Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFEİKİ CUMHURİYET 15 Aralık 1964 Dönüş New York'tan saat 9.45 te havalandığımız zaman, yurttan aynla.Ii tara iki ay bir hafta olmuştu. Ve hava günlük güneşlikti. Dört saat sonra gecenin içine girdik. Çünkü güneş batıya kayıyordu, nçağımıı doğuy»... Kolumdaki saat 13.45 i gösterirken gökyüzunde incecik bir «hilâl» gülümsüyordu, dünyanın ne kadar hızlı değiştiğini söyler gibi... Toplumlan bekliyen yeniliklerin çoğu, artık ay ve yıldızlann dillerinin ucundadır. Dünyadan haberi olan bir insan, başını göğe kaldırıp baktığı zaman, en çok on yıl içinde «Kamere Seyahat» ın gerçekleşeceğini düşünüyor. Bu hızlı değişimi daha iyi kavrıyabilmek için yurt içindeki günlük hayatımızdan sıyrılıp Steki ülkelere doğru uzanmak da faydalı. Dünyanın yalnız teknik alanda değil, düşünce alanında da ne kadar değiştiğini Birleşmiş Milletler topluluğu manzarası açıkça belirtiyor. Birbuçuk hafta önce bu kurumun Manhattan'da yükselen kırk katlı binasında idim. Isırıcı bir New York soğuğunda Zambiya, Malavi, Malta devletlerinin Dünya Milletleri topluluguna katılma törenini seyrettim. Bahçede yapılan kısa bir merasimle üç yeni bayrak çekildi daha kıdemli bayrakların yanına... Sonra içeri geçildi. Koridorları, toplantı salonlarını siyah renkli genç insanlar doldurmuşlardı. Bizim okurlarımıza hâlâ yamyam diye tanıtmağa uğraştıgımız karaderililer, yeryüzündeki «umumi efkâr» ın vazgeçilmez temsilcileri idiler. Gerçek odur ki, tkinci Dünya Savaşından bu yana Birleşmiş Milletler topluluğu da gelişen dünyaya göre değişmiş, Amerikan egemenliği ve Rus vetosu, kurumun temel çizgileri olmak niteliğini kaybetmişlerdir. Biz tkinci Dünya Savaşından sonra Amerikan limonluğunda muhafaza edilen bir garip çiçek naline girdiğimizden, milletlerarası çevrelere gittikçe yabancılaşan bir toplum olduk. Hele az gelişmiş ülkelerin bağımsızlık hareketini izliyemedik. Oysa o hareketin başlangıcında Atatürk ihtilâlinin savaşı yatıyordu. Bugün Türkiyede yapılacak iş, havası bozulmuş bir odanın kapalı kapılarını gün ışığına doğru açmak; memleketin çürümüş, çttrütülmüş fikir hayatını havalandırmaktır. tkibuçuk aydır gördüğüm Amerika, Fransa, Kanada gibi ülkelerde bir daha anladım ki, bu milletler kendi çıkarları yönünde çalışıyorlar. Ve kendi çıkarlarını biliyorlar. Küba, Cezayir, Mısır ve Çin gibi ülkeler de, metotlarını beğenelim veya beğenmiyelim, kendi çıkarları yönünde bir çalışma mekanizması kurmuşlardır. Biz ise yeryüzünde sayısı az kalmış birkaç milletle beraber şaşkınlık buhranlan içinde çırpınıyoruz. Temel meselelerden uzak bir lâf siyasetiyle gün geçiriyornz. Dısanda bulundugurn sürede Türk galetelerini okumak fırsatını da zaman zaman buldum. Emin olunuz, parlâmentoda konuşulan konular ve bu konularda söylenen sözler, bize içerde bazan parlak görünse bile yüzde doksaniyle mânasız kalmaktadır. Veya bütün bunlann dışandan bakanlar için tek anlamı, Türkiyenin kendi dâvalarından uzak bir politika kâbusunnn içine düstüğüdür. Şu memlekette bir Babeuf çevirisi, politikacısiyle, hükümetiyle, yazariyle, çizeriyle hepimizi şu kadar meşgul ederse biz nasıl «muasır medeniyet sevivesi» ne erişiriz? Bu inanılmaz saşkınlıktan elbette ergeç kurtulup ken» dimize bir yön bulacağız. Ama zamanlanmız o kadar değerli ve o kadar kısa ki, ve bizimle yarışan öteki koşucular o kadar şuurlu ki... Bu gerçeği dışarıya her çıktığımda bir daha öğrenip dönüyorum. Sehir iınııııınıııınıınnııınıııı llilİlllllinillllMlfllllllllUIIIMIIIIIIIMMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIimmilllllllllllMIIIIMIUIIIIIIIIIIIIE'Hİ =haberleri Kalkınmada h ültür we T.K.Y. hostes sıkmtısı cekıneye başladı T Üç ay once yaptığı imtüıan sonunda aldığı hosteslerin çoğunun evlenmesi yüzünden Türk Hava Yolları yine hostessiz kalmıştır. Bu yüzden 17 Aralıkta T.H.Y. nm Gümüşsuyundaki Merkez binasında yeni bir hostes imtihanı yapılacak ve 15 hostes adayı alınacaktır, Hostesliğin heyecanlı bir meslek olması yanısıra, evlenmeyi de kolaylaştırması yüzünden bu defaki müracaatların da 200 ü aşacağı sanılmaktadır. Müracaat edeceklerin lise mezunu olmalan ve İngilizce bilmeleri gerekmektedir. I D Ü Ş Ü N C E L E R | 1NCELEMELER Yabancı sermaye probleminin teknik yönü Yazan : Şinasi GÜÇERI Yüksek Muhendls Ekonomimizin karşılaştığı şart tadır. Fransada Fransız endüslar incelenmeden ve zorluklar tar trisinin çağdaş seviyeyi yakalıyatılıp ölçülmeden, yabancı serma bilmesi için, ilmî ve teknik araşyeyi sorguncu ve sömürücü ola tırma bütçesinin 7 milyar franga rak peşin bir hükümle mahkunı çıkanlması teklif edilmiştir. etmek, onu gökten inme kurtaİşte ekonomileri geri kalmış rıcı bir melek sanmak kadar ha memleketlere yabancı sermaye» tâlı ve isabetsiz bir hareket olur nin getireceği en kıymetli ve 6kanısındayız. nemli olan şey, para ve teçhizatBiz bu meselcyı daha çok tektan maada gayri maddî fikrî hiznik bir vönden incelemek istiyo metlerdir. ruz. Gayrimaddi fikrî hizmetlerin Bugün ekonomileri az gelişmiş belirli bir ücret mukabilinde saolan ülkeler, yabancı sermaye tın alınması akla gelebilir. Anakımlanndan kendilerine büyük cak bir ekonominin bu gibi alışpaylar çıkarabilmek için pekçok verişlerden gerçek bir fayda elde gayret sarfetmektedirler. Bunun edebilmesi için belirli bir olgunsebebi, bu ülkelerin yalnız mad luk merhaleaini aşmış olması lâdî sermayeye olan ihtiyaçları de Z ı m { ı l r . Böyle bir durumda olmağildir. Y b ğildi Yabancı sermaye para, ma van toplumlar ancak maddî ve kina ve teçhizat gibi maddî un gayrimaddî yabancı sermayeyi bir surlarla birlikte lisans, patent ve likte kabul ettikleri takdirde onknowhow gibi gayri maddî fikrî dan bir fayda sağlayabilirler. hak ve hizmetleri de beraberinde Ekonomimizin yabancı sermagetirmektedir. Modern ilim ve yeden bugüne kadar temin ettiği teknikle irtibatını çoktan kaybetfaydaların bir büinçosu vapılabimiş her geri kalmış memleket lir. Şayet netice pek parlak degibi, bizim için de bu gayrinadğilse bundan yabancı sermayenin dî unsurlar, maddî unsurlardan soyguncu veya sömürücü olduğu çok daha büyük bir önem taşımânasi çıkarılmamalıdır. maktadır. Türkiye'ye gelen yabancı sermaAslına bakı]acak olursa bugün Türkiyenin millî ekonomisinin yelerin daha ziyade tüketim madmaddî sermaye varlığı hiç de kü desi sanayiine yöneldikleri ve yaçümsenecek bir çapta değildir. Çoğu devlete ' ait bulunan büyük istedikleri bir vakıadır. Oysa milimalât sanayiinde kullanılamayan li sanayümizin biran evvel istihistihsal kapasiteleri, İşçi Sigorta sal vasıtası yani vatınm malı saları ve Emekli Sandığı gibi mü nayii yönünde gelişmesi gerekesseselerin inşa ettirdikleri büyük mektedir. Zira vapılan hesaplara binalarda dondurduklan paralar, göre, Türkiyenin. orta halli bir yetersizliğinden bahsedilen mad Avrupa memleketi seviyesinde bir uygaruk düzeyine çıkabilmesi ıdî sermayenin tâ kendisidir. cin, bu asrın sonuna kadar. teOysa Türk ekonomisinin en büdarik etmesi gereken makina ve yük derdi istihsal yetmezliğidir. cihazlann toplam değeri, 200 ilâ Bunun da başlıca sebebi istihsal 250 milyar lira mertebesindedir. vasıtası noksanıdır. Zira millî rMemleketimizin, bugünkü şartkonomimizin gücü, toplumumuzun lar karşısında, bu kadar teçhizaihtiyacı olan üretim araçlarının tı vurd dışından satın almasına ancak çok küçük bir kısmını teimkân voktur. Ne uzun vâdeli mine yetmektedir. Çünkü bu vakrediler ve ne de hibe şeklinde sıtaların çoğu, yurt dışından savapılacak yardımlar da, ekonomitın alınarak memlekete ithal nmizi çağdas olgunluk seviyesine lunmaktadır. cıkaramaz. Zira ver yüzünde hiçKendi istihsal vasıtalarını ken hir miUet eriştiği uygarlık düzedilerinin yapamaması olayı, eko vine baskalannın yardrmı ile çıknomileri az gelişmiş toplumların mamıştır. Türkivenin de büyük en göze batan müşterek özelliği ve karısık bir manzara gösteren dir. Bu toplumlar istihsal vasıta sosyal ve ekonomik problemlerilannın noksanmdan dolayı istih nin çÖ7Ümlenmesinde kendisinden sallerini geliştirememekte ve ıs başka bir dayanağı olmıyacaktır. tihsalleri gelişmediği için de is Binaenalevh her ileri toplumda tihsal vasıtası ihtiyaçlarını giderememektedirler. Geri kalmış top "'duğıı gibi bizim de. istihsal falumlan bu çıkmazdan kurtaracak aliyetlerimizi dengeli bir düzeolan en güçlü vasıta bilgi, tek ne sokacak olan istihsal vasıtasanayünin hafif ve ağır bünik ve tecrübeden meydana gelen ga>Timaddî fikri sermayedir. t ü n dallanna sahip olmamız keZira ancak bu sermaye sayesin sin bir znrunluluktur. de bir toplum, kendi imkânlarıEn az maddî sermaye kadar nı optimum bir seviyede kulla gayrimaddî sermayeye de ihtiyaç narak kendi istihsal vasıtalarını gösteren bu dâvanın başanlmabizzat vapabilecek bir ekonomik sında yabancı sermayeden sağlanacak fayda ve imkânlar hakikaolgunluğa erişebilir. geniştir. Ancak Çağda? ekonominin temelinde ten son derece mevcut olan bu sermayenin dün bu kıymetli vasıtanın genis çapya çapındaki vüsatini ifade ede ta Türk ekonomisinin hizmetine cek bir ölçü bulmak belki kabil girebilmesi için tesebhüsün ya değildir. Fakat bu çeşit serma bancı sermayeden değil, bizzat ekonomi politikamızdan veyi yaratmak hususunda harcan millî makta olan çabalara bakılacak o gelmesi icabeder. lursa mesele anlaşılır. Bu itibarla «her şeyi kenKüçük bir Avrupa ülkesinde di kendimize yapacağız» slo dev yapılı bir ağır sanayi mües ganlan ile ortaya çıkıp vabancı sesesinin 1963 yılında imâl ettiği sermayeyi zararlı ve tehlikeli makina ve teçhizatın toplam de damgası ile saf dışına Itmek ve ğeri 1.1 milvar TL. ve bu mües sonra hiçbir şey yapamayıp kıysesenin ayni yıl içindeki araştır tnetli zamanlann boşa geçmesirie ma faaliyetlerinin masrafı 200 sebep olmak, modem ekonomi milyon TL. olmuştur. anlayışına taban tabana zıt bir Fransanın sınaî alanda araştır görüştür. Bu görüşte direnmeyi ma yapan müesseselerinin sayısı, toplumumuzun ekonomik ve sos1960 da 164 e yükselmiştir. Bun >al problemlerinin gereği gibi ların arasında yıllık harcamaları anlaşılamadığuıa ve bunlara kısa 200 milyon TL. nm üzerinde olan bir zamanda çare bulunamadığı lar olmuştur. takdirde bizleri bekleyen tehlikeBatı Almanyada teknik araştır lerin farkında olnnulmadığma 1 malar için yılda 10 milyar TL. nin şaret savmak versîz bîr davranıj üzerinde bir harcama vapılmak olmaz. fikir ortamının rolîi ürk Toplumu için Tanzimattan ve biraz daha öncesinden bu yana, bir I buçuk yüz yıllık Yazan: Dr. Ziya AKKAYA .. yen ve hissedemiyenlerden ibaret bir yapıya sahiptir. Toplumumuz, bir kültür ve fikir uçurum ve çatlağı ile iki zıt yapıdaki bölüme aynlınca; toplum kalkınmasında gerekli bulunan, topyekun kollektif ve koordinatif bir çalışma elde etmek mümkün ol amamaktadır. ele, bu büyük uçurumun ötesindeki milyonlarca fimmîIer kesiminde, okumuş veya okumamış açıkgöz ve çıkarcı kişiler ve zümreler, o bölümün sâfiyet ve aczinden faydalanarak, oııları maddeten ve mânen kendi çıkarlarma istismar ed*bildikçe ve çıkarlaruıın devamı için de; o bölümün uyanma ve kalkınmasını engellemek suretiyle, aydınlar çabasma açıktan veya endirekt yollarla karşı koydukça; kalkın mamız. hiç bir zaman taro basarıya ulaşamıyacaktır. Dış ve iç tehlikelerle. vatan ve millet varlığı karanlık bir çıkmaza girince; sağduyu, tarihi tecrübeler ve hayati endişelerle, toplumumuz daima birleşebilmis ve dâvasmı kazanmıştır. Fakat, durum normale dönünce, olağanüstü hallerdeki, bir kalp ve kafa halindeki ekip çalışmalarırmzı günlük çahşmalarımızda sürdürememişizdir. öylece, en asil düşünce ve duygularla. emek ve masraflarla, gerçek aydın ve vatanseverlerimizin yapmak istedikleri bütün reform, devrim ve hamleler, ya kısmen başarılmış, dar çevrede, satıhda kalmış. veya başarısız 1 . lığa uğrayıp yılcılmıştır. İstismarcı kişi ve zümrelerin, saf büyük kütleyi ağına takarak. o kütle ö Beledıye Sağlık Teşkılâtı, sarî hastalıklarm yayılmasını onlemek gayesiyle geçen ay 76406 kışiyi aşılamıştır. Kanalizasyon ve su tesislerinin yetersizliğıne rağmen sarî hastalık sayısmda geçen yıllara nazaran azalma olduğu görülmektedir. Yine aynı sure içinde Belediye hastanelerinde 31641 kişi poliklinikte, 4159 kiiş de yatınlarak tedavi edilmişlerdir. Belediye dıspanserlerinden 8635, sağlık merkezlerinden de 35900 kişi faydalanmıştır. Bir ay zarfında 76 bin kişi aşılandı tl hudutlan içindeki köylerın yol, su ve elektrik konularının plânlanmasından sonra şimdi de mesken konusu ele almmıştır. Köy meskenlennin çoğunun mal zeme yetersizliği ve gorenekler yüzünden sağlık bakımından mahzurlu oldugu tesbit edilmiştir. Bu konu ile ilgili olarak Vilâyette kurulan komite, koy meskenleri için bazı esaslar tesbit edecek önprojeler hazırlamıştır. Projelerin yapılışmda iklim, mahallî malzeme, ailenin nüfusu ve ışi de gözönünde bulundurulmaktadır. Çalışmaların hızlandırılması için 1965 yılı Özel İdare Bütçesine 500 bin lira ödenek ayrılacaktır. Köylerde mesken dâvası için çalışmalar hızlandı bir devrede, çağumuza uygun yapıda yeni bir toplum düzeni ve kalkınması yolunda, bir çok reform ve devrimler yapıldığı halde; hâlâ istenen hedefe ulaşılamadı. Halbuki, aynı devrede Japonya başta, bir sürü geri kalmış toplumların, kalkınmalannı aklı durduracak nitelikte başardıklarını görüyoruz. Şimdi yapılacak iş, toplumumuzun, bu konuda hedefine yaklaşamamaktaki sosyal. ekonomik ve politik engellerin bilânçosunu yaparak. nedenleri üzerinde objektif ve ilnıî araştırmalar yapmak ve oııları gidermeğe çalışmaktır. Kanımızca, kalkınma çabalarımızda beklenen sonucu elde edemememizin nedenleri içinde en büyük rolü oynayan iki unsur olarak: Türk toplumunda henüz •Kültur ortamı ile, onun bir sonucu olan «Fikir ve düşünce ortamının» yaygın ve egemen hale gelememiş olmasında buluyoruz. izi kültiir ortamına gotürebilecek cift kanal, veya çift anahtar ise: bütün Türk çocuklannı ilk öğretimden geçirmek, bundan nıahrum kalmı; yetişkinleri de okuma yazma kampanyaları ve yetişkinlere mahsus eğitimle eğitmektir. Ne yazık ki, bugün Türk toplumu, bu çifte anahtardan mahrum bulunduğu için, enaz bir eğitim ve öğretim imkânlarından 3'oksun olanlarla, buna az çok kavuşanlardan, binlenlerle, hiç bilmiyenlerden, özgür düşünebilen ve hissedenlerle, özgür düşünemi H B B B nünde bir paravana gibi dikilmek suretiyle; ya açık mücadelesi, veya büyük kütleyi pasif mukavemete veyahut da ilgisizliğe sürükleyebilmeleri; her defasında, çabalayanlarımızm elini boşa çıkarmıştır. Bu durumda toplumun olumlu çevrelerinde, üzülme, kızma ve hayal kırıklığı başlamış; esas has tahğın teşhis ve tedavisi yerine, kabahat ve başansızlığın; sistemde, müesseselerde, metod ve proğramlarda veya çaba gösteren kişi ve zümrelerin tutumunda bulunduğu kanısı uyanmıştır. Bu kanıyla da, «olmadı sil baştan» deyip, eskilerini yıkıp, yerine yenilerini kurmakla da; toplumun mil yonları bulan zaman, enerji ve milli seıret kayıplan olagelmiş• ir u durumda. bütün imkân ve vasıtalarımızla, en kısa zamanda toplum çapında, Atatürk'ün deyimiyle •İrfan Sa\aşına fKültür savaşına) başlayarak, o büyük sosyal çatlağı kapamalıyız. Ancak bu kutsal savaş vasıtasıyla, Türk toplumunun yaygın ve egemen bir «Özgür kültür, fikir ve düşünce ortamı» yaratılabilecek ve büyük çoğunluk «fikrî rüşte> kavuşturulacaktır. O zaman, bir buçuk yüzyıldır yapılagelen her rürlü kalkınma hamlelerimiz; artık ileri, geri ve yan zikzaklar, ve duraklamalar fâsit dairesinden kurtulacak ve az zamanda milletçe saadet ve refah hedefine ulaşacağız. İkinci olarak da, topiumumuza asalaklar şeklinde yüz yıllardır ârız olarak, kalkınmamızı devamlı surette engelleyen, geri ve muhafazakâr ve ayrıcan bencil ve çıkarcı yapıdaki bütün sosyal, ekonomik ve politik istismarcı akımlar ve aksiyonlar. kendiliğinden yok olacak ve bir daha yaşama imkânı bulamıyacaktır. ŞEREFLIKOÇHISAR ŞAHANE YILBAŞI GALASI menU Hoş Geldiniı Kokteyli Çınar'ın Kanapeleri Mannara'nın Deniz Kızları Oksteyl Konsomesi, Altın Payet Doldurulmuş Piliç Perigord Ispanak Yaprağı Tereyağlı Patates Amandin, Mevsim Salatası Portakal Givre Sürpriz Sene Sonn Meyva Sepeti Şaraplar : Doluca Beyaz Doluca Kırmızı Doluca Sek 2 OflKtr» FAKUK A K E l TEŞEKKÜR Geçlrmis oldu^umuz fecl tren k ızası sonund» candan bakımlariyle, lztıraplarımızı glderen Balıkesir Devlet Hastahanesl Saym Ba^hekımı Operator Osman Doğanlarlı'ya. butun doktor, hemsire. öğrencl ve perecmeUne gerek Balıkesir Devlet Hastahaneslnfle" gerek Esklşehlrdekt evlmlzde telefoh. telgraf. mektvıp ve blzzat teşrtfle. rlyle lztıraplarımızı haflfleten. sayın Balıkesir ve Esklşehtr Mllli Egltim Müdur ve mensupları İle Kız Ortaokulu ve Battalgazl Ortaokulu mensuplarına ve bütün meslekdaş, dost, akraba ve oğrencllerimize candan teşekkürler ederlz. Esklsehlr Kız Öğretmen Okulu Öğretmenl Pakıh YÜRÜK ve eşl Ellf YÜRÜK Cumhuriyet 15289 Yağışlı ve rüzgârlı geçecek Karadeniz ve Marmara bolgeteri çok bulutlu. yer yer hafif yağmuı • veya çlsentili. Doğu u Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri çok bulutlu, ara sıra yağmurlu, Doğu Anadolu bölgesi parçalı değişik bulutlu, yer yer kar veya karışık yağmurlu. diğer bölgeler parçalı bulutlu geçecektir. Hava sıcaklıkları biraz azalacak, rüzgârlar bütün bölgelerde Kuzey ve Doğu yönlerden hafif, yer yer or ta kuvvette esecektir. RASİM TUNÇAY'a •* Faal 11239 15284 ARALIK 15 ŞABAN 11 Zeytınyağı Satınalmacaktır Ereğli Kömürleri İşietmesinden: KATNATAM / • • Z rrogtom CÖKÇtN 7.17 12 09 14 29 16.41 18.201 5.27 E. | 2 36 7.28 9.48 12.00 139,12.46 Dans M r o k s i y o » K o l ı y o i «•••»•••»•«••••••< 1 Şartnamesine gdre 48000 kutu zeytınyağı kapalı zarf usulü ile satmahnacaktır. 2 Teklif zarfları 23.121964 çarşamba günü saat 14 de B>eğli Kömürleri İşletmesi (E.K.İ.) Tiearet Müdürlüğünde açılacaktır. 3 Teklif mektupları ve geçici temfnatlar ayni gün saat 12 y e kadar E.K.İ. Özel Büro Şefliğine verilmiş olacaktır. Postada vâki gecikmeler kabul olunmaz. 4 Şartnameler Zonguldakta E.K.İ. Tiearet Müdürlüğünden, Ankarada Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünden, İstanbulda Beyoğlu İstiklâl Cad. Piremeci Sok. 1 Baro Han 2 katta TKİ Satmalma Müdürlüğünden ve İzmirde Kömür Satış ve Tevzi Müessesesi Müdürlüğünden temin edilebilir. 5 Sınıflar itibarile yapılacak kısmî teklifler de nazarı itibare alınabilir. 6 Müessese ihaleyi yapıp yapmamakta veya dile' diğine yapmakta serbesttir. (Basın 23344 Z. 378 15261 ; Depo Aranıyor ! < * Tercıhan Topkapı, Bakır A *' köy semtlermde asgari 1000 A f M2. lik mustakil depo aranı MEVLİT Babam (Cumhuriyet I0286) R A İ F DU3VIAN ve anam i Telefon: 21 55 34 Cumhuriyet 15269 J SIDIKA DUMAN'ın aziî rıılıları İçin 19.12.964 cumar. tesl gunu öğle namazından sonra Dıvanyolundakl Firuzağa Camlinde Sayın Hafız K&nl Karac» taralmdan Mevllt okunacaktır. Arzu edenlerln buyunnalannl saygılarımla rlca edertm. Halis Dnman Reklâmcılık (4387) 15276 Cumhuriyet 15288 r Cumhuriyet'e mektuplar Acaba nasıldı? Geçen yıl oğretmenlere «££ıtım Ödenegi» adı altında bir ödenek verilmesi kararlastınldı. Sayfi deger Milli Eğitim Bakammızın radyo konuşmalanndan ve basında çıkan beyanatlardan anladığıma göre esas mesleji öğretmen olanlar ba 8denekten faydalanacaktı. Ve ölretmenlik yapmakla sörevll Vedek Subay mnvakkat öğretmenlerle kütüphanelerde çalısan ötretmenlcr bu ödeneğin dışında kahyordn. DUALAR TÜRKÇE OKUNAMAZMI? Mehmet Kalender yazıyor: Ramazan ysklaşıyor dinî aylars giriyonız; gene radyoda Mevlidler okunacak. dualar yapılacak. Anlaşılmıyan, ne dediği bilinmeden yalnız «Âmin» demiş olmak için dinlenilecek dualar. Mevlidin en önemli yerlerinden biri duadır diyebiliriz. Peki bu dua nasıl yapılır? Şöyle: Duahan duaya öyle baslar ki o sırada Şam'da da bir Mevlid duası yapılsa ve bu iik dua karşılaştınls» hiç bir fark görülmez. Peki bu duahan Arap mıdır? Hayır. Türk müdür? Yine hayır; çünkü kendi dilini konuşmıyan o kişi. ve Türk denemez. Fakat o kişi kendini kurtaracak cıkar volıı BOZKIRDAKI Bozkırdaki Çekirdek 1 g Bozkırdaki Çekirdek Çıkan kısmın özeti Yazar bu bölümünde, kişıleri tanıtniakta ve ortamı belirli hatlariyle vermektedir. Yeni kurulacak olan Dumaniı Boğaz Köy Enstitüsünün kurucuları Müdür Halim Akın, öğretmen Emine Güleç ve Nuri Çevik, yaıdımcıları Cemal bir Jeeple Enstitünün kurulacağı bölgeye gitmektedirlerYolda Enstitünün kuruluşu ile ilgili fikirlerini açıklayan kişiler, nihayet Ilgaz'a g c lirler ve Kaymakamlığm önünde dururlar. Müdür Malim'in eski öğrencilerinden eğitmen Murat Oran kendilerini beklemektedir. Yolda çamurluğu kopan jeep'in tamıri için şoför bir usta aramıya gider. Tamirden sonra hemen hareket edilmesi kararlaştınlır. Bu süre içinde, Müdür Halim ile öğretmen Emine çarşıyı dolaşmaya çıkar. Müdür bir dükkânm önünde durup, eşya fiyatlannı sorar. Toptan mı?.. Soranın yabancı olduğunu görünce birden irkilip gözlerini kırpıştırarak toparlanmaya çabaladı: Toptan mı?.. Toptan yok... Kitabı kapatıp bemen yere indi: Toptan ne ararsın Eminenin pantalonlu karı olduğunu anlar anlamaz nedense büsbütün ürkmüş. valanıp yutkunmaya başlamıştı. Bir şey aranarak çalındı: Buyur otur beyim .. Askeriye için rci sordun? Yok. . Niçin ya? Enstitü için Ne esdüdüsü?.. tskemle verdi: BUVUT... Dikiş esdüdüsü mü? Hayır köy enstitüsü . Köy... Bir iskemle daha bulup Eminenin önüne koydu: Burada mı açümakta bu esdüdü? Burada sayılır. Komanya alacağız açıkça Bulabilir miyiz her istediğimizi, yeterince?.. Emir Ağa, kirpiksiz gözlerini kırpıştırarak, yardım ister gibi, Emine öğretmenin yüzüne bakıp yalancıktan içini çekti: Nerdeeee? Nasıl nerde? Sen toptan diyorsun, biz perakendeyi yitirmişiz Neden? Burada çıkmıyor mu bunlar? Korkma, bizim paramız peşin... Herif, gene çok üzülmüş gibi içini çekti : Para, kaç para... Allahıma şükür bende de helâl para çok ama, hadi bul bakalım aradığını?.. Almadan vermek Allahın işi. Meydanı dolduran köylü kalabahğına düşman düşman baktı: Bu savaşı, say ki Alamanın kıralı açmadı, bizim alçak köylümüz açtı. Oyunlarımız varmış ki şeytanı şaşırtacak bir oyunlar... Bunca düzeni dubarayı, neremizde saklarmısız, bunca zaman, hey Allah! Napıyorlar, öteberi getirmiyorlar mı pazara eskisi gibi? Getinnek nerdeeee . «Karaborsaya döküldü, tstanbulun çıfıt dükkâncısı ..» diye yazmakta Köroğlu Gazetesi... Kurban oldugum, kıratına bin gel de, karapazan bizim rezil köylümüzde gör!» Vaktiyken bunlann çogu kendi kasabalannın yolunu çıkaramazlardı beyim, Ilgaı pazaruıın gününü bilmezlerdi. Şimdi, askerligini yapmamı? bebeler, Ankaradan beriye mal yıkmamakta... Gerçek bir kinle söludu: Hele şunlara hele!.. Ellerini kol Yazan : KEMAL TAHIR Bozkırdaki Çekirdek 9 tuklarına sokup... Ulan sana, dükkâncı malını zorla mı verecek namussuz?.. Bakması parayla mı? Nerde, şunu bunu tnttukların, burnuna götürüp kokladıkların, tadına baktıklann?.. Bekleyin bakalım, kavatlar, umudunuz kursagınızda kalsın da ben size sorarım... Hey aman. kötü zaman... Aklına çok korkulu bir şey gelmiş gibi birden hoplayıp ürkek bakısUrla bir Müdür Halim Akına, bir Emine ögretmene bakmıya başladı. Üstüste yutkunuyordu: Aman Beyim, sen ambar teftişi misin, yoksa? Nasıl ambar teftisi? Ambar teftişi gelecek Ankaradan Bizim haberimiz var. Çayı, kahveyi yazacak... Suratı gittikçe karışıyordu. Sesine dilenci yalvarışı gelmisti: Geç, buyur otur oh koçum!.. Olmaz sart olsun, bir çayımızı içmeyince hiç olmaz! Biz Emîr soyundanız ve de ocakogluyuz .. Talan yoktur bizde .. tstifcilik yoktur bizde Beyim Nah kitap Taze aptesimle el basmazsam .. Buyur! Oturmamıs olmaaaz. Biz malımızın tutarını yazdık hükümatımıza.. Sana bizi anlatan düsmanlı|a anlatmıs Otur, oh Beyim!... îstemez Emir Ağa... tsimiz var. Çayımızı... Bir çayımızı oh Beylm. . Ellerini göbeğine bağlamıs, mestli ayaklarının burunlarını birbirine yapıstırmıştı. Heri gerl sallanarak, boynu bükük, gözlerini yandan tavana dikip aklarını belirterek konusuyordu: Ambarım bile yoktur benim!.. Ambarım yoktur d», düşmanım pek çoktur. Bize kara bulaştırdılar geçende... Bulastıran kim? Mahpus damlarında bunca yıl yatmıs, Cinci rezili .. Cinci, sor bak. bütün çarşılıya düsman Geçenlerde bizi mahpus damına tıktılar (Arkası var) Bir açikiama bulmuş. Okuduğu Arapça duayı bitirdikten sonra güya Türkçeye çeviriyor. Efer ona Türkçe denirse tabiî Burada anlaşlmıyan bir nokta var, Mevlidin yazan Süleyman Çelebi Türktür. Mevlidin içinde Arapça, Farsça sözcükler varsa da onlar kadar da Türkçe sözcük vardır Öğretmen Oknlnndan 19«3 haziran ve Mevlidin altı bölümünden so döneml meznnDynm. Mesleğimi? nuncusu olan «Dua» bölümü ya icabı 1 I1J 3 yıl stajyerlik yıllarızılmamış yalnız başlangıç yapıl dır. Geçen yıl den yılı sonnnda I mıştır yani olcuyucuya bırakıl veya bu ders yılı basında staiyerlik • imtihanı yapıimadı En az bir sene I mıştır ve doğaldır ki bir Türk daba stajyeıim. • duahamn Türkçe dua yapması Ve bnjUnka dnrnm $n; stajyer I gerekir. Peki bu Arapça dua neoldnğumnz İçin ödenek alamryorn7 • dir? Fakat eeçen yılkl konnvma ve b " I >Böyle dualara «Amin» diyen yanatlan hatıra ;etirlrsefc hakkımı I ler de başta belirttiğim gibi yal 7in oldnğnnn görüvornz defil mi? nz «Amin» demiş olmak için Acaba bu nasıl oldu? Stajyer öğret I «Âmin» diyorlar; o arada duahan menler de ödenek alama7 dive bir | eğer küfür edecek olsa vine «Â ?ev »oktu. min» derler. Böyle anlamadan, iBn durumda ai meslektaşım var nanılmadan yapılan dualara Tan sanmaym. Bn anlasılmıyan konnyu kıymetli I Gazetenizin 21 Kasm 19b4 gün rıyı aldatmaya çalışmış. daha doğrusu kendimizi aldatmıs ol Bakanımi7a saysılanmla dnvnrmak I 14478 sayüı nüshasının ikinci sahi i«terim. I muyor muyuz? fesinde Cumhuriyet'e Mektuplar Bu arada; duahanların bütün Nusret ERTİ'RK I sütunundaki «Yine Adam Kayır Çırpılı KÖTÜ Öğretmpnı | mak» başlığı altındaki okuyucıı dualan boyunca «evliya ve emI biyalara» diyereb tekrar tekrar mektubu muhteviyatının hakikat dua ettikleri halde Atatürk'ü ve te hiç bir ilgisi yoktur. bu vatan için çalışmış, ölmüş oV'eteriner Genel Müdürlüğümü/ lanları söylemekle söylememek ce eğitim ve öğrenim maksadiy arası bir biçimde geçiştirivermele dış memleketlere gönderilecefc elemanlann seçimi; bursların ma leri gerçekten üzücü bir konu. Radyo idaresi anlaşılan bu tlu hiyetine göre tesbit olunan şart rumu engelleyici bir şey yapamıların teşkilâta tamimi, bu şart vor, zaten asbnda radyoda Me\lan haiz elemanlardan isteklile •Visantaşında bir çöp ddkme veririn tesbiti ve eşit şartlar içinde lid okunması sakıncah ve yersİ7 islıklı yazı ilffililer tarafmdan intünkü Mevlid dinlemek istiyen imtihana tâbi tutularak vapılmal, "lenmistirt camie gidebilir, fakat mademkı tadır «Nisantası Hacıemın efend! sokaradyodan Mevlidi kaldıramıyorlaı Gazetenizde yaymlanan mek rındakl arsa temi2 tntulmakta bu tupta mevzuubahis edilen burs oysa mümkün bari dualarm ırada rrsayı kirlettiklerl tesbit fdthattâ başka konuşmalann da için 11/7/1964 tarih, 145/57305 sa len kişileTe de ee7a zaptı tanzim vılı tamim yapümış, istenilen daha Türkçe ve öz olarak yapıl dilmektedir. şartlan haiz 21 eleman müracaat masını sağlasınlar ki yalnız gene *yrıca arsa sahibine arsa etrafıederek imtihana tâbi tutulmus ler değil vaşlılar da dinledikle nın duvarla cevıilmesl husnsnnda rinin ne demek istediğini kola» da btr siire verîlmistir. Hrsanın dnbunlardan en çok puvan alan e lıkla anlarlar ve neve «Âmin» d<varla çevrilmesi l'.e sikâret tamalemanlar seçflmişlerdir. diklerini bilirler. dikîerini bilirler. men ortadan kalkmıs olacaktır.» I Tarun Bakanı Y. tmza Kirletenlere ceza kesil.yormuş! I