22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Vaziyet, olduğu Gibi durayor! (Başmakaleden devam') dan sonra da ilânihaye tanzim olunup gitmesine muvafakat edecek mi? O halde Almanya kendisine lâzım hayat sahasmı Viladivostok'a kadar uzanan ucsuz bucaksız iklimlerde fazlasiie bulmuş olacağından artık ortada hallolunacak kavga mevzuu kalmamış olurdu. Ancak Rusvanm el ve işbirliğinin bu hududsuz şekline razı olup olmıyacağı bir meseledir. Malumdur ki şarkta Ukrayna ile Kafkasya ötedenberi Alman hayat sahasına ithal edilmiş yerlerdir. Buna mukabil bütün Rus diyannda kabul edilmiş olacak el ve ifbirliği Alman meselesini muslihane bir yolla umulmadık bir genişlikte halletmış olurdu. Gerçi nasyonal sosyalizm tatbikatta daha mütekâmil bir marksizm olarak gösteriliyor Fakat ideolojilerdeki zahirî benzeyişler, tarihin derin köklere dayah duygularını ve akıntılarını kolay kolay değiştiremez. Bizce Alman Rus ademi tecavüz paktı şeklindeki anlaşma Baltık sahillerinde Rusyaya temin ettiği menfaatîerle Sovyetler hesabına verebileceği neticeleri vermiş sayılabilir. Siyasî sahada daha ileri götürülmek istenilecek mesai birliğinin bundan sonrası türlü sebeblerden dolayı çok karışık ve hatta oldukça karanhktır. Vaziyet oldugu gibi duruyor dediğimiz fcaman, ışte Fm harbınin netıcesınde yeni Avrııpa harbi meselesinin gene münhasıran demokrasilerle Almanya arasında çok derin bir ihtilâf manzarasile avakta durduğunu gördüğümüzdendır. Bu harb, nerede ve nasıl hallolunacaksa bilhassa ve ancak bu devletler arasında hallolunacaktır. Fin harbi şu hakikati de ortaya çıkarmış bulunuyor ki bundan sonra nekadar küçük olursa olsun kendisine taarruz olunacak her millet, başhbaşına bir mesele teşkil edecek kadar şiddetli bir mukavetnet gösterecektir. Bu itibarla şimdiki halde harbin şümul ve vüs'at peyda etmesinde Almanyanın menfaati değil, mazarratı vardır. Tasavvur etmeli ki bundan sonra taarruza maruz kalmaları muhtemel memlekellerden hiç birinin vaziyeti, Finlandiyanın Baltık sağ kenarına sıkışık zor vaziyetine benzemez. Holanda ile Belçikanm, hatta îsviçrenin bitaraflık vaziyetlerinin ihlâli Almanyaya oldugu kadar demokrasilere de hareket sahaları temin edeceği hpsaba katılmak lâzımdır. Balkanlar istiîcametinde bir taarruzu bu gün beîki Almanyadan ziyade demokrasiler isterler f^^ilse hata olmaz. Vaziyet oldugu gibi duruyor demekle yeni harbin Fin harbinden evvel oldugu gibi bugün de üç büyük devlet arasında bu'unduğunu ifade etmiş oluyoruz Bu ifadede tashih olunacak bir cihet varsa bu hesaba belki Fin harbinden sonra harbin daha ziyade bu üç büyük devlet arasına inhisar etmeğe mütemayil bir mahiyet aldığmı kaydetmek mümkündür. Evvelce ablukanın müessirliği anlatılmak için zamanm demokrasiler lehine çalıştığı ileri sürülüyordu. Şimdi Almanyanın Rusyadan temin edeceği iaşe eşyası ve iptidaî maddeler itibarile zamanın artık Almanya lehine çahşmağa başlayacağını söyliyenler görülmeğe başlamıştır. Bu öyle bir iddiadır ki onun hakikî mahiyeti ancak vereceği neticelerle ölçülebilecektir. Yani onun doğruluğunu, iğriliğini de ancak zaman ispat edecektir. Hulâsa bugün dahi üç buçuk dört ay evvelkinin aynı olan vaziyetin ne şekil ve suretlerde inkişaf edeceğini görmekliğimiz için beklemekliğimiz lâzım gelecektir, ve yeni harble uzaktan yakından alâkadar bütün milletler kulaklan kirişte, elleri tetikte bu inkişafın safhalarını bekliyeceklerdir. Kardeş Iranın Bayramı Dost ve kardeş Iranın haşmetlu hükümdarı Şehinşah Rıza Pehlevi Hazretlerinin 62 nci doğum yıldönümü münasebetile dün şehrimizdeki lran konsoloshanesinde saat 1 1 den 1 2 ye kadar devam eden bir resmi kabul yapılmış; konsolos Asaf, lran tebaasınm tebriklerini kabul emiştir. Merasime şehrimizdeki lran kolonisi men sublarile beraber ilkmekteb talebesi de müdıir ve muallimlerile birlikte iştirak etmişierdir. Talebe tarafından söylenen lran milli marşile merasim açılmış, bundan sonra mekteb müdürü ve diğer iki zat tarafından nutuklar söylenerek iki memleket arasındaki samimî dostluk rabıtaîanndan hararetle bahsolunmuştur. Daha sonra General konsolos Asaf da bir nutuk söyliyerek ezcümle demiştir ki: « lran asırlardır şaşaalı devirler yaşamış, fakat bu debdebe devirlerinden 3onra lranda bir inhitat başgöstermiştir. lran yolsuz, emniyetsiz, sıhhatsiz bir şekilde gerileyordu. Bu yüksek Iranı yaratan Allah o halde bırakmıyacak; bir kuvvet gönderecekti. Işte bu kuvvet de Şehinşahimız Rıza Pehlevi olmuş ve Iranı kurtarıp yeni bir hayat ve saadete kavuştur muştur. Yaşasın lran ve yaşasın Şehinşahmıızlt> General konsolos, bundan sonra Rıza Pehlevi Hazretlerinin Istanbula geldiği vakit «Iranlılar Tıirkiyeyi ikinci bir vatan bilsinler» şeklindeki nutuklarına işaret ederek: « Biz Türkiyenin kardeşlik kanadlan altında yaşıyoruz. Yaşasın Türkiye Cumhuriyetı» sözlerile nutkunu bitirmiştir. Bundan sonra talebe bir marş daha söylemiş; merasime nihayet verilmiştir. Akşam saat beşte konsoloshanede verilen çayda Vali ve Belediye Reisi Dokor Lutfi Kırdarla bütün ecnebi konsoloslar hazır bulunmuştur. Ziyafeti bir balo takib etmiştir. Elâzığdaki şeni cinayetin davası Muhakemenîn ilk celsesi heyecanlı bir alâka ile takib edildi Elâzığ (Hususî) Bundan bir müddet evvel ıik tahkikat safhasında oldugu için failinin ismıni vermedığim cinayetler serisinin Elâzığ ağırcezasında alenî muhakemesine başlanmıştır. Suçlular doktor Kâzım ve eşidir. İsnad edilen suçlar ise geııc hizmetçi kızın doktor tarafından biknnin izalesıle hamile bırakıldıktan sonra otomobille ve eşıle birlikte Pertek yakinindeki Murad sahiline götürülmesi ve mukavemetini selbedecek bir hale getirildıkten sonra nehre atılarak boğulma sıdır. Doktor Kâzım, bir hastanenin başhekimidir. Manevî evlâd olarak bir kız çocuğu yetiştirmiştir. Gittikçe gelişen ve takriben on altı yaşlarmda sıhhatli ve güzel olan genc kızın vaziyetinde bir müddet sonra hıssedilir tahavvüller hasıl oluyor. Bir vakit için Istanbula giden dokorun a\det edince hizmetçi kızdaki vaziyeti anlayor ve nihayet karı koca bu çirkin hâd'seyi kapatmak karannı veriyorlar. Güze! hizmetçi kız kebedir. Başkasına isnad imkânı da kalmamıştır. Doktor Kâzım bir otomobil kiralayor ve kızı şoföriin yanır.a oturtuyor ve kendisi de eşile beraber otomobıle atlayarak Perteğe doğru yola çıkıyorlar. Vaziyetten tahmin edildiğine gbre hareketten evvel kıza uyuştu rucu biı madde yedirilmiştir. Gezer göründüğü halde uyuşuk ve yarı âtıl bir hale getirilmiştir. Bu vaziyette seyahate devam olunuyor. Ve Murad sahiline gidilince şoförü baştan bir bahane ile »avıyorlar. Bir müddet sonra şoför avdet edince doktorla bayanım yalmz ve kendisine muntazır bir halde buluyor. Şoför hizmetçiyi soruyor. Doktor: « Köyüne gitti» dijor. Şoför dikkat ediyor, doktor dizkapaklarına kadar ıslanmıştır. Şüpheye düşüyor, mütecessis bir halde sesini çıkarmıyor. Bir müddet sonra Muradm bir sahilinde genc kızın cesedi bulunuyor ve adli>e işe vazıyed ediyor. Kızın bekâreti bozularak ve sonra Murada atıldığı şahidlerle ve sair delillerle tespit ediliyor ve doktor umumî hapisaneye, karısı da kadınlar hapisanesine gönderiliyor. Muhakeme Elâzığda derin ve heyecanlı bir alâka uyandırmıştır. Halk kütle halinde salonlara hücum ediyor. Intizamı temin güçleşiyor. Muhakeme bazı tetkikat için talik edildi. Yakmda rüyetine devam olunacaktır. Reklörün cevabı Üniversitemiz 500, Tıb Fakültesi 400 yaşına giriyorlar Bir heyet tarihî tetkiklere devam ediyor Tıb bayramı münasebetile doktor Osrnan Şevki Uludağ, dünkü nüshamızda bir yazı yazmış, Üniversite Rektöründen kuruluşu ilmi tıb hayatımıza başlangıç gibi alınan ve 14 mart 1840 ta açılan Mektebi Tıbbiyenin bir fakülte olup olamıyacağını sormuştu. Universitede ilmî bir heyet esasen bu meseleleri tetkikle meşguldür. Bununla beraber Rektör profesör Cemil Bilsel bu hususta, bir arkadaşımıza şu izahatı vermiştir: « lstanbul Üniversitesi Fatihin 1470 te kurduğu üniversite ile ve Tıb Fakül tesi 1555 te Kanunî Süleymanm açtığı tıb medresesile başlar. Bunu muhtelif açış nutuklarımda ifade etmiş bulunuyorum. Nitekim Konferanslar kitabının üçüncü cildinde (sahife 288) aynen şu satırlar vardır: «1727 martının 14 ünde Tıbhane açılıyor. lstanbul Tıb Fakültesinin tarihi mebdei elbette bundan çok eskidir; 1555 tedir.» Bununla beraber Universitenin ve Tıb Fakültesinin mebdeleri olmak üzere yukarıda işaret etti ğim tarihleri Üniversite ilmî heyetinin tetkik ederek ve esaslandırarak 15 yıl sonra Tıb Fakültesinin 400 üncü yılını ve 30 sene sonra da lstanbul Üniversitesinin 500 üncü yılını kutlulamaları çok muhtemeldir. Dünyanın büyük ilim müesseselerinin hepsi bir kaç yüz yıllık mevcudiyetlerini bir manastır veya bir mekteb olarak kuruluşla başlarlar. Geçen yıl 50 nci yıldönümünü kutlulama merasi minde bulunduğumuz Bulgar Üniversitesi 1 883 de açılan pedagojik kurlarla başlamıştır. 1892 de hukuk, fizik ve meta matik ilâvesile yüksek mekteb ismile anılmağa başlanmış ve yıllarca böyle devam ettikten sonra 1904 te üniversite adını almıştır. lstanbul mmtakası yakmda yeni binasına taşınıyor Ulküsü hayata gözünü açarken onu öksüz bırakıp gözünü hayata kapayan melek haslet eşim Suad Elgünün aziz ruhu için yarınki pazar günü Fındıklı ca . miinde öğle namazını müteakib Mevlid okunacaktır. Kendisini sevenlerin teşrifleri rica olunur. Topçu binbaşısı Nimet Elgün c 16 Mart 1940 MEVLİD lstanbul mıntaka merkezi önümüzdeki Selânih rüfaı şeyhi şeyh Marufun tohafta içinde Güneş kulübü binasındaki Eskişehir yerine taşınacaktır. Bina dahilinde mü runu, Şerafeddin hemşiresi, him tadilât yapılmış, bir de jimnastikha Devlet Demiryolları hastanesi doktoru Ekrem Gürkanın kayınvalidesi ve Enise ne vücude getirilmiştir. kurmay Kâmi, Birinci Balkan kır koşusu Gürkan, Şekib ve binbaşı Gürtanın topçu yüzbaşı Necdet anne24 martta Heybeliadada yapılacak bi Ieri Emine Gürtanın ruhuna 1 7 / 3 ' 9 4 0 rinci Balkan kır koşusu için bütün hazır pazar günü ikindi namazını müteakib İslıklar yapılmıştır. Müsabaka günü için tiklâl caddesinde Ağacamiinde Mevlid oDenizyollarından hususî bir vapur kira kunacağından kendisini seven akraba ve landığından yanşı seyretmek arzu eden tanıdıklarımızla, arzu edenlerin teşrifleri ler meccanen Heybeliye kadar götürülüp rica olunur. getirileceklerdir. Millî küme harici kulübler için program yapılıyor lstanbul mıntakası futbol ajanlığı, millî küme haricinde kalan kulüblerin faaliyette bulunabilmeleri için yeni bir turnuva hazırlamaktadır. İkinci küme maçlarının nihavetlenmesinden sonra başlayacak turnuva için geniş bir fikstür yapılacaktır. Alay Müftisi binbaşı Mustafa Nuri Yücenin Tefikası HayTİye Yücenin ruhuna ithaf edilmek üzere bu pazar günü öğle namazını müteakib Beşiktaş Kılıcali camii şerifinde Mevlid kıraat edileceğinden ta. nıyanların ve arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. Amansız hastalıktan kurtulamıyarak a« ramızdan ebediyen ayrılan ve bizleri büyük bir acı içinde bırakan annemizin cenazesinde bulunarak son yardımlannı esirgemiyen, gerek teşriflerile ve gerekse telgraf ve mektubla bizleri teselliye ugTaşarak acılarımızı paylaşmağa koşan ak i raba ve tanıdıklarımıza ayrı yrı teşekküre çok büyük kaybımızm ıstırabı imkân bırakmadığından sayın Cumhuriyet gazete. si vasıtasile sonsuz teşekkürlerimizin kabulü rica olunur. KaTdeşi Şerafeddin Gürtan, damadı Ekrem ve kızı Enise Gürkan, oğulları kurmay binbaşı Kâmi, topçu yüzbaşl Mekteb maçları Şekib ve Necdet Gürtan Mektebler arası Iik maçlarma bugün saat ikide Taksim ve Şeref sahalannda ÖLÜM devam edilecektir. Pazar sabahı Taksim stadmda yapılacak kupa maçları için program tespit edilmiştir. Maçlar saat 10,30 da başlayacak, saat 13,30 da nihayet bulacaktır. Galib ge len takıma bir kupa verilecektir. Galatasaray Kurtuluş saat 9,30 10; Beyoğluspor Şişli, Kurtuluş Beyoğluspor; Galatasaray, Şişli; Kurtuluş, Şişli, Galatasaray, Beyoğluspor son maçı ya pacaklardır. Bu maçlardan sonra da Galatasaray B takımile Bevoğluspor B takımlan saat 14 te husus: bir maç yapacaklardır. Stad kuDası maçları ( TEŞEKKÜR * Ankaradaki merasim Ankara 15 (Telefonla) Âlâ Hazretihümayun Şahinşah Rıza Pehlevi Hazretlerinin doğum yıldönümü dolayısile tran büyük elçiliğinde bir çay ziyafeti verilmiştir. Çayda Başvekil, Vekiller, sefirler, hükumet erkânı, kordiplomatik hazır bulunmuşlardır. Koordinasyon heyeti bugün toplanıyor [Baj tara/t birinci sahı/ede] tarafından müştereken kurulacak bir komisvon marifetile satın alınacaktır. Difer taraftan lnhisarlar idaresine aid işler yerlerinde millî korunma kanununun 1 9 uncu maddesi hükümleri dairesinde günde 3 saat kadar fazla mesai yapılmasına müsaade edildi. îtalyanın yeni harb tahsisatı Roma 15 (a.a.) Duçe, Harbiye Nazın sıfatile, millî müdafaa için yeni den 8 milyar liret tahsisatı derpiş eden bir Iâyiha vermiştir. Bu para 30 hazirana kadar sarfedilecektir. Bir Alman gemisi daha intihar etti Jamayka 15 (a.a.) Alman ban dırah Hannover transatlantiği buraya gelmiştir. Gemi harb esiridir. Tayfa, gemiye ateş verdikten sonra kaçmış, fakat sonradan yangm söndürülmüştü. Londra 15 (a.a.) 7414 tonluk La Coruna ismindeki Alman vapurunun bir İngiliz harb gemisi tarafından durdurulduğu esnada kendi kendini batırmış oldugu resmen bildirilmektedir. Vapurun mürettebatı İngiliz harb gemisi tarafın dan kurtanlmıştır. La Coruna, Rio de Janeiro'dan hareket etmişti. ^^^^ Lokantacılar Cemiyetinin senelik içtimaı İktısad Fakültesi kâtiblerinden Hayriye Yantra Gulhane hastanesinde vefat etmiştir. Cenaze namazı ayın 16 nci cumartesl Nisanda Mısıra gidecek fi'tbol, atle günü saat 15,40 ta Beyazıd camiinde kı tizm, güreş ekipleri için yapılan muhabe lmdıktan sonra, Edirnekapı haricinde TskBizde de Tıbbiye mektebinin fakülte rat ilerlemiştir. Ayni tarihte B futbol ta kecilerdeki aile kabrlstanma defnedilecekismini alışı 1908 ise de bu, fakültemizin tir. Tanıyanların cenaze merasiminde bukımı da Bükreşe gidecektir. 113 yıl evvel açılmış olan ve o vakittenlunmaları rica olunur. beri devam eden varlığına bir şüphe geTavla şampiyonası tirmez. Fakültenin bütün hocalan bunu ( YENİ ESERLER "^ Muhtac çocuklann bazı ihtiyaclarını böyle kabul ettikten sonra Rektörün de karşılamak uzere Çocuk Esirgeme kurumu böyle ifade etmesi tabiidir. Sağlam çocuk Zannediyorum ki yukarıda zikrettiğim Emlnönü merkez şubesı tarafından bir Bu lsimdeki zengin mündericatlı hafta tavla müsabakası tertib olunmuştur. Muiki tarihte de müesseselerin hakikî açılış sabakaya 16 mart 1940 cumartesi saat on iık çocuk gazetesinin besincl sayısı mart günleri bulunamadığından malum olan beşte Divanyolunda Turkistan Yuvası ka unitelerile çıkmıştır. İçerisinde çocuk termuahhar gün bir başlangıç olmak üzere zinosunda başlanacaktır. Müsabaka sonun biyesine ve eğlencesine dair en güzel yazı ihtiyar edilmiştir. Nitekim Universitenin da birinci ve ikinci gelenlere munasib mü ve resimler olan bu derginin fiatı (5) kuaçılış gününü, yeni şeklin mebdei olarak kâfatlar verilecektir. Mutehassıs hakemler ruştur. Çocuk velilerine ye yavrulara tavsaymakta tereddüd etmiyoruz. Bizde tıb tarafından İdare edilecek olan bu tavla sıye ederiz. idare yeri lstanbul Ankara tahsilinin 1555 te başladığı ve inkıtasız mılsabakaları 8 nisan 1940 pazartesiye ka caddesi 99'1 Adalet han. Telefin: 20607 devam ettiği muhakkak olmasına göre dar <ievaın edecektir. dünyanın en eski tıb fakültelerinden biMeccanî muayene rine malik olduğumuzu bilmekten ve söyIemekten daima gurur duymaktayız.» Kadıkoy Ha^lkevinden: Evımiz dispanseGeçen sene büyük bir rağbet kazanarak bü« nnde muhtac yurddaşlarımızı muayene ve tedavi eden hayırsever doktorlanmızla tun nushaları (3) ayda tamamen satılan bu kıy^ kabul gun ve saatini gosterır liste aşağı metli eserin 1940 sayısı da tukenmek üzeredır. Radyosu olanlar tedarikinde istical etmelidirler. dadır. Fiatı: 60 kuruş Kanaat Kitabevi Pazartesi 1517 Dr. Muzaffer Dilemre (verem mütehassısı). Salı 911 Dr. Panayotidis (Iç hastalığı). Salı 1112 Dr. Hayri Omer (cild hastaGaib aranıyor lığı). Bayburdlu Bılâl oğlu Fazlı Salı 1415 Dr. İskender (kadm hastalığı). Erzincan felâketinde enkaz altından çı+ Çarşamba 1012 Dr. Atıf (sinır hastalığı) karılarak Kızılay ekipleri tarafından memi Perşembe 917 Dr. Bedri Gursoy (diş leket hastanelerine nakledilerek hangi has hastalığı). tanede oldugu meçhul olan bu adamı biCuma 78 Dr. Derviş Kadrl (iç hastalılenler insaniyet namına şu adrese bildir» ğı). meleri rica olunur. Cumartesi 1112 Dr. Nâzrnı Bekir (çocuk Adres: Balat Fethive Koltukçu Kuym hastalığı). başı sokağı No. 12 felâketzeda Yaşar Dağderen ASKERLÎK İŞLERİ ^ Mısır ve Rumanya seyahatleri c Radyo Almanağı j Elâzığda hilkat garibesi bir çocuk Elâzığ (Hususî) Elâzığın Harput nahiye merkezinde bir çocuk dünyaya gelmiştir. Dört aydanberi yaşamaktadıı. Çocuğun şerci yoktur ve erkektir. Gerek idrar ve gerek mevaddı gaitası kadib vasıtasile ihrac edilmektedir. Erkek çocuğun tenasül aleti hem şercin ve hem de kadibin vazifesini gdrmektedir. Sıhhati yerinde ve normal bir insan gibi yaşamaktadır. ) YUNUS NAD1 Lokantacıların dunkü Lokantacılar cemiyeti senelik heyeti umumiyesi dün öğleden sonra cemiyetler merkezinde yapılmıştır. Toplantıyı cemiyet reisi Konyalı Mustafa açmış ve riyaset divanı intihabından sonra idare heyeti raporu okunmuştur. Raporu müteakib, reis, lokantaların tas nifi işi üzerinde çok uzun süren izahat vermiştir. Bu izahata göre, Belediyeye verilen projede lokantalar altı sınıfa ayhayyelenizin yarattığı şekilde tanıyan bir genc kızsınız. Ben doğru veya yanlış hak bellediği bir yolda yürürken sürçmüş, hayatmı Azrailin eline emanet etmiş, bir nevi macera adamıydım. Ne kadar süreceği belli olmıyan bir müddet, yavaş yavaş artacak olan bir samimiyet içinde, biribirimize çok yakın yaşavacaktık. Sizin hayat hakkındaki tecrübesizliğiniz; benim şefkate, sıcak bir yuvaya olan derin ihtiypcımla birleşince, kendi ön'imde açılmış bulunan uçuruma, sizin adımlannızı da sarüklemek tehlikesi kendini gösterebilirdi. Yassıkayada, uzun geceler, odama kapanm sabahlara kadar düşündüğüm zam ' ^ ' a r oldu. İtıkâfa çekilir gibi, herkesten uzak, kendi dü=üncelerım!e yalnız kald'^ım böyle an'arda, verdi«im karar daima ilk dakikade''i karar oldu. lste bundan dolayıdır ki, Yassıkayanm bu mf"hul hüvi'>''"tli m'«af'Tİpî daima donuk, daima ciddî ve belki lüzumundan fazla mütekebbir bir adam olarak gördünü'. , Bö^le hareket etmeği, kendi vicdanıma karsı borc bilmistim. Yanhs anlamavın. Kendimi. karşısında her kadının serfüru edeceği bir Don Juan far'etmivorum. Korkum. kendi zâfımdandı. Kalbimin zâfına kapıhn süri;kl«»nir, Ü7erim<^eki tesirinize esir olursam, bu macera beni çok içtimamdan bir inUba rılmıştır. Sımflandırma işinde lokantanın kirası, konfonı, müstahdem adedi, vergi nispeti ve saire gözönünde tutulmuştur. Fevkalâde sınıflarda yemeklerin tarifeye tâbi tutulmaması, diğer sınıflarda ise tarifeve tâbi tutulması teklif edilmektedir. Gerek rapor, gerekse reisin verdiği i. zahat tasvib olunmuş, bundan sonra intihaba geçilmiştir. uzaklara götürebilirdi. Size, muallim olarak tanıtılmıştım. Muallim kılığına değilse bile, muallim ruhuna tam manasile girdim. Bu sıfatı taşıdığım müddetçe, karşılıklı mündsebetlerimizde, sizin meçhulünüz olan hiç bir safha yok. Mektubunuzda da hatırladığınız gibi, kâh muallimle talebe, kâh mütemadiyen daıgın ve somurtkan iki arkadaş halinde yaşadık. Bu müddet zarfında, cazibenize hergiin biraz daha fazla kapıldığımı; hislerime hâkım olmak için sarfettiğim muazzam gayretin beni hergün biraz daha harab ettiğini; beni size doğru çeken kuvveti yenmeğe uğraşarak sizden hergün biraz daha fazla uzak kalmağa çalıştığımı tarkettiniz mi? Ve nihayet, bu kuvvete mağlub olduğumu anlayabildiniz mi? Sizin Istanbula gidişiniz benim bu mağlubiyetirnin neticesidir. Geçirdiginiz kısa hastalıktan sonra, aramızda geçen münakaşayı blmem hatırlıyor musunuz? Istanbula gitmenizi, neden dolayı, o kadar fazla ısrarla istediğimi size anlatmağa çalışmış, sizi ikna edemediğimi görünce, bu seyahati benim hatırım için olsun yapmanızı rica etmiştim. işin içyüzü de buydu. Kendi kendime, büyük, çok büyük bir proie kurmuştum. Sizi gördüğüm gündenberi, kendisile gizli gizli mücadele ettiğim kuvvet, beni, Fatih Askerlik şubesinden: 313 (dahil) ilâ 326 (dahU) tevellüdlü ve şubede kayıdlı yedek piyade asteğmenler (yarsubaylar) her sene oldugu gibi (45) gun staja tâbi olarak kıt'aya sevkedileceklerinden vaziyetlerinin tespiti için mart ayı hitamma kadar şubeye muracaatleri llân olunur. DtŞ HEKtMİ Ratib Türkoğlu Sirkeci Viyana oteli sırasmda 26 No.da ikinci kat. Öğleden sonra 14 ten 20 ye kadar. Karadeniz Ereğli Belediyesinden: Ereğliye tahminen 17 kilometre mesafeden isale olunacak içme suyunun bale projeslnin tanzimi işine talib çıkmadığmdan 2/4 '940 salı günü saat 15 te ihalesi yapılmak üzere bir ay müddetle pazarhğa bırakılmıştır. Beher kilometresi için tahmm olunan bedel 110 lira olup, muvakkat teminat 140 liradır. Bu işe aid evrak Ereğli Belediyesinden parasız verilir; 2490 sayılı kanunun 3 üncu maddesindeki şeraiti haiz isteklilerin su işinden anlar mühendis bulunduklarını mübeyyin vesikalarile birlikte Ereğli Belediyesine muracaatleri ilân olunur. (2001) nihayet mağlub etmişti. Oradan oraya kaçırdığım, vakitsiz bir ölumün elinden kurtarmağa çalıştığım hayatımı banndırmağa geldiğim Yassıkayada, bu maksadıma ermiş; ona mukabil, bir çift gözün, sizin gözlerinizin esiri olmuşcum. Artık söyliyebilirim, son hitabım olan bu rpekt"bda, herşeyi itiraf edebilirim değil mi? üızı seviyordum. Bütün şuursuzluğumla seviyordum, Leylâ Hanım !> Başım dönüyor. Mektubu dizlerimin üstüne bıraktım. Gözlerim yorgun, başım yorgun, bütün vücudürn yorgun. Buraya kadar okuduktan sonra, daha ötesini okumağa ne lüzum var? Güneşin mevcudiyetini inkâr eden bir kör gibi hareket ettiğimi anladıktan sonra, gelecek satırlarm zehirini içmekte fayda var mı? Fakat, hayır! Oku Leylâ! Bundan sonraki satırlarda, saadetin ne olduğunu anlıyacaksm. Ölenin, ölümden sonra bilinen kıymeti gibil Okuyorum. Islak bir pencere camından, fırtma ortasında bir manzara görür gibiyim. Satırlar, nemli gözlerimin önünde, kâh dumanlı birer siyah çizgi, kâh bir karınca sürüsü! Kâğıdı gözlerime yaklaştırıyorum, okuyorum. Tefrika No. 51 Birden bire, yanıbaşımda biri durduğunu hissettim. Ayni dakikada, büyük anneniz, sizin bulunduğunuz tarafa baktı ve isminizi söyleyerek beni size, sizi de bana tanıttı. Başımı çevirir çevirmez karşılaştığım cehrenizin, gözjerimi ve oradan bir yol bularak dimağımı nasıl doldurduğunu iZEH etmek zor olur. Bilmem dikkat ettiniz mi? Başımı birc'^n bire öteye çevirmiştim. Gözlerimi yü7'üzde bir saniye daha duTdursam, ner e J e , ne vaziyette bulunduğumu unutac?' tım. Büyük annenizle konuşmağa devam ett ; m. Mevkiim ve vaziyetim, bana tanıtı'n genc k'za karşı, kabalı§a yakm bir b' ânelik göstermemi icab ettiriyordu. O dakikada benim hak):ımda ne düşünr'üijünüzü bilmiyorum. Benim intibaım. c!öin bir pişmanlıktan ibaretti. Yassıkayaya geldiğime bin kere nadim olmuştum. Serseri hayatımın içine, bir g"nc kız simasmın karışması, her lâhza bir başka Nakleden: HAMDI VAROGLU tehdide maruz varlığım için yepyeni, hepsinden büj'ük bir tehlike idi. Büyük annenizle konuşurken, kendi kendime verdiğim karar, hislerimi öldürmek kararı ojdu. Hisleri ölmüş, isteyerek öldüıülmüş bir insan sıfatile, ilk günden son güne kadar, karşımzda, duygusuz, kaba, küstah Se'im Sekban olarak yaşadım. Bir kaç dakika içinde, kendime çiziverdiğim programı harfiyen tatbik ettım. Muvaffak olduğumu da görüyorum. Mektubunuz, kâfi derecede vazıh. Üzerinizde bırakmak istedığim menfi tesiri istediğimden daha mükemmel yapabilmişim. Fakat bunun benim için neye mal olduğunu bilseniz! Leylâ Hanım, siz. Yassıkaya köskünün, dünyada bir eşine daha tesadüf etmediğim güzel perisi idiniz. Sizinle fazla temasa lüzum kalmadan, daha ilk dakikada, bu]utsuz semalar kadar saf gözlerinizin bakışından anlamıştım ki, siz, hayatı oldugu gibi değil, mu Büyük, çok büyük bir proje kurmuş« tum. Yassıkaya çiftliğinin, hayatı cennet, insanlan melek zanneden eşsiz perisile, memleketinden koğulmuş siyaset serserisi arasındaki farkı yavaş yavaş unutmuştum. Sizi, ser3eri hayatıma ortak etmek gibi divanece bir emel, kafamda yerleşiyor, dalbudak salıyordu. Yalnız, bu şuursuz proj'eyi kurarken, bütün muhakeme kudretimi bir tek nokta üzerinde toplayabilmiştim. Avâre ömrüme ortak olmanızı tekliî etmeden evvel, bir parçacık hayat tecrübesi görmeniz muvafık olacaktı. Teklifimi kabul edecek olursanız, elii nizde bir mukayese ölçüsü bulunacaktı. Bu teklifi, bile bile kabul etmiş olacaktınıa ve ben, kendi saadetimi, sizin bedbahtlığınız pahasına kazanmış olmıyacaktım. Gittiniz. A^detinizin bana ümid değil, sııkutu hayal getireceğini, oradan yazdığınız mektubdan anladım. lstanbul, size, istediğim ve umduğum tecrübeyi kazandırmamıştı. Yassıkayadan, dışan tesirlere karşı kapalı götürdüğünüz ruhunuzu, ayni şekilde kapalı getiriyordunuz. Avdetinizde, karşımda, zerre kadar değişmemiş bir Leylâ Hanım bulacaktım. Benim istediğim bu değildi. İArkası var).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle