Katalog

ÜAHUtk. OOttT CUMHURIYET 1 Kasım 1964 am bir yıl önceydi. Tass APopof bir an durdu, lonra l m bir Türkiya mümessili : PoDof birbiraı aor> dedi ve de . D 1 O jansınm yü önceydi. Tass A Ba iş an durdu. ıonra ı • Artık Moskova.» dedi, «tu vam etti : ristik jehir oldu. Batıya glden • Sizin Hariciye Bakanma glga»teciler biraz da Rusya'yı gör deceksiniz. O, Rusyaya gitmeni•ânler.» li kabul edene bizira sefire söyDmliyenler sustular. llyecek, o Moskova'ya bildirecek, Moskova kabul edene biz de vize Erkin Rusyaya gidiyordu. Tass vereceğiz..» I Ajansı mümessiline gittik ve : Bir arkadas lâfa kanstı : Dünyanın her yerinde, sabahın « Mösyö Popof,» dedik. «Tam « Popof...» dedi. •Hep iddia erken saatlerinde, ağıllann, anırla' bir yıl önce Rusyaya gidin, görün edeniniz biz Amerikalılatdan ilenn kapılan, çitleri açılır. Koyunlar, diyordunuz. tste sırası geldl, vize riyiz diye... Bu ne bicim i??..» keçiler, atlar, inekler ve buzağılar Ve bu sefer Popof sustu. verin bakalun.» yeni bir gün için gün yUziine çıkarlar. Afganistanm Sovyet sınmna 75 ktlometre yakmında Kunduz ilinde de bir sabah ağılların kapısı açıldığı zaman hayvanlar dışarı çıktılar. Kunduz'da sabaha kadar başıboş köpekler ürür. Gün patlarken «Mayna», «Tuta», «Daghser» kuşlan, «Çırçırak» böcekleri ötmeye başlar. «Mayna* kuşları bizim aKumru» lara benzer... Yalnız kanatlamun ortası gri ve sandır. «Tuta» kuşları, sabahın, o kendine özgü sessizliğinde «veee>7k..» diye ses çıkanyorlar. Ve Afganistanm Kunduz şehrinde, çok erken saatte bir adam, ahırdan çıkan buzağılardan birisinin kuyruğundan asıldı ve ayırdı. ötekiler keyifle yollarına devam ettiler. Popofsustu ATLILAR NARALAR ATIYORDU BİR MASAL 1 GİBİ I * r . , ., " K J S S S s a F 1 "£ T " *& ~~* ~ ~ . ...Bu defa Dev Buda heyheîinin ayahlarmtn dibinde insanoğtunun yıİİar önce dahi neiere kadir olduğunu anladım RÖPORTAJ VE FOTOĞRAFLAR: FİKRET OTYAM T ^^^^«ş*^M*şa&. J kilometrelik yol, tabiatın bütün kilometrelik y o l , tabiatın b ü t ü n güzelliklerini kapsamaktadır. Deeüzelliklerini kaDsamaktadır. De nizd^n 2.583 metre yükseklikte olanBamiyan'da otele indiğimiz zaman, Güneşin de ate?i otuz dokuza çıkmıştı. Bu 32 kilometrelik yoldan çektiğimizi başka yerde çekmemis tik. Bağlan'ın o insanı çıldırtan ııcağından sonra Bamiyan bize kutup gibi gelmişti. Yün kazaklar çıkarıldı. Güneş, kaya, maden dağlann ardına çekiliyordu, kızılhklar içinde.. Ününü çok önceden duyduğumuz ve Afganistanı tanıtan be» afisten birini teskil eden iki Buda heyk^lini bir an önce görmek istiyordum. Sabah erkenden, çok uzaklardan görünen heykellere giderken işlerin, yönelen Bamiyan halkı, elinde makineler olan bu yabancıyı tatlı bir yüzle selamlıyorlardı. DAĞLAR İÇİNDE İKİ DEV HEYKEL İTALYADA BİR TÜRK OKULU Napoli Giiney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Karargâhında görevli bulıman Türk subaylarının çocuklan için ordu personeli bir ilkokul açmıştır. Millî Eğittm Ba I kanlıgı da okula bir üğretmen tâyin edeıek, okulun eğitime baş | laraasını gerçekleştirmistir. Resimde, öğretmen Perihan Evrenos. oglu'nu Türk öğıencileıe ders verirken göriiyorsunuz. I İKİ SAYFALIK KART . Bir Amerikalı gazeteciden 2 sayfalık kart aldık. Birinci sayfada Söyle yazıh: •Bildiri!.. Çok nadir ilk baskı ... I Ikinci sayfa ise jöyle devam ediyor : | DANÎEL LEONARD WÖKER Yazan: Miriam Weiker Basan: Walker Weiker Yayın tarihi: 12 Ekira 196i Sayfaları: 4 kilo 400 gram 1 Kıymeti: Hesabı imkansız. I HAZIRLIYAN: AYTUL I • • •••••••••••»»•••••••••••••••••••••••••••••• Her sahnesinde yepyeni bir hayat, • her sahnesinde gözleri ve gönülleri 4 büyüleyen bir neşe dolu film ACEMİ ÇAPKIN İızet GÜNAÎ Tîjen PAR Ahmet TARIK TEKÇE Sunay USLU Sadettin ERBİL ve daha birçok sevdiğiniz artistler ba Eilimde. 11 Kasımda Beyoğlu Pangaltı Aksaray ve diğer SARAT İNCİ BULVAB Sinemaiarda Prodüksiyon: ACAR FİLM •• •••••••••••••»••••••••••••••••••••••••••• llâncılık 320213345 •t konu veresim: Ayhan Başoglu Kaya dağlann yüksekliği, yüz elli metr» vardı. Bunların içinde oyulmuş 53 metre yükseklikteki Buda heykelinin ayaklarının altına geldiğim zaman, insanoğlunun yıl • lar önce de neiere «kaadır» oldu ğunu düşünüyordum. H^ykelin yüzü, Cengiz Hanın istilâsında tamamen kazınmış! Ayaklarının biri de sanki törpülemişti. Biraz ötede manto giymiş bir KARA SAPLI BIÇAK kadını andıran daha küçük, 35 met Kunduz ilinin altıyedi kilometre re yükseklikte olan ikinci heykelötesinde bir düzlüge getirildl buse, daha az czararla» kurtulmuştu zagı... Şipşirin, kara bir yavruydu. tarih «kazıntısı» ndan.. HeykelleTatlı tatlı bakıyordu çevresine. Bir rin yapıldığı perdemsi kaya dağda, adam belinden çıkardığı kara saplı binlerce kovuk vardı. Mağaralar, Buşkaki'ye katılan atldar meydaoda naralar atarak at koşturuyorlardı kUçuk bir bıçağı agzına aldı ilkin. ardı ardına, içiçe. Bir zamanlar Buzağı yeni yetme otları ylyordu. biri yerinde durmayı sevmiyordu. Koca alanın ortasına üç yere ko ter de artardı bile. du. Birlesmif Milletler Sıtma Sa çok büyük bir Budist merkezi olan Bir arahk, ağzında bıçakla duran Buzağı yerde sürüklenip alanın or caman daireler çizilmişti kireçle. vaj doktorlarından bir Türk iki yıl, Bamiyan, simdi de Budistlerin en adama baktı, bıraktı yemlenmeyi. tasına getirüdi. KUNDUZ Bunlara «Helâl» daireleri deniliyorKunduz'lular için sıtmayla savaja çok ziyaret ettikleri bir «gönül yı Adam mırıldanıyordu, buzağıya eGüneş daglann ardından patlar du. Leşi bu dairelere götürene «Çagirrniî, bütün Kunduz'un, yöresüun kama» beldesi. GERİLERDE KALDI ğildi, bacaklarından tutmasiyle ye ken, asırlar ötesinin, bir geçmişin, pendaz» yahut «Patih» deniliyor. târifsiz bir sevgisini kazanmışü. re yatırması bir oldu. hâlft devam eden bir gelenegin ör Baş hakem ortaya çıkb. îki yan Vali, KâbU'de olduğu için biMUTLULUK BAMİYAN Bıçak, sabahın ilk ısınlaımda pı neğüıi görüyordum. Bu gelenek ma hakem de.. Onar atlıdan iki takım zimle ilgilenme görevini damadına sal gibidir. Şöyle ki: ARIYANLAR bırakmıştı. Bay Cavit bu görevi en Kohi Baba dağları. Hindıkuşlarnl pırıldı. Kara saph bıçak buzagıhazırdı. Alanın her boyu 350 metnın boğazına yaklaştı, değmesiyle reydi. Kaldırma dairesine buzağı iyi şekilde yaptı. Gürcistan'dan ge dan Bamiyan vadisi ile ayrıdır. Baîki yabancı gördüm, gencecik. BİR VARMIŞ.. blrlikte «hııııh» diye bir sesle, al getirildi ve baş hakemin düdüğü len Banjan maden suları bizim için miyan vadii, Afganistanm «cennet» Birisi tngiliz, diğeri Amerikalı.. kanlar havaya fışkırdı. tsveçin Bir varrrus, bir yokmus. Arya de çalmasiyle atülar birbirlertne gir en büyiik armağanlardan birisi ol diye anılan bir kaç vadiind^n bi Mağaralarda yatıp kalkıyorlarmıs Stockholm şehrinden gelmis bir ka nilen kabileler iyi at yetlştirirler diler. Kırbaçlan ağızlanndaydı. Te du. Ve bir sabah sanki bir yıl değil, ridir. Ana yoldan ayrılıp bir köprü iki aydanberi. Tıpkı Afganlılar gidın «ay» deyip eliyle gözlerini ka miş. Amuderya denilen bölgede Bah pişen atlar, delice kişniyor bunlara on yıldan beri Kunduz'da oturmu den geçilen ve kıvrıla kıvrıla inen, bi giyinmişler. Saç sakal birbiripadı. Ağlıyordu. ti ve Bahter'ler de atlardan çok ya Çapendazlann nâralan kanşıyordu. şuz gibi sevgiyle uğurlandık.. Bir çok virajlı, çok çukurlu, çok tehli ne kanşmış.. Bütün gün fotoğraf Elindeki pozometreye bakan GU rarlanırlarmış. Arya ki, eski Afga Zavallı buzağı yerde, deli atlann a Kunduzlu «Doktor'a selâm» diyor keli, çok bakırasız, bu turistik 32 çektim heykellerden. Onlardan bir neş, filim makinesinin dügmesine nistanm diğer adi Ariana ile ilgiliy yaklanndaydı. Bir Capendaz buzatanesi d» bütün gün bir taşın üzebastı. rinde, elleri çenesinde, gözleri Bumis. «Necip», «özgür» anlamına ge ğının bacağından tuttu kaldırdı ve da heykellerinde oturup durdu. lir imis. Aryaiüarda hayvan tut silratle helâl dairesine doğru koşPARAMPARÇA Bıkmı? mutluluktan, Amerikadaki kusu çok imis. Bir totem anısı turmaya başladı atını. Ama bir baş Adam, kanın akmasını iyice bek imis. Hindikuş eteklerindekl Arya' kası ona saldırmış ve buzağı tozun mutluluktan.. Bırakmıs her şeyini, İYİ ŞARAPTA ledikten sonra, buzağının ilk oynak lılar ata, deveye ve sığıra çok düş toprağın üstüne düşmüştü. Atlılar bu mağaralardan birini cmesken» yerlerinden ayaklarını kesti, bir kUnlermis. Develerin Unü çokmuş. yeniden birbirlerine girdiler.. Koryapmıs kendi gibi «bunalan» Ingibıçakla da karnını yarıp minicik iş Atlar Bahter bölgesinde yetiştirilır kunç bir mücadele başlamıştı bilİYİ KALİTE liz arkadaşı ile. kembeyi ötelere savurdu. Bir bıçak mis. Atlar öyle ünlü imis ki Yunan mem kaçıncı defa. Onlan Budalan ile başbaşa bıdarbesi daha, hayvamn başı, gövlılar «Altın at», ÇinUler ise «Ook raktık iki gün sonra. İNDİM deslnden aynldı. atın diyorlarmış. îskender'i, BahKÂBİL.. KÂBİL... Sabahleyüı keyifle ahırdan çıkan ter'in kuzeyindeki süvarUer bu at Daha İyi ses almak 've fotoğraf buzagı uçbeş parçaym ayrılnuştı ya» larla, iki yıl uğraştırmış. çekmek için alana indim. Ekrandan Kabil'e girerken Ankaraya kavu şil çimler üstünde. şuyor gibiydim.. Esten dosttan gelBiniciler bu çevik atlarla düş atlıları izliyordum. Atlılar yaklasımis mektuplar, kartlar.. $imdi hep manların Uzerine saldınyor ve onyor ben de daha iyi bir poz yakaBUŞKAŞİ si birer anı olan, on beş günlük ga ları diri olarak yakalıyorlanruş ba lamak için bekliyordum. Birden Buş, keçi demektir. Kaşi de «tartzete, Cumhuriyet.. Baba davranışcaklarından tutup. Cengiz Han da «Kaç... kaç» diye bağırdı arkadaşmak» anlamına gelir. Yani, keçi h Büyükelçi Talât Benler ve dost çok çekmis bu çevik binicilerden, lar. Kafamı makineden kaldırmamtartmak. «Buşkaşi» demektir. gülücüklü Müsteşar Kaya. Kaya atlardan. «Buşkaşi» ne bir oyunmuş la yirmi atlının tozu dumana katıp üzerime geldiklerini dehşetle görToperi'nin «Toto Can» diye insaATLILAR NARALAR ne de eğlenceymiş. Belki banş için düm. Makineleri kucaklayıp kaçarKULLANILIR na seslen«n papağam.. tçi akrep de, gençleri savaşa hazırlamak için ve fare kaynıyan odam.. Bir türlü ATIYORDU bir çalışmaymış. Bir yerden bir ye ken iki atlı sürünürcesine yanımdan geçtiler. Kan ter içinde kalMANTARLARIMIZ akmıyan musluklar.. Hepsini, hepYirmiden fazla atlı, nâralar ata re düsmanı taşıma «talimleri» nde mıştım. Bu kovalamaca, bağınşma sini nasıl özlemişim, bu anlatılrak koca bir alanda atlarını koş leşler kullanılınnış ve bu leşleri is iiç saat devam etti. OAİMA TAZEDİR maz, yasanır.. turuyorlardı. Atlann kimisl uzunboy tenilen yere götürene «Patih» denir lu, kimisi ufak yapüıydı. Ama hiç miş. Tabil insan, talimde götürüle Anlatıtlar ki, yarışma. mevsiminmiyeceğine göre hayvan leşleri bu de iki bine yakın atlı ile yapılırMANTAR SANAYİİ TÜRK Ltd. Şti. işi görüyormuş. Ata binenlerin ba mış Buşkaşi. Bu, bizim için çok TEPEBAŞI • MEŞRUTİYET CAD. 145 şarıları, atla son silratle giderken ufak bir gösteriydi. Afganlılarm öUYANAN yerden egilip leşi almak, leşi kaldır nünde, Afganlı süvarilerin önünde Ttlefoa: 44 »7 95 T«lgraf: MOKOSttıtanbal mak ve leşi istenilen yere götür duramıyan îngilizlerin, diğer düşmanlann, neden barınamadıklarını AFGANİSTAN mekle belli oluyormuş.» anlamak için Buşkaşi'yi görmek yetiâncılık 329813350 MAN7A* TAPA YARIN İŞTE önce keçiler kullamlıyormuş talimlerde. Keçi çabuk parçalandıgı için buzağıya başlamışlar. Işte, sabahın en erken saatinde, o zavallı hayvancık biz «Buşkaşi» yi göreUm, filimlerini çekelim diye bıçağı yemisti. SUADIYE PLAJININ YANINDA BAŞLADI Buşkaşi'de, ata binenin cesur ve pehlivan olması şart. Suadiye Sahil Sitesini Görünüz Daireler 2, 3 ve 4 er Odalıdır HER DA1RENİN HUSUSÎ PLÂJDA HUSUSÎ KABİNESİ VARDIR. FİATLAR : 60.000 üâ 250.000 T.L. dır. TEDİYE ŞARTI YARISI 6 AYDA 123456789 l Bu ŞU p&vvEK. OUTrOR K i MEVE KARAR. Bu yiâjpİN işi HAvtik>XTtN ONA veK. Diğer Yarısı 5 Sene Taksitledir İnşaatı deruhte eden firma: İZZET ŞEFİZADE ve Ort. YAPI VE EMLÂK KOLL. ŞTİ. SOLDAN SAĞA: 1 Aldırmamak (argo) 2 «Her hangl blr olağanüstülüğu bulunmayan uyf» anlamına lkl söz, nota. 3 Tersl «gizll lşlerl açığa vurma> hareketldlr, erkek ced. 4 «Plsllgl temlzle!> manasına lkl sözlü blr emlr. 5 «Avucunu kapalı halin aksl duruma getir!» karşılığı karma bir emlr. 8 İnsanların blrbtrlerlyle anla?masını saflıyanlardan, gözetleme T» denetleme lsl. 7 «çift sayıda lnsan öldürücüsü» manasına lkl söz. 8 Blr soru edatı, tersl «içine batır!> karşılığı bir emlrdlr. 9 Motörtü mtT na lşleten. YUKAR1DAN AŞAĞ1YA: 1 «Eskiden Padlşahların gerçek eşlerl> bu adı tasımaya taak kasanırlardı. 2 «Hücrenln dahlli klsmı> mananna lkl söz, besl maddelerinden. 3 Başfcanlarmın anlıyamıyacaklan tarzda husust parolalarla yazılmış ya. zılara böyle denllir, 4 Tersl hayvan vurma Te yakalama sporudur, ldare bölümlerlmizden, bir çeşit sandal. 5 <tskence yapma Işlerlnde saç sakal ağartmış kl. sl> karşılığı lkl söz. S Çevrllince «blr tekllfl .laaa I:i'i7i aauan kabul eder> manasına karma blr tı^iiı nnuıau çekim bellrlr. 7 «Tankı yapma samanı> mtsına lkl löz. 8 Tabancı, başkan t'unko yalan aglar fer. «ekten 1». o ağlar. 9 Blr çeflt ma Reklâmcıiık: 3985/13337 4O 1 Kasım 1925 tarihli Cumhuriyet'ten BİR. MACAS3SHN ÖZ.İM. gSCİN Galatasaray ve İstanbul Lisesi talebeleri arasında mâessiE bir hâdise oldu Cumhuriyet Bayramı merasimi sırasmda Galatasaray ile İstanbul Erkek Lisesi talebeleri arasında müessif bir hâdise olmuşHüseyin Ragıp Be; Kral Alexandre tur. Fakat bu hâdise kötü şekilde yorumlara yol açabileceği enTürkiye Cumhuriyeti ile Sırp Hükümeti dişesi ile gizli tutulmuştur. Ancak bazı gazetelerin olayı ifşâ etarasında dostluk anlaşması meleri üzerine bu konuda yapılmakta olan tahkikat da açıklanTürkiye Cumhuriyeti ile SırpHırvatSloven devleti arasında mıştır. bir dostluk ve banş anlaşması için yapılmakta olan konferans dün sona ermiş gece saat 21 de muahede imzalanmıştır. Bazı gazeteler Galatasaray Lisesi talebelerinin kırbaç kullandıklarını ve bazı muallimleri dövmeye kalkıştıklarını yazmışlarRomanya sefirimizin sözleri sa da bu rivayetlerin asılsız olduğu anlas.ilmis.tir. Maarif müfetTürkiyenin Romanya Büyükelçisi Hüseyin Ragıp (Baydur) tişleri olaya el koyarak tahkikata başlamıslardır. Bey gazetecilere verdiği demeçte TürkRumen devletleri arasınGalatasaray ile İstanbul Erkek Lisesi talebeleri arasındaki daki samimî sevgiyi övmüş, iktisadî bazı menfaatleri de karşıhklı kavganın sebebi tahkikat sonunda helli olacaktır. olarak mütalâa ermiştir. 81 & « . •? y 'TJRKÜM.