23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cunıhur Dolduramadığımız boşluklardan A nkara rad>o«unun arabca neşriyatı Arab memle•^^ ketlcrinde ala^ mevzuu oluvormuş. Bunda şaşarak bir sc> >ok. Zira mubareğin rürkçe neşriyatı da TurUncde a\nı şpkilde karşılanıvor. Anrak bu vesile ile geçmiş bir hikâye aklımıza jeldı. Hata> davası sırasında rahmetli arkadaşımız Omer Rıza Doğrul. Ataturk tarafından, radyoda arabra neşrivat >apmaea memur edilmişti. O zamanlar ri\avet ettilerdi ki. lıutun Hatav meselesini olduğu gibi. Ömerin sozlprini de Dolmabahçede pek >akından takib eden aziz Ataturk. bir gun etrafındakilere: . Canım. bu da ne bicim arahca? Ben bile anlı>orum.» Demii;. Bunu arada bir ^akadan merhuma tekrarladıkça. bayağı siniılenir. kızardı Kaldı ki doğru olmadığı. sonradan Atatürkün kendisinr. zannedcıim. hiıı lırMık bir ikramda bulunmasıle helli oldu. Arahcavında bilp Omer Rı/a Doğrulun yerini dolduramadığımız anlasılı.ior. Ruhu sâdoltun. 11 Ektaı 1933 Yaşadığımız Şehir "SANA NE?,, Yazan: Kâzım Kip lğne ve cuvaldız meselesi A daııada çıkan Vatandaş ga/etesinde. Raffib Batum^^ lu iınzasile sert haslıklı bir vazı gorduk: Lânct olsıın türkce\i bu hale getirenlere. Muharririn neden bahsrttiirini tahii anlamıssınızdır. Diliınize mıısallat edilpn \abanrı kelımelerdpn sikâvet edi>or. Çok doğru ama. a.Miı sazetfn'n birinri sahifesinHe. icine su cıımle>i de alan. hir makale gordük: .... iMı^ad si\dM<iıi)İ7iıı paıolaM. disponıbl kapital potansijelini rantnbl \dtırımlar icin seferber etmektir.» E\et gorduk ve. Ragıb Batıımlıı İIP ber<ıber. biz de lânet ettik! Harfendazlığa dair P"rkeklere saldıran bir kadının macerası bu hafta çesid çe*id resimler \e vazılarla gazetelerimitin hiıinci sahifelerini susledi Halhuki sarkıntıhk >apan eıkekler «vukuatı âdi\e» kahramsnı olduklarından. kendilerinden artık bahis bile edilmi>or. Meşhurdur ya. bir Amerikalı gazeteei mesleğe irirmek iMıven genc bir heveslbe: , Oğlum. demis. herhangi bir verde bir kopek hir adamı ısırırsa. bu havadis değildir. Ehemmiyel bile verme. Fakat hir adam bir kripefi ısırırsa, muhimdir. Durma. sarıl kaleme.Onun gibi bizde erkek saldırdı mı. mesele değil. Vaktâki bir ka dın harekete geçerse, işte o zaman havadis muhim olu\or Kalemleıe s<mlı>or. birinci sahifelerimizi bu yeni tip kahramanın resimleıine hasredivoruz. Telefonlarımızın hali malum. Bir numara çevınrsiniz hiç alâkası olmıyan bir başkası çıkar. Konuşmağa başlarsınız, birdenbire kesiliverir. Umumî telefon kutuları da omur Jetonu atarsınız numara düşmez. kapadığımızda da jeton duşmez veya bir tesaduf esen aradığ'nız numarta üe goıuşursunüz Ap^reyı yerine bıraktığmızda kutudskı bütun jetonlar boşanır. Her gun bu acayib âletlerden hem =ıkâvet eHer. bpm de istifadeye catışınz 5'kâveti çevınrsıniz >dakıkslaıra calar. çalar cevab vermez. Bu k'irn^kprışık çpbekenin, bir ıjınlışlığına dun biz muhat^b ol. dıık Çalşıyorduk Telefon çaldı Ne(PS nelese. işveli bir krfdın sesi «Buyuıun» detnpmize fırsat vermeden anlatmağa hasladı : «Aman kardeş, seni buluncsva kadar anamdan emdıa'm sut bumumdan geldı Çevırinm çevirirım bir tuHu, tutturamam (02) yı aradım. oBulamıyorum. lutfen bağlayınız» dedim «Kendiniz arayınız diye cevab verdiler İstıh. barata başvurdum, «Biz karısmaraştım Nıhayet bır kere daha de. nemevi düşündıim Tesadüfe bak numara duşüverdi. karşıma çıktın. Zaten bızım her*işimiz bovledir. Kocama günlerdenberi söy. luyorum Telefonlar kullanılmaz bır hal aldı diyorum. Git başmüdürt şikâyet et, evime telefon aldığım zaman düşünurum, tlâlem postahanede rahat konuşacakmış diye ne sikâvet edeyım, bana nt? dıyor. Bu bana ne yok mu. kar. deş, bizim içimize işlemiş. Biraz evvel senı aramak için sıra btkhyordum. Kulubedekı adamcasız konuşur da, konuşur. Kaytan bıyıkh bir adam. Aftosu ıle ırı ko. nuşuyor nedır, bır türlu lâfı bıtmiyor. Bır memura dedım ki beş dakikayı geçiriyor, lutfen ıht?r ediverüıiz acele işimiz var. Adam şoyle bir yüzüme bakıp «Bana ne hanım elin züppesile beni döğuştürecek misin?» diye cevab verdı. Hoppala! buranm nerauru «bana ne» derse el oğluna kim karışabüir. Dayanamadım, camı tıkırdattım. Oralı bile olmadı işte bu sırada yandaki kabinenin kapısı açıldı, uzun boylu, güzel endamh bir kız çıktı. Sıra mıra dinler miyim hemen güıverdim. İtiraz pdecek oldular. «Bana ne» dedim. «Bır saattenberı öbür tarafta bek. liyorum.'» O pısınk memuru getirmeğe kalktılar. «Sana ae» dedim. «Konuşacağım işte, haydi o . radan.» Bu kulübenın sırasını tutanların inkisan mıdır nedir. seni de buluncaya kadar su içinde kaldım. «Hanım işin mi yok, bana ne, hea polis miyım?» demez mi? Ya kıscağızın halini bir görmeliyd : n. Alı al, moru mor, üç kopuğun ara. sında bunalmış kalmıştı. Bizimkine de söylıyecek olsam »Bize ne» dıyecektir, biliyordum. Terbiye» sizlerm hali kanıma dokttnuyordu. Keratalar. oralı bile değıldi. K<zca. ğ;za sokuldukça sokultt yorlardl. Baktım iş ileri gidiyor, «rtık dayanamadım «Kıztm sen şoyle geç bakayım» dedim. Snn>a çocuklara dondum, aSiz ne tprbiyesız şeylersınıZ' diye açlı.n ağzımı, yumdum gözumu. Karr'eş, bir insanın ar damarı çatia/îa o I ınsanrlan artık hayır g e l m " . '"tt.n' mazlar «Biz terbıveyı çorbırla ku 1 lanıyoruz abla» diye oen".rri4e tîay ediyorlardı. Işte btzım her işimiz böjle Vsrdeş, eskıden ben yalnız <o<'an'i ayıblardım bır ŞPV sovlsyıp cle «}••na ne» dedi mi. sinirlerim ov, Ja kalk^rdı Bakıyorum Ha ı^>ıp^a boyle Herkes hiç bir şeyi uzprıne ondurmuyor nBana ,ı»» ("e> ıp feçıyor Ben demiyorum Ki ehn iHbanbeyleri ıle yumıuk v^m ı üa tçjv4rt*f J»ÎS^lrfnrasa: t»b:v*« v e , utanmazca haıeketleri yapan'aia ihtar et, hiç olmazsa ••nvıb .•mıcdığıni, utanc duyduğunu ^elli pt. Dünyayı duzeltecek sen mîsirı''» diye bır lâf vardır. Ayol, vBzgtç. tik. sen dunyayı duzeltmcâe ka!K» ma. sadece kendini düzeıt, bu b?ze kâfı. Bak gene bıri «Bana ne« dedi gibime geldı de sinirlerim ayakl&D' dı. Ah kardeş bu arada senin d« hatırını soramadım kusnnmıa bak» ma. nasılsın bakalım? Kaç Zdtnandır karşı karşıya gelib de şöyle )kl âf edemedik. İşten güçten vakit oluyor mu ya! İşte ufak. tefek sl« mak için sabahleyin çıkmıjüm, sana bir telefon edey'm derbm öğle oldu.» Bu sırada arka plindan gftriil. tüler ışitılmeğe baçlandı. Sınirli bir ses «Hanımefendi, hem ııramızı aldın, hem de yanm aaattir konuşuyorsun» diye şikâvet ediyordu. Kulübede bulunan hanım ise, «Çekil oradan adadmcağız, istediğün kadar konuşurum» diy« bekliyenleri tersledı. Sonra tekrar bize döndü: «İşittin değil mi kardeş, na terbiyesiz adam. Ayol «sana ne» konuşuyorum işte, daha lâfım bitmedi. Sana inad konuşacağım ds. Ne diyordum, bak akhmı da karıştırdı. Terbiyesiz herif, ae diycr. dum kardeş, söylesene bayılacağııa şimdı. Dilini mi yuttun hemşir» konuşsana!» «Hanımefendi, gene bir yanlışlık oldu zannederim.» cAaa, aa bu adam da kim.'» «Sız nereyi anyordunuz?» «Hemşireyi ayol!» «Yani hangi numaraü'i?» «Sana ne ayol, hemşiremin telefon numarasından? Orası neresi? Sen onu söyle bana!> ^umhuriyet gazetesi..» «hoppala, peki ne rliya söy. lemezsin, telefon başrnda saatlerce içimi, dışımı söyletirsin?.» «Temas ettiğiniz meselelerde sizi yerden göğe kadar haklı bulduğumuz ıçın sözünüzü kesmeden, zevkle dınledık.» «Peki benım lâflanmdan sjze VAZ1S1Z Bu da bunu biliyormuş Dalıkesirde, evli ve iki çocuk babtsı bir imamın *çnc bir kızi kaçırıp " ^ tecavüz etmesi hâdisesi karşısında, bir arkadaşımn: malüm bir atalar sözünü değiştirerek tekrarhyor: İmam böyle yaparsa, cemaat ne yapsm? Türkçede imamlara dair daha pek çok lâkırdı soylenmistir. Balıkesirli imam bahsinde. arkadaşımızı teselli edebilmek için. bunlardan bir tanesini de biz tekrar edelim: Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur. derler. Huy değişir mi? Kafdağının üst tarafı KTe zamandır ortalarda görünmüyordıı. meğer se\ imli Muammer Karaca Avrupada imiş. Sevahat donuşu. o da modaya uyarak. bir basın (oplanrısı yaptı. Bizi çağırmadıği için bulunmadık amma gazetelerde okuduğumuza göre kıymetli sanatkâr dolaştıği yerleri hiç beğenmemiş. Ezcümle: Capri. Capri diye dillere destan olan yer anrak pek çok uğraşıhrsa Kınalıadaya benziyebilir. biz daima ilerliyoruz. Avrupa duruyor. Gihi şeylcr söylüyor. İlâhi Muammer! Haydi. pek çok uğraşılırsa Capri Kınahva benziyecek. anladık. Bari oldu olacak. yolun diişlü\5e Casino de Parıs. Folies Bergeres ve digerlerinin de. ne kadar muddet zarfında \e ne gavretler pahasına Muammer Karaca. operetine benzijebileceğini de söyleviver^evdin! ^ •¥•> Tütün içmeyi sevenlerin kalbine olmez Moliere'ın şu sözlerı su serpse gerek: «Tutün gibi guzel şey yoktur. Tütün içmek akhselim sahibı ınsanların iptilâsıdır. Tutünsuz hayat sürenler yaşamağs lâyık olmıyan insanlardır.» Prenseslerin tütünü gizli içtikleri devirlerde korkudan büyümüş gözlerle bakan dalkavukların burnuna üflemeğe Tütün içmek hayatın büyuk zevk lertnden biridır ve bütün zevkler gibi âdet hükmüne girdiği zaman bir mani ve ihtiyac halini almaktadır. Vakıâ bu zevk ınsana saadet temin etmez ama ne de olsa uzatüması ve tekrarlanması mumkun olan bir an için insana mesud olduğu zannını verir. Amerika Hindlileri Kristof Kolomb'dan iki. üç bin sene evvel ttitün kiillanmasmı bilmekte idiler. Tutün denilen nebatın yabamsi Amerikanın cenub bölgelerüıde bulunmaktadır. İnsanlar çubuk kullanmayı Milâddan çok önce öğrenmiş' e r dir. Herodot'un yazdıklarma inanmak lâzım gelirse Orta ve Yakındogu sakinlerı o devirlerde esrar denilen Hind kenevirı tozunu içiyoriardı. Uzakşarkta afyon içmek Sdeti binlerce senedenberi yerleşmıs bulunmaktadır. Batj memleketleıine gelince, orada da Arnica gibi bazı nebatlar kurutularak içilmekte idi. Boru çiçeği içmek âdeti tâ kadîm bilinmektedir. zamanlardanberi Bunun bir ıyliği, güzel kokması ve öksürüğü iyi etmesidir. başladı. Fakat bir müddet sonra tüfunun kokusu Kralın bulunduğu odayı dahi ıstilâ etmişti. Hiddetle yerinden kalkan On Dördüncü Louis, bu nun üzerine adamlarım çağırarak tutun içmek cür'etinde bulunan herifin kim olduğunu sordu. Kendisine: DışarıHa bır denizci var. Maİestenızın kendoüe gorüşeceğıni iddia ediyor. Tutün içen odur... Dendi Ondorduncü Louis de pek sevdiğı Jean Bart'ın bu curetine hayran olarak: Zeten ondan başkası edemez. Dedi ve korsanı derhal huzuruna kabul etti. Gene bir gun Marly'de Kral on dördüncü Louis Bourgogne Duşesinin odasının önünden geçiyordu ki bumu tuhaf bir koku aldı Hemen içeri girdi ve hayretten donakaldı: Diis.es ve prensesler salonun ortasma oturmuşlar, içki ve tütün içerek zevk ediyorlardı. Kadmlar kullandıkları pipolan muhafız bölüğünden getirtmişlerdi. cesarst Malumlar, meçhuller #stanbulda bulunan >üzme «ampiyonu Miss Florence Chadwick bir mektub aimıs. Adces sadece şoyle: Amprika vüzme şampiyonu. İslanbııl. Tıırkey. Vzerinde ismi, otel adresi vesaire olmıyan bir zarfın. P"Ma memuru tarafından kendisine getirilmesi karsısmda. yiizme şampijnnu. takdirle karı<>ık bir hayrete düşmüs. Pnsta bahsinde Türkivemiz boyledir. Sivaset şampiyonu. belediye sampivonu. nutıık rekme şampiyonu. sinoma sampivnnıı. rivarro şamr>i\onu. velhasıl nasıl olursa olsıın. bir «samphon* oldunuz mu. mektııhlarınızı adresli veva adressiz, muntazaman alırsınız Değilseniz. boşnna beklemeyin. Mektuhunuz sizi kat'iven hulamaz. MemİFUetimİ7İn bu hususivetini bilspvdi. Amerikalı >üzücü kadının ha>reti. her halde. hir kat daha artardı. * «* ilk sigara içenler nizciler ve kara askerltri olmuştur. İçtımai mevkı sahibi üısanlar boyle âdi zevklere kendilerını kaptırmak istemiyorlardı. Kral On Dördüncü Louis tutünden nefret ederdi. Dumanına tahammül edemez. kokusunu gayetkotü bulurdu. Sarayda ve Versailles bahçelerin de tütün içmek şiddetle memnu idi Jean Bart'tan başka kimse bu ya •*• Sîkın malum olmasm D e n l i Sedad (Simavi) dostumuz. geçen giin Hürriyefte coşkun hkralarından birini daha yayınladı: Son umumi af tamam olm^mıs. Cumhuriyetin 30 nncu yıldönümü şerpfine 29 Ekimde bir umumi af daha üân etmeliymiş. Arkadasımi7in bu arzusunun yerine geti'ileceği pek umulmaz. Çiinkü kanun Meclisten çıkar. o da Esas Teskilât kanununa göre Kasım ayının birinde toplanır. Yani geç kalınıı. .\e.\se ısin oıası ayrı. Fakat Benli"nin fıkrasindan iki üc gün snnra g37elelerde havsdisler gordük. Fuad Koprülü üstadın. kendisi aleyhin» açtı£ı davsnın dosvajı ağirceza mahkemesine sevkedilmiş. Dıınışmaya U l b l U Hımmm Burası oldukca muhim. Bizim Benli Sedddın bir biidiği mi \ar, acaba? Tütün ilk olarak 16 ncı asrın başlangıcında Fransanm Portekiz Elçisi Nicot tarafından bir ılâc sıfatile Fransaya getırildi. Bu yüzden mütehassıslar Solane cinsinden butun nebatlara Nıcot ismıni verdıler. Bu nebatatın hepsi Amerika menselidır. Bugün tutün her tarafta kullan'lmaktadır. IJiç bir nebat dunyava bu derece yaj'ilmış ve şöhıet bulmuş değildir. Yeryüzünde tütün sarfiyatı yekunu iki bu ı çuk milyon tonu bulmaktadır. Bunun hepsi duman olup gitmektedir. Tutun ilk Avropaya geldiğı zamn herkes bunun acı, fena kokulu ve boğazı kurutucu bir ot olduğunda muttefikti. Fakat bir çok hastalıklara iyi geldıği. bir çok derdı tedavı ettiği de kabul ediliyordu. Tutunden hablar, şurublar, merhemler. lâpalar yapılıyor ve sırasına gore muhtelif hastalıklann tedavisinde kullanıhyordu. On sekizinci asır başlançıcına kadaı tütünün tıbbî tesirlerine herkes inandı. Sonra yavaş yavaş bu ııcbrfiı pıpo ıle içmek ideti yayıidı. Fakat bu iptılâya ilk kapılanlar de sağa aykırı hareket etmek cesarerinı kendinde bulamamıştır. Bir gün. Kral tarafından kabul edilecek olan şöhretli korsan, muayede salonuna On Dördüncü Louis' ten çok evvel gelmişti. BeklemekTütünün çubukla içilmesi bu suten usanan Jean Bart'ın caıu sıretle Kral tarafından hoş görülmekıldığından cebinden piposunu çıdiğinden tütünü toz haline getirip kardı. Acele etmeden tütünle dolburuna çekmek âdeti yayılmağa durdu, yaktı ve dumanı kendisine başladı. Bu şekle konmuş tütüne de enfiye ismi verildi. On dördüncü Louis'nin son saltanat senelerine doğru enfiye çekmek ciddi bir iptilâ halini aldı. Herkes gayet ince îspanyoı enfivesı kullamyordu. Bunu çekmek de blr işti. Baş ve şehadet parmağı tabakaya sokulurken küçük parmak havaya kaldmlıyor ve bu basit iş bır sanat halini alıyorduNapoleon müthiş bir enfiye tiryakisi idi. Onun çektiği enfiye nik tarı adeta korkunçtu. Bununla :>eraber İmparator tütünü çubukla mejŞi kat'iyven sevmezdi. Bir gün İran Sahınm elçisi kendisine nefis bir çubuk hediye etmiş H. Napoleon bunu derhal tecrube etmek ıstedı ve turünle doldurarak yaktı • Fak«t bir iki çekişte çtıbuğtı uzağa fırlattı ve «yüregim biılanıyor» diye sızlanmaağ başladı. Şimdi bütün dünya siaara iciyor Pipo ve püro içenler nisbeten azdır. Evvelce tütünü yalnız askerler ı ve babrıvflıler knllanuken bu2'in zorlu en narih kadınlaı bile ontU7 vapaM. K. I mıyorlar. Madem rpsim j'apmasını bilıni>orsunuz. niçin kendinizi voriunuz? Yoksa metbur eden mi var? «Haklısınız bana ne ıma dmledim » oAdam. bana ne de>ip de btrü çileden çıkarma. Eğer chn'ed'nse . » Muhatabım sozunu tamamıayamadı «Sen ıhtardan. ricadan filân anlamıvoısun Acele ışımız var dıyoıuz sana. hâlâ çehe ''alıyorsun be kadın'» diye kaba ve ısabi bir erkek sesmı muhatab'mın cırlsk çığbkları takıb etti ve telefon sert bir şekılde k=*p?ndı. Konuştuğumuz meçhul han.'mefendi. bir çok hususlarda. çüphetis ki haklıydı. Bır daha sefere. daha müsaid bır yerden. hemşırevı arark^n 1 arşısına biz çıkarsak bu meseıeyı Cc 1 dum. Şunlara ıhtaı edıver dedım. konuşuruz. Kardeş! bu şehirde biraz yırtk olmazsan hiç bir iş beceremezsin. Canım, kocamdan biliyorum, gözünün önünde insan boğazliisalar ne üstüne lâzım, katil diye beni yakalasınlar değil mi? Bana ne! der bir tarafa çekiliverir. Evvelki gün bak ne oldu. Bostancıya bizimkinin bir akrabasına ziysrete gidiyorduk. Kadıköyünden tramvaya btadik. Kalabalık, kslaba. lık. kalabalık. Ama hiç sorma öyle bir kalabalık ki.. Biraz ötemızde de kendi halinde bir gene kızcağız bizim gibi ayakta duruyor. Etrafında alacalı. bulacalı gömlekler giymış, üç tane apçıktı delikanlı Tramvay hareket etti, bir. kaç durak sonra, hani şu öğle uzerleri tenha olur dedikleri fsrrıvayı bir görmeliydin kardeş Neyse, ne diyordum, ha! Bu zıpçıktı delikanlılar evvelâ başladılar lisanen kızcağıza sataşmağa Tabii, bütun tramvay halkı ışıtiyor. Kaba kaba sakalar yapıyorlar Herkesin yanında karısı var. kızı var, terbıyesızler san'ii vaınız kendılerı yolculuk edıyovraaş gibi konuşuyorlar. Ayol şaşî'sın. butün bir tramvay halkı bu lâfları işitıyor da, bir tanesi çıkıo «Efendiler, bu şekilde umumî .erlerde Uonuşmayınız ayıbdır1» demıyor Bu sırada yanımıza sokıı'abılon bıletçıve sessızce sov tıyecek cl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle