29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet (9 ^^J f) • 0<u l?55 V ^ 'UOUMM AYRİCA PARA İLE SATİLMAZ Dir Amcrikah âüm, Dr. Oppenheimer. niha>et bakla.vı ağzından çıkardı. Bu atoro mütehassısı fizikçi «ilim, beşerijeti imha edecek bir metod keşletti» diyor. Atom iilâhının kullanılmasından sonr». jeryüzunün şurasında burasında bclki bir kaç psrça insan grupu kalabilirmiş ama, bunlara artık beşeriyet denemezmiş. Hah şojle. İşin zaten önilnde sonunda buraya varacağı belliydi. 1950 seçimlerinden hemen sonra j rastladıjpm C.HP. nin mağlub mebuslanndan birini hatırlıyorum: Ne >apabm biradcr, demişti, biz içeriden, siı dışarıdan çahşa çahşa işi bu hale getirdik. , Onun gibi, Ruslar bir taraftan, AmerikaHar bir taraftan uğraşa uğraşa, demek. vaziyetı toptan hal jolunu buldular. Biz de. alt katta ikinci papucu bckliyerek uykusu kaçan adama dondük. Hani neredejse «patlatm şunu da kurtulalım» diyecejiz. Sonu selâmet a. Uçan daireler Yazan: Hmil Bir yaş'ma dahs gırdım. 1955 seneiile beıaber hep gırdık, dıjeceksıruz. Hayır, benım gırmem ojle gırme degıl Hayret ten kuçuk dıhmı \utacak kadar acaıp bir $ey goıdum <1E onun ıçın bir ya.5ima rtaha gırdım. Uçwn dane göıdum. Son zamailarda bunlan gor mîyen pek kalmadı. Ben gurmennşhm merak ednordum. Tesaduf. gec*n gun. hem de bir tatıç değıl, bir suıu uçan dau'eyı karşıma çıkarıverdı. Doğrusunu ı;ters=niz, bunkr. bizim memlükette çok sskıdenberı m'vcuddu Fakat o zanıanlar urmazlardı, uçamazlardı Cus S'lerı buyuktu. ıç'erı dolu m, \erl»ıindcn kolay kolay kımıldı yamazlsıdı Uçacakları da. tabıi, hiç kırrtîemn aklından geçmezdi Şımdıkılerse. uzaktan bir pui dssenur, sn]uğu hj^ada alacaklar. Uçnıaga iıah?ne anyorlar. Eunl»rı nered» goıdugıırraü elbe<'.« m=rak ettnîsnizrlır Yerını sp^<\ı»vım, sız de sirîin, goıun M?»hıjr ftmitçi fırmlannın he^irdr bnl bol var. Üstüste yiB'lm'«!ar. tezgâhm u=tünd» t>na7İar ojbi rhnjvorlsr. Mınnacık. sUEamîı, yağlı sımit ler. Mıninıtnicıkiık'eri hakkında bir fıkir vsrmek ıçın hangı olçü>ü kullansam, bılm«m ki! Ufacık bir çocugun ıncecik bileğıne bılezık olur dessm, fazla ıri duşecek. Hani ıu delık kuıuşlar var ja, ışte onların ağabeyleri derulecık çppta şeyler. Fınncıya sordum' Bu taraflardâ Beltdiye var mı? Adam, 3uahmin sebebını anlıyanudı ama, gane it c«v«b v«rdi: Var galiba, ama nerede olduğunu bılmiyoıum. Haklısın. Herhalde o da sizin fınmn nerede olduğunu bılmıyor olmah ki. musaadesız uçan daıre yapmanıza ses çıkar mamış. Fırıncı bu sefer hayretle yüzüme baktı. Elımls simitleri gösterdim: Avol, bunlar n« mınımmicik simit? Kuvvetlı bir nızgâr esse uçacaklar. Yürüdüm. İki adım attıktan sonra başımı çevirıp baktım. hnncı, tezgâhm sokağa açık du ran camını süriıp kapatıyordu Adamı haklı buldum Beledıyenin, semtin.» uğramıyacağına emindı ama, rüzgâra güveneme mişti. Varcğlu Anlaşmazlık bolluğu • * * \ere bu kadarcık para ıle r c lınır mj0 Ne yapv m oglurrL 5asf'n o kadar yazraış Sen saate ns bakıj or«un!^ NobeHen çktım yahu! Ne gunlere kaHık be' AlJah muştPri gon^'rmıı PObetten çıkmışsm. daba ne isti meiîimz B>r ot^mobıl 1?' isırmek mukadderdir. Zınhar cevsb verrruveceksıniz. Is uzar, hem öylp uzar ki. yılan hıkâyesin» döner. Yürüyup gıtmek en hayırlısıdi'', *** Acele bir ijiniz olduğu için, teîâştan. saatin a^'k mı. kapalı mı olduğuna dikkat etmemişfinızdır. İnerken bakarsınız, saat işle • msmis Ne vereceğim? diye sorarsınız. Oyle bir para ister ki, raüb*rek sankı otomobil değıl, tayyar» Tabıi, itiraz »der. saatini a^1 madığı için kabahatli olduğunu da ilâve edersiniz Şımdi mı akhna geldi? dive pavlar. Benım. şımdı aklıma geldi, ya senm hiç gelmedı ya, a birader? dıyemez;uıız, çaıgar hazudır Yâ sabur deyip yurumek daha seiâmetlı yoldur. *** Yıldınm gı'oı uçar, zınk diye durur. Tekrar kalkar, kut! Bır daha duıur Og ıım bu ne bıçım aıai'a surmek" Iç'n, dı^ırna çıktı unu dogru duruat yuruloııe! Dimijie ha'Mıhır yoklur Dsrhaj bır nutuk başlar Fatronjn ınsafsızlıgı, mUittiının Zdvnlu fOforliri du^unmerl'jrt, r>»'»dı>«frun, polısın. ilfınn ^ab^rtîn, v^ dıncı şubpim sfkırıncı şııbtnın, onuncu şu'ienın hep cezn vazıgı fılân fılân ortava dokuluı Eu diada, ofke h?==hile s=r'n«'ldi da aıtmıştır Vucud hurdah^ş, kafa, sonu jşelmez nu'u';fan ZOHK zonk. arsbaHan ındlğınız zanuıı, ıçınızden nMınn ^en^e l>u çeve varkün sofoı luk yerme çığırtkan lık \!>pan •laha fazla kazanırsın demek gelır. ama, d>v°mez3inız. Cunku, bu değerli hatıbın, akşama kadar sursceğı anlaşılan soylevinı dınlemeğe vaktıruz vok tur. Yuru>up şitmtk ehveru se»« dir. *** \/ay, vay, vay. Ankarada, Mecliste. Adliye bütçesi ^ konuşulurken mevzubahs edildi: 1953 senesinde, mahkemelerimize, tam 1 milyon 5*3 bin 677 da\a gelmiş. Bir davada en az 2 kişi alâkalıdır. Fakat bu ekseriya 1012 ldşiyi bulur. Ortalama 7 olarak kabul edersek. demek ki, bir sene zarfında 10 miljon 945 bin 639 vatandaş, ihtilâflarını kendi aralarında balledemiyerek, mahkeme'ik olmuşlar. Seçimlerde rc\ \eienler bu kadar tutmujor galiba. Neredeyse memleketi • da\alı \e <davaci' dije ikive boleccğiz. Eğer >ekun haririnde beş on vatanda; kalırsa. onlar da mutlaka, hâkimler, savcılar filândır. Allah cümleye kolaylık vere! Yerlisi de var + * * fstanbula 17 yaşlannda mihoner bir Meksikalt gene gelmiş. Gelmiş ve hayal sukutuna uğranu$. Vatau arkadaşımızın bir muharririne: « Hani şu sarıklı. fesli erkekleriniz? Hani su yüzleri örtiilü kadınlarınız? Hiç tesadüf etmiyorum bunlara ..» dije derd yanmış. Meksikalı deJikanlıvı İstanbulda iyi gezdirmemiş olacaklar Haydi sarığı. fesi anladık «m» «>üni ortülii" kadın fctediği kadar var. Biz hemen «dım ba<inda. Allahın giinü. rastlavıp durııvoruz. Vatan muharıiri. milvnner gencin sözlerini az çok garibsiyerek yazıyor. Bence hiç değil. Meksikalının fes, sarık, veya, carşaf hasreti taraamile normaldir Ya. aynı hasretle jana tutuşa hâlâ aranuzda dolaşan bizimkilere ne diyelim? * ¥ ¥• Takas D i r de. Columbia'dan 58 tane gene kız gelmiş. Onları da bizim Şahab Balcıoğlu yakalıytp konuşıruıs. Cumhurijet'teki röportajun okurken giıldüm. Bu Columbia'lılarm Türkiye hakkında hiç bir umıımi malumata tahib olmamalarına hayret eitrt muharrir arkadaşımızın onlara sorduğu suallere bakın: i'Nüfusunuz ne kadar? Resmi diliniz? Ne renk insanlarsınız? Cumhur Baskanınızın adı ne? KadınİHrınızın medeni hakları? İkliminiz?» Peki ama be birader. biz Columbia\i bilmeviz de. onlar bizi neye bilsinler. Zira, malum ja, alt tarah coğraf>a bu. Türkiye oraja ne kadar uzuksa, orası buraya o kadar ıızak. * * * Masamzı gene her zamanki Mükâfatlar haftası Kendi yağı ile yçtjnen «anftlmıza. 1955 uğuılu gelmiş olacak ki. Uk haftası mukâiat müjdelerılr basladı. Muhıkkak ki bu kjdirbilirUklerin en dokunaklısı ve en düşün dürucüsü. ıvhmetli Saıd Faik'in çok sevdiğ »nnesinin her jıl en iyı hıkâ\e yazarıns verecejı 1000 hralık, Saıd Faık hıkâyc mukâfatıdır. Said Fsik. sanatı ile mem lekete hızmet etmı^tı Bir cık annesı de. hrm boyle ender bir evlâdı yetiştırmenın. hem de genç sanatçılaa destek olmanın çiftp şerefini taşıyacaktır. Ayrıca. Varlık Deıgisi. her yılbşında 1000 liralık bir "Roman mükaiatı» kurdu. Yed tepe Dergı.j ni anda «Şiir mükâfatı» olarak altın plâka verecek. Türk Fılm Dostları Derneği U. Turk Fılm Festivalinde başarı kazanan sandtkâlara "1954 Sanat Armağanları» nı verdi. Bunlar da olmasa''! Bu hafta şehrimizde bir resit lini ve Cemal Reşid Rey idaresindeki orkestrayla birlikte konserini dmliyeceğimiz Fransız piyanistı Monique de La Brucholleıie, Çağdaş pyanist nesli içınde büyük isim yapmakla kalmamıştır. Avrupa ve Ameriks basınında onu. meshur Braılowsky, Backhaus. Fischer. hattâ Rubinstein, Rachmanınoff ile mu kaveseye kalkmışlar! Pedagog Isidore Philipp'in yanında henüz çocukken Paris Kon gibi hazırladım.. Beyefendi. m< Tasnifte hata Delki hatırlarsınız İki sene kadar oluyor. ttal>an hastanesinin buhınduğu Defterdar yokuşundan incn bir otomohil, frenleri tutmadığı için. butun hi7i ile aşağidaki bir dukkâna girmis., ortahğı altüst ctmisti. Galiba bir kişi öldü, birinin de iki ayağı birclen kaldırdıydı. Bu faciadan sonra o yokuşun alt başını karsıIıjan dukkânların oniıne demir parmaklıklar kondu. Aradan bir miıddet daha gcçti. Şimdi oradan otnmobil inHiıilmijor. Başka sokaklardan geçiriMyor. Yani demirlerin nıanası kalmadı. Bu kuçucük hâdise nasıl bir işbilmezlik çukurunda olduğumuzu giKtermiyor mu? İllâ. e\>elâ bir facia olacak, sonra şoyle boyle bir trdlıir alıncak. daha sonra da esaslısı. Savmağa lıızıım jok. İrili ııfaklı bıitiin i^lerimizde bu böyledir. Ah Bir şu «esaslıı.1' baş tarafa alabihek, nelerden, nelerden kurtulacağız. Arnma vclâkin... Monique de la Bruchollerie • * * 15 günlük «derhal» /~<azetede bir başlık: Vali derhal tcfrişlere başladı. ^ ^ Havadi« okuyunca şunları öğreniyoruz: Lokanta. sinema, otel gibi umuma mahsus yerler? 15 gün evvel temizlik bakımmdan teftişe tâbi tutulacakları tebliğ edilmiş. Onlar da silmişler süpurmüşler. yırtıklarını yaraamışlar soküklerini dikmişler, yani bir kelime ile chczırol» vaziyeti almışlar. Hakikaten. bu iki haftalık mfiddet geçen gün «ona erdiği için, Belediye Reisi, yanına muavinlerini de almayı nnutmnarak derhal. teftişe geçmiş. Söylemeğe lüzum bile yok ki, her şe\i yerli \erinde bulrauş. Vilâyetçe alınan kararların harfiyyen yerine getirildiğini gürerek üstelik memnun da olmuş. Bizde teftiş ötpdenberi komik bir şeydlr. Teftiş eden gördükleriııin göz bovama nev'inden olduğunu bilir «memnun oldum aferin» iitifatına mazhar olan esnaf da bu memnuniyetin sun'iliğimn farkındsdır. Bir ne\i bile bile lâdes ojunu. şında bugüne kadar bir değiçiklık olup olmadığı konserindc bflırecek. Anatomisini bilen piyanht Geçenlerde şehrimizde konser ler veıen tanınmış piyanist Aldo Cıccolını bana. •'İki yıldan fazls anatomı'je meıak salaıak ve okuyarak. el paımsk ve kollarımın anatomi5İnı rontgenle de kontıol ettııerek tanıdım. Böylece zayıf ve kuvvetli refleks merkezlerinı ögTenerek onları, eserlerin nüans zorluklarını en ıyi yenecek şekılde kullanmağa çalışarak gehştirdım» demişti. Bunları, kendisine. pek az piyanist gibi, «mezzoforte ve «legato» nun tam hakkını nasıl verebildığini sorduğum zaman söylemıştı! Zamanla beşerî hisler nasıl değ şiyorsa. çalışma metodları da başkalaşıyor. Artık san=tkâra sadece: "Şöyle hissediniz, ha yalinizj isletıniz« demek yetmiyor! Bir harf cîivesi Sanat konul = !inda aHlara ve programlars bizce henüz gereğıle dikkat eclılmemesi bazı tuhaflıklar da yaratıyor: Fllârmoni Derneğinın bülteninde bir konMonique de la Bruchollerie sere H. Topuz katılacağı yazılmişti. «H» harfinin sahibi için zah servatusrı bir.nci mükâfatını kaden konserler verdi Viyana'da met buyrulmamış. Bazı g?zete ve zanan piyanist, sonra ittifakla Lszt'ın son öğrencılerinden bırı «Pages» mükâfatını, Viyana bey olan Emil Sauer, piyanisti tak dergiler de tutmuşlar. Hıfzı Tonelmilel mükâfatını, Varşova'da puz yazmışlar! Sadece müziği dir ederek, Liszt'in rapsodilerin«Chopin konkuru ve Bıüksel'de deki ritm'leri ona saf özellikledinlemeği seven gazeteci *rka"1939 Ysaye konkuru »nu kazan rile gösterdi. Sanatkâr Kuzey Aidaşımız Hıfzı Topuz'a böylece mıştır. Derhal Varşova Filârmo rika, Güney Amerika ve Avruhaberi olmaksızın bir konesr nisi tarafından çağrılarak 3 yıl pa'da turneler yaptı. 1948 de İs verdirilmiş oldu! Polonyada Chopin'in eserlerintanbulda konser vermişti. ÇalıSelmi ANDAK On adımlık yer» g''Vrsinİ7 îkı buçuk lıra ıst?r itiraz edegorun. Direk direk bağıımaga ba^lar: *** Bayım bana b^k. ben bu arabava tam on beş bin lıra sav Ah bu şoförler mışım Neynen çıkar. bu para? İyıleri yok degıl. Ama densizIkı buçuk lıra çokmuş İst»mı • l*rine de can dayanmıvor! \orum, onu da al, sana sadskam Sırada beklıyenlerın en ba obun şındaki arabaya binersuıiz, gideHele bu sonuncu tıp en tehliceğınız yer, ister uzak olsun, iskelısıdir. Sadakayı kabul edip, ter yakın. Saatin yazdığı kadar Allah on beş bin liralık arabapara verdiniz miydi, itiraz ha • nı sana bağışlasın dedikten sonaardır. ra yuruyup gıtmek gayet mü nasibdır. Insaf be beyim! Bu kadar HEYKfL SERGİSi Tabancanın dolu oldugua.^bana nasıl ısgjjt edebılirtimg?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle