19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
~ÎC Mirt T*T9 CUMHURİYET Hâdiseler arasında Roma mülâkatından sonra Bütün Avrupa meselelerine şamil yeni vaziyetler beklenebilirmiş.. [Baç ta.ra.fx birinci sahifede] Bir faraziye Gene Pasif Kornnma Londra 15 (a.a.) Reuter ajansının Alman lsviçre hududundaki muhabiri yazıyor: Avusturyada ve Almanyanın şarkında yeni kıtaat tahşid edilmiştir. Mezkur mıntakalarda talim merkezleri ve kışlalar yapılmaktadır. Bu tedbir batı Almanyasından tahliye edilenlerin bu mıntakalara Almanya, tekrar Rusyayt yerleştirilmesi için alınmaktadır. Tyrol tazyik mı ediyor? dan gelen Almanların ekserisi pek yaLondra 15 (Hususî) Fin harbinin kında Constance gölü üzerinde Bregenzhitam bulması üzerine Almanya ile Rus de yerîeşeceklerdir. yanın cenubî Avrupada büyük bir faaliBir Belçika gazetesine göre yet sarfetmeğe başladıklarma dair muhBrüksel 15 (a.a.) Independance telif menabiden haberler alınmaktadır. Almanya, şimalde harbe girişmek iste Belge gazetesinin Berlin muhabiri Al mediği için Fin harbine nihayet verilme man Hariciye Nazırı Von Ribbentrop'un sini Sovyetlere tavsiye etmişti. Bu netice Roma zıyaretini mevzuu bahsederek dielde edildikten sonra, naziler bilhassa yor ki: «Roma istişarelerinin neticesi, AlmanRumanya hükumeti nezdinde siyasî te ya ile Italya arasındaki ittifakın müstakjebbüslerde bulunmaya başlamışlardır. Almanlar, ötedenberi tatbik ettikleri bel inkişafı hususunda zannedildiğinden usulü tekrar ederek, Rumanyanın herhan daha kat'î olabilir. Almanya, Italyanın gi bir tecavüze karşı himayeye muhtac kömür ihtiyacını temin sahasmda aldıolduğunu ileri sürerek, bir Alman Ru ğı hattı hareketile Alman Italyan ittifamen ademitecavüz paktı akdetmek tekli kını ekonomi sahasına da teşmil etmek karannı göstermiştir. finde bulunmuşlardır. Berlin ile Roma arasındaki sıkı temas Fin harbinden evvel Rusya ile Finlandiya arasında mevcud ademitecavüz pak halinde bütün siyasî Avrupa meseleleritına müşabih olacağı anlaşılan bu mua ne şamil olmuştur. Ve yakında yeni vahede ile Almanya, Rumanyaya garanti ziyet. tezahürünü gösterecektir. verecektir. Von Ribbentrop'un Papa ile mülâkatıBu münsebetle Almanyanın daha ev na gelince, bugün Almanya tarafından vel Lehistanla da ademitecavüz paktı merkezî Avrupada idare edilen halkın imzalamış olduğu fakat buna rağmen Le mecmuunu nazarı itibara almak lâzımdır. histana saldırmakta tereddüd etmediği Asırlardanberi ilk defadır ki, katolik kıSovyetlerin de Finlandiya ile akdettik sım diğer bütün kısımlara hâkim bulunleri ademitecavüz paktını ayni şekilde maktadır. Vakıa bugün din meselesi esayak altına aldıkları ehemmiyetle teba kisi kadar ehemmiyeti haiz değildir. Fakat ne de olsa bu cihet gerek katolik rüz ettirilmektedir. halkını Rumanyanın Alman teşebbüslerini ne Italyayı, gerek katolik Alman suretle karşıladığı hakkında henüz malu alâkadar eder.» *2rdamsche Cournal gazetesinin Berlin muhabiir yazıyor: Almanyanın Moskova büyük elçisi Von der Schulenburg Sovyetler Birliği nin müstakbel siyasî faaliyeti hakkında bir rapor vermek üzere yakında Berline gidecektir. Berlinde yapılacak olan göriişmelerde bilhassa Sovyetlerin doğu cenub Avru pasındaki maksadları mevzuu bahsola caktır. Alman noktai nazan bu bölgede Sovyetler Birliğinin ayni olmamak tehlikesi göstermektedir. Almanyaya nazaran Sovyetler Birliği her şeyden evvel bir ham madde satıcısı olarak kalmahdır. mat alınamamıştır. Muhakkak olan bir şey varsa, Fin harbinden sonra, bilhassa Almanyanın cenubî Avrupada faaliyete başlamış olmasıdır. Şimalde henüz meşgul olduğu için Rusya bu sahada sahneye çıkmamıştır. Garbî Almanyada tahşidat ve iskân Yekun 306,042,165 liraya baliğ oldu Londra hükumeti, İtalyaAnkara Türkiye ya istediği kadar kömür Cumhunyet | 3 (a.a.)Bankasından: Merkez 15/3/940 akşamı itibarile bankvermeğe hazır.. not emisyonunun vaziyeti şudur: Londra 15 (a.a.) Daily Telegraph gazetesi yazıyor: «Bir Ingiliz ltalyan ticaret muahedesi akdi için iki taraf arasında başlayan mü zakereiere yakında devam edileceği alâkadar mahfillerde söyölenmektedir. Senede 38 milyon sterling miktarında miibadele yapılmasını derpiş eden bu muahede 1928 deki vaziyeti ihya edecek tir. Söylendiğine göre İtalya vereceği ağır sanayi malzemesi mukabilinde iptidaî maddeler istemektedir. Bu maddeler evvelâ müttefiklerin kontrolundan geçecektir. Kömür meselesine gelince, İngiltere Italyanın kendisine ihtiyacı olan 12 milyon ton kömürü şimendiferle Almanyadan temin edemiyeceğini bilmektedir. İtalya Ingiltereden takriben beş mil yon beş yüz bin ton kömür istemiştir. İngiltere bu siparişin iki misline çıkarılabileceğine kanidir. lyi haber alan mahfillerde hasıl olan kanaate göre İngiltere ltalyan endüstrisinin Almanyanın harb kudretini artırmadığına kani bulunduğu müddetçe Italyaya ihtiyacı olan kömürü vermekte bir mahzur görmiyecektir.» Bankanın açılışın da banka kanunu mucibince deruhde edilen miktar 1 58,748,563 Lira Banka kanununun 6 8 inci maddelerine tevfikan hazi. ne tarafından vaki tediyat olup tedavülden geri çekilmiş olduğundan bundan tenzil olu. nan 18,206,398 > 140,542,165 » İngiltere İtalya anlaşıyorlar Türk banknotları îr dostum var. Harbin ilk giiniindenberi muharibler arasında ciddî bir çarpışma olmıyacağına inanmıştır. Hep şöyle der: «Harbden evvelkine göre çok daha emin bir sulh havası içindeyiz. Göreceksin ki Almanya ile Fransa ve İngiltere arasında büyük bir çarpışma olmıyacak. Arada bir kaç küçük millet kaynıyabilir; fakat büyükler, fazla kan kaybetmeden uyuşacaklar.» Bunu söyliyen dost bir paradoks cambfizı değil, her fikrinin mes'uliyetini her zaman kabul eden, iddia haysiyetine ve düşünce iffetine sahib, dürüst bir zekâdır. Onun bu acayib nikbinliğine hiç bir gün tamamile iştirak etmedim; fakat en uzak ihtimale saygı beslemeği emreden bir ibtiyatın peşinde, onun fikirlerini, dikkatli ve sessiz, dinliyordum. Söylüyordu: Bu harb akimdir. Tarihin otuz sene, yüz sene muharebeleri kadar sürse hiç bir meseleyi halletmez. Dostumu ancak Polonya harbinden sonra görebildim: Çarpıştılar işte, dedim. Ben arada küçüklerin kaynıyabileceğini söylemistim, dedi. Fakat bak, büyükler arasmda ciddî bir hava, deniz, kara harbi oluyor mu? Welles Avrupaya geldiği zaman dostum şöyle dedi: Bu adamın bir fantezi pesinde koftuğunu zannetme. Amerikalılar iş adamıdırlar. Kendi prestijlerini boş yere kapı kapı dolaşhrmazlar. Roosevelt Avrupada bazı ehemmiyetli adamlann reyini almadan bu müstesannı yola çıkarmamıştır. tki tarafın da izzeti nefsini kurtaran bir formül nasıl bulunabilir? Bu dünya formül kâtiblerile doludur. Fikirlerin tarihi bize gösterir ki zıd iddialann evlenmesi çok kolay olur. Formül mü ararsın ? Her diplomatm iç cebinde bunlardan bir yığın vardır. NVelles de cüzdanını bunlarla dolduruyor. Kurd kurdu yemez. Bu bir kanun değildir. Büyük Harbde yedi. Büyük Harb harbdi; şimdiki bir izzeti nefis gerilisidir. Böyle vaziyetlerde bir «suitefehhüm» vak'asının îki tarafça kabulü meseleyi halleder. Fakat Polonya? O zaten bir formülden doğmuştu başka bir formülle dirilir. Evvelki gün bu dostuma bir daha rasladım: Artık sulh bir emrivakidir, dedi. Finlandiya sulhu mu? Hayır, dünya sulhu. Daha NVelles Amerikaya dönmedi. Fakat... Finlandiya sulhunu yaptıktan sonra dönüyor. Bu tahmin cür'eti beni ancak güldürebi lirdi. Ona fikrinin hamurunu açtırmak için, anlamamış gibi sordum: Finlandiya sulhunu yapan Welles mi? Tarihlere bak. Bu adamın Romadan Berline gitmesile Rus Fin temaslarının başlaması arasındaki tarihe. Ben sana bu adamın hareketlerini dikkatle takib etmek lâzım geldiğini söylemedim mi? Şerlok Holmes gibi konuşuyorsun. Görürsün. Avnldık. Yalnız kaldığım zaman da gülümsemeğe devam ediyordum. Fakat öyle bîr ihtimel âleminde yaşıyoruz ki bu dosta saçmaladığını ispat edecek delillerden mahrumdum. Bu tahmin bolluğunda, orijinalliğine hürmetle, böyle bir faraziyeyi de kaydedip gecîvorum. Mademki yangın bombalarının tesirlerini ve lstanbulun ahşab mahallelerinin bir yangın muhiti olmasmı düşünerek miimkün olsa ahşab mahallelerin ortadan kaldırılmasını bir tedbir olarak düşünebiliyoruz; ayni mantık bizi tahrib bombalarının tes:r]erini ve kârgir mahallelerin de bir tahrib muhiti olmasmı düşünmeye ve ayni neticeyi arayarak kârgir mahallelerin de ortadan kaldırılması lüzumuna kadar götürürse bunda bir garabet bulmamak !âzım gelir. O halde topyekun netice pasif korunma tedbiri yerine tedbiri icab ettiren muhiti ortadan kaldırmak gibi ma.ıasız ve sakim bir sona varır. Bu ise zaten düşman hava kuvvetlerinin istedikleri neticedir. O zaman gerek ahşab ve gerek kârgir mahallelerde istimlâki kolay ve vıkma külfetinden bizi kurtaracak istpdipimiz kadar geniş sahalar bulabiliriz. Kaldı ki yangın bombalan kârgir binaları da mükemmelen tutusturur. En az 2000 santi^rad yanma hararetine malik olan bu elektrontermit bombaları demirile birlikte eriyerek çatıyı tutusturarak ve ağac kısımlardan dolasarak kattan kata sirayet eder ve binayı yakar. Pasif korunma için ilk şart bilgidir. Bu korunmanin itfaiyeye aid kısmı iyi anlaşılmış ve kavranmıştır. Itfaiye teşekkülümüz de kuvvetlidir. Nutkedecek elemanlar yetişmiştir. Yaneına karşı alınmış hazırlıklanmız ve tedbirlerimiz diğerlerine nisnetle elbette kuvvetli olacaktır. Bunun gibi sıhhî tedbirler ve zehirli gazler hakkında da doktorlarımız ve kimyagerlerimiz çok işlemiş ve çalışmış olduklanndan korunmanın bu kısmı da bilgi bakımından çok ileri gitmiştir. Yeter ki teşkilât ve tesislerle tatbik sahasına geçilsin. Lüzumu olacak malzeme ve ilâclar ve zehirli gazlerle bulaşık caddeleri temizlemeğe yarayan lozantin gibi memleketimizde bulunmıyan maddeler vakit ve zamanında tedarik edilmiş bulunsun. Bilindikten sonra tatbik işi kolaydır. Çünkü bilgi ile tatbik arasında atılacak yalnız bir tek adım kalır. Fakat pasif. korunma sadece bu saydığım iki kısma münhasır olsaydı işler çok basitleşirdi. Maatteessüf korunma hemen her mesleği ve her muhiti alâkadar eden ve hususiyetlere göre birbirlerinden farklı tedbirleri istilzam eden geniş ve şamil bir mesele halindedir. Yazılanmdan tamamen anlaşılabilmesine rağmen gene tekrar etmek mecburiyetindeyim ki maksad yalnız sığınak yapmak meselesi değildir. Elbette her cins ve ağırlıkta bombalara karsı tam emniyetli sığınak inşa etmek için beş metre kalınlığmda beton tabakası lâzım geldiğini ve lüzumu olan umumî sığınaklan temin için yalnız para değil, malzeme ve hatta mütehassıs bulmak dahi imkânsız olacağını takdir edebilenlerdenim. Bir defa büyük bombalar şehirler üzerine atılmaz, belki büyük askerî hedefler üzerine atılanlardan bir, ikisi şehir üzerine düşebilir. öyle bir devirde yaşıyouz ki hiçbir devlet iktısad, iptidaî malzeme gibi çok ehemmiyetli esaslan ihmal ederek büyük bombalarını şehirler üzerine atarak israf etmeye cesaret edemez. Şehirler üzerine atılacak bombalar küçük bombalardır. Düşüş zaviyesine göre santimetre murabbaına yapacak tazyıka tahammül edecek mukavemette sığınak yapmak güç ve çok pahalı bir iş olmıyacaktır. Bina çöktüğü zaman dahi sığınağın tahammül etmesi hesaba katılacaktır. (Taksim kışlasını yıkmak ve Eminönü meydanını tanzim etmekle kıyas edilirse). Evvelâ elzem olan şey: KORÜNMA PLÂNI !( Yazan: M. S. Bunlardan Belediye yalnız kendisine taalluku olanlarmı, resmî ve gayriresmî müesseseler de kendilerininkini yaptıracaklar dır. Teftiş hakkı llbaylıklarındır. Halkın yaptıracağı sığınaklara gelince: lstanbulun her mahallesi ayni derecede korunma mükellefiyetlerine tâbi olmıyacaktır ve bunlar korunma plânında ayrılmış olacaktır. s'ediye halka rehber olacaktır. Meselâ bir apartıman veya otel ve sinema sahibi bina plânlarını alıp Belediyenin Korunma bürosuna müracaat edecektir. Şube o binanın hangi emniyet derecelerine tâbi mıntakada bulunduğunu haritaya bakarak öğrendikten sonra kısa bir zamanda sığınağın keşif ve plânını verecektir. Veyahud tavsiyelerde bulunacak, eline bir rehber verecektir. Zan ve tahmin ediyorum ki böyle bir teşkilâtımız yoktur. Bir daha yerine konulması imkânsız olan kıymetli asarın korunması için Maarif, Evkaf ve Müzeler tedbirlerini alacak ve bunların yapılıp yapılmadığmı ve yapılmasında rehberliği llbaylıklar yapacaklardır. Pasif korunmaya doğru bir veçhe verebilmek ve yanlışlıklara düşmekten kurtulmak için maksadı gözönünde tutmamız lâzım gelir ki o da şöyle hulâsa edilebilir: Millette sarsılmaz bir mukavemet ve savaşmak ruhu yaratmak, maddî zararlan ve insanca zayiab en az hadde indirmek, umumî ve hususî hayatı ve çalışmayı durmaktan ve aksamaktan korumak. Bu üç maksad hakikatte birdir ve korunmada bize rehber olabilir. lkinci dava ise korunma işinin bütün vekâletlere, llbaylıklara resmî ve hususî bütün müesseselere ve nihayet halka çamil bir kül olduğunu herkesin kendi korunmasını kendi yapması lâzım geldiğini ve bize düşen işlerin askerî makamlarca yapılacağma intizar hatasına düşmemekliğimizdir. Islah ve tanzîm işine gelince bu başka bir davadır. lstanbulun bugünkü durumu gözönüne alınınca ıslah ve tanzim edilecek işlerle henüz tanzim edilmiş olanlan mukayese ve münakaşa etmeye kimse bilmem cesaret edebilir mi? Bunun için herkesin bir derdi vardır. Ben de bunlar arasında bir yer almak için Cumhuriyet matbaasından lstanbulun işlek bir ticaret muhiti olan Sultanhamamına inen Topalyan yokuşundan bahsedeyim. Burası öyle bir haldedir ki kazasız inip çıkmak için azamî gayret ve dikkat sarfetmek lâzımdır. Otuz seneden beri çünkü daha evvelisini bilmem burada bir defa olsun Belediye kazma ve küreğinin faaliyetine şahid olmamışımdır. Hele geceleyin bu yokuştan kestirme olsun diye geçmeyi hiç kimseye tavsiye edemem. lstanbulun mühmel durumu karşısında bütün sarfedilecek gayretleri fazla görmek geri fikirlilikten başka bir şey olamıyacaktır. lstanbulun bu kadar çok yapılacak işleri dururken dünyayı sarmak istidadında bulunan bir harb afeti karşısında korunma mecburiyeti ortaya çıkmıştır. Istikbalde kaybettiğimiz zamanlardan dolayı acı nedamet duymamak için korunma işini de ön safa geçirmek zaruretinde kalıyoruz. Bu sebebledir ki korunma işinin de bizzat dirijanlığmı deruhde buyurmalanm kısa bir zamanda enerjisini herkese tasdik ettiren Valimizden rica etmek istiyoruz. edibe Selna Lagerlöf ağır hasta^ Fin sulh şartlarıni öğrenince beynine kan hücum etti Stokholm 15 (a. a.) Stokholmden gelen bir habere nazaran, meşhur Isveç kadın muharrirlerinden olup 8 1 yaşına rağmen, Finlandiya ya yardım işinde büyük bir faaliyet göstermiş olan Selma Lagerlöf, FinSovyet barış şartlarıni öğreSelma Lagerlöf nince beynine kan hücum etmiştir. Sıhhî vaziyeti ağırdır. #** Cumhuriyet Selma Lagerlöf, 1859 da Isveçte, Morbacka'da doğmuştur. Mütevazı bir aileye mensub olan Selma, tahsilini ikmal ettikten sonra Landskrono'da ilk mekteb muallimliği yapmaya başlamıştır. I 89 1 de neşrettiği Saga de Goesta Berling (Gösta Berling efsanesi) isimli eserîle birdenbire nazan dikkati celbetmiş ve edebiyatta mümtaz bir mevkie namzedliğini koymuştur. Selma Lagerlöf bundan sonra sırasile Görünmez bağlar ( 1 8 9 4 ) , Kudüs (1901 1902), Efsanelerin kitabı (1906), Liljecnona'nın evi (1911) ve ilâh... gibi büyük muvaffakiyetlerle çevrelenen ve Isveç romantizminin ihyasın< da baş rolü oynayan güzel eserler yazmıştır. 1909 da Nobel edebiyat mükâfatını kazanan Selma Lagerlöf, tskandinav ediblerinin en sevilmiş bir simasıdır. Eserleri dünyanm bütün lisanlanna tercüme edilmiş ve her tarafta, az muharrİTe nasib olan, bir rağbete mazhar olmuştur. Almanya ile yeni bir tîcarî itilâf yapılıyor Ankaradan dün gelen haberlere göre, Almanlarla yeni bir ticaret anlaşması akdi için bir müddettenberi Ankarada yapılan temaslar nihaî safhaya girmiştir. Bundan da iki memleket arasında yeni bir ticaret anlaşması akdi üzerinde esas itibarile mutabık kalındığı istihrac olunmaktadır. Yeni anlaşmanın gene muvakkat ve gayrimuayyen müddetli olacağı ve 22 milyon liralık bulunacağı söylenmektedir. Almanya ile evvelce yapılmış olan ilk muvakkat ticaret anlaşmasma dayanarak fındık, incir ve üzümden maada satıla cak diğer altı muhtelif kalem ihrac mahmızın mubayaatı için Alman heyeti azasmdan biri şehrimizde kalmış ve bu iş üzerinde temaslara başlamıştır. Almanlar ayrıca eski Çekoslovak ticaret anlaşmasından istifade edilerek Prag üzerine yapılan ihracat ile de yakinen me§gul olmaktadır. Izvestia'nın ihtarı (Ba$tarafı l tnct sahifede) de silâhlarını muvaffakiyetle tecrübe ettikten sonra hiç kimseden hatta en küçük komşularından bile millî çereflerile telif götürmez veya onların millî istiklâlini en ciiz'i bir derecede olsa, şüpheye düşüre cek hiç bir şey istemez. Sovyetler Birliği, bu derece hafif mutalebatta bulundu rrjy onların tahakkukunu en kısa bir zamanda ve hatta en gayrimüsaid şartlar içinde elde etmeğe muktedirdir. Nihayet her nevi garantilere guvenerek kendilerini yabancı menfaatlere alet eden küçük memleketler ve yalnız küçük memleketler değil tehlikeli bir yola girmiş olurlar ve bunun müthiş neticelerinden ancak müstakil ve» makul bir siyaset yoluna çıkmakla kur tulabilirler. Sovyet milleti, Finlandiya ile akdolunan muahedeyi kayıdsız ve şartsız olarak selâmlar. Hiç şüphe yok ki, bu muahedenin akdi hususundaki memnuniyeti yalnız Sovyet vatandaşlan değil bütün dünya • > nın hakikî sulhseverleri de duymaktadır. PEYAMl SAFA Ata'nm mezarında Ziraat muallimleri dün bir çelenk koydular Ankara 15 (a.a.) Ziraat Vekâletince Yüksek Ziraat enstitülerinde ziraat muallimleri için açılmış olan birinci kurs bu gün nihayet bulmuştur. Kursa muhtelif vilâyetlerden gelen 60 ziraat muallimi iştirak etmiştir. Muallimler bu gün saat 16 da Etnografya müzesine giderek Ebedî Şef Atatürkün muvakkat kabrine bir çelenk koymuşlardır. M. S. Bu miktara banka kanunu mucibince altın mukabili yapılan emisyon 17,000,000 » İle reeskont mukabili yapılan emisyon. 148,500.000 » 306,042,165 » İlâve olunca 15/3/940 tarihindeki tedavülün umum yekunu üç yüz altı milyon kırk iki bin yüz altmış beş liraya baliğ olmaktadır. Bu yekunun 263,906,045 lirası yeni harfli banknotlardan, mütebaki 42,1 36,1 20 ürası da eski harfli banknotlardan mütesekkildir. Çekoslovakyada hâdiseler İşgalin yıldönümü münasebetile her tarafta nümayişler oldu, Almanlar binlerce kişi tevkif ettiler Türkiye ile Mısır arasında müzakereler Kahire 15 (a.a.) Türkiye ile Mısır, bir mütekabil adlî müzaheret mukavelenamesi akdi için müzakerelere başlamışlardır. Welles Romada Nafıa Vekilinin Konyada tetkikleri Konya 15 (Hususî) Nafıa Vekili General Ali Fuad Cebesoy sabahleyin Vali ve meb'uslarımızla diğer alâkadar devair şeflerile birlikte otomobille Çumraya gidip saat 16 da Konyaya döndü. Saat 1 6,1 0 da vilâyeti ziyaret eden Vekil, devair rüesasını kabul ederek bir müddet görüşmüş, bilâhare de C. H. Partisini, Belediyeyi, Kolordu komutanlığını, Ordu müfettişliğini ziyaret etmiştir. Ak şam, Parti tarafından Vekil şerefine bir ziyafet verilmiştir. Ali Fuad Cebesoy sulama tesisatını tetkikten sonra bunun genişletilmesi ve istifade sahasının artırılması için alâkadarlara emirler vermiştir. Alman gazetelerinin parolası ı Paris 15 (a.a.) Alman gazetelerin1 den bir çoğu, bir parola neticesi olduğuna şüphe bırakmıyan bir tarzda, bütün şarkî Avrupada Murmansk'tan Karade nize kadar Sovyet nüfuzunun hakimiyeti üzerinde ısrar etmektedir. Bu formül Iskandinavya memleketleri' ni Sovyet nüfuz mıntakasından haric tutmakta ve faka Rumanyayı sarahatle Ru! nüfuz mıntakasma ithal eylemektedir. Fransada teşekkül eden Çek ordusv, mütevefja Çek Cumhunyeü banwt Mazarik'in yıldönümünde •merasim yapıyor miş olduğu ve yerine getiremiyeceği taahhüdler, Yugoslav sanayiini çok müş kül bir vaziyete sokmaktadır. Almanyanın Yugoslavyaya teşrinievvel aymdan itibaren 8 bin ton demir madeni ve binlerce ton yarı işlenmiş demir vermesi lâzım geliyordu. Şimdiye kadar bu tesli matın hiç biri yapılmamıştır. Şimdi öğ renildiğine göre, Yugoslav Ticaret Nazınnın Berlindeki ikameti esnasmda yap mış olduğu müdahale, ancak Aimanya tarafından yekdiğerini takib edecek dört üç aylık müddet zarfında beş bin ton demir teslimi vadi neticesini hasıl edebil miştir. Yugosla\fya, Almanyaya Amerikan müsteşarı Kral ve Papa tarafından mal vermiyor Belgrad 15 (a.a.) Almanyanın ikkabul edilecek tısadi sahada Yugoslavyaya karşı giriş Roma 15 (a.a.) Amerika Hariciye müsteşarı Sumner Welles, Berlin, Paris ve Londraya yaptığı seyahatten Amerikaya dönmek üzere tekrar bu akşam Romaya gelmiştir. Yarın sabah saat dokuzda Kral tarafından kabul edilecek ve bir saat sonra da Hariciye Nazırı Kont Ciano ile görüşecektir. Welles öğleden sonra da Mussolini ile mülâkatta bulunacaktır. Roma 15 (a.a.) Amerika Hariciye müsteşarı Sumner Welles pazartesi günü p apa arafından kabul edilecektir. Tahran 15 (a.a) Rus Iran ticatnahrem mesaj ret muahedesi siyasî mahfillerde müsaid Paris 15 (a.a.) Dün Sumner Welbir şekilde karşılanmıştır. Çünkü bu mushede geniş bir ticaret hareketinin te es tarafından Daladye'ye tevdi edilen mellerini atmış ve son zamanlarda dola Ruzvelt'in şahsî mesajınm mahrem bir şan heyecan uyandırıcı şayiaları tekzib vesika olduğu ve neşredilmiyeceği res etmi§tir. men bildirilmektedir. Iran Rus ticaret muahedesinin ehemmiyeti Ruzvelt'in Daladye'ye gönderdiği Paris 15 (a.a.) ÇekoSlovak matParis 15 (Hususî) Âyan meclisi buat ajansı bildiriyor: bu gün akdettiği gizli içtimada, Fin 15 martın yıldönümü münasebetile Sovyet harbi hakkında Başvekil Dalad 'aristeki ÇekoSlovak elçisi Osuski ya ye'nin izahatını dinledikten sonra, mütte nında Paris Çek kolonisinin millî konseyi hiden kabineye itimad reyi vermiştir. azası olduğu halde sefarette Fransız Bu haber Londrada büyük bir mem ek parlamento grupu azasını kabul etpvniyet uyandırmıştır. miştir. Parlamento grupunun reisi Petrus Bükreş elçimiz Başvekille Faure parlamentonun ve Fransız milletigörüştü nin dostluğunu sefire temin etmiştir. Ankara 15 (Tlefonla) Bükreş büÇekoSlovakya dostlannın reisi Herriyük elçimiz Hamdullah Suphi Tanrıöver ot heyecanlı bir hitabe irad ederek 15 bu gün Başvekili ziyaret ederek bir müd mart 1939 tecavüzünü takbih etmiş ve det görüşmüştür. ' müttefiklerin hürriyet, fazilet ve §eref Fransız âyanı hükumete itimad beyan etti Londra 15 (Hususî) ÇekoSlovakyamn Almanyaya ilhakının birinci yıldönümü münasebetile, bu gün Pragda ve diğer bir çok ÇekoSlovak şehirlernide Almanya aleyhine nümayişler yapılmıştır. Bu münasebetle, zabıta binlerce kişiyi tevkif etmiştir. Dün Pariste yapılan merasim Ankara 15 (Telefonla) Yann şehrimizde Halkevinde ve saat 17 de ilk konferansını verecek olan maruf Fransız profesörü Andre Siegfried şerefine yann Prag 15 (a.a.) D. N. B. ajansı bilakşam Fransız sefaretinde bir suvare vediriyor: rilecektir. Profesör ikinci konferansını Bohemya ve Moravya himaye idaresi Siyasal Bilgiler okulunda (Mülkiye mekteşekkülünün ilk dönüm yılı münasebetitebi) verecektir. le Baron von Neurath Führer'e bir tel graf göndererek, tarihî eserinden dolayı kendisine teşekkürlerini bildirmiş ve sadakat yeminini tekrarlamıştır. Reis Hacha da, Führer'e bir telgraf göndermistir. mefhumları, adaletsizliğe ve barbarlığa karşı muzaffer oluncıya kadar medeniyet için harbedeceklerini keydeylemiştir. Profesör Andre Siegfriedin konferansları Von Neurath ve Hacha'nin Hitlere telgrafları I İZMİR 194O İzmir 15 (a.a.) Fransa ve Maca ristan hükumetleri 1940 enternasyonal İzmir fuarına iştirak edeceklerini resmen bildirmişlerdir. Büyük Britanya hükumetinin igtirak kararı da beklenmektedir. İzmir fuarına iştirak edecek devletler ENTERNASYONAL 20 Ağustos 2 0 Eylul Fuarına hazırlanınız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle