Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
M CÜMHURÎYET * * * Tekrar Saraya girdiğim zaman Atatürkün yakini olan bayanların acı feryadlan ve maiyetindekı dığer zatlann teessürleri ile karşılaşmış bulunuyordum. Hissettiğimiz yeıs ve matem o kadar büyük ve umumî idi ki kmr;e kimseyi tpziye edecek Sene 1933. Haziranın 28 ıncı perhali ve kudreti yoktu Buna rağmen şembe gunu. Ataturk Ankara Ervapılacak bir çok işler vardı Yu kek lısesıni o sabah zıyaret etmış, kan kattaki salonlaıın birinde Sa yapılmakta olan tarıh coğrafya yın Celâl Bayar ve Şükrü Kayanın yurd bılgısı bakalorya ımtıhanlamillete hitaben neşredilecek bir be rmda bulunmayı arzu eylemiştı. yanname tanzimı ile mtşgul olduk Maiyeunde en yakın arkadaşları Bahsettiğim akşam da bir müddet larmı gördüm. Biz hekimlere dü merhum Nuri Conker, Salıh Bozok, Intızardan sonra telefon santralı şen vazifelerden bıri de usulen tan Kılıc Alı vardı. Ayrıca Maarif VeIstanbuldan ve Saraydan arsndığımı zımı ıcab eden ölum raporunun ha kıli merhum Dr. Reşıd Galıb ve haber verdi. Dr. Hulusi Alataş karzırlanması idi. Müdavi tabiblerle Kız lisesi tarıh oğretmenı Afet Haşımda idi. Yalnız bu akşam, ba;ka kendilerine refakat etmekte görüşerek bu raporun müsveddesi nım günlerden farklı olarak, bana seni yazdım ve raporu bütün hekim idi. Ankara Erkek lısesınüı bahçesınde çok acı bir hüzün ve ye'sin lerle bırlikte imzaladık. Bu dünya sine güen motosıkletlı polisler ve in'iklsını bildiren bir titreme varölçusundekı Büyük Devlet Adamı onları takıb eden koşkün otomobılmış gibi geldi. Bir kaç saniye sonra nın şan ve şdhretine lâyık bir ce leri, imtıhan kapılarında bekleyen aldığım haberden bu hissimde yanaze merasimi yapılması ve hazır gencleri korkutmuştu. Hepsi imtinılmadığınu anlamış bulunuyordum. lanması vakte muhtac olduğundan hanlarında Atatürkün bulunmasuıHakikaten eski Sağlık Bakanı bana na'şın acele tahnit edilmesı de ya dan bır endışe duyuyorlar, muvafAtatürkün altı, yedi saattenberi, pılacak mühım işlerden biri idi. fak olanuyacaklanna ınanmış buyani aşağı yukan öğleyi müteakıb Gülhane hastanesi marazî teşrih lunuyorlardı. Nitekım imtıhan sabaşlamış olan derin bir koma içinde hocası Prof. Dr. Lutfi Aksu ile ar lonuna girildıkten ve mumeyyizbulunduğunu bildiriyordu. kadaşlan gelerek bu hazin ameli lerle, oğretrnenlerle imtihanda buBu haberi alınca bütün mevcudiyeyi yaptılar. Bir yandan da çok lunanların mıktan on beşe yaklayetimin sarsıldığını hissettim. Takkıymetü bir sanat adamı olan ve şınca çocuklardaki tereddüd büsriben on aydanberi bir jifa ümidi bütun fazlalaşmıştı. Içlerinden en vakitsiz ölüp giden Sağlık Mübulmak için her çareye başvurulçalışkanlarını içerı girmeye ikna etzesinin o zamanki müdürü Dr. masma rağmen üzerine titrediğimiz mek pek muşkul olmuştu. Nuriyi çağırarak Atatürkün, uzun bu Büyük Türkün hayatını kemiAyrıca Gazi Terbiye Enstıtüsüsüren hastalığın ıstırablarına ve oren menfur hastalığın mukadder ve Kız lısesınin talim heyetınden lümun bıraktığı donuk ve soluk ın nün, şaşmaz olan feci akibete doğru gitikâsa rağmen bütün sevimliliğıni mümeyyızlerin de bulunduğu bu mekte olduğundan, bu haber üzeve enerjık hatlarını muhafaza eden imtıhan, çocuklar için pek de kolay nne, artık şüphe etmeğe mahal kalAtatürkün vefatı anlaruıdn Dolmabahçe saat kulesi Ataturk bir ortaokulda çocuklarla birlikte ders dinliyor çehresının mülâjını yaptırdım. değıldi. Nihayet ılk cesareti göstemıyordu. Zaten hastanın o günden Merhum Dr. Refık Saydam, mu renler odaya dahil olmuşlar, Atataknben on beş gün kadar evvel Büyuk Mustafa Kemal, evvelâ ta gözleri var da onları sormak istetürkü selâmlıyarak onun müsaadeCumhurıyet Bayramına tekaddüm buçuk ay evvel kendisinde gördü lığın pençesinde ıstırab çeken bu nasebet düştükçe, her zaman Atalebeyi hocasile karşı karşıya bırak dim. sile oturmuşlardı Arkası Sa. 6, Sü 1 de eden günlerin bırinde kısa süren ğüm hale nazaran çok ilerlemiş bır Büyük Adamm kalbı o kadar sumayı muvafık gormüş ve sorulann Bu suali değiştiriniz. Böyle soru ve intizam içinde çalışıyordu ve fakat hastalığın fena bir seyir zafiyet hemen göze çarpıyordu ve kun o zamanki usulle oğretmenler ta olamaz. takıb ettiğıne en mühim bir alâmet derin bir uyku içinde idi. Nefes al ki devam edip giden komaya rağrafından sorulmasını ıstemışti ŞimVe talebe dışarı çıkıp da bubize artık bnu alınması kabil olmıolan bir koma daha geçirmiş oldu ma ve kan deveranı faaliyetinin ise men di sual bulmak veya güzel soru çı kaldığımız zaman, hepımize döneğunu ve o zamandanberi geçen gün pek muntazam olduğu görülüyordu. yan feci akıbetin ne vakit gelip çakarmak da müşküldü. Nitekim coğrek şoyle soylemışti: lerde gelen haberlerden vahametin Etrafında rahmptli hocalarımız A tacağuu tahmın etmek mümkün orafyacı arkadaşlanmızdan birinin kil Muhtar ve Neşet Omerden baş lamıyordu. O günü ve gecesini bu gıttikçe arttığıru öğrendiğım için Çocuklara başka memleketleri şu sualini derhal kesmiş ve değış umacı olarak göstermeye hakkımız bu defa altı, yedi saattenberi devam ka Prof. Dr. Kihad Resad, Prof. suretle geçirdik. Ebed nasıl zevâlsiz, nasıl ermezse sona, Kemal ve Dr. Abravaya son tirmişti. eden bu uyku halinin artık son Mim 10 kasım perşembe günü güneş yoktur. Türk çocuğu, kendısine hiç ; Cyle sonsuz bir aşkla bağlanmışiz biz O'na. devrenin bir başlangıcı olduğuna i tıbbî vazifelerini ıfa iç n gdyret sar sonbaharın güzel Istanbula mahsus Oğretmen talebeye şöyle sor bir mılleün tecavuz etmeye cesafediyorlardı ve her çareye başvuru parlak günlerinden birıni müjdehukmetmiş bulunuyordum. Onun büyük adiyle dudaklar büyülüdür, muştu: ret edemıyeceği bir ruh haletı ile yorlardı. Bu doktorlar her iki saatte Italyanın memleketimiz hak beslenmelıdir, bılmelidır ki Türk Aldığım malumat çok mühimdi. bir değişnıek üzere iki<=er :kışer lerken Türkiye Cumhuriyetinin ve Gönüller bahçesinin O, solmıyan gülüdür. kındaki emellerı nedır? Bıze Irre milletine kimse ılışemez. Onun için bir dakika bile kaybet nöbet bekliyorlar ve hastalığın sey Türk Inkılâblannın kurucusu ve Bu yurdun denizleri, havası, toprağı O, dantızım siyasetuıi anlabr rrusınız? Gene ımtıhana gıren çocuklardan meden sayın Celâl Bayan telefonla rine aid muşahedelerı ve tatbık e koruyucusu Büyük Atatürkün habularak gelen haberi kendilerine dılen ılâçları kavdederek vazifele linde gıttikçe artan bır hezal göAtaturk kaşlarını çatmış ve oğ birine sorulan suallerden birisine Bulutsuz göklerine açılmış bayrağı O!.. arzettım. Bu vaziyet hakkmda fık rini kendilerinden sonra sıraya gir rülmeğe başladı ve tam saat dokuöğrenci şoyle cevab vermişti: retmene sormuştu: Ebedî bir bahardır, »önmiyen bir meş'ale, ritıı sordular. Yukarıda yazdığun miş olan arkadaşlarına terkedıyor zu beş geçe kırk sekiz saate yakın Fransa ile olan an'anevî dost Bundan ne kasdediyorsunuz, bir zamandanberi devRm eden son duşüncelerimi açıkça söyledım. lardı. Vazıyeti görünce artık her Italyanın memleketimiz hakkmda luğumuz icabıü Ve izinde seferber milyonlar el ele. Sozlerinden derin bir teessür içinde şeyın bıtmiş olduğuna kanı oldum. dünya uykusundan hiç açılmadan Ataturk derhal sözü keserek sorne gıbi emelleri vardır, bunu Devbulunduğunu anladığım Başbakan Yalnız bütun hayatı bıtmez, tuken ebedî uykusuna dalıp terki hayat Ülküsü bir nur gibi, yükselen hilâl gibi, let Reısi olarak ben bılmıyorum, muştu: etti. Bu suretle tarihin kaydettiği la muhavereye burada hitam ver meı mücadeleler, Türk vatanını Hangi an'anevî dostluk. bu da siz izah eder misiniz? Her Türk O'nun ruhiyle Mustafa Kemal gibi!. dik. Fakat beş, on dakika sonra kurtarmak için icabında katlandığı dünya ölçüsündeki büyük adamOğretmen şaşırmış, sıkılmış ve nereden çıktı. kım soyledi bunu? tekrar telefon edildi. Bu defa gd mahrumıyetler ve heyecanlar için lardan büi, bütün şarkta ve memRifat Necdet Evrimer O zaman coğrafya öğretmeni acevab vermişti' ruşmek üzere Başbakanın evıne de geçen ve bir seneye yakın bir leketimızde benzerleri maalesef pek nadir olarak zuhur eden bu eşsız Paşam, Italyanlar Antalyayı yağa kalkarak (ben söylemedım pagelmemi emrettiğini büdirdiler. Git zamandanberi de en ağır bir hastakahraman ve dâhi Türk, milletini almak istiyorlar, memleketımizde şam) diye onun hiddetıni azaltmatığım zaman Haricıye Vekıli Dr. Tevfik Rüştü Arasla beraber oturuyorlardı. Tekrar Atatürkün içinde bulunduğu vaziyet ve muhtemel akıbeti hakkında istenilen izahatı verdim. Saym Celâl Bayarın bu esnada duyduğu ve saklayamadığı büyuk acı tezahürlerini hiç bır zaman unutamıyacağım. Hemen Vekilier Heyeti azasını davet için emır verdıler. Bır müddet sonra Ankarada bulunan bütun Vekıller ile bur kalan eski kamu huku P'?.ı acele tpdavı etmek ıstıra+ İntisab etmekle bahtivar yasi hayatta bir taraflı olarak beraber Sa>ın Ismet Inonu ve rahnıetlerı, eski hukuk erbabı, hım bıle. hakıkat denılen cevheri hulolduğumuz Islâm dıninı, asırlar daima aradığun ve arayacağun metli Marcsal Çakmak geldıler. Bu danberi alışılmış olduğu üzere temel budur. met erbabının nufuz ve ateşi ya muş olduğuna inanarak uzun azatlar huzurur'la da Atatürkün son bır sıyaset vasıtası mevkiinden vaşlamaya başlar başlamaz derhal dımlarla kurtuluş aramaya ksrar curumunu ve buna aıd duşünceleİr Bizi yanlış yola sevkeden kurtarmak ve yükseltmek ?lzem canlanarak ınkılâb esaslarmı, onun vermıştır. Bunun önune sed çekrimi anlattım. Bu izahatım üzerine habısler, biliniz ki. çok kere din olduğu hakikatini muşahede edısamımî taraflannı ve onların mek isteyenlerin âkıboti Türk an Başbakanın derak^b Istanbula haperdesıne burünmuşlerdır. Saf ve yoruz. Mukaddes ve lâhutî olan azız ideallerıni mahkum tftmek kuvvetli ayakları altında ezılreket etmesi ve henim de kendilenezih halkımızı hep şeriat sözleinanclarımızı ve vicdanlarunızı için fırsat beklerler. mektedir. rine refakatım rr.jnasib görüldü. O rile aldatagelmişlerdir. Tarihimizi çapraşık ve değişken olan ve her •İf Polıtıka âlemmde bir çok Eğer bu millet, yalnız bu husene Ankarada biraz vaktinden evokuyunuz, dınleyinız, görürsünüz türlü menfaat ve ıhtırasların tevel başlamış olan soğuğun da tesioyunlar gorülür. Fakat mukaddes susta herhangı bır güçluğe raski milleti mahveden, esir eden, cellısıne sahne olan sıyasetten ve ri!e büsbütun ıssızlanmış olan An bir idealın teceilisi olan Cumhu larsa ben ve arkadaşlanm teredharab eden fenalıklar hep din siyasetle ılşıli bütün hususlardan kara caddelerıroe geceyarısına doğriyete, asrî harekete karşı cehil düdsüz bu kuvvetli ayakların ve kisvesi altındaki küfür ve mel'abir an evvel ve kat'î olarak kurru birbirinı takıb ederek kayıp çive taassub ve her nevı husumet pençelerin önunde nâçiz bu milnetten gehniştir. Onlar her hatarmak, milletin, dünya ve âlıiret den otomobıllerle, sanki artık muayağa kalktığı zaman bilhassa te let fedaisi oluruz. yırlı hareketi dinle karşıiarlar, saadetın:n emrettiği bir zaruretkadder olan büvuk mıllî matemin halbuki hamdolsun hepimiz müsrakkisever ve cumhurıyetçı olan•jr Türk milletınin çağdaş nıetır (1924). caha o andan itıbaren acısını hislümanız, hepimiz dindarız, artık ların yeri, hakikî terakkici ve denıyetm vasıtalanndan ve teyız•if Tebaası arasında türlü din bızim dinin icablarını, dinüı yasetmış gıbi, büyük bir sessizlik cumhuriyetçı olanlaruı yar.ıdır. lerınden favdalanmak için en az lere mensub unsurlar bulunan ve saklarmı öğrenmek içüı şundan :cınde istasvona geldik O sıralarda, Yoksa mürtecilerin ümid ve faa üç yüz vıldanberı harcadığı gayher din mensubu hakkmda âdil, bundan ders ve akıl hocalığma her ihtimale karsı, Ankara gannda lıyet membaı olan saf değıl. retlerın ne kadar elemli ve ıstıve tarafsız muamelede bulunmava ıhtiyacımız yoktur. Analarımızın, islim üzerınde bır lokomotifle iki İf Milletlerarası umumî tarı | rablı engeMer k^rşısında boşa gitve mahkemelerinde tebaası ve ya babalarımızuı kucaklarmda verva^ondan mürekkeb hususî bir tren hin cereyanında Turklerm 1453 tığmı, üzülerek ve ibretle gozönübancılar hakkında fark gözet dıkleri dersler bile bize duıimıdaima hazır olarak beklemekte idi. zafermi, yani İstanbulun fethıni ne alarak söylüvorum: Milletimizi meksizin adaleti tatbikle mükel zin esaslannı anlatmaya kâfidır. Bındiğirriz bu tren bir kaç dakika *asavvur buyurunuz. Butün bır çökmeye mahkum etmiş ve mıllelef bulunan bir hükumet, fikir ve Buna rağmen haita tatili dine sonra hemen hareket ettı ve surcihana karşı İstanbulu ebcdiyen timızüı fevızh bağrında devir devicdan hürrıyetme saygı göster aykındır, gibi sözler hakkında atle Istanbula doğru yollandl. Biz Türk topluluğuna mal etmış olan vir eksık olmıvan tesebbüs cıbaAtatürkün el yazısı meye mecburdur. de kalbimızdeki derin yeıs ve gene sizi aldatmaya, bastan çıkarmaya kuvvet ve kudret, taknben aynı her şeye rasjmen kaybetmek ıstebını, gavret ve hımmet erbabım •ir Cumhuriyetin ilânından çalışan habıslere iltifat etmeyin. rib rehber olduklanru iddia edenİc Şurasını açıkça sSylemek senelerde icad edilmış olan mat en sonıında yeıse ve hezimete uâmediğimız ümıd arasında bocalayan sonra da, veni Teşkilâtı Esasiye Mületimizin içinde hakikî, lerin sozlenne inanarak yürürse lâzımdır kı bu milletin üç bucuk baayı Turkıyeye kabul için hu ratmış olan menfî ve kahır bırbirıne zıd hisler arasında guya Kanunu yapıhrken «Lâik HükuKUVkuk adamlarının uğursuz mııkaıstırahat eiTiek üzere kompartıman met* tâbirinden dinsizlik manası ciddî âlimler vardır. Milletimiz bu ve bu yürüyüş istikameti kendi seneye sığdırdığı dava çok azavet şimdıye kadar, elınizde b:uulara çekıldık. çıkarmaya yeltenen fırsatçılara gibi âlımlerile iftihar eder. Onlar lerini mahva ve perişanlığa düşü metlidir. Bunu hazmetmek için vemetini yenmeye muktedir ola nan hukuk ve onun samimî mumamıştır. fırsat vermemek maksadile kanu milletin emniyet ve ümmetin güve rürse kabahat, istikameti takib e kuvvetli dimağlar lâzımdır. Kohne hukukun ve müntesib rakıbları olmuştur rehberlerine itimad eden Fransızlar Büyük İhtilâli genun iküıci maddesine manasız ka nine mazhardırlar. Bu gibi âlim den, *** İr Buyuk dinimiz çalısmıyanın lan bir tâbinn konuhnasına mü lere gidin, bu efendi bize böyle nezih, haluk, fedakâr, zavallı haîk çirmek için tam bir asır çalışmış lerinin, matbaanm memleketimıziyade rehberlere aid değil lardır. Hayat felsefesinin garib bir ze gÜTnesine musaade etmelpri insanlıkla hiç alâkası ^imaH'ğını E.tesi gün 9 kasım öğleye doğdiyor, siz ne diyorsunuz deyin. tan saade olunmustu. midir? ru Haydarpaşa ıstasyonuna gırdığıtecellisidir ki her faydalı ve ye için üç yüz sene muşahede ve te bıldırıyor Bazı kımseler asrî i\Kanunun gerek ikinci ve gerek Fskat umumiyetle buna da ihtireddüd etmelen, leh ve aleyhte mavı kâfir olmak sayıyorlar Asıl m z anda hemen kalabalık arasında yirmi altıncı maddelerinde, lü yaç yoktur. Bilhassa bizim dini•jc Mes'ud inkılâbımızın aley ni şeye karşı mutlaka bir kuvvet pek çok kuvvet ve kudret sar kufur onların bu zannıdır. Bvı vin gorterınıle Dr. Hulusi Alataşı aramiz için herkesin elınde bir ölçü zumsuz görülen ve yenı Tuıkiye hinde fıkir ve his tasıyanlan ay çıkar. Buna bizim dilimizle irtica dım. Başyaver Ce'âl Beyle beraber lış tefsiri yapanlann maksadı ısdevletinın ve Cumhuriyet idare vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin dınlatmak ve irsad etmek münev derler. İşte bu irticaın ünhan için fetmeleri gerekmiştir. bıze doğru geldiklerını gördüğum İr Artık bugün hayat ve in lâmlann kâfırlere esır oımasını mızin asrî karakterile telifi kabil dine uygun olup olmadığuıı ko verlere düşen milll vazifelerin en gerekli tedbirleri almış olmak lâzaman yüzlermuı çok ciddî ifadeolmıyan tâbirler, inkılâb ve Cum layca takdır edebilirsiniz. Hangi mühimmi ve en birincisidir. zımdır. Bütün millet emin ve müs sanlık icablan bütün hakıkatile istemek değıl de nedır? sınden artık ümid besiemeğe pek Her sarıklıyı hoca sanrr.ayın, huriyetin o zamanı için beis gor şey ki akla, mantığa milletin men İC İrtica fikirleri güdenler mu terih olsun ki bu inküâbı yapan tecelli edince safsatalar, hurafeler az yer kaldığ>na hükmettım. Hakifaatine, is'âmıyetin menfaatine medıği tâvizlerdir. ayyen bir sınıfa dayanacaklannı lar bu gibi menfi kuvvetleri çık kafalardan çıkmalıdır. Her gün hoca olmak sarıklı değü, katen bu ikı zat, buyuk bir yeis uygunsa hiç kimseye sormayın, yüksebneye ve gelişmeye ıstidadlı ladır. Millet, «Teşkilâtı Esasiye» Kaiç nde, yırmı dort saat evvel başo şey dındir. Eğer bizim dinimiz sanıyorlar. Bu, kat'iyen bir ve tığı noktada ezecek kudret ve ka olan milleümizin içtimaî ve fıtrî nunumuzdan, bu fazlalıkları ılk layan koma halının devam ettiğini akla, mantığa uygun bir din ol himdir, zandır. Terakki yolumuzun biliyete ve tedbire maliktirler. inkılâb adımlannı kısaltmak ismunasıb zamanda kaldırmal1.(1) Bu sozlerle kasdedılen ve sonsoyledıler. Demek kı bır akşam evfmasaydı mükemmel olmazdı, din üstüne dikilmek isteyenleri ezip Kat'iyetle tekrar ederim ki mil teyen engeller mutlaka ortadan radan çıkarılan f'Kra'ar sunlardır: dır (1). geçeceğiz. Yenilik vâdisinde c'uvel bütün acılığı ile gozönune almıj lerüı sonuncusu olmazdı. tTurkıye Devletıpın dını. dmı ı>;kaldınlmahdır. racak değiliz. Dünya müthi» bir letüı hâkimiyeti ebedidir. •if Memnuniyetle tekrar görüolduğumuz fena ihtımaller tahaklâmdır ı ve <B M M ahkâmı şer • Türk milleti şuurla ve bun tyenın tenfızı A cereyanla ilerliyor. Biz bu âhen•İf Milletin hummalı tnkılâb gıbı vezaıfı bizzat yoıum kı lâik Cumhurıyet esa•ir Bir millet emniyet ve iti kuk etmek uzere bulunuyordu. gın dıgında kalabilir miyiz? hamleleri esnasında sinmeğe mec ca bin senelerin açtıeı devas'z ya kendı ıfa eder » sında beraberiz. Zaten benım si n.ad ettiği kitablan şahıd Dolmabahçe Sarayına gelince hemen Büyuk Hastamızı gördüm. Bir 1938 senesi kasım ayının sekizincı gunü akşamı idi. Ankaradaki evimde mutad işlerimle meşgul olmakla beraber bir taraftan da Atatürkun sıhhî durumuna dair Istanbuldan verilecek olan haberleri beklemekte idim. O sırada Sağlık Bakanı olan muhterem Dr. Hulusi Alataş, Istanbulda Dolmabahçe Sarayında Atatürkün hastalığma ve tedavisine taalluk eden işlerle meşgul olarak kalmakta idi. Bir kaç ay evvel, temmuz sonlarına doğru hükumetin emrile ben Büyük hastamızın tedavisi işlerini tanzim etmek üzere memur edılerek Istanbula gelmiş ve eylul sonuna kadar Sarayda kaldıktan sonra Ankaraya avdet etmiş bulunu yordurn. Bir müddet sonra bu iş ile vazıfelendirilerek Istanbula gitmiş olan Dr. Hulusi Alataş her akşam telefonla bana o gUnkü vaziyet hakkında malumat vermekte, ben de aldığım bu malumatı ehemmiyet derecesıne gore ya hemen veya ertesi günü o zaman Başbakan olan sayın Cumhur Başkanımız Celâl Bayara arzetmekte idim. »1 i Atanın ölüm gününe aid bazı hâtıralar •f 13 YIL EV V EL [ 1 •• B U GU 1 Dr. Asum Arar Sağlık Bakanüğı eski Müsteşan derin bir matem içinde bırakarak, devlet adamlan için pek genc denecek bir yaşta aramızdan uful edıp ebediyete kanşmış oldu. Kalbım teessürden sıkılmış bır halde bır iki dakika nefes alabılmek ıcın Sarayın bahçesıne çıktım. O esnada Dol mabahçe Sarayının üzerinde sallanan Cumhur Başkanlığı bayrağının yavaş yavaş indirümeğe başlandıI ğını görunce bütün mevcudiyetıme ! çöken derin bır dksüzluk duygusu | ile gözlerimden dokulen yaşlan zapta muktedir olamıyarak acı acı ağladım. 1 Basögretmen Atalürk Yazan: Dr. Samih Nafiz Tansu ya çahşmıştı. Bana dSnunce v« («en söyle tarıh hocası!) deyince, hemea ayağa kalkarak cevab vermiştim. Paşam, ortada bir an'anevt dostluk yoktur. Yalnız muşterek hareketlere Fransız muharrırlerfı an'anevî dostluk vasfını vermişlerdir. Hangi muşterek hareketler? Meselâ Kırım harbinde olduğu gibi . Aferin, bu hakikaten böyledir. Maalesef Türkün an'anevî dosta yoktur. Menfaatler muşterek olunca buna hemen Avrupalılar (an'anevî dostluk) ismini vermişlerdir, buyurmuşlardı. Atatürk, o gün 50 yi mütecaviı talebenin bizzat ımtihanlarında bulunmuş, tarihten, coğrafyadan, yurd bilgisinden onlara çeşidli sorular sormuş, cevablan üzerinde durmuştu. Atatürk, imtihan sistemimizin eksikliğüu tebarüz ettirmiş, Reşid Galib Bey merhuma şöyle direktifler vermişti: Not takdlri kısmında tam numaranın 5 veya 10 olmasınm kıymet ölçüsüne kâfı gelmediğinl, bunun hiç olmazsa 70 üzerinden yapılmasını, ikmal imtihanlannın faydasa bulunduğunu, talebenin umumî bılgisüıin sınıf geçmeye ya kâfi geldiğine veya gelmedığine karar verilerek hükmun haziranda veya onu takib eden ilk haftada bitirilmesini tavsiye etmişti. Gene Atatürkün öğretim konusundakı gorüşlerinde mühim olarak derslerin ana hatlarile lüzumlu bahisler uzerinde durulmasını, faydasız teferrüattan çocukların korunmasını da istemişti. Tarihte en fazla ilgi ile takib ettiği bahis Yıldınm Bayezid il« Tımur arasında vuku bulan Ankara harbi idi. Anadolunun önemine şaret eden Atatürk, bu iki fatıhin bu kıymetli topraklar üzenndeki mücadelesinin ehemmiyetıne işaret etmiş ve Timurü askerlık vasıfları noktasından daha üstün bulmuştu. Coğrafyada en mühim mesele, A« nadolunun sulama ve su yollan işleri idi. Sakaryanın, Sapanca golvi ile birleştirilerek onun Marmaraya bir kanalla bağlanması luzumunu söylıyen bır talebeyi fevkalâde takdır etmiş; Bu mesele Vekiller Heyetinde konuşulacak bir mevzudur, buyurmuşlardı. Yurd bilgisinde Atatürkün tensib ettiği sistem, (devlet sosyahzmi) idi. Devletçiliğı bızım memleketımiz için lüzumlu gormekle beraber ferdin hususî teşebbuslerine de imkân veriimesmi istiyordu. Mustafa Kemal, Türkün kendisine guvenmekten baska yapacak bir şeyı olmadığına, bu sebeble yalnız ordu sahasında değil, maarif ve kültür yolunda da, süratli bir iler'emenın luzumuna işaret etmışlerdi. Ataturk o gün çok sigara ve kahve içmış, kendını mevzua tamamıle vermış. zaman zaman müdahalelerile hepimızı ikaz etmiş ve her hangi bır falso yapacağız korkusıle bızlere ter dokturmüştü. Fakat talebeye umkl, cesaret vermış, onların muvaffak olup olmamasmın lyi soru tertibıle alâkah olduj'jnu soylemişti. Nihayet beeend'ği Aydın adlı bir öğrenciyı taltıf etmek istemişti. Bu gerce ne vapahiı Reşid Gahb Bey dive buvurmu«;tu. Takdırname vereUm' Takdımame neye yarar onu tahsile gondermehviz9 Avrupava gonderehm pasam! Avrupa artık gecmış b r dunyadır. Bundan sonrakıler Amerikaya gönderılmelıdir. Sonra çocuğa donerek sorm'Jstu Sen ne olacaksm yavrum? Su muhendısı paşam' Senı tarihçı yapalım, ne der3in0 Herkes su muVıendısı olabılır. Teşekkur ed°nm paşam, fakat ailece karar veıdık Ebevevnımin müsaadesını almadan cevab veıemem! Aferin, işte adam olacak çocuk, saııa 24 saat musaade ediyorum Sonra gel kaıarını Maaııf Vekılıne soyle Aytıtı o zaınan Ankara lisesinin. en çalı^kan bır oğıen^ısı ıdı. Butün | tahsıl devres.n'.'e notları 910 gıbi en yuksek bır dercce ile devam etmıpu. Atatuıke hiç kımse bu çocuğu taidım etmfmıçti. Fakat onun o emsalsiz basoğ'etmerüik vasfı, sınıfın ve mektebın en çahşkan, en akıllı talebesını, yarım saatlık bır imtıhan devıes'nde bıüup çıkarmaya kâfı gelmı^ti. Bvı >;ebeMo Atatu»]^ pmsslsız bir Başkumandan olduğu kadaı, "İeğerli bır başoğretmendı. Ataturk Üniversitede bir ders esnasında gencler arasında i O I Lâiklik ve irtica hakkında Atatürkün muhtelif tarihlerdehi nutuklarm dan parçalar