26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 Şubat 1938 CUMHURÎYET Suriye Meclis Reisi Iskenderuna geldi Antakyada bulunan eski Reisicumhur Suphi Berekât da «burası bir Türk memleketidir» diyor İskenderun 25 (Hususî) Şam meb'usan reisi Faris Elhurî, refakatinde kansı ve Lübnanlı filozof Emîr Elreyhanî bulunduğu halde Iskenderuna gelmiş, yüksek mahkeme müddeiumumisi ve müstdntikıle görüşerek sahil boyunda bir geZ'nti yaptıktan sonra hükumet konağına gelerek Hasan Cebbare ile görüşmüştür. îktısadî hareketler Kooperatifçiliğimizde bir muvaffakiyet Evvelki gün heyeti umumiyesi yapı lan Denizyollan kooperatifinin yürütülüşünü, kooperatifçiliğimiz için cidden bir muvaffakiyet misali olarak gösterebiliriz. Daha üç senelik bir hayatı olan bu istihlâk kooperatifi, seneden seneye serma yesini, hissedarlara ve halka faydasmı, ucuzluk nisbetini ve bütün bunlarla be raber temettü derecesini artırarak bir kooperatif için ideal sayılabilecek bütün vasıflan bir araya toplamiş bulunuyor. Denizyollan kooperatifinin kuruldugu sene, yani 935 de umumî satış yekunu 165,556 liralık imiş, 936 da bu miktar 430,886 liraya çıkarılmış ve nihayet geçen sene yeni bir artış hamlesi daha göstererek 607,217 lirayı bulmuştur. Denizyollan idaresinin elinde vapur lar bulunduğu için bunu çok görmemek kabildir. Fakat, rapordan öğreniyoruz ki, şu son yekunun ancak 163,000 lirası vapurlara, 126,800 lirası ortaklara ve 317,417 lirası da peşin paralı ve ortak olmıyan müşterilere aiddir. Raporda şu malumat da ilâve olunuyor: «Bu sene bilhassa ortak olmıyanla nn ahşverişinde 165,417 liralık bir fazlalık görülüyor. Bu iyi netice, koopera tifimizin hem evsaf hem de fiat itibarile müşterilere gündengüne daha ziyade memnun ettiğine delâlet eder.» Görülüyor ki kooperatif halkm îçine girmiş, bu sahayı tutmuştur. Bizde halkın ciddî yürüyen kooperatiflere itimadma ve onu benimsemesine bir delil addedilebi ;lir. Kooperatif geçen sene safi oîarak 40,474 liralık bir kâr elde etmiş. Bir ser.e evvelki safi kâr nisbeti, sermayeye nazaran yüzde 8,3 iken 937 de bu nisbet 6,66 ya düşürülmüş.. Fiatların daha az bir kârla hesablanmış olmasma delâlet [eden şu rakamlar piyasada müşterilerin (niçin arttığmı da açık olarak gösteriyor. Bir sene evvel yüzde 4,50 olan umumî idare mesraflarını kooperatif umumî ciroya nisbetle yüzde 4,25 e ve yüzde 14 o!an gayrisafi kâr nisbetini de yüzde 1 1,28 e düşürmüş... Kooperatiflerde kârı ve masrafı asgarî hadde indirmek bir esas olduğuna göre, seneden seneye bu gayeye doğru giden ve bunda da muvaffak olan Denizyollan kooperatifinin gelecekte çok kuvvetli bir teşekkül bünyesine sahib olacağı anla çılıyor. Büyük davalar Alman müstemlekeleri meselesi Yazan: GENERAL PAUL AZAN Almanyanın müstemleke istemekten maksadı nedir? 1914 1918 harbinden evvel müstemlekeleri bulunduğunu, fa kat harbden sonra bunlaıı kaybettiğinı söylüyor. Lâkin, harbi istiyen herhalde Fransa değildi. Red ve inkân kabil olmıyan tarihî vesikalar buna delildir. Fransa, müstevlıyi, insan ve para bakımından hadsiz hesabsız fedakârlıklar pahasına, baştanbaşa harab olan koskoca vilâyetler pahasma tardedebilmiş, bu zararları hâlâ tazmin edilmemiş, buna mukabil, asıl cürmü işliyen milletin topraklan hiçbir zarara uğramamıştır. Eski Alman müstemlekeleri olan Togo ve Kamerun'un bir kısmında Fransaya bırakılan manda, kayıblannı telâfi için verilmiş naçiz bir tazminattır. Esasen, bu manda, memleketin menabiini işletmek ve yerliler lehine birçok ıslahat yapmak için masraf kapısı açmaktan başka bir fayda vermemiştir. Ve nihayetülemir, bu topraklan, Fransa, çetin mücadeleler pahasma, harbde düşmandan almıştır. Halihazırdaki vaziyetin değişmesi fikrini haklı gösterecek ne hukukî, ne de hissî hiçbir sebeb yoktur. *** Böyle olunca, Almanya, taleblerini haklı göstermek için başka sebebler ileri sürüyor. îptidaî maddeler istediğini söylüyor. Halbuki, onun geri almak istediği müstemlekelerde, yani Togo ile Kamerun'da, iptidaî madde gayet azdır. Almanyanın, iptidaî maddelerini, eski müstemlekelerinden değil, şimalî ve cenubî Amerika ile Britanya împaratorluğunun muhtelif dominyonlarından tedarik ettiğini, ticarî istatistikler ispat ediyor. İptidaî madde alımı, beynelmilel ricaretin başlıca esaslanndan biridir. Silâh imali için zarurî olan bütün iptidaî maddelerin muazzam bir nisbette arttığmı gören Almanya, bunu pekâlâ bilir. Harb hazırlığına yanyan iptidaî maddelerden daha başkalarına ihtiyacı varsa, satın aldığı jptidaî maddelerin nev'ini değiştirmesinde hiçbir mahzur yoktur. Almanya, nüfusunun fazla kısmmı yollamak için de araziye ihtiyacı olduğunu iddia ediyor. İyi amma, ne Togo, ne de Kamerun iskân mıntakası değildir. Almanya bu iki müstemlekeye tesahub ettiği otuz sene zarfında, yani bu topraklan işgal ettiği 1884 senesinden 1914 harbine kadar, Togo'ya ve Kamerun'a gidip yerleşen Almanlarm sayısı pek azdı. *** Almanyanın eski müstemlekelerim istirdad etmek hususunda beslediği niyet, bu saydıklanmızdan büsbütün başka sebeblere istinad ediyor. Onun maksadı, 1918 hezimetinin son izlerinden birisini silmektir. Fakat, bu tasavvur, bilhassa. PENCERESİNDEN Bir de çala mehterbaşı demek lâzım! Subhi Berekâtın beyanatı Türkiyeden Antakyaya dönen, Suphi Berekât «Yeni Gün» refıkimizin bir muharririle şu mülâkatta bulunmuştur: Türkivede gördüğüm hüsnükabulden çok memnunum. Yapılan inkılâbla yükselen Türkiyenin on yıl içinde bu kadar mükemmelleşmesine insanın ina namıyacağı geliyor. Mıllî bankalann itiban, şimendıferlerin müthiş faaliyeti, ziraatin ıslahı, sanayiin inkışafı on seneye değil ancak asırlara sığacak işlerdir. Bu azametli Türkiye karşısında Atatürk'e Ataşark demek daha doğrudur. Bundan böyle Hatayda mı oturacaksınız? Ben zaten Hataylıyım. Ve Tür küm, ecdadım, anam, babam ve bütün ailem Türktiir. Gayem ana vatanımın refah ve saadetini temindır. Hatay davası hakkında ne düşü nüyorsunuz? Hatay davası bitmiştir. Burası Türk ekseriyetinin bulunduğu bir Türk memleketidir. Buranın Arabı da Türklür, Türkü de... Birkaç ay önce gene Antakyaya gelmiştiniz. Dünkü ve bugünkü Antak yada ne fark buldunuz? Suphi Berekât Bugün, hakikat biraz daha anla şılmıştır. Eğer bazı kimseler hakıkaten sıyasî bir parti kurmak arzusundalarsa, kapısı herkese açık olan Halk Partisine girsinler. Halk Partisinin programı ana yasa ve statünün çerçevesindedir. Türkiyenin Suriyeye karşı duyguları... Çok dostane ve samîmidir. Türkiye, Suriyenin de Irak, Mısır ve Hicaz gibi müstakil olmasını diliyor ve büyük bir ağabey sıfatile Suriyeye elinden gelen .iyiliği yapmak istiyor.» Suphi Berekât, Parti merkezine gelerek Genel Başkanı ve Parti erkânını ziyaret etmiş ve burada iki saat kadar kalmıştır. Arkadaşımız Peyami Safa evlendi Bayan Nebahet Erinçle «Cumhuriye.t» ailesinin değerli rüknü, edib arkadaşımız Peya mi Safanm evlen meleri evvelki gece Beyoğlunda Tokatlıyan oteli salonlarmda verilen parlak bir suvare ile kutlulanmıştır. Bu mes'ud hâdise, Tokatlıyana saat on dan itibaren genc evlilerin dostlanndan mürekkeb çok güzide bir kalabalık toplamıstı. Hep birbirini tamyan davetliler gayet neş'eli bir hava içinde sabahm erken saatlerine ka dar eŞlenmişlerdir. « Cumhuriyet», Pevami Safaya ve eder. genc hayat arkadaşma sonsuz saadetler temennl •«••••••••• F. G. Atatürk köprüsü Belediye ile müteahhid arasında gene ihtilâf çıkmış bulunuyor Atatürk köprüsü inşaatı üzerinde Belediye ile müteahhid arasında gene yeni bir ihtilâf çıkmıştır. Bu defaki ihtilâf da istinad direklerinin denizde tutacağı miktar üzerindedir. Belediyece yapılan muhteiif tecrübeler sonunda istinad direk lerirun on sekiz metroya indirilmesi mu vafık görüldüğü halde müteahhid bunun az olduğunu ileri sürmekte, daha fazla indirilmediği takdirde tehlike melhuz olduğunu, bu yüzden tahaddüs edecek mes'uliyeti kabul edemıyeceğini bildir mektedir. İhtilâf, Nafıa Vekâletine bildirilmiş, Vekâlet bir komisyon marifetile bu hu susta tetkikat yapılmasını istemiştir. Bu Vomisyon, Nafıa Vekâleti köprüler müdiırü Kemalin riyasetinde liman ve köprüler mühendisi Denayo, Belediye fen heyeti müdürü Hüsnü ve Belediye köprüler müdürü Galibden mürekkeb ola caktır. Vekâlet köprüler müdürü Kemalin bugün şehrimize gelmesi beklenmektedir. Yapılacak tetkikat sonunda esaslı bir karar verilecektir. taleasında bulunduğunu söylemiştir. Mumaileyh, ekseriyetin genişletilmesi lüzu munu pek iyi kabul etmekte olduğunu, geniş bir birlik vücude getirilmesini bütün kuvvetile teshil etmeğe ve hatta evsafı lâzimeyi haiz herhangi bir şahsiyete terki mevki eylemeğe amade bulunduğunu beyan etmistk. Maamafih Başvekil, bu kabil düşüncelerin tahakkuk sahasma isal edilmesindeki müşkülâtı gizlememiştir. Mumaileyh, müşkülâtm iktihamı gayrikabil olduğu meydana çıktığı takdirde siyasî gruplardan memleketin menfaati namma tercih etmekte oldukları doktri nal akidelerini iskât etmelerini istiyecek ve birleşilmesini ve milletin istihsal kuv vetlerini artırmasını taleb etmek için de memlekete müracaat edecektir. Bundan başka M. Chautemps, îngiltere ile mütesanid bulunmanın bir zaruret olduğundan bahsetmiş ve Fransanın kollektif emniyet prensiplerine ve Mil letler Cemiyetine merbut olduğunu söylemiştir. (a.&.) işede durduğu gibi midede misgenış bir umumî plân icabatından ve Alkin miskin, yahud sakin sakin manyanın, önce Avrupada, sonra da büduracak değil a. Elbette şahlatün dünyada tesıs etmek istediği tefevvu nacak, dimağa çıkacak ve anarşi yaratakun esaslı merhalelerindendir. cak. Fakat zavallı bekri ağız kızğınlı * Togo'yu ve Kamerun'u istirdad ettiği ğile buralarım düşünmemiş. İlkin katakdirde, Almanya, Fransız Afrikasının dehle basladığı çakıntıya sonra şişe devirerek devam etmiş ve işte sokağa dü> kolunu, kanadmı kıran ve İngiliz Afrişüp sızmış. kasını kötürümleştıren birinci derecede Alkolün ne vakit ümmülhabais ola sevkulceyşî üslere tesahub etmiş olacak bileceğini ve o sıfatla neler yapacağmi tır. Berlin Roma mihveri Afrikaya ka bu diri ölünün solgun yüzünde okuyan dar uzatılacaktır. Zâhiren Fransa ve İn mahalle cocukları sırt hamallığının giltere için az ehemmiyeti haiz gibi gö mülga olduğunu unutarak (küfe, kü* rünen Togo ve Kamerun, Afrikadaki fe) dive bağırısıvorlardı. Bu gafletli çır» eski Alman müstemlekeleri arasında yal pınıs bana su fıkrayı hatırlattı: Vaktiîe İzmire veni bir vali gelmiş. nız bu ikisi, istenilen rolü oynamağa kâfi Su ve bu. istikbal icin, deniz kenarına gelecekîerdir. Bu arazide bulunan müteaddid mükemmel tayyare meydanlan, inmiş. Sekiz on davulla bir o kadar zurfilolann uzaklarda dolaşmalarını müm nadan, yarım düzine zilden. düdükten kün kılacak, Libya ve Habeşistandaki mürekkeb olan mehterhane de getirilîtalyan tayyare filolannm yollarile bu mis. Vali, kendini tasıyan yelkenlidefl bir kavığa binip gelirken istikbalciler • yollar birleşeceklerdir. Douala limanı den biri hatırlar: çok faydalı bir deniz üssü olacak, tay Yahu. der, her şey hazır, at da ye* yare filolannm muavenetile, Fransız ve dekte' Fakat binek taşı yok. îngiliz gemilerinin, Atlantik denizinin İleri sürülen noksan pek büvük oldu* bir kısmında sefer etmelerine mâni ola ğundan herkesi telâş alır, münakasalas bilecektir. vapılıp çareler arastırılır. nihavet şu Bu mesele, son zamanlarda, Fransız karar alımr: Büyük bir küfe bulunacak, bas asağı cevrîlerek üzerine sırmalı bir müstemleke komitelerinin hepsinde, bilörtü konulacak ve bu suretle bir bineK hassa Fransız Afrikası komitesinde ve ta^ı vücude getirilmis olacak! Müstemleke Fen Akademisinde münaVakit dar olduğu için fazla düşünül» kaşa edilmiştir. General Tilho, gözlere mez. sık dokunup ince elenmez, alınaıi hitab eden beliğ bir harita çizerek, Al karardan dönülmez. Biraz sonra da vali man deniz ve hava kuvvetlerinin, eski karava cıkar. sağına soluna selâm ve« Alman müstemlekelerinde yapabilecek rerek nazlı nazlı yürür. binek taşı san* leri harekâtı göstermiştir. dığı küfenin önüne gelir. uluorta ava • Zaman zaman ortaya çıkan ve Avru ğmı basar basmaz küfe delinir ve dev« letmeab içine gömülür. O sırada cçalS pa havasını bulandıran bu âcil meseleyi, mehterbaşı» emri de verilmiş bulun • eski Alman müstemlekeleri meselesini duğundan ahenk başlamıs. alay yürü* halletmek lâzımdır. Medenî bir dünya vüse geçmiş bulunur. Kimse. valinirj da, bir toprağa sahib olmak arzusunun küfelik olduğunun farkında değil. Bu« ve icabında onu gasbetmek emelinin, çe nu ancak yakınmda olanlar görüvor. kinmeden ifade edilmesine rağmen, bu Fakat alavı durdurmak, mehterhaneyi na, Lavisse tarafmdan kullanılan bir ta susturmak mümkün olamıyor. Hulâsa birle «harbi san'at edinmemiş» bütün ö garib ve garabeti kadar da hazin bir teki milletlerce itiraz edılmemesi şayani sahne!. *** hayret değil midir? < Sultan Abdülâziz bu hikâvevi çok be* Fakat, itiraz, silâhlı bulunmağa vağendiğinden sık sık tekrar ettirirmiş. bestedir. Fransa silâhlanmıştır. Gerçi, Kendisi Mısıra giderken İzmire van • tayyareciliği, müessif bazı idarî hatalar sında binilmek üzere bir at hazırlandı* yüzünden muvakkat bir buhran geçir ğmı, hayvanın sırma örtülü bir binele miştir; fakat, umumiyet itibarile, müsel taşı vanmda bekletildiğini görünce fw lâh kuvvetleri yerinde ve teçhizatı mü kır fıkır gülmeğe başlamıs ve binek ta« kemmeldir. Bolşevik zehirinin hiçbir su şına ayağını korken gülü^ü kahkaha de* retle tesir edemediği zabitan heyeti ve recelerine geldi&inden rikâbmda yürii* efradı sapasağlamdır. Askerî, havaî ve ven Kececizade Fuad Paşavı telâş al • bahrî yüksek kumanda heyeti, malumat mıs. Öyle ya. Rıbtıma yığılan halkm buT lı, tecrübeli ve insicamlıdır. Fransa, bun gülüşlere vereceği mana belli. HerkeS lara güvenebilir. Fransa, silâhile mağlub «Hünkâr deli» divecek. Fakat ses çıkaramıyor, susuvor. Sul» etmiş olduğu halde, korkutarak veya tan Abdülâziz de kendini toplayıp ata kuvvet istimal ederek galebe çalacaklabinivor. gideceği yere pidivor. Orada nnı sananlann haksız isteklerine karşı Fuad Paşayı yanma çağırıp hikâyeyl artık müsaadekâr davranmıyacağını an anlatıvor: latmalıdır. Ne vapavım. divor, binek tası g5* PAUL AZAN Romanyanın ceva Çin, Almanyayı bı «Evet!» oldu protesto etti Halkın % 99 u yeni kanunu esasî lehinde rey verdi Bükreş 24 Rador ajansı bildi riyor: Bu sabah saat 8 de başlıyan ve 17 de nihayete eren plebisit, bütün mem lekette büyük bir heyecan havası içinde cereyan etmiştir. Bükreşte, hüku met memurları, hu Kral Carol susî müesseselerde çalışanlar, işçiler, profesörler ve sair kimseler, rey verme mahallerine hep birlıkte giderek yeni kanunu esasiyi tasvib eylemekte olduklarını bildirmişlerdir. Reye iştirak nisbeti, bütün tahminleri geçmiştir. Köylüler, mızıka ve bayraklarla, her zamankinden daha çok bir halde rey vermeye gelmişlerdir. Yeni kanunu esasî aleyhine verilen reyler, tamamile ehemmiyetsiz bir miktardadır. Şurasını da tebarüz ettirmek icab eder ki bütün Transilovanya, müttefıkan, reye istirak etmiştir. Almanlar, Macarlar ve Yahudilerin de kül halinde reye iştirak ettikleri görülmüştür. Fransız Meclisinde haricî siyaset münakaşaları [Baştarafı 1 Inci sahitede] tine sadık kalmak istiyenlerin çarpışmaşı manzarasını irae etmiştir. Fransa, ilk i§ olarak orta Avrupadaki dostlarını sanajileştirmelidir.» Sosyalist meb'uslardan Gonbak da şunlan söylemiştir: « Fransız İngiliz münasebatı dos tane mahiyetini muhafaza etmelidir. Almanya siyasetini değiştirir değiştirmez, biz de siyasetimizi derhal değiştireceğiz. Hitler'in son sözleri, Almanyanın Fransanın en tehlikeli ve büyük düşmanı ol duğunu isbat ediyor. Fransız ricali Al manya ile anlaşmak üzere müteaddid teşebbüslerde bulunduklan halde Almanyanın itilâfgirizliği yüzünden bir türlü rouvaffak olamadı. Vaziyet karışacak olursa, mes'uliyet münhasıran Almanyaya aid olacaktır.» Bundan sanra söz alan Ylarnegaray demiştir ki: « İtalya ile Almanya Avrupa için büyük tehlike teşkil etmektedirler. RomaBerlin mihveri Avrupa sulhunu tehdid ediyor. Almanya tarihte misli görülme ırış şekilde ordusunu kuvvetleştirmek suretile Fransaya korkunc bir komşu haline gelmiştir. Fransa kimseyi tehdid etmiyor, fakat kimseden de korkmuyor. Hitler'in istediği sulh bir Alman sulhudur ve sa mimî değildir. İtalya ile Almanya ara sında askerî mahiyette bir ittifak mevcud olduğu artık inkâr edılemez. Bundan dolavıdır ki, italya orta Avrupadaki Alman projelerine, Almanya da Akdenizdeki Italyan projelerine muzaheret etmektedir. Orta Avrupada bu hâdiseler cereyan ederken Londra ile Paris, Viyana hüku metine yardım etmek değil, alelâde cesaret verecek bir tek söz bile söyliyemedi. Fransa Avrupayı tehdid eden tehlikeye karsı acele tedbir almalıdır.» Bundan sonra meb'usan meclisi Hari ciye Komisyonu reisi M. Missler söz alarak demiştir ki: « Maalesef Fransa 15 sene evvel Avrupada ihraz ettiği mevkii kaybetmiş bulunmaktadır. Fransanm haricî siyaseti dahilî politikasına dayanmalıdır. Bilhassa her tarafı tehdid eden Almanya Hitler'in ağzından müstemleke talebinde bulunmakla iktifa etmiyerek Almanya hududları haricinde 15 milyon Almanın da Almanyaya ilhakmı istediği bir sırada Fransa derhal şiddetli tedbirler almalıdır. Aksi takdirde dünyanın yeni emrivakilerle karşılaşaeağı muhakkak tır.» Bunun sebebi, Mançukonun tanınmış olmasıdır Berlin 25 Hankow hükumetinden aldığı talimat üzerine Çin sefiri Hariciye Nezaretine giderek Mançuko'nun Almanya tarafından tanınmasım pro testo etmiştir. rünce küfeye düşmek ihtimalini düşün* düm, gülmekten kendimi alamadım. Ben de cocukları küfeye sokmak ista» diklerl sızgm adamı seyrederken bu hikâyeyi hatırladım. îlkin çala mehter* başı demek istedim. Sonra manzaranıH fecaatini düşünüp dudağıma yerleşmeK istiyen tebessümü kovdum. M. TtJRHAN T4V Kış ve kar Japon tayyarelerinin faaliyeti «Italyaya dostluk, Avusturyaya muzaheret» Ufak bir celse tatilinden sonra, Fransız sosyal partisinden M. Ybrnegaray söz almış ve Fransanın kimseyi tehdid etmemekte, fakat ayni zamanda kimseden de korkmamakta olduğunu tebarüz ettirmiştir. Bundan sonra M. Schuschnigg'i methetmis ve vaziyetin gittikçe daha vahim bir hal almaması için demiştir ki: «İtalya ile bir yaklaşma yapmak lâzımdır. Bu sebebden dolayı, İngiltere siyasetindeki son hareket çok memnuniyete şayan bir harekettir. Kalkınmanm lüzumlu unsurları sunlardır : Almanyaya karşı müteyakkız hareket, îtalyaya karsı dostluk, Avusturyava karsı muzaheret.» Müzakerelere devam edilmektedir. Hanceo 25 59 Japon tayyaresi, Gi • nagsi eyaletinden Naçang'a bir hücum yaparak tayyare karargâhmı ve diğer askeri hedefleri bombardıman etmiye tesebbüs etmişlerdir. Müteaddid Çin tayyareleri derhal, havalanarak Japon tayyarelerine hücum etmişler ve 13 Japon tayyaresini düşürmüslerdir. Hankeu 25 Yabancı lejyonlar tarafından pilote edilen beş Çin tayyaresi dün Cengçeu'nun şimalinde Psinhiang'ı bombardıman ederek garda bulunan mühimmat trenini ve tayyare meyda nında bulunan bir kaç Japon tayyare sini tahrib etmişlerdir. Çin tayyareleri salim bir surette geri dönmüslerdir. (a.a.) Şehrîmizde kar yağışı, dün de sabaKı tan akşama kadar devam etmiştir. Evvel* ki gece oldukça sürekli şekilde yağan ka« rın kısa fasılalarla bugün de devamS muhtemel görülüyor. Karadenizde şiddetli bir karayel vi tipi hüküm sürmektedir. Bu yüzden va« purların hemen hiçbiri Boğazdan çıkma» mışlardır. Evvelki gün limanımızdan ha* reket eden Denizyollan İdaresinin Cun» huriyet vapuru, Büyükderede bekleme* ğe mecbur kalmıstır. Karademzdeki ba# zı limanlardan alman haberler, tîpi v# karayel fırtınasınm evvelki günkü şidde* tile hüküm sürdüğünü ve münakalâtiBi kısraen durduğunu göstermiştir. Kayıkçı ve fırmcıların heyetî umumiyeleri Kayıkçı ve fırmcı esnafının heyeti umumiyeleri dün Eminönü Halkevinde 3'apılmıştır. Kayıkçılarm heyeti umu« mive içtimaı, sakin geçmiştir. Fırmcılar kongresinde de okunan ida» re heyeti raporu senelik bir hesab ve* riş mahivetinde olmaktan ziyade bir fikir müdafaası halinde idi. Bunda, bu asırda ferdlerin avn ayrı çalışmakla iş basaramıyacağından başlanarak müş* terek hareket etmek mecburiyetinde bulunulduğu. bunun için de İstanbulda fırmların yer yer şirketler halinde bir« leşmeğe başladıkları zikredilmiş, buna şimdilik itiraz eden esnaf varsa da onlann da er geç bu yola geleceği bildirilmiştir. Rapor, mütaleasız kabul edil * miştir. İstanbul fırıncılarmın sessiz sadasız şirketler kurarak birer müttehid cephe haline geldiği şu vaziyetten an » lasılmaktadır. Dün öğrendiğimize göre, bu şirketler şimdilik büyük semtlerde fırınlarm bir* leşmesile kurulacak, bilâhare tek bi» şirket haline sokulacaktır. tab^dat baberlerini tekzib ediyor Başvekilin, parlâmento beyanatı gruplarına Paris 25 M. Chautemps, dün öğleden sonra bugün meb'usan meclısmde açılacak olan haricî siyasete mütealhk müzakerelere bir mukaddeme olmak üzere parlâmento ekseriyeti gruplannın mümessillerini kabul etmiştir. M. Chautemps, şimdiki ahval ve şerait dahilinde haricî siyasetin sıkı bir surette dahilî siyasete merbut olduğu mü Londra 25 (Hususî) M. Hitler, Almanyanın Avusturya ve Çekoslovakya Yeni kanunu esasî hakkındaki plebi hududlarmda tahşidat yaptığma dair sitin resmî neticeleri: bazı İngiliz gazetelerinde çıkan haber4,295,308 rey lehte. leri tekzib etmiştir. 5,413 rey aleyhte. Teruel'de askerî vaziyet Bu neticeye nazaran reylerin yüzde Salamanka 25 Askerî bültende şöy99,87 si yeni kanunu esasî lehindedir. le denilmektedir: Kralın Londra seyahati Teruel cephesinde kıtaatımız Işgal Bükreş 25 Salâhiyettar mahfiller Kral Karol'un gelecek martın 22 sinde edilen mevzileri tahkim etmekte ve Londraya gideceğini beyan etmektedir düşman tarafmdan terkedilen çok miktarda mühimmatı toplamaktadır, ler. (a.a.) Netice
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle