26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhurivet TECESSÜSLER 15 Tenunuz 1951 Devede Kulak hafta bizim F.K.G. ara seçimlerine namzedlığini koymıyacağını bildirdı. Anlasılan daha uzun boylu, aramızda ve başımızda kalmağa niyetli. Pekâlâ. Zaten iyi kotü birbirimıze alıştık gidiyoruz. Üstad, geçen gün 103 ucuz evın temelini atarken, âteşin bir nutuk söyledı: «İşte görün imar durdu mu, durmadı mı? Âyinesi iştir kişmin... Şahsın gorünür rütbei aklı...» gıbi lâflar. imar işleri ne âlemdedir, pek bilmiyorum. Fakat «âyinesi iştir kişinin...> sözünü F.K.G. ye tatbık edersek, biz onu, Bakırkoyündeki temel atma merasıminde değil, çok daha evvel, kendisi İstanbul Vilâyetine temel attığı zaman gormuştük. O muazzam temeli atan bır adam ıçın 103 ucuz evinki çocuk oyuncağı sayılır. P" TANBUL SEft Alimler de artık falcılığa başladı! «Biz» kimiz? Ajfusevı vatandaşlannuzdan D P. İstanbul müjetvekiü Salamon Adatto, geçeıllerde yapılan Telâvıv İstanrul futbol maçından sonra, 81 gibi büyük gol farkına müteessir olmuş ve üzgün bir sesle: Hayret, demış, nasıl oldu da «bizimkiler» bu kadar büyük bir fsrkla mağlub oldular? Vanında bulunan bir arkadaşımız, nazıkâne, vaziyeti tashıh etmış: Üstad, bir yanlışhğınız var. «Bizimkıîer» galıb geldı:. T/\N6UL PftNAYIRl Elinıze bakıp da: «Sızın erken dana getiren unsur, guddeler v« bunamaniz ihtimali var!> diyen bi hormonlardır. Bu unsurların vücurine rastlarsanız ona uydurma bir dün iç bünyesinde olduğu gibi dış falcı gozile bakmaym. Bu bir âlim teşekkülâtında da tezahiır edea neticeleri vardır. Yalnız ehn şekli, olabilir. El fah bir çok hikâyelere mev parmak izleri veya avuç çizg'leri zu olacak kadar harcı âlem bir d l , yüzün bickni, bojrun uzu.nlu mevzudur. Hattâ, arkadaşlar ara ğu veya kısalığı da karakterle ve sında, çaka kabılinden, avuçtaki umumî bünye durumile ilgilidir.» çizgılere bakıp mana çıkaramar ve | Başka cihetlerin tetkikini dığer gelişigüzel haber verenler gorülür. ' meslekdaşlarma bırakan Dr. ScheiEskıden falcılar da bunu kendıleri. mann tecrübelerini el üzerinde ne güzel bir kazanc vasıtası yap toplamış ve jrukarıda bahsettiğimiz mışlardı. Fakat, her şeyde jnüsbet noktalar cümlesinden olarak şu eyolu takib eden ilmın bugun «1 fa sasları da tesbit etmiştir: Kısa parmaftlar Elin sırtı.ıdan lına bakmasına ne dersiniz? Buna verilecek cevab nerhalde [ ölçüldüğü zaman parmaklarm boavcun uzunluğundan çok kısa şu olacaktır: «Demek ki el falının da müs ise, Saf bir tsbiate delil sayıiabiıir. Bu gibi ellerin sahibleri umumiyetle bet bır tarafı varmış.» Evet, çünku öyle olmasa ömür kuvvetli ve sıhhatli insanlardır. lerini müsbet bilgüeri aramaya ver Yajamaktan zevkalırlar, yiyip içmjş olan bir çok büyük âü.ıüer meyi, kalabalık arpsmda bulunmaavuç içindeki çizgilerden maria çı yı severler. Yaradıhşfsn ieabı neşeli ve tasasız kimselerdir, fakat karmaya kalkmazlardı. Son senelerde, tıb âlimleri elin kızdıklan takdirde de pek insafs'Z şekli ve avuç içindeki çızgılorle olurlar. Birdenbire karar verip tatbir ınsanın bünye durumu arasın bikata geçerler. Sabırsızdırlar ve da buyuk bir munasebet olduğu ufak teferruata ehemmiyet vermez ler. netıcesıne varmışlardır. Bu ruhiyatçı doktorların başınVzun pannaklar Orta parmağıda Eugene Scheımann gelıyor. As nın uzunluğu avuc boyvmdan fazla len Avusturyalı olan bu doktor, 'olanlar yukarıdaki tipin aksidir. B'J nazı tazyıkı altında Viyanadan [ tipe mensub kimseler hassastırlar, uzaklaşmış ve Amerikada yerleş intizamı severler, teferruata ehemmiştir. Bugun Chıcago'nun en ta miyet verirler, ufak şeylere üzünınmış tıb âlimlerinden birı clan lürler. Münzevî nıhludurlar. Sanatkâr görüşleri, feylovofvari düşünDr. Scheimann dıyor ki : «Ilim, bühassa insan rauanı celeri vardır. Bünyeleri de nazık masını hal hususunda, bütün un ve nisbeten zayıftır. surlardan istifade etmek TnevknnOrta tip Parmak kısmının bodedır. Insanın yapısmda iıenüz yu ile avucun uzunluğu birbirüıe öyle meçhul taraflar vardır ki bun hemen hemen müsavi olanlar mularm birer muhim hakikati gizle tedıl tipi teşkil ederler. Bunlann dikleri düşünülebilir ve ümî bu1 asabiyetleri, hassasiyetleri, bünya şekilde tetkiklerile sırlarına varıl sağlamlıkları da orta derecededir. ması beklenebilir.» Başparmağuı oynaklığı da kaEl üzerinde ve avuç içindeki rakter ve bünyenin güzel bir ölçütetkiklerde Dr. Scheimann yalnız südür. Gevşek bir başparmak ho« değildir. Londra Üniversitesi pro vardalık derecesinde cömerdliğe fesorlerinden Dr. C. Walf da' bu alâmettir. Bunun aksi ise ihtiyatlı sahada uzun tetkiklerde bulun bir mizac gösterir. Birinciler bazan muş ve Amerikadaki meslekdasma haşuı, bazan yumuşak hareket eyardımı dokunacak keşiflere ulaş derler; ikinciler ise daıma itidal mıştır Meselâ, her iki doktorun gösterirler. vardıkları netıcelerden biri şudur: Elle en yakm ilgisi olan şey, el» İnce uzun elhler sinirli yazısıdır. Zira, yazı yazarken h a : S Bunların avuçlarında da çizgi bol lerin şekillerinı tayin eden amıldur. Çunku asabî oldukları ıçm lerin başında elin aldığı vaziyet ve ellerini mütemadiyen hareket etti parmaklarm kalemi tutuşu teşkıl rirler. Bu tip arasında bazı mide eder. rahatsızlıklarına da ötekilere nisDr. Scheimann ve diğer mütebetle daha fazla rastlanır, zira si hassıslar, bu sahada da yaptıkîan nir sisteminin mide hastalık'.arıada tetkiklerden sonra şu esasları tesbüyuk bır rol oynadığı da bir ha bit etmişlerdir: kikattir. İri harfli yazılar Hiddet, azim Scheimann'la bu sahada tetki ve sebat, kendine güven ve hodkatta bulunan daha bir çok âlrm kâmlık gösterir. ler, «erken bunama» denilen hasUfkî harfler Yazıda fırsat düştalığa uğrayanların da ellerinde tükçe harfleri ufkî bir şekilde u bazı hususiyetler buhnuşıaıdır. zatmak, meselâ «t» lerin çizgilerini Meselâ bu gıbi kimselerin parınak fazla uzun çekmek irade kuvveti, izlerindeki çırgiler daha seycevvaliyet ve içi içine sığmamak rektır, parmaklar da boğumludur. gibi hususiyetlerin ifadesidir. Aynı insanların ise avuçlarmdaki Şakulî harfler Yukarıdakinin çizgilerin normallere nisbetle '>am aksine, harflere şakulî bir istikamet başka bir şekil arzettiği görulmüş verme meselâ «d» lerin çizgüerıni tur. fazla uzun çekme temayülü suse Dr. Scheimann, yirmi beş sene ve gösterişe, heves, inad ve kısdir türlü çeşid hastaya bakmış tec kanclığın bır ışareti sayılabilir. rübeli bir hekimdir. Bu çeyrek Değişik yazı Hassasiyet deliasırlık meslek hayatındaki müşa lidır. Ince ruhlu, sanatkâr mizsclı, hedelerile bir çok hükümlere var i ç i i v e düşünceh yaradıhşta olandığı gibi işin ilmî mahiyetni de ] a r e kserıya avnı "harfi dîğerinden şu suretle tesbit etmektedir; farklı ve bambaşka bir şekılde ys «Bir iasanın bünye duııımu zarlar veya bazan dık yazı, bazan nu, karakter ve hususıyetini n.ey da iğri yazı kullanırlar. • •• Kumara dair Doğaziçinde Çamlıca KulUbünün polis taraiından, Amerıkan filmlerinde görülen, topiu, tufekli «eller yukarı» h şekilde mutantan baskını ve kumar oynayanlann yakalanması dedikodusu devam ediyor. Gelin bıraz kumardan açahm. Bu fena hastalığın ne önüne geçilebilir, ne de devası vardır. İki kışi bir »rava gelip kumar oynamaya karar verdıler mı, gökten peygumberieri mdırsenız, nafıle. Şu kuş darr.a konacak mı, konmıyacak mı? Ver on l'ra. Iik geçecek otomobilm numarası tek mi olacak, çift mı? Al yirmi hra. Yağmur yağacak mı, yağmıyacak mı? Çık yırmi beş kâğıd. Bunun önüne geçebilir misiniz'' İş buralardan başlayıp mahalîe kahvrsinHefcî 66 ya.'vîdolu tavtaya uırayarak kulübîere, evlere yayılıyor. Her yerde olduğu gıbi bizde c'e otedenberi kumar oynanmıştır ve elbette oynanacaktır. İngılterede. en ufak kumann bile müthiş surette takib va tecziye edildıği bir eyalette, kumarbazlar bir barda zsr atarlarmış. Polıs mâni olmuş. Onlar da bagka bir jekle başvuımuşlar: Herkes önüne bir kahve şekeri koyar, «n'aşmiya göre, meselâ önündeki şekerın üstüne ilk sinek konan, diğerlerinden paralan toplarmış. Bu boyledir. Ama bütün bütün de serbest bırakamıyacogımıza göre. meşhur hıkâyedeki hamamın namufU kabiıinden, ara sıra bir baskın yapar işi idare ederi*. Allah, topun ağzına gelenlerin yardımcısı olsua. •<* Bir tarif • • * İzmirde. İzmir Palas'ın lokantasında oturuyoruz. Kordonboyunda bır suru heveslı guneşin altında balıic tutmaya çalışıyor Arkadaşım: Oltanın tarifıni biliyor musun? dedi. Bahk heveslılerini gostererek: O d a ne, dedim, işte şu ellerindeki şeyler olta. Yok, o kadar basit değil Bak ben sana soyleyevım .Bir ucunda her zaman bir alık öbür Ucünda bazan bır bahk bulunan şeye olta derler. IKINCI DUNYA HARBININ GIZLI HADISELERINDEN • •• Muharebe ediyoruz IJdberinız var mı' Almanya ile hâlâ harb halinde imişız. Dış Bakanlığı harbe nıhayet veııldığine dair kanıın tasansı hazırlamış. Buyük Millet Meclisıne vermiş. Tasvib olunursa harb hali kalkacakmış. Aiın size asrımızın komedilerüıden bir tane daha. Alrrsn Konsolosu İstanbula geldi yerleşti. Bızım de Bonn şehrinoe mumessıhmız var. EIçı de yakında gıdıyor. Alrnanya ile tıcaretımiz de yolunda. Onlar gelıp tütün. pan;uk vesaire alıyorlar. Biz gidıp sanayie aid şunu bunu getırıyoruz. Dığer taraftan da harb hali berdevam1 Bu yalnız bize mahsus değil. Amerıka Almanyaya yardım eder. Ama harb halınaedır. İngiltere sılâhlanmasını (!) ister. O da harb halinde. Fransa Schuman plânile dostluk alâmetleri gösterir O da öyle Şu dünya ne hale geldi. Almanya bilârdo masasında ortadaki üçüncü topa benzıyor. Garb devletlerınin topu Pus topuna dokunmaya cesaret edemediği için, boyuna ortaHakı topu kullanmakta. Bir kınljverirse, siz seyredin gümbürtüyü! Stalin, atom bombasım Truman'uan haber almca niçin şaşırmamıştı? Amerikadaki atom casusluğu hâdısesı hakkında en mühım malumatı, son defa muhakemeye çekılen David Greenglass vermıştır. Bu kısa boylu, şışman ve neşelı genc adam, baş atom casusu Julıus Rosenberg hesabma çahştığını butun tafsilâtıle anlatmıştır. Onun verdiği malumattan oğrendığımıze gore, Rusenberg, karısı ve Greenglass Rusya hesabına casusluk faalıyetine 1943 senesınde gırişmişler ve 194445 senelermde ise buyuk muvaffakiyetler elde etmeye başlamışlardı. Şebeke çok geniştı ve Kanadada, Ingilterede çok guvendıkleri adamları vardı. Fakat, aslen Almanken Ingilız tabiiyetine geç.p atom araştırmalanna karışmış olan Klaus Fuchs'un tevkif edılmesı Amerikadaki casusların keyfını kaçırdı. Zira, Fuchs'un ele geçmesi şebekenin meydana çıkmasına yol açabılirdi. Rosenberg, bu endişe ile, derhal tedbir almaya başladı. Bu arada, şebekenin Los Alamos'taki Amerıkan atom bombası tesislerinde en faal kolu olan Greenglass'ı uzaklaştırmaya karar verdi. «Meksikaya gidebilirsin» diyordu. «Tabiî. pasaportla gıdecek değılsin: kaçacaksm Bu ış ıçın sana 5000 dolar tutarında hakikî Mosjkova altını verebilirim'» I Greenglass. Rosenberg'den 5000 dolan aldı. fakat Meksıkava derhal gitmedi, bır müddet daha Amerikada oyalandı Bu sırada hukumetın tahkikat ve takıbatı baş ladı. Greenglass tevkif edıldi. *** Greengla^ sade parolalan faş ermekle kalnıamış aynı zamsnda bır takım gizli plânîarın da kopyalarını vermiştir. Bunların arasınria 11945 te Rusyaya gonderılmek uzere |Stalin"le neler konuştuğunu anlattı. « Kendisine, uzun tecrübeler, den sonra yeni bir bomba yaptığı|mızı. şımdıye kadar icad edilmış bombalann hepsınden kıyas kabul etmıvecek derecede tahribkâr olan I bu bombayı yakında Japonyaya jkarşı kullanacağımızı ve onu bu suretle teslime mecbur edebilece|ğimizi soyledim. Stalin bu haberi sükunetle karşıladı ve sadece: «Memnun oldum ve kullanmanızı temennı ederim» dedi. «Truman gibi, ben de Stalin'ın bu lâkaydisıne hayret etmiştim. Bu kadar rauhım bir keşfi nasıl olur Ja alâkasız karşılayabılirdi? İşi anlamadığına ve keşfın manasını lâyıkile kavrayamadığına hükmettim. Ertesi gun bu hususta bizden daha fazla malumat ve izahat istiyecegini unıuyordum. «Fakat ertesi günlerde Stalin'den bir ses çıkmadı. Bunun üzerine, şu hukmü verdim: Ruslar kendi askeri sırlannı ve harb sanayiine aıd 'mî bir fikir edinebilir.» icadlarını gızli tuttukları için bi| Prof. Koski Los Alamos'taki atom zim bu keşfimiz hakkında da fazla araştırmalanna iştirak etmiştır ve tafsilât istemeyi herhalde münasib | bu bakımdan, Greenglass plânları bulmuyorlardı..» ını lâyıkile tahlil edebilecek bir James Byrnes'in bu tarzda dü! durumdadır. şünmesıni kendisinin iyi niyet sa*** hibi. ve temiz kalbli bır adam ol • •• RaJyo değil, buz dolabî Dayram günlerinde radyoda bir «Nas"^ reddin Hoca» dinledik. Sozumona radyofonik temsil. Aman, efendim bir temsil ki sormayın. Hocanın herkesçe malum lıkralarını altalta koymuşlar. Münasebetli münasebetsiz boyuna okuyup durdular. E.... Hocafendi kazan ömr mü ? Doğurduğuna inandın da oldüğüne niye inanmıyorsun' E.... Hocafendi gokte kaç yıldız var? i Sakalımın kılları kadar. E.... Hocafendi eşek bağırdı. j Bana inanmıyorsun da. ve ilâh .. Ne soğuk, ne manasız, ne tatsız tuzsuz şeydi o yarabbi' Yapanlar kımdır, bılmem. Fakat Nasredrtm Hocaya dair yarım saat hasretmek lâzımsa. bunu oüenler var. Meselâ Burhan Felek. Refı Cevad Ulunay arkadaşlarımız. hem Hocayı, hem devrını. hem de fıkralannı, kendiierıne hâs nüktelı tarzlarile anlatarak bu ışı mukemmelen yapariar. Ama, mutlaka ötekinin benkinin geçimi msseles1' ise, çok tica ederım, onların paıalarını verın de, bize gene plâk çalın. Vazgeçtık. Bu ne radyo, ne fornV ne de temsil. malar vardır ki atom bombasınm nasıl yapıldığını gostermektedır. Işın en muhim tarafı burada ortaya çıkıyor: Greenglass'ın bu plânları hazırlayıp verdiği zaman Hıroşımadaki ilk atom ınfilâki henüz vuku buimamıştı! 24 temmuz 1945 te yani Hiroşi masile izah edebiliriz. Zira, Dış işBu plân ve şemalar acaba Rus ma'da ilk atom bombası patlama leri Bakanının. Rosenberg, Greenlara Amerikanın hazırladığı yeni dan iki hafta evvel Truman'la Sta glass veya Alger Hiss'ten haben sılâh hakkında kâfı derecede bir llın Postsdam'da buluştular. O za bıle yokhı ve dünyaya ilk defa olafıkir verebilir miydi? Imanki Amerikan Dış İşleri Bakanı rak Hiroşima infılâkile ılân edilen Mahkemede fıkrine müracaat e Isıfatile bu toplantıya iştirak etmış büyük keşfın çok daha evvel bu dılen bır âlim: John Hopkins üni olan James Byrnes «Açık konuşa casuslar vasıtasıle Kremlin'e bildiversıtesi profesorlerinden Walter i lım» ismile neşrettıği kitabda şu lümış olduğunu aklına bile getireKoski plânları tetkik etmış ve şu mezdi. sahneyi anlatıyor: kanaatte olduğunu soylemıştir: | «Toplantının sonunda Başkan, ' Evet, Stalin atom bombası hak «Semalar kâfi derecede va ortadaki yuvarlak masanın etrafın 1 kında Truman'ın ağzından ışıttığı zıhtır ve muhim teferruatı ıhtıva ] dan dolaşıp Stalın'ın yanına gıt*ı, haber karsıs:nda hiç bir hayret etmektedır. Atom hakkında az çok I kendisile alçak sesle bır şeyler ko gcstermemıştı, çunku mefVnın nt malumatı olan bır kimse bunlardan nuştu olduğunu çoktan Hlıyordu maiuyeti uzeuode umul=.«Buaz soua yaaıma geldı ve j (Amerikan basmından) Her halde beoim olacak, Ben daba evvel gfH;M ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle