Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 30 Haziran 1939 Arab hlkâyesi: İ Ne sihirdir, ne keramet! Bursa kazaları Vali, yaptığı tetkikleri anlatıyor Bursa (Hususî) Valimiz Refik Kuraltan, Bursanm şöhretlerinden biri olan kozacılık üzerinde tetkikat yapmış ve koza hanma giderek satışların en hararetli bir zamanında ahcı ve satıcılarla temaslarda bulunmuştur. Bu tetkikler den aldığı neticeleri bana şu şekilde beyan etmiştir: < Bugün hararetli bir safhaya gir miş olan koza satışlarını tetkik ettim. Tartı işleri ve alışveriş muamelesile kozanın akınını memnuniyet verici bir halde gördüm. Ziraat Bankasınm koza müstahsille rine karşı gösterdiği kolaylık takdirle kayda şayandır. Müstahsil aleyhine yapılmıya teşebbüs edilen ve kıncılık tabir olunan kötü âdeti şiddetle önlemek üzere evvelce alınan tedbirlerin daha dıkkatli bir surette tatbik edilmesinı alâkadarlara bıldirdim. Muhtelif köylülerle yaptığım konuşmada fiatlann kendilerini tatmin edecek mahiyette olduğunu ve iştihalı alıcılar önünde bulunduklan için 60 kuruşla 75 kuruş arasında açılan fiatlann geçen senelere nispetle kendilerini daha çok sevindirdiğini ifade ettıler. Bu işi anlıyan bankacı ve mütehassıs tüccarlardan edindiğim malumat, mahsulün çok iyi ve nefis olduğu merkezindedir. En çok memnuniyeti mucib olan hal; ötedenberi en güzel ve en ileri bir mahsul olan kozacılığın her sene daha çok tekâmül etmekte bulunduğu merkezindeki mü talea ve ifadelerdir. Tartı muamelesi bilhassa emniyeti mucib bir şekilde devam etmektedir. Bunu erkeği olmadı ğından kozasını bizzat satmaya gelen ihtiyar bir köylü kadmının ifadesinden de anladım. Tarihî Koza Borsası hanının bugünkü faaliyeti memleketin iktısadî durumu ve bilhassa müstahsilin hayatı namına hakikaten dikkate değer bir kaynaşma merkezi şeklinde idi.» R A D YO Grace Moore istirahatte Rahibe olarak bir manastıra girmiye hazırlanırken operâ ve sinema yıldızlığının en yüksek mertebesine erişen kadının meraklı macerası... Paristen yazılıyor: Akdeniz kıyılannda Canne ile Grasse arasındaki yolun tam ortasmda çamlann gölgeleri arasma sıkışmış olan güzel bir köşk vardır. Adı «Casa Lauretta» dır. Grace Moore Avrupaya istirahate gel digi zaman bütün vaktini orada geçirir. Bu sene de Paris stüdyolanndan birinde «Louise» i çevirdikten sonra dinlenmek ihtiyacmı duymuş olan güzel sesli artist gene oraya iltica etmişti. O civarda bir haftalık kısa bir seyahate çıktığım zaman kendisine uğramayı da ihmal etmedim. Bahçede dolasryordu. Beyaz tayörü vücudüne sımsıkı yapışmıştı. Mavi bluzu ise göğsündc şık pililer husule getirmişti. Altın saçlan rüzgârda uçuyordu. Açıkrenk r'Jzleri tebessüm dolu olarak bana: Saf a geldiniz! Dedi. Hususî hayatında yıldızlığmı, kudretini ve şöhretini unutarak çok mutavazı davranan artistlerden biri de Grace Moore'dir. Çok güzel yüzü, ayni zamanda tekellüften azade tavn vardır. İnsana heyeti umumiyesile fevkalâde mes'ud bir kadın hissini vermektedir. Evet bunda haklıdır. Kendi gibi bir sanatkârla, İspanyol artisti Velentin Parera ile çok makul bir izdivac yapmıstır. Fakat hayatı adeta bir romandır. Küçüklüğünde bir manastıra girip rahibe olmak istiyen genc kızı bugünkü vaziyete getiren ancak talih ve tesadüf degilse de, bunların yıldızın hayatında mühim rolleri olmuştur. O, ancak eski meşhur muganniyelerden Mary Garden'in konse rinde ilk defa, kendinde mevcud istidadı inkişaf ettirmek ihtiyacmı duymuş ve ondan kaçarak Nevyork'a gelmiş, orada bir taraftan kabarelerde şarkı söyliyerek hayatını kazanırken diğer taraftan da konservatuardaki tahsilini takib etmiştir. Afakî bazı görüşmelerden sonra Grace Moore'a sordum: Bir yıldızın en mühim meziyetleri neler olmalıdır? Tereddüdsüz cevab verebilirim dostum.. Muvazeneyi muhafaza etmek.. Meselâ ben bilhassa sadelikten ve tabiilikten hoşlanırım.. Onun içindir ki he Grace Moore men her fırsattan istifade ederek buraya kaçıyorum. Misafirim olmıyacağı günler başıma eski bir hasır şapka geçirir, ma * kiyaj filân yapmayı kat'iyyen aklıma getirmeden basit bir kıyafetle bahçede dolaşırım. Arada bir tenis oynar, kocamla ormanda gezintiler yaparım. Opera, konser veya filimden hangi faaliyet sizin daha ziyade hoşunuza gidiyor? Doğrusunu söylemek lâzmı gelir€ operada şarkı söylemeği ve konser ver meği daha ziyade severim. Lâkin şunu ilâve edeyim ki benim için filmin de hususî bir ehemmiyeti vardır. Çünkü düşünün bir kere benim simamı ve sesimi dünyanın en ücra köşelerine kadar naklediyor ve bana tanımadığım sayısız dostlar temin ediyor. Esseyid Ahmed Tantavi, Lazkiyedeki dükkânını bir başkasına devretti. Evi, cşyası ne varsa satıp savdı. Gelip Şarna yerleşti. Maksadı işını daha fazla genışletmek, gayesi orada daha büyük bir magaza açarak kazancını çoğaltmaktı. Esseyid Ahır.ed Tantavi Şama san al tmları kadar kıymettar bir hazine daha getirdi. Bu da bin müşkülâtla vaktile Beyruttan almış olduğu genc karısıydı. Adile Sevda, Suriyenın yetiştirdigi müstesna güzellerdendi. Şirin, hoppa, ud çalar, «yalel!» çekerdi. Buna karşıhk Ahmed Tantavinin yaşı kansınınkinin iki misli, suratı çopur, sakalı, saçı adamakillı kırçıldı. Fakat kesesindeki paralarn çıkırtısı Âdıle Sevdamn sesındekı giizelliği bastıracak derecede kuvvetliydi. Ahmed Tantavi karısını çok kıskandtğı için Şamrn kalabahk mahallerınde oturmaktansa ücra semtlerinden bınnde ev tutmayı tercıh etti. Halbuki mağazas'.nı çarşının en ışlek yerinde kiralamıştı. Burada ipeklı kumaşlar, silecek ve havlular, hamam takımları satıyordu. Sabahleyın erken çıkar, akşam geç döner, fakat hcr gelisinde kucak dolusu para getin'rdi. Bütün bu kazancını çok sevdıği karısınm ugrunda sarfetmekten çekinmezdi. Adile Sevdanın parmakları, elmaslar, zebercedler, zümrüdlerden görünmez bir haldey^ di, boynundan göğsüne doğru deste deste inciler sarkardı. Ahmed Tantavinin tuttuğu evin ya nında kulübe denecek kadar küçük bir bına vardı. Burada bir ana oğul oturu yordu. Ihtiyar kadın yatalaktı. Oğlu çok genc, güzel, fakat tenbel ye havaî, ayni zamanda tasavvur olunamıyacak derecede kurnazdı. O semtin halkı kendisine cinfikirliliğinden kinaye Türk masalla rındaki «Keloğlan» lâkabmı vermişlerdi. Arasıra carsıya uğrar Alinin külâhmı Veliye, Velinin külâhını Aliye giydirir, beş on para çıkarır, annesinin yiyeceğini, içeceğini tedarik eder, kendi de geçinir giderdi. «Keloğlan» dedikleri Mahmudun asıl şöhreti kadın avcılığında idi. Civarda doâru yoldan saDmaya istidadı olan yosmaların hemen hepsi Mahmudun elile azmışlardı. Onun için Ahmed Tantavi gelip de bu eve yerlestiği vakit, onun çayet genc ve güzel bir karısı olduğunu haber alan dedıkoducular: .. ^. ,» < ,» • Eh.. Mahcnuda gene iş çıktı! Demekten kendilerini alamadılar. Ilk zamanlarda cereyan eden hâdise ler bu tahminin pek doğru çıkmadığı hissini verir gibi oldu. Mahmud, Ahmed Tantavinin çardağına bakan pencerede uzun günler sabahtan aksama kadar beklediği halde Âdile Sevdayı bir kere olsun görmeğe muvaffak olamadı. Fakat dünyada tesadüfün icad ettiğini yapacak kudret kimde var? Kader, öyle istedi ki Tantavinin karısı rüzgârh bir havada çardağa çamaşır assın ve bunlardan biri Mahmudun bahçesine düşsün! Pencereden ayrılmıyan delikanh he men sevincle yerinden fırladı: Komşu, komşu! Diye bağırdı. Mutfaktaki kıyafctile yarı dekolte dışarı fırlıyan kadın önce çekilip kaçmak istedi. Fakat genc adamm güleryüzünü görüp, tatlı sözlerini işitince dayanamadı. Hem şuh, hem de mahcub hilâli gömleği uzanıp aldı. 1>k lâkırdı söyliyememişti. Sade gülüyordu. Mahmud dönüp kapıdan içeriye gireceği sırada öniine kısa saplı, yeni koparılmıs bir çiçek düştii. O günden sonra ahbablık arttı. Mahmud, Âdıle Sevdayı vakitli vakitsiz ziyaret etmeğe başladı. Kadın, delikanhya paraca yardımda bile bulunuyordu. Mahmud, biriktirdiklerile biraz sonra gklip çarşıda Tantavinin mağazası yanında küçük bir dükkân açtı. Genc adamın iki yakasmın bir ar3ya gelmediğini, evindeki yarı aç yarı tok farelerin bile koltuk değneğile gezdiklerini biJenler soruyorlardı: Mahmud, sermayeyi nereden buldun? yetli olan yol da kazıldı, bitti. $imdi artık iki gönül grbi iki ev de birleşmi^ti. Kurnaz Âdile Sevdanın şeytanhklarile Keloğlan Mahmudun cinfikirliliği bir araya gelince ne oyunlar icad olunmadı, neler! Bir cuma günü Tantavi, Mahnrudu ziyarete gelmisti. Delikanh gizli yoldan geçip ahpabının kümesindeki ibiği boyalı, ayağmda mavi boncuklar dizili hindile rini aldı, getirdi: Komşu, dedi, gümüş para on beş kurusa aldım, ucuz değil tni? Ihtiyar, şişman göbeğini oynatarak iki türlü hayret c\^M Çok ucuz^'Iahmud, çok ucuz!.. Tıpkı kendi hindileriydi. Hemen eve döner dönmez, kansına hindileri sordu. Gittiler, baktılar. Onlar yerli yerinde geziniyorlardı. Mahmud elçabukluğile gizli yoldan hayvanları kümeslerine götürüp bırakmıştı. Ertesi cuma, Mahmud, Tantaviye bir çift kadın pabucu gösterdi. Allah, allah.. Bu da kansmın işlemeli terlikleriydi. Mahmud, bu pabuç kaş kuruş aldı? Bir altm hacı baba.. Doğrusu çok ucuz.. Ahmed Tantavi kendi evinin kapısından içeriye girip Âdile Sevdayı merdivenden iner görünce ayaklarma baktı. Terlikler o minimini güvercinleri kucaklamışlardı. Fesübhanallah! Her hafta, başka birisi olmak üzere Tantavinin evindeki bütün eşya bu şekilde geçid resıni yaptı lar. Nihayet, bir cuma Mahmud, Esseyid Tantaviye daha şatafatlı bir haber verdi: Hacı efendi hazretleri, dedi, ben bir kadın ele geçirdim. Ama, fevkalâde birşey.. Hem bak, ben öyle kıskanc degilim, şimdi getireceğim, beraber yer içer eğleniriz. Ihtiyarın memnuniyetten agzı kulak larına vardı: Bes vallahi, sen çok iyi adam!.. Diye kahkahayı koyuverdi. Ama, som sırma bir elbi&e içinde yüzü yaşmakh, tıpkı kendi karısınm şekil ve şemailinde genc bir kadın içeriye girince keyfi kaçmış, La havleyi basmıştı. Fakat düşündü ki bütün evindeki eşyanm benzeri Mah mudda bulunsun da neden karısınm ayni bir kadın evinde olamasın! Artık, şerefe, iki çekilmişler bir üçüncü defa boğazdan aşağıya çekildi. Mahmudla Âdile Sevda ruhlarında tüten aşk ve muhabbet şulesini fazla alevlen dirdikleri için alkolü de ziyade kaçırdılar. Sabahın alaca karanlığında kendine gelen Ahmed Tantavi evine yollanacağı sırada âşıkla maşuka sızmışlar, dünya umurlarında olmıyarak horulduyorlardı. Bu iş hiç de ötekilere benzemedi. Şisman göbekli üstad odaya girince karısını yatakta bulamadı. Önce sarhoşluktan hayale kapıldığını zannetti. Sonra bir iki aylık hileler, oyunlar gözünün önünde canlandı. Gitti, sarhoş karısını saçlann dan sürükliyerek eve getirdi. Ertesi gün de Şamın diğer ucundaki bir mahal'eye taşındı. Fakat meselenin sırrını bir türlü çözemedi, içyüzünü anlıyamadı. Nakleden: Bu akşamki program J T. A. Q. Türkıye Racyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU X 0SI "SOH S8l t n 6E9I 19,74 m. 15195 Kca. T. A P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. 12,30 Program. 12,35 Tıirk müziği Pl. 13,00 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 13.1514 Müzik (Karışık program Pl) 19,00 Program, 19,05 Müzik (Melodller Pl.) 19,15 Türk müziği (FMÜ heyeti) 20,00 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 20,15 Konuşma (Haîtalık spor servisi) 20,30 Türk müziği (Saz eserlerl beste, semal ve şarkılar) 21,10 Konuşma, 21,25 Neş'eli plâklar R. 2130 Orkestra programımn takdiml R. Strauss ve eserleri hakkmda. 21,45 Muzik (Radyo orkestrası Şef: Praetorius) 22,30 Müzik (Opera şarkıları Pl) 23,00 Son ajans habereri, ziraat, esham tahvilât, kamblyo nukud borsası (flat) 23.20 Müzik (Cazband Pl.) 23,55 24 Yannki program. 20 Kw. Operalar ve operetler 20,50 21,20 21,35 22,00 22,05 15,15 16,25 16.50 20,05 21,20 21.20 22,00 22,05 22,05 2205 21,35 24,05 16,55 Büyük konserler Sofya: Satılmı§ nlşanlı. Berlin: Aleksandro Stradella. Oslo: Orphe. Beromünster: Tamerlan. Milâno: Fraskita. Stuttgart: Grieg, Sibelius ve sair bestekârlarm eserleri. Hambuıg: Weber, Grauner, Borodin ve sair bestekârlarm eserleri. Londra (Regional): Weber, Saint Saeas vesair bestekârlarm eserleri. Stuttgart: Liszt, Hanemann ve sair bestekârlarm eserleri. Münih: Liszt ve Wagner'in eserleri. Saarbrücken: Çaykovski'nin eserlerl. Paris (P.T.T.): İndy'nin eserlerl. Prag: Liszt'in bir senfonisi. Roma: Haydn, Rosatti, Tocchl'nln eserleri. Varşova: Malinovski ve sair Leh bestekârlarınm eserkri. Droitvitch: Hendel, Delius ve Elgarın eserleri. Stuttgart: Mozart'm eserlerL Oda mu&ikileri Izmirde hiç yoktan bir cinayet oldu İzmir (Hususî) İkinci Karantına mahallesinde Neşet sokağında bir cinayet olmuş, Hüseyin oğlu Niyazi Turalı nammda otuz yaş larında bir genc, Ahmed oğlu 44 yaşlannda Huseyin Birgünü öldürmüştür. Hâdise, basıt bir sebeb yüzünden çıkmıştır. Katil Niyazi Niyazi, geçenlerde Asım namında birile kavga etmiş ve Hüseyni, davada şahid göstermiştir. Fakat, Hüseyin, mahkemede. hâdiseyi görmediğini söylemiştir. Dün gece kafayı tütsüliyen Niyazi, Hüseyni, evınm yakmmda görmüş, İnsan merd olmalı, yalan söylememeli, şeklinde sözlerle tecavüze başla mıştır. Bunun üzerine aralarında kavga çıkmış, ve Niyazi, bıçağını çekerek H'iseyni karnından vurmuş, kaçmıştır Yaralı, hastaneye götürülürken ölmüş, katil de yakalanmıştır. Niyazi, Hüseyin üzerime saldırdı, ne yap tığımı bilmivorum. demistir. Hllversum I: Brahms v« Dvorak'ın eserleri. 18,35 Prag: Schubert'in bir kuvartet'l. 19,05 Leipzig: Mozart, Schubert ve Schumann'ın eserleri. 20,05 Breslav: Brahms'm eserlerl. 23,45 Hilversum II: Keman ve vlyolonsel, piyano konseri. Peki, sizce artistin vücud bulma 24,05 Doyçlandzender: Haydn ve Ravel'in sına ve şöhret kazanmasına sebebiyet veeserleri. ren nedir? İstidadı.. Şüphesiz enerjisiz ve faaliyetsiz istidad inkişaf etmez. Bir de insanın hususî hayatını mutlaka san'at uğrunda feda etmesi icab eder. Ben musikiyi severim ve dikkat ederseniz şarkılarrmı bütün ruhum ve mevcudiyerimle söylerim.. Lâkin kendimi methediyorum, zannetmeyin.. Sırası geldi de söyledim!. Solistlerin konserleri i r îkS "^ Comedie Francaise müessesesinin rejisörünün kızı Jaqueline Cartier yakında beyaz perdede görünecektir. Genc k.z bundan birkaç ay evvel JulesFerry Üniversitesinde tahsil görüyor ve konser vatuara girmek için hazırlıklarda bulunuyordu. Deanna Durbin'i fevkalâde takdir eden ve onun gibi bir artist olmak istiyen Jaqueline Cartier ilk defa sinemaya intisab etmesine rağmen san'at hayatında bir müptedi değildir. Sahnede «Karagöz esrarı», «Çocuklar karnavah», «Zoraki hasta» gibi piyeslerde çocuk rollarma çıkmıştır. îlk rolüne bundan tam on sene evvel çıkmıştır. Sinemaya intisab etmesi şu şekilde olmuştur: Alfred Macharsî «Yalnız seni seviyorum!» ismindeki se naryosu için on altı yaşında masum bir kız tipi aramakta idi. Jaqueline aklına geünce ondan iyisini eîe geçiremiyeceğini anlamıştır. Genc kız sade o filimde mühim bir rol oynamakla kalmıyacak, ayni zamanda «İçinde sıkılınan muhit» ve «Arlesienne» filimlerinde de gene mü him vazifeler deruhde edecektir. Jaqueline Cartier kendisile bir Fransız gazetecisine: Rolümden fevkalâde memnunum. Deanna Durbin'i gözönünde tutarak rolümü ona göre oynamağa çalışacağım.. Maamafih, biraz sonra sade taklid sahasında kalmıyacağımı ümid ediyorum. Bakınız bu hususta rejisörlerin, filim amillerinin de yardımına muhtecım. Onlar da bana daha ziyade şahsî teşebbüse istinad edecek vazifeler vermelidirler, demiştir. Denizlide bir katil asıldı Denizli (Hususî) İki sene evvel karısını, baldızını ve kayınvalidesini keserle parçalayıp öldüren Çal kazasının Hadım köyünden 29 yaşmda Alı oğlu Halil Tufan, hakkında verilmiş karar üzerine şehrimizde idam edilmiştir. Ahmed Hidayet Sokağa düştii, öldü Beşiktaşta Abbasağa mahallesinde oturan Haşim kızı Münevver, altı metre yükseklikteki pencereden bakarken başı dönerek sokağa düşmüş, vücudünün muhtelif yerlerinden ağır surette yara lanmıştır Münevver, kazayı müteakıb kaldırıldığı hastanede ölmüştür. Feci bir kaza İzmir (Hususî) Dün gece, Basma hane ile Hilâl istasyonu arasındaki köprüden geçmekte olan 65 yaşında Emine. 12 metre irtifadan yuvarlanarak parça lanmış ve ölmüştür. Bu köprü üzerinden her sene, bir iki kişi düşmekte ve ayni akıbete uğra maktadır. Merhum Ali Hamdi Paşa kerimesi, merhum Raşid Bey halilesi, Tekirdağ meb'usu Bay Cemil Uybaydın validesi salihatı nisvandan Bayan Hatice Müfide müptelâ olduğu hastalıktan kurtula • » mıyarak rahmeti rahmana kavuşmuştur. Cenazesi 30 mayıs cuma günü saat 11,30 da Fenerbahçede Belvü karşısında 97 No. lı köşkünden kaldırılarak namazı ^ Yıldızlar için yeni bir reklâm va Kızıltoprakta Zühtüpaşa camiinde kı lmdıktan sonra Edirnekapıdaki aile sıtası daha keşfedilmiştir. O da seyahat. makberesine defnedilecektir. Mevlâ Meselâ geçenlerde Amerika Birleşik rahmet eyliye. hükumetlerinin cumhuriyetlerinden birini *** teşkil eden Kansas'daki Dodge City'ye Adana Doğumevi Başhekimi Şükrüı bir kafile gitmiştir. Errol Flyn (o zaman Tıb Fakültesi ikinci cerrahî kliniği dohenüz otomobil kazası geçirmemişti), O çenti doktor Halid Ziya, Gureba hasta livia de Haviland, Bruce Cabot, Rose nesi dahiliye asistanı doktor Ekermle marie Lane, James Cagney, Humphrey Bayan Muzafferin babaları otuzuncu Bogart, Pat O'brien başta geliyorlardı Musul müstakil fırka sertababetinden Bu seyahat bugün bir muvaffakiyetle ya mütekaid miralay Salih Konuralp vefat pılmış, bilhassa Errol Flyn, James Cag etmiştir. Cenazesi bugün Kadıköyünde ney ile diğer İrlandalı iki artist memle' Altıyol ağzmdaki hanesinden 11,45 te ketlerini hatırlıyarak kafaları iyice ç kaldmlafak namazı Osmanağa camiinde kılındıktan sonra Karacaahmeddeki mişlerdir. Dostluk derken iş ağız şaka sından mücadeleye binmiş ve dört arka> makberei mahsusasma defnedilecektir, daşı döğüşmekten Allan James araya gi Allahtan rahmet dileriz. c 19,35 Kolonya: Çifte piyano konserL 22.20 Königsberg: Schumann'm eserlerl. ÖLÜM oırfl Kavga ile biten şaka Kapalıçarşıda Bodrum hanında çalışan kunduracı Avadisle Yüksekkaldı nmda Tekirdağ otelinde oturan Fehm' arasında başhyan şaka, kavga ile neticelenmiş, her ikisi de birbirlerini bıçakia yaralamışlardır. Vak'ayı müteakıb yaralılar, Cerrahpaşa hastanesine kaldınla rak tedavi altma ahnmışlardır. İzmir tren hattında feci bir kaza Manisa (Hususî) İzmirden Anka raya giden tren 41 inci kilometrede Emirâlemle Muradiye arasındaki boğazda virajı dönerken kömür yüklü bir kam yona çarpmış. 4 ameleden biri ölü. ikis; ağır, biri hafif olmak üzere üç yaralı var. rerekten güçlükle menetmiştir. Dönüşt< yıldızları istasyonda teşyie gelen haik dört Irlandalıyı yırtık elbiseleri ve yüz leri gözleri toz içinde görünce şaşırmış lar, fakat bunu da yeni birreklâm vasıta sı addederek fevkalâde alkışlamışlardır Holivud'un sinema kumpanyaları da bu muvaffakiyeti kıskandıkları için onlara bu kabil seyahatler tertib etmek hevesine görüşcn düsmüşlerdir. NEVYORKSergisil Seyahatinde Fevkalâdelik 390 L i R A 38 gün 38 gece 193940 filimlerinden 7 Temmuz Cuma günü RODİ vapuru ile İstanbuldan hareket BRİNDİZİ 3 üncü mevki yemekli kamara, Napolide 3 gün Otel ve yemek, Motosikletten düşen kız 52 bin tonluk REX Transatlantiği ile Newyorka Genc adam saf görünen, fakat her Büyükderede oturan 21 yaşlannda kıvn.Tiında ayrı bir şeytanlık gizlenen te Kosti kızı Evdoksiya tanıdıklanndan bessümile cevab veriyordu: Sıtkmm idaresindeki motosikletin ar kasma binerek Tarabyaya doğru gider Allahtan! ken muvazenesini kaybederek düşmüş, Günler geçtj. Mahmud, dükkânlan yüzündpn ve basmdan yaralanmıştır. yanyana olduğu için Ahmed Tantavi iîe de aralarında su sızmıyacak şekilde bir ahpablık tesis etti. Beriki tarafta ise Âdile Sevdanın gönlü girtıkce alevleniyordu. Sevgilisinin ziyaretleri zamanında kocasının korkusundan çekti&i heyecanlara katlanarnaz bir hale gelmisti. Bir gün: ' Mahmud, dedi, iyi birşey diisündüm. Senin evle bizim evin arasında yeraltmdan gizli bir yol açsak, rahat rahat gidiD gelsek! On beş gün Mahmudun sade anne sinden değil, sonradan kaynatiD içtiği sütlerin de hepsi burnundan geldi Fakıt açılması Toros tünelleri kadar ehemmi Birbirini bıçakladı Evvelki gece saat 24 te Galatada iki kişi birbirini yaralamıştır. Kürekçiler sokağında oturan Temelle arkadaşı marangoz İhsan, bir içki âlemı yapmışlar ve geceyarısma, kadar içip eğlenmişlerdir. Saat 24 te sabıkalı Sakirle arkadaşı Piç Hasan da gelmişlerdir. Eski bir meseleden dolayı araları açık olan Şakirle İhsan, alkolün tesirile kavgaya başlamışlardır. Kavga bir an içinde kanlı bLr şekil almış ve ikisi de bıçaklanna sarılmışlardır. Neticede İhsan Şa kiri sol memesinden, Şakir de İhsanı sırtından yaralamıştır. EGE TİYATROSU Nuri Gencdur ve arkadaşları 30 haziran cuma günü akşamı Şehreminı İnşirah bahçesınde ^T Geçenlerde bir otomobil kazasmda (Analarm günahı) Murad Şamil karı koca birlikte yaralandıklarını yaz varvetesi dığımız Errol Flyn ile Lily Damita tehHALK OPERETİ likeli vaziyetten kurtulmuşlar ve iyileş30 haziran currra ok msğe başlamışlardır. Bir hafta sonra hasşamı Cağaloğlu Çıfte taneden çıkabilecekleri tahmin edilmeksaraylar bahçesir.de tedir. (ZIRDELÎLER) •Jt Olga Çekova, Kathe Gold, Hans operet 3 perde Holt, Paul Dalhke «Felâket getiren arOrkestra bale zu» adında bir film çevirmeğe başlamış Wallace Beery ve Robert Taylor «İnsan NAŞİD ÖZCAN lardır. kaçakçıları» kordelâsının bir sahnesinde ERTUĞRUL SADİ Tek birlikte GEDİKPAŞA Azak bahçesinde bu ^ c e HAYRET EFENDİ vodvil 3 perde kalan kız ve erkek talebeler, derhal Lisan Mütehassısı Prof. ANJEL'e Okuyucu Aysel müracaat etsinler. Muvaffakiyetle hazırlarız. Bahçekapı Selâmet Han. NEVYORKDA 15 gün Otel Kayıtlar Cumartesl akşamı kapanıyor. Telefon : 44914 CONTE Dİ SAVOİA ile Cenova'ya avdet, Brindizi tariki ile îstanbula avdet NÂTTA Satılık Ardiye Bahkpazar yağ iskelesi eski Sarraf sokak yeni TUIbend ağası sokağı 8 No. lu ardiyenin yarısı hlssedarlar tarafından satılıktır. Görmek İçin içlndekilere pazarlık için Cumhurlyet gazetesinde Sadlye müracaat. Fransızca dan ikmale