14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 lkincitefrin 1942 CUMHURİYET Millî Şefin Türk milletine beyannamesj Devletimizîn bânisi, milletimizin fedakâr, sadık hâdimi, insanlık idealinin âşık ve mümtaz siması, eşsiz kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır ! Arikara: 21/11/938 Büyük Türk milletine; Bütün ömrünü hizmetine vakfettiğ1 sevgill milletinln ihtiram kollan üstünde UIu Atatürkün fânl vücudtt Utirahat yerine tevdi edilmiştir. Haklkatte yattıfı yer, Türk milletinin onun için ask ve iftiharla dolu olan kahraman ve vefalı gögsüdür. AUtürk, tarthte nğTadı^mıı en n l i m ve haksu Ittl. ham ftiniinde meydana atılmıı, Türk milletinln m»ram ve haklı olduğnnn iddia ve Uftn etmişttr. tlkönoe ehemmİTeti kavranmamıı olan gür aeıl, aala yıpranmıyajı bir kuvvetle nlhayet bütttn cibanın şunruna nttfus etmiştir. En büyük zaferleri kazandıktan sonra da Atatürk. ömrünü, yalnu Türk milletinin haklannı, insanlyete exeU hizmetlerlnl ve tarihe hakkettlği metiyetlerinl Ubat etmekle feçirmlştir. Milletimlıtn büyüUüfttne, kodretlne, faziletine, medenlyet lstidadına vc mukellef olduğu insanlyet vazlfelerlne garsılma.1 ltikadı vardı. «Ne mutln Tiirküm dlyene» dediü taman, kendi «njin ruhunun, hiç sönmlyen a^kmı en manah bir •urettc hnlisa etmlştl. Fenft slhnİTet ve İdare ue lerl b n k ı l m q Tttrk Ceml. yetinl en kısa yoldan Insanlığm en mtttekâmll ve en temlı lihniyetlerile mücehheı, modern bir devlet hallne getinnek onun başlıca kayfusn olmnştnr. Teşkllâtı EsaslyemUde n bngün hlımet "başmda, irfan mnhltinde ve rent« halk lçlnde bnhman bütün vatanda^lann rlcdanlannda yerleşml? olan lâlk, mflliyetçl, halkçı, lnkıUba, devletçl Cumhnrlyet, blze bütün evsaflle Atatttrkttn en kıymetll emanetldlr. Üfulündenberl Atatürkün u i s adı ve hatıras, bütün halkımızın en candan dnygulaıile lanlmıştır. Memleketlmizin her köşesinde ve bütün milletçe kendlsine gösterdiğimiz samlmî bağlılık, devlet ve milletimU için kudret ve vefanın beli| mlsalldlr. Tttrk mflletinin axiı Atatıirke gösterdiğt sevgi ve saygı, onun için Atatürk gibi bir evlâd yetiştlrebilir bir kaynak oldagiına bütün dünyaya föstermiştir. Atattirke t u b n varifemU tfa •ttitrmis bu anda halKimma, kalbimden gelen şükran dnTgrolannı lfade etmeyı ödenmesl lanm bir boro saydım. Mllletler arasında kardeşee btr İnsanlık haratı Atatürkün en kıymetll ideall ldl. Bütün dünyada ölümüntin gördüğTİ ihtiramı, Insanlığm »tisi için ttmid vericl bir müjde olarak selâmlanm. Bn adzleıim, yasılarlle ve toprağımızda şövalye aakerlerl ve mttmtaı sabslyetlerfle yasunııa l?tlrak eden büyOk mllletiere, Tflrk mllletl adına şükranlanmın lfadegldlr. Devlethnizln bânlsl ve millethnlıln fedakâr, sadık hâdiml, İnsanlık İdealinin âşık ve mflmtaz siması, ' kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır. Bütün ömrünü hinnetine verdiğin Tflrk mllletl fle berabeı eenln hnznrnnda tâtlm ile eğlUyorm. Bütttn hayatında bize rnhnndakj atesten canlılık verdin. Emln ol, azix hatıran sönmeı mef'ale olarak nıhlanmm daima ateaU ve nyanık tutacakttr. R«is!camhnr Büyük Bajkunnndan Mustaf» Kemale ald hatralan Atatürk Mferi mttteakib memleketl dolaııyor Büyük Başkumandan Atatürk, Türk askerîdehasının bir senbolü olarak da tarihte daima yaşıyacaktır Atatürkün askert dehası lçte ve dlşta umumiyetle teslim olunmuş bir hakikattir. 0nun dahs askerl mekteb ııralarında ve genc erkânıharbiye rabltliginde gbsterdiği ve etrafına tesllm ettirdiği askerî fıkir Hjkhareket üstünlüğü daima dıkkati celbetrmşti. 0nun büyük ve dikkate değer üstün askerl mezlyctl hlç bir şeyi tesadufe bırakmıyarak hesab ve hazırıığa daima birinci derecede kıymet verrnesi olmuştur. O, smıfımn sıra clhetlle, birinclsl değlldi; fakat kcndınl azıcık zorlaiavdı bu hususta da muvaffak olacağı lüpheaizdi. Çunkü zekâ, kavrayış ve hafızan «üphesız buna yeterdi. Lâkin onun hedef ve riuşunceleri bambaska ve çok daha uzaklarda idi. O, baska bir adamdı ve bir gun muhakkak bas olacakü; fakat mevcudu muhafaza ve hali ldame yolunda muvaffakıyetler kazanmak lçin değil, hakıkî değışiklikler ve devrimler yaratarak memleketi temelindea k u r t a n u k için... Onun askerlik anlayıaile milletrtverliği daima beraber yürüyordu. Bunua da baş saıkı Osmanlı imparatorluğunun içlne düştüğü «İyasî, içtimaî, lktısadl ve askerî tehlikelerdl. Harbiye erkânıharbiye mekteblerinde okuduğu va gbrdüğü asKerlikle, Abdüllıamidin memleketi İçirden çürütmekte ve yikmakta olan çok kotü, geri ve müstebid idaresine karşı imparatorluğun nasü kurtarılablleceği meselesi onun ilk endise, düşünce ve tasarlaruu teşkil ediyordu. Genc bir erkânıharbiye subayı olarak, o vakıt Rumelide bulunan, 3 üncü orduya tayin olunup gidişinde ordunun halini iyi gormüyor ve her nerede bulunduysa harita üzerinde meseleler tertlb ederek hatta kendismden daha kıdemll ve daha yüksek rütbeli subayları harb oyunları veya arazide tatbikatlar yapmağa daima davet ve tahrik ediyordu. Eski üçüncü kolordu kumandanı rahmetli Şükrü Naili Paşa bana bir gün, yenj erkânharb yüzbaşı veya kolağası Mustafa Kemalin kendisinden daha kıdemli ve İleri rütbeli erkânıharbiye veya kıt'a ümerasmı toplıyarak onlara nasıl bir harb oyunu yaptınoağa kalkiştığım ve bunu kendi onuruna yedirmiyerek nasü itiraz ettiğini anlatrruştı. Evet, Mustafa Kemal yalnız kendi karıyerini degil, etrafile memleketin kaderml bile daima zorlamış ve daima bırşey yapmak ve hareket etmek lüzumuna inanmıştı. Onun askerl dehası sakin duramıyor ve millet ve memleketin behemehal kurtarılması lüzum ve üıtiyacı kâh bir kâbus gibi onu sıkıntı ve endişelere sürerek ve kâh bir meş'ale gibi onun yolunu aydınlatarak tabil inkişafmı takib ediyordu. Ondaki olağanüstü ruh ve tabiatle askerl deha, daha genc yaşlannda belli idi. Mesrutiyette genc erhâruharb »ubayı İSMET İNÖNÜ Omln Hlkâyesl Hll Ölmez Türk || • ithamt Günün Zaferleri ve inkılâblan hep böyle yanyana, hep böyVe birbirleıine candan baiurak ve güle eüle başardılar... ri Beyin Umile ayni cümle de rikretmişsem, bunu bilhassa ordumun yüksek şerefi için leve »eve ve bile bile yapmıştım. Çünkü ikl Türk kumandanının ayni vaziyette tereddüdsüz ayni karar ve hajnlede bulunmalan kadar Türk ordusunun o zamanki kıymetlnl gösterebileMustafa Kemalin adı genc Türk ihtllâl harbl felâketleri, binbası Mustafa Kecek serefli ve zevkli bir olaya nadir teve inkılâbının kahramanlan arasında male yeis verecek yerde onun azmini sadüf olunur. anılmıyordu. Zaten bu, onun bütün şü arhrmıs ve kendi düşüncelerine hak Evet, Mustafa Kemal Geliboluda bir mulile düşündüğü ve istediği hakikî ve verdirmişti. Ona göre: Bu memleket ve kolordu ve sonra bir ordu kumandanı tam bir inkılâb olmamıştı. Bununla be bu ordu başka türlü sevk ve idare olunsıfatüe Büyük Harbin gidişinden memraber sartlı parlamanter bir saltanat ida malıdır. Nasıl?! Bunu ancak Mustafa nun değildi. Başkumandanlıkla da ayni resi ümidler doğurmuştu. Memleketi, o Kemal bilir ve yalnız o yapar. Türkiyenu bekliyen tehlikelerden kurtarmak yi kurtarmak gibi muazzam bir iç ve \ belki kabil olacakü. Bu sebeble erkânı hareket başkalarının harcı değildir. harb kolağası Mustafa Kemali gene muİşte Mustafa Kemali en büyük kuhltine tabiye tatbikatlarüe harb oyun mandan derecesine çıkaran kendine ları yaptırmak ve muharebe meseleleri güvenin en yüksek derecelerdeki bu hallettlrmekle meşgul görürüz. O, kendi tezahürü bu suretle memleketin uğradığı ni ve henüz küçük muhitinl daima bir elemli olaylarla hazırlanmakta idi. Bügaye için hazırlıyor ve fikir ve faali yük Harbde o, Gelibou yanmadasmın yetlerlne o kadar kulak asmıyan koda Cong bayın, Anburnu ve Anafartalar man hürriyet kahramanlarına tabiatile kesimlerile doğu ve cenub cephelerlmizkızıyordu. deki kurtancı büyük gayret ve muval31 maxt İstanbul irtica hareketini bas fakıyetlerile başımıza gelecek harb fetırmak lçin Selânikten İstanbula gelen lâketlerini geciktirip hafifletebildiyse de Hareket tümeninin erkânılıarb resbği menedemedi. Çünkü evvelâ idarenln Mustafa Kemale hem ilk kumanda tec başında değildi ve sonra mukadderat rübelerini vermiş, hem de memleket iş böyle istemişti. Kaymakam Mustafa Kemal Beyin Gelerinde onun rol ve fikix sahibi olacağını liboluya ilk düşman çıkarmalarında oygöstermiştl. Abdülhamidan sukutuna rağmen meş nadığı ilk büyük muharebe rolünü, 1337 nıtiyet işlerinin İyi gtmeyişile Balkan (1921) de Askerî Matbaarun neşrettiği Liman von Sanders'in «Türklyede beş sene» adh kitabının tercümestne yazdığım methalde bir tek cümle ile ifadeye çalışmıştım. Şunu da ilâve edeyim ki bahis mevzuu olan kitab mütareke devresinde yani Mustafa Kemalin Anadoluda bir idam mahkumu ve İstanbulun, Büyük Harb galibi devletlerin askerî kuvvetlerinin işgali altuıda İnlediği bir zamanda çıkmıştı. Cümle şudur: <İlk ihrac günlerinde düşmarun Anburnu Ebedl AtaniB Urihl reıml: Btiyük mıntakasında, Cong bayırmdan sahile ataarruz esnasında Kocatepede... tılmasını 19 uncu fırka kumandanı Mustafa Kemal Beye (Mustafa Kemal Paşa) fikirde değildi. Umum kumanda onun eve Seddülhahir mıntakasında, düşmanın line verilmellydi. Memleketin kurtulması tevkifini 26 nci alay kumandanı binbaşı için behemehal bu lâzımdı. Fakat \akti henüz gelmemiştl Mustafa Kemalin iş Kadri Beye medyunuz.» Bu methal yazısında Mustafa Kemal başına geçebilmesi için evvelâ TürkiyePaşanın adını, ayni gün ve saatte, ayni nin mağlub olarak galibler tarafından muharebe vazlyetinde ayni karan vere lnsafsız bir işgal altına alınması, sonra İstiklâl Harbi zamanlndan bir hatlra daha: Türk ordulan Baskumandam rek her ikisi de kendiliklerinden ayni padişahın ihaneti yüzünden memleketin (Arkası Sahife 7, Sütun 1 de) Mustafa Kemal Pasa, meşhur Sakarya atı üzerinde... harekette bulunmalarmdan, dolayı, Kad , H. Emir Erhilet Tazan: Emekli Geıteral Ayşe bajını pencereye dayamif, yü:ünde ağlamak üzere olduğunu anlatan ;itremeler, gölgelerle hareketsiz durufor. Birbirine sıkışmış damların, bacaann ötesinde Dolmabahçenin üzerinde sederll hafif buruşmalarla şişip, sönen, jıce ince dalgalanan bayrağa bakıyoru. Sabah erkenden ferahlı, İyi bir haber almak ümidile gazetelere sarılmıştı. Fakat bütün gazeteler hastalığın ağırğını, vehametlni gizlemek ister gibi ıu mevzua dokunmaktan kaçınıyorlarVaziyette yenl bir salâh olmadığını bildiren doktor raporlan ise, bu ağır sükutun ortasmda daha korkunc bir tesir yapıyordu. Genc kız hayallnde bir an bütün meiafeleri aştı. Kapalı kapılardan geçti ve > aziz hastanın, büyuk Türkün yanına koştu. İşte orada «heyır onu ortiıler altında solgun, kuvvetsiz, mustarib tahayyül etmesine ünkân yoktu, belki orgun, kederli fakat gene de heybetli ltın başı, ateşler saçan mavi gözlerile İmdik, cesur, ölümle alay eder gibi mütebesslm» evet onu böyle tahayyül ediyordu. Omuzlarmdan soğuk bir ürlerme geçti. böyle büyük bir adamı ilüm nasıl yenebilirdi? Fakat hakikat ıçık ve korkuncdu. Bütün milleün gözeri şimdiden matem bulutlarile kararmaga, yüzler yakın felâketin meş'um rüzgârile solmağa başlıyordu. Pencerenin önünden çekilerek sinirle ellerini uğuşturdu. Kendi fikrlni tekrar edecek, «hayır o ölmez, onu bizim elimizden alamazlar... diyecek birini arar gibi etrafına bakındı. Oda bombostu, gölgeler İçinde yüzüyordu. Ayşe nişanîısını hatırladı. Birdenbire hiddetle dişerini sıktı. Onu böyle bir günde yalnız bırakmıştı! Kuvvete, cesarete, teselliye en muhtac olduğu böyle bir zamanda!. cBİr daha benim yüzümü görmiyecek, diye mırıldandı. Onu sevmem, evlenmeğe kalkmak ne budalalık!.. İkisi de İzmirliydi. Ayşe liseyl bitirdlğl zaman tanışmışlar, sevişmişler, nişanlanmışlardı. Fakat genc kızın yüksek tahsil yapmağa, istanbula gidip, Hukuk Fakültesine girmeğe karar verdiğini öğrenince Ahmed buna isyan etmişti. Bir kadının yeri yuvası olmaaydı. Derhal evlenecekler, Ayşe evinde kalacaktı. Ahmed evukattı. Ayşe «Sana ardımcı olacağım, diye nişanlısını teskine çalıştı. Beraber çalışacağız. Daalanndan, işlerinden bahsettiğin zaman Salâhaddin GÜNGÖR karşında mesleğüıden konuşabilen, anlayışlı bir kadm bulmak İstemez misin? Atatürkün kadınlar arasında, her sahada erkeğe yardımcı, erkekle omuzomuza çalışabilen, hayat ve enerji dolu eni bir varlık çıkması için nasıl uğraştığını gönnüyor musun? Bunu arzu etmekle kalmıyor, bizi takviye etmei cesaret, kuvvet vermek için bizzat o uğurlu ellerini uzatıyor. İçimizden biri onun işaretile ön safta yer aldığı zaman ne mucizeler olduğunu sen de biliyorsun. Niçuı ben de kendime göre bir jeyler yapmıyayım, paslı bir makine gibi köşemde kalayım..» Fakat Ahmed inadcı idi. Bütün bu makul sözleri dinlemek istememişti. Neticede kavga etmişlerdi. Zaten sık sık kavga ederlerdi. Bir fikirde, kitablarda, İnsanlarda, bir çok şeylerde uyuşamazlar, zıd fikirleri durmadan çarMilli Mücadele yıllarma aid başka bir resim: Gazi Mustafa Kemal zaferi müteakifc pışırdı. Bazan Ayşe bağınrdı: Benim sevdiğim, istediğim bir şeyi Cankaya köşkünde Beceb ve Rauf Beyler.Lâtife Hanım ve Mahmud Beyle birlikte* sevdiğini görmlyecek miymî Ahmed hiddetla solurdu: Ayşe ne olur bir gün de bir fikriml kabul etl Bununla beraber blrbirlerlni seviyorlardı. Nişanlı«'nın İstanbula Fakülteye gitmeğe kat'î karar verdığini öğrendiğl zaman, Ahmed yüzü sararmış, gözleri kederle dolmuş hiddet içinde çıkıp gitü. Ayje ondan habersiz Izmirden ayrılırken vapurda saatlerce ağladı, Fakat şimdı yaptığına hiç de pişman değildi. Ahmedl arada sıraia hatırlıyorsa da arkadaşları, dersleri, Fakültenin neş'eli, canh havası içinde kalbıni susturmağa muvaffak oluyordu. Kendini mes'ud hissediyordu. Ne yazık kl birdenbire memleketin üzerinde esmeğe başlıyan bu felâket havası, kalbinde neş'e, sevinc, aydınlık ne varsa karartmış, öldürmüstü. Yalnız kendisi mi? Günlerdir bütün yüzler gülmeği unutmuş, dudaklar kederle kllldlenmiş, herkes sessiz, içll bir matemle kendi derdini, üzüntülerini unutarak yalnız o aziz mevcudiyeti düşünmeğe koyulmuştu. Aayşe derin bir iç çekişle pencereden ayrıldı. Kendini divana attı, nişanlısını, senelerdir derinden derine işliyen kalb yarasını çoktan unutmuş, yalnız onu, büyük Türkü düşünüyordu. O aziz varlığa aid bir çok hatıralar kafasında birbirine karışıyor, gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Güneşli, aydınlık bir yaz gününü hatırlıyordu. İskelede birikmis onu bekliyen milletin arasma kanîmış, güçlükle ön sırada bir yere sığınabllmişti. Süzülerek rıhtıma yanaşan bir motörden, kendisine uzanan eli tutmağa lüzum görmeden (O) her zamankl gibi içalâk, zinde nhtıma atlıyordu. Uğultu halini alan alkış, yaşa sesleri arasında, altın başı bir güneş gibi yanaıak, gözlerinde milletine bakarken daima olduğu gibi büyüleyici bir şefkat ısı&ı, mavi kıvılcımlar uçuşarak mütebessim, memnun alkışlara başile cevab verlyor, küçük bir çocuğun çenesinl okşıyarak, bir ihtiyann dualanna şefkatle mukabele ederek ilerliyordu. Önünden geçerken, Ayşe o gözlerin karşısmda bir an ateşe dokunmuş, Allaha yaklaşmış gibi garib bir korku, gözlerini kamaştıran bir aydınlık, heyecan içinde tltrediğini hatırlıyordu. Uzaklaştığı zaman birdenbire tekrar yeryüzüne döndüğünü ve tekrar mektebli küçük Ayşe, sefil kimsesiz biri gibi yapayalnız mahzun kaldığını hissetmişti. (Arkası Sahife 7, Sütun 4 te) Perde Celâl = • Atatürk yaşıyor ve Inönüne candan bağlıyız ! Atatürk, İkinci Cıhan Harblni görmedd. Bu, onun lçin füphe yok kl müstesna bir talih eıeridir. Büyük arkadası Milli Şeflmiz «İnönü. nün tarifile: «İnsanlık idealinin âşık ve mümtaz nması», eğer içinde yafadığımu bu korkunc günlere erişmif olsaydı, aağlanmaaı için bunca emek verdiği barısın, dünya ölçüsündekl çöküntüsünden kimbilir nekadar üzülecekü. Rahmetll Salih Bozoka söylediğl sözfi haürlıyorum: Bilir misin Salih.. Harbden benim kadar nefret eden adam, az bulunur! On beş yıl süren millet reUliği hizmetinde daima lulhun peşinde koşması da gösterir ki, Atatürk, bu kanaatinde son derece samimi idi. Gözlerini kapadığı gün, büyük kasırganın ilk İşareti olan şüpheli kaynaşmalar, ufukta uzaktan uzağa belinneğe başlamışh Atatürkün bıraküğı kâinattan, dört yıl değil de sanki asırlarca u zakta gibiyiz. İncir çekirdeği doldurma» vak'alarla haftalarca, aylarca oyalandığımız, geniş, ferahlı, refahlı devir, nerede kaldı?.. Medeniyet âleminln karıştığı büyük ve kanh hâdiselere nekadar çabuk kanıksadık. Allaha sükür ki Türk vatanı Atatürkten sonra Atatürk çapında bir Başbuğa kavuştu: İsmet İnönül Millî emanet, onun omuzlarında şerefli olduğu kadar da ağır bir yüktür. İnsanhk müthis bir uçuruma doğnı, ba» döndürücü bir hızla yuvarlanıyor. Güzel vatanımızın şu veya bu istikametten, bihnmez, keşfedilemez, bir takım bahanelerle tehdid edilebileceğini daima hesaba katmak ve ona göre hazırliklı bulunmak zorundayız. Hemen hemen harbe karışmamış, tek hatın sayılır ordu, bizim ordumuz, ışıklan yanan tek memleket, bizim yurdumuzdur. Ancak, bu huzur ve bu emniyet blr ateş halkasının içinde bulunduğumuzu bize unutturamaz. Her işi, vatan müdafaası bakımından ele alacağız ve türlü yoksulluklara, mihnetlere kendimizi alıştıracağız. Başvekllimlzin dediğine geliyorum: «Bilelim ki Atatürk yaşıyor, İnönüne de candan bağlıyız!» I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle