli Komısyonu Başkanhğında bulundu, bütun Unesco toplantılanna katıldı. Köy enstitülerımizin geri kalmış milletlerin toparlanması konusunda örnek bir rol oynıyabilecegine dair Unesco uzmanlan taraftndan hazırlanan raporu okudugu zaman pek sevinmış, kıvanç duymuştu iyi kalbli, çalışkan Profesör. Ne hazindir kı, enstıtüler bütün bütun yıkıldıktan sonra, onların kurulmasma büyük emek harcıyan Hasan Ali Yücel, bir gün Tevfık Sağlam'ın kollan arasında can verecekti. Geçmişten bugüne doğru yaklaştıkça olaylar zmciri insanın belleğıne daha derli toplu yerleşecek yerde gelişi güzel tavan arasına atılmış lüzumsuz eşyalar gibi birbirine kanşıyor. tşe yarıyanlarını araştınrken gazete koleksiyonlanndan bile umdugum yardımı göremiyorum. Aşa Parlak söylevler Avenue Kleber'de otelden bozma büyük bir yapıda toplanan Unesco genel konferansı, heyet başkanlannın parlak soylevleriyle çahşmalarına başladı. tki günUmüzü aldı bu söylev faslı. Savaşı önlemenin en güçlü yolu, milletler arasmda devamlı bir kultur ahşverişi kurmakla bulunabilirdi. tnsan, aslında iyi bir yaratıktı. Bılgi ışıklariyle aydınlandıgı oranda onu topluma ve insanlığa yararlı kılmak mümkUn dü. Dinlerin, kültürlertn, hattâ ekonomik sistemlerin ayrılığı, büyuk insanlık ailesmi düşman gruplar halind©. parçalanmaya zorlıyan nedenler sayılamazdı. MiUetler, birbirlerini tanunadıklan, ya da anlamadıklan için savasıyorlardı çok kere. Metodlu bir eğitim sayesinde bu boşluk doldurulabilırdi. tleri milletler, henüz gelişme haündek: milletlere ellerinden gelen yardınu esir ğıda okuyscağınız izlenimlerin z kronolojik dizisinde aksaklıklar z vardır. Hangisi önce, hangisi son Z SOLDAN S^GA ra, fazla bir önemi olmamakla E 1 Genç kızlarm evlenme torenl beraber yine de bağışlamanra ri E sıraEinda giydikleri 2 Kan zehlrca ederim. £ lenmesi hastalığı, biraz saf ve aptalca durumda. 3 Aynl yurdda doğup büyümüş kisller boyledir. 4 İşkence, tersl bir erkek adıdır. 5 Çev1949 yüı ikinci yansında bir E; rülnce «Tannsız ve dlnslz fclşU göz kaç yurt gezisi yaptım; Batı, Or = onune gellr. blr goz rengl. 6 Ku: ta ve GUney Anadoluyu bir hayli z; mas genlşligl, çok çabuk ve ustalılcll dolastım. Gazeteci dilinde «nabız E! hareketler yapan klşl. 7 Bogazlçtn: de geml tamlr yeri olarak kullanılan yoklaması» deniyordu bu gezile Z güzel ve zavallı koy. 8 Blr soru re, şüphesiz her gazete kendi e Z edatl. denizle bir nehrin iki kolu ğilimine gore yokluyordu halkm E arasında kalmış toprak parçası 9 nabzını. Bagımsız bir yazar ola ş Alaıranga kaymak, blr lşaret sıfatı. rak ben durumu olduğu gıbi gor S 1 Bir kuş. 2 Genlş toprak alanmeye ve olaylan da ona gore de lan (esfcl usul çogul). Içlne başka ğerlendirmeye çalışıyordum. Semşey katılmadan lçilen kuvvetll Içkisettin Günaltay hükümetinın her lerin soyut hall. 3 Çok hoş ve türlü dedıkodulan onleyici, düguzel olma durumu 4 Lâstikll söz rüst bir seçim kanununu Meclis soyleyip karşısmdakine taş atma hareketl. blrdenblre. 5 Çevrtllnce bir ten çıkarmaya kararlı olduğu anllâç bellrlr halaşıldıkça DP. ileri gelenleri de ılf rutubet. 6 ' î 34S 6 7 8 9 şevkleniyor, kanş karış işliyorDoktorlann adlardı yurdun dört bir yanını. Ge lannm önüne 2İOİi zilerden birine ya da ikısine Bakonulan İki harf, 'JrzT yar ve Koraltan'la bırlıkte çıkblr kadın adı. 7 tun. Eskişehir, Akşehır, Konya, «Tannya kul. Karaman, Erefli üzennden Merluk saygıları gös ter!> anlamına 9j sme, Adanaya, Gaziantep ve Makarma blr emir. raşa kadar uzandık. Halk her 8 Kenarları Uunku buınucanır yerde D.P. ye yakm bir ilgi gösslvrl durumdaki h^llMllml». « • I «M teriyor, zaman ılerledıkçe bu ılşekll, karın doyurur. 9 Dlren Edegi durmadan artıyordu. Bir geblyatımızın en büjuk şairlerlnden. zıden otekıne gözle farketmek mümkündü halkın artan ilgisini. Demokrat Parti yoneticileri de ustaca yürütüyorlardı politikalarıru. Özellikle Celâl Bayar son derece temkinlı davranıyor, bir yandan halkın şikâyetlerini din Z * İTTAIKK: Beyoğlu: 44 40 44 ler ve haksız şıkâyetlere bile tstanbul: 21 42 22 Kadıköy: hak verir görünürken. öte yan36 08 72 Üskudar: 36 09 45 dan, konuşmalannda iktfdan kış Bakırköy: 7164 66 Adalarkırtıcı aşın çıkışlardan sakını 5160 81 Istınye 63 60 20 yordu. Konya dolaylannda bir TELEFON: Santral 22 42 10 yerde bir köylü vatandas falan POLlS IMDAT : tstanbul makamın karariyle ugradıgı za 27 45 00 Beyoğlu 27 45 01 ran anlattı, acı acı dert yandı. Anadolu Yakası 27 45 02 Orada bulunan D.P. li Fahri Ağa SIHHİ İMUAT : Beyoglu oğlu, yürürlüktekı mevzuat açı44 49 98 Fatıh 21 15 95 Üssından idarece yapılan işlemi küdar 36 05 38 doğru bulmuştu. Şikâyet etmeye ; UÇAK : T.H Y (Termınal): hakkı yoktu köylü vatandaşın. E 44 02 96 Hava Alanı: 73 82 40 Fahri Agaoğlu düşüncesini açık E VAPUR: Denızyollan 49 18 90 ça söyledıği zaman ben böylesi z Nobetçı M : 44 02 07 Şehır ne objektıf bir davranışı takdir E Hatlan: 44 42 33 44 43 59 le karşılamaya hazırlanırken Ba ş Üsküdar: 36 03 12 Yesılköy 1 yar, parti arkadaşını yavas ses E 73 84 25 Boğazıçı: 63 56 3 ) le uyardı. Fahri Ağaoğlu gaf ya E Büyükada 51 61 28 pıyordu, vatandaşı kırmamalı idı. = TRE.N (Demıryolları) : HaydarBayar sonra koylüye dönerek D. E paşa • 36 04 75 Sırkecı • 22 30 79 Kadıköv 36 46 20 P. iktidara geldıği gün bütünE HAVAGAZI: tstanbul: 22 40 80 haksız işlemlere son verileceğinl = (GündÜ£) 2144 26 (Gece) söyledi, tatlı bir dılle adamın E gönlünü aldı. E Bir kaç yurt gezisi j Sirkeciden dönüş yapan otobüslerin durak yeri Okuyucumuz Kemal Dinçer yazıyor: «Sirkeciden dönüş yapan; Kuştepe, Maçka, Kurtuluş ve 52 numaralı otobüslerin araba vapuru iskelesi yanındaki durak yeri halka büyük zorluklar yaratmaktadır. Trafik kesafetinden başka, yüzlerce otomobilin dolmuş yaptığı, sağdan, soldan, önden, arkadan vizır vızır işli>en yüzlerce arabanın arasmdan meydanı geçerek durağa gitmek Sirat Köprüsünü geçmekten daha tehlikeli bir hal almı^tır. Bu durak oradan kaldırılarak Bahçekapıda 4 iincü Vakıf Hanının köşesinden Sirkeci meydanına çıkan sokağa yâni Emniyet Müdürlüğünün bulunduğu caddeye nakil edilse Iıalka büyük bir kolaylık olmaz mı? Caddc kâfi derecede geniş ve tenhadır, Doşuİş hanı ile Konya Lokantasının yan tarafındaki treruvara durak yapıhrsa henı ana caddenin trafik yükü hafifler hem He trafik kış kıjamette rüzgârların barman savurduğu şimdiki durağa gitmek için, bareket halindeki yüzlerce arabanın arasmdan geçmek tehükesinden kurtulur. Sonı a, İstanbniun üç dört semtine giden yolcuların toplandığı bu mühim durakta, Tünel ve Taksimde olduğu gibi yolculan sıraya koyacak tertibata şiddetle ihtiyaç vardır. Şimdiki durum bir fâciadır Halk birbirini çiğneyerek, ezerek karma karışık bir halde arabalara doluyor. İhtiyarlar, kadmlar, sakatiar var, ayıp oluyor, medeniliğe yakışmıyan bu çirkin manzaraya da bir nihayet vermek lâzımdır.» dan ilgi beklemekteylz. öğrencllerimin daha iyi yetişmesi için ders aracı ve kitap yardunmda bulunacaklara öğrencilerteı adına şinıdiden teşekkür ederira. Durumnn gazetenlı vâsıtasiyle kültür severlere duyurulmasmı saygılarımla rica ederim. Bakırköy Kirazlı Köyü Ilk. okul Müdürü Güven Büyükbaykal.» Hâşim İşcana teşekkür ve yeni iki dilek Mecidiyeköy Emekli Subay evleri siteslnden Muhtar Güraksn yazıyor: .23 aralık 1963 tarihli Cumhurlyet Gazetesinin «Okurlardan Cnmhuriyete mektuplar» sütnnunda yayınlanan yazısından son ra M. Köy ile Balmumcu arasında kurulmuş bulunan Emekli Subay lar siteMtıin: Yolları yapılmış, çamurdan kurtarılmıştır. Aynı yoilar ışıklandmlmıs, zulmete paydos denmiştir. Havagazı verilmiş, zanıri blr İhtiyaç karşılanmışıır. Çocuk bahçesinin Inşası lle blr boşiuk doldurulmuştur. Suları ufak aksamalara rağmen Intizama glrmlştir. Hülâsa slte, medeni blr Insanm yaşayablleccgi sevlycye nlaşmıştır. Kısa zamanda siteyt normal hale getiren iigililere başta sayın Beledive Reisi Hâstm Uran olmak üzere açık teşekkürö bir borç biliriz. Ancak her zaman ve her yerde olduğu gibi ihtiyaçlar hiç bir «raman bltmez ve tsteklerm sonn ali namaz. İnsanoilu yapildıkça daha fazlasmt. daha ırüzelini talep eder. Bu blr tabiat kanunu gibidir nedens« Nitekim nokvınlan m>zın giderilmeslne raimen bu tabiat kanununun esirl olarak sayın üffiHlerden gene bazi Isteklerde bulunscaçız. Vakıa biztm aramızdan seçti^imiz bir «güzelleştirme derneğl" miz vardır ve îlmdi dile getireceğimiz istekler daha ziyade onlann himmetiyle yapılması gereken hususlardır amma bu derneğln üye adedi pek mahdut bulunduğundan ellerindeki mevduatla bu işi bajarabilmelerlne hiç imkân yok rur. tste bu sebepledlr ki sesimlzi gene ilgllilere duyurmaya meebur olduk. Sitemizin modem bir hale gele bilme<ii için: a) Plânlı bir ağaçlandırmaya, b) Gene plânlı bir sekilde top raklannm tesviyesl ile ıçereken bosluklann yeşilTendlrilmesine ib tiyaç vardır. Belediye Bahçeler Müdürlüğü Ue Vilâyet Ziraat Müdürlüçünün bu dâvâmıza el atıp Ugl göstermeleri, biz site sâkinlerini ebedlyen mlnnettar kılacaktır. Yazımızın muhterem gazeteniztn «Okurlardan Cumhuriyete mektuplar» sütununda nesrini say gılannıızla rica ederiz.» Lüzumlu Telefonlar Köy kalkınması konusunda ilai çekici bir icraat Adı ve adresi saklı blr okuyucu mur yazıyor: «Adapazannın kuzeyinde faklr bir dağ köyii vardır. Adma Damlık derler bu köyiin. Bu köyün sayısız dertlerl arasında çok mühim olan su derdi de vardır. Köyün su derdinl halletmek için devrln hükümeti 1954 yılında faallyet gösterir, seçim vaatleri geçerken, köyün su derdi de halledilmeden yanda bırakılır. Yapılan eser (!) 650 metre su borusunun toprak altma gömülmesinden başka bir şey değildir. Su borulannın toprak altma dö şenmesinden tam 10 yıl geçer. Su borulan artık nerede ise çürüme ğe yüz tutmuştur. Köye gelen öğ retmenlerden blrkaçı bu işle IIgilenir. Defalarca vilâyetin Vallsi rahatsız edilir. En nihayet Vali Hgileneceğlni söyliyerek, öğretmenlerin gönüllerini ho? etmcğe çalışır. Gel zaman, git zaman sudan btnbir bahane bulnnarak kö yün su derdi üzerinde miispet hiç bir emareye rastlanmaz. Hal böyle iken, köyün susuzluk tan çektiği çile yetmiyormuş gibi su derdl ile ilgileneceğini söyliyen sayın Vali, köyün toprak altmda yatan 650 metre borusuna da göz dikmiştir. Soyle ki; köyün yakınlannda içerisinde suyu olan çok zengin bir köy daha vardır. Bu köyde su vardır. Ama. çeşmeler çok sık değildir. Vali beye göre çesmeleri sıklaştırmanm bir kolayi vardır. Susuz olan faklr köyün sa borulartnı alıp. zengm ve Içerfsinde su olan köye bu borulan vertnek ve cesmelerin siklasması nı temin ederek memlekete hizmet etmek. Nihayet sayın Vali selâhlyetlerine davanarak verdiği emirleri ile 2. afrustos. 1964 carşamba giinü bir başçavus, 2 iandarma eri ve 20 amele ile köydeki borulardan 250 metresini apar topar sök türür. Susuzluktan ducar duruma düşen zavallı köylüler de bo rulann ardından gözyaşlannı tutamazlar. 10 yıidan heri su su.. diye ağızlanndan akan yaş artık gozlerine vurmuştur. İşte köv knlkmması konusunda ilgi çekici bir icraat... Hademei hayrat f Bır başka yerde, Bayar'm ziya s reti vesilesiyle tertiplenen bir E toplantıda söz alan kimi Demok Z ratlar, daha ziyade dın konusuna E değindiler. tmamlar geçim sıkın = tısı çekiyordu, (hademe1 hay E rat) a devlet üvey evlât gözü ile E bakıyordu. Oysa, perişan bir hal : de yaşıyan, daha doğrusu sürü S nerek yasamaya çalışan bu adam E lar en temiz niyetlerle Müslüman E Türk halkının hizmetinde idiler. Ş Reva mı idi onlan bir köşeye a ş tıp unutmak? S (Arkası var) Z 35.06.90 LİSANS1 AL1MR Tel : 21 17 8] Cumhumet 11071 Ders aracı ve Idtap yardımı bekliyoruz •îstanbulun çok yakınında Kirazlı Köyü llkokulu her çesjt ders aracından yoksun olarak bu yıl öjpethne başlamak zorunda kalacaklır. Çoğunluğu bu şlrin okulumuza yardım edemiyecek durumda olan köy halkı yanısıra, sayın kültur sever vatandaşlar D O K T OR Tank Z. Ksrbakan Derl Saç ve Hastalıtdan Mütfnassısı tstıkl&l Cad Parmakkapı No 66 Tel: 44 10 Ti KORKU . Yaıcn: onnTirni Fronces ve Rıchard SflflîLERI Lockridge Lüzumu kadar incelemedik '••ıırıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııuıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııır PARİSİN KİRALI 54 Oeorgea Ohnet'ln romanınusn litlba» edllmlsUr Kurcalarsak başkaları da orlaya çıkabilir T 28 Dedekttf Stein, lâhavle, dercesine bir gogüs geçirdi. Sonra, küçük bır çocuğun kafasına lâf sokmağa çalışanlaruı sabırlı edasıyla, tane, tane, «Saat öğleden sonra birle beş arasında,» dedi. «Doktor diyor ki ölum saatini şöyle bir tahmin etmek ten ileri geçemezmişiz, zira odanm iylce soğutulmuş olması saati tayin etmeyi gerçekten de güçleştiriyormuş!» Hıç puruzu yok Ertesi gün, saat on sulannda, Jean Hienart atöljesinde çalışırken, arkadaşı Fregose içeri girdi. Önü sıra bir adam geliyordu. Elli yaşlarında kadar, saçlannda yer yer aklar bulunan, kırçıl sakallı, keskin bakışlı, kavmk jüzlü, sivil giyinmiş asker tipinde birisiydi. Fregose: • Kardeşim, dedi, sana Clemcnce'ın isim babası mösyö Amoretti'yi getirdim. Tanımak istemiştinj. Polis memuru gülümsedi ve arka arkaya selâmlar vererek Hienarl'a karşı duyduğu saygıyı gösterdi. Jean, elleri heykeltraş çamuruna bnlanmış bir halde, misaflre doğru ilerledi, bir iskemledc yer gösterdi: • Buyrun, oturnn efendim, rica ederim. Fregose bana sizden çok bahsetti. Belki bana bir hizmette bulunabilirsiniz.» • Soyleyin efendim, elimden gelirse arzunuzu yerine getirmekle pek bahtiyar olurum.» « Bir kimse hakkında şüphelerim var. Bu kimsenin, kumarbazlar âleminde dolandırıcılıkla tanınmış biri olduğunu sanıyorum.» «Fregose bana, sizin bu adamları tanıdığuıızı söyledi Fakat söz konusu olan kimse hakkında hiç bir belirli suçlama yok. Herhangi bir kovuşturma yapılamaz, onun için, belki de bn iş sizin yetkiniz dahilinde değildir.» « Kimdir bu adam?» « Kibar muhite nıensup birisL» « Adı?» • Marki de Predalgonde.» Amoretti irkilmedi, fakat Fregose gözlerini fal taşı gibi açtı. Saf çocuk, Fransanın asılzâdeler şecere dos yesine dil ve el uzatılmış gibi gocunmuştu. Yalnız, arkadaşı Jean'a guveni vardı. (Arkası var) Franklin Trow, «Bemie,» dedi, «senın düşundügün ne, kuzum? işi bu kız yapmadıysa kim yaptı? Daha doğrusu kim yapmış olabilir? Bu kadar direndigine göre bir bildiğin mi var yoksa?» Simmons, «Bilâkis.» diye cevap verdi. «Yeter bilgimiz yok. Lüzu mu kadar incelemedik bu işi. Biraz daha kurcalarsak koşeden, bucaktan başkalan da ortaya çıkabilir. Bana bakm, Johnny, Frank; bu kı zı hemen şimdi tevkif etmek kolay ve mümkün. Ama bu cinayet ortaya çıktığı zaman büyük heyecan yara tacak. Dedikodusuyla ortalık çalka lanacak. Böyle bir dâvâda temkın li davranmak gerek. Yanlış msanı tevkif edersek sonra hepimizin iti barı sarsılır.» John Stein, «Anlamıyorum ki!» dedi. «Neye itiraz ettiğini alıyamı yorum ki!» Cinayet Masası Şefi Bernard Sim mons, «Diyorum sana, bu iş fazla kolay, fazla aşikâr,» diye cevap verdir. «Herşey tıkır, tıkır yerli yerme oturuyor. Bütün dügümler şıp diye çözülüveriyor. Hiç bir püruz yok. Ayıp değü a, çocuklar, hiç içime sinmiyor. Birisi» bizimle alay ediyormuş gibi geliyor bana. Dedektif Stein, «Tuhaf şey!» dedi. «Tuhaf şey vesselâm!» Simmons, «Hem ne bilyoruz?» di ye mırıldandı. «Belki kız dün öğle den sonra saat ile 5 arası bambaş ka bir yerde olduğunu isbat edecek tir.» John Stein, «O zaman mesele yok!» dedi,«Zaten sorguya çekme den bileğine kelepçeyı vuracai deği liz a, Bemie! Ama buraya çagınp sorguya çekmemize bile taraftar de ğilsin sen » Bemard Simmons omuz silkti, «Kızın şu anda nerde olduğunu bil mıyorsun kı çağırtasın! Stein. «Öğreniriz. elbet.» dedi. çıp gidecek değil ya! Bazim de o ka dar acelemız yok. Biraz bekliyelim ıstersenız.» Bernard Simmons burnunun üs tündeki çıllen karmakanşık eden bır gülümseyişle, «Eksik olma, Johnny^» dedi. «Bu ıyihğıni unu^ mam.» Gazeteleri ve kahvalUlannı bltirdiler. Peter Sayres, «Gazeteciler eninde, sonunda senl yakalıyacaklar Loren,» diyordu. «Bu gün Pazar olmıyaydı çoktan ka pıya dayanmışlardı! Ama nasılsa ge lecekler.» Olup bitenleri tekrar tekrar konuşup gözden geçirerek inceliyorlar ama bir sonuca varamıyorlardı. Peter Sayres'in zlhninin Robert Campbell'e takılmıs olduğu beUiydi: «Sizin bu kuzeni sizlerden başka gören oldu mu acaba? «Ne demek istivorsun, Peter? Anlamıyorum.» «Günlerden birgün bu adam çat kapı amcanın yazıhanesınde belıriveriyor! Geleceğıni önceden mektup la filân haber verdi miydi?» «Vallahi bümiyonım.» «Söyledıği otelde de böyle birisi yok diyorlar.» «Bir yanlışlıktır, Peter, zira Robert Campbell diye birisi var.» «Evet, sen gordün onu. Bir de amcan görmüştü. Ama amcan öldürüldü » Bunu unutmam Öldürülmüş olan Alexander Hart ley'in Stamford'daki köşkunün do laylannda nöbet bekliyen polis me muru. Loren Hartley'in düşünüşü »aat ll'ı bıraz geçe tıaber verdı. Bu haberi alan Detektif John Scein, o güzel, esmer yüzünde düşünceli bir ifadeyle bıraz durdu. Sonra, «Kız amcasının köşküne dön müş,» dedi. «Herhalde geceleyin ka Pazar sabahı saat 9.15. Telefon çaldı. Loren çoktan uyanmış ama kalkmamıştı. Telefonu bemen aldj. Peter Sayres'in sesi, «Nasılsuı, loren?» diye sordu. Iyisin ya?» «tyiyim, Peter.» «Ben erkenden gidip gazeteleri al dım. tstersen getireyün.» «İyi olur, Peter. Kahvaltıyı da be raber yapanz.» Gazeteleruı hepsi de Aiexander Hartley'in öldürülmesıne baş sayfa lannda, büyük yer vermişlerdi Mu hafazakâr New York Tünes gazete sı bile hemen hemen iki sütun a yırmıştı bu konuya. Bununla bera ber polisin pek bır şey bilmedigi ve bıldıgi kadarını da gizli tuttugu belli oluyordu Gazetecıler oldürulen adamın en yakın akrabası ve özel sekreteri olan Mıss Loren Hartley'ı hiç bır yerde bulamadıklannı yazıyorlardı Halkı heyecana vermekten hoşla nan News gazetesı Miss Hart ley'in sinır nöbetleri geçırdiğmı ve doktor bakımı altında olduğunu söyliyecek kadar ileri gıtmiştir. • Gelsen iyi olur Cinayet Masası Şefi Bernard Sim mons'un başucundolci telefon çaldı. Pazar sabahı saat 10'da ama Simmons ancak sabaha karşı uyuyabil mıştı. YARIN: Zira ahmlı kızdı doğrusu... 40 19 Eylul 1925 tari hli Cumhuriyet'ten «Elkap inkılâbı» Saltanatı, hilâfeti devırdik. Medreesleri, tekkeleri, türbeleri kapattık. Fesin, kalpağın yerine şapkayı ikame ettik. Sarığı yalnız erbabına munhasır kıldık. Meşrutiyet yerine Cumhuriyeti tesis eyledik. Demokrat bir halk cumhuriyeti vücuda getirdik. Üçdört asra sığmayan bu meşkur inkılâp hamlelerinden sonra diğerlerine nispetle çok küçük, çok önemsiz, fakat elzem bir inkılâp daha istiyoruz. «Vekâleti celile», «Emaneti Âliye» gibi saltanat devirlerinin döküntü yadigârlanndan olan bu elkabı istemiyoruz. Kesmi ve gayriresmî bütün yazdarunızdan Saltanat Vezirleri için icat edilmiş bu riyâ kokan elkabı da bütün mazi gibi, kapılannı kapadığımız türbelere gö»^°'im. RAW0 I S T A \ BU l W İ » 0 • RAOYO *8ADY0 • RADYO • RADYO Eaatl 18 00 rürsüler 1813 Reklaâm prugramlan 19 00 Küçıık llânlar 19 05 Sopr «ytası 1915 Hatll meludlıeı 19 40 Şarkılar 20 00 Haberler 20 25 Hava durumu 20 30 ŞarKılat 20 50 Oykudan önce 20 55 Küçü* llânlar 2100 Kısa haberıeı 21 02 Kı bn? tçln! 21.10 tklnol Oüny» Sava«ı! 21 40 Teni besteier Sevllen türttüler ^2 ls otniemekten bıkmadıgıni7 eseriet 22 45 Haberler 22 55 Bava durumu 23 (<0 Dans! Dansl Dans! 23 58 GUnün onemlt naberıerl 24 00 Kapanış. ANKARA tL RADVOSU 16 57 Açınş 17 00 ualtuta Staton söyıüyor 17 15 Dansl) cay 18 00 Cumartesl Eunserl 19 oo Günün sevllen melodilerl 19 30 Barl Grant söyıüyur 19 45 Radyt Ue tnglllzce 20 00 Hafll ca? çargllan 20 30 Müzikseverlerle oaçbaşa 21 30 Plâk albUmU 23 00 Kapanış. İnkdâp âlameti Ali Cenani Bey Istanbul'un un meselesi Eskisehirden İstanbula zahire nakliyatı Demiryollan Umum Müdürlüğü tarafından trenle muntazaman yapdmaktadır. Şündiye kadar yapılan nakliyat 400 vagonu geçmiştir. Tîcaret Vekili Ali Cenanî Bey îstanbulun un istihlâki meselesi ile bizzat meşgul olmaktadır. Yakında buğday meselesinin de memleketin iktisadî menfaatine uygun şekilde hal olacağına muhakkak nazan ile bakümaktadır. resintn naSlen yayını 19.00 Rek nen türKuler 12 00 Kapanış. lâmlar geçldl 20 00 Haberler 4 N K 4 R A 7 30 Açılış Kısa haberler O Gunlük ulaylar 20 30 Kltap saati yun havaları 7 45 Halit müalfc 20 40 Şarkılar 21 00 Beya? per6.27 Açılış 6 30 K1 8 haberler .B 8.00 Haberler 8.15 Salun orkes deden mlltrufona Sl 40 Şarkılar 6.32 Günaydın sayıo tnnleyldtralan 8.45 Çeşitlj müzils 9 00 22 00 ReSlâmlar geçldl 22 30 ler 7.30 Sabab tnüzlği 7 45 Türtüler ve şarkılar 9 30 KOçüfe Şevket Dğurluer urkestrası 22 45 Şarkı ve saz 8.00 Haoerler konser 10.00 Kısa haberler Ka Haberler 22 55 Ara meludlleıi 8.10 Hava durumu 8 15 Slzln tçln 23 00 Oece müzlğl 24.00 Kısa ha çalıyuruz 8 30 Sollstlerden Dlrer panış. 12 00 Açılış Eısa haberler . Sa berler Kapanış. şarkı 9 00 Kapanıs İSTANBUL İL RADYOSU lon ortestralanndan 12.30 Şarkı1157 Açılış 12.00 Kısa baberler 17.58 Açılış 18 00 Dansa çağrl lar 12 50 Hafli müzlfe 13 00 Haberler 13 10 Şarlnlar 13 30 Kü 18 30 Caz dünyasından 19.00 12 02 Andre PrevlD re orkestraçük orkestra 13.45 Saz eserlert Melodller ülkeslnde gert 19 30 sından haflt mozlk 12 35 KÜçOk 14 00 Radyu armonl muzlkası Minyatür mü7jk 20 30 Çlgan me llânlar 12 40 ŞarSllar 13 00 1415 Haftanın prugramıan 14J30 lodlleri 20^0 Operet meludlleıi Haberler 13.10 Hava durumu Gökçen Kaynatan ve gltarlan 21 00 Cumartesi konsen 22 00 13 15 Beatles ln Stuckhulm Eunse14 45 Türküler 15 00 Kajnp roefc Operet melodilerl 22 30 Çeşltll rlnden 13 30 Kadınlar tupiuluğu tuplan 15 05 Kısa baberler 24 00 Kapacış. 13 55 Kayıp aranıj'ur 14 00 Bek İSTANBLL POLtS RADYOSU 15 10 Şarkılar 15 30 Çocufclann lâm programlan 14 45 TürRüıer Eaatl 16 30 Vurdun aea 17.00 (Kısa dalga: 47. 43 m ) 15 00 Cumartes) kunserl 16 00 Karma faslı 17 30 Oençlik saati 10^8 Açılıs 11.00 şarfcılar: Z. Şarkılar 16 20 Etadyo K1t*plığı 17 45 Şarkllar 18 05 Gftlatasaray Müren ş Özer A. Şenay 1120 16 35 Hepsl Almanca Böylüyur Ankaragücü mllll llg maçının 2. deT Günümüzün şarküan 11.35 tste 17.00 Kısa haberler 17 02 Çocuk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle