Katalog

17 Temmnz 1951 CUMHURÎYET ~ Memleket Hihâyeleri: 3 HANCER YAZAN: YAŞAR KEMAL cVay anasıru, avradım. Böy le ha?» Ali: «BütÜB Çukurovada ondan namussuz adam bulunmaz. Elci deel, ırgat celladı. Ağalaruı iti; ırgatlann düşmanı .. Senin bir cuval pamuğu onca ırgadın ı çmde ağaya gösderip »eni rezil kepaze etmeseydi olmaz mıydı? Herkese yapar kötülük, bir haklayan çıkmadı. Yapamaz bunu onünde görse erkek adam.. Bir de . » Hüseyin, Alinin kolundan tu • tup durdurdu. Kan çanağına dönmüş gözlerini delercesine gözleri nin içine dikti. (»De'Ian.» dedi, «tgansıynan yatdım dedi mi?» Ali omuz sılkti: «Bilmem...» Hüseyinin elinde birden hançer parladı. «De'Ian». dedi. «De'lan1» Ali dudak büktü: «Bu hançan bana çekeceğine » Hüseyin Aliyi hıncla itip gerisin eeri döndü Koşuyordu. Tarlalardan, çalılık lardan geçiyor, soluğu kesilip duruyor, sonra tekrar koşuyordu. Bacakları kan içinde kalmıstı... Arada blr ayın üstünü bir bulut parçası kapatıyor, her bulut gelijte Hüseyinin yüreği hop ediyordu. Hüseyin, ağzı asağı, bır kara çalınm karanlığına yatmıs, elindeki hançerini sıkıyor, tir tir titriyor, olanca gücüyle geriniyordu. Ay, babdaki dağlara doğru lndi. Hüseyinin gözü karşı karanlık dağlarda, gökteki kocaman ayda. Ay, bir türlü batmak bilmiyor. Biraz ileride, harman yerindeki ırgadlar çoktandır uyumuşlar. Irgadlann ötesinde, harman yerinin sağında, elcinin cıbinliği de rüzgârda usul usul sallanıyor. I Ay, dağların tepesine oturdu kaldı. Hüseyin, hançerin kabzasını yakalamıs... Uçacak gıbi.. Ay iniyor.. Derken ay batıverdi . Hüseyinde bir telâs, bir titreme .. Hüseyin sürüne surüne cibinliğe doğru gidiyor. Soluk bile almıyor. Usulcana cibinlifin yan'na yattı. Cibinliğin içindeki. rahat rahat horluyor. Sonra sayıklıyor. Hüsevin, cibınliğtn karanl'Şına boylu boyunca uzanmış .. Öteki horlayıp yatakta donüvor.. Hüseyinin hançeri tutan elinde. biieğinde bir sızı.. Bilek düşecekmış sibi.. Yüreğinin sesi gürültülü. Hüseyin gürültüden ürktü. Az. üeride kımıldayan bir gölge . Hüseyin hışımla hançeri toprağa çakıp, fırladı. Düşe kalka, köye doğru koşuyordu. TPepedekl kızgın günej, gölgesini ayaklannın dibine, koyu bir yuvarlak halinde düşürüyor, her bastıkça ayaklan bileklerine kadar, yolun kızgın tozlan içine gömülüyordu. Üstübaşı toz içinde kalmış. boynundan. yüzünden siizülen terler tozla kanşjp çanrur olmuştu. Basına bağladığı mendilin bir ucunu dişleri srasma almış çiğniyor, elile de iki yanına işaretler yapıyor, kendi kendine konuşuyordu. Öne doğru yumulmus. tozlan dört bir yanına fıskırtarak hızla yürürken birden durdu. Ağzın daki mendil ucunu hırsla ısırdı Tükürecek cldu, ağzı kurumuş, dili damağına yapışmıştı. «Ben», dedi, «gosd<»nrim ona. Ben hırsızhk yapacak adam nıyım be? Bu ijin ucunda ölüm Daha hızh yün'imeğe Avaklannı yakan tozun farkında bil« degi'ıdi Sonra. nedensc; yoldan çıkıp taıialara saptı. Ekin =aplan ayaklannın aitmd» çıtır • dıyordu Uzakta gürültüyle bir Narman makinesi çalıgıyor. ıro'tlann küfürleri duvuluyordu. Har man makinesinin farktnd» olmaian. onünden geçip Rİtti. Gözleri kısılmıs. küçücük yüzü; biraz daha kücülüp kırarmıstı. /Unının kmsıklıklannı da çamur ioldurmustu. YürüdüSü toprak yanlmıs. yanklar örümcek ağı gibi, dal dal ier bir taraia yayılmıstı. Ayağım biri bir yanğa girip burkuliu. Müthis acıdı. Acıdan, oldu6u yere çöküverdi. Toprak, etinl kız pın demir gibi dagladı. Sıcağın ıcısı... Toprağın acısı... Birden lopladı .. Bir zaman şaskın şaşkın bakındı. Sonra yerden bir xıtam' kuru ekin sapi alıp çiğne•neye başladı. Çığnedikçe sap ağnnı kurutuvor, buruvordu. Ağ dakıpi tüVürdü. Sonra bir tu:am daha aldı. Bir de yorulmustu ki.. Sallanıyor. vanına yonune yalpa vu ruyordu. Zmk diye durdu. Afalladı. Ne oluvor, nerevp gidivordu? HenT>n ecık hattrlıdr «Namussuz, alçak », dedi kinle, «sana yapar ?arn; yananm. Bil ki: ulan; bu işin ucunda ölüm var. Ben hırsız'ık yapacak adam mıyım? Bun :a yıl Çukurovadayım, namusurnla çahştım > Sonra, gene daldı. Güneş tepeBİnı kaynatıyordu. O gün, ikindıye kadaı, karşıki yoldan geçenler. tarlalann ortasında. güneşin alnında. dümduz; Binltılı bir hssır eibi alabildığine «ımif ovada biraz one doğru igilmi» adamı kıpırdamadan du mrken gördüler. Adamın gdzleri kapalı . Bir cev:z ağacının altında üç yaşında, dişleri bembeyaz, gülen, emekliyen bir çocuk .. Çocuk, neşe ile anasının boynuna atılır. Çocuk ter içindedir.. Yüzünden, gözün den terler süzülür. Çocuğun gomleği yırtılmış, çocuk ağlar .. Nedense hep ağlar. Sor.ra genç kadın tarladan doner. Dudakları yanlmış.. İhtiyar ana, ak saçlı .. Belini tuta tuta, bir şeyler soyler... Kurumuş elleri ananın... Kurumuş eller.. Eller, Çukurovanın binbir pınltıyla donen sı • cağının içinden uzanır. Var gücüyle dişlerini sıktı. «Namussuz.. Sana gosteririm Ben hırsızlık yapmışım ha! Gece yarısı Muharrem Ağanın pamuğunu çalmışım. öyle mi? Beni atdınr mısın işten?» Garbi yeli efil efil esmeğe başladı. Golgesi, doğuya doğru bir adam boyu uzamı^tı. Tâ guneyde, Akdenızın üstunden parça parça ak bulutlar yükselivordu. Biraz kımıldadı. Sonra bir adım atıp durdu. Sonra hızla yürumeye başladı. Tarlalardan tozlu yola saptı . Önünden bıri gidıyordu Gözlerini kısıp baktı. Karan hk da yavaş yavaş çoktüğü ıçin, önden gideni bir türlü farkedemi yordu. Adımlannı açtı. Önden gidene yetişip, oHişt'lan! » dedi. Öteki dondü. Beriki sevindi: «Ali'lao.. sen mısın?» Ali durdu. «Bu işi eyi yapmadın, Hüseyin.» dedi. Hüseyin: «Ben,» dedi, «Elcinin inadına yaptım o ışi.» Ali: «Senin arkandan bir atdı dutdu... Dimedığini komadı. Hır 8iz, dedi. Namussuz, dedi. Irgat milletının lerehni bu adamlardır beş parahk eden, dedi. Ne bılyira ben.. dedi oğlu dedi. Sen bu 151 yapıp rezıl olmamahydım.» Hüseyin: «Sövdü mü?» dedi. Ali: «Bırak benira yakamı.. Ben bilmem orasını .» «Nasıl bılmezsin?» «Bilmem..» «Sövmedı mi?» «Bılmem .» a Daha ne dedi?» «Bılmem..» «Ben onun gansıylan yattım, dedi. Öyle mı?» «Bılmem amma, o çok na mussuz adam.» «Yani yattım, dedi!» «O çok namussuz bir adam » «Demek yüz kişınin içinde böyle dedi?» «Alçağın biridir o.» Sahte karakolda kuyumcu Salamon'un başına gelenler Kuyumcu Salamonun serveti, oMehmedle Rızanın gidişl 15 da. Zabıta tarihinde meraklı vak'alar: 3 nu tanıyanlar için bellıbaşlı bir dekika kadar olmus, fakat ikısi de dıkodu mevzuu olmuştu Kapalıgözükmemiştı. Yahudi tüccarın ka« jarşınm en ışlek dukkânlarından fasından binbir türlü ihtimal geçibııine sahıb olmasına rağmen Tahyordu. Aradan bir saat geçmesıne takalede basık bir ahşab evde oturağmen polislerin donmeyışi Salaran Salamonun bütun parasını ban monu da. joförü de kuşkulandırmıs ;?larda ıstıf ettiğı sö>lenırdı. tı. Yarım saat daha beklemeğe KaBazan bu dedikodular Musevi rar verdiler, fakat gene kimsenuo uyumcunun kulağına kadar gıder, gelmediğıni görünce Salamon çofore akat o hıç aldınş etmpzdı. Ha*tâ beraberce Tahtakale karakoluna :endisine takılıp alay edenler bile gıtmelerini soyledi. Soför, Salamoılurdu. Kırk beşini aşmş kansınnu bırakmak istemediğinden bu tek dan başka hayatta kımsesi bulunlifi kabul etti. mıyan Salamona: «Bu kadar paraYerinde yeller eser! • kefenine doldurmaja kalksan o ı Sok?ktan içeri girince. ttkarakol» bile almaz» derlerdı. binasını bilen Sîlamon arabayı duı" Salamon ise, bunlara karşı, bır durtarak indi. İçeride ışık olmadıtürlü tamir ettirmeye kıyamadığı ğuıı görerek tabelâyı arastırdı. tadiflerını gösterircesine Eirıtarak: kat o da yerinde yoktu. Üç dört Bizde para ne arar» cevabmı vesaattir başmdan geçen hâiıselerın rirdi. tesirile aptallaşan kuyumcu oAcaMahallenin külhanbsylerinden bir AKALE ba deliriyor muyun".''» dıye duşükaç kışi ihtiyar kuyumcuyu korkutmak gayesıle bır gece yolunu nürken bütün e\'.eri kontrol etmekesıp kü";ük çantasını açtılar. Çanğe başladı, fakat hiç birisınde taKARAKOLU tanın içinden bir kaç zeytin tanesı belâ yoktu Sokağın yanlış olmaa ile bır parça sucuktan başka bır şey da imkânsızdı Zıra karakolun karjıkmadı. şısında yanık bir ev olduğunu ılk Çahnmış elnıaslar geüçinde iyıce görmüştü. Kapıyı Bırincıkânunun soğuk bir günü şoforle birlikte uzun uzun çslmaidı. Salamon saat altıva doğru düklarma raemen hiç bir cevab çıkmakânın kepenklenni indırdi ve kuyınca Emniyet Müdürlüğüne git;uk çantasını alarak evine doğru meğe karar verdiler. yola çıktı Çantanın içerisinde elii Salamon başmdan gecen hâdisebin liraya \akm kıymette mücevvi nöbetei müdürüne anlatınca muher bulunduğundan olduKça telâşdür derhal Tahtakale karakolunu lıydı. Önce bır taksiye binerek earattı. Hakikî karakol, gayet tabiî, vine gitmeyi dujundü, £axat sonra hâHiseden habersizdi Sahte karabundan vazgeçerek kalabJık yolkol kurulacağı kimsenın aklına gellardan gitmeyi daha muvafık bulmiyor ve Salamona mütemadî bir du Bu mücevherler bir paşanın adam, mücevherleri kendisine sa sablârken kurtulus fimidi olduğu tazyik yapılıyordu. İhtiyar kuyumtan hırsızdı Komiser, Salamonu goz nu da düşünüyordu. Pohsler bır köşkünden ıkı gün evvel çalınmışcu biraz ev\'elkı suçlu vaziyetinden tı Hırsızlar en emin >er olarak Sa ucuyla suzdükten sonra oturmasını taksi çe\irerek Salamonu da bın çıkmış, şimdi ıImüce^•herlerim» diışaret ettı ve sual.erini eormağa dirdıler. Araba Emınönü meydalamonu bıldıkleri için çaldıklan nından geçerken polis Rıza sigara ye polisin bajmın etini yiyordu. eşyayı yan fiatından aşağı da olsa •aşladı: Sabaha kgdar devam eden tahkikat « Mücevherleri bu adamdan almak ıçin otomobili durduttu. Poona satarlardı Salamon da hırsızlık lis Mehmed de fena halde sıkıştığı neticesinde hırsızlann çaldıklarl ne zaman aldın"1» eşvasmı alır almaz evıne götürur nı söyliyerek ajağı inerken çantayı mücevherleri Salamona sathktan « Bu sabah.» ve aradan bir kaç ay geçip hâdise Jcoltuğuna aldı ve Salamonu işaret sonra nasıl geri aldıklan anlaşıldl umttulduktan sonra piyasaya sü« Hırsızlık malı olduğunu bıederek jofore hıtaben: «Dikkat et, ve polis bile Musevi kuvumcunun erdi lıyor muydun?» hırsızdır bir yere kaçmasın!» dedi. haline kahkahalarla güldü. Evıne beş yüz metre kadar bir « Kat'ıyen. Bana bunlann ken mesafe kalnvştı ki karşsına res disine aid olduğunu söylemiçtı.» mî ünıformalı bir polıs memuru Salamcnun bu cevabı uıerıne çıktı. Polis Salamonun uzerıne komiser: doğru geldikçe Yahudi kuyumcu« Yalan «öyleme.» nun rengi biraz daha sararvyordu. Diye bağırdı ve polis memuflaNitekim memur kariş'S'ha gelerek durdu ve: «Kujumcu aalamon sen r.na işaret ederek çantayı getirmelerını soyledi. mi'îin?» dedl. Çantayı açıp tnücevherlarin içinSaîsmon kendisini •oparlamaya çalıştı ise de bunda pek luvaifak i de olduğunu görünce Salamonu olam'yarak heyecanlm bellı eden yolda yakalıyan pohse döndü: bir sesle «Evet» diye cevab verdi. ı « Aferın, Rıza, iyi tahmin etPolis, hakkında karakola bır ih mışsin. Bütün mücevherler burabar yapıldığını, kendisini takib et da» dedi. Masanm iizerindeki manyatohı mesini söyleyihce kuyumcu kısa bir kekelemeden sonra. evıne yak telefonun kolunu bir kaç defa çelaştığnı, çantasını bırakıp karısına vırerek Müdiriyeti aradı ve Salada haber vermesi için müsaade et monu yakaladıklaruu, fimdi göodereceğmi «öyledikten sonpa pomesini polisten rıca etti. Memür birdenbire asabileserek: lislere, çantayı da alıp kuyumcuyu « Bize zaten çantan lâzım! Yü Emnıyet Müdürlüğüne göturme:erıni ışaret etti: rü karakola» dedi. oTcmiz blr U'» Salamcnun dizlermin bagl çöHuntington (Amerika) da bir çöp Florıda (Amerika) da horozların, Pohsler, Salamonla birlikte kazüldü. Demek fcl polis her Jeyi kabma iki aüenin çöp doldurması öğrenmisti! Memuru daha fazla kız rakoldan çıkınca komiterin asık ötmelerine mâni olmak için, başladırmamak için sesini çıkartmıya suratı birdenbire değijti. Elleri bağ nnı kaldırmalanna ve kanad çırp yasakür. rak pohs.e beraber yürümeğe baş lı Sdama döndü: malanna imkân vermiyecek kadar « Ulan Ali! tfi becerdik Atladı. Middleton (Amerika1) da bir hırmektir. Şimdiye kadar böyle temiı dar kümeslere kapaülmaa mecbu sız bır eve girmış ve ev sahibinin. Tahtakalenin izbe blr fokagına yapmamıştık. Heriften ham ridir. saptılar, bir müddet daha yürübalık tutarken kullanmak üzere sakdukten sonra iki katlı ahsab bır e yirml bin lira kopardık, hem de *** ladığı, bir kutu solucanı çalmıştır. vin önünde durdular. Eve yakla mücevherlerl geriye »ldık!» İsminin Ali olduğu aniaşılan hır Vicksburg (Amerika) da ihtiyar*** şırken Salamon ikinci kat pencerelerinin altınâ doğru bir şeyin sız, sahte karakolun sahte komi lar jerefine verilen bir riyafete biri Columbus (Amerika) da kılisede «arkıtıldıgını farketti. Kapıdan gir serini gülerek dinledikten sonra: 104, biri 106, diğeri 107 yaşında uç hırsızlık eden bir adam altı ay her 4 Hadi, çöz ellerimi de çıkâ kiji iştirak etmiştir ki bu luretle j p^zar kılıseye gıtmeğe mahkum meden evvel bunu arajtırdi. Fakat gözüne, üzerinde: «Tahtakale polıs hm artık, Mustafa» dedi. üçünün yaşlarınm yekunu 317 yi | edılmiştir. Mustafa, Alinin elindeki iplerl bulmuîtur. karakolu» yatan tabelâdan bajka *** caml bir jey çarpmâdı. ıTabelâ her hal çıkarttaıktan »onra haöfçe *** de rüzgârın tesirile oynuyordu» dl arabyarak, iple aşağı sarkıthgı tâErding (Ahnanya) da 77 yaşında belâyı da çekti. Değirmen koiuyla ye düşündü. Lennartfnrs (İ'vijrei deki bir fut bir adam bır gece bir evin penceyapılan sahte telefon ve kınk dâk bol maçında hakem oyunu bir araElleri ba|lı adam resine ei'erile tuHınmuş vaziyette Karakolda bir komiser ve blr de tilo makinesini de ildıktan sonra lık tatil etmiş ve bu fasıla esnasında görüLmuştür. Adam kurtanlmış v« polis memuru vardl. Kenardaki sı arkasuıdaki re«ml elbiseyl çıkar bir takma dış arannuştır. Oyuncu karakolda şöyle ifade vermiştir: ranın üzerinde de elleri bağh blr tıp hepslni bir bavula yerleştirdi lardan bîrinin ağzından düşen bu «Bir kıa k&çırmak için merdivenl» adam oruruyordu. Salamon bu a ve Aliyle birlkte evden çıktılar. takma dij nihayet karşı taraf oyun pencereve çıkmı;+'m Beni kıskana» Gidlş O gidlf damın ylizüne dikkat edinc» korcularından birinîn başına, «açlan delikanlılar alümdan merdıveni çekSalamon polislerin ortasında yokudan bayılmamak için kendisini arasına sakladığı ke$fedilrtüjtir. tüer...» zor zapt«tU. Zira elleri bağu olan la koyulunca yiyeceği c«zayı he Yazan: FEYYAZ TOKAR PoÜS BOŞ VAKTINIZI HOŞ GEÇİRMEK İÇİN Sizhâkimolsaydımz.. DAHA NELER! Bir adam, (llefi kötü gidip de borclulaf etrafıaı sannra, ne yapacağınj laçınyor ve evını, mallarını satıp slr arabava teşınıyor. Şımdi bu arabayı bir ev gıbi kullanm^ku, içinde yatıp kalkmaktadır. Fakat borclular gene yakasım bırakmıyorlar ve mahkemeye bâşvurup icra yolu ile onun altındaki bu arabaya da haciz koydurmak ıstiyorlar. Adam kendisini (öyle müdafaa edıyr «Bu araba benim yatıp kalküğım verdir, onun için haciz koyamazsmız » Borclular ise arabanm ev eayılamıyacağını, bir mal olduğuna gore haciz konulmasını ileri suruyorlar. Siı hâktm olsayâuuz ne karar venrdkuz? Görüfünüı kuvvetli mi? Tukarıdâ Bir j , be| muhtelif bllir; yalnız, bu ipuelarındah hangiipucü yâkâlamıj, fakat |özü yâlıiız sini takib ederse papatyaya ulaşapapatyada. An bal alınâcak çiçeği bilecek, siz söyler misiniz?. Zihin Sporları 2 Bir salonda 50 kişi var: Kadın, erkek ve çocuk Yathız, erkeklerin sayıfeı kadmlardân 4 f6z)&. 1 Buz gibi »oguk, tas gibi kaÇocuklar ise, 8 tane eksik Glsaydı, kadınlarla erkeklerin toplamının tı; öper öpmez yumujar surah. tam yansı olurdu. Bu hesaba göre. 2 Bir meyvain # ! £ boyuna sa:onda kaç erkek, ka; kadın Ve artar. kaç çocuk vardır? S Babârn pariâit, ben kafS; dokunan olur maskara. 3 Aşsğıdaki cümiede bir hay4 Ben gider gitrnez arkamdan. van sakhdır. Bulabilir misiniz? derler: «Çabuk gelsin, aman!» ... Adam kansina: «Şeftalileri 5 Dünyaya »ıkıla sıkıla gelireçel yapmasaydın da keıke çiy rirtı; gene de nkılâ nkıla ölürüm. çiy yeseydık» dedi .. i Bir yapıya baslâmıştık. dört ijçi tutiuk. İ4 ğünde işih yansını 1 fukandaki sayılâfı hangi yâptılar. Acele bitinrîllt lâ/ım ğelÎ5tikameÜerde toplâmalıdıf ki ye diği için 3 ifçi daha tuttuk. Şittldi yapı ka; günde bitecektir? . kualar hep aynı çıksın? . ' ~ Nedir 0 Bil Bakalımî 6 Tüyden hafiftir, fakat tuttltamaz. 7 içtiği zaman kunıtur, içmediği zan.an kurutmaz. 8 İki yüzlüdüt, fakat herkes klymet verir. 9 Öünleri gâyılldır, fakat dogduğu senede olmsî. 10 Yedikçe tukenmez, yemedikç« tükenlr. Me»el«lerin halledilmif şekilleri gazetemizin 4 üncü sahifesindedîr.