16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DÖRT £1111111 lllllllllllllll ••lllllllllMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIII'IIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIllllnnj. CUMHTJRİYET 31 Temmuz 1964 BULMACA 789 |r^®O k u r I a r d a n Cumhuriyej Ne olacak bunun sonu ? Ibrabım lpek yazıyor : «Bu gün Kıbrıs dâ\ası kadar mühim iktisadi ve kültürel kalkınmamız kadar lüzumlu bir dâvamız daha var : «Millî dayantşma, tesanüt». Bir milletin güclü olmasında yegâne âmil olan bn ansur gün geçtikçe zayıflamakta. Herkes bir yol tutturmus gidiyor. Değil vatandas, aile içerısindeki bafları bile kopar ma|a başlıyan bir belâ var üstümüzde. Tabii anlamıs olacaksınız. Nurculuktan bahsetmek isti yorum. Bu şerefsiz kimseler seriatçı, gerici, ınkılâp aleybtarı, Atatürk düsmanı. Bnnu bilmiyen, bnnnn dofrnlutnnu teslim etmiven münev\er var mı Türkıvemızde? Hal böyle iken niçin bu işler hükümet mevzuu olmu yor? Kazan taştıktan sonra kepçeye paha vetmiyecefini bilmiyor mu bizim idarecilerimiz? Bugün bn adamlar o kadar teskilâtlanmıslar ki, hükümet içinde hükümettirler Vatandasın tek basına müeadelesi hiçbir netice vermiyor Hani ne oldn Tılmaz Çetiner'in emekleri?.. Cstelik bütün bu hareketler onlan şımartıyor. (Uörüyorsunuz ya, bir halt edemiyorlar. bizim yolumuz hak yoludur) deyip çıkı yorlar. 10 Kasımda diizenledigimız Atatürk Gecesı'nde eski yazının aleyhinde konnstu diye hakımda neler çıkarraadılar. Tehdit haberleri uykumn, huzurnmu kaçırdı. Ev sahibinden baskın olan bu yavuz hırsızlarla halimiz nasıl olur? Maarif Vekâletinin bir yazısı var okultanmıza, ıdarecilerine: (Nurculuk suçtur. Nnrculuk faaliyeti gösteren ötrencileri serbest bırakma\ın) denilivor Elimizin altında kaç tane Nurculukla istigal edenler var. fakat kılına dokon da bak halin ne olur.. Aforoz edilirsın memlekette Sonra hükümet bu isin basındaki hocaları hacılan. haliteleri görnıüyor mu? O benden daha mı âciz ki. beni masa vapmah istiyor. Hem biz kaçıncı kez yalnız oldntDmuzun acısını duymnsnzdur. Bir ö|retmenin yerini defistirmek bir an mesflesi ama yerini degistiren bir hoca, bir Nnrcn sösterin bana. Biz bunları idarecilerımize vakındıfımıt zaman (Efendim, o kadar kornaz kisller ki. en pfak bir ipncn bı rskmıyorlar) deniliyor. Aslında çok ipucu var ama. huno ben değil de bırak başkası yapsın. diyor bizim idarecileıi miz.. Hasılı dert büyük, yara derin. Defil mektup, yıllardır bunu konuşuyoruz gene de bitmiyor bu konu. Okumasay dık diyorum bazan. Nereden seçer olduk su akla karayı Daglar bizi bilsevdi. biz de dajları Her geçen gfin Atatürk'ün kemiklerıni biraz daha sızİ3ttiktan sonra nerede kaldı benim Yeni Gün matbaası 41 ', Bizim aile terbiyemiz böyle : gerektirir, böyle yetişmişiz! ; Dedl. Aynı saygı ile İnonü'nün : de elinl öptüğünü daha sonraları : yine kendisinden duymuştum. ; Çok partıli Demokratik rejime geçişimlz sıralarında Ataçla tekrar buluşacağız. Millî i'ylıiııı lliilıiiıılıyıııılfiıı cevap bekliyorum SOLDAN S \ Ğ \ : 1 Iktlsadl gldlş kötü olunca blr çok tacirln başına gelen hal (karma söz). 2 Ellmızln lç tarafı, «çok fazla mldesl boş vazıyette» anlamına lkl söz. 3 Teknlk esaslara uygun olarak gözetleme lşl, tersl «birlncl ve sıftah» demektlr 4 «Blr vtlâyet hududunun son noktasına yolla ve fırlat!» mânasına üç kelimelik blr emlr 5 Tam gerçek durumda, «geç mlş zamani ın yansı 6 Vücudumuzun üst kısmında blr köşe. Kâbeyi ziyaret etmlş klşlnln dortte lkisl 7 Dünyanın dortte blrıni kaplıyan kısım, çevrtllnce «Izlânda» adasındakl ya nordağın adı bellrtr 8 Gelecek zamandan lyl olaylar bekllyen, İlk çag. dakl musikl âletlerinden. 9 Gelenekler (çoğul). YUKARJD\N AŞAGIYA : 1 «Geçmiş zaman hâdiselerlnl anlatan blllme alt malftmatl gozden geçlr!» karşıhğı lkl sözlü blr emır. 2 Maf>aj yapar gibi hareketler yapmama 3 «Düşmanlık yapmak İçin tu. zak tertlp eden» mânasına lkl sö/ 4 «Karnı boş ve elinden hlç bir şey gelmez vallde» mânasına üç söz. 5 Tersl «ugun» mânasına gellr. 6 Blr hayvanın bagırtısı, sofrada ortaya knnulan altlık 7 Masallarda adı çok ge. çen kuş, vücudunun bır kısmı lslemez dununda B Tersl duvarcı ve sıvacıların Dunku bıılnıacanın elinden düşmez. hallrdilmiş sekli çevrlllnce «kuvvet ve kudret» anlamına gellr 9 oDahilI kısmı hlç bayatlamamış» kar. şılığı ıkl soz. «Hepımızıa maluma olan ve merivette bnlnnan 45.98 sayılı devlet memurlarının hastalıkları halinde tedavi ve sağhğı ile ilgili bir kanun var. Kannnun çenis bir de 9 oncn maddesi vardır. tste bu madde memnrun hastalığı halinde ne sekilde reçete muhteviyatı ve ilâç parası alacağını sarifa sekilde açıklatnaktadır. Eski günler Nurettin Artam'ı, Aka Gündüz'ü de gördüğüm olurdu arada bir. Bu ikisine daha çok akşamlan Karpiçte rastlardım. Kimi zaman karşı karşıya, kimi zaman bir üçüncü, bir dördıincü aksamcı ile birükte yudum yudum, sindire sindire kafayı çekerlerdi. Kır saçlannın çerçeveledlği koyu esmer çehresi ile, Artam, bir Bektaşi Şeyhinden ziyade bir Hint filozo funu andınrdı. Cinayet işlemek nasü çoğumuzun kaçındıfı bir suçsa, Artam da kalb kırmaktan öylesine korkardı. Bu sevimli ve daima güler yüzlü adam dünu yaşayarak bugünün tadını çıkarmaya bakarken birini incitmekten çayri bir kaygı taşımıyor gibi gelirdi bana. Aka Gündüz'ü çocukluğumun Ankarasından ougünlere kalnus canlı bir anıta benzetirdim. Az konuşurdu, e s ö günler. de pek definmezdi konuşmalannda Pa kat tuhaf değ: mi, onu her görü sümde 1920 yıllannın köy azmanı Ankarası canlarurdı gözlerimde Yeni Gün matbaası, Karaoglan meydanından Hacı Bayrama gi derken ilk kavşak yerinde idi tki kath, sıvaları yer yer dökül tnüs, esld bir Ankara evi. Ev, soteaga yanlamasına oturtulmuştu Önünde bir a/Iu. Alt katta, giriş kapısının solunda ahırdan bozma malrine dairesi. Yukanya çıkılırken merdivenin dönemeç yaptığı yarım katta. üzerine kırmızı boya ile 100 numara yazüı bir tuvalet, onun karşısınds daracık bir oda. Yukanda da bir sofa ve sağlı solta üd oda Bütün matbaa işte bun dan ibaretti. Kadro: Bir baş yazar (aynı zamanda Meclis ve Hükümet muhabiri), bir Yaza İşleri Müdürü (ayoı zamanda röportajcı ve o zamanld deyimi ile tstihbarat Şefi), bir düzeltici (aynı zamanda fıkra yazarı), bir tdare müdürü (aynı zamanda baş bayi),dört dizici ve bir makinist (aynı zamanda hamal). Bu kadro çıkanrdı gazeteyi. Büyük Millet Meclisi koridor larmdan sonra en çok politika tartışmalan yapılan yer Başyazann odası idi Puvarlann dibinde Uzeri Anadolu küimleri ile kaplı çepeçevre sedirler vardı Kalpaklı, ooturlu Milletvekillen, Bakanlar, vazarlar dolardı buraya öğleden sonralan. Ne konuştuklannı anlamaksızuı onlan bir süre dinler. canım sıkılınca aşağıya, avluya ınerek orada, mosmor ibikleriyle kabaran hindileri kovalardım Babamın odasmda toplananlar erasına kimi zaman Aka Gundüz de katılır mı idi? Şükrü Kayayı, Mahmut Esadı (Bozkurt), Hüseyin Suadı Yalçının kardeşi), Be cep Pekeri gavet iyi hatırlıyorum da şimd Aka GündüzUn yerini doğrusu pek kestiremiyorum. Ama ister o sıralarda Ankarada bulunmuş, ister daha sonra gel mış olsun, Aka Gundüz bence daima eski Ankara demekti. Yazı tşleri Müdürü Kemal Salih (Sel), sofada camlı bolme ile aynlmış küçük bir odada çalışırdı. Sık sık bitişikteki mürettiphaneye geçer, sahıfelerin tertibini orada tezgâh başında dizicilerle beraber yapardı. Yazı tşleri kad rosu kendisinden ibaret olduğu için haber almak, ya da bir haberin doğruluğunu araştırmak gerektiği zaman manyetolu telefonu açarak doğruca ilgili Bakanla ga rüşürdü. Bin beş yüzle iki bin a rasında dolasan gazete baskısımn tamamlanması saatlerce sürerdi. Çavuş dedigimiz hamal makinist epeyce yorulurdu bu yüzden. Çünkü beygir jücü ile değü, dupe düz ınsan gücü ile işliyordu makine. İlkin kâğıt tabakalannın iki sahifeyi kaplıyan bir tarafı basılır, sonra aynı kâğıtla. tersine ğım falsolu seslen düzeltirdi. Demek bu adam Komünistti. Fakat Kornünizrn ne demekti? O sıralarda bu terim Ankarada çok kullanılıyordu. Bır Türk Komünist Partisi bile kurulmustu. Bir gün Yusuf Mazhara sözcügun anlamı nı sordum. Eşitlik demekmiş. Para yok, zengin yok, fakir yok, banım yok, hizmetçi yok. Bakka la gidip kesene göre alış veriş et miyeceksin Herkes eşit koşullar altında çalışacak. Elde edilen (i rünler de eşit koşullar altında paylaşılacak. Sıstem beni ilgilen dırdi. Kafamda şoyle bir tasarı kurdum: llerıde buvuk oır fabrikam olacaktı. Yuzleree î'çı çalışacaktı bu fabrıkada. Ev.t kosuîlar altında hey berabar * aşıyacak, beraber yiyıp içecek beraber eğlenecektık Kazancımız' eksıksız dağıtaca^tıoı çal.çaıilrira. Boylece, devııme luzum k .'Jmaks'.zın ben, fabriK)i".3 uveleri içinde tek has.ma komün'7iru eerçekleştırecektını P"k ı:jhi'e bulduğum taicrıyı bır t,\ın Yusuf Mazhara ballandıra ballandıra anlattım Culumsıve lek s;ıbırla dınledı. Peki, dedi, ya bir ırün işçiler seni değiştirip de yerine bir baskasını getirmek ısterlerse ne yaparsın? Ne mı yapardım? Kovardım nepsıni terbıyesı^lerin B?n bı.n LÜ yıl didinerek ortava bır eser koyayım, ışçilere dünvanın en buyuk iyilığını edavım Sonra bır gün onlar beni yerımden atsınlar Buna dupedüz nankorluk denirdı Ve ben boyle bır dav ranışa boyun eğemezdim Kvet, eşitliğı seviyordum, fakat benim buyruğum altında uygular.malı idi bu eşitlik! de köpekler kadar sevilmek istiyornz Sayfiye yerlennde kopekleriy le gezinti yapan bevefendilere hanımrfendilere seslenivonım Lutfen köpeklerinizin afızları na a^ızlık boğazlarına tasma ta kınız. Köpeh eörünce çoluk ço cuk korku içinde kaçısıvorlar Sizin havvan sevginiz (!) bizı buzursuz edivor tnsanlar da siz den bir parça sevçi ve saygı beh livorlar.. Her Bakanlık 4598 sa.Mİı kanun karşılıgı olarak bütçesinden bir miktar parayı bu bölüme koymak zorunlu*nndadır. ödevimi ifa ettifim tçel'in Tarsus kazasında 400 ten fazla ilkoUul Sğretmeni vardır. Kannnun kesın hükümlerıne rağmen bu bölüme ayrılan tahsisat yekunu ile 250 liradır. Hizmetlilerin adedine tahsisat böIflnfince, Bakanlığımızın bir öfretmenin sajlığını 60 karnşla bir yılda sağlamaya çalıştığı bütün açıklıfı ile orlaya çıkar. Sosyal adalet prensiplerini benimsemis ve inanmıs bir millet olarak görülen reva doğru mu bilmtm. Biz ilkögretim mensupları olarak bu kanunnn bahsettifi hakların hiç bir zaman ihtivacımıza cevap verecejine inanmıvoruz. Çünkii; kanun var, ödeneği vok sistemi raemlrketimizin bu mali takatuıda devam edip gidecektir. Toplnmsal yasama düzeni içinde sosyal yardımlasma ve dayanışmanın ne oldoŞu ve faydaları cahilimizin dahi malumndur. Ayrıca Yüce Türk Milletinin özelliklerinden birinin de yardımseverliği olduğnnn tebarüz ettirmek isterim. Hal bn ve milletimizin mali kudreti malumumuz iken bizlerin de, Ordumuzda olduğu gibi bütün öğretmenleri içine alan bir sosyal tesekküle siddetle ihtiyacımız oldufu hakikati ortadadır. Bu ihtiyaç ilkokul öğretmenleri sosyal ve Yardım Sandı^ının XI inci Gcnel Kurulnnda siddetle kendini göstermis ve ehemmiyetle ele alınmıstır. Bir çok kurum kannnları bir arava çetirilerek meslegimize uydurnlmak suretiyle «Türkive Ö£retmenler Yardımlasma Kurumu» Kannna ön hazırlıSı vapılmi8 ve bir taslak tasarı bazırlanmıstmr *• Yeni knrnlması düsünülen sos yal tesekkül, öjretmenin meslek, havsivet ve serefini kornvao^eı eihi avrıca öcretmenin ki«îsel «a^lıçı. aile fertlerinin sa*lıtı.mesken, oocolt oUııtma hnsuslarında vardımrı olaraUtır. Artık 7117 savılı tlkokul O* Kapaıuş saatierine neden riayet edilmez İstanbul şehrı yeryüzünün sayılı büyük sehirlernden bi ridir. Muhakkak bu sehirde de dert o derece büvüktür İstanbul da biı BKLKOIYE SARAY1 4a vardır Teşıcilâtı idare eden btr çok memurlar vardır ve bu teski lâtta çahsan BRI.EMYE ZABITA mem'irlan da vardır Bu memur lar her ne hikmet ise çoh sahit oldugum bir noktada çok usUdır lar Ya gimitctler veva sevvar sa tıcılara veva isoortacılara cok düs mandırlar (!) Fakat macazalann açılıs saati D8.P0 lir Kananıslan ise belli drrildir Cünku kapanif saati 19 00 nlan bn majyalar 2 J P 1O ve daha da uzun bir sürr açıktır lar. Acaba nedendir bilinmez? Cevabıma kahkahalarla gülen Kemal Salih Sel Yusuf Mazhann, mantığımı alaçevrilerek öteki tarafm basımına ya almasına bir turlü akıl er geçilirdi. Sonra or+adan kesüen diremiyordum Sonraları. Hantabakalardan iki sahıfelık (bir yayı, Konyavı öğrendikçe, Stayapraklı) gazete meydana çıkar lin'in Rusvada gelıştirdıgi sisPala bıyıklı yagız çavuş, makine temin çocuklugumda tasarladı çarkının koluna asılarak en azın ğım fabrika rejımine kıya^la dan Uç bin kere dondürmek zo çok daha hukuk riısı bir nitolık runda idi koca çarkı Kurşun sa tasıdıgını kaç kere düşünmii hifeleri ve basılmış gazeteleri ge şümdur Ben, beni istemivenlerekli yerlere taşır ak, her ış bit ri kovmakla vetinecektim O tikten sonra makineyi temizleyip ıse. kendini istemiven'er ne demek, hoslanmadıSı kımseleri de yağlamak da onun gorevi idi. Dü zeltici Yusuf Mazhar (Aren) ga bir ışaretle fınna attırıveriyor" : zetenın canlı kıtaplığ idi. Bilgiç du. Uği oranmda alçak gönüllü, sevimli bir adamdı Yusuf Mazhar. Yaşım ve öğrenim seviyem elvermese de sorulanmı cevapsız bıAnkarada oturduğumuz FV 2 rakmaz, anlıyabileceğım bir dille Tahta 3 her konuda beni aydmlatmaya matbaaya çok yakındı çalışırdı. tstanbulda (Mızıkayi Konak diye adı vardı bu evm s Hümayun) şefi Zeki Beyden al Konak dedimse ovle koca bir Ş berhâne sanmavınız Eski ts Z maya başladığım keman dersleri tanbulün. ortahalli semtlerindp z ni yanda bırakmama babamın k'lerden farklı deSıldi ev Bü 5 gönlü razı olmuyordu. Sovyet Bü vuk kısımda mal «ahıbi oturu Ş yük elçisi ile konuşmuş, Kançıyordu biz dort odalı selâmlikS laryada görevli genç sekreterler dairesini kiralamıstık Sokaktan E den keman çalan birinin bana çecen biri öksur'e. ireridpn du Ş ders vermesini sağlamış. Haftada vulurdıı Içeride vuksek se^le Z bir, Yahudi mahallesindeki iki konuşuldn mu, hütun konusn r katlı ahşap Elçilik binasına gider. lanlarr kelime kacırmaksızın dı ;• dört beş kişinin çırü çıplak yatıp <=andan izliyebilirdiniz Onun Z kalktığı bir odada, gürültü patır için kimi akşamlar, babam. ar z dı arasında bir saat kadar keman kadaslan ile rakı içerek noüti z dersi alırdım. Yabancı dil bilme ka tartısmalanna eirMiŞi za Z diği için sekreterle işaretleşerek man. bitişık odada annemin ra Z konuşurduk Njtalan gösterir, ıa hatı kaçardı. : teli üzerinde dördüncü parmağımı ileri geri oynatarak çıkardı(Arkası var) Z Lüzumlu Telefonlar •k !TFAlXK: Beyoğlu. 4t 4U 44 tstanbul 21 42 22 Kadıkoy 36 08 72 Üskudar 36 U9 45 Bakırkoy 71 64 66 Adalar 51 60 11 tstınve 63 60 20 * TELEFON: Santral 22 42 10 * POLtS İMDAT: tstanbul 27 45 00 Bevoğlu: 27 45 1)1 Anadolu Yakası 27 45 (12 Sıhhî lmdat: Beyoğlu 44 49 98 Fatıh 21 15 95 Üskudar 36 05 38 *• l'ÇAK: T H Y (Termınal). 44 02 96 Hava Alanı 73 82 40 * TREN: Demıryolları 36 04 75 (Haydarpaşa) 22 30 79 (Sırkecı ) * HAVAGAZ1: tstanbul: 22 45 80 (Gundüz) 2144 26 (Gece) Ka dıkoy 36 46 20 * VAPUR: Uenızyollan 49 18 90 Nobetçı M 44 02 07 Şehır Hatları: 44 42 33 44 43 59 Üskudar• 36 03 12 Yeşılkoy 73 84 25 Boğazıçı 63 56 35 Buvükada 51 61 28 * BELEDİYE: Zabıta 22 42 79 tslerı 22 08 35 * ELEKTRİK: Beyoğlu: 44 48 00 Bevazıf 22 45 80 Kadıkoy 36 07 10 Bakırkoy: 71 68 49 Muhlerem Haşim İşcan Yaçışlı mevsimde sokaklanmiT bileğe kadar çamurdur vazifı* den dönüşte bastıeımız veri eörr miyoruz. saldıran köpeği teshiv edemiyonız dedik Va'ilik ilsi eö« terdi Vekil Beledlve Reisi «oka* lâmbası lüzumuna kâni oldu vr hemen lâmba "az edilecek dedi ler (vazıları mevcut» seclm va pıldı. vazıyı vcni reise YÖnderdih vt lâmba icin riça'a hulundnh aradan avlar eeçti hâia lâtnh* konmadı Brledivenln önönfle hlt veni Kftmvon tp| fireii içinde tr% hir edilivor Bfitiln ^ıvTPtimiT buna mı irt>' Kıs eplivor vÜTİerr»" insan bu ramur derva<iinda vine ı^dıran cekerepi» Mııhterpm tscan acaba bu bahtsız divarı hudutl» rınız içine alama7 mısini7? Aril ALT AN Kücükvah Kaspfpnriı S \ o rs Bizim ev retmenlerı Sağlık ve Sosyal Yardım Sandıjı mâzı olmalı ve daha geniş bir anlayıs ve düşünüs içinde yeni sos>al tesekkül kanunu bir an önce hakikat olmalıdır. Türkive öğretmenler Yardımlasma Kannnunun hazırlanması, inceleme ve etüdlerinin yapılmasını Sayın Bakanımız öktemden ivedi kaydıyla brkjrme^kteyiz. Türk öfretmenliğinin geleceği, kendinin bu haklı dâvasını bir sokak dedikodusu olmaktan kurtaracak yardımcılarına. minnet ve sükran borcunu bilecektir. Millî F.Sitim Bakanı Savın tbrahim öktem'den kanunun bir an önce. çıkartılmasını beklivo Mehmet Turgut Turaıı Kmeksiz tlkokulu ötretmeni TARSLS» Bir diizene sokulamaz mı? YalovaBursa arasında isleyen otobüslerin ne kalkıs saati ve oe de bir doğru iürüst terminal bi nası vardır Yalova'va gelen her yolcu bu ölüm vansını İ8tese de istemese de haliyle kabu eder ve Yalova Kavmakamını da kimse dinlemez bu durum da böyle d.vam eder eideı duru» D OK I OR Ot»rı *>aç »r f.üt%rrv\ HaslahMan ıyiutı*na«i9i UllKISl Lsfl PmllıoKta No 66 Tel • \ f Tar:k 2. K:rbakanİ 44 IU ?3 i Vazau lan Flemıng Vevıren Nihal VtGlNUBAU Ihırıiıııı sular ansızın kıpınfadı PARİSİN KIRALI 5 Georges Ohnct In romanından Iktlba» edilmlstlr JMiithiış bir manzara Birisi daha L tath bir hayat geçirmisti. Kırk yaşmda dul kalan babası, onu ihtimamla büyütmüş, ona her türlü itinayı göstermisti. Fakat genç adam, dümdüz bayattan nefret ediyordu. Her bakımdan düzensiz bir yaşayış tutturdu. Maalesef, babası mösyö Bremont, onu sıkıya alacağı yerde haline üzülüp stzlanmakla yetiniyordu. ÖldUğü zaman, oğlunun cibilliyetindeki kanşıklıklan henüz öğrenememişti. Ona yirmi bin frank kadar bir gelir, Montpellier'de bir ev, temiz bir de isim bıraktı. Oflu altı ay içinde, nesi var nesi yoksa satmış, cebi para ile dolu olarak Parise gitmişti. Yirmi dört yasında idi. Demir gibi sajlam bir sıtahati, orta derecede bir tahsili ve yolda kadmlan dönüp bakmağa mecbur eden bir güzeltiği vardı. Fakat zevkten baska bir sey düşünmüyordu. Elinde avucunda ne varsşa çabucak harvurup harman savurdu. Kendisini Paris hayatına alıştırmak istiyenler tarafından en murdar batakhanelere sürüklenmiş, göz açıp kapayıncaya kadar meteliksiz kalmıştı. O zaman, her mahalle defiştirişte sosyal hayatta derece derece alçalmağa, evi gitgide fakirleşmeğe başladı. tste bu nazik devrede bir kadınla tanıştı. Onu, biçbir kadına karşı duymadığı bir askla sevdi. Kadının adı, Fanny Pierard'dı. Bir çalgılı kahvede şantözdü. Oldukça güzeldi. Fakat geçirdiği serseri hayat yüzünden yıpranmıştı. Roger'nin sevimli yüzü Fanny'nin ho suna ^ıtmıs, onu evine götürmu^ ve bu güzel delikanlıya öyle tutulmustu ki, artık evine baska kimseyi kabul etmez olmuştu. Fakat Fanny, erkekleri, her emrini yerine getirmeğe âmade bendeleri saymağa alışık olduğu için, Roger'yi ahlâk yollanndan kısa zamanda büsbütün çevirmeğe muvaftak oldu. Genç adam, pervasızca parasını da kabul ettiği bu kadınla temas ettikçe, arta kalan bir parça ahlâk prensipini de kaybetmisti. Onun tesvikiyle en berbat yollara sapmasa basladı Bir mücevher sahtekârlığından dolayı hakkında kovuştorma açılacağı sırada Fanny ona yeni bir fikir vermis, Roger, onun tesvikiyle kumarda hile yoluna sapmaçı denemisti. (Arkası var) 19 Şimdi satonun girintili, çıkıntılı silueti meydana çıkmıştı. Kulelerm, uçlan yukarı doğru kalkık olan çatıları gokyüzünün karnını deşer gibiydi. Sato Bond'un zannettığinden de muazzammış meğer! Şatoya yaklaştıkça uzerine projektör tutacaklar veya ateş açacaklar diye korkuyordu. Ama hiç bir şey olmadan satonun dibine vardı ve du var boyunca gölgelere sinerek ilerlemeğe başladı. Biraz sonra karşısına üstü madeni çivili, eski bir kapı çıktı. Bu kapının rezeleriyle kilidi paslı ve eskiydi ama üzerine yepyeni bir asma kilit tertibatı yapılmıştı. Bond elleriyle kilidi iyice yokladı. Evet Bu, (ninja) tulumunun cebindeki maymuncukla açabileeeği cinsten bir kilitti. Acaba kapı iç taraftan sürmelenmiş miydi? Ama sür melenmiş olsa üzerine asma kilit takmak lüzumunu hissetmezlerdi her halde. 4O 31 Temmuz 1925 tarihli Cumhuriyet'ten ağaç dibine sokuldu. ı çığlık koptu O bir an içinde James Butun parkuı üzerinde hava hafif Çalıların arasından, uzaktan bir] Bond onun yüzünden salkım salkım bir kukürt kokusuyla doluydu Kaç ıçinden buhaı tüten çatırdı geliyordu yaralı bir hayvan balık asılmakta olduğunu gördü Sü kere önüne oraya, buraya çarparak koşmaktaydı lükler gibi yapışmışlardı adamm yü çatlaklar veya çamuru için için fcay» sanki! Ama meydana çıkan şey hay züne balıklar; üstüste, dipdibe, sal nıyan gayzerler çıktı ve Bond volunu değiştirip beriden dolaşmak zovan değil, sendeliye sendeliye koşan kım salkım . bir adamdı. Sonra o şişkin top gibi baş suyun runda kaldı Tolun aym gündüze benziyen ay içine düştü ve etrafındakı hareket dınhğında Bond dev bir top gibi şi kaynasrnası yavaş yavaş yatıştı şip büyümüş bır kafa seçti Adamm 5ündi sessiz gölün erimiş gümüsı Nihayet genış bır oda büyüklügöz ler i ve ağzı bu koca kafada birer sulanna koyu bir leke yayılmaktay ğündeki bır gayzere pelince duraiaküçük yarıktan ibaret kalmıştı. dı . Kan lekesi' dı. Zıra burada da bir adam duruAdam bir taraftan yalpalıyarak yüyordu1 Gayzerin kıyısında ıçıne sirürken bir taraftan da inliyordu. Elyah bir mihrap lıurulmuş küçük bir lerıni yüzüne kaldırmış, gözlerinin James Bond yüzünden boncuk bon rnağara vardı Sırtında onu gölgekenarındaki şışmiş derileri aralıyacuk ftşkırmış olan soğuk terlerı sil den bir hayalete döndüren kara kos rak etrafını görmiye çalışıyordu. tümüyle James Bond bu mağaramn di. arkasına gizlendı ve karşı tarafta Piranha balığıydı bunlar. Güney Amerika'nın tatlı sulannda yaşıyan duran adamı seyre başladı. Ansızın durdu. sert çeneli, jilet dişli balıklar Ko Gayzer sanki dev bir çorba kazaSanki önünde uzanan sessiz ve bu ca bir atın etlerini bir saatten az nıydı ve adam da bu kazanın tçmde ğulu gölü yeni görmüştü Kollanru, bir zamanda yiyip biürerek iskelea kaynıyan camur çorbasına hafif şapırtılarla patlayıp veniden meydaoa sevdiği birini kucaklamak istercesi ni çıkaran küçücük canavarlar ne açarak koştu ve müthiş bir fer O adam da Olüm Bahçesindeki fe gelen habbeciklere bütün dikkatini yatla, kendini gölün gümüş renkli, ci ölüm çeşitlerinın namını duyan vermişti. asude sulanna fırlattı. ve intihaı etmek içia jilet dişli ba Tolun ayı rüyalı ışığında bu kâDurgun su larda ansızın bir kıpırtı lıklann gölünü seçen bir bedbahttı! bus tablosuna büsbütün asılsız bir dalgalandı. Adamın çırpırıan vücudu Piranha'lann gölünü ararken bes hava katan şey. adamm tepeden tırJames Bond derin bir nefes aldı. nun etrafında hışır hışır bir hareket, belli güzel bir çiçek gdrerek kokla nağa kadar resmi gıyınmış olmasıyŞimdilik talihı açık gidiyordu. Böy bir kaynaşjna .. mış ve zehirlenerek yüzü gözü şiş dı. Resmi bir törene katılmah için hazırlanmış vüksek rütbeli biı devle devam etsin, inşallah! Bır sdrü küçük balık, adama, a mişti. Yoluna bir gdlge sessizliği ile de darnın bilhassa elleri ve yüzü gibi Saygıdeğer Dr. Shatterhand bah let adammı andırıyordu basında sivam etti ve çok geçmeden gene bi etinin çıplak olduğu yerlere ulaşa çesinde ziyaretçileri için gerçekten lindir şapka sırtında frak ceket araz öncekı geniş golün kıyısma çık bilmek için çırpınıyorlardı. Boylan dörtbaşı mamur bir ölüm şöleni ha yağında çizgilı pantalon ve ayna gibi cilâlı rugan iskarpınlet Yakasıtı. Gölün suları ay ışığmda erimiş 1015 santim olan bu balıklar kıvü zırlamış, vesselâm! gümüş gibi sessız, sedasız uzanıyor daştıkça gövdeleri ay ışığmda ışıl, James Bond ürpererek yoluna de nın ve kol ığızlarımn da dimdik ve üzerlerinden hafif, titrek bir bu ışıl yanıp sönüyordu. vam etti. Bakalım bu ölüm panayı kolalı olduğu belliydi ve kolunun ğu tütüyordu. Sudaki adam bir ara başını kal rmın daha ne turistik câzibeleri altma bir şemsiye sıkıstırmıştı Bond birden bir ses duyarak bir dırdı ve dudaklarından bir tek, feci vardı? Yann: Tannlarla başbaşa Soğuk ter Bir çığlık Bir çatırdı Çiniciliğin ihyası için bir şirket kuruldu Millî bir sanatımız olan çiniciliğin ihyâsı için Kütahyada bir şirket kurulmuştur. Şirketin şimdilik 100 bin lirayı bulan sermayesinin yansı Sanayi ve Maden Bankası tarafından verilmiştir. Şirketin fabrikası çini mamuUerinden başka tabak, porselen işleri, künk ve bir nevi kaldınm taşlan imâl edecektir. RADYO • RADW*Mi«f • RADYO • RADYO *RAD¥O • RÂDYO • RÂDYÖ 20.00 Habreler Günlük olaylaı yın dlnleylclleı ? 02 Kur «nı »esl'eı 19 2S Sllâhll Kuvvflleı 20J0 Şarkılar 20.50 Meteoro Kertm ve Türkçe açıklaması saati 19 40 Şnrkılar 20 00 Ha7 30 Açılış Kısa haberler loji sohbeü 21.00 özel konular 7 15 Saz eserlerl 7.30 Sabah mü berler 20 25 Hava durumu 7 35 Kur'anı Kertm Saz eserlert 2130 Hafif melodiler 2140 zlğj 7 45 Bu sabahın sol isti 20 30 Şarkılar 20 5tı üvkudar 8.00 Haberler 8.15 Toprak ve Şarkılar 22 00 Reklâmlar geçidl 8 00 Baberler 8.10 Hava duru önce 20 55 KUçük UAnlaı Crün 8 35 Salon orkes.tralan 22 30 Küçük müzlk albümü mu 815 Slzln İçin çalıyoruz 21 00 Kıs<) haberler 21 02 Kıba 00 tstanbulun sesl 9 20 Küçük 22.45 Haberler 22.55 Ara melodl 3 30 Oyun havaları ve şarkılar rıs tçln! 21.10 Gece k..n=erl konser 10 C0 Kısa haberler . lerl 23 00 Radyo yaylı sazlar 11.57 Açılış 12 00 Kısa haber 22.00 Şarkılar 22 20 Se\tlen me12.00 Açlıs Kısa haberler grupu 23.30 Çeçltll jıüzlk 24 00 ler 12.02 ögle tatlll İçin 12 25 Indllpr arasından «eçtlkİHiinız Salon orkeptralanndan 12 30 Kısa haberler Kapanış. Küçük Uânlar 12.30 Ikl sollst 22 45 Haberler 22 55 Serbest Şarkılar 12 50 Hafif müzlk soylüyor 13 00 Haberler 13.ir saat 23 10 Haftanın besterısi tSTANBTJL İL RADTOSTJ 13 00 Haberler 13.15 Plâk dola17 53 Açılış 18.00 Dans müzlği Hava duramu 13.15 ögle kon 23 58 GünüD önemll haberlerl bındcin 13 30 Şarkılar 13 50 18.30 Caz plâkları 19 00 Mü seri 13 40 Şarkılar 14 00 ögleANKARA ti RADVOSTJ Çeşıtll müzlk 14 15 Türküler zlkli daklkalar 19 30 Hans Carste den »onra dans 14.30 Türküler 16.57 Açüış 17 00 Danp mü14.30 Konser »aatı 15 00 Kısa ve Berlln promenad orkestralan 14 45 Şarklar 15.00 Kapanış Jifl 18 00 Senfonlk konser 17 00 Açılış . Kısa haberler 20 00 16 57 Açıhs 17 00 Kısa haberBroadway'dan yankılar 18 40 ÇeçltU hafU müzik 19 00 17.05 Hafif müzlk 1715 Türkü 20.15 Radyo İle Almanca 20 3P ler 17.02 tlhan Feyman orkesFransız Radyo Televlzyon oda ler 17.30 Faeıl topluluğu 17 57 Plâklar arasında 21 00 Gece kon trası 17.15 Metin Gürel ve ar orkeetrasının konseri 19 20 DaKısa Uânlar 18.00 Evvel zaman seri 23.00 Ceşltll müzlk llda ve Enrtcn MacUs'dün ınelndlkadaslan 17 30 Incesazdan Sultçlnde 1315 Mlke Yazıcı toplutanlyegâh faslı 18 00 Reklâm ler 19.43 Radyo Ue Franszca ANKARA programlan 18 35 Küçük llânlaı 20 00 Mart aynda Amerlkadan 10 luğu 13 30 Şprküar 18 57 Kısa Dilen oman tlânlar 1°00 Reklâmlar «eçldl 6.27 Açılış 6 30 Günavdm sa 18.40 Sarkılar 19 00 Yurttan melodl 20 30 ISTANBUL Süleyman Numan Paşa'nın cenazesi kaldınldı Veiatını teessürle haber verdiğimiz Süleyman Numan Paşamn cenazesi dün merasimla kaldınlmıştır. Vefatı ile Türk tıp âleminde büyük bir boşluk açılan Süleyman Numan Paşa Birinci Cihan Harbinde Sahra Sıhhiye Müfettişliği yapmış, Istanbulun işgalinde İngilizler tarafmdan diğer vatanperver arkadaşlan ile birlikte Maltaya sürgün edHmiştir. Sürgünlerin şdıirde serbest dolaşmalarına izin verildiği günlerde Paşa, dinleyici olarak Valetta Üniversitesine devam etmiş ve ilmî bilgisini arttırmıştır. Süleyman Numan Paşa Kokain salgın halini aldı Bir Kütahya çinisi Şehrimizde son zamanlarda kokain. bir salgın halini »lmıştu Yurda kokain sokanlarla vatandaşlan bu zehire alıştırmak isteyönlerle mücadele hızlandırılmıştır. Bununla igili olarak dün bazı kimseler yakalanarak haklarında kanunî taklbata geçılmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle