Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 Haziran 1950 CUMHUBİYET Tnifflan'ın kararı kind cihan harbinin sona erdiği gündenberi, Sovyetlerin bütiin tecavüz hareketlerine normal diplomasi yollan tle mukabele eden ve bu yüzden de teşebbüsü kaybederek her giin biraz daha geriliyen demokrasi âlemi dün nihayet Eusya ile komünistlerinin anladıklan bir lisanla konuşmuştur. Başkan Truman, Pasifikteki Amerikan donanma ve hava birliklerine Kore'nin yardunına koşmalannı, Formozaya yapılabilccek her hangi bir taarruzu önlemelerini ve Filipin leri koruraalarını emretrniştir. Böylelikle de beş senedenberi ilk defa teşebbüs ele geçirilmiştir. Sovyetler Birliği, Amerikanın bu hareketine ne şekilde mukabele edecektir? Zannedildiğine gore, bu sefer «laf» la cevab vermek sırası Stalindedir. Çünkü Sovyetler Birliçi, şu sırada çıkararağı bir cihan harbinde nasıl feci bir mağlubiyete uğrıyacağını bilmektedir. Rusyanın bir cihan harbi için hazır olmadıçı kabul edilmekte ve bunun icin de Kremlinin .Kuzev Kore. yi ilçilendiren bir mesele ile alâkası olmndığını belirterek bu mağlubiveti ha/mermesi beklenmektedir. Bu sefer uğnyacağı mağlubiyet .Berlin ablukası» mağlubiyetindcn çok daha acı olacaktır. Burada dikkatle üzerinde duruJa<ak bir nokta varsa o da Rıısyayı şu anda Kore'de harekete gecmi\e teşvik eden saikdir. Mev«ım Kore'de savaşlara müsaid değil ve .Stockfcolm sulh beyannamesi» etrafmda yapıimakta olan propaçanda bö\le bir hareketten zarar görebilccek iken hangi saik Rusyavı Kuzey Kore'lilere «taarruz. emrini verdirmeğe sevketmiştir? Muhakkak ki bunda Tokyo görüşmeleri baslıca ıolü oynamıştır. Şimdi Başkan Trurnan'm da açıkladığı gibi .yeni Pasifık siyaseti. Kore Fonnoza Japonya Filipinler Hindi Çinî lıattının ratulacağuıı açıklamaktadır. Anlaşılan Tokjo'da Amerikan askeri ve siyasî şefleri arasında cereyan eden müzakerelerde ilerisi için gayet mühim addcdilebilecek bazı kararlar'a varıldı ve bunlardan Jıaberi olan Rusya da Kore'yi olsun bu .miidafaa hattımn» dışına almak istedi. Hangi sebbeler Birleşik Amerika ile Sovyetler Birliğini dünyanın bu bolgesinde bu şekilde kargı karşıya gelmelerine yol aemı§tır: 1 Birleşik Amerika, İkinci Cihan Harbi başmda ilk darbenin Uzak Doğudan geldiğini unutmamaktadır ve Pearl Harbour'u hatırlamaktadır. Bu bakundan, Japonvanın yerini alan Rusyanın Pasifık memleketlerini yavaş yavaş işgal etmesinin ve yeni dünyaya doğru yayılmasının bnünde sonunda Amerikanın başma yeni felâketler getireceği hesablarunıştır. 2 Sovyet Rusya ise, İkinci Cihan Harbinden evvel başladığı ve harb içim'e ve harbden sonra da devam ettiği «harb sanayiini Orta Asyaya taşıma» siyasetinin tehlike altına girdiğini gbrerek Korede harekete geçraiştir. Dünya ihtilâlini yapmak ve milletleri işgal altına almak isteğinden vazgeçemiycn Kremlin, Orta Asyaya her şeyden fazla ehenuniyet venffektedir. Şııııdiye kadar miiteaddid defalar tekrarlandığı gibi Rusya, Batıda harb sahası olabilecek topraklardaki biitun fabrikalarını Sibiryaya, Merkezî Asyaya, Türkistana, Kırgİ7İstana taşımış ve buraların kale içinde kale haline getirmiştir. İkinci Cihan Harbi esnasuıda ilk a?ızda vur ılan harb sanayiinin bu sefer de tehdid altına girmesi Moskovayı tam mânasile endişeje duşürmüştur. Çünkü şimdi Kore, Japonya, ')kinawa. Moskovanm kalbi olan bu merkezlere gayet yakmdır ve buralardan kalkacak uçaklar Rus harb sanayiini kolaylıkla vurabilecek!erdir. Kore'de Amerika bilfiil Kongre arifesinde harekete geçti notlar Bajtarafı I inei sahifede Başkanm bu tarihî kararını, Beyaz Sarayda yapılan ve 40 saat devam edenv mühim bir toplantı sonunda verdiği kaydedılmektedir. Bu toplantı da bütün siyasî ve askeri iıderlerle kyngrenin ileri gelen cumhuriyetçi ve demokrat üyeleri hazır bulunmuşlardır. Başkan Truman, bütün Amerikan siâhlı kuvvetlerinin başkomutanı sıfatile bu tanhî emri yayınlamıştır. Truman'm demeci Başkan Truman tarafından basına verılen yszılı bir beyanatta da şu hususlar oeiırtılmektedır: «Guvenlık konseyi, Gunev Goreye tecavuz eden Kuzoy Korelılere gerı çekilmek ve muhasamata son vermek emrüü göndermiş, fakat bu emre itaat edılmemiştır. Bu vaziyette, Birleşmiş Mılletlere uye devletlerın yardımım istiyen Konsey kararına uygun olarak Amerika, verılen emrın yerine getırılmesıne çalışacaktır. Amerikan hukumeti bundan sonra komünıstlerin yayılmak için askerî istılâ yollarına tecavuz edeceklerini anlamış bulunmaktadır. Formozanın komünıstlerin elıne geçmesıne de mânı olunacaktır. Bunun için de General Çan KayŞek'te ı kıtaya karşı taarruzlanna son vermesını istedım » Başkan Truman'ın bu tarihî kararı bu akşam Amerikan temsılcıler meclisinde okunduğu vakıt alkışlarla karşılanmıştır. Amerikan askerleri savaşmıyacak Beyaz Sarayda yapılin «kırk saatlık» toplantıda hazır bulunmuş olan Savunma Bakanı Louıs Johnson kendisinden izahat istiyen gazetecılere Kore'de Amerikan askerlerınin savaşmıyacaklarını ve şımdıki halde tam veya kısmî seferberlığe lüzum görülmedığıni soylemiştir. Amerikan «skerî yardımı başladı Tokyo'dan bildirildiğine göre, geral Mac Arthur tarafından bu gece neşredilen bir tebliğ, alman emir gereğince Amerikan uçaklarının bugün Kore'de faaliyete başlamış olduklarını açıklamışür. Komünist tanklanna hücumlar yapılmıştır. Amerikan donanma birliklerinin de Kuzey Koreliler çarpışmakta olan Güney Korelilerin yardımına gitmek üzere yola çıktığı ilâve edilmektedir. Diğer taraftan bugün içinde Seul'den tahliye edilmekte olan kadınlarla çocuklann bulunduğu bir uçağa taarruz eden Sovyet «Yak> tipinde 4 Kuzsy Kore uçağının, Amerikan uçaklan tarafından düşürüldüğü bildirilmektedir. Askeri durum Seul'de ise çarpışmalar el'an devam etmektedir. General Mac Arthur karargâhı Güney Kore hukumeti ile Amerikan elçiliğinın el'an Seul'de bulunduklannı ve başkentin düştüğü hakkındaki haber'.erin doğru olmadığım bildirmiştir. Seul'e giren ilk komünist tanklarının geri stıldığı da kaydedilmektedir. Kore'den ilk tahliye edilenler arasında Birleşmiş Milletlerin Kore komisyonundaki Türk delegesi Dr. Kâmil Idilin de bulunduğu bildirılmektedır. Attlee, Truman'ı destekliyor Bu akşam Avam Kamarasında soz alan Başbakan Attlee, Kore tecavuzunün her çareye başvurularak durdurulması lazım gelen bir hareket olduğunu kaydetmiş ve Başkan Truman'ın beyannamesini okumuştur. Bu beyanname, Avam Kamarası tarafmdan alkışlarla karşılanmıştır. Ingilız Başbakanı, dunyanın son 35 sene içinde edmdiğı tecrübeler den ders aldığmı ve nereden gelirse gelsin tecavuze karşı koymakla dün ya sulhunun temın edılebileceğini sözlerine ilâve etmıştir. Muhabirlerin büdirdiklerine göre, Londra, Birleşik Amerika ve Komonvelt ile devamlı temas halındedir. Bu akşam Başbakanm mu halefet liderlerinden Churchill ve Eden ile yapmış olduğu hususî gorüşmeye de büyük bir önem verılmektedir. Atlantik paktı üye devletleri temsilcileri bugün Londrada mühim bir toplantı akdetmişler ve bir harb çıktığı takdirde bütün ticaret filolarının tek bir idare altında birleştirilmesi işini müzakere etmişlerdir. Sovyet Komünizmini takbih Tarihî kararını verdikten birkaç saat sonra Columbia Adalet Sarayının temel atma töreninde kısa bir hitabede bulunan Başkan Truman şöyle demiştir: € Sovyet komünizmi istibdad, işkence, kölelik ve katil gibi her türlü fenahğı sinesinde toplayan totaliter bir harekettir. Birleşik Amerika insan haklarının temini yolunda istibdad ve adaletsizliğe karşı girişilen savaşta önderlik mesulijetini taşımaktadır.» orMaalesef» diyemiyeceğim, fakat evet, hem de fazla olmuş dut gibi düştü. Kalkmabılir mi? Mükemmelen kalkmabilir. İşte yann toplanacak kongre buna cevab verecek. Memleket hayrına inşallah ıyi kararlara varır. * * * Eski C.H.P. kongreleri gözümde tütuyor! O ne bayraklar, ne na' buyuklüğunde ve cesametinde rozetler, ne kırmızılar üzerine çekilmiş «altıok» lardı. Otellerde yer bulunmazdı da, umumiyetle, halkevleri yatakhaneler haline getirılırdi. Kamyon kamyon adamlaı (Şimdıki Meclisin de işi yok. Hâlâ bunların paraslle uğraşıyor!) so kaklarda dolaştınlır, bir nevi bayram seslerile, bağırttırdıp, çığırttınlırdı. Hey gidi, geçmış günler, hey! n* "*• •!• Baştarafı 1 inci sahifede D " Bu sabah otelden çıktım. Kurultay etrafında ihzarî bir iki malumat almak için Halk Partisine mensub bir dost arıyorum. Yok Ankara Palas salonlarile Karpiç lokantasında ve caddelerde kime rastgeldimse hepsi Demokrat. Onlara Ankaraya gelişimin sebebıni anlatıyorum, gulup alay edıyorlar. Meğer Halk Partisi, asıl düşman larını, seneler senesi kendi ıçindo besler dururmuş da farkında değılmiş. Herkes 15 Mayıs demokratı kesilmiş. Partinin vefalı dostlan da meğer gene bizlermişiz! Biz, yani gazetecıler *** Kanun mudur, nizam mıdır, usul mudür, nedir bilmem, fakat şu halkevleri meselesi Meclisce henüz doğru dürüst ele almamadığı için Cumhuriyet Halk Partisi yarın gene Ankara Halkevi salonunda toplanacak. Halkevleri siyasi toplanülara âlet olsun mu, olmasın mı, bu ayn mesele. Bugünlük, eıbette siyasî olan, toplanbmızı orada yapıyoruz. Belki de sonuncusudur * |c* Bir mühim haber. Acaba İsmet fnonü Cumhuriyet Halk PjPrtisi Başkanlığına seçilecek mi, seçılmiyecek mi? Size bir jey ifşa edeyim: Umumî kanaat sayın İnönünün seçılmiyeceği merkezindedir. 5ferine bir başkası gelecek. Kim? Henüz belli değil. Genc 35 lerden biri belki. *** Halk Partisinın bu Kurultayı biraz tuhaf olacak gibi görünüyor. Tuzük icabı, Kurultayın tabiî aza6i mebuslardır. Halbuki bu sefeı mebus adedi yalruz altmışı buluyor. Demek üst tarah vilâyet delegeleri olacak. Onlar da elbette diyecekler ki: tBu seçimin kaybından siz milletvekilleri mesulsünüz.» Cevabın ne olacağını göreceğiz. *** Vilâyet delegelerinden sâdır olacak tek bir sual, aşağı yukan, malumdur: Seçimleri kaybetmemizin suçlusu kimdir? Demek, bu bir parti kongresi (yahud kurultayı) değil de daha ziyade bir nevi temyiz mahkemesi olacaktır. Benim anladığım bu kurultay başından sonuna kadar bir suçlu arayacaktır. Arayacaktır. ama, korkanm, belki de bulamıyacaktır. Tecavüzün Ankaradaki akisleri duydum. Sızın kahraman askerlerinizi ve ordu organizasyonunuzu şahsan pek iyi bildiğim için bu, sulhun feci ihlâline karşı duracağınıza ve müstevliyi geri püskürteceğinize itimadım vardır. Ben ayru zamanda Birleşmiş Milletler teşekkülüntin ve üye devletlerin derhal tedbirler alarak sulhu idame için mücadelenizde size hem maddî, hern manevî yardımlarda bulunacağına da eminim. Size en derin dostluk hislerımi bildirirkan, Korelilere olan itimadımı da tebarüz ettirmek isterim.» Gülek, bu mesajı dün, United Press vasıtasile Koreye gondermıştir. (Baştarafı 1 inct sahifede, Bn^taraU 1 ind sahifede karann «kanunsuz» olduğunu iddia etmiş ve toplantıda Rusya ile komünist Çinin hazır bulunmadıklarını kaydetmiştir. Amerika Ruslara nola verdi Güvenlik Konse> inin toplantısı Lake Success, 27 (R.) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bugün, komünist istilâsına uğrıyan Güney Koreye askeri yardım yapılmasına dair Amerikan takririni müzakere için toplanmıştır. Oturuma Sovyet delegesi iştirak etmemıştir. Fakat toplantıdan evvel Ge nel Sekreter Trygve Lie tarafından tertıb edilen hususî bir yemek zıDOĞAN NADİ yafetinde Amerikan delegesi Gross ile Sovyet delegesi Jacob Malik kl toplantısında İngiltere, Fransa, hazır bulunmuşlardır. Konseyin di Norveç, Çüı ve Küba Amerikan ğer üyelerinin de hazır bulunduk takririni destekliyeceklerini bilduSon Dakika: ları bu ziyafette Kore meselesme dıklerinden şimdiden bu teklıfe kaGüvenlik Konseyi kararını , tcmas edildiği zannedilmektedir. buı edilmiş nazarile bakılmaktadestekleyeceğiz Güvenlik Konseyinin bu akşam dır. Ankara 28 (Türk Ajansı) Türkıye Dış Işleri Bakanı Faud Kop PROF. NİMBUS'ÜN MACERALARli rulu, bu geceyarısından sonra Unıted Preis muhabirine verdiği demecde Türkıyenin, Güvenlik Konstyi kararını destekleyeceğini bildirmiş ve demiştir ki: « Türkiye Birleşmiş Milletler çerçevesi içinde kendı hissesine duşen bütün vecibeleri ifa ile mükelleftir.» tnan, şımank bir diktatör (arzedfvorlar v« ruhi karakterlerine gor» btrinciler nuarak, ikinciler pöhM Ü S A B A K A S I pöhliyerek parö bünyesinde varlıklarını devam ettiriyorlardı. Zamanla bir avuc insanm sesi kısılır gibi oldu. Atatürkten sonra, içinde yaşadığımız dünya şartlannuı da tesirile, şef rejimi bizim milli rejimimizmiş gibi ortada bir hava yaratıldı. Harb boyunca yurdda disiplinli bir idare sistemini yaşatmak bakınundan bunun bir faydası olduğon'i söyleyenler varsa da, netice iribarile, Halk Partisine başlangıcda hükmeden ileri ve şuurlu duygularm yavaş yavaş söndüğünü kabul etmek lâzımdır. Devletçilik, lâiklik, cumhuriyetcilik, milliyetçilik gibi ana prensiplerin tamamile soysuzlaştığını, vatandaşa aid hak ve hürriyetlerin ayaklar altında çiğnendiğini gözlerimizle gordük. Şefe sormadan adım atmak, onun izni olmaksızın en basit bir hareket yapmak adeta imkânsızlaşmıştı Halk Partisi tamamile prensipsiz, fikirsiz, körükörüne şefe uyan acayib bir kalabalık haline geknişti. İkinci Cihan Harbi sona erdiği zaman, is başmdakiler bu halin böyle sürüp gidemiyeceği zannına kapılarak iırktüler. Belki haklan da vardı. Yalnız dışandaki dcmokrasilerin zaferi ile karşı karşıya değildik; yurdumuzda da büyük bir memnuniyetsizlik vardı. Halk, keyfî idareden, lüzumlu lüzumsuz baskılardan, olur olmaz devlet müdahalelerinden bıkmış usanmıştı. San Francisco konıeransı vesile oldu; adım adım ilerlemeler ve gerilemelerle, türlü tereddüdler arasmda, fakat her zaman halkın iradesi Ankara öniinde biraz daha boyun eğerck 14 FERİHA ŞEN bugüne ulaştık. Son beş yıllık hayatımızın bilânTürk güzelleri, Türk kadımmn güzelliğini bütün dünyaya çosu C.HJ*. hcsabına devamlı mağtanıtmak gibi milli bir vazife sizi bekliyor. Resimlerinizi Iubiyetler serisinden ibarettir. İşin çektirip gönderiniz. kötüsü, Halk Partisi bu müddet içinde yalnız rakibine karşı değil, 1950 Türkiye güzellik kraliçesini acele etmeleri gerekmektedir. kendi kendine karşı da mağlub olMüsabakamıza on sekiz yamuştur. Nasıl başlangıçta Atatürk seçmek üzere tertiblediğimız müsainkılâblarını şımank bir diktatörün bakaya katılmak içüı resimlerini şını ikmal etmiş, hiç evlengelişi güzel yapıverdiği işler san an gönderen guzellerin sayısı şimdiden memiş, Türk tebaası bütün gülar çoğunlukta idi ise, bu sefer de yüksek bü yekuna balığ olmuştur. zellerimiz iştirak edebilirler. Bizim demokratik iktidan halka miitema Bilindiği gibi Türkiye güzeli, Ital gdsterdiğimiz fotoğrafhanelerde dediyen tâviz vermekten ibaret sa yada yapılacak olan ve dünya ça ğil de kendi beğendikleri fotoğrafnanlar çoğunluğu ele aldı. Altıok pında bir alâka toplayan «Millet hanede resim çektirenlerin veya ta sembolünü bulan prensiplerden lerarası Avrupa Güzellik Müsaba evvelce çekilmiş resmi olanlann, her biri kırpıldı, kırpıldı ve eridi kası» nda Türkiyeyi temsil edecek bunlan kaybolmaması ve bir yangitti. Muhalefetin ağzında başan tir. Bu müsabaka eylul ayında ya lışlığa mahal verilmemesi için takazanan bazı fikirleri derhal yü pılacağı için Türkiye güzellik kra ahhüdlü olarak göndermeleruıi rica rürlüğe koymakla Halk Partisi hü liçesi o tarihe kadar seçilmiş ola ederiz. Arzu eden guzellerin resimlerini çekmeğe hazır olduklanru kumetleri hafktan sevgi toplıya caktır. Gelen resimler matbaamızda ku bildiren, şehrimizin v« diğer illebileceklerini umdular, Bugün bu parti, artık kendi ken rulan ilk jüri tarafından tasnif edil rimizin en tanınmLş fotoğrafhanedini aramak ve mutlaka bubnak mekte ve münasıb görülenler neş lerinin isimlerini aşağıda bulacakvazifesi ile karşı karşıyadır. Mutla redilmektedir. Bu resimlerin neşri sınız. ka diyoruz, çünkü yurdumuzun daha bir müddet devam edecek ve selâmetini kuvvetli bir murakabe resım neşrine son verilecektir. Gasisteminde görenlerdeniz. Muraka zetemizde resmi çıkan güzeller mern be bulunmıyan bir memlekette, iş eketimizüı en tanınmış ve bu sabaşmdakiler ne kadar iyi niyetli hada en salâhiyetli kimselerinden olsalar da, vatandaş hürriyetinuı müteşekkil büyük jürinin önüne ve vatandaş haysiyetinin devamlı çıkacaklardır. Bu jüri Güzel Sanatolarak korunabilmesl güçtür, im lar Akademisi profesörleri, ressamkânsızdır. Sinesinde olgun ve doğ lar, heykeltraşlar, üniversite menru ^öriişlü Bir fok değerler barın sufelan, en meşhur sahne ve ses Beyoğlunda Foto Sabah dıran Halk Partisi, siyasi hayatı sanatkârlan, başlıca fotoğrafçılar, » Foto Süreyya mızın istikbali bakınundan her se kadın terzileri, gazetecüer, edebiŞişlide Foto M. Özen yatçılar, ilk güzellik kraliçeleri veye rağmen güvenebileceğimiz bajKadıköyde Foto Suad saü zevattan mürekkeb olacaktır. Eskişehirde Foto Özen lıca bir toplulukrur. Jüriye dahil olan tanınmış şahsiDivanyolunda Foto Şen NADİR NADİ yetlerin isimlerini bir kaç güne kaAnkarada Foto Etem dar ilân edeceğiz. Izmirde Foto Can Adanada Foto Venüs Resimlerin neşrine bir müddet Düzcede Foto Model sonra nihayet verileceği için müsaUsküdarda Foto Kenan bakamıza katılmak isteyen güzellerimizin, fotograflannı gondermekte Başmakaleden devam C.H.P. T ÜR K î Y E Gözellik Kralicesi G.H.P. Kurultayı arifesinde Ankarada beliren temayüller (Bastarafı 1 incı sahıjede) yor. Muhtelif cereyanlara kaynak olması bakımından, bu gorünmez kurultay, Halkevi salonundaki havaya tesir edebilecektır. Partinm, daha ziyade, seçım dışı kalmış şahsiyetleri, resmî kurultay etrafmdaki sıkı çalışmalarm idarecilendir. Bu faaliyetler kurultayı şimdiden çemberlemiş gibidır. Genel Merkezin de muhtekf cereyanları ölçerek tedbirler aldığı anlaşıhyor; ' program ve tüzükte, esaslı değişıkliklerın yapılmaması da, bu arada, uygun gorülmüştür. Tâdiller, 1951 de toplanacak olan kurultayın gundemine bırakıldı. Bu içtımaın sıklet merkezini daha ziyade seçımler teşkil edecektu:. Muhalefetin, içinde bulunduğu zorluklan yenerek, yeniden teşkilâtlanması gerekiyor. Seçimlerin hayatî bir ehemmıyet alması bundandır. Genel Başkan, kongre tarafından intihab olunacaktır; görüş ayrılığı, daha ziyade Genel Başkanın fonksiyonundadır. Bazı unsurlar, Genel Başkanın temsilî bir mevkii bulunması, partinin bayrağı halinde olması taraflısıdır; bu kanaatın sahiblerine göre; «evvelâ Halk Partisi bünyesinde demokrasi teessüs etmelidir.» Bu mevzuda, günün daha meraklı sorusu, Genel Sekreterliğe kimin getinleceğidir. Genel Başkan Vekili Hılmi Uranla, Genel Sekreter Tevfık Fikret Sılayın, partide aktif bir rol ahnıyacaklan tahakkuk ediyor. Yenl Genel Sekretere, büyük vazifeler ve mesullyetler terettüb etmekte» dir; Genel Sekreter, İdare heyetl gibi, divan tarafından seçilecektir. Gerek divan, gerek idare heyeti üyelerinin sayısı da, bu sefer azalblmaktadır; divan uyesl olarak kurultayca 25 klşi intihab olunacaktır. Divan, dört ayda bir toplanacaktır. Genel Sekreterlik için, şündiki halde üç kim üzerinde duruluyor: Faik Ahmed Barutçu, Cemfl Said Barlas ve Mümtar Okmen. Parti divanı için, şimdiden baa listeler hazırlandığı söylenmektedir; bizzat Hilmi Uranın bu hususta bir çok temaslar yaptığı haber veriliyor; Rivayete göre Uranm faaliyeti, muhtelif cereyanlan uzlaştıncı bir neticeyi temine matuftur. Genel Başkan vekili, faal bir vazife deruhde etmiyecefinden, listeye kendi adım koymuş değildir. Reşad Şemseddin Sirerin de, ay bir grupla hararetli bir faaliye geçmiş olduğu, aynı çevrelerd« anlatılıyor; eskl Çalışma Baka bUindiği gibi, 13 vilâyette bir pağanda gezisirte çıkmış, partililerli görüşmüştü. Şevket Raşid Hatiiı oğlu ile, Hulusi Oral ve Ali Ke Yiğitoğlunun Sirer grupile hemfikir j olduklan söyleniyor. Nihad Erime gelinee, profesörlül meselesi, Hukuk fakültesi profe sörler meclisinden çıkmıj, senatoy gelmiştir. Nihad Erimin, fakült yolladığı haberde, profesör kald müddetçe aktif politika yapmıyaca ğını belirttiği ilâve edilmektedir. Halk Partisi Meclis grupunda partinin, yeni bir hüviyetle meydana çıkması yolunda. ayn bir reyan olduğu söylentiler arasınd dır. C. H. P. U şahsiyetlerden biı bana, bu cereyanlar dolayısile d şüncelerini anlatırken: «Halk Pa tisinin kalkınmaması için, hiç sebeb yoktur» diyerek, kurultay sağduyusuna karşı itimadım belirt< ti; bununla beraber, durumd zorluğu da şöyle ifade etti: «I kerestelerden yeni bir bina yapma gibi bu şey..» Mekki Said ESB Güzellerin resimlerini çekecek ffotoğrafhaneler Öğrefmenlere ferfi imkânı sağlanıyor dönmüş bulunmaktadır: Kadrosuzluk yüzünden terfi edemiyen öğretmenlerin terfilerinin ağustos ayı içinde çıkması gağlanmıştır. Kadrosuzluk yüzünden terfi edemiyenlere 3 derece terfi imkânmı sağhyacak bir kanun da Meclise sevkedilmiştir. Kadrosu bulunanlar dan 537 öğretmenln 31 mayıstan itibaren muteber olmak üzere terfileri İstanbula bildirilmiştir. Geçen ders yıhnda Anadoluya sevkedilen 152 öğretmenin durumları da Vekâletçe mazeret derecelerine göre tetkik edilmektedir. Bastarafı 1 tnct sahifede Kraliçeye verilecek hediyelerin listesi 4 üncü sayfamızdadır Suriye Parlâmentosuna bomba at\ldı Şam, 27 (a a.) Saat 23,30 da Parlâmentoya bir el bombası aülmışbr. Civardaki mağazalarda hasar meydana gelmişse de yaralanaD olmamıştır. Bombanın Parlâmento önünden süratle geçen bir arabadan abldığı sarulmaktadır. Tahkikat açılmıştır. Moskovanm. nazan itibara alması lâzım gelen diğer bir nokta da. bu sefer kendisine «ödunç ver me ve kiralama» kanunu gereğince jardım yapacak bir memleket bulunnuyacağıdır. Ömer Sami COŞAR bana aid olduğunu hissederdim. Ona böyle gizlice temellük zevkinin ruhuma verdiği huzur, insanlığımın en ulvî ilhamı idi. Bunun bütün ömrümce sürmesini dilerdim. Fakat akşamlan, amcamın riyaset ettiği sofra başında bu dilek bağnmı delen zehirli bir ok olurdu. Amcamla aram hemen her zaman iyi idi.Görünüşte benim ona saygım, onun da bana sevgisi hiç eksil memişti. Fakat, tabiatile, gitgide onun nüfuzundan kurrulup ozel bir şahsiyet sahibi olmuştum Artık onun tesirile değil, kendi irademle hareket ediyordum. O da benim bu halimle aynca iftihar eder görünüyordu. Amcamın haddi zatında fena adam olmadığuıa kani idim. Bütün kusurlarına rağmen müşfik, hoş sohbet halıni muhafaza etmekte idi. Şahizerle aralanndaki bazı anlaşmazlıklar cuşmda, ona karşı da alelekser fevkalâde davranıyordu. Hele bazan şakacılığı tutup da bizi gülmeden katılttığı zamanlar, ona karşı beslediğim kıskançlık ve kin zail olur; kendısini gene eski sevgili hâmim olarak görürdüm. Evet, her şeye rağmen, amcamın yıllarca evvel beni bir yangının alevleri arasmdan kurtaran ve bu yüzden sakatlanan fedakâr adam olduğunu, ve bütün ömrumce kendısıne karşı minnetle mükellef bulunduğumu unutamıyorum. İşte hayatınm bu fash, yüksek tahsilin sıkısı ile beraber, beni zaptı rapta alan bir takun tabil baskılar altında. juurlu bir ahenk içüıde geçti... Dört sene sonra yeni ve mühim bir safhaya giren hayatımız, o dört yıl içinde, bütün sadeliğine rağmen, en tatlı, en olgun ve en güzel mevsimini yaşamıştır diyebılirim. ÜÇÜNCÜ SAFHA I Hayatımın bu ügüncü saöıasını ömür kitabımdan silmek mümkün olsa, yeniden dünyaya gelmiş sayılabilirdim. Bu satırlara sığdırmak istediğim o unutulmaz günlerin izleri, ruhumda ağır bir kurşun külçesi halinde yaşıyor... Şimdi, geçen bütün o şeylerden sonra hâlâ sağ oluşum da bir mucizedir. Öyle batkinim ki, gelecek zaman artık benden bir şey alamaz. İstikbali korkmadan, gözlerimi kırp madan karşılıyabilirim. Zaten beni istikbale götüren hayat da yalnız gözlerimde kaldı... Eğer yaşamak için sadece görmek kâfi ise, işte eağım dostlar!... Ben bir vakitler «Hayat» mefhumunu düşündüğüm zaman önüm de rengârenk ve neşelerle dolu bir ufkun açıldığını görürdüm. Şimdi o hülyalann harabelerinde dolaşan bir hortlaktan farksızım. Nerede bana nice bin tatlı heyecan vermiş olan o güzel demler!.... Nerede gencliğimin o mesud rüyalan! .. Etrafımdaki sükun, bir vakitler her şeyden çok sevdiğim o Gükun da beni gimdi boğuyor! Güneşin ışıklan, teneffüs ettiğim hava bile başka, her çey bambaşka bugün Fakat ben eskisi gibi, hayatın güzellikleri karşısında duyduğum o tarifsiz cazibeyi, o kudretli alâkayı ve o derin merbutiyeti gene duymak istiyorum... İstiyorum ki, her ışıktan elenen renk, her nağmeden yükselen ahenk gene ruhuma dolsun!... Ömrün zevklerinden esen heves rüzgân beni yeniden sarsın! Bu rüzgâr elemlerimi eritsin! Ve gencliğimin kaybolan neşesini geri getirsin!... Şimdi, cansızlaşan parmaklanmla tuttuğum şu kalemle, önümde açık duran şu beyaz sahifelere bütün olup bitenleri dökmeğe çalışacağun. Bu hayat romanı ile ilgili olan son hâdiselerin başlangıcı, Mübeccelle Ecmelin Avrupadan dö aüşlerinden iki ay sonraki bir ağustos akşamma rastlar. Ben de hikâyeme oradan devam ediyorum: O gün Adadan dönüyordum. Bîr cumartesi günü idi. Hıncahınç dolu olan vapurda oturacak bir yer bulamamış, ancak yan tarafta ikinci mevki yolcular arasında bir köşeye sıkışabilmiştim. Arkamdaki lüks salonun açık penceresinden, içeride iki kadının şöyle konuştuklarını duydum: ... Mübeccelin âşık olması inanılır şey değil vallahi1 Fakat kime âşık acaba? Avmpada tanıştığı bir genc olsa gerek! Desene bizimki o deste deste mektublan ona gönderiyormuş! Ona ne şüphe! Ama daha hiç kimse bir şey bilmiyor... Hattâ Şahizer bile! Ben dün kendisine söyteyince şaşü kaldı... Anlaşılan bu çırn ilk çalan ben oldum... Sessiz bir gülüşme oldu. Sonra gene birinci ses konuştu: Gülmeden bayılacaktım .. Telefonda onunla konuşmasını bir gör seydın!... Nerede ise hattın öbür ucuna doğru bir alev olup uçacaktı. Benim yaklaştığımı biraz daha geç farketseydi, belki adım da öğrenebilirdim... Yazık!... Merakla bafimı çevirdim. Bunlar Leylâ ve Muallâ kardeşlerdi. İşittiğim sözler beni o kadar ılgilendirmişti kü... Mübeccel âşık! .. İnanılır şey değil!... Zihnim derhal bu Keyliyetin emarelerinl araştırmağa koyuldu Mübeccel, Avrupadan, eskisinden pek farklı bir insan olarak avdet etmemişti. Sadece bir tekâmül ve olgunluk durumu arzediyordu ki, bu da, ihtieasını parlak bir şekilde yapnnş re memlekete mütehassıs bir operatör olarak dönmüş ve döner dönmez de Haydarpaşa Nümune hastanesi Cerrahî Servisi Şefi olmuş bir genc doktor için pek tabiî bir şeydı. Kendisin den mağrur bile değildi. «CUMHURIYET» in EDEBÎ TEFRİKASI: UVERCINI Yazan: KERİME NADIR Aramızdaki bu7 sütunlannı mucızevî bir guneş gibi delen sıcak bir tecessumle gulümsemişti. O zaman hırdenbire hakikî bir teessüfle: Ecmel, eminim ki biz daha iyi ar'ssabilirdık! dedim. 7 Ya" . Ama sen istemedin. Ovle mi? Gıttığıne müteessirim. ederim. Bizi dinleyen Şahizer de gülümsu%ordu Fakat onun tebessümü do niık ve melâl doluydu. Sonra ikLsi ağlaşarak sarmaştılar. Bu esnada Mübeccelin meün ve cesur tavn dikkati çekiyordu. Amcamla işleri hakkmda son defa konuşuyorlardı. Sonra bize, gepgenc bir kızkardeşin mesuliyetlerile beraber istikbalin meçhulâtına atılan bir genc kız gibi değil, olgurl ve şuurlu bir insan gibi veda etti. gence umduracağı bh" saadet bundan daha fazla olamazdı. Tıtiz, egoist bir koca ile bunak mimî dostluğumda bir nevi sığmaK ve yatalak bir ihtiyarın kulu vaziyetinde olan Şahizer, benim sabulmuştu. Aramızda öyle derin bir hissî üıtıbak vaıdı ki, her şeyı, hatâ hayatının g^z'i bedbahtlıklannı bı'.e söyleşmeden konuşabiliyorduk. Baş başa yedığimiz yemekler dünyanuı en lezzetli yemekleri, birlikte yapüğımız gezmeler en zevkli yoldaşlıklardı. Gene o devre içirrde, ekseriya güneşin batışını bir tepeden veya bir yamaçtan yanyana seyrettik. Bir çok defalar ilerdeki köylere kadar gittık. Tarlalar ve mandıralar arasmda sakin ve mütevazi saatler geçirmek bizim içüı müşterek bir bahtiyarlık oldu. Bir çok akşam lar da Ayazma kahvesinın ovaya bakan tenha bphçezınde oturduk. Orada, yaşlı servıler altında, mevtaî bir sukun içinde basbaşa d'nleArtık Şahizerle başbaşa kaimıştık nisteki haza kelimelerle anlataEğer takdir edebilseydim, bu devre mam. benim ömrümün en mesud devresi idi. Çünku, temiz bir aşkın bir Böyle saatlerce Şahizerin yalnız \ I Arkası var (Baştaraft I inn ta Ankara 27 (Telefonla) C. Profesör Kâzım Ismail Gürkan, P. de ıslahat yapılması için (teklif hareketinden cnce kendisile görü adıle kurultaya sunulmak üzere bn şen bir arkadaşımıza şunlan soyle broşür hazırlanmıştır. Broşürdek miştir: imzalarm ekserisi ötedenberi zat « Biliyorsunuz ki Istanbul Tıb parti içinde işbirliği yapan Fakültesi, mevcud üniversitelerimi selerdir. Bu risaledeki 16 imza zin fakülteleri arasında en eski ve en rasında Reşad Şemseddin Sir genişlerinden bir tanesidir. Tarih Sadi Irmak, Sevket Raşid Hatiboğ^ boyunca memlekete yüksek sayıda lu, Hıfzı Oğuz Bekâta, Emin Soy ve çok değerli hekimler yetiştirmış Said Köksal, Sedad Çumralı, Said tir. Arkadaşlarımm beni, bu şerefli Odyak, Ali Kemal Yiğitoğlu, millî müesseseye hizmet mevkiine reyya Anamur, Abdi Ağabeyoğlu çağırmış ohnalarmdan memnunluk Hılmi Öztarhan ve divan üyeler duyarak vazifeye başladım. den Yurdoğlunun isimleri görül^ Universite 1933 te bir reform, mekteHır 1946 da ise kanunî bir tekâmül geŞehrimizden 8 delege gitti çirmiştir. 1946 danberi muhtariyetle 29 haziran perşembe günü toplaJ idare edilen Istanbul Universitesi, n a c a k o l a n c H P a r t i s i B u y ü k K u , içinde Tıb Fakültesi de diğer kar j ruitayma şehrimizden katılaca deş fakülteler gibi yeni bir reji j o l a n s e k l z d e l e g e v e c B p min serbest havası içinde gelişmiş k a n l a v u k a t Ilhami Sançar, dün akl tir. Fakat yetişecek hekimlerimizin s a m Ankaraya hareket ebnişlerdi^ hiç bir zaman dünya seviyesinden ' Hhami Sançar, hareketinden aşağı düşmemeleri için daha yapı kendisile görüşen basın mensubti lacak işlerimiz vardır. Tıb Fakülaşağıdaki demecde bulunmu tesi Profesörler Kurulu, enstitüler tur: ve kliniklerdeki müstakbel inkisafi.ii « Kurultaya Istanbuldan işti,j plânlannı üç yıldanberi devam eden rak edecek delegelerin ekseriyetinl'J sıkı bir çalışmadan sonra tam bir hukukçu ve iktısadcı gencler teşkil f program haline getirmiştir. işte etmektedir. Halk Partisinin bu is? önümüzdeki yıllarda bu programm tihale devrinde kuruculuk vasfının* tedricen tahakkukuna çalışacağız. galib olabilmesi ıcin daha geniş b Bu hususta görüşmek üzere kısa kadroya malik bulunması lâzım gebir ziyaret için Rektörün tensibile lirdi. Seçimin knybı .bir çok kıvbu akşam Ankaraya gidiyoruz. metli elemanlann iştırakme mâni Hükumetin, ihtiyaçlanmızı im olmuştur. Bunun için, bu kurulta' kân nisbetinde karşılayacağma emin yın, kurucu bir kurultayı hazırla bulunuyonız.» yıcı bir mahiyet arzetmesı tabüdir. •. Kanaatimce ey'rulde başlayacakj ocak kongrelerini diğer kongreleçı takıb etmeli, sene sonunda bütün. teşkılât yeni bir ruh ve yeni bir* kadro ile tamamlanmahdır ı> Bu okuyucuTiuzun hayırh teşebbüsile Mahmud Makskn okuluna yapılan yar.dımlar devam etmektedir. Dün de, Ankara, Atatürk Bulvan Sevim aparhmaru zemin katında oturan ^ku^^ıcularımızdan IsEskişehir, 27 (Turk Ajansı) t mail Ozkuldan 5 lira almış bulu Şehrimizde dun gecedenberi müt v | nuyonız. Toplanan paralar «Bizim hış bir fırtına ile şıddetli yağmur * Köy» okulumm ihtiyaçlannı karşı lar yağmaktadır. J laması için Mahmud Makalın emriSağanak halinde yağan yağmur ~% ne tahsis edilmektedir. dolayısile Gülluk civan seller ai İ tında kalmıştır. İtfaiye erleri evle i Attlee hükumetine rin sular altında kalan bodrumla j itimad oyu verildi rını boşaltmağa başlamışlardır. Londra, 27 (AP.) Avam KaKum ocaklannda çalışmakta o • marası bu akşam, iki gün süren lan uç ameleye yıldınm çarprruş muzakereleri muteakıb. Sosyali't ve bunlardan ikisi derhal ölmüşİngilız hükumetırm Schuman plâ tür. Diğer amele ise muhtelif yernı dışmda kalmak hususundaki ka lerinden yanmıştır Yağmur âfeti rannı 296 ya karşı 309 oyla des henüz çiçek açan bütün ekinleri ' teklemiştir. harab etmiştir, İ Rektör ve Dekanlar Ankaraya gitti Partide ıslahat yapılması için teklil Mahmud Makalın okuluna yardım Eskişehirde yeniden sel âfetî