Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r rı 13 . İki tip üzerine modeller Bir model »örürsünü*. çok bejenirsini*. Ftkat birac düşününce veya terzinize sorunca, o modelin sizin vücudunuza (ritmiyeeefcini anlarsınız... Veya o jrüzel elbiseden, istemeye istemeye vazgeçersiniz. yahud da ne olnrsa olsun diyerek fene yaptırırsınız. o laman da biçimsiz bir kılığa jprmi; olursunuz. Buradaki modeller sizi bu zor durumdan kurtarmak için hazırlanmıştır: 1 Tzun boylu ve tonlu iseniz bu mantolardan soldaki sizin içindir. Kısa boylu ve zayıfsanız safdakini tercih etmelisiniz. 1 Soldaki tayyör. uzun boylu. zayıf bedenler içindir, sağdaki ayni modelin kısa boylu. tonlu bedenler için değişik bir şeklidir. 3 Bu iki mantodan soldaki gençler. sa£daki ortayaslılar içindir. 4 Ayni robun <solda) toplu bünyeler ve (sajfda) zayıf bedenler için hazırlanmıs birer »ekli. 5 Solda: Geni* bel ve jrövdeli bedenler. sagda: Dijjer bütün bünyeler için bir takım. 6 Solda: Toplu bedenler, sagda diger bütün bünyeler için bir çay elbisesi. Mevsimler ve Insanlar Kürkleriıt yirmi beş bin yıllık bir mazisi var! HAFTANIN MODELİ HATIRIN1ZDA OLSUNÎ Bir şey asmak için duvara mıhlıyacağınız çivileri. oraya çakmadan önce, maşa ile tutup havagazinde veya diğer bir ateşte kızdııacak ve sonra zeytinyağına batıracak olurj sanız daha çok dayanır ve kolay ! kolay paslanmaz. Rivayete göre dünyaya indikten «onra Âdem'le Hav\'a birer incir yapragı 'le giyinmeye baçlamıçlar. Belki doğrudur. fakat hiç şüphe yok ki daha o gündenberi Hayvanm gözü, etrafinda dolasan samurlaıın. kunduzların. tilkilerin. koyunların. yaban kedilerinin kürkünde. kaplanlann, parslann postundaydı. Kürkün tarihini araştırarak 2erilere doğru gidersek, insanlann tabiattan iftifade yollannı daha ilk öğıendikleri günlerde hayvanları soyup kendilerinin giyindiğini görürüz. Hakikaten muhtelif hayvan ları, etini yemek için öldürdükten sonra derisini yüzüp ondan elbise yapmak insanın ilk buluşlanndan ibiridir: hayvanlann kıllannı kesip (bükerek iplik yapmak ve bunlarj dan kuma; dokumak fikri insana çok daha sonra gelmiştir. Tarihlerin yazdığına göre, insanl?.r kiirkleri temizleyip hemen hpmen bugün kullanılan hale getirmese daha Taş dcvrinde başlamışlardır. O devirde kiirkleri ilik ve yağina idrar kanştırarak tabaklarlardı ki bu usul bugün de Eskimolnr ve Kız'.lderililer arasında aynen tatbik edilmektedir. En aşaâı yirmi beş bin yıllık bir mazisi olan kürk giyme âdeti Eski Mısırda yalnız saraylılara mahsus bir imtiyaz haline eetirilmişti Firavunlar ve yakınlan arkalanna aslan ve pars postlan giyerlerdi. Bu postlar hayvanlann pençelertni de muhafaza ederler, yalnız ttmaklannm ucunu kütleştirirlerdiBu âdeti daha sonra Eski Yunanlılarda da görüyoruz. Omirus «İlyada» smda Kral Agamemnon'u arkasında muh'eşem bir aslan postu ile tarif eder: Menelas benekli pars pos'u giymi.ştir: Hektor'un ark«sında al bir kürk. Nestor'un ba^ında da zerdava posttından bir kalpak vardır. Romahlarda kürkü daha ziyade omuza atılır cinsten corüyoruz Cer menlerde de kürk bir asalet nişanesidir. Eski Türklerde samur kürkler. astraganlar. kunduz. san! sar ve tüki kürkleri çok kullanılan bir Riyim eşyası halindedir. | Bugün kürkün türlü çesidini BÖ1 rüyoruz. Bu mebzul mamulâtın j büyük hissesi tavsanındır. HakiI katen. lütr'den cinciltaya, ragon" : dinden vizona kadar, türlü isimlef altında mağazaları, sonra bayanları süsleyen kürklerin çoğna aslın" j da tavşan postudur. ı Bu senenin kürk modasında ceI çen seneye nazaıan büyük bir de" ğişikHk yoktur. Yalnız, yakslarda , ve kollarda biraz daha fnntezi bi» lçimlsrin kullanıldığı görülüyor. fr Nasıl Gülersiniz? Kahkaha karakterin şaşmaz bir şifresidir! l Gülmenin ruh kadar vücude de ıkaha ile gülmek bütün mahlöklar faydalı oldugu artık ilmen kabul i arasında yalnız insana vergi bir fey edilmiş bir hakikattir Çocukları |dir. Bir filozofun dediği gibi: ttnkahkaha ile gülmekten meneden .«an dünya nimetlerinin tadını. gülsihniyet artık çok gerilerde kaldı. ! me ve kahkahanm zevki ile. iki Bugün, kahkahanm ruhumuzu aç j kat çıkarmaya muvaffak olur.> bjı kadar. ciğerlerimizi dc şiçirerek bol hava almamıza. bilhassa göğüs j Az cülenler. çok güienler olduğu 've karın adalelerimizin dinlenmesi gibi kahkahalanmn sekli ile birbine yardım ettiğini, yani ruh kadar rinden çok farkh gülenler de varbeHen için de faydalı bir jimnastik dır Bu fark. ses gibi. o kadar berıareketi clduffunu bü r ün tıb adanı li''iöir ki bszan bir arkadaşımızı sırf kahkahasından tanıvabiliriz. ları kabul ediyorlar. F»kat kphkahanm sekli ile kai Tpnmmış bir İngiliz doktoru şöy raktpr arafinda büvük bir ilgi ol,1e dıyor: dunınu ysni öğrendik. .. «Her gün hiç olmsz^a bir kere Bir Fransız ruh âlimine' gör». .kahkaha i!e eiilünüz Bu. cüz'î kahksha in>=anın iç â!eminin *n • miktarda da olsa, ömninıizü uzaİnsan na=ıl ken«pmimî fe'ak bir haptır.s rir.i zoris'nsı zarrsn ^ülfmez?'*. Bu iddiayı destekliyen bir cok gül""ek ihtivaçını duvduğu zaman ,fetalistikler vardır: Ora,da ksdmla da kendini bundan alamaz. Bunun trın erkeklerden daha çok süldük gibi. kshkahanın şekli de, adeta inleri için 6n.hu uzun ömürlü olduk sanm ru'nundaki bir kalıptan geçerlan netic^^ine varmarr.ıza imkan rek o biçime girer. :»er«=cek rakamlar görüyoruz. ÂHTI. insanlarm umurtıiyetle beş ' GO'mTİn hu kîd^r faydalı oldu =pç üzerine güldüklerini tesbit etğynu bPmemire rağmen her isteii mis: ?.. e. i. o ve u. Bunların h°r 'fimiz zaman kahkahalarla güle r.e birini de karakteri göteren bir ş\iyiz. Hatiâ bu bir yarsdıhş de'i's? ıe olarak kabu! edebiliriz: biie. ahşkanlık meselesidir diye«Hahhaha» diye yani a üzebiliriz. rinden gü'enler düriist ve ssmimi Gülmevi kabkahalarla, gürültü insanlard:>\ «Hehehe!» dive sü^Jü gülmevi ayıb savan cemiyet.îer İprılor siçuîckanlıdırlar. «HiVıihi!» ; Sarı ile kur^ııni k.uı>ık ince yünlü bir «tüvid» ueu yapılde büyümiiî kimspler. bu yasak yü diye aü'enlfr zekidirîer. «Hoho ;mı» olan bu şık tayyör. yeni modanın hususiyetlerine göre haiünden. kıymetli bu Allah vergi ho! .•> seklir.de kahkaha atan'ar ke' /ırlanmıştır; Caketin eteği kısadır ve kalçayı sarmaktadır. Ön einden mahrum kalmışlardır. yif ehlidirler. ':Huhuhu!» diye \j«niş açılmıştır Te şal yakalar bele kadar inmektedir. Bu cakeHakikaten, gülmek ve heie kah k2 i''!cn!er ise münzevi mhludurlar. tin içine koyu renk bir büluz giyilebilir. Şapka yumusak fötrdendir. j *** Nevsimlik zarif bir tayyör Kadına, aşka, güzelliğe dair Keder ku^unun başınızın üzerindt uçmasına an», başınıza yııva yapmaiınt önlemek elinizdedir. mâni olamazsuuz İVi tip rrUrk m r i ı r ki kaHin'arın mdindr değersizdirler: Kartlannın dedifini yapnu) anlar, yalnn karüannm dediğini yapanlaı. Çaydanhkların veya onun gibi i diğer ibriklerin emziklerinin altına biraz tereyağı veya zeytinyağı sürerseniz, fincana koyarken damlamasının önüne geçmij olursunuz. *** Şemsiyelerin tellerine, bilhassa birleştikleri noktaîara, arasıra biraz makine yağı sürülürse paslanmalannın önüne geçilir ve şemsiyenin kolayca açılıp kapanması temm edilmiş olur. Çocuklanmızın kb'tü huylan. çir*** Büyük veya küçük. bütün ma kin alışkanlıklan bitti: Bunlan bir kasiarı şu şeküde kendi kendinize kaç haftadır bu sahifede, sebebleri, ve kolayca bil 2yebilirsinir Bir par netiçeleri ve çarelerile gördük. ça, ince taneli zımpara kâğıdı alırFakat bizi çocuklarımızdan şikâsmız ve bunu makasla bir kac kere yete sevkeden yalnız bu kötü huyJ kesersiniz. Makasın zımparaya de • lan mı? Bu gibi üzücü halleri olğen ağızları. çarka veya bileyi ta masa bile onlann bir çok başka şına tutulmuş gibi keskinleşir. hareketleri var ki anababaya dailmi bir şikâyet mevruu olur. • Meselâ, siz istersiniz ki çocugunuz. kendisine aldığınız oyuneağın kadrini bilsin, onu iyi kullansın, kırıp dökmesin... Buna hemen hemen imkân yoktur. Çünkü çocuk hiç bir zaman bizim istediğimiz gibi kısacası. bizim gibi dü.şünmez; hisleri, zevkleri başkadır. Eline verilen oyuncağı evirip çevirirken ses çıkaran veya oynıyan bir yerini buldu mu orasını kurcalamaktan onu hiç bir şey geri alamaz. Çünkü çocuk için bir oyuncaâın temin edebileceği en büyük zevk yeni yeni şeyler keşfetmek imkânıdır. Çocukta. annelerin, babalann tabirile. «kıncıhk» daha çok küçük j Yemeğe misaiir davet ettiniz ve yaştan başlar Ağzındaki emziği teı yemeğe saat dokuzda oturulacsğını sadüfen düşürünce onun yerde çı! da bildirdiniz. Saat dokuz oldu, kardığı sesi duyan çocuk, sonra i İpMat gelmesi lâzım olsnların bazı kendisi kasden ater ve böylece çıI sı henüz görünmedi Daha ne ka kardıgı ses daha çok hoşuna gider, çünkü aklınca bu onun eseridir. ! dar bekliyeceksiniz? A\ ıupadski teamü'.e göre, ancak Balkonda o>Tiıyan bir çocuk, •bir çeyrek daha beklemeniz kâfi lindeki oyuncağı aşağıya atmak hedir, dokuuz çeyrek gece sofraya vesinden kendisini bir türlü geri oturabilirsiniz. alamaz. Bebek veya ayı, yere düAmerikalılar ise, her şeyde sürati sevmelerine rağmen, bunda ya şünce acaba ne olacaktır? İşte bu rım saatlik gecikmeyi mazur gö merak ve düşünce onu elindeki orürler ve sofraya oturmadan, ya yuncağı kalHınp yüksekten atmaya sevkedeı. rım saat daha beklerler. Bir Çocuk Büyütüyorum Oyuncakları kırma hıiyü hoyratlığa bir işaret midir? basını üzmekten ileri geliyor. Hakiksite ise. çocuk. ovnoncak bulamasa başka bir şeyi deneyecek, «yapma:» diye tenbih edilmese bile, gene inad ve ısrarla. bu araşbrma ve kurcalama işine devam edecektir. Çocuğu bundan alıkoyamıyacaihmıza göre. yapılacak şey, zaran miimkün olduğu kadar azaltacak tedbirler almaktır. Bu srada, oyun• cakkn tahta veya lâstik gibi. kolsy kolay kırılamıyacak cin=i^^çTl «eçmek lâzimdır Cc"uînnuza tek j basına bir oda ve dadı tahsi?; ede: miyorsanız bile. hiç olmszsB h?p | beraber oturdnâunuz ods.nın bir taI rsfmda ona bir kö=e ay!rmsh=ı z. i OraHa çocuk istediği gibi oynar, | döker. saçar. Burada bir noktayı isaret »frn'k isteriz: Çocuğa kendi büdiği ı\H hareket imkânı vermek hiç de onu intizamsızlığa alıştıımak neticesinl doğurmaz Büâkis, kendi köşe«irıin dı.^ındaki yerlerin intiz^mını gördükçe ona da oyuncak'annı dizmek, düzeltmek ve sıralamak arzusu gelir. Çocuk beş. altı yaşına geHiâi ; haide kmp dökmeye, hoyratlığa j devam ediyorsa. bunun artık bir kasid eseri olduğuna hükmedebilirsinİ7 O zaman. çocukta bir m«n nuniyetsizlik, ruhî bir isyan hali var demektir ki bu da bir başka tetkik mevzuurbır. Gelecek ya»ı: Çocuk nijın yalan söylerî . Cemiyet Hayatı Sofraya ne zaman oturulur? Bir noktasına basınca ses çıka| ran, çalgı çalan veya öten oyunca|ğın içinde ne vardır? Bu merak, uğraşa uğraşa oyunccğı kırmaya, hattâ bunun için azar işitmeye, dayak yemeye değmez mi? Çocuktaki bu tabiî ihtiyacı, ınerak ve tecessüs hissini anlamıyan, lâyıkile takdir edemiyen anababa, onu insafsızlık, zalimlik ve hoyrathkla suçlandınrlar. Zannederler ki çocuğun aldığı zevk ne bulursa kırmaklan ve bunuula anneaıru, ba