Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUBÎYlPr TI Temmuz 1952 Şişman Halim Bey ve Karısı nlsrı ara sıra asfaltta hanına önde, Hahm bey arkada badı badi gezerlerkeıı görürdük. Haüm beyin ka.bi yağlanmış, güç nefes alıyormuş, derierdi. Hanımda şeker varmış. Soranlara: Şeker faîan yok! dıye kendi hastalığını bilmemezlikten gelen Saıde hanım sabahleyln bol reçel yer, her yemekte tathdan vazgeçmez, belki de: Senin kalbin yağlanıyor. Bundan yeme! diye sıkı perhiz ettırirlerdi. Bey de: Ben biraz dolaşayun.. diye sokağa yalnız çıktığı zaman çikolata nu olur, karameiâ mı olur, bohaça böreği mi olur, eline ne geçerse kaıısından g:zli olarak yer, sıkletınden bir gram düşmezdi. E, bu böyle gideraezdi.. günün birinde beye bir kriz geldi.. Doktor getirdiler... Zayıflamalı! dediler... Bu sırada hanımın lekeri 2,60 • çıktı.» Siz de sıkı perhiz. Tatlılar. hamur işleri yasak... Suyu da az içeceksiniz. Tavsiyestnde bulundular. Bey yürürneğe baıladı... Bir kilometreyi yanm saatte yürüyen Ha. lim bey de bir kilo kadar eksilmis, oldu. Ama önce tok karnına ve baısaklan dolu iken yapılmış olan tartıda 102 kilo çekmiş, olan şişman Halim bey, on gün sonra aç karnına ve boş barsakla tartıldığı zatnan 101 kilo geldi. Saide hanım ise doktorun tavsiyeali mucibtace hamur işleri yemedi... Pilâva kuvvet verdi... Şeker yemedi... Bal yedi... Su içmedi de hararetini sira, portakal suyu gibi meşrubatla söndürdü... Ne şekeri eksildi, ne de ağırlığı... Saide ile birlikte denize gidiyoruz .. Yaa? Demek denize giriyorsunuz? Saide hanım cevab verdi: Evet! Denize sokuyorum. Siz girmıyor musunuz hanımefendi? Hayır... Ben denize girmem. Romatızmama dokunur... Beyi sokuyorum. Halim bey içini çekerek tıpış tıpi5 arkamızdan yürüyordu. Saide hanım da: Ayol biraz yürü... Güneş baçıma vurdu... diye azarhyordu. Plâja vardık... Halim bey soyundu... Saide hanım, şöyle sahile yakın gölgelik bir yere bir gandalya attı... Kocası denız» girmeden evvel karısının yanına geldi... Durdu... Bir müddet bekledıkten sonra: Hadi bağla! dedi... Ne oluyorsun, patlamadm ya!. diyen Saide hanım büyücek el torbasıodaa çıkardıgı bir çamaşır ipini kocasının beline bağladı... Biraz fazlaca sıkmıs olacak ki Halim bey: Aman, fazla sıkma Saide! Nefesim darabyor... diye sızlandı. Saide hanım da: Evet, bol bırakayım da... Tekrar boğul değil mi?.. diye çıkıjü. Bana da: Beyimiz kızlarla fingirderken boğuluyordu... Yaa! Geçmiş olsun, ne zaman? Geçen hafta... Gitti gittiydl. Allah kurtardı. Onun için fimdi akıllandım... İp bağhyorum... Uzağa gidemiyor... (Kocasına) Hadi gir..I Halim bey, plâjdakilerin alaylarına aldıri} etmeden denize yürüdü... Su beline kadar gelince Saide hanım »eslendi... Yeter... Daha fazla gitme!.. Halim bey: Biraz daha müsaade et de göğsüme kadar gelsin! Olmaz... Ben hesabımı bilirim... Böylece Halim bey belinden iple kansına bağlı olarak banyosunu alıyor, olduğu yerde suya dalıp çıkıyordu. Doktor on dakıka, nihayet bir çeyrek suda kalabıleceğini söylemişti. Halim bey içın de bu bir değişiklik oluyordu. Saide hanım kocasını bağladıktan sonra elindeki gazeteyi açtı... Göz gezdirirken hafif tertib uyuklamağa başladı. Halim bey o'.duğu yerde dalıp çıkıyor, etraftakilerie de lâtifeler ediyordu. Plâjlarda muziblik çok olur. Arada bir çocuklar Halim beyi kansına bağhyan ipi çekiyor, Saide hanımı uyandınyorlar, o da: NasıUmız hanımefendi? İyi degiiim... Domatesi bıraktım .. Tekmil vücudümde fasıla fasıla kırmuılıklar, oldu. Doktor yasak etti. Şımdi vişne suyu ıçiyoııım... O da ekşilık verivor. HaLm beyefendi nasıl? Sormayın Felek bey! Her gün ekzersiz, her gun idman, sıkı perhiz... Gene de arttı... Şimdi 103 kilo oldu... Yaa! Vah vah! Ne yapacaksınız? Hiç ekzersizleri uzatmak lâzun. Ona da adam tahammul edemiyor... Ama çaresız... Yava§ yavas... Ne kadar yapıyor... Şimdi bir saat ama... İki saate çıkaracağım... Aman hanımefendi! Kabll değil Haüm bey dayanamaz. Dayanır beyım, dayanır... Ben onu tecrübe ettım. O kadar zor bır ı§ değil Ki... Üstelık hava da alıyor .. Siz bılirsiniz... Ama pek üstüne varmasanız iyi olur. Malum ya mülâhham adamdır. Olamaz beyım .. 103 kiloya çıktı.. Bır çaresini bulmalı... Siz ne kadarsınız? Ben tartıimam... Adetim değildir .. Kendinizi nasıl kontrol edersinız? Bizde bir yüklük kapısı vardır. Oradan girebiürsem iyiyim.. giremezsem semizim... Şimdi girebiliyor musunuz? Eh.. Azacık kendımi sıkarsam giriyorum.. Amaan Felek Bey.. ölümlü dünyada.. hep bunlarla mı dört kilo yiyeceğim .. uğraşacağız?. Nasıl bezik o\Tiuyor Midenizi bozmuyor mu? musunuz? Biraz barsakiarıma dokunuyor; Hayır, hanımefendi! Ben beama dahâ" iyi . Üstelık româtizmazik oynamam. mâ dâ iyi geliyor... Zaten .. Aman ben bayılırım.. Hem de Gene durdu . Ve seslendi: parasına oynanm. geçen gece dok Halira . Durdun gene .. B.raz dinlendim, Saide .. Hâlâ toru yuttum.. tam iki buçuk lirasıru uldım... zaman bitlnedi mi ? . Saatine bakarak: Çok iyi.. vizitası çıktı demek.. Hayır... Ben sana haber veriDiyerek şakalaştıktan sonra ayrılrim .. 1 dım... Tesadüfe bakın.. on dakika Biraz daha kaldıktan sonra çık I sonra Halim Beye rastladım.. Yan tım... Ama ne yalan söyliyeyim Ha sckaklardan birinde dolaşıyordu. Hm beyin yaptığı ekzersizi merak Vay, Halim Beyefendi! Ne âetmedim değil... Fakat Saide ha lemdesiniz?. nımın ağzından lâf almak kabil (Gülerek) iyiyim hamdolsun... olmadı... Bemm de yapyalnız ssağı Maşalah, sizi iyi görüyorum.. bahçeye gitmemın manası yoktu .. Eh, çok şükür.. fena değilim .. Aradan b:r hafta kadar geçtı... Ama sıklet maşallah yerinde Saıde hanımı sokakta gördüm... galiba! Hamdoîsun.. o da yerinde.. Eğzersizler... (Gulerekl onlar da yerinde.. Kuzum Halim Beyefendi! Bu ne çeşid egzersiz böyle, ınsanı semirtiyor... Bu bizim hanımın bulduğu bir sistem .. Ne yapıyorsunuz? İyiyim dedim ya!. Lâtifeyi bırakın!. Bırakamam.. Sonra benim egzersiz berbad olur. Gülüştuk . Aynlırken: Bıze gelsenize!. Görüşürüz.. Siz egzersizden baş alamıyorsunuz ki .. Alırım canım.. O halde?. O halde kolavını buldum.. bizim bahçede boş bir bostan kuyusu var. Evet! Bir de eski bostan dolabı.. Evet! Oraya kcşuyorum.. Aman hanımefendi, ne dediniz? Oraya koşuyorum Felek Bey.. Hem yoruyor, hem de kazaya maruz kahnıyor, ben de rahat ediyorum... Ne kadar dönüyor?. S Şimdi bir saat, bir çeyrek.. Kim kcntrol ediyor?. ( Ben... Hayret doğrusu.. pek merak ? ediyorum. Acaba göremez miyim . Vallahi, kendisi utanıyor» O« r.un için görünmek istemez, Ben bile yanına gitmiyorum. Lâkin sıhhat meselesi malum ya Felek Bey. Siz bir gün bize gelin.. ben siza ağaçların aralığından gösteririm. Ertesi gün, gene yürüjüfte Halim Beyin oturduğu evin arkasında bir sokaktan geçerken Halim Beyin yandaki viran bahçıvan evinden çıktığını gördüm.. bekledım. Arkasından birisi daha çıktı. Halim Bey beni görünce elile isaret ettL Sokuldum.. Merhaba Felek Bey.. Nereye böyle Halim Bey?. Egzersize başlayacağım.. Geleyim mı?. Bizimki duymadan şu yıkık duvardan bahçeye gireriz.. dedi. Baktım, öteki adanun yedeğinde bir de eşek var.. Halim Beye sordunr. Bu hayvan sizin mi?. (Guierek) hayır. komşunurt, dedi.. Aman ses etjneyin! Yavaşca bahçeye girdik.. ötpjçj adam.. hayvanı dolaba koşhı .. Halim Bey de bir lira verdi.. ve yavaşça: Bir buçuk saat sonra eel al, emi?. diye de tenbih etti.. Bostan dolabının yanında sık ağaçlıkların cölgesine serilmij bir hasıra uzandık .. Nasıl burası?. Çok güzel ama.. egzersiz.. Şımdi başlar.. merak etme! dedi .. Gerçekten beş dakika sonra Saide Hanımın uzaktan sesi işitildi: Halim'.. Efendim. Hazır mıs'.n?. • Bir dakikada haurım... diya kalktı.. eşeğin yanına gitti.. ve bağırdı . Tamam .. Hajdi başla.. Halim Bey eşeği dürttü. Ha>n.an yavaş yavaş yürümeye başladı.. Her dör.üşte bir tutam ot verdi.. Böylece dolap dönüyordu.. Bir ara hayvan durunca Saide Hanım seslendi: Halim... Ne yapıyorsun?. Bir parça nefes ahyorum, Saide pek yoruldum.. dedikten sonra hayvanı durtükledi. Eşek gene yürümeye başlarh.. sordum: Nereden farkına vanyor?. Dedim. Elile dolabın koluna asıll bir kapı çanını gösterdi.. Çan her adınvla sallanıyor ve çalıyordu.. Yarım saat kadar orada bu dolabı seyrettim.. Halim Bey rahat rahat oturuyor, eşek dolabı çeviriyor, Saide Hanım da Halime egzersizini yaptırıyorum diye memnun oluyordu. Lâkin her saadetin bir sonu olduğu gibi.. civardan geçen bir satıcının eşeği başladı bağırmaya., Halim Bey doğruldu.. Şimdi bizimki de... demeye kalmadı... Dolabda koşulu eşek de başlamaz mı bağırmaya .. Halim Bey fırladı... Eşeğe vurdu.. hayvan yürümez... Öyle de inadma bağınyor ki... Adamcağız.. işin bir felâketle neticelenmemesi için hayvanı dolaptan çözüp y^rine geçmeğe çalışırken... Saide Hanımıa sesini hemen yammızda işittik... Yaa! Demek dolabı eşek çeviriyormuş.. alacağın olsun Halim.. TevekkeU şişmsnlıyormuşsun.. dedi. G«l buraya bakayım.. diye şaşkın bır halde olan Halim Beyi çekerek içeri götürdü.. benim yüzüme bile bakmadı... O gün, bugündür, ikisini de göremedim... Komşulara sordum .. Yeşilköye taşındıklantu söyledüer... Haftanın Şakaları Bizim tontonlar böylece sjşman şişman hayatiarına devam ederken bir gün asfalt üzerinde tıpış tıpış yürüyen Halim beye bakkalm çırağı bisikletle çarptı. Adamcağız âüştü. Dizkapağl açıldı... Elleri de berelendı. 100 kiloluk vücudün düşmesile bu kadarcık bir yaralanma çok değıldi... Ama hemen tatanos serumu yaptılar. Biçare bundan çok zahmet çekti... Yüksek ateş yaptı... Bu yüzden zaten müsaid olan vücudünde sivilceler, kısık yer lerinde de ısılikler oldu... Doktorlar... Denize girin. Ama yüzmeyin! tavsiyesinde bulundular... Tekaüd maaşı ve babasından kalma bir .kı bostan ki; asile geçinen Halim bey denize gireceğinden memnun olarak civardaki plâjlardan birine gitti... Eh 1,55 boyunda kısacık bir adam olan Halim beyin 101 kiloluk vücudü pek de estetık bir et yığını tejkil eüniyor Halim... Uıaklajıyorsun. diye du .. haykınyordu. Halbukl Halim bey olduğu yerSaide hanımın nezareti alünda denize giren Halim bey, ayaklan den «71110111 değildl. Vallahl bir yer» gitmiyorum kuma bastıkça yürüyerek, banyosunu almaktan zevk duyuyordu... yahu! dediğl zaman: İpi ben mi gerdlm? diyerek Etraftaki çoluk çocuk, genc kız ve erkekler de Halim beyi plâjın bir çıkıjıyor, çoluk çocuk eğleniyordu. Ben, plâjın kaynaşmasıqı seyTB maskotu haline getirmişlerdi. Günün birinde Halim bey Saide ha dalmıştım... Birdenbire Saide hanımın şeker hastalığmın tesirile nınun: uyukladığı bir sırada bir kaç gen Hay! diye bağırarak yere dü}cin teşvikile bıraz açıldı... Fakat tüğünü gördüm... Hemen oraya seaçıktan geçen bir vapurun ölü ğirttim... Kadını yerden kaldanrdalgalan plâja yaklaştığı zaman ken garib bir hâdise gözüme çarpzaten boynuna kadar gelmiş olan tı. Saide hanımın oturduğu iskemle deniz, Halim beyi a.tma aldı. Ço devrılmiş bir halde sahi> doğru cuklar bunu farketmediler... Fakat gidiyordu... Bilâihtiyar gözüm Habiraz sonra Halim beyin bulunduğu lim beyi aradı... Ne göreyim... yerden hava kabarcıkîan çıktığını Dört tane genc... iki kız, iki erkek... görünce koştular... Adamı yan Halim beyi karga tulumba etmışler. baygm halde çıkardılar... Ve plâja Açığa doğru götürüyorlar... O da getirdiler... Güçlükle başaşağı çe kurtulmak için ellerile çabalayıp virip, yuttuğu suyu boşalttıktan duruyordu... bir çeyrek sonra Halim bey kenSaide hanım kalktı: dine gelebildi... Halim... Halim... Gozün kör O gün bugün Saide hanım, Ha olsun .. Nereye gidiyorsun! Gene lim beyin deniz banyolarını da sag boğulacaksın... diye bağırdı duılama bağlamak lüzumunu hissetti... du... Ben işte bu sıralarda onlarla teGencier aldırmadılar... Adamı sumas ettim... Zaten ötedenberi ta ya soktular, çıkardılar... Soktular, nıdığım bu orijinal ç.fte bir gün çıkardılar ve tekrar... Sığlık yere p.âja gider'.erken rastladım. getirip bıraktılar... Ooo, Halim beyefendi! NaHalim bey korkarak sudan çıktı.. sılsınız bakalım? dedim... Kansına: (İçini çekerek) İyi diyelim Vallahi Saidecim! Bende kaiyi olalım bey oğlum... bahat yok! Gördün ya! Beni kucakladılar... diye özür dilerken Sai Nereye böyle? de hanım: Çabuk giyin de evde göriişurüz... diyor ve üstiindeki kumları silkiyordu... Çocuklar, bu ;akaya bayıldılar. Saide hanımın cturduğu iskemleye Halim beyi bağ'.amasile ba;lamif olan bu komedi hanımm düşmesile bitti .. Bir daha ne Halm bey, ne Saide hanım plâjda görünmedıler... * # * Merak ettim... On, on be$ gün hiç birine rasteelmedim. Konu kom şu da onlardan bir haber vermedıler... Fakat tesadüf eseri o'.arak, doktorlannı gördüm. . Halim bey biraz zayıfadı... Hanımda da şeker arttı. Arttıkça sinir de artıyor... Ne yapacağız bilmem .. dedı. Yürüyüşe çıkmıştım. Fırsat dür fürdüm... Araltk olan bahçe kapumdan içeri ğirdim .. Saide hanımı evin arkasıiıdaki agaçlık ve büyük bahçenin önünde oturnau} yün örerken gördüm .. Ooo! Buyurun! dedi... Aman kusura bakmayın, syağa kalkamıyorum... Romatizmalarım gene pek azdı. Elini dptüm: Naalsuuz bakalım Hanımefendi! Hiç görünmüyorsunuz. Halim bey nasıl?.. İyiyiz... Halim de iyi... Doktoru gördüm. Majallah zayıflamı? dıyor. Eh! Bereket bana .. Eğ<r ona kalsa, çatlayacaktı . Siz nası sınız? Ben fena değilım!.. Sskerim eene artır.ış diyorlar. Ben bu dok tprlardan da bir şey anlamjyorum.. Ağzımm içi zehir gibi... Şekerim artmıs,... Ayol jekerim arUa, tükürüğüm Utü olur, dejil mi yâ?.. Onun için... Diyerek durdu... Dinledi... Ve seslendi... Halim... Uyuma! .. Uzaktan Halim beyin sesi: Uyumuyorum... Kundurama kum girdi de .. Ben yüzüne baktım... Halim ekzersiz yapıyor... dedi ve lâfı değiştirdi. Domates de ne kadar pahalı. Ben günde iki kilo yiyorum. Vitamin varmij. Şekere de iyi imiş . Hararetimi de söndürüyor... Ge! gelelim... Çok pahalı... İki kilo domates çok değil mi? Yok beyım, yok! Ucuz olsa TATL SÖ GULER YUZ • İçeri girerken, çok bahşiş veren bir adam hali takın... HAZIMSIZLIK Kannla bazan kavga ettiğiniz olur mu? Hayır. Bazan kavga etmediğimiz olur... AKILLI Bahçedeki köpek pek azüı bir şeye benziyordu. „ Misafir sordu: BU FIATA.. «Köpeğiniz yanına yaklaştınr AK1LLI! mı?» Arkadaşını, yazlık köşkünde ziİki deli arasındaEv sahibi cevab verdi: yarete gıtmişti. Ne yapıyorsun öyle? cTabii. Isırmak için ayağına Pencereden kuılara yem atı oBu kö|k sizin mi, yoksa kira kadar gelecek değil ya.» ile mi oturuyorsunuz?» diye sordu. yorum. Evet ama, şimdi gece. Kuşlar I Arkadaşı bu suallerin ikisine de: «Evet» dıye cevab verdi. «Yazlığıgörmez ki. na iki bin liraya aldık!» Ben de onun için yalancıktan INCE BELLİ yem atar gibi yapıyorum ya. Sayılar âlemmde, iki 0, bir 8 e rastladılar. 0 lardan biri gösterdi: «Şuna bak! Belini amma da sıkrnış!» KEREM Genc âşık, sevgilisi ile gezmeye gitmiş ve bir ayhğını bitirmişü. Aynlırken: «Seni o kadar seviyorum ki» dedi, obir dahaki aybajına tekrar buluşmaya razıyım.» BIREBIR Kadın doktora vaziyeti anlatıyordu: «Sigaradan vazpeçmesi için kocama verdiğiniz ilâcı sigarasınm ÇOCUKTAN AL HABERİ içine koyamadım, çorbaya kanjtır Yemeğe kalıyorsunuz demek. dım.B «Mükemmel. Artık içmiyor Ne bildin? Annem jorbaya su Uave etti değil mi?» • «Evet. Çorba içmez oldu.» » Doktorun arkadaşı sordu: «Ilk nişanlından niçin »ynldın?» «Pek çiğ bir kızdı » oPeki, ikincisınden?» «Oda fazla pişkindi.» SON MERHALE Kadın kocasile kavga ediyordu: «Seninle geçinmemi?e imkân yok!» Sana çok, çok aptal bir kadın lâzım! Neye benimle evlendin?» Adam boynunu büktü: «Ne yapayım, kancığım, kabahat benim mi? Daha aptalını bulamadım.» TEDARtKSIZ Yankesici yüz lira para cezasına mahkum olmuştu. Karan dinledikten sonra hâkime özür diler gibi bakü: «Yanımda elli liradan fazla param yok, reis bey» dedi. «Müsaade ederseniz bir saat kadar şehirde göyle bir dolaşayım.» Merak ediyordum. dedim ya .. Bir gün yolda gene Saide Hanıma rastladım. Bostancıya kadar gidiyorum, dedi; et daha ucuz.. Bey nasıl?. Iyidir.. egzersizi arttırdım.. Şişmanhk durdu.. Kuzum hanımefendi! Sizin bir sistem varmış.. Halim Bey söyledi.. ama izsh etmedi.. nedir bu sistern?. Güldü: Kimseye söylemezseniz anîaünm... Ne münasebet? Hiç söyler miyim?. Efendim! Halim çok şişmanladı. Biraz zayıflatmak lâzım.. doktcrlar ancak yol yürümesine müsaade ediyorlar. Yürümüyor mu? Yürüyordu. Lâkin kulaklan ağır işiüyor. Arkadan geleni duymuyor. Geçenlerde biliyorsunuz, bisikletle çarptüar. Adam parça parça oldu. Onun için yalnız bırakamıyorum. Beraber geziniz bari... Ama benim yürüyecek halim yok. Romatizmam var. Ah! Yazık! Kolun kırıldı demek! Peki, jimdi çekleri nasü imE&layacaksın? Tayyaredekilsr Atom bombası lnniâicmm resmlni çekmek ls< Herkes nlçuı ba kndan çiçek alıyar, bir türiü anbyamıyomm... teyen menklı bir {azeteci vardı. Nereye gitti acaba?