27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 İkinciteşrîn 1939 CUMHURfYET llim adamı gözile : Deniz iissii talebinden Rusya vazgeçmiyor Moskovanın yeni teklifler hazırladığı, 7 Fin fırkasının Karolin berzahında toplandığı söyleniyor Stokholm, 12 (a.a.) Helsinkiden alınan bir telgrafa nazaran Moskova müzakereleri etrafında Finlandiyada hüküm süren nikbinlik Moskovadan verilen haberler üzerine şiddetle sarsılmıştır. Sovyetler, Finlandiya mukabil tekliflerini hali hazırdaki şekillerile kabul edemiyeceklerini ve Sovyetler ittihadının Finlandiya arazisinde bir deniz üssii talebinden vazgeçmiyeceğini bildiriyorlar. Sovyet şeflerinin Sovyet tajgbleri hakkında yeni bir muhtıra hazırladıkları söyleniyor. Bu muhtıranm bugün hazır olması muhtemeldir. Ve Paasikivi'nin hükumetinden talimat almak üzere Helsinkiye avdeti icab edeceklir. Finlandiya Hariciye Nezareti, Tas ajansmtn, Rus Finlandiya müzakereleri hakkındaki mesajına dair bir tebliğ nesretmiştir. Bu tebliğe nazaran, Sovyetler ittihadı, Finlandiyaya, müzakere teklifinde bulunmuştu. Finlandiya, Sovyetler ittihadının ve alelhusus Leningradın emniyetine müteallik olan bütün hususatta geniş müsaadekârlıklarda bulundu. Sovyetlerin talebleri, Finlandiyayı, bitaraflığını korumağa memur cüzütamlan takviye etmek zaruretinde bırakmıştır. Savyet Fin müzakereleri Atatürk ç< GÜNÜN MEVZULARI Yazan: Prof. B. Sabit Erduran Tas Ajanstmn tekzibi Yedi Fin fırkası Carolien berzahında Moskova, 12 (a.a.) Dün Finlandiya murahhaslannın yalnız Sovyet tekliflerini reddetmekle iktifa etmiyerek hududdaki kuvvetlerinin miktannı arttırmak suretile itilâfgirizliklerini takviye ettikleri sırada mevzuu bahsolmuş olan yedi Finlandiya fırkası, Leningradın karşısında Carolien berzahında toplanmıştır. Müzakereler umumi mevzular üzerinde ceryan ediyor Helsinki, 12 (a.a.) Tas ajansının beyanatı ve Finlandiya Hariciye Nazırının cevabı, Moskova görüşmeleri neticesinde, müzakerata kâfi bir esas bulunamadığından, bu müzakerelerin umumî mevzular etrafında cereyan ettiğini göstermektedir. Sovyet taleblerinin neticeai Helsinki, 12 (a.a.) D. N. B. ajansı bildiriyor: "«ı.mı.ııı Moskova, 12 (a.a.) Tas aansı bildiriyor : Ingilizce Daily Express gazetesi Exchange Telegraph ajansının Helsinki muhabiri tarafından verilen ve Stalinin, Finlandiya tarafından kabul edilen en son müsaadekârhklan yeniden reddettiğini bildiren bir haber nesretmektedir. Tas. ajansı, Daily Telegraph'm verdiği bu haberin hakikate asla uygun olmadığını beyana mezundur. Finlandiyahlar, yeni hiçbir müsaadekârlıkta bulunmamış olduklanna göre, Stalin mevcud olmıyan bir şeyi reddetmiş olamaz. Tas ajansının bildirdiğine göre, Finlandiyalılar, Sovyetler ittihadının en küçük tekliflerini reddetmekle kalmayıp, uzlaşmamak hususundaki taannüdlerini arttırmaktadırlar. Son zamanlara kadar Finlandiyalıların, Carolien berzahında ve Leningrad karşısındaki cephede, iki üç fırkası mevcuddu. Şimdi, Leningrad civarındaki fırkalann adedini yediye çıkarmışlar, bu suretle uzlasmazlıklannı aşikâr olarak göstermişlerdir. llllllinillllllllllinillllllllllllllllllllllllllllllllllllııımıiKi Münih suikasdinin Mütarekenin 21 nci faili aranıyor yıldönümü Hitler, dün sabah vak'a Kra^iee Elizabet, radyoda bir mesaj okudu mahallinde tetkikat yaptı Londra 12 (a.a.) Kraliçe ElizaBerlin, 12 (a.a.) Hitler dün sabah suikasd mahallini ziyaret etmiş ve tahki bet, mütarekenin 21 inci yıldönümü mükatın seyri hakkında hususî tahkik komis nasebetile dün akşam Ingiliz împaratorluğu kadınlarına hitaben radyoda bir meyonu şefinden bazı malumat almıştır. saj okumuştur. Kraliçe demiştir ki: Gestapo'ya gelen mektublar Kopenhag, 12 (a.a.) Münih sui« Vaktile kadınlann cephedeki erkasdinin muhtemel faili hakkında Gesta kekleri cesaretlerile ve şefkatlerile teşçipoya binlerce ihbar mektubu gelmektedir. den daha fazla bir şey yapmalan kabil Hususî komisyonlar, suikasdcinin, kralcı değildi. Bugün bu değişmiştir. Kadınlaveya komünist Yahudi muhitlerinde bu rın yerine getirilecek hakikî ve hayatî lunması ihtimalile araştırmalar yapmakta vazifesi vardır. Bu vazifeye davet benim dırlar. yüreğimden kopup geldi. O davete icabet Münih, 12 (a.a.) Matbuat Burgerbran birahanesi suikasdile meşgul olmağa devam etmekte ve bu suikasdin manevî mes'uliyetini daha şimdiden tamamile beynelmilel Yahudilik hareketine yükletmek mümkün oldueunu yazmaktadır. Polis tarafından yapılan araştırmaların neticeleri şimdiye kadar malum değildir. Gestaoo teşkilâtı mühim bir izin üstünde bulunduğunu ve yakında bazı ifsaatta bulımabileceğini ümid ettiğini bildirmektedir. Mesuliyeti Beynelmilel Yahudilik tarzınızdan dolayı size teşekkür ederim. hareketine yükletiyorlarmış! Kabul ettiğiniz vazifeler millî hizmetin her sahasma şamildir. Bu imtihan dev resinin pek çoklarınızın yapmak mevki inde bulunduğu daha mütevazi rolü de unutmıyorum.» İki devlet reisi arasmda Londra, 12 (Hususî) İngiltere Kralile Fransız Cumhur Reisi arasmda mütarekenin yıldönümü münasebetile tebrik telgrafları teati olunmuştur. Yugoslavyada Belgrad, 12 (a.a.) Mütarekenin yıldönümü dün memleketin her tarafında tes'id edilmiştir. Belgrad'da Patrik Pavrilo ortodoks kilisesinde Kralın mümessili ve hükumet erkânmın huzurunda yapılan dinî âyine riyaset etmiştir. Bir çok Fransız askerinin medfun bulunduğu Belgraddaki Fransız mezarlığında yapılan merasim bilhassa heyecanlı olmuştur. Bir Alma.n vamıru Santiago de Chili 12 (a.a.) Geçenlerde Tacahuano'ya iltica etmiş olan Tacoma adındaki Alman vapuru, zahire ve bilhassa buğday yüklü olduğu halde Hamburga müteveccihen hareket etmiştir. Geminin hareketinden biraz sonra Alman tayfalardan biri kendisini denize atmış ve boğulmuştur. Sular, cesedini Tomea yakınında karaya atmıştır. Nobel kimya mükâfatlarını reddeden profesörler Bern 12 (a.a.) Bund gazetesine göre, 1936 ve 1939 Nobel kimya mükâfatlarını kazanan Alman profesörlerin den Kuhn ve Butenandt bu mükâfatlan reddetmişlerdir. Almanlar, bir Finlandiya gemisini musadere ettiler manyanın Finlandiya gemilerini İsveç Berlin 12 (a.a.) Eski Bromberg karasularından Şimal denizine geçirmek belediye reisi Barciszeski, harbin ilk gün istemediğini teyid eylemektedir. lerinde bu şehirde Almanların katledil Belçikadan ayrılan îngilizler mesinden mes'ul tutulduğu için kurşuna Brüksel 12 (a.a.) Resmî sıfatı oldızilmiştir. İTmirr1'; sfiydirilen çocuklar mıyan Ingiliz kolonisi komitesi, seyahat masraflarını kendi ceblerinden ödeyebi İzmir 12 (a.a.) Kızılay kurumu lecek olan İngiliz tebaasına Belçikadan bayram m'inasebetile 300 çocuk giydir miş ve 350 yoksula da elbiselik kumaş ayrlmak üzere hazırlık yapmalarını dün akşam bildirilmiştir. ddğıtmıstır. Kurşupa dizilen bir Alman Belediye reisi Helsinki 12(a.a.) Finlandiya bandıra lı 2430 tonluk Airosto vapuru Aland ada lan civarında bir Alman harb gemisi tarafından muayene edilmiş ve Svvinemunde'ye götürülmüştür. Bu vapur Sellüloz yüklü olduğu halde Finlandiyadan Amerikaya hareket etmişti. Bu musadere Al Bu büyük, cihanşümul ebedî yüce bir nam, asırların tevalisi ile bütün bir beşeriyet ve medeniyet camiasımn hafızasında nesilden nesle intikal edecek kemaline ermiş bir sulh ve selâmet sembolü oAlman ordusu, 110 tümenlik büyük larak yerleşip kökleşirken asîl Türk ırkıkısmile garb cephesinde, Holandadan İsnın; kendine hâs, dünyada eşi görülmiyen mümtaz bir istiklâlinin gazâ ve zafer riçreye kadar, takriben 1000 kilometrelik leri içinde ve herşeyin üstünde semalara bir hat üzerinde mevzi alınca, bu ordunun yükselmiş şanlı bir alemi olarak dikili du taarruz edebileceği muharib ve bitaraf bütün memleketler, müdafaa tertiblerine mcak ve ezelî yaşayacaktır. Atatürk, her bir öz Türkün canevinde daha büyük ehemmiyet ve kuvvet verdieşsiz tek bir insan ve deha âleminde ise ler. Bu arada Holanda da, evvelâ talim başhbaşına tek bir cihan olarak doğmuş, ve tecrübe bahanesile, sonra da açıktan gene o büyük insan yalnız bir ferdi ol açığa su baskını yaparak müdafaa etmek makla müftehir bulunduğu Türk mille ıstediği mmtakaları adamakıllı ıslattı. Daha evvel, Holandanm su müdafaatinin öz kalbinde asîl bir makar bulmuşsindan bahsederken arazinin motörlü valur. Bugün büyük milletimizin istiklâline sıtalar tarafından geçilemez bir balçık mehd olan Ankara, millî bir inkılâb başa deryası halini alabilmesi için, suların vakrıcısı Büyük Atanın ebediyete intikal e tile koyuverilmesi lâzım geldiğini, aksi den aziz mevcudiyetini daha ilk ayak takdirde, seri bir düşman baskınile su mü; bastığı günde, bin ferah ve minnet nefe siafaasınm faydasız bir hale geleb !ere sile içimize doldurduğumuz o muattar îi,ini söylemiştik. Holandahlar, baskına topraklan içinde sonsuz bir huşu ve hür uğramamak için, Alman tümenierınin metle sarıp saklarken; nurdan bir zekâ, hudud civanna toplanması üzerine, he ateşin bir dehâ seyyalesi gibi kalbden kal men bendlerin kapılannı açtılar ve böyle be geçen maneviyeti de gene o koca mil yapmakla da çok iyi ettiler. letin bütün varlığında azametle dolu büFakat, bir memleketin müdafaası için, yük bir heyecan, ve muazzam eserini şe valnız bir kısım araziyi suya boğmak kâfi refle koruyacak bir hayab cavidan yarat değildir. Bu pasif müdafaadır. Ayrıca mıştır. aktif müdafaa da yapmak lâzımdır. HoMilletin bu büyük varlığını; biz bütün landahlar, sulan koyuvererek, müstevlinin hayatınca bize gösterip ispat ettiği o ha geçebileceği yerler, çamur oldu, arbk rikalar kaynağı kahramanlıklarından son yan gelip keyfimize bakabiliriz, derlerse ra en son olarak anavatanın, tam kurtu büyük ve feci bir hayal inkisarına uğnvaluş hatlannı çizen ve Millî Misakı it caklarını bildikleri için, yalnız sellere bel mam eden (Türk Hatay) ın da verdiği bağlamadılar. Filvaki, Holanda ordusu. er sözile, bir sözünü iki ettirmeden içimi daha 29 ağustosta, umumî seferberlik ilân etmiş ve 2 eylulde takriben 350,000 ze kattığı bir anda gördük. Bu sevgili Türk yurdunun da kurtulu kişilik bir orduyu silâh altına almıştır. juna ilk işaret ve bir müjdei beşaret olan Felemenk hükumeti, Almanyanm müteo şanlı alanda, amansız bir hastalığın de caviz bir siyaset takib etmeğe başladığı vasız kalmış ıstırablarına rağmen hayatı geçen yılda da, bazı müdafaa tertibleri nı, memleket ve millet hayatına feda eden almıştı. Evvelâ, askerlik müddeti 5 aydan . büyük kahraman, biricik sevdiği o çe 1 1 aya çıkanlmış, askerlikten istisnalar likten de yaman Mehmedciklerinin geçid kaldınlmış, su müdafaa tertiblerile beraresminde saatlerce ayakta durarak bir an ber tahkimata da ehemmiyet verilmişti. kaybetmediği ve son nefesine kadar deHolanda tahkimatı, bütün hudud bovam ettirdiği kudret ve cevvaliyetile, ken yunca uzanan bir kazematlar, ve blokdi canından da üstün tuttuğu can vatana, havzlar manzumesidir. Bu manzumenin bir parça can ve bir parça vatan daha çinde ve etrafındaki bütün köprüîere, vermiş oldu. şimdiden dinamit konulmuş; yollara, Onun uğruna bin can vermek istediği anklann geçmesine mâni olacak barikadmiz bu andan sonra onu bir daha, ara ar yopılmıştır. Bütün tahkimat, birbirlerimızda ve üzerine titreyerek ayırmak iste nc yüzlerce küçük istihâmla bağlanmışmediğimiz başucumuzda maddeten gör :ır. Hudud taburları tezyid ve takviye emeğe bir türlü imkân görememek bahtsız dilerek, bunlar, bilhassa Alman Belçilığına düştük. ka Felemenk hududlarının birleştiği Herkes yanmış ve yakılmıştı. Hıçkınk mmtakaya sevkolunmuşlar ve oradaki tan kuruyan, ağlamaktan kanayan dil ve :ahkimatı işgal etmişlerdir. gözlerde ne tâb ve ne tüvan kalmıştı. Su müdafaasına gelince, bu sahada en En büyük bir teselli... O muazzam yi müdafaa hattı, tahkim edilmiş olan dâhinin millete tevdi ettiği eşsiz bir eseriyYssel kanalıdır. Birinci su müdafaa hattı di. Zvvelle'den Maestricht'e kadar uzanır. Millet ancak bu eserle müftehir olur ve Bu hatta Amersfoort mıntakasım suya ancak onun bakasile bir baka bulur. Ata boğacak tertibat ahnmıştır. Sular basıltürkten öz Türke geçen bu eser, gün geç dıktan sonra, müstevlinin mukabil tertitikçe azametleşen bir şaheserdir ki o tü atla bu müdafaayı bozmasma mâni olkenmez sâye bir gayret ve akıllara bin mak için, «Grebbelinie» denilen bir tahhayret veren bir vüs'at ve mahiyettedir. imat hattı vücude getirilmiştir ki bu istihTürk yalnız ondan aldığı bir hız ve kuv âmlar, su basılan mıntakaya hâkimdir. vetle yalnız onun çizdiği doğru bir yolda Bu hattan sonra, Dordrecht, Utrecht ve durmadan yürür ve ilerlerken daima o Amsterdam önünde kilometrelerce uzanu, o büyük kurucu ve kurtarıcısım göz nan «Waterlinie» yani «Su Hattı» deniönünde, göz bebeğinde kudsî bir rehber en bir müdafaa hattı daha tesis edilmiştir. olarak tutacaktır. Bu hattın arkasında kalan arazi, FeleAtatürk demek, Türk milleti demektir. mengin millî kalesi olacaktır ve burasmı Bu halde Türk milleti Atasının en ha müstevliye karşı, ordu ile beraber koyuvekikî ve en samimî bir mümessilidir. rilmiş sulardan mürekkeb bir mania hattı Onu öldü diyenler ne kadar yaz;k ki, müdafaa edecektir. Eğer, Zuyderzee'yi kendilerini bilmiyenlerdir. kcruvan 30 kilometre uzurlu^undaki sed, Onun bu âlemden diğer bir âleme geçmesinden; günler değil, aylar yıllar de merküz eden emin bir kuvvet oldu. Onu ğil, hatta asırlar geçse gene Onun benli baştanbaşa başarmış olan o büyük dâhi ğimize geçen o büyük benliğnin her bir bir başın, gene sonuna kadar baş.uacak zerresi, Türkün müteselsil varlığında gö olan bu büyük bir başa pek büyük bir rülmemiş, işitilmemiş harikalar yaratacak nancı vardı. Kemalile başanlan ebedî ve gÖzler kamaştıracak kudrette bitmez bir eser, İsmetile yürür ve ürerken milleve tükenmez bir cevher olarak parhyacak in bir ferdinin; hayatı pahasına da olsa ;ene bir zerresini feda edemiyeceği aziz tır. Bu cevherli Kemalist Türk miUeti, re ^umhuriyetinin; milleti ihya, vatanı ilâ alist bir mütefekkirin ebedî ölmez bir va decek temiz ve pürüzsüz yüksek gayerisidir. Büyük millet bu verasetle idrak et ine ulaşmaktan başka bir düşüncesi tiği esaslı ve halâskâr bir rejimi, hayatı oktur ve olamaz. Bu yolda, sırf vatan ve milletin selâmeiçin en önde gelen bir kuvvet ve en bas'a gelen bir kudret bilmektedir. Ne de olsa ri uğrunda, açılan millî bir savaşta kazagene kuruîuşunu ve kurtuluşunu kudretli nılan bir istiklâl, her anda herşeyin üselinde tutan bu kahraman millet, ona bu ünde tuttuğumuz en muallâ bir berate iskuvveti tanıtan büyük kurtaracısmın irşad idlaldir. Bunu yaratan, Ebedî Sef (Atatürk) ve içtihadına medyundur. )U beratı, elinde tutan Türk miUehne, «Türkün asil kanmda mevcud olan o kudret ve kuvveti» sezen ve onu sar doğru hür ve müstakil bir yolu aydınlatan sılmaz bir irade ile idare eden o biıyük millî bir meş'ale olarak emanet etti. Bugün milletin bütün bir ittifakile o mürşid nihayet, kurtarıp kurduğu yeni bir yurdun, cihanın bin şurişi içinde bile meş'aleyi eline alan ve millî bir nigeh baştanbaşa bir mamureye döndüğünü banı bulunan Millî Şef İsmet İnönü ise gördü ve yalnız vatanı için sevdiği hayata er yer bu vatanın her yerinden, (orada o semavî gözlerini emin ve müsterih ola alnız düşmanı değil milletin makus taihini de yenen) fıtrî ve müspet kahrarak yumdu. manhklan, ezelî dirayet ve yararlıklarile Artık Onun için titreyen gözler ve yürekler şimdi de eseri için titremekte ve bu daha nekadar çok millî birer cevher yaratitreyişile millî emeli beslemektedir. On acağmda ve Türke tarihindeki azameti dan müntakil ve müteselsil zerreler haün lâ ve muhafaza ettirecek aziz bir rehber de mütevaris büyük metin bir hareket, Iduğunda hepimizin en kavi bir inan ve milletin büyük bir inan ve itmananile E imanı vardır. bedî Şefinden. Millî Sefine tecelli ve te1 Holanda da baskına karşı hazır! Yazan: AB1DIN DAVER berhava edilirse, deniz Yselmeer'e hücum ederek nehirleri ve kanalları takiben memleket dahiline girecek ve önceden kararlaştırılan bir irtifaa geldikten sonra, ağır ağır yayılarak araziyi istilâ edecektir. Polders'leri yani denizden dolma araziyi kateden hendekler, 1,50 metre deriııliğindedir. Bu hendekler, yükselen suların altmda kahnca görünmiyecek ve motörlü bırlikler için müthiş birer tuzak halini alacaktır. Holandanın, hava ordusu, takriben 500 tayyareden mürekkebdir. Bunların arasında en son modelde, ve en sür'atli tipte, kudretli bomba tayyareleri de vardır. Felemenk havacıları, gayet iyi bir talim ve terbiye görmüş, en yüksek bir disiplin ruhile yetişmiş, seçme insanlardır. Almanyanm 6000 olduğu tahmin edilen tayyareleri karşısında 500 tayyare, pek zayıf bir kuvvet teşkil ederse de, Feleır.enk bir taarruza uğradığı zaman, İngiliz ve Fransız hava orduları da yardıma koşacakları için, bu 500 tayyarenin, mühim bir kuvvet halini alacağı tabiidir. Holandanın deniz kuvvetleri, bir Alman istilâsına karşı büyük bir rol oynayacak vaziyette değildir. Bu küçük devletin asıl deniz kuvvetleri, Felemenk Hindistanınm müdafaasına tahsis edilmiştir. Bu müstemlekelerde 3 kruvazör, 12 muhrib, 20 denizaltı gemisi, 80 büyük deniz tayyaresi, mühim miktarda küçük tayyare ve müteaddid muavin gemi vardır. Avnıpada ise 6 tarassud gemisi, 6 denizaltı gemisi, müteaddid hücum botu, bir düzine kadar mayin dökücü ve ayni miktarda mayin toplayıcı mevcuddur. Felemenk ticaret filosu ise 3 milyon tonluk 1,096 gemiden mürekebdir ve Avrupanın beşinci deniz ticaret filosudur. Harb, Holanda deniz ticaretine hayli zarar vermiştir. Yalnız Rotterdam limanında 35 gemi bağlanmış, 30 kadar Felemenk gemisi satılığa çıkanlmıştır. Holanda, müdafaa tedbirleri almasına rağmen, bitaraflığını muhafaza etmekte, ayni tehlikelere maruz komşusu Belçika ile dahi bir askerî anlaşma ve bir karşılıklı yardım paktı imzalamamaktadır. Yalnız, İngiltere ile Fransa, bir taraflı olarak Holandayı garanti etmişlerdir; yani Almanya, bu memlekete taarruz ederse, Ingilizlerle Fransızlar onun yardımma koşacaklardır. Fakat karadan yapılacak yardım için, Belçikadan geçmek lâzımdır. Felemenk, bir Alman taarruzuna uğradığı zaman, Belçikanın bir gaflete kapılarak Fransız ve İngiliz ordulannın kendi topraklarından geçip Holandaya yardıma koşmalarına mâni olması ihtimalinden arasıra, bahsediliyordu. Fakat, Belçika Kralının son zamanlarda söylediği bir nutukta, Holanda ile yanyana hareketten bahsetmesi ve iki memleketin beraberce sulh teklifinde bulunmaları bu manasız ihtimali ortadan kaldırmıştır. Almanların Holandaya taarruzu halinde, bunun sonu kendisine dokunacağmı anlamış olan Belçikanın, Fransız ve İngiliz ordulannın, Holandaya yardım için, kendi arazisme girmesıne müsaade edeceği ve bizzat kendi ordusile de Holandanın yardımma koşacağı muhakkak addedilmektedir. *** Almanya, garb cephesinde, hareketsiz kaldıkça, buradaki muharib ve bitaraf devletlerin müdafaa tertibleri ve kuvvetleri mütemadiyen artmaktadır. Fransız ve İngiliz orduları, İsviçreden denize kadar uzanan Fransız hududlarındaki tahkimatı gittikçe kuvvetlendirdikleri gibi, İsviçre, Belçika ve Holanda da, ordulannın eksiklerini ve müdafaa hatlarının noksanlarmı tamamlamaktadırlar. Meselâ, Holandanm, bir Alman taarruzundan şüphe eedrek su müdafaasmı harekete getirmesi, bu çeşid tamamlayıcı faaliyetlerden ve uyanıklık tedbirlerinden biridir. Harbde, bilhassa bir harbin başında sürpriz yani baskın, çok mühimdir. Almanların Lehistana karşı yaptıkları baskın, bu memleketin gafil avlanarak seferberliğini bitirmeden, kısa bir zamanda mağlub olmasına sebebıyet vermşitir. Fakat şarkta bir baskınla muvaffak olan Almanya için, garbda baskın yapmak imkânî kalmamıştır. Holandadan İsviçreye kadar uzanan hududlarda, her Alman taaarruzu, yerine göre, azçok şiddefli bir mukavemetle karşılanacak, Alman başkumandanlığı, sevkülceyşin, harb san'atının ana prensiplerinden biri olan baskından istifade edemiyecektir. Simalden cenuba doğru, Felemenk, Belçika, Fransız. İngiliz ve İsviçre orduları, silâhbaşına etmiş, parmak tetikte, Alman ordusunu bekliyorlar. Almanya, taarruz ederse çetin muharebeler yapmak mecburiyetindedır. IHEM NALINA MIH1NA Dört harb ir harb içinde, dört harbin seyircisi oluyoruz: 1. Askerî harb, 2. İktısadî harb, 3. Diplomatik harb, 4. Manevî harb. 1. Askerî harb, şimdilik, sakin bir seyir takib ediyor. 2. İktısadî harb, için için, fakat îngiltere ile Fransanın lehine, devam eünektedir. Bu ayın dördüne kadar, yalnız Ingilterenin zaptettiği Almanyaya mahsus harb kaçağı eşya 420,000 tonu bulmuştur. Fransızların musadere ettikleri haric. Almanyanm, sulh zamanında yaptığı ithalâlın yüzde 32 si denizaşırı memleketîeıden gelirdi. Şifndi, iktısadî harb, bu ithalâtı kâmilen durdurmuştur. Gene Alman ithalâtının yüzde 20 si, bu memleketin şimdi harbettiği memleketlerden geliyordu. Bu da, durmuştur. Demek ki Alman ithalâtının yüzde 52 si, aşağı yukarı yansı kesilmiştir. Almanyanın komşuları, Rusj'a da dahil olmak üzere, bu eksiği asla telâfi edemezler. 3. Diplomatik harbe gelince, Almanya, harbe girmeden evvel, Sovyet Rusyayı elde etmekle hatırı sayılır bir muvaffakiyet kazanmıştır. İngiltere ile Fransa, Ankara muahedesile Türkiyeyi kazanmışlar, Amerikanın ambargoyu kaldırması üzerine de hem diplomatik, hem iktısadî, hem de silâh temini bakımından askerî olmak üzere üç cepheli bir muvaffakiyet temin etmişlerdir. Bütün bitaraf devletler, bilhassa yakm komşuları Almanyadan uzaklaşmaktadırlar. İspanya, kendisinden yüz çevirmiş; îtalyanın mihver siyaseti ve çelik pakta bağhhğı bütün hararetini kaybetmiştir. 4 Manevî harb ise, en büyük şiddetile devam etmektedir. Sinir harbi diyebileceğimiz bu harbde, iki taraf devlet ricalinin nutukları, radyolarının konuşmalan ve matbuatının neşriyatı bütün kuvvetile birbirlerile çarpışmaktadır. Manevî harb, sinir harbi, kuvvet ve tesirini sözden değil; askerî muvaffakiyetlerden alır. Garbda, her geçen gün îngiltere ile Fransanın lehinedir. Şunu unutmamak lâzımdır ki iki müttefikten bilhassa İngiltere, harb patladığı zaman, büyük bir harb için hazır değildi. Harbin birinci yılı, İngiltere ve Fransa için, askerî harb itibarile «müdafaa ve hazırlık» yıhdır. 1940 senesinin ilk aylarında, İngiliz niza* miye ordusuna, geçen nisanda, kabul edilen mecburî askerlik hizmeti kanununa tevfikan silâh altına ahnanlardan, bir milyon kişiden fazla asker iltihak edecektir. Müstemlekeler de, kara ve bilhassa hava kuvvetleri hazırlamaktadırlar. Evvelce, Amerikaya ısmarlanan ilk tayyareler yola çıkanlmıştır. Kanada, kendi fabrikalannda yaptıklarından başka Amerikaya 1500 tayyare ısmarlamak kararındadır. Göring, Amerikanın, müttefiklere bir senede 8000 tayyare verip veremiyeceğini tetkikle meşguldür. 8000 olmasın da 7000 veya 6000 olsun. Bu muazzam yekuna İngiliz ve Fransız fabrikalannın gittikçe artan imalâtını da ilâve ederseniz, çıkan vekun Göring'in plânlarmı ve istihsalâtmı herhalde çok geride bırakır. Fransanın da, müstemlekelerdeki kıtalarından yeni ordular teşkil ettiği muhakkaktır. Bütün bu hazırlıkların 1940 baharma kadar çok verimli olacağma şüphe yoktur. Ingilterenin Amerikaya evvelce ısmarladığı tayyarelerden 450 tanesinin şubata kadar teslimi, buna bir delildir. Almanya için, bu sene harekete geçmek üzere ancak bir ay kadar vakit vaıdır. Almanya, bu müddet zarfında da, birşey yapamazsa, General Kış'ın beyaz ordulan, harekâta mâni olacak ve Almanlar, garbda, harbin ilk altı aylık bilânçosunu kayıbla kapamış olacaklardır. ÇörçiFin nutku Londra, 12 (a.a.) Amiralhk Birinci Lordu Çörçil, bu akşam radyoda bir nutuk söylemiştir. Çörçil demiştir ki: « Büyük Britanya, harbe mâni olmak için her şeyi yapmış ve sulh lehinde bir çok şeyler kabul etmiştir. Fakat şimdi harbde bulunuyoruz. Maksadımız harb yapmak ve düşmanın usanıncaya kadar azımsayamıyacak olan vesaitımizin imkânı nıspetinde harbe devam etmektir. Şunu mutlak bir hakikat olarak telâkki edebilirsiniz : Ya Fransa ile Büyük Britanyanın modern dünyada hikmeti vücudünü teşkil eden her şey bitip gidecek, yahud Nazi rejimi ve Hitler ezilecek ve mahvedilecektir. Müttefikler kendilerine bahşedilen 10 hafta müddetten memnuniyetle istifade etmişler, hazırlıklarını tamamlamışlardır. Bütün dünya Hitlerin ve Hitlerizmin aleyhindedir. Her ırka mensub insanlar bu korkunc hayalin kendilerile onlara mevud olan ve bu asra yakışan ileri hareketi arasmda dikildiğini hissediyorlar.» Behçet Sabit Erduran ABtDİN DAVER I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle