18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kasım 1950 1 C.UfllM UKI lET BİR DAKÎKA t Baştarafı 7 inci sahifede 1950 senesinin son beş ayı zarfında nulacaktır. Köylü ile beraber çalı yarattığımız toprak dağıtımı hızını şacak ziraatçi elemanlar her mm 1951 yılında en aşağı on misli art' nümüzdeki on beş gü takada, o mıntakanın ziraî kalkmtırmış olacağız. 1950 yılı sonuna niin. dıinyanuı ve mede masını araştırma müesseselerile kadar yurdumuzun muhtelif bölgeniyetin âkıbetile yakın daimî temasta bulunacak ve yenilerinde köylümüze da&ıtılacak dadan ilgili hâdiselerle dolu geçrae likleri köylüye intikal ettireceklerha bir çok topraklarımız vardır.» sine intizar edilmektedir. Soıı 48 dir. Dağıtım Konıisj onlarımız humsaat zarfında vukua gelen değişikBu teşkilât ziraat, veteriner ve malı faaliyet içindedirler.» likler Kore harbinin çehresini ta orman teşkiıâtile sıkı oir işbirliği Hibrit nıısırı ekiminden alınan mamile değiştirmiş ve hür millet yaparak tam bir köylü kalkınmasıneticeler leri cskilerinden çok daha vahim na çalışacaktır. Amerikalılann tesTürkiyede Hibrit mısın ekilip eyeni bir mesele ile karşı kaışıya bit ettiği esaslar üzerinde Tarım kilmiyeceğini kararlast'r^nak ve bu bırakmıştır. Bakanhğı ileri gelenlerinin de işti Korede savaşlara katılan Ko rakile bir hafta süren müşterek ça mısır tohumu kullanıldığı takdirde nasıl bir netice elde edilecegini anmünist Çine karşı Birlesmiş I\Miet lışma sona ermiş ve teskilâtın gerlamak maksadile 1950 senesinde giler nasıl bir hareket tarzı ittihaz çekleşmesi için gerekli kanunların risilmiş olan tecrübeler sona ermiş edecektir? da hazırhğına geçilmiştir. ve tarım uzmanları şu netice ile Bütün Ziraat Vekâleti teşkilâtı kars'Ia=mışlardır: Esasen bir kaç haftadanberi Kareden gelen haberler Komünist t i n Ziraat, Veteriner ve Orman teşek«Hibrit tohumu ile Samsunda kıt'alarınm Birleşmiş Milletlere kar kül'eri sekiz reislikle idare edilecek yalnız bir bölgede dönüm başına ve köyluye verilecek ziraî kredi doşı savaşmakta olduklannı bildiri795 kilo mısır istihsal edilmiştir ki yor. Yalnız bu haberler resmcn te natım ve araştırma müesseseleri bu bu rakam Türkivede vasatî olarak rcisüklere bağlı olacaktır. İdare sisyid edilmiyordu. Fakat pazar gedönüm başına elde edibn mısır mik eesi General MacArthur neşreuiği temi tamamen ademi merkeziyet e tarının yüzde 600 ünü teşkil eder.» hususi bir teblığde «vabancı ko sasına ve daire reisliklerinin mesEkim ayının son.günlerinde Anmünist kıt'alarınm) Mançurya hu uliyet ve salâhiyetlerine istinad et karada toplanan uzmanlar Hibrit dudunu asarak Kore topraklaıına tirilecek, araştırma enstitüleri il mısın tecrübelerinin ilk senosi üzegirdiklerini ve Birleşmiş Miileller mî araştırmadan zivade kcvlünün rinde ehemmiyetle durmuşlar ve kuvvetlerine karşı taarruza ba^a SÜnlük işleri va çalışmalarile ilgi lk çahsmalan npzan itibara alarak dıklannı bildiriyordu. Bunun arka lenecektir. 1951 senesi için daha geniş bir tecBu suretle yurdda yıllardır ken übe prograTiı sından da gene General MacArthur hazırlamışlardır. taraimdan kaleme alınan husuM bir di başına bırakılmış olan köylü bu Marshall plânı vasıtasile Türkiyeye rapor Birle'şmiş Milletlcre göndcri yeni ziraat teşkilâtile elele çalışma getirilen ve Amerikanm ileri gelen Hibrit mısın uzmanlarından olan liyor ve bu scfer Komünist Çinin imkânına kavuşacaktır. Bilhassa iklim şartlan sulu zira Robert W. Jugenheimer ilk «Hibrit savaşa iştirak ettiği kat'i bir lisanla Sfade cdiliyordu. Bunun üzerinc de ati mecburî kılan yurdumuzda su mısın konferansını» hazırlanuş ve Birleçik Amerika. mevelcnin vaha lama islerine, toprak muhafazası, neticeleri de açıklamıştır. meti karşısında Güvenlik Konsej i errezyona karşı büyük bir yer ve' Öğrenildiğine göre, 1950 senesi nin derhal fevkalâde bir toplamıya rilmektedir. Buçüne kadar sulama içinde hibrit mısın Samsun, Yeşilpolitikarnız yalnız inşaî bakımdan köy, Adapazarı, Eskişehir, Antalya, çağırılmasmı taleb cdiyor vc bu ele alınmış ve hakikî ziraî sucu Seyhan, Ordu, Kınya, Menemen ve hâdise etrafında bir karara varıllupa ver verilmemis olduJrundan Ankara tecrübe bölgehrinde kullanıasını isteyeceğini açıklıyordu. etüdsüz yapılan ve millets milyon nılmıştır. En iyi neticeler yukarıda Amerikaldar meseleyi Birleşmiş lara mal olan bu sistem yerine zi da belirtildiği gibi Samsunda alınMiüetlere havale etmeve hazırlanır raî suculuğu ihdas ederek köylü mıştır. Fakat umumi neticeler, Hibken de Komünist Çin hükuineli müzün sulama bilgı ve tekniğini rit mısırınm Türkiyede mısır istihWa>hingtonu hedef tutan sa>ct arttıracak ve ziraî suculuğu ziraat salinin yükselmesine âmil olabileşiddetlî bir kampaııyaya girişıyor sahasma intikal ettirecek bir şube ceğini göstermektedir. Bütün tecrüdu. Şimdi devam etmekte olaıı bu j nin de kurulmuş olması çok ye be istasyonlannda elde edilen netikampanya. Birlesik Amerika\ı Çi rinde olacaktır. celer Hibıit mısırı ile yüzde on beş nin amansız diişmanı olarak ROStermekte. Kore işşal erlüdiği takdirde Çinin mahvoHra^ını beîii'tmekte ve «jönüllü» lcre acele iî'tiyaç duyu'duğunu soyiemektedir. Yaıın Güvenlik Konscyinin 11 üyesi daire şeklindeki masanın etrafında topîandıkları vakit, hu duıumu nazan itibara alarak bir karara varmak mecburi>etindedirler. Komünist Çin hükume'.inin durımılan ve ısrara »gdniıllii kıt'aların» Ko» reye gitrrekte nldııUIarından bah>ctmesi. doçrudan doğruya bu işe nıüdahaleden el'an kaçındiîinı isbal etmektedir. Fakat «çönüHii» de olsa Korcdcki kıt'alarla çarpışmakta olan ve sayıları her şiin birar daha artan Komünist Çin kıt'alarına karşı bir tedhir alınması kaçınılmaz bir şeydir. Ziraî sanayiin kurulması hakkında da geniş plânlanrmz vardır. Köy ve köylü evi, zirai sanayi ve teknoloji bu branşın içine alınmıştır. Gerek fakültelerimizin ve gerek şimdiye kadar memleketimize gelmis mütehassıslarla bu^ün memleketimizde çalışan Am?rikalı mütehasslsların hemen tatbikına ge çilecek çok ve değerli raporları mevcuddur. Biz bu tatbıkatın imkânlarını hazırlamakla meşgulüz. Toprak dağıtımı isbrine celince. un Kore harbinin yeni safhası Tarım teşkilâtı, sekiz Göçtnenler reislikle idare edilecek için piyango teklifi Tasanya göre, bir defaya mahsu olan piyango Millî Piyango İdaresi tarafmdan tertib ve keşide edilecek Ankara, 6 (ANKA) Şimdiye kadar yapılan hesablar göçmenlerin iskân edilebilmeleri için milyonlara ihtiyac olduğunu göstermektedir. Bütçenin bugünkü durumuna göre, malî takatimizin iskân işini halletmeye yeter olmadığı da anlaşılmışı tır. Bu mevzuatı gözönünde bulunduran milletvekilleri arasında, göçmenlerin iskânı için bir piyango tertib ederek bundan elde edilecek safî gelirin buna tahsisi temayülü behrmiştir. Bu arzuyu ifade eden, arkadaşlarının arzusuna uyan Kon ya milletvekili Saffet Gürcl, göçmenler için bir piyango tertibi huEusunu derpiş eden bü kanun teklifi hazırlamış, bugün Meclise vermiştir. Saffet Gürolun hazırladığı teklifin gerekçesinde, Bulgarlann milletlerarası taahhüdleri çiğnedikleri izah edilmekte, yüz binlerce ırkdaşımızm kısa bir zamanda yuvalarından alınıp hudud haricı edilecekleri belirtilmekte, göçmenleı için piyango tertib edildiği takdirde, dört milyon liraya yakın safî hasılât elde edileceği yazılmaktadır. Göçmen piyangosu tertibi hakkında tekîif edilen kanun şöyledir: Madde 1 Hasılâtı Bulgaristandan gelen göçmenlerin iskânına tahsis edilmek üzere 3G70 sayılı kanun hükümleri dairesinde ve fakat istisnaen bir defaya mahsus olmak üzere bir göçmen piyangosu tertib edilir. Madde 2 Bu piyangonun tertib ve çekilişi Millî Piyango İdaresi tarafından yapılır. Madde 3 Bu piyangonun gelirini karşılık tutarak lüzumlu giderleri yapmağa ve üstün gayret ve başarısı görülen memur ve hizmetlilere en çok iki maaş nisbetinde ikramiye vermeğe Millî Piyango Yönetim Kurulu yetkilidir. Mrdde 4 Bu piyangodan elde edilecek safî hasılât bir taraftan gelir bütçesine irad, diğer taraftan Tarım Bakanlığı bütçesinde açılacak hususî bölüme ödenek kaydedilir. Zararın neresinden••I Istanbuîun imar i^Ierttıt fcar Tnakanşık bir hale getiren meşhur Profesör Prost nihayet gitmiş. Ciile güle. Allah selâmet versin. Arkastndan su dökecek değiliz! Yalnız, üstad giderken Valiye bir mektub bırakarak «kendi plânını şimdi kendisinin bile tanıyamadiğını* bildirmiş. îsabet. Şimdiye kadar biz onun plânını tanıdığtmız için üzülüyorduk. Artık, biraz da kendisi, tanıyamadığına yansın! D. N. Teniscilerimizin Karaşi maçları Suzan Enes çifti yarı son müsabakalarına kaldılar (Arkadaşımız Enes Talay bildiriyor) Karaşi Büyük ve 2 nci Karaşi Enternasyonal turnuvası. Türkiye, Isveç, ingiltere, Norveç, Avusturya, Holanda ve Filipin oyun cuİannın iştirakile 27 ekimde ayna gibi kaygan asfalt sahaları olan Gymkhana'da başladı. Bir çok oyuncuların, tabiatile bizlerin, daha ilk defa böyle bir sahada oynamamız kazanma şanslanmızı ilk andan güçleştiriyordu. Bir defa daha memleketimizde bir kaç bin lira fedakârlıkia ;ıkarılabilecek bir asfalt kortun tenisimize ne kadar faydalı olabilaceğini iyice anladık. Turnuvanın en buyük hususiyetini iki elle oynaynn ve sol vuruş yaparken gene iki elle âdeta yere düşecekmiş gibi ve çok kuvvetli vuran Avusturya No. 2 olan Alfred Huber teşkil ediyor. Bunlann yanmda her an müthiş sıcaktan şikâyet eden Norvpçli, (Eric Nilsen Hessen), (Finny Sohel) ve Pape) geliyor. Hava o kadar sıcak ki bazan inlan nefes bile alamıyor. Kadınlarda Muallâ Goro Detski Karaşi'nin en iyi kadm oyuncusu Begüm Agha'ya zorlu bir oyundan sonra 6 4, 6 3 yendi. Bilhassa 2 nci sette 03 vaziyetten ptığı büyük ve başanlı gıkış burada fazlasile takdir edildi. Bu suretle Muallâ yan sona gelmiş oldu. Fakat yarı son maçmda gerek ıcağın tesirile, gerekse sahalann çok kaymasından ve maalesef kendine itimadsızlıktan Avusturyalı kadın tenisçi Hilde Dolleshell'e 6/2, /2 gibi oldukça fena bir netice ile kaybetti. Zannederim ki Bahtiye Muslu>ğlu aynı oyuncuyu uzunca bir lyundan sonra 2 sette yenebilir. Erkeklere gelince: Oldukça şans;ız bir fikstür neticesınde Suzan ürel ilk turda Pâkistan üniversieleri şampiyonu Nasim F. Amin'i 6 0, 6 '4 yendikten sonra bugün nci turda şimdiye kadar gormediğimiz şekilde fena oynayarak İsveçli Sandbe'ye feci bir halde 6 6 3 kaybetti. Bu neticede en büyük âmil Isveçlinin servisinin kesikliği olduğu kadar Suzanm da vuruşlarında geç kalmasıdır. Sahanm çok süratli olması, bir çok defa topun düşme sini bekleyen Suzana toplara raket bile süremeden kaçırmasına sebeb olmuştur. Bana gelince şimdiye kadar oynadığım 3 oyunda da hiç bir zorluıîla karşılaşmadım. ük turda Ingiliz Page'yi 6 0. 6 1. üdnci turda Tejani'yi (Pâkistan) 6/0, 6/2, üçüncü turda ise Pâkistan Türkiye Büyük Elçisinin damadı olan Major Massoud'u 6 0, 6/1 yendim. Son maçımı ise Norveç Davis Cup takımı oyuncusu olan ve bu seneki No. 1 Erik Nilsen Hessen ile oynadım. Servisimin kifayetliğinden çok iyi oynadığım bir ikinci setten sonra 3 sette 6'2, 2/6, 6/2 kaybettim. Çiftlerde ise Suzanla beraber yarım sona geidik. Muhtelitte ise Muallâ ile beraber Umversiteler şampiyonu Salma Gholam Ali ile Nasim Amin'i 6/0, 6/1 yendık. Turnuvadaki diğer mühim neticelere gelince meşhur tek kolu Redl çok zorlu bir maçtan sonra Norveçli Finny Sohel'i 3/6, 6/4, 6/1 yendi. Fılipinli Carmono ise Holandalı Linck'i 6/1. 6/4, 8/6 yendi: Burada Carnıona'nın aldığı derece gayet iyidir. Çünkü Linck bu turnuvarun galibi gibi görünüyordu. En büyük ve haksız hâdise ise yerli şampiyon Bangush'un sırf orta hakemin haksızlığına kurbvı giderek Huber'e karşı 8/6, 5/7, 6/3 kazandığı maçı kaybetmiş ohnasıdır. Norveçli Pape ise bizim Suzanı yenen Isveçli Sandbe'yi gayet rahat 6/2, 6/2 yenmiştir. Dayak lâzım, dayak., ep satıhta yani mesele» lerin yüzünde dolaşınz, içine nüfuz etmeye ya halimiz yok, ya iştihamız. Bir vakitler: Bu memleket evlâdlannın sırtında yük taşıtamayız. Türk çocuğu yük taşımaz.. diye sırt hamallığuu kaldırdık. Bir çok fakiri ekmeğinden ettik. Çünkü yük taşımak için bir el arabası lâzundı. Onu da satın almaya deyme hamaluı hali vakti müsaid değildi. Istanbul gibi ye«B tepe üzerine kurulan, sokaklarını» yüzde yetmişi Arnavud kaldıruoı denilen kaba taş serpmesinden ibaret olan, yokuşlu inişli, hattâ merdivenli bir şehirde el arabasile değil at arabasile bile yük taşınama* olduğunu bilmemezlikten geldik. Yıllarca hem halk, hem hamaUa» eziyet çektiler. Ne oldu? Milleti yükten kurtardık. Gene buna benzer bir karar d a ' ha aldık: Borcunu vermiyeni hapsedemeyiz. Gayriinsanîdir, dedik. N« kadar dalavereci, dolandıncı, kaparozcu varsa onları himaye sttik. Çünkü namuslu adam borcunu öderdi. Mahkemelere düşüp haps» kadar gidecek olan ancak ötekilerdi. Kaldı ki bir adamr borcundan dolayı hapsetmek için onun borcu* nu vermeye kudreti olduğu, faka* inadına ödemediği de isbat olunmafc lâzımdı. Bunu kaldndık. Ve piyasada borc üzerine muamele imkânını da kaldırdık. Ama beri tarafta» devlet alacağı için adamları haps» sokruk. Ne demek efendim. Dayak hayvana yakışır. Insanlar dövülmez, diye ortaya bir tea attık. Ne kadar garib ve yersiz bir tezdi. Bilâkis insanr lar dövülür de hayvanlar dövülmez olduğunu düşünemedik. Neden? Çünkü hep satıhtayu. Göz boyamak. palavra savurmakla günümuzü gün etmeye bakıyoruz. Geçende gene bilvesile yazdını. ingiliz radyosunda ingiliz pedagogları Ingilis mekteblerindeki dayak usulünün lüzumundan ve isabetinden bahsettiler ve bunu iki Fransız mütehas6isına karşı müdafaa ettiler. Canım. bu bedenî ceza bir küçük meseledir. O kadar büyültmey* ve işe hissiyat karıştırmaya ^elmez, dediler. Ben bugün mekteblerde dayak olup olmamasını münakaşa edecek değilim. Buna bizim adamlarımızıı> münakaşa edecek kadar hazırlıklı olduklarından bile şüpheliyim. Hat,â bu bahsi münakaşa ederlerken samimî olduklanndan dahi şüpho etmeye hakkun olanları vardır. Geçelim. Lâkin her gün eski tâbirle «erbabı sebil» i rahatsız eden. patırdı, :ürültii, kavga çıkaran. silâh çeken, adam vuran, cam kıran, ceb kesen, kan kaldıran, hırsızlara, şerirlere yataklık eden, eroin satan kaçıran, polise karşı gelen. polisi döven, otomobil çalan, taksi çeviren velha>ıl envaı türlü edebsizliği yapanlan söyletmek, yola getirmek, sindirmek için dayaktan daha güzel, daha faydalı, daha yerinde ne vardır, ey yiıksek idareciler, yüksek adliyeciler, yüksek hukukçular. yüksek polisçiler?.. Şu küçük muharririn bo küçük sualine bir cevab versenize! Hepinizin dilinizin altında «dayak» yok mudur? Neden bunu ortaya armayız? Kimden çekiniriz? Ne o? Dayak medenî memlekctlerde yokmuş. Hâşâ! İşte en demok rat memleket İngiltere. Dayağuı daniskası, alanglesi var. Amerikada hele bir polise kafa tutan olsun. Lobotla sindircmezse, tabanca ile indirirler. Aziz okuyucularım: Her bünyenin ilâcı başka, tedavi usulü başkadır. Doktorların bir sözü var: Hastalık yok, hasta var, derler. Yani aynı hastahğı herkeste avn» şekilde tedavi etmemek ve hastasına görc çare aramak lâzımdır. Bizde, hapisanelerin birer suç mektebi, birer cürüm staj yeri olduğunda artık herkes ittifak ediyor. Bizim suçluların hapisten, malıkemeden yılmadıkları da hcrgün misallerile görülmektedir. Artan cürümler önünde ne diyeceğimizi, no edeceğimizi şaşırdık. Polisi, emniyet erkânuu bir kenara çekip sorunuz: Neden şimdi suçlar daha fazladır?.. Kulağınıza: Dayak yok da ondan, diyeceklerinde şüpheniz olmasın.. Canım insaniyet, medeııiyet natnına şerirlere dayak atmamakla onlara ve cemiyete iyilik mi ediyomz Allahaşkına? Hem o adamîar heder oluyor, hem biz bihuzur oluyoruz. Ben mürailiği sevmem, bu memleketin ve bu milletin selâmet ve huzuru namına, dayağı gayriresmî değil, resmî bir barem, bir tariîe, bir usul tahtında «tedib.. usullerimiz arasuıa almahyız.. Bununla demokrasi sarsılnsaz, sağlanır. Medeniyet mıiteessir değil, memnun olur. B. FELEK Kabine, Başbakanın riyasetinde dün uzun bir toplantı yaptı le yüzde yüz arasında bir artış kaydedildiğini göstermiştir. 1951 senesi programında tecrübe istasyonları 10 d.in 25 e çıkarılmıştır. Ayrıca Amerikadan US 13 ve Wisconsin 341 Hibrit tohumları da etirtilerek bunlar da ayrıca tecrübe edilecektir. Bu yeni tohumlardan istifade edilerek Samsunda 500, Tidkyada Türkgeldi'de 275, Hatayda 100, Antalyada 100. Aiıpazarında 25 dönüm arazi tecrübe mahiyetinde olarak ekilecektir. IIIIIIIIHIUIIIIIIIIIIIIllilllllllllllllllllllllllllınıııiMiu Tunca ve Meric yükseliyor Başıarajı 1 tncı sahtfede şehrin bir kaç yerinde yayaların gidip gelmesini imkânsız kılmaktadır. Vaktinde alınan tedbirlerle sular altmda kalmış bulunan Gölmahalle, Yıldınm, Yeniimaret semtlerinde can kaybına meydan verilmemis, tehlike arzeden evler tahliye ettirilmiştir. Yunanistandaki Çörek köyünü sular basmak üzeredir. Meriç boyundaki İpsala ve Meriç ilçeleri de tehlikeden haberdar edilmişlerdir. Civar köylerden herhangi bir insan kaybına dair haber gelmemiştir. Maddî zarar ve ziyan miktan henüz belli değildir. Meclisin diinkü toplanfısı Ankara 6 (T.H.A ) Büyük Millet Meclisi bugün 15 te Huîusi Köymenin Başkanlığında toplanmıştır. Riyaseti Cumhurdan Meclis Başkanlığına gelen tezkereler okunmuş ve Ağrı millctvekili Kasım Kufrtli yemin etmiştir. Müteakıben Komisyon seçimleri yrpılmış ve gündemde başka madde olmadığından toplantıya son verilmiştir. Ankara 6 (T.H.A.) Cumhur Başkanı Celâl Bayar bugün Meclise gelerek Cumhur Başkfinlığı odasında bir müddet meşgul olmuşlardır. Amerikalılar Ankarada 2 bin ev yapacaklar Ev kiralannın yii.'vsckliğindcn bizar olan Amcrikan kolonisine in.şaat için arsa temin edildi Ankara 6 (T.H.A.) Şehıimizdeki Amenkan kolonisi ev kiralarının çok yüksek oluşundan bizar olmuslar, kendilerine ev yaptırmak için arsa tahsis edilmesini istenıişlcrdir Tetkik edilen bu istek uygun görülerek kendileıine Yenimahallenin karşısmdaki boş arazi tahsis edilmiştir. Amerikan kolonisi burada 2 binden fazla ev, kulüb, gazino ve tenıs kortu insa edeceklerdir. Bu suretle Amerikahlardan boşalan evlerde Ankaralılar ucuz kirada oturmak imkânını bulacaklardır. Bu. nasıi bir tedbir olacaktır? Rusyanın Kore'de savaşın yayıîmasından ve başka memleketlere de sirayet etmesinden fayda temin edeceği herkesçe malumdur. Esasen Kremün bu sebeble Pekin idarecilerini bu yolda yürümeye teşvik etmiştir. Bir vakitler Lake Success'deki delegelerin bazıları Komünist Çinin hiç bir zaman Mos kovanın oyunlarına âlet olmıyacağını. müstakil kalacağını iddia edi• yor ve siyasetlerini buna göre atyarlıyorlardı.. Şimdi hâdiseler gösteriyor ki. Pekin ile Moskova elele yürümektedirler. İngiltere, HindisBir genc kız erkek oldu tan gibi memleketlerin Mao Tse Tung vasıtasile oynamaya çalıştıkAnkara 6 (ANKA) Kırıkkalelan tehlikeli oyun bir fiyasko ile nin Musaboz köyünden olup halen ne'icelenmiştir. Kırıkkalede oturan Fatma isminde Moskova. Birleşmiş Milletleri ve bir genc kız son zamanlarda erkekbilhassa Amerikayı Çin toprakları lik alâmetleri gösterdiğinden bir na sokmağa ve savaşa orada de müddet evvel şehrimiz Nümune vam etmeğe mecbur ederse bu onun hastanesine getirilmiştir. Hastanede ikinci cihan harbindenberi elde el görülen lüzum üzerine kendisine tiği en büyük zafer olacaktır. Ay Bmleiyat yapılan Fatma bu amelirıca unutulmaması lâzım gelen di yat sonunda erkek olmuş: Fatih ğer bir nokta da Komünist Çinin ismini alarak tekrar fakat bu defa Sovyet Rusya ile bir askerî yardıın bir delikanlı olarak köyüne dönandlaşması imza etmiş olmasıdır. müştür. Diğer taraftan Kore'de Birleşmiş Milletlerin bu ikinci tecavüz kuv hemmiyeti haizdir. 1939 senesinde veti karşısında yeni mağlubiyetlere Rusya Almanyayı kışkırtarak deuğrayıp geri çekilmeleri, yeniden mokrasileri zayıflatmanın çarelerini aynı yanmadanm dibinde toplanmalan aramıştı. Şimdi Krcmiinin Lake Success'in prestijini muhak oyunu Çinle oynamaya çalıştığı nakak ki fena bir şekilde sarsacaktır. zarı itibara alınarak bir hareket Yann Güvenlik Konseyinin alın tarzı ittihaz edileceği muhakkaktır. Ömer Sami COŞAR masını istiyeceği karar hayatî e>«CLFMHURIYET» in TEFRIKAS1: 5 7 Bir Bulgar topraklarunıza iltica etti Edirne, 6 (Telefonla) Geçenlerde İstanbula gittiğini bildirdiğimiz iki Bulgar kuryesi memleketlerine dönmüşlerdir. Lalapaşa istikametinden bir sivil Bulgarın da topraklarımıza sığındığı haber alınmıştır. leşmiş Milletlere tevdi edilerek orada halledilmesi mevzuu etrafında Kurulda ilk çalışmalara başlandığı tahmin edilmektedir. Bu mevzuu, daha evvelce de yazdığımız gibi Dış İşleri Bakanı Profesör Fuad Köprülü, Romadaki Hariciye Nazırlan Konseyinde ortaya koymuştur. Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısının gündemi çok yüklü olduğundan gece saat 22 ye kadar çalışmalanna devam etmiştir. Kurulda müzakere edilen mevzular arasmda çalışmalanna başlamış bulunan Meclise sunulacak mühim ka nun tasanları da vardır. Başbakan kendini yornuyacak Ankara. 6 (T.HA.) Bir müddettenberi rahatsız bulunan ve bu;ün Başbakanlıkta Bakanlar Kuruluna riyaset eden Başbakan Adnan Menderesin sıhhi durumu hakkında aldığımız malumata göre Baş bakan tamamile iyileşmiş olmakla beraber doktorlar kendisini fazla ormaması tavsiyesinde bulunmuşardır. Binaenaleyh Başbakan, çalışmaanna devam edecek, fakat doktorann tavsıyesi reçhile kendisini ormaktan ictinab eyiiyecektir. Tehcir edilen Türkler Ankara, 6 (ANKA) Bulgar makamlannın tehcire tâbi tuttukan Türklerden mühim bir kısmmı ivilingrada sevketmekte olduklan hakkında haberler gelmektedir. Bu bölgede büyük sayıda ırkdaşımız toplanmıştır. Bundan başka son 5 gün içinde, tehcire tâbi tutulan Türklerden mühim bir kısmı da Bulgaristanın muhtelif mıntakalarında toplanarak şimale, Bulgar Rumen hududu yakınlannda bir kampa sevkolunmaktadırlar. Bulgar meseleleri hakkında vukufu olan bir zat, bu hususta Ankara Ajansının bir muhabirine şu izahatı vermiştir: « Notadaki üç aylık müddetin hitama erdiği şu günlerde, Bulgar!ar, hududlarımıza yığmış bulundukları ırkdaşlarımız için yeni ve şen'î sürprizler hazırlamaktadırlar Halen Sivilıngrad'da büyük bir mu hacir .kafilesinin bulunduğu ısrarla söylenmektedir. Ancak şu son günlerde dikkati çeken nokta, hududlanmıza yapılan göçmen akınının durmuş olması ve aksine, şimale, Rumen Bulgar hududuna doğru bir çok kafilelerin evkedilmekte bulunmasıdır. Bu istikamet değiştirmenin hangi maksad altında yapıldığı bilinmemektedir.» «Tarsus» ta bulunan ipekli kumaşlar Amerikadan dönen Tarsus vapurunda Gumruk Muhafaza memurları tekrar bir arama yapmışlar ve kirli çamaşırlar arasında 12 parça lDekli kumaş bulunnuşrur. Bu kumaşların kime aıd clduğu aranmaktadır. Baştarafı 1 inci sahıjede Tiinelde dün bir ârıza oldu Baştarafı I inci sahifede ikata göre hâdise şöyle cereyan etmiştir: Dün saat 14.50 de Beyoğlundan areket eden katar iki vagonluk bir katar boyu kadar bir mesafe katettikten sonra birinci vagonun üstündeki arş yerinden oynamış ve lektrik cereyanı veren tesısata do<unmuş, bu dokunma neticesi olarak da tehlike zilleri birdenbire çalmağa başlamıştır. Makinist derhal frenleri sıkıştırmağa ve arabalan durdurmağa çalışmıştır. Bittabi rabanın içindeki 6070 kadar yolcu büyük bir heyecan geçirmiş, derhal arabalann kapıları açılarak yolcuar dışarı çıkarılmıştır. Keyfiyetin müdiriyetçe haber alınması üzerine müdürler ve alâkadar memurlar âdise mahalline koşuşarak vaziyeti tetkik etmişler, düşen arşı bağlamışlar ve elli dakika kadar devam eden bir tamir ameliyesinden sonra seferlerin tekrar yapılmasını mümkün kıhnışlarJır. Hâdise Beyoğlundan Karaköye doğru inen kısımda vukua geldiği için frenler tutmamış ılsaydı büyük bir facia önlenemi'ecekti. Makinistin bu hareketi am yerinde olmuş ve takdir uyan dırmıştır. Muhtelif jayialara sebebiyet veren bu hâdlsenin bu şekilde cereyan ettiği anlaşılmıştır. Bun dan bir kaç sene evvel vukua gelen Tünel faciasından sonra bu bi rinci arızadır. Bugün de Tünelde yeni den tetkikler yapılacaktır. İç politikada yeni farfışma konuları Baştarajı 1 inci sahifede genclere fazla uzun bir hitabede bulunmadığıdır. Halbuki daha sonra, konuşmaya şekil verilmiş ve Halk Partisi propagandası tarafından ortaya hayli uzun bir nutuk metni sunulmuştur. Bugün Hukuk Fakültesi Dekanmın başkanlığmda bir heyetin Millî Eğitım Bakanı Tevfik İleriyi ziyaret etmiş olması da bu bakımdan bazı tahminlere yol açmıştır. Heyetin, Bakanın nezdinde uzun müddet kaldığı ilâve edilmektedir. Başka bir tartışma noktası da İsmet Inönünün profesörlük cübbesini her törende giymeğe hakkı olup olmadığıdır. Esasen tevcihindenberi 25 yıl içinde bu fahrî profesörlük hemen hemen ilk defa kullanılmış bulunuyor. Bazılan bu kisvenin ancak unvanın verildiği merasimde giyümesi âdet olduğu mülâhazasındadır. Bazılan ise, fahrî profesörün, Fakültenin çeyrek asrını doldurduğu bir günde cübbesini taşımasını pek tabiî bulmaktadır. Bu gibi hâdiseler daha ziyade teferruata aid kısımlan teşki) ediyor. İşin esası, daha ziyade muhalefetin tuttuğu yol üzerinde görüş ayrılıklarma dayanmaktadır. İktidara hâkim görünen telâkki, gidişin kısaca «nizam dışıs ve »memleket menfaatlerine aykırı» olduğudur. Muhalefet de iktidaru en ufak tenkide tahammülsüzlükle çuçlandırıyor. Müşahedeler Halk Partisinin, iktidar ileri gelenlerinin anî infiallerinden âzamî faydalantnağa çalıştığı merkezindedir. C.H. Partisinin iç politikada bir sinir harbine girişmiş olduğu kaydedilıyor. Hukuk Fakültesi törenindeki bazı olayları da bu gözle görenleı bulunmaktadır. Vaziyet, bu meselenin bazı gelişmeler arzedeceğını göstermektedir. M. S. E. Bernard Shaw'un cesedi dün yakıldı Londra, 6 (Nafen) Bir kaç gün evvel ölmüş olan büyük edib ve tiyatro yazarı Bernard Shaw'un cesedi bugün dostları huzurunda yakılmıştır. PROF. NIMBUS'UN MACERAI.ARI: arnk ıyı olmıyacağımdır doktor! Peki, buakalım, bugün sinirleriniz gene.. sizi büsbütün yormak istemiyorum. Şüvesteri çağıracağım, sizi odanıza götürsün. Hafta içinde gene görüşürüz. Kapıya doğru ağır adımlarla uzak laşıyor. Düşünceli, hattâ öfk;li bir lazan: PEKIDE CELÂL hali var. Sizi çok iyi anlıyorum Madom Erdal. Kocanızı nasıl sevdığinizi de biliyorum. Ama şimdi yorgunsunuz, bu konuşmayı burada bırakalım olur mu? Siz şu sigarayı alın, için bakalım. Biraz şu balkonu, pencereleri de açalım. Sigaradan derin nefesler çekivorum. Duman acı acı genzime doluyor. Geniş bir nefes alarak, dağılan saçlarımı topluyor, alnımdaki terleri siliyorum. Şimdi daha iyiyim. Doktor Darbley odayı ölgün bir ışıkla aydınlatan masa lâmbasını söndürdü. Her taraf kapkaranhk oldu. Onun bir hayalet gibi bu karanlığın içinde ağır ağır yer dsğiştirdığıni, oraya, buraya gidip geldiğini görüyorum. Evvelâ pencereleri, sonra balkon kapısını açtı. Dışarıda gece başlamak üzere. Böyle daha iyi, hiç olmazsa yan karanhkta yüzümü, gözlerımi olduğu gibi öyle yaşb ve solgun sormesıne imkân yok. hiç olmazsa ondan saklanabileceğim. Yaklaşmış, uzandığım şezlongun/ önünde hareketsiz duruyor. Elleri beyaz gömleğinin geniş ceplerinde, başı biraz yana doğru eğilmis, mavi gözleri gözlerimin içinde: Şimdi söyleyin bana Madam Erdal mektublan okudunuz mu? Hangi mektublan? Kocanızm mektublarını. Onları okumak istemiyorum. Yalan dolu. Zarflar, açmaya, okumava değmez, muhakkak «Ben sana öyle demiştim ama, sonra değiştim, sonra seni sevdim» diye, malum yalanlarla başlıyordur. Halbuki, onlar, ikisi kimseyi sevmezler, onlar yalnız... Madam Erdal sizden şu mektublan okumanızı rica edıyorum. Belki de düşündüğünüz gibi değildir, belki de sizi tatmin edecek şeyler yazmıştır. Hem onlan okumak için deli olduğunuzu biliyorum. Neden böyle uzatıyor, kendi kendmize işkence yapıyorsunuz? Tedavinin bir turlü netice vermemesinde bütün bunlann ne kadar tesirı var biliyor musunuz siz? Ben bir şey biliyorum, o da m Hess: Şehirden 1800 metre yukandayız diyor. Ve elini gözleripe siper yaparak aşağıda bütün kıvnmlan ile paıça parça kınk bir ayna gibi parlayan göle, oyuncak evler, ağaclar gibi suların etrafına serpilip yayıimış şohire bakıyor. Görüyor musunuz? Şu ağacların arasından beyaz bir nokta gibi çıkan binayı farkediyor musun? İşte bizim klinik, ValMont. Fakat ben kliniğe değil, ona bakıyorum. Golf pantalonu, göğsü açık beyaz gömleği ve başında kasketi ile pazar gezmesine çıkmış Isviçreliyi ne kadar iyi temsil ediyor! Kasketini başından çıkarıp atarak yanıma, otların üzerine düşer gibi ıızanıyor. Saçlan güneşte başak gibi san, mavi gözleri yumuşak, tatlı bir pırıltı içinde gozlerime gülümse/or. Ne kadar genc, nasıl ümidli bır hali var! «Caux» tayız. Yani Glion'dan 700 metre daha yukanda. Başımız ner Görünüşü oldukça bakımsız. Hess, harb esnasında kapandığını ve yeni açıldığı için yemeklerinin, servisinin pek parlak olmadığını söyled.i Böylece soframızı ağaclann altına kurmayı tercih ettik. Yemyeşil bir uçurumun kenannda, şemsiye gibi açılmış elma ağaclannın altında oturuyoruz. Doğrulup aşağıya baktığım zaman biraz başım dönüyor. Karşı dağların hemen köprii kurup geçecek kadar yakın bir görünüşü var. Lemam gölü, böyle kuşbakışı, parlak, kıvnntılı bir su birikintisinden başka bir şey değil. Yukandan küçük göriinen evlerin damları rastgele şuraya buraya konuvermiş kırmızı be nekler halinde. Rüzgârla ürperen yeşil sırtlar ipek yüzlü, kadıfe biı Beni acele giydirdiler. Pembe kumaş gibi tatlı tatlı dalgalanarak ketenlerim, başımda kocaman hasır aşağılara doğru akıp gidiyor, şapkam. Hess'in kollanna tırmanArkanu bir ağaca dayamış, kahdım £eni arabasma ve arabasından vemi içiyor, gülümseyorum. Bugün dağ trenine kadar kucağında ta her şeyi unutacak kadar tatlı bir şıdı. hafiflik ve iyilik içindeyim. Hess'in Artık hiç topaüamıyor, ağnlann huzuru mu? Ona bağlanmaya başda tamamen kesildiğini söylüyor ladığım doğru mu? Kafamda sualBu ne kadar doğru bilmiyoıum. ler birbirine kanşıyor, müphem, Hazırbkh gelmiş, yani sandviç cevabsız sualler... leri ve sıcak kahve dolu termosu Hess'in sesini tatlı bir mınltı haile. linde dinliyorum. Bana anlatıvor: Oğle yemeğimizi ağaclann altın Babasının dükkânmda çahşmaya da, otların üzerinde yedik. Hess in başlamış. Fakat Bern'de çok sıkılıannesinin eli ile hazırladığı balıkb yormuş. Bu arada evi değiştirmişve peynirli sandviçler pek nefısti ler. Babası nehrin kenannda küçük Kadıncağız bana ayrıca bir de ko bir villâ satın almış. Kızkardeşi caman üzümlü çörek göndermiş. Zürich'li bir mühendisle nişanlanı«Caux» ta büyük bir otel var. yurmu§. Beni «ı çok tanımak is deyse göklere değecek, beyaz bulutlar tepemizde uçuşuyor ve dünyanın en parlak, sağlam çam dallannı rüzgâr hışır hışır sallayıp duruyor. Hess bu sabah küçük ,eski arabası ile tozu dumana katarak geldi Beni Şüvester Steigerin elinden adeta kopanp a!dı. Doktor Hadom dışarıda imiş, ona sorulmadan hastalara müsaade verilmezmiş, Süvester biraz huysuzlandı. Faakt Hess Montreux'ye vaktinde gelebilmek için Bern'den sabah karanlığı çıktığuıı söyledikten sonra, ValMont kliniğini methetmeye koyuldu. Bacaklarının ne kadar iyi olduğunu göstcrmek için kndmla dans etmeye kalkarak türlü iki maskaralık yapıp nihayet müsaadeyi kopardı. tiyen de o imiş. Çünkü nişanlısı bir zamanlar Türkiyede bulunmuş. Türk kadınlarının güzelliklerini methede methede bitiremiyormuş. Hess: Bizim Albert. bilhassa göz'ıeri ve elleri çok güzeldir onların, diyor. Senin ellerine bakayım Zîrıelı. Ellerimi tutmak için çocukça Dİr bahane! Parmaklarımı bırer birer sayar gibi bakıyor. Gülümseyırek sanşın başını seyrediyorum. O kadar genc ,öyle emniyet veren, nçık, iyi bir hali var ki! Nihayet parmaklarımı tetkikten vazgeçip iki avucunun arasında elimi sıkı sıkı tutarak gözlerimin içine bakıyor. Ben iki üç gün sonra Gstaad'a gidiyorum biliyor musun? Annemle, kızkardeşimle. Yazı orada geçireceğiz. Babama söyledim, artık dükkânda çalışmıyacağım. Şehir be ni boğuyor. Büsbütün dağda kalmak istiyorum. Fakat bu yaz çalışmak yok. Çok İngiliz varmış, hepsi dağ meraklısı tabiî, yazık ki ben bu yaz kılavuzluktan vazgeçmeye mecburum. Bu ayaklarla daha tepelerede tırmamlmaz. Başıma bir kaza gelebilir. Doktor Hadom bu bir iki ayı biraz dikkatli geçirmemi söyledi, kışa kayak yapabilmem için daha bir müddet istirahat etmem, tehlikeli hareketlerden kaçınmam lâzım. Gstaad'da annem ve kızkardeşımin arasında tam bu nekahet devresi geçireceğim anlagılıyor, Arkası var Hayvan sahiblerine açılan krediler artfırıldı Ankara 6 (T H A ) Hayvan neslinin ısl?hı ve yetiştirilmesi hususunda Ziraat Bankasınca bazı mühim kararlar alınmıştır. Bu kaıarlar hakkında Banka Genel Müdürü, Mıthat Dülge. açıklamalarda bulunmuşrur. Alınan kararlara göre hayvan yetiştiricilerine ve sürü sahiblerine A erilen krediler miihim miktarlarda arttırılmıştır. Eski kredilerle yenileri arasmdaki farklar şu şekilde tesbit edilmiştir. Sağmal karaman koyunlan, her cins yerli tiftikleri ve koçları için hayvan başına 2 liradan 4 liraya çıkarılmıştır. Bu suretle küçük sürü sahiblerine verilen kredi 200 orta sürü sahiblerine 500. büyük sürü sahiblerine 1000 liralık bir artma sağlanmıştır. . • Merinos koyunlan için verilen kredi 4 liradan 6 liraya çıkarılmış, böylece küçük sürü sahiblerine verilen kredi 800 den 1200 e, orta sürü sahiblerine 3000 den 4500 e yükseltümiş, büyük sürü sahiblerininki 6 bin lira olarak eskisi gibi kalmıştır. Kıvırcık koyun ve koç sahiblerinin kredileri 3 lira arttırılarak küçük sürü sahiblerinin kredisi 600 den. 1200 e, orta sürü sahiblerinin 3000 den 4500 e, büyük sürü sahiblerininki ise 4000 den 6000 e çıkarılmıştır. Büyük baş hayvan sahiblerinin kredilerindeki artmalar ise Attlee kabinesine itimad Londra, 6 (B.B.C.) İngiliz Işçi hükumeti bugün Avam Kamara:ının toplantısmda muhalefetin ytptığı ilk hucumu muvaffakıyeiie atlatmış ve 12 reyiik bır ekseriyetle itimad almıştır. şu şekilde tesbit olunmuştur: Montafan inek, tandır ve zavut cinsine verilen kredi 60 dan 100 liraya çıkarılmıştır. Yerli manda, inek sürülerinden küçük sürü sahiblerinin kredisi 500, ortanınki 3000, büyuklerininki 4000 liraya çıkarılmıştır. At sürülerindeki kredi artma ise küçük sürü için 1000, orta sürü için 5000 lira olarak tesbit edilmiştir. Bunlardan başka dış piyasalarda çok ahcısı olan gülsuyu sanayiini teşvik maksadile Uluborlu. Isparta, Keçiborlu bölgelerinde gül bahçesi tesis edecek olanlara dekar beşına 335 lira kredi verilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle