Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 Mayıs 1938 CUMHURIYET SON LER Hâdiseler arasında Asrî mezarlık meselesi rtada bir iddia var. Fakat, gazetelerde çıkan haberler, şüphe altında kalanların lehinde veya aleyhinde bir sarahatten mahrumdur. Devlet Şurası veya Temyiz mahkemesi, en son hükmünü verinciye kadar, şüphenin, içi yıldınmlarla dolu kara bulutu, Belediyenin çatısı üstünden aynlmıyacak ve tahminlerin hafif rüzgârile dağıltnıyacaktır. İmparatorluk tarihinin bütün bir inkıraz devri suiistimal ve rüşvet hikâyelerile dolup taştığı için, îstanbul halkı yolsuzluk iddialarına pek çabuk inanır. Böyle bir haber gazetelerde bir kere intişar etmiş olduktan sonra, halkın tarihî bir şuurla koyulasan şüphesini derhal silecek bir sarahate ihtiyac vardır. Şimdilik bilinen şey şundan ibarettir: Mezarlık arsası kıymetinden pek üstün bir fiata Belediyeye satılmıştır. Bunda Valinin ve Daimî Encümen azalannın ne gibi mes'uliyet hisseleri olabilir? Arsayı satanın himaye edilmiş olduğu iddiasını tevsik eden deliller nelerdir? ÎÜıamın esasını teşkil eden bu noktalar karanlıkta kalıyor. Davaya adı karısan insanlar masum iseler, onlan umumî şüphe karçi8inda daha fazla bekletmemek, değilseler, şehrin, devletin ve rejimin malını, canını ve şerefini onlann eline daha fazla teslim etmemek lâzım g«lir. Sabırsızlığimız, hem masum olması 'Mimali bulunan insanlar, hem de aldatılmış olması ihtimali bulunan halk hesabınadır. Bürokrasi kaplumbağasmî ağır yürüyüşüne terkedersek netice gecikebilir. Bu davada taraflardan birini ve en büyüğünü teşkil eden halkın gecikmiyecek bir sarahate ihtiyacı var. Büyük davalar Hava Kurumu Merkez heyeti dün toplandı Altı aylık faaliyet raporu ile bilânço ve yeni bütçe tasvib olundu Ankara 28 Türk Hava Kurumu genel merkez heyeti bugün saat 16 da Sinob meb'usu Cevdet Kerim İncedayının başkanlığında 6 aylık toplantısını yaptı. Merkezi idare heyetinin çalışma ra poru ve murakıbların raporu okunarak tasvib olundu. Bilânço ile 938/39 bütçesi tetkik ve tasdik edildi. Türkkuşu kamplannda vazife görürken şehid düşen amatör genclerin mirasçılarma 1500, malul kalanlara 750 lira net olarak tazminat verilmesi de kabul edildikten sonra başkan, Türk Hava Kurumunun ilk kuruluş yıllannda teşekkül ve taazzuv halinde bir iane müessesesi olduğu, para toplamak suretile askerî hava kuvvetlerine yardım ettiği ve fakat iki üç senedenberi tefkilâtmı tekemmül ettitiren kurumun yeni bir faaliyet sahasına girerek ve yalnız spor cephesinde kalmıyarak millî müdafaa bakımından sis temli ve esaslı bir programla havacılık hevesini bütün millete yayan, taze, kuvvetli, bol eleman yetiştirir bir hale girmiş bulunduğunu ayn ayn kaydettikten sonra, bu inkişaflı neticeyi kazandıran gani v« duygulu milletimizin yüksek kalbini hürmetle anarak iyi ve vukuflu çalışma larından dolayı merkez idare heyetine ve başkanına teşekkür edilmiştir. lıyarak her sınıf halk kütlelerine kadar yayılan bu canlı hareketin, kanadlı Cumhuriyet neslini kısa bir zaman içinde ye tiştirmek meselesine Büyük Şefin verdikleri ehemmiyetten kuvvet alması, millî havacılığımızın istikbali için en sağlam temennidir. Son bir yıllık gelir 5,343,925 liradır. Bu paranm 1,612,103 lirası piyango aidatıdır. Geçen seneki vaziyetle bir karşılaştır ma yapılınca aradaki fazlalığm 588,159 lira olduğu anlaşılır. Millî Müdafaa Vekâleti hava bütçesine yapılan yardımın yekunu da 46 milyon 995,215 lirayı bulmuştur. Fransa ve Avrupa iki tehlike karşısındadır Yazan: P1YER ET1YEN FLANDEN eski nizamm mahvına ve bizsiz, ve belki de bizim aleyhimizde yeni bir inzamın teessüsüne meydan veriyoruz. Ihtarlarımı dinlemek istemiyenlerin münakaşa zevklerine ben de aynen sahib olsaydım, onlann siyasetini «Fransanm feragati» diye tavsif ederdim. Esasen, zannetmiyorum ki, Fransız milleti, vaziyeti öğrendiği zaman, harbden başka bir neticeye müncer olması ihtimali bulunmıyan yabancı bir siyaseti memnuniyetle karşılar. Kaldı ki, bu siyaset, Fransanın kudretini hiçbir sahada tezyide muvaffak olamamak söyle dursun idame dahi edemiyen bir dahilî siyasetle müterafık olduğu icin, daha ziyade tenkidi mucibdir. Eğer ben, 18 mart 1936 da, bilâhare çok mes'ud inkişaflara mazhar olan anlasmaları Ingiltere ile akde tevessül etmemiş olsaydım, Fransa bugün Avrupada tek başına kalacak ve münferid kuvvetlerinin fevkine çıkan taahhüdleri yerine getirmek zaruretinde bulunacakb. Buna rağmen, ve sıkı bir Fransız Ingiliz elbirliği sulhun yegâne kâfili olduğu bir zamanda, Fransada bazı kimseler, Çemberlayn hükumetine müşkülât çıkarmaktan başka bir şey düşünmüyor lar. Gerçi, Fransa siyasetini Ingiltere siyasetinin dununda tutmak gibi bir teklif mevzuubahs olamaz. Fakat, Büyük Britanya'nm îtalya ile bir anlaşma akdettiği sırada, Fransada bazı kimselerin ve bazı partilerin, bu anlaşmayı, bir FransızItalyan anlaşmasile itmam bahsinde engeller çıkarmaları ayıbdır. 1936 temmuzundanberi, komünist partisile C. G. T . Fransanın kızıl İspanyaya yardım etmesini istemekten geri durmu yorlar. Gerçi, Fransız hükumeti, ademi müdahaleyi kabul etmiştir. Fakat, tecrübe, ademi müdahalenin bir dolabdan ibaret olduğunu göstermiştir. tspanya yarımadasmdaki askerî harekâtın bugünkü vaziyette, iki taraf ordulannın, bir yan dan Rusyanın, bir yandan îtalyanın ve Almanyanm yardımlanndan mahrum bırakılabileceklerini ümid etmek, hayalden ibarettir. Ve Fransa için, bütün mesele, bu iki totaliter ideolojinin çarpıştnası karsısmda, iki taraftan hangisini tercih edeceği meselesidir. Ademi müdahale prensipini kabul ettirmek, 1936 yazında belki kabil olurdu. Fakat bugün imkânsızdır. Zira, bütün kontrol şekillerinin filen tatbik edildiği zaman bile ademi müdahalenin hakikaten mevcud bulunmuş olduğunu, bugün kimse iddia edemez. Fransanın menfeuti, Akdenizdeki muvasala yollarmı korumakta ve Pirene hududlarına, diğer bir yabancı devletin yerleşmesini kabul etmemektedir. Bazı kimseler ne düşünürse düşünsün, îspanyada Moskovanm vasayeti altında bir hükumetin iktidar mevkiine geçmesi, Fransa için; dahilî bir harbe yardım etmiş olanlara mütemayil olması muhtemel bir hükumetin iktidan ele alması kadar tehlikelidir. Fransanın menfaati, ne Valansiya'daki kızıllara, ne de Burgos'taki nasyonalistlere yardım etmemektedir. Fransanın, îngiltere siyasetine tama men mutabık bir siyaset takib etmesini icab ettiren bir iş varsa, o da îspanya işidir. Ingiltere hakkında, îspanyanın şu veya bu partisine muzaheret ettiği iddiasını hiç kimse serdedememiştir. Fransa hükumeti hakkında da ayni kanaatin mevcud olmaması şayanı eseftir. Fransanın sulh istediğini ilân etmek kâfi değildir; onu korumak için icraat ister. Avrupa, iki tehlike karşısındadır. Almanyanm hakimiyet tesisi teşebbüsleri ve Sovyetler Rusyasının umumî bir bolşe vikliğe götürümesi. Bu iki tehlike ayni derecede mühimdir ve Avrupa, bunların her ikisini de bertaraf etmek sayesinde ancak kurtulabilir. Esasen, bunların her ikisi de harbi intac edecek teMikelerdir. Ve Fransa eğer hakikaten sulh istiyorsa, hem onun hem ötekinin aleyhinde harekete gecmelidir. üsküdar hakkmda güzel bir düşünce Bir ecnebi seyyah, ister kara yolundan trenle, ister deniz yolunu tercih ederek vapurla Istanbula gelsin, şehrin her iki kapısmda da, derin bir şaşkmlığa ve hatta acıklı bir «sukutu hayal» e kapılmak • tan kendini alamaz. Çünkü, Yedikuleden itibaren ya teneke mahalleler içinden geçecek, yahud da, muhteşem Boğazın başladığı noktada, çürük birer diş gibi görünen kara tahta evlerile Üsküdar, karşısma çıkacaktır. Yedikule ile Sirkeci arasmdaki sahanın temizlenmesinin imar plânının ön safında yer tuttuğunu biliyoruz. Bildiğimiz için de, endişeli nazarlanmızı, Boğazm Marmara ile kucaklaştığı yeşil sırtlann üzerinde dolaştırarak: Ya Üsküdar? diye soruyoruz, o imarına ne zaman sıra gelecek? Ve bu sualin cevabını, kafamızm içinde araştırırken, şöyle bir tedbir, aklımıza geliyor: Meselâ, Selimiye kışlasile Üsküdar iskelesi arasına sıkışan sırtın; sahile kadar amuden uzanan kısmı üzerinde, nasılsa kalabilen şu birkaç bina iskeleti, istimlâk edilse... Sonra, bu arsaların ortasında 30 metrelik geniş bir asfalt yol açılarak yolun iki tarafındaki arsalar, parça parça satılsa... Her arsanm yerinde, geniş bahçeler ortasma oturtulmuş kanarya kafesi gibi köşkler kurulsa... nun Bugün, pek az para ile istimlâki mümkün olan bu saha için sarfedilecek istimlâk bedelini, satışa çıkanlacak arsaların kıymeti derhal ödiyeceginde şüphe edil memelidir. Hele asfalt yoldan bir de tramvay geçirilecek olursa, Üsküdarla Selimiye arasmdaki arsalar, bir kat daha rağbet kazanacaktır. Gözünüzün önüne getirebilirsiniz: Selimiyeden başlıyarak, Üsküdar iskelesinde nihayet bulan beyaz bir şerid.. Ve bu şeridin iki tarafında, yeni zevklere ve yeni ihtiyaclara cevab veren minimini vil lâlar... Bu şirin villâlann Boğaz eşiğinde ne canlı ve ne sihirli bir güzellik yarata cağını kestirmek, hiç de güç olmasa gerektir. îstanbula on dakika mesafesi olan suyu bol, havası güzel Üsküdarı, içinde bulunduğu acıklı vaziyetten kurtarmak, küçük bir himmete bakıyor demektir. îlk iş olarak, istimlâk parasını temin etmelidir, bunun için de bir şirket kuru labilir. Bu şirket, istimlâkleri bitirir, sa hayı temizler, asfalt yolu yaptırır, sonra, bu yolun güzergâhındaki arsalan, plâna göre ifraz edip parça parça satar. Satış tan elde edilecek para, bütün masrafı karşılıyacağı gibi, üsteilk şirket hissedarlarına, hatırı sayılacak bir kâr da temin e der. Ve bir zamanlar «bağı cennet» diye anılan Üsküdarı, bugünkü harablığından kurtarmak için en kısa ve en kestirme yol, fikrimizce budur. **** Kamplarda Çalışma sahası günden güne genişle mekte olan ve Konyada da bir şube açarak, yedi vilâyet merkezinde faaliyette bulunan Türkkuşunun bu seneki kamplarına iştirak etmek istiyen genclerin sayısı 365 tir. Bu genclerin içinde 31 bayan vardır. Türkkuşunun öğretmen kadrosu henüz istenildiği kadar kuvvetlenmediği için, bu sene Inönünde ancak 154 talebeye başlangıc ve tekâmül uçuşlan yaptırabilecek, öğretmen ihtiyacını karşılamak için de geçen sene (C) brevesi almış olan talebeden 53 kişi yüksek yelken uçuşları üzerinden çalıştırılacaktır. Ergazi motörlü kampında da liselerin sonuncu ve 11 inci sınıflarile yüksek mekteblerden 33 talebe yetiştirilecektir. Bu vaziyete göre bu yaz Türkkuşu kamplannda 240 gencimiz toplanmış olacaktır. Ankara ve îzmir paraşüt kulelerin den 2317 atlayış yapılmıştır. Motörlü tayyare mektebile Etimes'ud ve Inönü kamplarındaki inşaat tamam lanmış ve muvakkat tesellümleri yapıl mıştır. Motörlü mekteb 166,784, Ergazi tesisatı 45087 ve înönü tesisatı 68676 lira masrafla vücude gelmiştir. Raporun esaslart Merkez idare heyetinin raporu, Türk Hava Kurumunun 1937/38 bütçe yılını, feyizli ve verimli çalışma devreleri mizden biri olarak tebarüz ettirmektedir. Büyük davayı artık iyice kavramış olan asil ve uyanık milletimizin günden güne artan azim ve gayretile, bir yandan gelir, 930 danberi elde edemediğimiz bir ra kama varmış, bir yandan da Türk gencliğinin havacılık aşkı bu sene, kurumumuzu bütün müracaatleri tatmin edeme mek zaruretinde bırakacak derecede genislemiş ve kökleşmiştir. Tahsil çağındaki çocuklarımızdan baş Romanyadaki muhakeme İtalyan Alman ticaret anlaşması Kodreanu, hakkmda ve Triyeste limanı meselesi üzerinde uyuşuldu rilen hükmü temyiz etti Bükreş 28 Eski Demir muhafızlar reisi Kodreanu, hakkmdaki hükmü temyiz etmiştir. Bu temyiz talebi hükmün esasına aid olmayıp usulü muhakemeye aiddir. Hüküm divanıharbce verildiğin den esas temyiz edilemez. Kodreanu, ithama esas olan dosyanın avukatına gösterilmediğini ve sonra müdafaa şahidi olarak gösterdiği bir çok kimselerin dinlenmediğini ileri sürmektedir. (a.a.) Ziraat kongresi Ankara 28 (Telefonla) Büyük ziraat kongresinin 29 teşrinievvelde toplanması, kat'î şekilde takarrür etmiştir. Kongreye verüecek meseleler başhca 6 kısma aynlmış bulunuyor. Mahlut zeytinyağlar için tedbirler Ankara 28 (Telefonla) Piyasadaki zeytinyağlann hemen kâmilen mahlut olduğunu gören İktısad Vekâleti, yeni esaslı tedbirler almaktadır. Berlin 27 Almanya Hariciye Nazırı M. Ribbentrop'la îtalyan büyük elçisi, bugün Berlinde bir seri ticarî anlaşma imzalamışlardır. Bu anlaşmalar, Almanya ile îtalya arasmda mevcud ticaret ve turizm anlaşmalarını Avusturyaya da teşmil eylemekte ve aynca Tiryeste limanımn vaziyetini de tesbit etmektedir. Avusturyaya bahşedilen serbest liman hakkmda Almanya istifade edemiyecek, fakat buna mukabil Tiryeste limanında Almanya için hususî tercih kayıdlarını havi tarifeler tatbik olunacaktır. Bu hususta neşredilen resmî tebliğ, bugün imzalanan anlaşmalarla AvusturyaLondra 28 (Hususî) Japon tayya nın Almanyaya ilhakından doğan bir sereleri bugün Kanton şehrini şiddetle ri meselenin halledilmiş bulunduğunu bilbombardıman etmişlerdir. Bombardı dirmektedir. (a.a.) man neticesinde 500 kişi ölmüş, 2000 kişi yaralanmıştır. Son hâdislerde, Almanyanm, orta Avrupayı tedricen hakimiyeti altına almak hususundaki arzusunu sezmemek kabil değildir. 1919 sulh muahedelerinin yarathğı Avrupa yavaş yavaş çöküyor. Bu da, Milletler Cemiyetine ânz olan zâfm bir neticesidir. Hayli zaman oluyor ki, hâdiselerin silsilesini önceden tahmin edenler, muahedelerin araziye aid hükümlerinde yapılacak tadilâtın, Versay muahedesindeki malî, iktısadî ve askerî mevaddın tek taraflı olarak feshini intac edeceğini söylemişlerdi. Tadilât emrivaki haline gelince, araziye müteallık bu ahkâmı zamân altında bulunduran Milletler Cemiyeti de yıkılacaktır. Büyük Harbden yirmi sene sonra, Avrupanın nızamı bu suretle mahvolmus sayılabilir. Bunun yerine neyi ikame edeceğiz? Bütün hadisat, büyük Almanyanm, orta Avrupadaki emellerinden maada, Avrupada bir hakimiyet tesisini tahayyül ettiğini gösteriyor. Ve bu hulyasını tahakkuk ettirmek hususunda da, kuvvetinin üstünlüğüne güveniyor. Yani, dünyaca kabul edilmiş bey nelmilel hukuk prensiplerine hâlâ itimad beslemek istiyenler, yann, kuvvetin cebbar kanunile karşılaşacaklardır. Beynelmilel sulhu, hak ve adalet prensipine istinad ettirmek istiyen beşeri büyük bir teşebbüsün feci bir akıbete koştuğunu tahmin ve efkârı ikaz etmemiş olmak kabahatini, ne Fransaya, ne de yirmi senedenberi onu sıra ile temsil edenlere yükletmek kabil değildir. MuahedePEYAM1 SAFA lerin birbirini takib eden her ihlâli hâdisesinde, Milletler Cemiyeti paktma dahil olanları, Cenevre sulhunun mahvını yavaş yavaş hazırlamakta olduklanndan haberdar ettik. Fakat, Fransız murahhaslarının ihtarlan hiçbir zaman dinlenmedi ve takib edilmedi. Ve bugün, bütün milletler, hatta en sulhsever milletler bile, emniyetlerini ve istiklâllerini korumak için, muazzam bir teslihat gayreti sarfetmek mecburiyetinde kalmış bulunuyorlar. Hepsi biliyor ki, artık, kendi askerî kuvvetlerinden ve aktedebilecekleri ittifaklarRoma 28 (Hususî) Kabine bu sadan gayri hiçbir şey onlan zamân al bah Başvekil M. Mussolini'nin riyasetintına alamaz. de toplanarak mühim müzakerelerde buFelsefe yürütmek zamanı geçmiştir; ve lunmuştur. Kabine, millî müdafaa işleriher millet, kendi kuvvetlerile, muhtemel ne dair bazı meseleleri tetkik ve müzakere ettikten sonra, îtalyanın Montrö anlaş düşmanınm kuvvetleri arasında mukayese yapmak mevkiinde kalmıştır. Bütün masına iltihak kararını tasvib etmiştir. Salâhiyettar mehafilde, Hariciye Na milletler, var kuvvetlerile silâhlanma kaygusundadır. Bunun sonu ne olacak? Pek zın Kont Ciano'nun, Türkiye Hariciye çok kimseler, neticenin harbe dayanacağıVekili Doktor Tevfik Rüştü Arasın Minı söylüyorlar. İdeoloji ihtilâhfları millî lâno ziyaretini iade etmek üzere yakında rekabetleri büsbütün karıştırıyor, zümreAnkaraya gideceği temin edilmektedir. ler beliriyor. Totaliter devletler grupu, Roma 28 Bugünkü nazırlar mecli ve demokratik devletler grupu tabirleri, si, îtalyanın Montrö Boğazlar mukave her gün ağızlarda dolaşmaktadır. Küçük lesine iltihakmı tasdik etmiştir. (a.a.) milletler, patlak vermesi ihtimali olan harbden kaçınmaga çalışıyorlar. Milletler Cemiyeti çerçevesi dahilinde mukabil yardım artık mevzuubahs değil. Herkes, kendi mahdud menafiinin kaygusuna düşmüştür. İtalyan kabinesinin dünkü toplantısı Montrö mukavelesine iltihak kararı tasvib edildi Orduya selâm! [Başmakaleden devam'ı duya er hazırlıyan bir mütehassıs değildir. O, ayni zamanda memlekete faydah unsurlar yetiştiren bir muallimdir, bir mürebbidir. Türk subayı, eline emanet edilen milletin gözbebeği köylü kardeşini kıskanc bir aşkla sever. Ona on sekiz ay gibi kısa bir zaman içinde harbde vatanım korumasım öğretirken hayatı için de birinci derecede kıymeti olan medenî ve pratik bilgileri öğretir. îdeal Türk subayı, kışın soğukta, yazın güneşin altında bu memleket için en çok didinen, en çok emek sarfeden vatandaştır. O gencliğine ve hayatına mal olan bu hizmetleri mukabilinde hiçbir maddî menfaat beklemiyen hakikî kahramandır. Kahramanlığa âşık olan Türk milleti ona mükâfatlann en güzeli olan şerefini emanet etmiştir. Kahraman ordumuza selâm! îdeal Türk subayına sonsuz sevgiler! Kanton şehrinde 500 kisi öldü Japon tayyareleri şehri bombardıman ettiler Amerikada tevkif edilen iki Alman Nevyork 28 Vorld Telegram gaze tesinin bildirdiğine göre geceyarısı hareket etmesi mukarrer olan Bremen ismindeki Alman vapurunun iki zabitile mürettebatmdan iki kişi Amerika Müddeiumumisi Lamar Hardy tarafından salıverilmemişlerdir. Bunların bir ca susluk meselesi dolayısile ifadeleri alınacaktır. Müddeiumuminin iddiasma göre bu iki zabitten bir tanesi Restoran servisinde mukavyed olmasına rağmen gemide siyasî bir vazife ile mükellef bulunmaktadır. İkinci zabit ise vapurun radyo istasyonunu idare etmektedir. Alman mehafilinin beyanatı Berlin 28 Nevyorkta ifadeleri ahnmak üzere Müddeiumumilikçe tev kif olunan Bremen Alman gemisinin süvarisile mürettebatmdan diğer dört kişinin bu isticvab hâdisesini mevzuu bahseden Alman siyasî mehafili mese lenin süratle tenevvür edeceği ümidini izhar etmekle beraber Almanları alâ kadar etmiyen bir işte ve münhasıran yüksek bir kefalet akçesi veremedik lerinden dört Alman vatanda=ına ya pılan bu muameleyi hayretle karşıla maktadır. Tokyo 28 Şimalî Konan'dan alı nan haberlere göre, iki Japon kıt'ası Berlin 28 Hitler gencliğinin organı bu sabah, Langhai demiryolu üzerinde olan Vıl Und Maht mecmuasına beya Hsueçeu'nun garbında Hueteh şehrine natta bulunan Yugoslavya Başvekili girmiştir. Stoyadinoviç, Avusturyanın Almanyaya Çinliler bir şehri istirdad etti ilhakmın Yugoslavyada, tarihî bir zaru Hankeu 28 Çin menabiinden öğreretin yerine gelmesi şeklinde ve tamamile nildigine göre. Cin kıt'aları, geçen hafanlaşılmış olduğunu söylemiş ve şu söz ta bidayetinde General Doihara ku leri ilâve etmiştir: mandasındaki Japon kıt'aları tarafın « Bundan maada Yugoslavya söz dan Lunghai demiryolu üzerinde Haide müstakil olan Avusturyanın ortadan feng'in şarkmda zaptedilen Lanfent kalkmasmdan dolayı hiçbir veçhile müte sehrini dün istirdad etmişlerdir. essir değildir. Çünkü bu suretle Habs Yeni Japon kabinesinin vaziyeti burg'lann Viyanaya dönmeleri ihtimali Tokyo 28 Tokyo'daki kanaat, yeni Noye hükumetinin, kat'iyyen bir askerî tamamile kalkmış oluyor. Birçok menfaatlerle bağlı bulunduğu diktatörlük kabinesi gibi değil, fakat muz ve bu kadar zamandanberi samimî sırf bir harb kabinesi telâkki edilmesi ve emniyetli dostluk münasebetleri idame lânm geldiği merkezindedir. İyi haber alan mahfillerin beyanatma ettiğimiz büyük Alman milletinin komşugöre, kabinede 5 generalin mevcudiyeti, su olduğumuzdan dolayı memnunuz.» ordunun kabine üzerine değil, fakat (a.a.) kabinenin ordu üzerine otoritesini tesis evlemesi demektir. Brezilya isyanînın Almanya • Yugoslavya münasebetleri Japonlar bir şehir aldılar Diğer taraftan, muhakkak olan bir nokta daha vardır ki, o da, Avrupa devletlerinden hiçbirisinin, bu teslihat deliliği ortasmda, daha fazla yaşamağa devam edemiyeceği keyfiyetidir. Bugün, Avrupa milletlerinin hayatında her şey sun'idir. Ekonomileri, maliyeleri, nakidleri, hepsi sun'idir. Bazı kimselerin fikrince, en sonunda, servet değil gene fedakârlık duygusu galebe çalacaktır. Ben, kendi hesabıma, bugünkü usullerin devamı Avrupayı mahve sürükliyecektir, diyorum. Bir zümrenin, diğer bir zümreye kendi kanununu kabul ettirmesi için, harbden başka bir yola müracaat edebileceğini sanmak divaneliktir. Avrupada harb başladığı takdirde ise, bütün milletlerin bu harbe sürüklenmiyeceğini ve bu harbin, Avrupanın tam harabisi ile nihayetlenmiyeceğini kim iddia edebilir? Aylarca evvel, ilk ikazımı yaptığım 1937 kânunuevvelinde, Fransız hükumetinin ve Fransız milletinin nazarı dikkatini, beynelmilel hâdiselerin vahametine celbetmeğe çalıştım. Fakat, Milletler Cemiyetinin yavaş yavaş sönmekte olduğu bir sırada bile, nizamnamenin, kollektif emniyetin ve mukabil yardımın fezailinden bahsediliyordu. Atiyi tehlikeli bir safhaya sokan kuvvet zümreleri meydanda belirirken, gene hakikatin dışında yaşamağa ve vakıaları ihmale devam edivorduk. Almanyanın projeleri, vuzuh peyda ederken, biz onunla müzakereden imtina ediyor ve emri vakileri, son dakikaya kadar inkâr ettikten sonra, sineye çekiyorduk. Daha dün bile, İtalva ile favdalı müzakerelerde bultınm^k imkânına sahib iken. modası gecmis Cenevre u^ııllerı kaygu=una düsüp. vakti geçirdik. Bu suretle, Avrupadaki NADtR NADt Evvelki gece kaydedilen yeni zelzeleler Rasadhaneden aldığımız malumata göre, evvelki gece, biri saat 23 ü 26 dakika 6 saniye geçe merkez üstü İstanbuldan 1080 kilometre mesafede, diğeri saat 2 yi 5 dakika 59 saniye geçe ve merkez üstü İstanbuldan 570 kilometre mesafede olmak üzere iki zelzele kaydedilmiştir. İkinci sarsıntı, gece saat 2,10 da birbiri üstüne iki zelzele halinde Çankmda da hissolunmuştur. Hasarat kaydedilmemiştir. Fransızlar yeni bir harb gemisi yaptılar Paris 28 Fransanın yaptığı en son sistem Starzburg zırhlısı 13 haziranda hizmete girecektir. Bu zırhlı 26 bin 500 tonilâtoluktur. Boyu 215 metre ve genisliği de 31 metredir. Sürati 30 mildir. Zırhlı 330 milimetrelik sekiz, daha kalibrelik 50, 37 milimetrelik 16 tayyare topile müceh hezdir. Gemide dört tane de deniz tayyaresi vardır. muhakemesi Budapeştede dinî merasim Rio dö Janeyro 28 Emniyet ve asayiş müddeiumumisi Samta Katerine devleti dahilinde integralist hareketine iştirak etmiş olmakla maznun 70 kişi aleyhindeki iddianamesini okumustur Bunlar rrevamnda iki tane ecnebi bu lunmaktsdır. Müdd^iumumî, bunların şiddetle tecziyesini istemiştir. Budapeste 28 Kahramanlar mey danmda dün gece 170.000 kişi, 15,000 me;'alenm ışığı altında dinî merasim vapmışlardır Meş'aleler meydanda mua77am ışıkh bir salib resmetmekte idi. tsnanva ba^napa^ı kardinal Gomav Tho'nas, hoparlorlerle etrafa yayılan bir dua okumuştur. Bulgaristanm Ankara ataşemUiteri Sofya 28 Yarbay Mehanciyef. Bulgaristanın Ankara ataşemiliterliğine tavin erl'lm'=tir Yeni ata=emi]iter önümüzdeki hafta başında vazifesine baş lıyacaktır. Belgradda Belgrad 28 Belgrad rasadhanesi âletleri, dün gece 22,30 da merkezi takriben 380 kilometre cenubu garbide şiddetli bir zelzele kaydetmiştir. Zelzele merkezinin Yugoslavya Arnavudluk hududunda İşkodra gölü civarında olduğu tahmin edilmektedir.