20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhu Amerîka Mektublan: t Anlık 1951 Bir Röportaj: HoJlyvvoodda 2 0 0 istanbullu arasında Yazan: Haluk Durukal Bundan tam fiımi gene önce İzmirden Amerikaya gelirken cebimde tam yirmi dört dolarım vardı!.. Uçüncü mevkideyim. Çünkü o zamanlar dördüncü mevki daha lcad edilmemişti. Yanımda bir bajka İzmirli arkadaşım da bulunmaktaydı. Onun cebinde aksilik ya yirmi dört dolan bile yoktu. Başİadı ağlamaya, çünkü parasız in•anları Amerikaya sokmuyorlardı. «Ne ağlıyorsun be, dedim!» Bende var yirmi dört, dolar, «ana layar veririm, «en memura önce gösterirsin, sonra gene layar, bana verirsin, ben gösteririm. Karay» »yak bastık mı Allah kerim, orada liyanı yok, ağlasan da ohır artık!..» Hollytcood, Kajnm "Ben Hüseyin Rahminin kardeşiyim,, diyen kadııt İddiaya göre maruf romancımız edebiyat tarihinin yazdığı gibi Said Paşanın değil, Kayserili Hacı Omerin oğlu Yazan : Faik Baysal Kim derdi ki berbad bir diş ağnsı bana bir hakikati keşfetthecek? Öyle bir hakikat ki insan ister istemez bütün biyografiler ve tarihler hakkında bir «n şüphey» düşüvor. Hakikat olarak bildığimiz ve babadan oğula ağzımızla ve kitablanmızla tekrar edegeldigimiı pebajından Fresko, daha bir çok innice hâdiseler vardır ki iyic» kursan... Koca bir Mİonu doldurmujcalandıkları takdirde hiç bir doğru lar. Zaten bu mükellef villânuı tarafları olmadığı meydana çıkıvekapısından girerken içerideki karir. İ^te, Hüseyin Rahmi, hayatını labahğın bir hayli olduğunu kapı kendi havatımızdan belki daha etönünde sıralanmi} otomobillerden raflı bildıtjimizi zannettiğimiz, geanlamıştım. Hep bir ağızdan türkniş halk topluluklarınm büyük roçe «Hoj geldiniz! J.» dediler. Çomancısı, bütün edebiyat kitaolaıile cuklan torunlan bir kelime türkberaber Aksaravda bir Daşanın oğiu çe bilmiyorlar, yalnız türkçe olaolarak dünyaya gelmiştir sanııız rak bildikleri çey ebedt parola IlRİbuki hakikat hiç de böyle deKazik!.. Evet hepsi sadece bu kcğilmiş. limeyi ve içerisindeki derin maFatihi ve onun kapalı tramvay nayı tamamile biliyor. Etrafımı adurağını hemen henıen bilmiven İsHalime Başaran larak suallere basladılar. «Hâlâ sitanbullu yok gibidir. İşte o durakmid satılıyor mu?» Hepsi derin Bunlarj bana Ho!lywoodda sinetan başınızı karsı tarafa kaldırıp iyice örterek: derin iç geçirdiler. cHasretiz» de Baba bir, ana ayrı diyor. Ama stüdyolanna giderken mükel diler. Koz helvasından, salebe, Sibakaısanız, önünüzde yükselen bılef bir Cadillac otomobilln sahibi livri yoğurdundan Yakacık suyuna nanm en üst katının balkonunda rna ağabeyim bile babasının benım göziinüze ?u levhâ ilişir: Di| tabi babam olduğunu bilmıyordu. direksiyon başındakl İzmirli Hilâli kadar her şey içimizi zaman zaman bi, Erdoğan. Edebiyat tarihinde en Sizin babanızın adı ne? |imdiki Mr. Ely Levy anlatıyor. bir kabuk oyacağı gibi oyuyor. muhteşem bir simanın yanlışlıklar Hacı Ömer, Kayserinin Ürgüp İzmirli Levy |imdi Colunıbi* ıl Ne yapalım ki burada hepimiz rala dolu hayat başlanyıcının gizli kal kazasınm Damsa köyünden Haci tıema şirketinin kodamanlarından hat birer hayat kuıduk. Zaten mış noktasının çözülen düğümü Omeri tanımıyan yoktur. biri olmug. Fakat bu muvaffakıyet Türkiyeye gıtmek istesek vize buradadır. Sağ mı şimdı? sebebsiz değil. Yirmi sene önce ce zorluğu var.» Kadın, gözleri yaş yaş cevab binde yirmi dört dolar bulunduğu Di? tabibi Erdoğan Şirinin muaHepsi süzbirliği etmişler gibi birhalde dördüncü mevki olmadığı yenehanesi geceleri saat 1112 ye verdi: Hayır, rahmetli koldu, 110 yakadar açıktır. Adını tasıyan levhaIçin tiçüncü mevki ile Amerikaya den Varlık vergisinin Amerikada bahsettilef. nın asılı bulunduğu pencerelerde şında vardı ö:düğı;nde. Genç''en gelen Mr. Levy'nin muvaffakıytt uyandndığı dehşetten Flüoresan bir lâmbanın duman katır sırtında İstanbula gelir, buiçin faşmaz bir takım düsturlan Sonra Kore harbindeki zaferleıın mavisi ışığı geceleri yanar durur. radan mal ahp köyde satarmış İşta var. Meselâ para üstu alırken gene Amerikada inanamıyacağımız Ancak akçamHan sonra vakit bu gelişlerinden birinde imam nıkâhı karjımdakinde bir kuruj çıkıjma dereeede uyandırdığı müsbet ifadelabildiğimden ben de dişlerimi te kıynı Beşiktaştan bir kız aimış. ymcı ben tldırmıyarak yürümeye vi anlattılar. Yaşlılardan İstanjiıldavi ettirmeğe saat on sulannda Çok geçmeden, AHah vermeye, kalkıyonım. tOlmaz be çocTik, di lu Kuledıbinden Salamon eski şar gidebiliyorum. Bir çok Fatihliler de biraz aklını bozmuş ve hastaneye yor, lnıanı dolar zengin yapmaz, kıları hatırlamağa çalı.tı. Şu anda Türkiyeden 15 000 kilometre uzakbu gece tedsvisi usulünden çok yatmis. Be?iktaslı hamm da öHü bu kuruçlar zengin yapar!» ta sinema dünvniınır « " (• • 1 i r>;,• * <>• memnundurlar. Nitekim mtfayerıe sanarak, paşayla, çu Aksarayh Sonrm diyor kl: t Bir yer» gi yitahtmda »etıelerce önce memlehane geceleri de gündüzki gibi ka Paşayla evlenmiş. O zaman Hu=edip mesela patronundan bir jey is ketimizden ayrılmış insanlar nozlababktır. İşte bu tedavi esnaf'n yin Rahmi kucaktaymış. Paşa onu teyeceksin, istediğin feyin ıen de leri mazinin derinlikleıine daia. da doktorla ahnab olmn'tuk. Bun evlâdlık edinmiş, Dediğim gibi kolay olmadığma inanıyorsan ce dala, hattâ ıslanaıak «lîaniva c'a dan bir kaç Rün evvelki gidişimde Hüseyin Rahmi daha o zaman kubinde bir kâğıd parçaaı üzerine benim elli dirbem pastırmam» »arbenden baska hasta voktu ve bu caktaymış, bir şeycıkten haberl «NO» kelimesini yaz ve kapıyı kısını süylemeğe başladılar. SAK1Z... hal benim de hounm ?itmifti. Cün yokmuş çocuğun. Pöşayı ömrünca 8yle vur. Patron istediğine tNO» kü beklemiyecektim ve doktorla asıl baba bilmiş. Rahmetlik babara Bana mütedcrse kâğıdı çıkarır, ben zaten m.uliyen birçok biıaz muhabbet edeb'lr. "kl ; k. Kol Hüseyin Rahminin adını kitablar«NO» diyeceğinizi biliyordum, der isimler sayarak tuğa oturdus'um sınıf'a uoktor bn.:a da duydukça obu benim o£lum iş•in. Hem böylelikle hayatta kırıl •bunları hiç bek'.emedigim bir sual sordu: te» derdi bana. »Beni hiç arayip tanır «nazsm, hem de izzeti nefsini ken mısın?.. diyor Faik Bev, Hübeyin Rahır.iyi sormuyor, ama nercicn bilsin, asıl di kendine kurtarmış olursun. E lardı. Bnna Has. bpbası benım o'.dueumu, vefasıztanır mısmız? ğer patron «Yes» deyiverirse işte köyü, AsmalıEserlerinden tan"1"Şımı, Slüm'in lık bende, ona b?b?!'.k edemedim'» «enin için artık muvaffakıyet baj mescidi, Tepeden evvel de Heybrliadadaki KÖS diye ilâve ederdi. İkide bir bunu lamıçtır!» başını, Kuledikünde onu bir defa gördüğümü söylerdi. Nihayet o kadar görmîk Kızlan hepsi evlenmişler, ayrı istediği Rahynisini göremcden öldü. bini, Şi^haneyi, Balatı sordıılar. sövledim. *yn mesudlar. Mr. Levy en küçük Şimdi Taşkınpaşa cami türbesin'n, Evlerini tarif etnıeye çalıştılar. VaDoktor alâknmı bü'.V.ütün öıcıkkızının evlenme hikâyesini şöyle yani Damsa köyü camii türbesin n kit geceyarısını geçtiği halde durlavan bir bal=la devam etti: «nlatıyor: yanında gömülü. Babası Hasan Yam?dan konuştuk. Ben konuşurken Nereli olduğunu bilmiyor mu Bir gün canm yanıbasırfda... onlar dikkatle dinliyorlar, bazan sunuz? telefon makbubirbirleıinin yüzüne bakarak «ta Başka kardeşiniz var mı? Biliyorum, doğma büyüme zunda iki tane Yok, Hüseyin Rahmi b3b?mm Aksaraylıymış. Boston ile tele nıam bu kelimeyi unutnıuştuk!. diilk çocuğu, ben de ikinci ve son Annesi nereli? fon konuşması yorl.ırdı. Evlerinde adet edinmişçocuğuyum. gördüm. Kızımı ler haftada bir gün bizim u.«u!de istanbullu bir kadınmış. Ga Hiç evîenHiniz mı? çağırdım. «Bu yemek pişiriyorlarmış. «Ne yazık ki liba o da Aksaraylı. nedir» dedim. diyorlar o lezzeti bir türlü bulamıKarim yarı k'zarnrş bir yüzle: Babası? «Fred» baba de yoruz; ne olursa olsun, ah Istan İki kere evlendim. İlk koc?n Said Paşa isminde biri. di. «Ne» dedim, «sen bu kadar bul, ah İzmir!...» Doktor elir.e aldığı pensleri ma Hüseyin vaşamadı. Şimd'ki AH Bayakm yerlerde erkekler varken saya koyup elleıini goğsüne kavuş şaran da hayırsız. Bana hiç bakmıİstanbula Izmire çok çok stlâm tuttun da Boston'dan mı buldun! söylediler ve sonra ilâve ettiler: yor. Bir kızım var, Hatice, o da turdu ve gülümsiyerck: Hadi kendine acımıvorsun, bir de Hüseyin Fahmmin hayatta hiç köyde evli. Onun da kocssı has« Bizden baba nasihati Amoribana telefon parası mı ödeteceksin? tahkh. Ondan bir oğlu ve bir kıa kimsp^i yok mu acaba? Sen hiç Allahtan korkmaz mısın?.» kada eskiden olduğu ^ibi artık kovar. Hepimiz spfalet içindeyiz. BaJt Gittikçe merakım artıyordu. Önüne baktı «Baba Fred, başKa. lay adam olmnk, milyoner olmp.l: tım olmıj'acak. Bsbamın yolunu Ben yok biliyorum. cünkü o altı kere telefon edivor. modası gpcti. Burpda para vaoabil Her halde epeyi bir servet tuttum ve 6 yıl önce İstanbula bir kere de benden beklivor. Eu mek irin rmıtlnka kuvvetli bir rresge'dim. Hempn ksrdeşimin haya«Üç Büyükler» meselesinin Vu bırakmıştır değil mi? 31 temmuz 1945 te, Potsdam kon j ton'rta olmak şartile, bövle bir gö sındaki görüşmelerden evvel bunradakiler ise bır ediyorlar. sonra lek sahibi olmak icab edivor. î«te tını yazan kitsbı a!dım. Birine onu Bilmiyorum, yalnız memlehpp, benden telefon bekliyor.ar. sokaklnr. naşıl o'sa kaz?nırım dive feıansı kapanııken Tuman Sta.ine. üşmeve hazır bulunrkıeunu sovıi lann D15 İşleri Bakanlan arasıuHa kısa tahlili, ihtilâfların halledılebaştan snna okuHum, ça=tım kalG n rdün mü baba sana acıdığım ivin evlerini vıkıp gelen!erle dolu... Bu. bundan sonraki Üç Büvükler top verek mü<=bet cevab vermiştir. Fa teması arzusu yeni değildir ve bir mevişinden doğan bir çapraşık iş ' kette kaleminden ekmek viyen ve j dım. Bahamm o&lu hakkmda bür gibi görünürse de hakikatte bir Fus para kazanan iek bsba\iğit odur. antısınm Washington'da yapılma kat Kremlin'den bir cevab çıkma Sovyet teklifi olmaktan uzaktır. F pd'i sevivorum'» dedi. nu arkadaşlara sö>levin! ..» tün söyledikleri içinde hep yazıBunu Yalta konferansında Roose plânının tatbikından ibarettir. Zisını arzu ettiğini sövlemiş, Staiin mıştır. Doktor güldü ve bir muddet düBurada yani Hollywoodda 200 velt teklif etmiş. Potsdam konfe ra, vaktile Almanyanın Milletler jündükten sonra suaüerıne yeni lıvdı. Ama kime anlatırsın efendi? de: «inşallah» demişti. den fazla istanbullu, izmirli museKime anlatırsın derdini? Hüseyin ransında da Truman tekrarlamıştır. Cemiyetini baltalamak ve onu âîıl den başladı: Stalin'in ağzından «Allah» sözüvi var. Madem Türkiveden geldiıı'z r Rahmi. paşayı asıl baba bilmiş. Başl?ngıcda beşken dörde. hıttâ Fakat Rusva, teklifi kabul etmekle bir vaziyette Dirakmak için vaptığı Hüseyin Rahminin babasının nü işitmek pek ümid edilemezse evimize buvurun. çarsamha eilnü hakikatte üçe inen «Büyükler» in beraber, çok geçmeden bu meka teşebbüsleri bugün Rusya tekrar Aksarayda mukim Said Paşa oldu Ama o da ona b^balık vapmış hani. Hp, hâdisenin sahitli olan, o zamsnaksam vempeinden sonra kahve içGclccck haftadan itib<<ron Her ne ise... Biz eelelim şimdi bir arava Kelip eörü^meleri bıiîr'jn. nizmayı da felce uğratmıştır. Beş lamaktadır. Moskovadan ver'len ğuna emin misiniz? ki Amerikan Dış Işleri Bakanı Jameeç bcklpri7. dpdiipr. Gpne İrmirj kendi işim'ze... Allah razı ohun düne nisbet'.e daha fazla ümid ve büyük devletin Dış İşleri Bakanlan emirle tertib edılen sözde «sulh XAgene munfa7aınan bu Bir müddet durdum. Ne cevab mes Byrnes bunu hatıralarınr'.a aylilerden David Nshum'un evınde bu ise doktor el koydu ve sanki va, hiç değilse, temenni ediliyor. arasında ilk toplantı 1945 evlulün raftarları» cerevanı bu gaye için vereceğimi biemedim. sühıniarda nen bu şekilde tesbit etmiştir. toclandık. sizi de Allah gönderdi. Ne o olur Zira Churchül'in hükumet ba>=ınJan de Londrada yapılmış, fakat o za kurulmuş bir baltalama harekttıDoktor sadece güldü ve açık duFakat muhakkak olan bir şey uzaklasması üzerine Büyükler abeyim, yaz eazeteve şunu. Umıtdir. Nitekim, Rusvanın bu baltala ran kapıdan koridora seslendi: Dış İşleri Bakanı varsa o da şudur ki Sti'in, hprşey rasından, «eski arkadaslar» drn manki Sovyet mıyacağım bu iyiliğini dünya ah Halimanım, biraz gelir misin? de oldufu eibi bunda da mızıkcılık biri eksilmiş bulunuyordu. Diğer Molotov ,toplantıdaki Fransız ve ma hareketi, Birleşmiş Milletlîrın ret.o dünyada sulhu müdafaa j'olundaki Titrek ve pürtüklü bir ses: etmiştir. 1946 mavısında Washinç taraftan. Churchül'in talâkat ve ki Çin Bakanlarile avnı derecede söz Doktor lâfa kanşıyor: Geliyorum efendim, cevabını ton'a resmen çağınlmış, lr.kin o. vaseti de yerini tamamile boş bısahibi olmayı kibrine yedjrempıniş, çalışmalarının müsbet bir safhsya Evft. yazacaeınız bu yazı kagirmesi üzerine başlamıştır. sıhhî vazivetinin Okvanu^u aşma rakmışh. Başlangıcdaki beşi tanıaın Bidault ve Uang Sih Çiyeh'le bir verdi. dın için bir ıvilık olacak. Aynı zasına mâni oldiıĞun'.ı ; !eri sürcrck, layan Çin Rusyanın peyki olduk masada oturamıyacağını ima ederek Rusya, iddia ettiği gibi hüsniniBaşımı çevirdim, 5560 yaşlarm manda da edebiyat tarilıinin katoplantıdan çıkıp gitmişti. bu daveti reddetmistir. yet sahibi ise, Truman'm Washing da siyah basörtülü bir kadının o ranlık hir nokt=sı aj dmianmış olatan, Fıansa da so'zü ancak ikuıci Bunun üzerine, beşler üçe indi ve ton davetini kabul edecek ve Uçdaya girdiğini, doktorun gösterdiği O eündenberi beş sene geçmiş. derecede geçen bir memleket halicak. Bu iki sebebe dayanarak işi t'çlpr. Dortler veva Be^ler arasm ne geldıkten gonra, hakikatte üç o senenin eylulünde Moskovada Büyükler arasında bir görüşmcden bir iskemleve oturduğunu gördüm. bazı avukatlarla göıüştüm. İcab yapılan Dıs İşleri Bakanları top çekinmiyecektir. Hayretim büsbütün artrrıştı. Dok ederse j'akında bir dava açacağ'm. d? bir toplantı tertibi irin davel'.er büvük devlet olarak Amerika, İntor kadını işaret ederek: (İtalyan basınından) rprlanmıssa da Potsd?m"dan son gıltere. Rusya kalmıştı. İn?ilte»e lantısına yalnız Byrnes (AmeriKa), Benim bunda hiç bir mer.faatim işte dedi, Hüseyin Rahminin yok. Üstehk masraf edeceğım: Ne ra nBiiyükler» bir daha bir araya nin de Churchill gibi milletleraıtisı Bevin (İneiltere) ve Molotov (Rusya) iştirnk etti. 25 nisan 1946 d« kızkardeşi karşında'bulur.uvor. ceicmemiplerd:r. var ki şu kpd'nrağ'.za bir yardım ve nüfuz ve itibar sahibi bir şahıstnn yapılan Paris toplantısında ise, Donakalmıştım, bir müddet dılim tarihe ufak bir hizmet eimiş olaTıuman bu hususta hüsnünivoti nıahrum kalışı üzerine, ortada Mi Fransız D14 İşleri Bakanı da aratutulur gibi oldu ve konuşamadım. yım. ni kabil oldufiu kadar goster'ni«. laruı» katıldı ve bu suretle bir de Neden sonra: Ppki. Şahidleriniz var mı? ditam bes kere. Wr.chirt»tnn'da oln.?k cak Tıuman'la Staiin görünüyordu. Dörtler toplantısı yapılmış oldu. Ne dedin doktor? Hüseyin İngilterede Muhafazakârlann kaye Emuynrum. sartile. Stalin'le ve diger büvuk Rahminin kızkardeşi mi? Nasıl Bununla beraber, Rusyanın çıdevletlerin hükumet baçkanUrile zandığı seçim üzerine, tekrar hüKadm hevecsnla atılıyor: olur? cörüşmek arzusıında olduğunu b;l kumptin başına zeçen Churchill, kardığı müşkülât üzerine, Bak^n Üç ?şhıdı'm var. ba üç s^hid Doktor her zamanki soğukkanlıdinnistir. 19t6 maMsındaki 'lavet Büvükler arasına yeniden bir sık lar hiç bir karara varamıyorlardı. hpr çevi ı;bat etıreye hazırlar. hğıle: ha^talık bnhnnfsile reddeflıüiıce let unsuıu ilâve etmiştir, diyrbi Son toplantı 10 mart 1947 de MosDokfor: Evet. dedi. kar?ında sör'Jüî'Jp Aınerilran Cumhur R.^kanı 'ave hriz Bugiin diir.ya i^lerini mütalea kovada yapıldı ve yedi haftalık bir " Tahiî malı ve parası devle.te kadm onun kızkardeşiHiı. Nasıı tini 1947 arnlıe;ınfla tekrarUmıe ederken «Churchill ne diyor?» <ki mesaiden sonra neticesiz v« semeintikai etmiştır Hüseyin P.^hminin biıaz da benzemiyor mu? ]!)•!!) tıınuımln, St.ilin'ın uBiivıik'p>> şüncesi zihinlerde yer etmektedir. resız kapandı. Doktora çok benzedıklerini anla değil mi? diye soruyor. Bununla beraber, Churchill'in Ba^bakanlaıdan Dif Bakanlan ara*:nda veni bir göıiişmeve 'aiAf Şüphesiz. hiç kimsesi olmatıyorum. Fakat bu bcnzerliğın hatar olHuğunu bpüıten demeci üze vcni bir üçler toplantısını mümkün düşen i?, nihayet Dı? Bakan yardığına gfire. eğer bilmedığimiz bir nımın Hüseyin Rahminin kızk^rr'erine, yeni bir davette bulunmuş kılıp kılamıyacağı malum değüdir. dımcılann» kadar indi. Son defa şi olduğuna mutlak bir deli! teşk*l veresesi de çıkmadıysa bütün matur Zira, Truman'ın Stalin'le görüşme Pariste yapılan Dı» İ«leri Bakan lı miilku devlet hazinesine geçmişedemiyeceğini ilâve ediyorum. Son defa da, Birleşmiş Mılletlerin yi sncak Washington'da olmak |ar yardımcılannın toplantın esdien tır. Kadın atıhyor ve bir Anadolulu Paris toplantısında Fransız Cumdur üle kabul edeceğini söylemesi gi mevcud ihtilâflan halletmek gayeHalime Başarsn manlı bir sesle: şivesile anlatmaya başlıvor: B.işkanı Auriol. arayı bulup anva bi, Stalin'in de fcüyle bir görüşme sini gütmüyor, Dış Bakanların ve Allahın izr.üe dsvayı kazana Benzemeîek bile ben onun yı ısıtnıak arzusile. «Düvıiklcrın» i(,in kendine gore bir şartı vardır: ileride belki de Başbakanların göcağız, diye söylüyor. Halime acıyın. küçükhanım, kızkardeşiyim. dünya isleıini beraber gorıişmeîeri «Evvelâ Dış İşleri Bakanlan KÛIÜ rüşmelerini mümkün kılacak bir p«;inİ7de iki çift ayakkabı eskit ArVi^ından doktor: Hayıetimi ciz!°yemiyorıım: ihtimal ve ümidinden bahsetmiş, şüp anlaşsınlar.» zemin arıyordu. Fakat bu mesai de tira. Daha cevab vermiyecek ıni Ana baba bir kardeş m'siniz? Biraz zor ama, ıujallah... diye Truman da buna gene Washing Seoin hi$ scbüı {iknuyor. Annenle konujuyorsun galiba cevab veriyor. Üs, Dört v«y« B«f Büyükler ara1? diye soruyorum. Kadın başortüüle kır saçlaruıı L Toplantıda kim ler yoktu ki! Izmir Irgadpazarından Robay Nahum, Dikilitaştan Behita Amatov Istanbul Asmalımesçid den Salamon, Te ..6İR Tvti'sTÎ/ü Üç büyüklerin hikâyesi Yedi Dakika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle