Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T Kasım 1950 ÜII1ÜÜIÎ1I1I1IIIIIIIIII1IIIIIIIIIIII1IIIIIIIIII1HİIIHII CDMHURtTET 1950 senesinin en romantik aşkı Tansiyon tedavisinde nihayet evlenme ile neticelendi iörülen yenilikler SİIIHÎ BAHİSLER Yazan: Dr. Kemal Saracoğlu Eylul ayında Pariste toplanan k.jib hastalıklan ve iç hastalıktan millatlerarası kongrelerinde gorjşülen çeşidli mevzulardan biri de tansiyon meselesi idi. Muayer.e ve teşhis vasıtaları çoğaldıkça ve halk efkârı tıbbî mevzular u zerinde aydınlandıkça herkesin tansiyon mevzuu ile alâkası da art'yordu. Binaenaleyh her iki Kongıcde tansiyon meselesinin önemli bir yev isgal etmesini tabiî gorm:k lâzımdır. karışık ve bilhassa tava işleri ve et I lıklara (meselâ şeker hastalığına) fazla yiyenlerde ise tansiyonun da yol açması. ha çok yükselmesidir. 4 Bu diyeti bırakınca tansiyoBuna bakarak tansiyonu yükse nun tekrar yükselmesi.. ten insanlarda pirinc diyeti tatbikı Görülüyor ki basıt ve tatbikı koduşunulmuş ve tatbik edilmıştir. lay gibi görünen bu usulün de bir Gerçekten sade pirincle tegaddi e takım mahzurları vardır. cılirse tansiyon düşmektedir. FaEskidenberi tansiyon tedavisınin kat bu usuiun bir çok mahzurlan esasını teşkil eden iki nokta buvardır: gun dahi önemini kaybetmemıştır: 1 Uzun müddet yalnız pirincle 1 Sinirlenmemek veya sınirtegaddinin zorluğu ve hattâ imkân leri yatıştırıcı bir tedavi usulü tasızlığı. Çunkü insan her gün aynı kib etmek. seyi yerse bıkar. İştihasızlık, hattâ 2 Tuzu azaltmak. bulantı başlar. Yukarıda bahsettiğimiz usullerın 2 Bu usulle tansiyonun mu hepsi de aynı yola çıkmakla bevakkaten düşmesi ve pirinc yemek raber ameliyaiın guçluğü, her gün ten vazgcilirıce tekrar yükselmesi. pirinc yemenin de pek kolay ol3 Tek taraflı tegaddınm bil maması dolayısile biz 10 ve 20 günhassa böyle karbon hidratı bol bir lük bromür şırıngalarını şımdilik ^ıda ile beslenmenın başka hasta en ıyi usul olarak kabul edıyoruz. «Hamlet» filminin masum ve zavallı Ophelia'sı Jean Simmons o rolıle bir çok kalbleri titretmişti. Bugun de mesud aşk macerasile hayranlannı sevindiriyor: Bu sevimli İngiliz artisti nihayet, sevdiği adamla evieniyor. Jean Simmons'la, diğer bir İngilız artisti olan Stevvart Granger eskidenberi sev^şıyorlardı. Fakat nc kızın bu aşkını aılesi tasvib etmıyordu. Bu suretle, seven uir kalbm karşısına, bır çok romanların felâket unsuru olan mutaas | >ıb dufunce £r bır kere daha çık ' mış oluyordu. Jran Sınımons bu engel karşısında romanlardaki binlerce eşi gibi gızli gızli gozyaşları doktü mü, bunu bıimıycru;. Orası belki artistın hatıra defterır.ie sayialarca yer tutmuştur. Fakat, muhakkak olan bır şey varsa o da şudur ki bu aşk zamanımızuı modası olan Hoılywood'vârı artıst aşklanndan değüdı. iki sevgılı, ışklcr.nı tecrube ıçın, Kendı kendilerıne «bır sene ayrılıks cezasıru verm.şler ve bu tecrube devresınden sonra da bırbirlerını unutamadıklannı gormuşlerdı. Jean âımmons'la Ste\vart Granger vak tile Londradaki bır toplsntıda tanışmışlardı. Stevvart'ın bu yaşça küçuk, cussece ufak tefek kıza •calbınde, hattâ hatırasında o zaman büyük bır yer ayırdığını zan netmiyoruz. Fakat küçük artist «Hamlet» tekir rolünden sonra bir çok seyırci lerm kalbine girdiğı gibi sevdiği adamın da alâkasını ciddî bir şekilde çekti. Stevvart Granger fil,mi seyrettiği zaman, Jean Simmons'un güzelliğini maddî renk ve çizgilerin çerçevesi dışında tanırruş ve aşkın şimdiye kadar hiç bir şair tarafından tarif, hiç bir âlim tarafından izah edilemiyen sihrile ona karşı bir yakınhk hissetmişti. Jean Simmons bugün nişanlısı olan adamı, daha ilk görüşünde sevmişti. Fakat Amerikan terbiyesi almış bir kız, Hollywood'vâri bir artist değildi. Aşkuıı ilân değıl, ihsas bıle etmeyi kadınhk vakarına aykın buluyordu. Susmus, lâkın kr'bı susmamıştı Bizim de diğer müelliflerle bırlikte ittifak ettiğimiz bazı nokîalar vardır: 1 Medeniyet ilerledikçe t^nsi> onu yükselen hasta adedi de artmaktsdır. 2 Şehirlerd* tansıyonlu hasta sayısı koylerdekır.e nazaran daha çoktur. Evvelâ birinci noktayı ele alalim. Gerçekten iptıdaî hayat suren memleketlerde tansiyon yuksekliği azdır. Meselâ Pasifık adalarındakj yerlüerde tansiyon \uksekliğıne nadıren rastlamyor. Aym hal Airikadaki vahşiler arasıntngiliz kadın casuslan Güzel bir masal Ingılız gızli istıhbarat dairesinin Rusların mahud ve meşhur propada da goruknektedır. Bunun başlıca sebebi de kafa yorgunluğu, ganda mecmualarından bıri son gun resmen bildlrdiğtne gore, rkincı dur.ya lerde okuyucularına meraklı bir hlkâye harblnde Almanyada ve Alman tşgali uzüntu ve sinir gergmhâidir. Me anlatmaktndır. Bir kahramanhk destanl altındaki memleketlerde înglltere yuze deniyet ise bunu davet edıyor. gibi kaleme alınmış olan bu yazıda yakın kadın casus kullanmıstır. Bu kadın casusların yalnız on bejı Sokağa çıkınca her an bir nakıl Şunali Kore'lilerin dort torpıto ile ne ve Kore açıklavasıtasının altında can vermek hârıkalar yarattıklarıkruvazorunu nasıl duşmanın eline duşmuştur. Bunlardan rında bir Amerıkan on bırı kurşuna dızilmiş. biri temerlcuz korkusu, çeşidli nakil vasıtalarma batırdıkları hıkâye edılmektedır. kampında açlıktan ölmuş. diger üçü de yetişmek için daima riakıkalara Mecmuanm Kore harbinden buyuk nıahpus bulundukları yerlerden kaçıp bıle dikkat ederek telâlı bir ha bır roportaj şeklınde verdiği bu hıkâ İngiHereye donmeye muvaffak olmujyat geçirmek, hissedilen medenî yede her;ey iyi ve hoştur amma, yazı lardır. rın bır tek kusuru vardır kı onu da Yakalanan casusların sekizl bekar. ıhtiyaçları karşıhyamamaktan mü arcck bız bılıyoruz. ycdlsı evlidir. Bunların yajları da 22 ile tevelîıd üzüntu, karışık işler vc HeBoyle bir hâdıse eereyan etmemişttr' 45 arasındadır. (Newsweek) sablar üzennde kafa yormak, ?ü*** rültü ve nihayet çeşidli ve tabıılı* * * £ ri kaybetmiş bir beslenme tarzı Helikopter faydalı görüldü Paris esrası Helıkopter ıcadındanberi hangı sahada b^=hca âmillerdendır. Ikiııci nokta Fransız komunist partısi da yukarıda saydıklarımızı teyıd e en fazla 159 ysrayabıleceğın! ısbat ede Thorez bır muddettenberl şefi Maurice ağır hastanıerış. bu yuzden de inklşafı gen kalder. Çunku koyde gurultOsuz, te mıştı. dır Fakat, komünlstlenn her seyı gıbi lâşîiz. açık havada ömur geçir Kore harbı bu yenı ıcad uçağa ıyı bır bu da gızlı kapaklı bır mahıyet m5ye, sade bir beslenme şekline tatbüc sahası teşkll etmış ve Helıkop taşımaktadır. Bir rivayete gore. Thorez komunisttâbi olmaya tnukabil, şehirlerde terier bilhassa askerlere malzeme yetışttrmek vc yaralılan toplamak gibi isgürültu, heyecan, sinir gerginliği lerde pek fsydalı olabıleceklerını gos lerden biri tarafından «ğır surette yaralanmıstır. Hâdiseye sebeb olarak bol bol vardır. termişlerdir. bir fikir ayrılığı gosterılmek'e beraber Bunun üzerine Amerikan askeri ma bu suikasdin Moskovanın emnle vukuBittabi burada bahsettiğimiz tan sijon, halk arasında (sinir tansi kamlar: Hellkopterin orduda buyuk is bulmu? olması ıhtımalı üzerinde dıı!er goreceğine kanaat getirmısler ve rar.lar da vardir. yonu) admı bihakkın kazanmış o muhtelif fabrlkalara 200 aded siparîş Dıjer taraftan, komunistlerın tefsilan ve tababette (esasi iper tansi vermişlerdır. Bu sayı halen Amerıkada rine göre Thorez' ln hastalıgı zarıımeyon) adını alan şekildir. Yoksa ır.evcud Helikopterlerin iki mislıdir ve dır ve !• 1 olmak üzpredır. çok mlktarda Imalâta baçla' ' ." ıScttımo G>'orno) tansiyoııun diğer çeşidlerinde se fabnkalar 20 30 nlsbetlnde ucuza mal yınca % * * * beb busbütun b?.=^adır ve sinırle olacağmı söylemektedirler alâkası ya hiç yoktur veyahud tâ(Neivsıoeek) Fransada baltalamalar hdır. * * * Fransız harb gemılerıne musallat olan Işte hekimliğin tedavisine büyük Troçki'nin katili hapisten çıkmak sabotajlara kargı ne gıbi tedbır altnacak? Bahriyelilerın hayatını tehdıd eönem verdiği de bu çeşid tansi istemiyor den bu baltalamalardan kurtulmak için yondur. Bununla uğra?. ıak da pek Troçki'nin katili Jacques Mornard'ın ne yapılacak? kolay bir iş rteî.ldır. Hekimlerin hapisten kurtultnası için bazı vesaık Heyecanlanan umumi efkârı teskin tesirile olacak KI halk, et yeme imza etmesi lâzım. Momard on seneden etmek ve gemilerımızde vazıfe görennin tansiyona zarar verdığıne a beri hapıste oldugu halde hücresinden lerin manevlyatını yukseltmek için ayrılmak istememektedlr. Katil dı;arı damakılh inanmıştır. Halbuki ete çıkar çıkroaz öldürüleceğiDden kork mutlaka harekete geçmek lâzım. Kışlalarda ve gemılerde menfur bir nisbetle tuzun zararlı tesiri çok maktadır. propaganda yapıhyor. Bu propagandadaha fazlaoır. Bılmdıği gıbi Mornard 1940 senesınde yı yapanlar askerl^rımızı itaatsizltğe Troçki'yi öldurdügü İçin yirml sevkedıyorlar. Garibı Eskidenberı tansiyon tedavisin hapse mahkum ed:lmisü. Mornard'asene nanlar ceza gormuyor. de 5u kı yakala. her Bu vazıyet karşıde ilâ;, perhiz ve hayat sartlan ay yüz bın franklık bir çek gonderil smda guvenhkterım kaybeden bır çok başlıca yeri işgal etmişti. Son on mektedir. Fakat bu parayı kimın yol subay ve erbaş ıstifa etmeği duşunuyor. yıl ıçinde ameliyatla tansiyon te ladlğl hâlâ bllinmıyor. Katil hapiste blle korku içlnde yaşıDemokrasılerin yarım yamaJak teddavisi de revaç bulmuştur. Fakat yor. Geçeıılerde bir gazeteci kendisile bu ameliyatlardan alman netice görüşmek için yanına gelmij ve soyle Lırlerle hayatlarını idame edebüecek. lerini sananlar çok aldanıyorlar. Vatan ler, meselâ iki yıl evvelkine nis diklerinl zaptetmek üzere ellnl cebine mudafılennın hayatını daımi bir tehbetle caha fazla ümidbahş değil göturmesile Momard gazeteclnin ken did altında bulunduran sinsl duşmana dır. Kalb hastalıklan kongresine disin vuracağını zannederek hucrenin karşı ıbret teşkil edecek çarelere başbenira yaptığım tebliğ tansiyon me bir köşesine, yatağının arkasına ağın vurmak gerek. Yoksa Fransanın uçumıştır. nraıa yuvarlanması mukadderdlr. selesi üzerine idı. Bu tebligde tansi Fronce Dimenche'dan Aurore'dan yonun çeşidlerini tayin için şimdiye kadar kullanılan Test yani deneSon zamanlarda, mahsulü arttırme usullerine benim de ilâve ettimak üzere çeşidli araştırmalar yağim bır yenisını Test Croise'yi an pıldığını işitmekteyiz. Bu meyanlattım. Ben bu usulu kullanırken da, mahsule muzır olan otları yok bır şeyin farkma varmıştıra kı bro etmede kullanılan 240 sınıfından mür damara şınnga edilince tansi maddeler, çeşidli haşerat öldürücüyonu adamakıllı düşürüyor! İşte bu ler, ekimlerin daha ewel kemale esasa dayanarak 1940 yılındanberi gelmesini sağİ3yacak olan müessir tedavi ettiğim pek çok hastada bro hormonlar mevcuddur. Hattâ tohum murden çok faydalı neticeler aldım. ıslah enstitülerinde, akla gelebijeBunlar on ilâ yirmi günlük tedavi cek muhtelif tesirler icra edecek ile gerek şıkâyetlerınin çok azalması olan iklim şartlanna karşı koymak ve gerekse tansiyonun adamakıllı üzere, tohumlann üzerine tabakalar normale yaklaşması gıbi esash sa ilâve etmeyi denemektedirler. Bu lâhlar gösteriyorlar. Kongrece de tabakalardan biri de, bir kaç hafalâka ile dinlenilen bu usulümü şim talık kurakhk tesirini ortadan kaldi Kolonya Üniversitesinde de hasta dıracak kimyevî maddeleri teşkil lara tatbika başladdar ve aldıkları etmektedir. Bu müessir çareler. netıceleri onlar da neşredecekler. nihayet mahduddur. Halbuki yağTansiyon tedavisinde üç yıldanberi muru arttırmak en tesirli olanıdır. bromun başka bır murekkebı de Tabiate müdahale ederek yağmur kuüanı'maktadır. Tetvaethylbro ve kar yağdırma, evvelâ lâboratumure d'ammonium adını taşıyan bu varda, tabiatte, yani bulutlann temadde üzerinde bir hayli neşriyat raküm ettiği irtifalarda mevcud vardır. şartlan taklid ederek yapıhnış, bilâCJrnumiyetle müsaid neticelerden hara, uçaklarla bu irtıfalara yükbVnsedıliyorsa da her hastaya ko selerek tekrarlanmıştı. Yağmur yağiayca tatbik edilemediğını, bazan dırma üstadı sayılan Langmur ve da reaksıyon yaptığını bıldıren neş Schaefer araştırmalarını o kadar riyat üzerine bu ilâcı imal edenier ilerletmişlerdir ki, 12 ye yakın terde, bazı kayıd ve şartiarla kulla kibde kimyevî maddenin bulutlar nılabıleceğını soylemeye ba;tadıiar. arasına serpilmesile yağmur yağdıHalbuki bızim ılâcımız bugüns. ka rılabileceğini gostermişlerdir. dar pek çok kimseye tatbik edilTecrubelerın ortaya koyduğu gerdiği halde en ufak bir şıkâyetle çeklere göre, bulutlar, küçük buz karşılaşmadık. Bilâkis hastalar dai zerreciklerinden teşekkül etmiştir. ma memnuniyet beyan ettOer. Buradaki sühunet bazan 38"C ciBır diğer tedavi şeklı de perhizde varmdadır. Fakat bazı ahvalde, sU princi esas tutan usuldür. zerrecikleri, donmadan, uzun zaman Bu usul gene Vzak Şark memle kaîabilirler. Bu hale aşın soğumuş ketlerini esas tutaraK eide edilmış hal denmektedır. Işte, bu vaziyette bu'unmaktadır. Şöyle ki: bulunan su buhannı anî olarak donüzak Şarkta pırinc başlıca gıdayı durmak kabildir. Bu maksadla, baştrşkil eder. Hele Japonya, Çin, Hin langıcda, buz kristalleri, ve toz zerdıçınî, Endonezya ve hattâ Hın recikleri kullanılmıştır. distanm yüz milyonlarca insanm Donma hâdisesini tesri maksadile, baş gıdası pirincdir. Bunlar pırmci denenen diğer maddeler arasında, çok defa (fakırlık yuzünclen) sa karbon dioksid kan vardır ki, budece haşhyarak yerler. Çünkü et nun sühuneti sıflrın altında 80"C ve yağ onlar için luks gıdalardan dır. dır Biranın iğneleyici lezzetini veren sa, uonmuş olan su zerrecikleri araPirinc istımali Uzak Şarktan Gar karbon dioksidin, yahud halk ara sında rutubetten eser kalmıyacağınbe doğru gıttıkçe azalır. Avrupada sında kömür gazi denilen bu gazin dan kar tanecikleri derhal teşekkül ise ehemmıyetini busbütun kaybe mayi haline getırilmesı, ve bazı etmektedir. der Işte bu müşahedede goze çar şartlar altmria dondurulması pek Kar tanecıklerinin teşekkülünü pdn bır nokta, sade pırmcle tcsaddı kolaydır. Amerikada, Solid Ice tesri eden Keyfiyet acaba onlann eden ınsanlarda hemen pek nadıren «sulb buz» adı verılen bu madde bıllurı şekıllerı midır? Yoksa, sutansiyon yükselmesi o!du5u halde den az miktarda kullanılacak olur hunetleri mıdır? (yani kısa bir tanışma ve sevişme devresinden sonra) evlenmiştı. Neticesi de o derece çabuk oldu: Geçüıemediler, aynldüar. Ondan sonra Stewart kendisinden beklenmiyecek kadar uzun müddet bekâr kaldl. Yakışıklı bir delikanlıydı. Sanat kabiliyeti m semmei, artistlik şöhreti yerinde, kazancı dolgundu. Sonra, öyle pek ;apkın bir adam da değildi. Diğer taraftan, Jean Simmons da evlenme ihtimalleri üzerinde heı ?ün bir çok dilleri harekete geüren güzel bir kızdı. Yalnız huyu, >oyu,, hayat tarzı ve ahlâkı haktında Hollywood artistlerine reva gorülen dedikodulann çıkarılması na müsaid değildi. Onun için Jear> îımmons'un kiminle ve ne vakit evleneceği merak ediliyor, fakat şununla veya bununla gezip tozduğuna, şu veya bu gibi aşk maceralar geçirdiğine dair rivayetler çık arılamıyordu. Ancak, karşısındakinin musbet cevabından emin olduğu zaman hislerini belli etti. Stewart Granger, onu «Hamlet» filminde gordükten sonra derhal aradı. Eski resmî tanışıklığın verdiği cesaretle görüştüler ve, karşılıklı sevgıden aldıklan heyecanla birbirlerine açıldılar. İşte engel o zaman kendini hıssettirdi. Jean Simmons sevdiği adamın: ^Benimle evlenir misin''^ suaiıne derhal «Evet» cevabmı vere memış, tıpkı Onsekizınci asır kızları gıbi: «Annembabam razı olursa» şartmı Jerı surmuştu. Bu cevabı verirken hak.sız değıldı. Annesinm, babasının fikrini açıkça sormamış, fakat kaçamak bir şekilde ağızlarını aramışb: Hayır! Eski inanışlara ve ananevî âdetlere pek bağlı olan bu aile kızlaruıın (evvelâ) boşanmış bir erkekle ve (saniyen) kendisinden 16 yaş, bjyük bır adamla evlennıesı'ne knt'ivyen muarızdılar. A^kın gozu k^'dur dcrîer Jean Simmons sevdiği adamda daha büyuk kusurlar da olsa belki görmezdi ama, evlenmış. boşanTiış olmanm ve 16 yaş buyuk bulunmanın bir erkek için büyük bir kusur olabileceği, doğrusu, hiç akhna gelmemişti. Stewart Granger 1913 te doğduğuna gore bugün 37 yaşmdadır. Jean Simmons ise 1929 da doğmuştur. Bu hesabca 21 yaşını yeni doldurmuştur. Stewart Granger'ın ilk karısı da bir artistti. Elseth March ismin' riekı bu kızla Hollywood usu'ü İşte bunun içindir ki Jean Simmons'un Stewart Granger'le seviştiklerine dair ilk haber çıkınca her iki artistin hayranlan pek sevindiler. ' Herkes: «Tam birbirlerini btüı muşlar!» diyordu. ( Bu sevişme haberi ortaya öyle bir başıboş dedikodu olarak çık1 mış değildi. Zaten esası olmasa bu( haberin çıkmasına iki taraf da imkân vermezdi. Haberin çıkması Jean Sun ıons tarafından neşredilmiş resrai tebhğ gibi bir şeydi. Zira, aıiesını iknaa nihayet muvaffak olmuş vc onlardan cpeki» cevabmı aimıştı Seviştiklerine dair haberden &J sonra nişanlanma haberı veriîdı ve yakuıda evlenecekleri bıldirildi. Jean Simmons bugün Amerikada bulunuyor ve İngiliz muharriri Somerset Maugham'ın üç hikâyesinden yapılan «Trio» isim li filmdeki rolünü çeviriyor. Stewart Granger de bir müddettenberi Londrada bulunurken geçen ay Amerikaya gitti. Düğünün orada olacağı tahmin ediliyor. Bu suretle, «1950 senesinin en romantik aşkı» adı verilen bu macerayı, masallardaki gibi, «onlar ermiş muradlarına. .» sozile bi, tırebilinz. \ BİR Yeni bir film sistenıi Son ş,anlerde Hollywood'da yenı bır fılm sıstemınin tatbıkına baslanmışür. Bu yeni usul fılmler bır yerine üç makıne ile çekılıyor. Bu suretle bır sahnenın hem karşıdan, hem de sağdan ve soldan fılmi alınıyor. Sonra, fılm yarım daıreye yakın kavısli bır çukur perdeye aksettiriliyor. Seyirci de fılmi yalnız karşısında değıl, aynı zamanda sağmda ve solunda görüyor Bdylece seyirciye fılmin karşısında değıl, ıçinde bulunduğu hissi verıhniş oluyor.. Bu yeni sistem fılmlerin ilk tecrübesi çok iyi netıce vermiş ve halk tarafından çok beğenilmiştır Son zamanlarda sinemanın büyük bir buhran geçirdiğini ve seyirci 6ayısımn gittıkçe azaldığını kabu) eden Amerikan filmcileri, bu ye nilık sayesinde sinema sanayiini canlandırabileceklerini ve karşıla nnda korkunç bir rakib olarak gör dükleri televizyona karjı bir üstunıuk kazanabıleceklerını umu yorlar. (CoUier's) * * * İKİ SATIRLA Hakıkatcn, son zamanlarda neşredılen bır ıstatistığe gore doğumların buyük bır ekserıyeti geceyarısı ile öğle vakti arasında vuku bulmaktadır. Buna mukabil, öliim de kurbanlannı en ziyade öğleden sonra üç ile altı arasında ziyaret etmekte dir. Diğer taraftan, 51ü doğan çocukcukların en fazla öğleden sonra dunyaya geldikleri tesbit edilmişIarın tırnaklan büyüklere nisbetla Z daha çabuk büyür. Diğer taraftan, 50 yaşındakı bır insanuı doğduğu gündenberi tırnaklanrun 18 metreyi bulacak miktarda uzadığı tesbit edilmiştir. Samuel Hıbben adında bir A merikalı, evleri elektrıksiz ayduılatmanın usulünü bulmuştur: Fosfor esasına dayanan bır madde duvarlara sürülduğü takdırdr gundüz emdiği aydınlığı gece neşrediyor, bu suretle odalar kendiliğinden aydınlanıyor. Amerikalı mucid bu mühim i cadının beratını almış ve daha geniş bir sahaya tatbıki ıçın teşebbuslere geçmiştir. Bu usul, tekâmü) ve taammüm ettiği takdırde evlerın ve binaların aydınlatma derdi gayet kestirme bir şekilde halledılmiş olacaktır. (Domenica) * * * Eşrel saat Güneşin kaybettikJeri Her şeyin bır vaktı, zamanı olBaşka dünyalardan yeryuzunün duğu gibi olümun ve doğumun da tarassud edilmekte olduğuna dair vardır, dıyebilırız. Işık saçan duvarlar gelen haberler oe\am ederken, bızım dunyamızın âlımleri de telesk;?larıru gokyuzunden çevırmıyorlar. Bu arada. guneş, sıkı bir tarassud altına ahnmıştır. Dünyaya hayat veren bu muazzam ateş kütlesının mahıyetıne dair yapılan keşıfler, her gun bıze yeni yeni hakıkatler oğretıyor. Meselâ, son yapılan bir hesaba göre, guneş her saniye kendinden beş mılyon ton kaybetmekte ve bu muazzam kayıb ışık ve hararet olarak etrafa yayılmaktadır. Diğer taraftan, heyet ilmınde en verımli seneyı 194S olarak kaydedebıliriz. O sene zarfında gök boşluğunda tam 14 yenı yıldız keşfedilmiştir. (Tribuna) (Tribuna) * ** Büluğ yaşı değişiyor tır. (Tribuna) * * * Tırnak hesabı Beş parmak bır mıdır? Elbette defildır Tırnaklanmızın hususıyet lerı de bunu bır kere daha ıspat ediyor. Âlimlerin tesbit ettiklerine gö re, tımağı en çabuk uzayan par tnak, sağ elın orta parmağıdır Buna mukabil de en yavaş uzayan tırnak, sol elm kuçuk parmağının tımağıdır. Gene bu tetkiklere göre çocukcasuıa yağmur yağmasına sebeb olmaktadır. Geçenlerde, Amerikanın bazı şehirlerinde hasıl olmuş olan seylâbları, kısmen bu gibi denemelere atfeden âlimler, kaleme sanhnışlar, hattâ amatörlerin bile, bu işle uluorta meşgul olmamasını temin etmek üzere, keyfiyeti sıkı bir kontrol altına almanın lüzumundan ısrarla bahsetmişlerdır. Başka bir araştırmada suyu, milyonlarca dolarlık, barajlarda muhafaza etmektense, bulutlarda muhafaza edip, istenilen an ve saatte, yağmur haline tahvili istıhdaf etmektedir. 3 u t?kdirde, insanoğlu tabiate tamamile hâkim olmuş olacaktır. Amerikanm bir bölgesinde yağmur yağdırmağı taahhüd eden bır şirl"etle, mukaveİ3 akdedilmiş, o sene sonunda, mahsulün donüm başına, 3,5 buşel kadar arttığı tesbit olunmuştur. Bir tek cıhaz kullanarak, yağmur yağdırmak üzere teşebbüse girişen bir enstitü, haziran ayında iki defa yağmur yağdırmağa muvaffak olmus, bu sayede, mahsul, 150,000 buşel artmıştır. Bu miktarın dolar olarak değeri 300,000 dir. Cıhazın tedarıki içm yapılan masarif, kazancın onda birini aşmamıştır. Diğer taraftan, 90 kilometre çapmda bir daire dahilıne isabet eden, ^ahaya da normalm bir kaç mısli yağmur yağmıştır. Halen Amerıkanm en kurak mmtakalarından biri olan New Mexıco eyaletinde de yağmur yağdırma uzerinde denemeler başlamıştır. Pek yakında bu araştırmalar, tecrube mahıyetinden çıkaeak, Amerikadaki devletler arasında, yapılan anlasmalara gore, bu iş, nizamına konulacak, bir mıntaka kuraklıktan kavrulurken dığerinde seller, mezruata zarar vermiyecektir. Salâhiyetli kimselerin iddia ettik lerine göre, yaemur vaâd'.rma amelıyesi, ınsan oğlunun tabiate dahalede en ileri gıttiği bir iştir. Tecrubelerın Eehşmesıne bakıhrsa pek yakında, şayanı hayret neticeler almabılecektır. Sun'î yağmur için yapılan araştırmalar Yazan: Rıdvan Tezel Zamane çocuklannın her bakımdan eskileri geride bıraktıklan ma lumdur. Cinsiyet bahisleri üzerinde yapılan tetkikler de bunu teyid edıyor. Son zamanlarda ılım ve tıb adam larmın tesbit ettikleri bır hakikat vardır ki o da bugün çocukların eskilere nisbetle daha çabuk buluğa erdikleridir. Bu hesaba göre, bugünkü kız çocuklar en geç tabiî, vasatî olarak 13 yaşında büluğa erıyorlar Erkek çocuklar ise büluğ çağına 14 yaşında gıriyorlar. Bu yaşlar, eskiye nazaran bir yaş kadar daha erkendir ve tetkikler büluğ devresinın gıttikçe erkenleştığıni göstermektedir. (Tribuna) * * * Hayvanlann sevdikleri kokular Insanlar gıbi hayvanlann da tercih veya nefret ettikleri kokular vardır. Meselâ yabanî sığırlar mısk kokusunu pek severler. Bunları yakalamak istiyorsanız mısk kokusu uzatmanız kâfıdır. Arslan, lâvanta çiçeği kokusuna bayılır. Yalnız bu kokuyu dişi arslanlann daha fazla sevdikleri de tesbit edilmiştir ki bunu da pek tabiî gormek lâzımdır. Koku hassası pek kuvvetlı olan kopek, kuvvetlı kokulara taham mül edemez Meselâ bır kopeğe kolonya koklatacak olursanız ıaıi^tsız olduğunu ve yuzunu ekşıtıp burnunu kıvırdığını görürsunuz. Fakat hafif kokulara kar=ı kope ğin de za'fı vardır. Meselâ ananas kokusunu pek sever. Kedılerın en fazla sevdikleri, «valerıan» denilen sarı çıçegm kokusudur. Bilhassa yangın yerlerınde ve boş arsalarda eylul ve teşrin aylarında açan bu sarı çıçeklere bundan dolayı ckedi otu» ısmi verilmıştir. Devenın en çok hangı kokudan hoşlandığı malum değıka de tutun kokusuna ıfrit olduğu muhakkaktır. Belediyenin \aptıracayı ucuz e\ ler Belediyenin kojdugu 4 mılyon lıra scımaje ile japılacak 1000 ucuz evın u'.şasına aıd jerlı ve jabancı fırmaların teklıflerı ozel bır komısyonda tetkik edılerek netıcesi Beledıye Başk.inhgm» bıldırılmışUr. Korrısyon beş fırnanıa tekhfıni ayrı, ayrı uygun gormektedır. Bunlardan bır flrma da yerhdır. Muracaat edenier arasında Almanlar dA vardır. Fırmaların eksensı ınşa malzemesinın kısmı azamını harıcden getırt. mek ıstemektedırler. Hattâ bır kısıtı ahşab malzeme mahallınde yapılm^ olarak gelecek burada takıiacaktır Gelecek mnlzemenın gumruk riisumu di dahıl olmak uzere bu evler 500" ıl* 7000 lıra arasında ınşa edılecektır. Tek. llflerı Daıml Encumen tetkik ettıkten sonra bır karara bağlanacaktır Bu noktayı aydınlatmak üzere yapılan araştırmalar da, mühim bir hakikati ortaya koymuştur. Buna göre, billuri şekil müessirdir. Nitekim gümüş iyodür isimli bir madde, bulutlar arasına serpıldıği zaman yağmur va kar yağdığı görülmuştür. Sun'î bir sekilde yağmur yağdırmada, son derece dikkat edilecek bir nokta, her buluta bu kimyevî maddelerin serpilmesile yağmur yağdırılamıyacağıdır. Zira, bulutun sühuneti, zerratının eb'adı, hulâsa orada mevcud fizikî şa> tlann tesbıti çok ehemmıyetlıdır. Şayed bu şartlar, nazan itibara alınmıyacak olursa, havada, muallâkta kalan, gümüş iyodür isimli kimyevî madde, rüzgârla başka mmtakalara naklolunmakta, sun'î şekilde yağmur yağdırma şartlan tahakkuk et miş olan bir bölgede yağmur istensin istenmesin, bardaktan bosanır