27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET 29 Mavıs 1938 Tarihi roman: 108 Yazan: M. TURHAN TAN f Şehir ve Memleket Haberleri J Siyasî îcmal Yeni yapacağımız Kötü bir hareket Düzce Belediyesi Japonyada harb ticarî anlaşmalar Yerli mallara karşı nin garib müracaati Hafta tatili kanunu yanAtina'da pek yakında suikasd mi? müzakereler başlıyacak Yunanistanla aramızda ticarî münasebatın inkişafı için bazı temaslar yapıla caktır. Bunun için bir heyetimiz, yakında Atinaya gidecektir. Yunanistanla aramızdaki temaslardan evvel antanta dahil memleketlerden Romanya ve Yugoslavya ile iktısadî münasebatı daha ziyade genişletecek birer anlaşma yapılmış ve bu yeni ticaret anlaşmalarının bugüne kadar tatbikından iyi neticeler almmıştır. Diğer taraftan antant memleketleri yekdiğerile karşılıklı anlaşmalar da yapmaktadırlar. Yunanistanla da memleketimiz arasında mukavelt akdi için Atinada müzakereler cereyan edecektir. Türk Alman klering anlaşması mu cibince iki memlekete verilen haklardan istifade edilerek mayıs zarfmda yeni bir metin üzerinde mutabık kalmak üzere yenilenmesi arzusu tarafımızdan gösterilen Türk Alman ticaret muahedesi müzakerelerini yapmak üzere Berline gidecek olan heyetimiz, bu ay ortalannda hareket edecektir. Padişah, Nakilciyi aratıyor! İkinci Mahmud, firarî zorbanın ve arkadaşlarının uğursuz şahıslarında Ocağın hortlıyacağını kuruntuluyordu Topçu Mustafa bu durumda gene en mühim rolü oynach, bir yandan ocaktaşlarına: «Salkım atm, yağlı paçavra atın» diye haykınrken bir yandan da bir mehtab yakaladı, her taraftan yağan kurşunları raühimsemiyerek ocağın Tomruk denilen köşesine yanaştı ve orayı tutuşturdu. Bu hamle ocaklının ateşine yangınla verilen yaman bir cevab oluyordu ve ocak bir köşesinden tutuşmuş bulunuyor du. Karacehennemin mahir idaresile iş lemeğe başhyan toplarm birbiri ardmca saçtıklan salkımlarla, yağlı paçavralar da kışlayı muhtelif yerlerinden tutuştur duğundan harb, duman ve alev içinde, mukadder olan neticeye yaklaşıyordu. Asilerden bir kısmı bu durumda ölümü esir olmağa tercih ettiklerinden oca ğın yer yer çöken duvarlan altmda gö mülii kaldılar. Bir kısmı canlarını dişle rine alıp kendilerini dışan attılar, ya dögüşüp öldüler, yahud yara bere içinde fürce bulup birer tarafa dağıldılar. Fakat ocaktan o günün akşamına doğru eser kalmadı, Etmeydanı ölülerle beneklen mi$ bir harabeye döndü, beş yüz yıllık ocak kan içinde, ateş içinde söndü, tahtlardan üstün tanınan kazan devrildi, tarihin uçurumlanna gömüldü ( l ) . Sultan Mahmud kazanın top ateşile devrildiğini ve Ocağı söndürdüğünü duyunca ilk iş olarak Naküciyi hatırladı ve ölüler arasında onun cesedini arattırdı. Cesur zorbanm şöhretine yakışır bir davranışla Ocağı yakan alevleri kendine kefen yapmış olacağın: umuyordu. Bu tahmin boş çıkınca ve onun yakın arkadaşlannın da kaçmış olduklarmı öğrenince telâşa düştü. Sıkı bir araştırma yapılarak firarî zorbanm ve arkadaşlarının mutlaka ele geçirilmesini emretti. Bu firarilerin uğursuz şahıslarında Ocağın hortlıyacağını ve Etmeydanı harabelerinde ansızın yeni bir Ocak tekevvün edeceğini kuruntulıyarak sabırsızlanıyordu. Bu vehmî endişe kendisini son derece hırçmlaştırdığından sert ve belki zalim davranıyordu. Ağa Hüseyin ve Mehmed İzzet Paşaların âmansız bir tarassud ve müsamahasız bir takib şebekesi içine düşürerek yakaladıklan, küme küme Et meydanına gönderdikleri Yeniçerileri söyletmeden bldürtüyordu, yığm yığın denize attınyordu. Bununla beraber kesenin de ağzını açmayı unutmamıştı, kendine yâr olanlara bol bol para dağıtıyordu. Isyana iştirak etmiyen Kul Kâhya sına elli bin kuruş ve onunla birlikte Ağakapısına kapanan çorbacılara on dörcler kese akçe ihsan etmişti. Sadnazama bir mücevher hançer, Şeyhülislâma güzel bir yiizük verdiği gibi Ağa Hüseyin ve Izzet Paşalara da şahane armağanlar sunmuştu. Gene bu meyanda Ocak meselesîni kökünden halletmeği de unutmadı. Büyük bir meclis kurarak orada Ocağın lâğvını ve asakiri mansure adile yeni teşkilât yapılmasmı karar altma aldırdı, Aga Hüseyin Paşayı Serasker yaptı. Şaîrler bu umulmaz muvaffakiyeti şiîrlerile alkışlaraakta yarışa çıkmışlardı. îsmet Beyzade Arif Hikmet Bey: Yandı husem gibi külliyyen ocağ mısraını sunarak, Keçecioğlu İzzet Molla: «Koyup kaldırmadan ikidebirde Kazan devrildi söndürdü Ocağı» beytini getirerek, vak'anüvis Esad Efendi: «Padişahım dedi muhlis kuluna hâtifi gayb: Tam tarihi anın oldu gazayi ekber» sözlerini okuyarak yüklüce caizeler alıyor lardı. Halkm neş'esi yerinde olduğundan işler tıkırında gidiyordu ve günde birkaç yüz Yeniçeri kafası kesildiği, binlerce adam da kayıklara doldurulup, yelkenlilere tıkılıp Ocak taraftarlığı töhmetile taşraya sürüldüğü, Bektaşi tekkeleri yı kılarak dedelerin başları koparıldığı, yüzIerce kahvehanenin temeli söküldüğü halde umumî neş'eye gölğe bulaşmıyordu. Daha dün Bektaşiîiğin üâhî bir kudret olduğuna inananlar bugün: Dudmanı yezidiyan söndü Canları varsa bırbirin korusun Ağalar eyledi cahime sefer Çaldt bektaşuer de göç borusun diyerek onların başına isabet eden mu azzam felâketle eğ!eniyorlardı. Fakat padişah tam bir zaferin haliki olmak seviyesine yükselmiş, Ocağı yıkıp kazanı devirmiş ve düşmanlarından kurrulup dilediği gibi saltanat sürmek imkânını elde etmiş olmasına rağmen musta ribdi. Çünkü Nakilcinin sağlığı onun i çin ruhî bir kâbus teşkil ediyordu. Kimse bu adamm evine çekilmiş olacağma ihtimal vermiyordu. Ve böyle bir ihtimali düşünmek Nakilciyi tanımamakla müsavî sayılıyordu. Bir bakımdan bu düşünce doğruydu da. Zira Nakilci, yalnız cesaretile değil, şeytana külâhı ters giydi recek kadar geniş oîan zekâsile de şöhret almıştı. Böyle zeki bir adamın ayağile kapana girmekten farksız olan bir hareketi ihtiyar ederek evine kapanacağı kimsenin hatırına gelmiyordu. Fakat Turnacı Omerle Kafesçiler kâhyası Ahmedin, Sarhoş Mustafanm, Eğinli Karakulak Bekirin, Habib Odabaşının ele geçmeleri münasebetile yapılan incelemeler Nakilcinin de Istanbuldan uzaklaşmadığını meydana çıkardığından onu yakalamak azmi kuvvetlendi, araştırma işi şiddetlendirildi ve Nakilbenddeki evi orayâ girmediği mahalle halkı tarafmdan temin olundugu haîde sıkısıkıya araştırıldı. Komşular da. uşaklar da Kocamustafapaşadaki evi bilmiyorlardı ve Nakilcinin haftalardanberi Ocakta yatıp kalktığını söylüyorlardı. O evin bulunduğu mmtaka halkı ise meşhur zorbanın aralannda bulunduğunu asla sezmış değillerdi. Ev, Nakilcinin sadık bir uşağma aid gibi tanıtılmıştı ve mahalleli yıllardanberi o zehabı taşıyordu. Bu uşak da isyan patlak verir vermez sırra kadem bastığından hakikatin anlaşılması gerçekten güçleşmiş bulunuyordu. (Arkasi var) (1) «Top atıünak emri verilmekle toplara ateş verildi. Meydan kapısının bir kanadı kırıldı, arkasında yığılan eşkıyanm birço&u telef oldu. Izzet Paşa derhal Ueri vardı. Bahadır Topçu Mustafaya ikı bin beş yüz kuruş vadetti. O da sıçrayup meydana girdi, kapmın diğer kanadmı dahi açıverdi. He men Karacehennemle Tophane imamı Hacı Hafız Ahmed Efendi içeri girdıler, askere cesaret verdiler. Bu esnada eşkıyadan bir küşteni (ölume lâyık adam demek) kurşunla Karacehennemi topuğundan yaraladı ise de Karacehennem aldırmayup askeri hücuma teşvik yolunda devam etti. Meydanda bulunan eşkıya askerin hucumuna dayanamayup kimi meydanda tekke denilen nekbethanelerine, kimi kışlalarına gırdiler. O sırada Topçu Mustafa şu'lei cevvale gibi meydanda pertab iderek mehtab ile tomruk dedikleri kasab dukkânından tutuşturdu. Toplarda on beş nöbet kadar ateş idüp salkım ve yağlı paçavra atılmakla eşkıya nm bir mlktarı telef ve bakisi perişan ve kışlaları yanup mahvübînişan oldu. Bu muharebede fırkai naciyeden (saraylılar) ancak yirmi bes kadar adam yaralanrmstır.» Ü&süzafer ve Cevdet Paşa Tarihi kabinesi aponya, uzun müddet devam eden bir fasıladan sonra Çin meselesini ve bundan doğacak diğer işleri kökünden halletmeğe karar vermiş olduğundan Uzakşark ahvali süratle inkişaf etmektedir. Japonyadaki sivil nazırlar ve diğer politikacılar, Çin hüku metile bir gün anlaşmak ve uzlaşmak mümkün olacağı ümidinde olduklarından ordu ve donanma erkânının Çin hükumetinin ve bunun elindeki kuvvetlerin seri, geniş ve şıddetlı askerî harekâtla tamamile imha edilmesine taraftar bulunmuyorlardı. Adi malzeme ile yapılan eşyayı yerli malı diye satıvorlar Alâkadar makamlara, bazı ticarethanelerin yerli mallar. kötülemek için giriştikleri kötü bir hareket ihbar edilmiştir. Yapılan bu ihbara göre, ötedenberi fo toğraf çerçeveliği veya perdelik olarak haricden korniş ithal eden bir kaç ticarethane, son zamanlarda memleket dahilinde korniş sanayünin fevkalâde terakki etmesi, haricden gelenlerden daha güzel korniş yapılması yüzünden ellerindeki büyük stokların sürülemiyeceğini düşünerek adî tahta parçalarına adî boya vurarak bunları yerli korniş olarak halka ve bilhassa yerli malzemeyi yüzde on fazlasma da olsa, tercih mecburiyetinde olan resmî müesseselere karşı göstermeğe başlamışlardır. Bu vazıyet karşısında tabiatile halk ve müesseseler, Avrupa malı korniş almağa mecbur kalrmşlardır. Bir taraftan yerli mallannı kötülemek, diğer taraftan yerli sanayie bir darbe in dırmek şeklinde telâkki edilen bu hareket etrafında geniş tahkikat başlamıştır. lış tatbik ediliyormuş! Düzce Belediye riyaseti, şehrimizdeki alâkadar makamlara garib bir müracaatte bulunmuştur. Bu müracaate göre, Düzcedeki berberler, Istanbul berberlerinin pazar günleri dükkânlartaı kapattıklarını ileri sürmüşle^, kendilerinm de pazar günleri kapatacaklarını bıldırmışlerdır. Bu vaziyet üzerine Düzce Belediyesi, îstanbul berberlerinin hangi kanunî hükme istinaden pazar günleri dükkânlarını ka pattıklarını sormuş, hafta tatili kanununda böyle bir değişiklik yapıldığma dair Düzceye bir tebliğ gelmediğini de ilâve etmiştir. Anlaşıldğına göre. bütün Türkiye berber dükkânlarının pazar günleri kapalı bulunacağı hakkmdaki kanun tadilâtı, Düzcede malum değildir ve Düzce berberleri gayrikanunî oiarak bir senedenberi pazar günleri dükkân açarak çaliîmışlardır. J ADUYEDE Zabit elbisesi giymeğe meraklı adam Zabit elbisesi giyerek Nazlı adında bir kızla evlenmek vadile 45 lirasını dolandırmaktan suçlu ve evvelce de gene zabit üniforması giymekten iki güne mahkum edilmiş olan Şükrünün muhakemesine dün asliye birinci cezada devam edilmi^tir. Dünkü celsede iddia makamı, dolandırıcılık sabit olduğundan ve resmî elbise giymekten evvelki mahkumiyet de nazarı dikkate almarak suçlunun Türk ceza kanununun 503 üncü maddesine göre cezalandırılmasım istemiştir. Suçlu Şükrü müdafaasmı okuyarak, Nazlı ile evlenmek maksadile münase bet peyda ettiğini, fakat kardeşi Fethinin menfaati kaybolmaması için bu evlenmeye itiraz ettiğini ve evlenme için sarfettikleri paranm dolandırümış olduğu iddiasile aleyhine dava açıldığmı ve bütün bunların aslı olmadığmı ileri sürerek beraetini taleb etmiştir. Şükrünün sabıkasının sorulması ve kararın tefhimi için muhakeme başka bir güne talik edilmiştir. SACLIK tSLERl Gülhanede son tıbbî müsamere Gülhane Tatbikat mektebi ve hastanesinde senenin onuncu tıbbî müsameresi röntgen profesörü Şükrü Cangörün reisliğinde toplanmıştır. Bu müsamerede dahiliye asistam Dr. Ali Nejad Subaşı tarafmdan bir lenfogranilomatoz malin vak'ası, Prof. Niyazi İsmet tarafmdan bir virüz intanile ilgili olması muhtemel aft' la müterafik bir nöro ritinit vak'ası, Başasistan Dr. Şerif tarafmdan derin röntgen tedavisi hakkmda bir tebliğ yapılmış, cildiye asistanı Dr. İsmail Hakkı tarafmdan bir çene aktinomükoza vak'ası, Başasistan Dr. Recai tarafmdan plâstik ameliyatı yapılmış üç vak'a, röntgen basasistanı Dr. Fuad Eroğlu tarafmdan röntgenle salâh bulmuş bir munassıf tümörü vakası gösterilmiştir. Ordu dahi Hariciye Nazın ve diğer sivil nazırların uzlaşma ve anlaşma politikasının tecrübe edilmesı için vakit bırak mak üzere üç ay şimalî ve orta Çindeki bütün kuvvetleri bulundukları yerde tutmuştu. Japonya gibi Almanya dahi Çin hükumetının bir gün Japonya ile anlaşacağını ümid ettiğinden Man çuri imparatorluğunu tasdik etme mekte ve Çin hükumetile eskiden mevcud mukaveleler ahkâmı üzere Çin limanlarıŞEHİR tSLERl na silâh göndermeğe devam etmekte ve Kollej yolundaki mezarlık on senedenberi Çankayşek'in ordusunu talim ve terbiye ile meşgul olan kırk er kaldırılacak kânıharb zabitinden müteşekkil Alman Yeni yapılacak olan Bebek İstinye askerî heyetini geri almamakta idi. asfalt yolunun genişletilmesi sırasında Rumelihisarındaki mezarlığm da ön Şimdi ise gerek Japonya hükumetinin tarafmdan kesilmesine karar verilmiş başında bulunan Prens Konoye ve Ja ti. Bundan başka gene ayni yerdeki pon ordu ve donanması erkânı, gerek AlKollej yoluna çıkan kısımdaki metruk manya hükumeti ve erkânıharbiyesi Mamezarlığm da tamamen kaldınlmasma reşal Çankayşek'le Japonyanın anlaşmakarar verilmiştir. larına ihtimal ve imkân olmadığına kani El arabaları talimatnamesi olduklarından Çin meselesinin cezrî su El arabaları hakkmdaki yeni talimat rette halledilmesinde fikren mutabık name haziranm birinden itibaren mev kaldıkları anlaşılıyor. kii tatbika konacaktır. Buna nazaran Çünkü Almanya devleti Mançukuo nümuneye muvafık olmıyan, ezcümle nun Çinden tamamile ayrılmış müstakil bir kişiden fazla kimse tarafmdan kullanılan ve içinde elli kilodan fazla yük bir imparatorluk devleti olduğunu birkaç bulunan el arabalarmın çalışmasma gün evvel tanımıştır. Çin ordusunda bu miicaade edilmiyecektir. lunan General von Falkenhausen'in riyaHamallar yeknesak elbise seti altındaki Alman askerî heyetini de geri çağırmıştır. giyecek Şimdıye kadar Çin hükumetinin haricden getirtmekte olduğu esliha ve mühimmatın yüzde yetmişini Almanya fabrika Iarı veriyordu, Almanya hükumeti bu fabrikalara ve Alman vapur kumpanya larına bundan sonra Çine silâh ve mühimmat gönderilmemesini emretmiştir. Bu suretle Çin hükumeti için» haric den silâh ve mühimmat celbetmek üzere yalnız Sovyet Rusya kalmıştır. Japon yanın, bu yolu da kapatmak için dahilî Moğoli^tandaki demiryolunun müntehası Pauto üssülharekesi yakınından Çin ül kesini arkadan çevirecek büyük bir askerî hareket hazırlamakta olduğu bildirilmektedir. Şimdilik Çinin şarkındaki Japon orduları şimalden ve cenubdan sarkarak Lunghay demiryolunu Çangçu'ya kadar zap tetmişler ve iki ordunun gerisinde kalarak ricat hattı kesilen büyük Çin ordusunu sarmışlardır. Çangçu, Pekin Hanko Kanton demiryolunun Lunghay demir yolu ile birleştiği noktadadır. Buradan Japon ordusunun demiryolu boyunca Kanton'a kadar ineceği bekleniyor. Kasden yangın çıkarma Mahmudpaşada Saidiye hanmda gömlekçilik yapan Ligor isminde 'birisi, sigortadan para almağa tamah ederek odacı Raşid ve çırağı Panayotla söz birliği etmek, handa kasden yangın çıkarmak suçile Ağırcezada muhakeme altına alınmıştı. Dünkü celsede dinlenen bazı şahidler umumiyet itibarile yangınm başlangı cmı görmediklerini. yangın esnasında mallarm bir kısmının kurtarılamadığı nı ve bunların 550 liraya sigortalı bulunduğunu söylediler. Muhakeme. başka bir güne talik edilmiştir. Belediyece hamalların yeknesak el bise giymelerine karar verilmiş ve bunun için bir nümune hazırlanmıştı. Hazırlanan nümune muvafık görülmüş ve alâkadarlara tebliğat yapılarak haziran nihayetine kadar bir ay mühlet veril mistir. Temmuz iptidasmdan itibaren bütün hamallar veknesak elbise" giymiş Münakaşava Prof. Abdülkadir Noyan, olacaklardır. Niyazi İsmet, Prof. Nazım Şakir, Prof. Şükrü Cangör, Prof. Vahdeddin Özan, Prof. Bürhaneddin Urus, Prof. Bürha Marangozlarm dilekleri neddin Tuğan iştirak etmişlerdir. Muamele vergisi kanununda yapılaKÜLTÜR İSLERİ cak yeni değişikliklerde, küçük sanayi meyanmda bulunan marangoz Yeşilköy hava meydanında erbabıdileklerini Maliye Vekâletine billarm Dün, İstanbul altmcı, dokuzuncu ve dirmek üzere Marangozlar cemiyeti uonuncu ilkmekteb talebelerinden birer mumî kâtibi Fuad Tezel dün Ankara grup, muallimlerile birlikte Yeşilköye va gitmiştir. MAÜYEDE Kapopino Megallanes davası Dün asliye ikinci ticaret mahkeme sinde Kapopino Megallanes vapurla rmın muhakemesine devam edilmiştir. Kapopino vekilleri bundan evvelki celsede bildirdikleri zarar ve ziyan miktarına aid sigorta şirketlerinin konşi mentolannı ve mallarm policelerile kıvmetlerine aid vesaiki gösterdiler. Muhakeme. Megallanes vekillerinin bu hususa aid itirazlannı serdetmeleri için başka bir güne bırakıldı. Polis katilinin muhakemesi İki sene evvel Dizdariyede hırsızlık kasdile polis Hasan Basrinin evine giren ve bu esnada Hasan Basriyi kundura bıçağile öldüren ve firar ederken kendisini yakalamak istiven üç bekciyi de yaralıyan Nazımla suç ortağı Sali min muhakemelerine dün AŞırcezada devam edilmiştir. Dünkü duruşmada suçlularm göstermiş olduklan müda faa sahidleri dinlenmiş, muhakeme, talik edilmiştir. f Yozgad fakir talebeyi himaye cemiyeti çalışıyor J ( «Hamidiye», Karadeniz seyahatinden döndü J giderek Tayyare fabrikasını, hangarlan Muvazene vercrisi tadilâtının gezmişlerdir. Öğleden sonra da bir kıilk tatbikatı sım talebe, muallimlerile birlikte tayHaziran maaşı tevziatmda yeni tadil yarelerle uçmuşlardır. edilen muvazene vergisi kanunu esas Iarı nazarı itibara almarak memurlara Maarif yardım sandığı aylıklan yüzde iki nisbetinde fazla olakongresi rak verilecektir. İstanbul Maarif müdürlüğü memur ve müfettişlerinin yardım sandığı umuBeş senede yapılan işler mî heyeti, senelik kongresini dün, EJapon donanması şimdiden bahren Cumhuriyetin on beşinci yılı müna minönü Halkevi salonunda akdetmiş Kanton'u muhasara etmektedir. Bu musebetile basılacak olan kitaba, dercediltir. mek üzere beş sene zarfmda yapılan iş azzam hareketleri sürat ve şiddetle başarKongre reisliğine Maarif müdür mu ler hakkında mufassal ve müstacel ma mak için Prens Konoye sivil nazırların avinlerinden Rüştü, kâtibliklere de mü lumat ffönderilmesi Dahilive Vekâletin yerlerine ordu ve donanmanm en azim kâr ve şedid rüesasını tayin etmiştir. Yefettişlerden Bedri ve Melâhat seçildik den alâkadarlara tebli* edilmiştir. ni Hariciye Nazırı General Ugaki şid ten sonra idare heyeti raporu okunmuş, Föniks dö Viyen şirketindeki detli inzıbat taraftan olmakla meşhur aynen kabul edilmiştir. Müteakiben yedur. Yeni Terbiye Nazın General Araki tasfiye ni heyeti idare seçimi yapılarak reisliTasfive edilmekte olan Föniks dö Mançuri'nin işgJini düşünen, tertib eden ğe Süleyman Ahmed, veznedarlığa TevViyen Sieorta şirketinin tasfiye mua bir askerdir. Japonyada askerî bir kabifik Gürel, kâtibliğe İhsan ve azalıkla melâtı. altı ay daha uzatılmıstır. Şimdi nenin işbaşına gelmesi bu devletin Çin ra da Hamdi ve Münire intihab edil ye kadar yapılan tevziata ilâveten yüzmeselesile kat'î olarak meşgul olacağma mişlerdir. de on daha tevziat yapılacaktır. delâlet ettiğinden Amerika 1934 senesindenberi ilk defa bütün donanmasını Avrupadan gelecek tehlikelere karşı koymak üzere Atlas Okyanusuna nakletmeğe karar vermiştir. VtLÂYFTTE Muharrem Feyzi TOGAY Bir çocuk cesedi bulundu Dün sabah Balıkpazarı civarmda 8 yaşlarında kadar tahmin olunan bir çocuk cesedi bulunmuştur. Oldukça temiz giyinmiş olan bu çocuğun hüviyeti tesbit edilmiştir. Öğrenildiğine göre, bu, iki günden beri gaib bulunan Küçükpazarda diş doktoru Muhtar Hakkmın oğlu Özde mirdir. Adliye tabibi Salih Haşim. cesedi muayene ederek defnine ruhsat vermistir. Safranbolu Halkevinde danslı çay ziyafeti Safranbolu (Hususî) Safranbolu kazasmda 45 resmî ilk okul vardır. Bunların dokuzu beş sınıflı, 36 sı da üç sınıflıdır. Bu mekteblerdeki öğretmen adedi elli yedi, okuyan talebe adedi de üç bin beş yüzdür. Bu sene bu mekteblerden beş yüz talebe mezun olmuştur. Beş sınıflı mekteblerin mezun adedi doksanı bulmaktadır. Bu elli yedi öğretmen 937/938 ders yılının mutad sene sonu toplantısını Halkevinde yapmışlar ve toplantmm hitama erdiği akşam, muallimler şerefine Halkevi tarafmdan danslı bir çay ziyafeti verilmiştir. Geceyarısına kadar neş'e içinde nezih bir vakit geçirilmiş, sonra memleketlerine giden muallim arkadaşlarının bazılan kalanlar tara fmdan trene kadar uğurlanmışlardır. Cumhuriyet Hamidiye mekteb gemimiz, Boğaziçinden geçerken Bu sene Deniz Harb okulundan me zun olan yarsubayları alarak Bulgaristan ve Romanya limanlarmı ziyaret eden Hamidiye mekteb gemimiz, dün limanımıza dönmüştür. Saat 11,30 da Boğazdan giren Hamidiye, Boğaz halkının ve vapurla geçenlerin büyük tezahüratı arasmda limana girmiş ve Haydar paşa açıklarmda demirlemiştir. Mekteb gemisi, yakında Akdeniz li manlarını ziyaret etmek üzere limanımızdan ayrılacaktır. Nüshası 5 kuruştur. Yozgad (Hususî) Şehrimizdeki ilk mekteblerde bulunan fakir ve kimsesiz talebeyi korumak ve onlara muavenet etmek gayelerile kurulan cemiyet mesaisine şayanı meşkur bir şekilde devam etmektedir. Dört mektebde caman «160» fakir jocuğa her gün muntazaman ve mü kemmel öğle yemeği verilmektedir. Bundan başka îsmet Paşa ilk mekte binde «26» yavruya da elbise yaptı rılmıştır. Gönderdiğim resim, giydirilerek sevindirilen yavruları, himaye heyeti azalarile birlikte göstermektedir. Abone şeraiti:{ T ü r k i y e Senelik Altı aylık Üç aylık Bir ayhk Haric 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 » 400 » 800 » 150 » îoktur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle