18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBÎYET 4 Kasım 1950 MEVLİD Bu hafta yapılacak lik maçları enerbahçe Kasımpaşa, Beykoz Beşiktaş karşılaşacaklar Millî takımın biri Filistinde, diri Ankarada yaptığı iki millî maç ünasebetile lik maçlan geri bıkılmıştı. Bu oyunlardan dolayı kımlardan bir kısım oyuncular ırgun düştü. Şehrimizde kalan tbolcular ise normal bir dinlene yapmış oldu. Bu hal ve şartlar inde bulunan kulüblerimiz buin yeniden lik oyunlanna başiaış olacaklardır. Dört kulübüıı bu ırtları birbirleri karşısında bir a»ntaj yaratmış oldu. Bugün Inönü stadında Fenerbah; ile, Kasımpaşa takunlan karşıışacaklardır. l i k lideri Fenerbah» her zaman zorlu bir takım olan lasımpaşanın oyununu her halde ımal etmiyecek ve en sağlam bir ıkımla sahaya çıkacaktır. Bu taımların surprizlerinden her zaman ekinmek lâzımdır. Ikinci oyunu, likte üçüncü olan Seşıktaş, Beykoz ile yapacaktar. Bu maçta, Beykoz vannı yoğuIU ortaya koyacaktır. Bunun ne lemek olduğunu Beşik.aşlılar da akdir hususunda elbette bizimle lemfikirdirler. Bugün maçlara saat 13 te başlaıacakür. * * * Dördüncu haftanın mühim maçarından biri yarın Galatasarayla, <feia arasuıda yapılacaktır. Hemen aer sene varhğını daha ziyade hissettiren Vcfalılar, belki de bu mev sun en son şanslannı Galatasaray karşısmda denemiş olacaklardır. Bu bakımdan Galatasaray Vefa maçı lik puvan cetvelinin bir donüm nok tası olacaktır. Omer Beshn Yedek subaylıgından terhiiten pek az •onra g e c c yaşında aramızdan ayrılarak ebediyete lntikal eden oğlumuz İSMET YAĞCIOĞLU'nun vefatının lurkıncı gününe teasdüf eden 5/11/950 pazar günü öğle namazını müteakıb Kasımpaşa r1»™" Kebirde Mevlidl Şerif okurulacağından sayın akraba, dost ve ihvanı dlnin tesriflerinl rica ederiz. Annesi: Rukiye Yağctoğlu, Babasi: Bandırma Amban saJubi Ismail Hokfct Yajctoilu * * * Erzincan milletvekill Şemseddin Günaltayın hemşıresl. Ahmed Karaoğlunun valıdesi. merhume BUĞDAY İRMİGİ İLE TATLI k ARI 9Sill Pafcet Vanilya RADYO Kızıllara beyanname atan bir f Bugünkü Program ISTANBUL 12.57 A ç ı h ş ve programlar 13.00 Haberler 13.15 Dans muziğı (Pl.) 13.45 Saz eserleri; çalanlar: Laıka Karabay ve arkadaşları 14.00 Badyo salon orkestrası konserl 14.30 Serbest saat 14.40 Şarkılar; okuyanlar: Alâ eddin Yavaşça, Hayat Anıl; çalanlar: Nevzad Atlığ, C. Orhun, Fikret Kutluğ 15.15 Dans muziği (Pl.) 15.30 Marşlar (Pl.) 15.45 Türküler; ckuyan ve çalan: Bayram Aracı 16.00 Caz müziği (Pl.) 16.30 Saz eserleri; çalanlar: Nubar Tekyay, Ercumend Batanay 16.43 Haftanın programı 17.00 Karışık hafif müzik (Pl.) 17.15 Film'.erden ır.uztk (Pl.) 17 30 Şarkılar; okuyan: Mefharet Yıldırım; çalanlar: Hakkı Derman, Şerfı Içli, Şukrü Tunar 18.10 Itfaiye saatı 18.15 Gençer ve arkadaşlarından dans muziğl 18.45 Saz eserleri; çalanlar: K. N. S e y . hun. 1. Ökte, Asım Dirim 19.00 Haberler 19.15 Kısa şehlr haberleri 19.20 Şarkılar; okuyan: Necmi Rıza Ahıskan: çalanlar: Cevdet Çağla, Fahire ve Refik Fersan 20.00 Dans mu zlgi (P1.1 20.15 Radyo Gazetesi 20.30 İzahlı folklor programı 20.50 5 kasım 1950 pazar gününden itlbaren başhyacak olan kış programları hakkında konuşma 21 00 Dinleyıci istekleri 21.45 Şarkılar 22.30 Çehırde bu hafta 22.45 Haberler 23 00 E ğ . lence yerlerinden naklen yayın 24.00 Kapanış. j (uçan kale) ile Mancurya hududuna gidip geldim GÜLSÜM KARAOĞLU'nun vefatının kırkıncı gunune musadif 5/11 '950 pazar gunü ögle namazını müteakıb Beşiktaş Sinanpaşa Camii şerifind« ruhuna kıraat olunacak Mevlidl Şerifi akraba ve dostların ve İhvanı dinin teşrıfleri rlca olunur. Karaoilu aüesi * * * Vuzerayı devletten Köse Raif Paça kerımesi, merhum Tokad milletvekili Resai Beyin haremi Selma Kocareşid Sevim Torehan'ın anneleri Bugün yapılacak güreşler Istanbul Güreş ajanlığının hazırladığı Istanbul muhtelitini seçme müsabakalan bugün saat 15 te Fatih ihtisas kulübünde yapılacaktır. Dünya basketbol finali Buenos Aires 3 (TH.A.) Dün gece dünya basketbol şampiyonası finali grupu karşüaşmalarına devam edılmiştir. Gecenin ilk karşılaşmasında Amerikan ekipi Fransayı 33 e karşı 48 sayı ile mağlub etmiştir. Birinci devrede Amerikahlar 2325 ileride idiler. Gecenin ikinci karşılaşmasında Şili, Brezilyayı 4051 mağlub etmiştir. 1 0 0 BELKİS HANIMEFENDİNİN ruhuna ithaf olunmak uzere Bay Necml Rıza Ahıskan tarafından kırkmcı gunüne musadif 6/ll/"950 pazartesı gunü öğle namazından sonra Mirgun Camil şerifmde Mevlıdî Nebe\"i kıraat edile.ceğinden srzu eden akraba ve dostların teşriflerl rica olunuv. Çocuklnrt: Selma Kocareşid, Set'im Torehan ARI TEŞEKKÜR Çok sevgili büyukannemiz ANKARA 7.28 Açılıj ve program 7.31 Vals, polka ve paso dobleler (Pl.) 7.45 Haberler 8 00 Turkuler (Pl.) 8 15 Film melodileri (Pl.) 8 25 Günun programı 8.30 Hafif orkestralar çahyor (Pl.) 9.00 Kapanış. * İngiliz Alman futbol temasları RUKİYE CELİLE SÖZER banımın rahatsızlığı esnasında gosterdlklerı çok yakın alâka ve ihtımamdan dolayı Hasekl hastanesi tedavl klinıği sayın doktorlar ve ha«tabakıcılerile gerek cenazesinde bulunan, gerekse tel. graf ve mektubla taziyette bulunan akraba ve dostlarımua teşekkürü borc biliriz. Londra 3 (T.H.A.) Önümüzdeki mayıs ayında İngilterede tertib edilmiş olan futbol festivali için Alman federasyonu vasıtasile iki takım davet edilmiştir. Diğer taHaydar Sözer, Recai Sözer raftan Almanyanın maruf takımlarmdan Sholke takımı mayıs ayında * * * İngiltereye giderek Brenford, ManDuçar olduğum Emipleji hastachester Sity, Notts County kulüb lığını büyük bir hazakat ve ihtilerile üç karşılaşma yapacaktır. mamla tedavi ederek beni tekrar Fransız millî takımı geliyor eski halime getiren ve hastalığım esnasında da büyük fedakârlıklanru Paris, 3 (aa.) (Afp): Fransız esirgemiven Erenköy Sanatoryomu Futbol Federasyonu, Fransız (B) ger.c doktorlarından millî takırrunın 10 aralıkta Ankarada, 13 aralıkta Atinada Yunan MEHMED ŞÜKRÜ KAFKAS'a millî takımlarile karşılaşacağını bil sayın gazeteniz vasıtasile alenen teşekkürü borc bilirim. dirmiştir. Kadiköy Kaptan Hasanpaşa İlkokulu Başöğretmeni Harun Gözen Yapılması: Sllt, vanılya ve şeker pışecegi kaba konarak kaynarken üstüne azarazar irmik serpilir; ve bir kaşıkla devamlı karıştırıltr. Uzümler de ilâve edilerek iyice kovulaşınca ateşten indirilir. (Sekiz kişiliktir.) 12.28 Açılış ve program 12.30 Yarım «aat Çhopin (Pl.) 13 00 Haberler 13.15 Klâsik saz eserleri 13 30 Öğle Gazetesi 13 45 Şarkılar 14.00 Radyo salon orkestrası (Halil Onayrr.an ve arkadasiarı) 1430 Bing Grosby. Deanna Durbin ve Dorothi Lamour söylüyor (Pl. ) 14 55 Konuşma 15.00 Kayıb mektubları ve kapanış. • 16*58 AÇIİ15 ve orogram 17 00 Çocuk saati 18 00 Dans orkestraları gecidi (Pl.) 18 30 Şarkılar 19 00 Haberler 19.15 Tarıhten bir yaprak 1920 Yurddan sesler 19.45 Radyo ile Ingülzce 20 00 Vlyolonsel soloları (Pl.) 20.15 Radyo Gazetesi 20 30 Serbest saat 20 35 Ince saz (Muhayyer fasin 21 15 Mozart (Lâ majör sonat) (Pl.l 21.35 Operet şarküarı (Pl.) 22 00 Konuşma 22 15 Şarkılar 22 45 Haberler 23 00 Dans müzlği (Pl.) 23.30 Kapanış. I.iberasyon listesine dair tacirlerin bazı temennileri Lıberasyoo llstesile i l i n edilmiş olan malların banlarırun lthalâtında müskullerle karylaşıbr.akiadır. Lıberasyon lıstjlerını llân etmi? olan memlelcetlerden İnglltere mustemlekelerı, serbest ticaret rejimimn dışınds bırakılmtştır. B u suretle llberasyon listesine d hıl ohıp tngilız müstemlekelefinden getlrtilen mallar için T. C. Merke? Bankası musaade vermemektedır. Halbukı. diğer 16 memleket bu müstem]ekel?rden Ithal edılecek malları Uberasvon listelerine almıslardır. Bundan dolayı memleketimizdeki kaucuk. kalay gıbi rnustemleke mallarının fıatları yukselmekte ve bu maddeleıde darlık n «ahede edilmektedir. Bunun yanında. İngilteTe de müstemlekelerın ihraç msllarını liberasyon listelerine dahıl etmış olan metnleket* ltre gondermeği kabul etmektedır. Bu ışlerle meşgul clan tuccar. memIf^etimızin de. Istifadestni arzu etrrfk«");r Ulus meydanında etrafına para saçan kadın ÖLÜM Şell Sirketinln Muhasebe Müdürü Tiftik piya&ası canlandı Istarbulda bu hafta zarfmda 25.000 küo kadar muhtellf cinı tiftik «atıltr tır. Bu suretle bır aydanbert durgun clan piyasa yeniden harareüenmişur. Satılan tıfüğln kalitesl kaba olup kılpsu 430 kuraştan elden çıkanlmıjtır. Das mallan 600 kuruştan muamele görmektedir Ankara, 3 (T.HA.) Bugün Ulus meydanında bir kadın 50 metrelik mesafeyi etrafuıa para dağıtarak katetmiştir. Dağıtılan para onar lirahk banknotlardır. Daha ilk on liralık kadınm elinde görünür görünmez peşinde müthiş bir kalabahk toplanmış, yollar geçilmez bır hal almıştır. İşe polis miidahale ederek kadının bir kaç gün evvel Mamakta kendi evini ateşe veren ve şimdi akü hastanesine sevkedilecek olan Şayeste olduğu anlaşılmıştır. Paralar kısmen geri alınabilmiş, lyi yürekli deli kadın Anafartalar karakoluna sevkedilmiştir. Şayeste bu paralann biriktirdiği 400 lira olduğunu, akü hastanesine gideceğine gore bunlara ihtiyaa bulunmadığım bu yüzden fakirlere dağıttığını söylemifÜr. Bay YORGİ N. VASİLOĞLU vef?t etti. Cenaze merasimmin bugün cumartesı 4 kasım 1950 saat 17 de Şışli Rum Ortodoks mezarlığında Metamorfosis killsesinde icra olunacağı tecssurle bildlrilir. Istanbul 4 kasım 1950 Işbu ilân hususi davetiye yerine kaimdir. Karısı. Marika Y. Vasiloğlu ve çocukları, Kardeşi Vasil N. Vasiloğlu karısı ve oğlu. Kızkardeşleri Zoi Duroni. Anastasya P. Madencidl ve kocası ve akraba ları Çenaze Levazımatı ServlsiNikolaki Pistof. Tel 44236 BULMACA I Bastarafı 1 inci sahiiede «Sizin için artık savaşmak beyhudedir. Silâhlarınızı bırakın! Gelin teslim olun! Birleşmiş Milletler ordulan Mançuryaya dayandılar. Mukavemetiniz hiç bir fayda temin etmiyecektir! Çoluğunuzu, çocuğunuzu ve harab olan yurdunuzu düşünün! Birleşmiş Milletler size kucağını açıyor. Onlara inanın!» Altımızda şehirler birer nokta gibi gözüküyor. Bombalan salıyoruz. Bombalar 30005000 kadem gittikten sonra patlıyor ve içindeki kâğıdlan bir duman gibi şehrin üzerine yayıyorlar. Milyarlar ve milyarlarca kâğıd şimdi Korelilerin elindedır. Acaba akıllanıp teslim olacaklar mı? Yoksa mukavemete devam ederek hayatlarını, vatanlarını ve ailelerini felâkete sürüklemeğe devam edecekler mi? Orasını hiç kimse bilmiyor. Bizim vazifemiz onlara sulh tekliflerini atmaktır. Eğer kabul eder de savaşmazlarsa arkamızdaki bombardıman uçaklan onların yarahlarına ilâc yağdıracak, açlarma yiyecek atacaklar, yoksa Trotili burnunda bekliyen milyonlarca tonluk borrıba on'ıarı öîüme kavuşturrr.ak için sabırsızlanıyor... Kış buralara adamakıllı bastırmış. Etrafta henüz kar yok ama, bizdeki karlı soğuklardan daha fazla soğuk var. Ne olsa Sibiryaya yaklaşıyoruz... Şimdi aşağıda dövüşenleri düşünüyorum. Sıcak yatağmdan kalkmış, Amerikadaki bütün konforunu bırakmış bu dağlara gelmiş Birleşmiş Milletler ideali için çarpışan insanları düşünüyorum .. Tayyareden aşpğısı bir korkulu rüya gibi gözüküyor. Dağlar, ormanlar ölüme pusu kurmuş insanlığm felâketini beküyorlar... Motörümüzde ufak bir ânza oldu. Yavaş yavaş alçahyoruz. Hepimizin rengi bembcyaz .. Pilot teminat veriyor: «Aşağıda bizım kuvvetlerimiz var... En yakın tayyare meydanına ineceğiz! . » Felâket anmda insanm aklından dünyalar kadar şey geçiyor. Fakat Allaha inanış en başta: «Allah bizi korur» diyor ve biraz ferahhyorsunuz! Pilot ürktüğümüzü görerek: « Tehlike olsa, diyor. Sizi paraşütle atlatırdım. Paraşütleri süs için mi taktık? Onlara ölüm değil, sulh teklifi götürdük. Elbette ki Allah bizi koruyacaktır.» Bulutların içinde ve Allaha bira* daha yakın olduğumuz için, Amerikah, Türk, ingiliz birdenbire hepimiz dindar kesildik. Fakat bu da uzun sürmedi. Motördeki ânza giderildi ve hepimiz, tekrar viskilere ve şarkılara başladık.. Güneş batmak üzere idi ki PyongYonga dönmüştük. Ondan sonra seyahatimiz ciple devam edecek ve geceyi Wonson'da geçirecektik. Bir zamanlar kızıl komünistlera payitahtlık eden şehirde şimdi hayat namma hiç bir şey kalmamış. Her taraf bombalarla yıkılmış! Caddelerde parçalanmış k a r ; ' ) n lar, yıkılmış telgraf direkleri, yanmış barakalar ve harab olmuş tank lar var. Olüm burada bir silindir gibi açmış ve bütün hayatı ezip geçmiş. Babalannı kaybetmiş perişan çocuklar, caddelerde ' bize «okey1» diye sesleniyor, sevgililerini, kocala rını bu harbde harcamış kadmlar yaşlı gözlerle bizi seyrediyorlarrlı. Vaziyet her taraita yürekler acısı idi. Hayat namına buralarda hiç bir şey kalmamışü. Bir baykuş sürüsü, gece mütemadiyen çığbklar kopararak ürtınalarla yarış etti. Sabaha kadar göz kırpmadık! Hastaneler yarahlarla dolu idi Kolunu, bacağını kaybetmiş bedbcht insanların feryadı tâ uzaklaıUfoı duyuluyordu. Sokakta .cepheye giden askerdsn ve cepane taşıyan kamyonlarion başka hiç bir hayat eseri yoktu. Kore tamamen yok olmuştu. Milyarlar harcanarak yok edilen bir ülkede idik ve ne yazık ki harb, hâlâ devam ediyordu. Faruk Fenik Halkalı cinayctinin dunışması Bir muddet evvel Halkalıda bir cınayet lşlenmış, Arif Susarak admda birl ırtssı Zıyayi kurek sapı ile bajına vurmak suretıle öldurmuştü. Dun bu cmayet davasına 1 inci Ağır Cezada başlanmıştır. Dunku sorgusunda Arif Susarak kendısıne isnad olunan suçu inkâr etmiştir. Dava, şahldlerin çagırılıp dinlenmelerı ıçir. başka gune k a l . rrıştır. 7 KASIM S A L 1 AKŞAM1 « •a «s •k «" m> • r S * I a 7 PAMGALTI | \ t İ SİNEMASINDA |tt m m I Malatya eski Belediye Başkanı Damştaya başvurdu Ankara 3 (Telefonla) Malatyadaki meşhur resim hâdisesinden sonra İç İşleri Bakanlığınca işten el çektirilen Malatya Eski Belediye Bsşkanı Muzaffer Akalm bu kararın iptali için Damştaya başvurmuştur. Muzaffer Akalın kendisinin yerine Belediye Meclisi İkinci Başkanının değil de, Sağlık Müdürünün getirilmesi kararının da bozulmasını istemektedir. • BORSA 3 Kastm. 1950 1 100 100 100 100 100 100 100 100 100 Aciiıe K«ı SterllB 7.S4 7 84 Dolar 280. 280. Fransu frangı 0.80 0 80 Llret n.44 îü» n «a ı?a tsvlçr» rancı 64 03 C4 03 Florlo T3.6g.40 73 68.40 Belçikı trangı 5.(10 5.60 Drahml 0.01.876 «.01.876 Çekoslovak Kur. Isvec Kur. 54.11.50 M. 12.50 9 I a I m % Süt meselesi için çalışmalar Vali, sut fabrlkası isini kat'l suretta halle karar vermiştlr. Bugün Vilâyette bir toplantı yapılarak bu işe muktezl sermayenin temini işini görüşecektir. Bir jlrket kurulması ve hisse senedl ç ı k a . rılması düşunülmektedir. 1 Pirinc mahsulü bu yıl bol olacak Trakya ve Güneydoğu vilâyetlerinden schnmize gelen büyük çeltik parUlerl icın bankalar avans vermeğe basUumalaıdır. Boylelikle piyasadakl para daı1 ğı bir dereceye kadar önlenmlş oftıyor. Çeltik fiatlan clnslerine göre 4560 kuruş arasında oynanıaktadır. Bu sene pirinc mahsulünün geçen seneki gıbi kısır olmıyacağı hftttâ lki rr.ısline yaklaşacağı söylenmektedlr. Doktor lhsan Rifatm bir şîkâyeti iki sanatkânmız MÜZEYYEN SENAR IŞIL, ve PERİHAN ALT1NDAĞ SÖZERİ konserleri (Değerli sanatkârlar mutena konserlerini TEPEBAŞI BELEDİYE Gazinosundaki seanslanndan önce vereceklerdir.) İSMAIL D Ü M B Ü L L Ü Tiyatrosu (KADININ FENDİ ERKEĞİ YENDİ) kahkahalı büyük komedi 3 perde. Yerler numaralıdır, önceden temini. Tel: 84595 Sayısız aylarda, hattâ uzun yıllarda eşine rastlanamıyacak 2 muazzam film birden Ustün Soldan sağa: 1 Derdllnin çektiği. 2 Muradına eren (iki kelımeV 3 Vaküle Atlas Okyanusunda bir buz dağına çarpıp batan Transatlantık. 4 Çıbanın içmdeki, piyangolardan çokluk hissemıze duşen. 5 Bir çeşid bez. 6 Iztırab çekenin feryadlarından. Afrikanın batısında bir şehir. 7 Kirlılerimizin temlzlendiği yer. bir takı. 8 Guvenin kumaş üzerinde açtıgl. Yukartdan aşağıya: 1 Birinin yazısını aşırıp kendi imzası altında neşretme hareketi. 2 Gdruşmeğe gelen, seslenme edatlarından. 3 Meraklı ve dikkatli. bır harfln okunuşu. 4 Umumi efkâra bildiren (iki kellme). 5 Fransada bir ırmak, dünyaya kazık kakmak imkânından mahrum olan. 6 K ı r m ı n tepe eti ve süsü (iki kelimel. 7 Temiz ekln biçme aracı (lki kelime). 8 Yel. Evvelki buimacantn haUedümiş jefcti Zeytinyağına nebatî yağlar kanştınlmıyacak Ankara 3 (Telefonla) Geçenter de toplanan nebatî yağcılar kongresinin almış olduğu kararlann tatbik şeklini tesbit için ayrılan komisyon çsbşmalannı bitirmek üzeredir. Bu komisyon kongre kararlanna uyarak zentiyağının tağşişinin menine dair bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Bundan böyle piyasaye diğer nebatî yağlarla karışık olarak zeytinyağı sürülemiyecektir. Bu gibi yağlan sürenler hakkında tasarıya müeyyideler konmuştur. Tasan Bakanlar Kuruluna sevkedilmiştir. İSTANBÜL BELEDIYESİ Şehir Tiyatrolan Saat 20.30 d» DRAM KISM1 DON J UA N Yazan: Moiier» TÜTkçest: t. Galib Aram Telefon: 42157 K O M E D İ K I S M I Ankara, 3 (T.H.A.) Istanbulda Yakacık sanatoryomu Başhekimi ve sahibi olarak tanınan Dr. İhsan Rifat, Sağbk Bakaruığma müracaatle ortaklan tarafmdan hastaneye sokulmadığını, hastalarının teYapağı ihracah hararetli gidiyor davisinden mahrum bırakıldığını Son incelemeler neticesind* 1950 yıU ileri sürerek şikâyette bulunmuş başından bugüne kadar muhtelif ecnebl ve hastanesine girmesinin teminini memleketlere 6 nülyon kilo yapagı ibrac rica etmiştir. edildlgi anl&jılmıştır. Bir y ı l evvel yaBu müracaat üzerine Bakanlık, pağı ihracatımız 450.000 kilo kadar tutmuştu. Fakat bu seneki ihracat bu va doktorun ortaklarile olan münasedide bir rekor teşkil etmektedir. Ame betleri bakımından adlî mercie mürika, Suriye ve İtalyadan yapağılanmıracaat etmesi icab ettiğini, yalnız za çok istek vardır. Muhtelif cins yapağı fıatları şöyledlr: hastalarının tedavisi maksadile SaTrakya malları 360365, Anadolu malı natoryoma girmesinin temini için 335345 arasmda flat bulmaktadır. durumu Istanbul Valiliğine bildirKeçl kılı ihracatı da hararetlldir. Al miştir. manya, Ingiltere ve İtalyaya satış yapılmaktadır. Bu roalın kırkım ctnslerl 310330, tabak malları 130140 srasında fıat bulmaktadır. GELIR VERGİSİ MEKTEBt Vazan: Loui* Verneuü v* Gtorgt Btrr Türkçeti: Lâmii Vener Telefon: 40409 Gijeler taat 11 de açıttr. Pazar günleri 1530 da matint aksamlan Komedi fcttmında Umsil Pazaneti oJcjamları Dram fcıtmında Sali Voktur. Esham ve Tahvilât % 7 faizli tabviller Sıva» • Erzurum Sıvaa • Erzurum 1941 Demlryolu 1941 Demiryolu 1941 Demlryolu M11U Müdafaa Millî Müdafaa MIÜJ Müdafaa Milll Müdafaa î 27 . D IH J n m (V Alıt 20 70 20.80 20.85 21.05 20 55 20.35 20.95 21 10 21.40 Satıı 20.70 20.80 • 20.85 • 21.05 • 20 55 20 35 • 20 95 • 21 10 • 21.40 • 96 90 97.10 9685 * 96.55 96 65 • 96 60 9670 • 95.90* 96.35 22.75 2060 19 90 9825 • 98.90 123. 30. 5^ Bugün ELHAMRA'da BENDEN KAÇAMAZSIN ERROL «Escape me .N FL\NN İDA LUPİNO 2 KUMARBAZ K I Z H A Z A RD PAULETTE GODDARD MACDONALD GAREY in unutulmaz filmleri. Uçakla gelen en son Paramount Jurnal '^^^* Görenlerin tekrar gördüğü, görmiyenlerin bir sanat ^ ^ ^ B | ibadeti gibi koştuğu yılın en muazzam filmi 1 2 S 4 5 6 7 8 % 6 faizli istünazlar Kalkınma ırtifcrazı < 96 90 Kalkınma O 97.10 Kalkınma ID 96.85 1940 Demiryolu IV 96.55 1941 Demiryo'u Vı 96.65 1948 Tahvlll I 96 SO 1948 Tahvlll O 96 70 1919 tahviU 1 95 90 4 1/5 faizli 1949 96.35 1933 Erganl • 1938 tkramlyeB MiUl Müdafa» 1 Demlryolu IV D«mlryoİD V 22.75 20 60 19 90 98.25 98.90 Ulaştınna Bakanhğı, teşkılâtına iki tamim gdndermiştlr. Banlardan birinde Amerikanın NewYork şehrinde bumemurlar hakkında sık sık Eakana lunan 1300 odalı dünyanın en büyük oteli «Walford Storia» nın sahibi Hilton tavsıyeler yapıldığım, bu hale nihayet yarın şehrimize gelecektir. Otelinde üç veritoesıni, her memurun kendi çalışma b'.rden fazla müstahdem çahştıran Hil v e kabıliyetine güvenerek yükselme yoetmesini bildlnnektedir. tonun memleketimize gelmesi alâka lur.u takib Diğer tamimde ise. memurların mesal uyandırmıştır. Hilton şehrımizde tetkikler yapa saatlerinde mutlaka ijlert başında bulunmaları tebliğ editaektedir. caktır. Dünyanın en büyük otelinîn sahibi şehrimize gelecek Denizyollan memurlan için iki tamim MENNU MINTAKA € ROPE OF SAND » BURT LANCASTER PAUL HENREİD CLAUDE RAİNS PETER LORRE CORİNNE CALVET gibi 5 büyük yıldızin yarattığı eşsiz film T Ü R K Ç E O R İ J İ N A L % S faizli ikramiyeliler TİAİEİGİUMT p FİNİSİEİLİE M ¥ VİA|! İDİAİLİAİN A|V|R|A|T|*|M|! TİAİPİLİBİG m L ÜİTİÜİAİDİI m E RİAİLİR AİDİBİR »İNİÖİB M|A|L|* SaMb v* f Bu PAZARTESİ akşamı 21 de KON Sinemasında seçkin bir programla bir resital verecektir TIYA Biletler satılmaktadır. Fiatlar. 175 400 500 ^ • ^ • ^ • • ^ ^ ve 650 kuruştur. l ^ ^ ^ ^ ^ i ^ ^ M SAMSOM FRANCOIS SARAY S V M E R SINEMASMD1 VÎNCENT Genç neslin hârika piyanisti MAUREEN O'HARA ve PRİCE'in emsalsiz temsilleri Hisse senedleri Merkez Bankan Iş Bankası Türk Tlcarrt • Muamele gonnüstür. LALE bir kaç gün daha gösterilecektir. DİKKAT: Uçakla gelen en son Paramunt Jurnal AR'da NADİB NADİ B« nüthada yazı UltrtM ftilen B A Ğ D A T Mort eden. CEVAD FEHBÖ Cumhuriı/flt Matboan liz veren hislerin içyüzünü açığa vurmanın da artık sırası gelecek olsa, birdenbire sözü değiştiriyor, oradan uzaklaştınyordu. Ondan sonra da günlerce görünmez oluyordu İlkönce sanki Süheylâdan kaçmak istiyormuş gibi yapıyor; sonra da dayanamamış gibi yeniden ortaya çıkıyordu... Gitgide bu, artık onun için de bir oyun olmaktan çıktı. Biraz daha ileriye gidecek olsa Fikretin n« kadar kınlacağını, belki de büsbütün yıkılacağını anlamıştı. Onun için arada bir, sahiden hepsini bırakıp çekilmek istediği oluyor, bu da bir türlü elinden gelmiyordu Yalnız öyle ilk günlerdeki gibi, Fikreti görür görmez: Bugün gene neler oldu, anlatayım da bak!. Diye gülüp eğlenmiyordu. Üstelik onu Süheylâdan büsbütün soğutmağa çalışıyor: Bu da hep öteki kadınlar gibi!.. Diye biraz daha gözünden düşürmek istiyordu. Sonra da başka yerde eğlentilere götürüyor, başka kadınlarla tanıştırıyor; hiç olmazsa boylelikle onu avutmak, oyalamak için elinden geleni yapıyordu. Nezihin böyle uzak, ağır duruşu, günün birinde belki Süheylâyı ona büsbütün yaklaştıracak gibiydi. Kadının gidişinden de öyle anlaşılıyordu. Bulıışmalar, gezintiler hergün biraz daha sıklaşmıs. artmıştı. Büyük R E N K L İ füminin SON 3 GÜNÜ Pazartesi (SUARE DAHİL) akşamına kadar gösterilecektir. isterseniz, bana telefon ediniz. Buluşahm, doğruca buraya geliriz. Nezih durdu. Süheylâ ile hemen ertesi günü buluşup başbaşa kalmak, sonra uzun uzun oturmak, onu biraz da korkutuyordu. Son günlerde aralarında gelip geçenleri bile Fikretten az çok saklamaya başlamıştı. Şimdi böyle bütün bir günü birlikte geçirmek için sözleşince bunun sonu kimbilir neye varacaktı; öyle olunca da bunu arkadaşmdan gizlemek aralarındaki anlaşmayı aşacak, bu da onun ölçülerine ıjöre bir küçüklük, bir döneklik olacaktı. Onun için daha önce Fikretle konuşmayı, ona danifr.ısyı düşündü. Süheylâya da ona gore söz verecekti: Ne yazık, dedi; yarın askerük şubesine gideceğim. Bir başka güne bıraksak?. Kadın güldü: Benim yüzümden askerden kaçmayı bile göze almıyorsunuz, diye danlmıyacağım. Öyle ise başka bir güne kalsm; yann telefon edersiniz, konuşuruz. O akşam Nezih, Fikreti görür görmez hepsini anlattı: Bugün gene beraberdik. Bizim köşkün önünden geçiyorduk. Sordu. İster istemez durduk. Biraz bahçeyi gezdi. Çok oturmadık. Yalnız bugünlerde öğle yemeğıne gelecek. Öyle konuştuk. Söyle, n« yapayım?. CUMHURİYET'in TEFKiKASl: o mas : KEMA1. RAGIB F.NSON Nezih, kadını görür görmez kendini tutamadı; içini çeker gibi bir solukta: Aman Fikret, dedi; o ne gözler öyle!. Hele şu yürüyüşteki âhenge bak!. Ne de kibar giyinmiş'. Nereden tanıyorsun?. Gözlerini bir türlü ondan ayıramıyordu; birdenbire arkadaşmm kolundan yakaladı: Senin bu kadınla hiç bir ilişiğin yok mu. diye soHu: doğru söyle. Var mı, yok mu. bıleyım de ona göre... Yok, diyorum sana!. Ppk o kadar yakından tanımıyorum bile!. Bir iki kere Cevad Paşalarda briç nynarken gördüm. Çok azametli. pek müstağni bir kadm. diye duydum. Kimseyi beğsnmezmiş. Arkaeından koşanlarm hiç birine yüz vermiyormuş. Erişilmez, ele geçirilmez bir mahluk, diyorlar. Ev)i mi?. Zengin bir kocası varmış. Kocasını seviyor mu?. Pe' sanmam!. Öyle ise bırak bana'. Uğraşmaya âeğer!. Haydi ben gideyim. O da buraya doğru geliyor; bizi birlikte görmesin. Akşama buluşahm. Ben belki biraz gecikirim. Bekle; yemeği bir • likte yeriz. O günden sonra Nezih, bunu k e i dine iş güç edindi. Bir çok kadın tanımış, her türlüsü Ue düşmüş kalkmış; onlarla karşılaşacak, sonra en erişilmez sanılan kadına bile kendini ulaştıracak yolların hemîr. hepsinden gelip geçmiş bir erkek becerikliliği ile Süheylânın arkasında dolaşıyordu. İlkönce uzaktan uzağa örülen bir göz âşinalığı ile başladı. Karşısındaki kadını mabudların göklerine çıkaran, ona yaklaşmaya gücünün yetmiyeceğini bilen bir fani hüviyetile hep uzak duruyordu. Kalabalık yerlerde karşılaşacak olsa, ister istemez onunla yanyana düşse yüzüne bile bakmaz, gözgöze gelmekten çekinir, hemen başka kaldınma geçerdi. Sonra da bir başka gün vapura binerken yolunu beklerdi. Gene öyle yanına sokulmaz, karşısına oturmazdı. Fakat üç beş sıra ötede bir yer bulur. yev bulamazsa ayakta durur, baskalan na belli etmeden gözlerini Süheylâdan ayırmazdı. Vapurdan çıkarken de kalabalıktan uzak, şöyle bir yana çekilir; sanki gözlerile kadını selâmetlerdi. Onun geçeceği yollarda bir gün kapalı, ertesi gün açık bir spor otomobili ile bekliyordu; hep öyle uzaktan uzağa bakarken, belli belirsiz bir gülümsemeyi bile küçüklük sayıyordu. Gözlerini efendisine dikip kendinden geçmeyi bir ibade'. sayan, cennetin tadmı bunda bulan, o kadan da kendisine yetip elveren, ondan ötesini aramıyan bir kul gibi idi. Tesadüfler de yardım etti; yahud d» o tesadüfleri gene Nezih hszırladı; Süheylânın gidip geldiği yerlere, konuştuğu insanların arasına sokulmanın yolunu buldu; en sonunda kadınla tanıştı... Tanıştıktan sonra da, k3ndis:ni bilen, karşısındakini sayan efendiden bir insanın ağırbaş^hğmı, uzaklığını hiç değiştirmedi. Biraz yaklaşacak olursa içindeki fîizıi yakınlığı bozacak, bağlılığını a^ığa vurmuş olacak gibi çekingendı, hij sokulmuyordu. Herkesin yapüâından, herkesin yapacağından büsbütün başka, büsbütün ayn davrandı. Gene Süheylâya benzeyen, onun gibi kadına eş olabilecek bır evkek nasıl olursa o da öyle görür. üyordu; kendini öyle tanıttı. Bu uzdk, bu ağır duruşun arkasınds sanki derinden derine, "gizliden gizllye ona bağlanmıs, deoilebilirdı. Buna, onu da inandırmanm kolayıoı bul sık evlerine de gidip geliyordu. du. Daha sonra yalnız gezintiler başBir yandan da içinde gittiKça de ladı. Otomobille Alemdağuıda, Yarinleşen bir üzüntü vardı. F.kretin kacıkta, Bendlerde, Çekmecede uydurduğu masala daha ilk çünün hergün bir başka yerde sabahtan den inanmamıştı. Onun bu kadına akşama kadar gezip dolaştıklan, karşı beslediği hıncm neredan gel yiyip içtikleri oluyordu. Bir kadındiğini sezmek, kendisi için hiç de la bir erkek başbaşa kaldıktan, hele güç olmadı. Bunların hepsini nesa arayerde iç'1 ' 'ı: J ^stüste ba katıyor, ilkönceleri, kenâisi üe dolup boşaldıktan sonra Nezihin dedikleri çıkmasın, buna belki hiç kim ona göre yol tutuyordu. Sonra sonra, iş başkalaştı; Fikre se inanmazdı. Öyle iken onların ara tin kendisine bile yalan söylediğ' sında kinayeli, bulanık, çifte mane bakıyor, bu kadınla aralarmda nalı bir söz bile geçmemişti. Biı gelip geçenlerin nerelere kadar vaı yandan ikisi de birbirile anlaşmış, mış olabileceğini ondan anlıyordu. birbirine ınanmış görünüyordu. BiBu eski mekteb arkadaşını, ço rinin sevdiğini öteki de beğeniyorcukluk arkadaşını, oyun arkadaşıru du. Birinin ne düşündüğünü, öteki çok severdi. Onu bu kadar incıten, daha önceden bulup söylüyordu. yıkan kadınm yerinde Süheylâdan Onları bu kadar yaklaştıran biı başkası olsaydı, ona kendisi de dü§ yolda yanyana yürümek, başbaşa man olacak, kimbilir ne acılar çek kalmak artık ikisi için de vazgeçitirecekti. Şimdi böylesi de elinden lemiyecek bir alışkanlık olmuştu gelmiyordu. Onu Nezih de beğe İkisi de hergün birbirini anyordu niyordu; ondaki başkalığı, üstün Gene de Nezih, eskisi gibi ağırbaşlı, lüğü kendisi de anlamıştı. Arayer eskisi kadar çekingendi. Bir kadına de Fikret olmasa, Fikretle arala bu kadar yaklaşmanın yolunu burında bu kadar candan bir yakm lan her erkeğin yapacağını yapmılık bulunmasa, belki kendisi de bu yordu. kadına kapılacak, tutulacak, btğDünyanın neresinden, dünyada olanacakta. lup bitenlerin hancisindön söz açılGidiş öyle gösteriyordu. sa, hepsinin üstünde uzun uzun Bir gün geldi; Nezih de ne ya konuşacak. kendisini dinletecek pacağını bilmez oldu; nasıl bir vol kadar bildikleri vardı; belki de pek tutacağını artık o da kestiremiyordu çoklarının bilmediğini biliyordu; Süheylâ ile aralarındaki anlaşma, pek çoklarınm görmediâini göryaklaşma gittikçe artıyordu. Salâ müştü, fakat Süheylâ ile ikisinin haddinin arkadaşlarından bir çoğile arasındaki bu yepyeni tanışmanın, tanıjtı; onların arasına karıştı. Sık arkadaşlığın arkasında için için ü Bir gün otomobille Suadiyedeki köşkün önünden geçiyorlardı. Süheylâ: Kimin acaba, diye sordu; ne güzel bahçesi var!.. Nezih de boş bulundu: Buyurmaz mısınız, dedi; hem bahçeyi gezelim; hem de birer çay içeriz. Tanıdıklannızdan birinin mi? Öyle gibi!.. Sizin mi yoksa?. Nezih sesini çıkarmadı. Otomobili çevirdi. Köşkün önüne kadar geldi. İçeride iki bahçıvanla bir bekçiden başka kimse yoktu. Kadın, bahçeyi dolaşb. Gül ağaçlanndan her birinin önünde ayn ayn durdu. Sonra: Haydi, artık dönelim, dedi. Haniya birer çay içecektik?. Başka bir gün!. Şurada çamların altında biraz otururduk. Her konuşurduk, hem de siz biraz dinlenmis olurdunuz. İyi olurdu; ben de çok isterdim. Çamlannız çok güzel, pek muhteşem!. Eskiden de ben hiç olmazsa uzaktan uzağa bakmadan geçemezdim. Fakat bugün geç kaldık. Başka bir gün gene geliriz. Nasıl emrederseniz!. Neye öyle bir durdunuz?. t nanmıyor musunuz yoksa?. Bir daha gelmez miyim, sanıyorsunuz?. Söz veriyorum size!. Hem bugünkü gibi değil, daha erken geliriz. Oturur, uzun uzun konuşuruz. Isterseniz yann.. Yarın, saat kaçta Arkan var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle